Ana Sayfa Blog Sayfa 662

Ekibinizi ve tüm şirket verilerinizi tek yerden yönetmenizi sağlayan Workiom, StartersHub’dan 395 bin TL yatırım aldı

İşinizi ve verilerinizi yönetmek için çeşitli uygulamaları kod yazmadan kolayca oluşturabileceğiniz bir yapı sunan Workiom, HUB Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. (StartersHub)‘den 395 bin TL yatırım aldı.

Workiom, ekiplere neler sunuyor?

  • Müşteri İlişkileri ve Satış Yönetimi,
  • Görev/Proje Yönetimi,
  • İş akışlarına uygun, sıfırdan yeni bir uygulama tasarlayıp oluşturmak,
  • Kampanya yönetimi, PR&Medya ilişkileri, içerik takvimi, sosyal medya paylaşım takvimi gibi pazarlamaya yönelik şablonlar ile,
  • Ürün Yönetimi, Agile, Scrum gibi metodolojilerin uygulama ve takibi,
  • OKR, hedef koyma ve metrik takibi sunuyor.

HUB GSYO’dan Workiom yatırımının KAP Açıklaması:

“Faaliyet konusu; her türlü bilgisayar yazılımının ithalatı, ihracatı ve dahili ticaretini yapmak, her türlü yazılımı yapmak, yaptırmak, program dizayn etmek, program geliştirmek, konu ile ilgili ihalelere katılmak, kiralamak, almak ve satmak, her türlü bilgisayar sistemleri, yazılım ve donanım destek ve danışmanlık hizmetlerini sağlamak, yazılım hizmetleri sunmak, dikey çözümler esas alınarak SAAS ürün elde etmek olan, İstanbul Ticaret Sicili’nde, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün kabul etmesi halinde Workiom Teknoloji A.Ş. (“Workiom”) unvanı veya başka bir unvan ile kurulacak olan anonim şirketin toplam 50.000 TL nominal değerde olan esas sermayesinin % 5’ine sahip olacak şekilde kuruluş ile iştirak edilmesine karar verilmiş, bu amaçla Hisse Edinim, İştirak ve Hissedarlar Sözleşmesi, Esas Sözleşme ve diğer ilgili kuruluş ve yatırım dokümanları imzalanarak, 19.10.2020 tarihinde bugün 2.500 TL nominal değerde 2.500 adet B grubu pay için beheri 158,08 TL fiyattan toplam 395.200 TL ödenmiştir.

Workiom kuruluş ve sicil tescil işlemlerinin tamamlanması ile faaliyetine başlayacak olup, Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından Workiom Teknoloji A.Ş. dışında bir unvanın tasdik edilmesi durumunda söz konusu unvan kamuoyu ve pay sahipleri ile paylaşılacaktır.

Pay sahipleri ve kamuoyunun bilgisine sunarız.”

Workiom, ayrıca QNBEYOND’un ikinci döneminden mezun olan girişimler arasında da yerini aldı. Girişimin yeni gelişmeleri oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Instagram’da içerik üreticileri Rozetler ile canlı yayınlarda gelir elde edebilecek

Instagram Canlı Yayın’da Rozetler’in, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkede 50 bini aşkın içerik üreticisinin kullanımına sunulduğunu açıkladı. Canlı Yayın’da Rozetler, içerik üreticilerine takipçileriyle daha derin bir etkileşim kurarken gelir elde etme fırsatı sunuyor.

Rozetler’i kullanıma açan içerik üreticilerinin Canlı Yayın yorumları altında bir rozet satın alma butonu yer alacak. İnsanlar bu butona tıklayarak Rozet seçebilecek ve Google Play veya Apple Store yönlendirmelerini takip ederek satın alabilecek. Bir içerik üreticisinin canlı yayınında Rozet satın alan insanlar, yorumlarda isimlerinin yanında çıkan Rozet ile öne çıkıyor ve içerik üreticisinin Rozet sahipleri listesinde yer almak ve özel bir kalp ikonu erişimine sahip olmak gibi özelliklere erişebiliyor.

Bu dönemde içerik üreticilerine daha fazla destek olabilmek adına Instagram, Kasım ayından itibaren belirli bir süre boyunca içerik üreticilerine Rozetler ile elde ettikleri gelire eşit miktarda destekte bulunacak. Instagram, bu özelliğin içerik üreticilerinin Instagram üzerinden daha fazla gelir elde edebilmesi adına yeni araçlar sunma vizyonunun bir parçası olduğunu ve geri bildirimler doğrultusunda Rozetler’in daha fazla içerik üreticisinin kullanımına sunulacağını söyledi.

Red Bull Basement, 25 Ekim’e kadar girişimlerin başvurularını bekliyor

Teknolojiyle ilgilenen girişimcileri destekleyen Red Bull Basement, üniversite öğrencilerine kampüs hayatını değiştirecek projelerini geliştirmeleri için fırsat tanıyor. Öğrenciler, kampüs deneyimini ileri götürmeyi amaçlayan fikirleri ile redbullbasement.com adresinden 25 Ekim’e kadar başvuru yapabiliyor. Başvuruların öncesinde gençlerin fikirlerine yön vermek için uzmanların yer aldığı bir çevrimiçi etkinlik herkesin katılımına açık olarak gerçekleştirildi ve genç girişimci adaylarına ilham veren hikayeler aktarıldı.

Daha iyi bir yarın inşa etmek amacıyla teknolojinin gücünden yararlanan girişimcileri ve inovasyon alanındaki fikir önderlerini destekleyen Red Bull Basement, her yıl genç girişimci adaylarını; sosyal inovasyonun gelişimi için sektörün önde gelen isimleri ile çeşitli konuşmalar, paneller ve atölyeler aracılığıyla buluşturuyor.

İkinci çevrimiçi etkinlik 18 Ekim Pazar günü Kolektif House’da gerçekleşti ve alanında uzman isimleri konuk etti. Codeway Kurucu Ortağı Tolunay Tosun moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte, Türkiye’de ortak çalışma alanı ve girişimcilik merkezi denince akla ilk gelen adreslerden biri olan Kolektif House’un Kurucu Ortağı Ahmet Onur, Boğaziçi Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Direktörü Dr. Oğuzhan Aygören, Türkçe hazırlanan ilk meditasyon uygulaması Meditopia’nın geliştiricisi Deniz Bağan, Onaranlar Kulübü ismiyle onarmanın ve iyileştirmenin birleştirici gücünü odağına alan bir gönüllülük hareketinin kurucu ortağı Doğukan Güngör kendi başarı öyküleri ile fikirlerin olgunlaştırılmasında rol oynadı.

Etkinlikte sözü ilk alan isim Ahmet Onur “Başarı için birkaç yenilgi lazım. Ben de ilk 3 girişimimde başarısız oldum ve geriye dönüp baktığımda en büyük derslerimi buralardan çıkardığımı fark ediyorum. Aynı zamanda ilham alabilmek ve durup düşünmek için hedeflere giderken ara vermek de gerekiyor. Bu 3 girişimim ardından verdiğim ara sayesinde Kolektif House’u kurdum ve doğru zamanda, doğru anda başardığıma inanıyorum. Sanayi’de hiç olmayacak denilen bir yerde projemizin lokasyondan bağımsız bir şekilde başarılı olabileceğine inandık ve bunu da 6 yıldır gösteriyoruz” diye konuştu.

Daha sonra sözü alan Boğaziçi Üniversitesi Girişimcilik Merkezi Direktörü Dr. Oğuzhan Aygören, “Girişimci olabilmek için ne gerekiyor?’ diye sorulsa yanıtım: ‘Gelişmek, paylaşmak ve öğrenmek olurdu. Çünkü huzurla yattığımız bir gün mutlaka bunlardan birisini yapmış oluyoruz. Aynı zamanda değişimin öncüsü olabilmek ve yakınmak yerine inisiyatif alabilecek cesareti göstermek de gerekiyor. Bir sorunu öngörüp bugünden harekete geçmek ve çözüm üretmek için her zaman öncü olmalısınız” dedi.

Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde doğan Red Bull Basement, bugün pek çok ülkede daha iyi bir gelecek inşa etmek amacıyla teknolojinin gücünden yararlanan üniversite öğrencisi girişimcileri, kod yazarlarını ve inovasyon alanındaki fikir önderlerini desteklemeyi sürdürüyor.

Başvuru için son tarih: 25 Ekim

Öğrenciler, kampüs deneyimini ileri götürmeyi amaçlayan fikir ve projelerini anlatan bir dakikalık video ile redbullbasement.com adresinden 25 Ekim’e kadar başvuru yapabiliyor. İngilizce bilen, lisans ve yüksek lisans öğrencileri, başvurularını bireysel veya iki kişilik takımlar halinde yapabiliyor. Jürinin değerlendirmesinden geçen bir finalist takım veya bireysel katılımcıya ödül olarak projelerini geliştirmeleri için uygun bir zemin sunulacak. Finale kalan proje sahibi, global sosyal inovasyon çevresi ile buluşma imkânı yakalıyor. Burada mentörlerin katkıları ile fikirlerini gerçeğe dönüştürme fırsatı yakalamanın yanında global bir eğitim programına da dahil oluyor.

Güvenilir veri ekosistemi sunan Zürih merkezli Decentriq, 3.2 milyon Euro yatırım aldı

Veri güvenliği uzmanlığı üzerinde çalışan İsviçre merkezli Decentriqbtov Partners liderliğinde, Paladin Capital Group ve mevcut yatırımcısı olan Atlantic labs tarafından 3.2 milyon Euro değerinde tohum yatırım aldığını duyurdu.

Şirketler için önem arz eden verileri sistemleştirmek adına bir platformun kurulmasını kolaylaştıran ve verilerini birbirleriyle paylaşmak isteyen şirketler içinde daha az sürede daha az maliyetli bir hizmet sunan Decentriq ,yapılan yatırımların müşteri tabanının geliştirilmesi ve uluslararası büyüme adına kullanılacağının altını çiziyor.

Günümüzde birçok şirketin iş planları bu verilere dayanılaraktan hazırlandığından elde edilen verilerin içeriğinin korunmuş ve güvenilir olması şirketler adına büyük bir önem teşkil ediyor. Bu verileri sağlayan kişilerinde bu verilerin kimler tarafında nasıl ve ne şekilde kullanıldığı hakkında bir güvenceye sahip olması ve veri sahiplerini de koruması gerekiyor. Decentriq ise , bu konuları dikkate alaraktan oluşturmuş olduğu bulut tabanlı platformu sayesinde kuruluşların ellerine geçen verilerin şifreleme yöntemleri ile korunmasını, analiz edilmesini , gözden geçirebilmesini ve bir başka kuruluş ile bir sorun yaşamadan paylaşmasını mümkün kılmayı amaçlıyor.

Decentriq’in kurucu ortağı ve CEO’su Maximialian Groth şu sözleri ile Decentriq öncesinde iki kuruluşun birbirleri ile veri ortaklığının ne kadar maliyetli ve zaman talep eden bir sisteme sahip olduğunu vurguluyor : ‘Bir banka ile bir sigorta şirketinin veri ortaklığı işbirliğine girmek istediği varsayıldığında her ikisininde makine öğrenimi altyapısına ve Veri gizliliği sorumlusu (DPO), Bilgi Güvenliği Görevlisi (CISO) gibi gerekli personellere ihtiyaç duyacaktır. Decentriq’in sağladığı platform bu işbirliğini kolaylaştırır , kuruluşları maliyetten ve zaman kaybından korur.Böylece şirketlerin veri analizine ve değerine daha çok odaklanmasını sağlar.’

Groth aynı zamanda btov ve Paladin öncülüğünde aldıkları yatırım karşısındaki heyecanın yanı sıra  iyi ölçüde bir büyümeye gidileceğinin ve müşteri tabanının genişletileceğinin altını çiziyor.

Vestel, ilk yerli elektrikli bisiklet bataryasının üretimine başladı

Türkiye’nin önde gelen teknoloji üreticilerinden Vestel, ilk yerli elektrikli bisiklet bataryasının üretimine başladı. Donanım, yazılım, mekanik tasarımları ile üretim ve test altyapısı tamamen Vestel mühendisleri tarafından üretilen bataryalar, güvenilirliği, uzun ömürlü kullanım imkanı ve online servis hizmeti ile avantaj sağlıyor.

Metropollerde yaşanan trafik sorunu ve sağlıklı yaşam bilincinin artması ile talebin yükseldiği elektrikli bisikletler, tüketicilerin tercihi olmaya devam ediyor. Avrupa’da ciddi pazar büyüklüğüne ulaşan elektrikli bisikletlere, Türkiye’de de ilgi her geçen gün artıyor. Ancak bataryaların yüksek maliyetli, kısa ömürlü olması ve güvenlik riskleri, kullanıcılar açısından engel oluşturuyor. Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden Vestel’in tasarlayıp ürettiği ve ilk kez geçen yıl düzenlenen IFA’da görücüye çıkarılan yerli tasarım ve üretim bataryalar bisiklet üreticilerine kalite, maliyet, teslimat süreleri ve satış sonrası hizmetlerde büyük avantaj sağlayacak. İlk siparişini Salcano’dan alan Vestel,tüm yerli bisiklet üreticileri ve dünyaya batarya üretmeyi hedefliyor.

Hızlı şarj ve yüksek güvenlik

Geleceğin teknolojilerine yatırım yapmaya devam ettiklerinin altını çizen Vestel CEO’su Turan Erdoğan, “Bir teknoloji şirketi olarak daima en iyi ve en yeniyi tasarlamaya odaklanırken, Akıllı Evler, Akıllı Şehirler ve Nesnelerin İnterneti konsept çatısı altında, hem birbirleriyle haberleşebilen hem de mobil cihazlar aracılığıyla kontrol edilebilen akıllı ürünleri piyasaya sunarak, tüketici deneyimine değer katacak teknolojileri geliştiriyoruz. Ülkemizin Akıllı Şehirlerinde Vestel’in imzası olacak. Geçtiğimiz sene görücüye çıkardığımız Vestel tasarım ve donanımına sahip bisiklet bataryalarımızın üretimine başladık. Bisiklet bataryalarımızı bisiklet üreticileri ve e-bisiklet sistem üreticilerinin kullanımına sunarak sektörde bir ilke imza atmış olduk” açıklamasında bulundu.

Otomotiv baz alınarak elektrikli bisikletlere uyarlanan bataryalar, EN50604-1 güvenlik sertifikalarını almayı başararak, müşteriler tarafından özellikleri ve tasarımı ile beğeni topluyor. Vestel’in ürettiği bu bataryalarda yüksek enerji yoğunluğuna sahip NCA hücreler kullanıyor. Bluetooth üzerinden batarya-cep telefonu bağlantısı ile online servis hizmetine olanak sağlayan sistem, aynı zamanda kullanıcının bataryanın durumunu aplikasyonla takip edebilmesini mümkün kılıyor. Vestel mühendislerinin tasarladığı bataryalar, IP66 seviyesinde su geçirmez tasarımı ile EN50604-1 onayının gerektirdiği şok, darbe ve ezilme testlerinden başarıyla geçerek diğer ürünlerin önüne geçiyor.

Apsiyon’un yazılım geliştirme müdürü Erçin Dedeoğlu oldu

Toplu yaşam alanı yöneticilerine CRM’den finans yönetimine, bakım takibinden dijital güvenlik sistemlerine kadar entegre çözümler sunan Apsiyon’da üst düzey bir atama gerçekleşti. 800 binden fazla konutta, 10 binden fazla sitede, 1.7 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren Apsiyon’un yeni Yazılım Geliştirme Müdürü Erçin Dedeoğlu oldu.

Ağustos ayı itibariyle göreve başlayan Dedeoğlu, Türkiye’nin en hızlı büyüyen 50 teknoloji şirketi arasında yer alan Apsiyon’un, yazılım ekibinden sorumlu olacak.

Erçin Dedeoğlu kimdir?

Sakarya Üniversitesi, Bilgisayar Programcılığı Bölümü’nden mezun olan Dedeoğlu, mezuniyet sonrası Anadolu Üniversitesi Bilgi Yönetim Sistemleri Bölümü’nde lisansını tamamladı. Kariyer hayatına 2003 yılında Experts Exchange’de başlayan Dedeoğlu, 2012 yılına kadar bu firmada, 8 farklı ülkedeki yazılım süreçlerine danışmanlık verdi ve Ar-Ge faaliyetlerini yürüttü. Dokuz yıllık uluslararası yazılım deneyiminin ardından, ülkesine dönerek Tam Sistem isimli girişime imza atan Erçin Dedeoğlu, bu girişim ile TÜBİTAK ve KOSGEB projelerine yazılım desteği sağladı. 2013 yılında GeoTech ile yolları kesişen Dedeoğlu, T.C. Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere, 222 farklı elçilikte kullanılacak olan bir ürün geliştirdi. Dedeoğlu, Agile ve Scrum tekniklerini Türkiye’de ilk uygulamaya başlayan ekipler içerisinde yer aldı.

2015 yılında Emse Mühendislik bünyesinde Yazılım Takım Lideri olarak görev alan DEDEOĞLU, bu deneyiminde, özellikle havacılık sektörüne önemli katkılar sağladı. Dünyanın en büyük havaalanlarında, büyük havayolu şirketleri ve yolcular tarafından da kullanılan Self Check-In kioskları, Self Bagdrop sistemleri, LiveGate konferans kioskları, Votebook anlık anket cihazları gibi pek çok büyük yazılım projesine imza attı.

2018 yılında MayCyber Technologies firmasında Yazılım Geliştirme Müdürü olarak çalışan Dedeoğlu, firma bünyesinde, video konferans sistemleri ve uzaktan eğitim sistemleri üzerine projeler geliştirdi. Bilgi ve tecrübelerini eğitmen olarak da paylaşan Erçin Dedeoğlu, Bilge Adam bünyesinde yazılım eğitimleri verdi. Son olarak Akgün Yazılım’da görev alan Dedeoğlu, 52 kişilik bir yazılım ekibine teknik danışmanlık sağladı.

Yerli fintech Param, dijital banka insha’ya 23.2 milyon TL yatırım yaptı

Türkiye’nin ilk dijital bankası olma vizyonuyla çalışmalarını sürdüren Param, Albaraka Türk tarafından iki yıl önce Avrupa’da kurulan dijital banka insha’nın yatırımcıları arasına katıldı. Param, insha’ya 232 milyon TL değerleme üzerinden 23.2 milyon TL tutarında bir yatırıma imza atmış oldu.

Hem bireysel hem de kurumsal tarafta elektronik para hesabı, ön ödemeli kart, para transferi, fatura ödeme, sanal POS konularında faaliyet gösteren Param, Albaraka Türk tarafından iki yıl önce Avrupa’da kurulan dijital banka insha’ya 232 milyon TL değerleme üzerinden 23.2 milyon TL yatırım yaptı. İki yıldır Almanya’da 43 bin üye, 400 binden fazla işlem ve 65 milyon Euro’yu geçen hesap hacmi ile faaliyet gösteren dijital banka insha, bu tohum yatırımla Avrupa’da yeni ülkelere açılacak.

“Türkiye’de ilk kez bir fintech şirketi, köklü bir bankanın iştirakine yatırım yapıyor”

Dijital bankaların yoğun rekabetine şahit olduğumuz Avrupa’da etik bankacılık anlayışıyla bilinçli tüketimi teşvik eden finansal araçları, çevreye duyarlı yaklaşımı ve reel ekonomiyi destekleyen yepyeni faizsiz dijital bankacılık modeliyle hizmet veren insha’ya yatırım konusunda görüşlerini dile getiren Param kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Emin Can Yılmaz şunları söyledi: “insha’nın Avrupa’da sunduğu finansal çözümleri önemsiyor ve iki yıl gibi kısa bir sürede geldiği noktayı çok değerli buluyoruz. insha’nın hayallerine ortak olmaktan dolayı mutlu ve heyecanlıyız. insha’nın koyduğu hedeflere, çizdiği vizyona ve ekibine güveniyoruz. Yaptığımız bu yatırımla hem insha’nın hem de Param’ın Avrupa’daki açılımını daha da hızlandırmak istiyoruz. Öte yandan Türkiye’de ilk kez bir FinTech, köklü bir bankanın iştirakine yatırım yapıyor. Bunu gerçekleştirmek Türkiye FinTech ekosistemi için çok stratejik ve önemli bir gelişme. Bu yatırımın her iki taraf için de önemli getirileri olacağına inanıyorum” dedi

“Insha’nın gücüne güç kayacak, ekosisteme katkı sunacak”

Param’ın insha’ya yaptığı yatırımı değerlendiren Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku ise “İki yıl önce katılım bankacılığı alanında bir ilki gerçekleştirerek Avrupa’da dijital bankacılık hizmeti vermek üzere insha’yı hayata geçirmiştik.Şubesiz ve tamamen dijital bankacılık hizmeti veren iştirakimiz insha bugün bir ilki daha gerçekleştirerek Param gibi güçlü bir FinTech’i yatırımcıları arasına almış oldu. Param ile birlikte insha’nın gücü daha da artacak. Her iki tarafın daha iyi, daha hızlı bir şekilde büyümesini sağlayacak ve tüm ekosisteme katkı sunacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Nurol Teknoloji’den yeni nesil staj programı: Sen Ol!

Üniversiteli gençlerin dijital çağda ihtiyaç duydukları yetkinlikleri kazanmaları ve böylelikle sürdürülebilir bir geleceği inşa edebilmeleri için kurgulanan Sen Ol! programı Ekim 2020-Şubat 2021 tarihleri arasında yürütülecek.

Sen Ol! staj programından Ankara’daki üniversitelerin mühendislik fakültelerinde okuyan ve Nurol Teknoloji’de staj yapan 32 öğrenci faydalanacak.

Konuyla ilgili açıklama yapan Nurol Teknoloji İK ve Kurumsal Gelişim yönetiminden sorumlu İcra Kurulu Üyesi İlkşen Çetintaş; “Sen Ol! öğrencilere sadece mesleki beceri değil dijital çağda ihtiyaç duyacakları yetkinlikleri kazandırmayı hedefleyen özgün bir staj programı. Gençler için çalışan bir sosyal girişim ile birlikte tasarlanmış ilk kurumsal staj programı. Üniversitelerin kariyer merkezleri ve Mühendislik Fakültesi Bölüm Başkanları’nın desteğiyle seçtiğimiz 32 öğrencimize, 6 aylık staj dönemleri süresince 24 farklı yetkinlik kazandıracağız. Alanında en iyi eğitmenler, iş insanları ve girişimcilerle buluşturup ilham almalarını sağlayacağız. Kitap, müzik ve sanatın farklı alanları ile buluşturarak vizyonlarını genişletmelerine destek olacağız. Bilim Virüsü ile tasarladığımız bu programın, Covid-19 ile yeniden şekillenen dünyaya hazırlanırken gençlere önemli bir referans olacağından eminiz. Üniversite-Sanayi iş birliğinde gençlere ve topluma karşı sorumluluğumuzun ezber bozan bilinci ile benzersiz bir değer yaratıyoruz” dedi.

Gençlere bilim tutkusu bulaştırmak ve 21.yüzyıl becerileri kazandırmak için faaliyet gösteren sosyal girişim Bilim Virüsü’nün kurucusu Şule Yücebıyık da şöyle konuştu; “Bu programla, Nurol Teknoloji’de staj yapan üniversiteli gençlere Sen Ol! diyoruz. Kendi değerleri ile buluşmaya, potansiyellerini keşfetmeye ve hayallerindeki geleceği inşa etmeye davet ediyoruz. Nurol Teknoloji bu programla; gençlere belirsiz ve değişken dünyada ihtiyaç duydukları becerileri kazandırmakla kalmıyor, geleceğe dair umutlarını da artırıyor.”

Sen Ol! staj programı ile üniversite öğrencilerine öz-farkındalık, eleştirel düşünce, hayal kurma, yaratıcılık, dijital okuryazarlık, kurum içi girişimcilik, sürdürülebilirlik bilinci, iletişim gibi yetkinlikler ve yaşam boyu öğrenme becerileri kazandırılması hedefleniyor.

Program süresince öğrenciler; CEO ve yöneticilerle bir araya gelerek kitap okuyacak, kültür ve sanat atölyelerine katılacak ve yaratıcı çalışmalar yapacaklar. Bu kapsamda düzenlenecek 24 atölye çalışması; İçindeki Marka, Anlamlı ve Esnek Hayat Tasarımı, Tasarım Odaklı Düşünme, Hayalini Kap da Gel, İnovasyon ve Çevik Takımlar, Algoritmik Düşünme ve Dünyayı Değiştiren İletişim gibi konu başlıklarından oluşuyor.

Atölye çalışmalarına Şule Yücebıyık, Burçin Gürbüz, Leo Halepli, Ekin Yasin, Ufuk Çarşıbaşı, Hande Arıkan, Gamze Nurluoğlu, Enis Erdem Yurdatapan, Emre Peker, Ayşıl Gül Tokcan gibi sektör profesyonelleri ve alanının önde gelen eğitimcileri liderlik yapacak.

QNBEYOND’un ilk çalışmalarından biri olan finansal dijital asistan: Q-Finansal Zeka

QNB Finansbank’ın girişim hızlandırma programı QNBEYOND’un ilk çalışmalarından biri olan ve 2019 yılında hayata geçen dijital asistan Q, 3.5 milyon mobil şube müşterisinin hayatına yeni bir yön getirdi. Q, düzenli işlemleri zamanında hatırlatarak ve önemli konularda uyararak kullanıcıları, bankacılık işlemlerini takip etme zahmetinden kurtarıyor.

QNB Finansbank müşterilerine sunduğu ürün ve hizmetlerle bankacılık sektöründe fark yaratmaya devam ediyor. Bankamızın çatısı altında insanlara ve yaratıcı fikirlere değer katan, startuplarla el ele vererek fark yaratmaya odaklanan inovasyon laboratuvarımız QNBEYOND’un en önemli çıktılarından biri olan dijital bankacılık asistanı Q, kurulduğu 2019 yılından bu yana mobil şube müşterilerinin %80’ine hizmet verdi, hayatlarını kolaylaştırdı.

Q-finansal Zeka hakkında bilgi veren QNBEYOND Genel Müdür Yardımcısı Derya Düner:

“Q’nun en büyük özelliği kullanıcılarını tanıyıp alışkanlıklarını öğrenmesi. Düzenli yapılan bankacılık işlemlerini sizin yerinize takip edip zamanı geldiğinde hatırlatıyor. Bu yönüyle Q, bankaların müşterileri ile iletişim şeklini kökünden değiştiriyor. Üstelik bunu sizinle konuşur gibi sohbet kolaylığında yapıyor. Sizi çok iyi tanıyan ve işinin ehli bir asistan gibi işlemlerinizi takip ediyor, önemli konularda sizi bilgilendiriyor, sorularınızı cevaplıyor. Fatura tutarındaki beklenmedik yükselişleri , kartınızdan çift çekilen tutarları ya da talimatınızın süresinin dolması gibi konuları fark ederek uyarıyor.” dedi.

Dünyada benzer örneklerine göre büyük fark yaratan Q- finansal zekâ her geçen gün kendini geliştirerek müşterilerin hayatını kolaylaştırmak için çalışmaya tüm gücüyle devam ediyor.

İki yılda 100 bin kullanıcıyı aşan araç paylaşım platformu MOOV by Garenta, 2 milyon kiralamayı geçti

Araç paylaşım platformu MOOV by Garenta, iki yıl gibi kısa bir sürede 100.000’i aşkın kullanıcısıyla 2 milyon defadan fazla kiralama gerçekleştirdi. Faaliyete başladığı ilk günden itibaren hizmetini geliştiren MOOV, araç sayısını 3 katına çıkararak İstanbul, Ankara ve İzmir’de MOOVER olarak tanımladığı kullanıcılarıyla buluşmaya devam ediyor.

Üç büyük şehirde tek bir uygulama üzerinden hizmet veren MOOV by Garenta’da ister 15 dakika, ister 2 saat, isterseniz günlerce araç kiralamak mümkün.

Eylül 2018’de ilk olarak İstanbul’da hizmet vermeye başlayan araç paylaşım hizmeti MOOV, MOOVER olarak tanımladığı kullanıcıları tarafından yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Bu yılın ocak ayında 1 milyon kiralama sayısına ulaşan MOOV, sosyal mesafenin korunabildiği alternatif ulaşım modeli olarak dokuz ay gibi kısa bir sürede 1 milyon defa daha kullanıldı ve toplamda 2 milyon kiralama sayısına ulaştı.

Araç kiralama sektöründe ezberlerin bozulduğunu ve geleceğin ulaşım modellerinde paylaşımlı araçların önemli bir yeri olacağını belirten Garenta ve ikinciyeni.com Genel Müdürü Emre Ayyıldız, “Araç kiralama sektöründeki yeni nesil beklentilere cevap vermek için hayata geçirdiğimiz Türkiye’nin ilk serbest dolaşımlı araç paylaşım hizmeti MOOV by Garenta ile her gün yeni başarılara imza atıyoruz. Uygulaması toplamda 600 bin defa indirilen ve 100 binden fazla kişinin aktif olarak kullandığı hizmetimizle yeni bir rekora imza attık ve 2 milyon defa kiralama sayısını geçtik” dedi.

MOOV by Garenta’nın salgın döneminde de önemli bir ihtiyaca cevap verdiğini söyleyen Emre Ayyıldız, “Salgın döneminin başlarında toplu taşıma kullanım oranının yüzde 85’lere varan oranda düştüğünü gördük ve bu dönemde tam dijital alt yapıyla hayata geçirmiş olduğumuz MOOV hizmetimizle sosyal bir soruna çözüm getirdik. Sokağa çıkma kısıtlamalarının yaşandığı günlerde MOOVER’lar arasında yaptığımız anket sonucuna göre, %69’unun işe gidip gelirken MOOV kullandığını gördük. Düzenli olarak dezenfekte ettirdiğimiz araçlarımızla ekstra hiçbir temasa gerek duymadan istenilen süre kadar araç kiralanabiliyor. Salgın döneminde, sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu günler dikkate alınmazsa salgın öncesi dönemden daha iyi performans gösterdiğimizi söyleyebilirim. Bu kadar kritik bir dönemde sosyal bir görevi üstlenmekten gurur ve mutluluk duyuyoruz.” şeklinde konuştu.

Çevreci bir hizmet olan MOOV’un gençler tarafından daha çok tercih edildiğini belirten Ayyıldız, “Bugün 1 paylaşımlı aracın aktif olarak kullanılmasıyla 10 araç trafikten çıkmış oluyor. Yapılan araştırmalara göre paylaşımlı araçları tercih edenler, şahsi araçlarıyla seyahat edenlere kıyasla yüzde 11 daha az kilometre yapıyor. 2 milyon defa kullanılan MOOV araçlarıyla 6,2 milyon km daha az yol kat edildi ve böylece bin tonluk CO2 salınımının önüne geçilmiş oldu” ifadelerini kullandı.

Hem çevreye hem de trafiğe fayda sağlayan araç paylaşım modelini tam dijital alt yapıyla hiçbir ekstra temasa gerek kalmadan sunduklarını söyleyen Ayyıldız, yeniliğe açık ve trendleri takip eden gençler tarafından yoğun ilgi gördüklerini belirtti ve gösterilen ilgiden dolayı tüm MOOVER’lara teşekkür ederek sözlerini noktaladı.