Ana Sayfa Blog Sayfa 611

İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök “Yatırım fırsatlarını değerlendireceğiz”

Türkiye’nin köklü şirketlerinden İnci Holding, başarılı iş sonuçlarıyla kapattığı 2020’nin ardından 2021’de de iki haneli güçlü bir büyüme hedefi koydu. 69 yıldır Türkiye ekonomisine katma değer yarattıklarını belirten İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök, “Yeni dönemde de temkinli bir iyimserlikle mevcut faaliyet alanlarımızda kapasite artırıcı, ürün ve hizmet geliştirici projeleri devreye alacağız. Geleceğin iş alanlarına yönelik yatırımlarımız da devam edecek” dedi.

10 şirket, 3 bin çalışanla Ege’den dünyaya açılan İnci Holding, 2021’de de büyüme trendini artırarak sürdürmeyi planlıyor. Pandemi gölgesinde geçen 2020’yi çevik yönetim anlayışıyla grup şirketlerinde büyümeyle kapatan İnci Holding, bu yıl için temkinli iyimserliğini koruyor ve büyüme planlarını bu çerçevede yapıyor.

İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı Neşe Gök, bu yılki iş stratejilerini mevcut faaliyet alanlarında büyüme ve geleceğin iş alanlarına yatırım olarak belirlediklerini açıkladı. Gök, “2020’de pandemi sürecinin olumsuz etkilerini azaltmak ve krizin getirdiği fırsatlara da odaklanmak için tüm grubumuzda koordinasyonlu bir şekilde ve çevik yönetim anlayışıyla hareket ettik. Bu zorlu yılda çalışanlarımızın sağlığını ve iş güvencesini önceliklendirerek istihdamımızı koruduk ve nakit ve kâr odaklı büyümemize devam ettik. Tüm önlemlerimizle başarılı iş sonuçlarını 2021’de de yakalayacağımızı öngörüyoruz” dedi.

“Büyüme öngörüyoruz”

Grup şirketlerinde üretim ve ihracatın tüm hızıyla sürdüğünü belirten Gök, 2021’de de faaliyet gösterdikleri tüm alanlarda iş planını nakit ve kâr odağını sürdürerek büyüme öngörecek şekilde yaptıklarını ifade etti. Gök, “Toplam üretimimizin yüzde 60’ını altı kıtada 100’ü aşkın ülkeye ihraç ediyoruz. Ürettiğimiz jant, akü ve minibarları Ege’den dünyaya ulaştırıyoruz, çok sayıda ülkeye lojistik hizmeti veriyoruz. 2021’in ilk çeyreğinde hedef pazarlarımızda geçici bir daralma öngörmekle birlikte, aşıların yaygınlaşması ve etkileriyle orantılı olarak 2021’in ikinci çeyreğinden itibaren toparlanma olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

“Fırsatlara odaklandık”

2021’in hem otomotiv hem de lojistik sektöründe daha iyi bir yıl olacağını öngördüklerini söyleyen Gök, “İnci Grubu olarak sadece risklere değil fırsatlara da odaklanıyoruz. Pandemi süreciyle birlikte Avrupa, Asya’dan olan tedarik riskini azaltmak üzere yeni kaynak arayışına girdi. Bu bağlamda otomotiv ve lojistik sektörlerinde kapasite artışı ile ürün ve hizmet geliştirici projelerimizi ön planda tutacak bir planlama yaptık. Turizm sektörünün 2023’ten önce 2019 seviyesine gelmesi beklenmediği için en zorlu toparlanmayı bu sektörde yaşayacağımızı düşünüyoruz. Bu sektörde hizmet veren ve ürettiği otel ekipmanları birçok zincir otelde yer alan ISM Minibar şirketimizde oyun planımızı toparlanma sürecinin daha uzun soluklu olacağını öngörerek, hizmet ve ürün paletini farklı sektörlere de genişletecek şekilde yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yatırım fırsatlarını değerlendireceğiz”

“Bu yıl mevcut faaliyet alanlarımızda öngördüğümüz kapasite artırıcı, ürün ve hizmet geliştirici projeleri devreye alacağız. Avrupa başta olmak üzere mevcut faaliyet alanlarımız ile sinerji yaratabileceğimiz yeni alanlardaki yatırım fırsatlarını da bir diğer öncelik alanı olarak görüyoruz. Vizyonumuz ve stratejimiz doğrultusunda ana faaliyet alanlarımızda gerçekleştirdiğimiz global ortaklıklarla Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm gibi alanlarda güçlü bir performans ortaya koymaya devam edeceğiz”

İnci Holding’in stratejik yatırımcısı olduğu girişim sermayesi fonu Vinci de, bu yılın ilk ayında ShipsGo’ya yaptığı yatırımla portföyüne altıncı şirketi ekledi. Gök, “Vinci ile edindiğimiz deneyimden aldığımız güçle, holding olarak ilk direkt teknoloji yatırımımızı da geçen yıl eylül ayında yüksek güçlü akıllı invertörler ve elektrikli araçlar için tasarlanmış şarj cihazları alanındaki uzmanlığı ile öne çıkan ABD merkezli Rhombus şirketine yaptık. Vinci’nin içinde olduğu ekosistem ve holdingin direkt teknoloji yatırımları ile faaliyet alanlarımızdaki şirketlerimizin entegrasyonunu, yaratacağı potansiyel değer açısından çok önemli buluyoruz.” diye konuştu.

Açık Bankacılık (Open Banking) sistemi nedir?

Dijitalleşmenin öneminin arttığı günümüzde, kullandığımız teknolojiler de kendini geliştirmeye devam ediyor. Ayrıca sektörler de dijitalleşmeye ayak uydurarak evrim geçiriyor. Bunun en bariz örneklerinden birini Finans sektörü yaşıyor.

Gündelik olarak kullanılan hizmetlerin dijitalleştirilmesi ve kullanıcıya özgü hale getirilmesi artık yeni normal hale geldi. Bankacılık sektöründe geliştirilen ürün ve hizmetler de değişime dahil oldu.

Bu içeriğimizin konusu: Açık Bankacılık

İngilizcesi “Open Banking” olarak adlandırılan Açık Bankacılık, finans sektöründe bugüne kadar atılan en önemli adımlardan biri olarak görülüyor. Bankacılık sektörüne devrim niteliğinde yenilikler getiren Açık Bankacılık, bize neler sunuyor?

Açık Bankacılık nedir?

Bu kavram, size daha iyi bir bankacılık deneyimi yaşatmak ve çeşitlik finansal çözümler sunmak için, finans verilerinizin, güvenilir ve denetime tabi üçüncü parti kuruluşlar ile paylaşılmasını sağlayan bir modeldir.

Açık bankacılık temelde güvenli bir yenilikçi sistem olarak karşımıza çıkıyor. Verinin merkeze alındığı açık bankacılık sistemi, kullanıcıların iznine bağlı olarak işlediği için kullanıcıların istemediği hiçbir veri banka tarafından başka bir kuruluşla paylaşılmıyor. Açık bankacılığın kullanıcı iznine dayanan yapısı, kullanıcıların gizlilik haklarını koruyor.

Açık Bankacılık nasıl ortaya çıktı?

Açık Bankacılık sisteminin bankacılık sektörüne kazandırılması 2015 yılında Avrupa Birliği’nde yapılan görüşmelere dayanıyor. İngiltere’nin sektörde yenilik yaratma isteği ve rekabetle fırsatları canlandırma talebi bu modelin ortaya çıkmasını sağlayan temel etken oldu.

AB tarafından PSD2 (Payment Services Directive 2) olarak sunulan Açık Bankacılık yönergesi, açık bankacılığı inşa ederek üçüncü tarafların finansal verilere ulaşmasını ve kullanıcı deneyimini geliştirmek için çalışmalar yürütmesini sağladı.

Bir yılın sonunda İngiltere Rekabet ve Piyasalar Kurumu, İngiltere’de faaliyet gösteren 9 büyük ölçekli bankayı ve hükümeti lisans verdiği girişimleri OBIE (Open Banking Implementation Entity) altında buluşturdu ve dünya üzerinde Açık Bankacılık modelini başalatan ilk ülke statüsüne erişti.

Açık Bankacılık müşterilere hangi artıları sunuyor?

Verinin merkezde olduğu yeni çağda Açık Bankacılık sistemi, şeffaf ve güvenilir yapısıyla hem kullanıcılar hem de finans sektörü için önemli yenilikleri barındırıyor. Bunların en başında üç parti finans teknoloji şirketlerinin ve bankaların bir araya gelerek geliştirdiği API’ların ortaya çıkması geliyor. API’ların geliştirilmesi ve bankacılık servisleriyle entegre edilmesi, kullanıcıların finansal faaliyetlerini tek bir uygulamadan yönetmesini sağlıyor. Açık Bankacılık sayesinde ortaya çıkan ürünler, kullanıcıların finansal hayatlarını kolaylaştırıyor ve daha pratik finans takibine imkan tanıyor.

Aynı zamanda kullanıcılar, Açık Bankacılık sayesinde temel banka hizmetlerini kullanmanın yanı sıra kendisine özel bankacılık hizmetlerinden de yararlanabiliyor. Açık Bankacılık sistemleriyle kullanıcılar, kendilerine özel fırsatları ve ihtiyaçlarını karşılayacak çözümlere bankacılık yazılımlarında erişebiliyor.

Açık Bankacılık ve Geleneksel Bankacılık arasındaki farklar neler?

Günümüzde birçok banka müşterisi birden fazla banka ve kredi hesabı kullanıyor. Birden fazla finansal verinin kontrol edilmesi için farklı kurumlarla iletişim kurulması ve her bilginin kullanıcılar tarafından girilmesi süreci zorlaştırırken Açık Bankacılık, verileri tek bir platformda birleştirerek kullanıcıların hesap yönetimini kolaylaştırıyor. Kullanıcılar tüm finansal verilerini tek bir merkezde toplayarak yönetebiliyor. Aynı zamanda Geleneksel Bankacılık, standartlara bağlı kalırken Açık Bankacılık kullanıcılara özel fırsatları ve hizmetleri değerlendirmesini sağlıyor.

Param’dan Açık Bankacılık uyumulu Public API ile kredi hizmeti

Bu içeriğin sponsoru Param, finansal teknoloji ve bankacılık sektörlerindeki yenilikleri yakından takip etmeye devam ediyor. Kısa süre önce ParamKredi ile de birlikte e-ticaret sitelerinin müşterilerine anında kredi sunabilmesi sağlayan kuruluş, açık bankacılığa uyumlu Türkiye’deki ilk Public API entegrasyonu ile dijital krediyi farklı bir boyuta taşıdı.

E-Bursum üzerinden öğrencilere 75 milyon TL’lik burs verildi

Kurulduğu 2016 yılından beri eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak ve daha demokratik bir eğitim finansman sistemi kurmak amacıyla çalışmalarına devam eden yerli girişim E-Bursum, beşinci yaşını kutluyor.

2020 yılında yüzde 200’ün üzerinde büyüyerek aktif kullanıcı sayısını 1.2 milyonun üzerine çıkaran E-Bursum, kaynak miktarına 40 milyon lira daha ekleyerek toplamda 75 milyon lira kaynağın öğrencilere dağıtılmasına aracılık etti.

2020 Mayıs ayında burs sistemine ek olarak uygulamaya koyduğu ödül bazlı kitlesel fonlama sistemi Microfon kampanyaları ile öğrencileri bireysel destekçiler ile bir araya getirip eğitim ihtiyaçları için 1 milyon lira destek toplanmasına olanak sağladı. Bu desteklerle, onlarca öğrenci uzaktan eğitim sisteminin olmazsa olmazı bilgisayar-tablet ihtiyaçlarını, okul ve dershane ücretleri vb. eğitim ihtiyaçlarını karşıladı.

5 yıldır Türkiye’deki eğitim finansmanını daha adil, demokratik ve ulaşılabilir hale getirmek için çeşitli çalışmalar sürdüren E-Bursum, gençlerin en çok ihtiyaç duyduğu eğitim ve kariyer alanlarında da ilk adımlarını attı. Birçok kurum ile iş birliği ile gerçekleştirilen en güncel teknoloji ve eğitim programlarıyla 10 binin üzerinde gence Yapay Zeka, Blockchain, Siber Güvenlik, Future of Work, Programlamaya Giriş ve Dijital Pazarlama gibi konularda eğitim verilmesini sağladı. 2021 yılında, eğitim ve kariyer alanlarındaki çalışmalarına hız vererek Türkiye’nin en büyük eğitim finansman platformu olmanın ötesine geçmeyi ve Türkiye’nin en büyük gençlik platformu olmayı hedefliyorlar.

E-Bursum, yakın zamanda hayata geçireceği kredi sistemiyle, eğitim finansman alanında üçlü finans modelini bir arada barındıran ilk platform olma özelliğini elde edecek. Bunun yanı sıra, sınırlarını genişletip globale açılmak için ilk adımlarını 2021 yılında atıyor. Burs, kitlesel fonlama ve eğitim kredisi modelinin ilk olarak İngiltere’de okuyan öğrencilerle buluşturmayı hedefliyor.

2020 yılını yüzde 150 büyüme ile kapatan PayTR’nin 2021 hedefi 6 milyar TL’lik hacim

Türk mühendislerinin geliştirdiği yenilikçi ürün ve çözümler sunan ödeme kuruluşu PayTR, 2020 yılında yüzde 150’nin üzerinde bir büyüme sağlayarak, yılı 3 milyar liranın üzerinde ciroyla kapattı. PayTR’ın 2021 yılı hedefi ise 6 milyar liralık bir hacme ulaşmak.

Ürün geliştirme konusunda da oldukça verimli bir yıl geçiren PayTR, 2020 yılında Link ile Ödeme ürününü API ile destekledi. B2B ve B2C’de faaliyet gösteren ancak web sitesi olmayan PayTR’ın birçok müşterisi, Link ile Ödeme sayesinde bu zor dönemi fırsata çevirdi. Tamamen sıfır temas ile ödeme kısmında işletme ve tüketicilere destek olan ürünle, mobil posların apartman boşluklarında çekmeme problemi de ortadan kalktı.

PayTR, yine 2020 yılında, yurt dışında sıklıkla kullanılan Pay Later “Sonra Öde” ürününü de çözüm ortağıyla birlikte işletme ve tüketicilerin kullanımına sundu. Kirapratik ile yaptığı geliştirmeyle kiracılar ve ev sahiplerinin hayatlarını kolaylaştıran PayTR, Kargotürk ile yaptığı işbirliğiyle ise “kapıda ödeme”yi tamamen dijitalleştirdi.

Geçtiğimiz yılı yine ödüllerle kapatan; TOBB Türkiye 100, Deloitte Fast 50 ve EMEA Fast 500 listelerinde yer almaya devam eden PayTR, Elektronik Para Lisans genişletme başvurusunda bulundu.

“2020 yılında 3 milyar lira ciro hedefimizi geçtik”

Tarık Tombul, PayTR CEO’su

2020 yılının, sektörde dijitalleşmenin ön plana çıktığı ve toplam perakende içinde online perakende hacminin hızla artış gösterdiği bir yıl olduğunu söyleyen PayTR Genel Müdürü Tarık Tombul; “2020’nin ilk 6 aylık verilere baktığımızda e-ticaret hacminin 91.7 milyar liraya ulaştığını görüyoruz. Şüphesiz bunda COVID-19 etkisi büyük. 2013 yılından hayata geçmesini beklediğimiz TÖDEB, faaliyetlerine başladı. Açık bankacılıkla ilgili gelişmelerin de hızlandığını düşünürsek, sektör için 2020 oldukça güzel geçti diyebilirim. 2021 yılı, dijital dönüşümün aynı hızla devam edeceği, açık bankacılıkla ilgili daha çok konuşacağımız bir yıl olacak. Hayatları kolaylaştırma vizyonumuz doğrultusunda, 2021 yılında hızımızı daha da artırıp, ödemeye ilişkin tüm partilere kolaylıklar sağlamaya devam edeceğiz. 2020 yılında hedefimiz 3 milyar lira ciroya ulaşmaktı, bu hedefi geçtik. 2021 yılında hedefimiz 6 milyarlık bir hacme ulaşmak. Bu yıl TOBB 100’de en hızlı büyüyen 100 Türk şirketi sıralamasında 29’uncu olduk. Önümüzdeki yıllarda ilk 10’da yer almayı hedefliyoruz. Dijitalleşmeyi ileriye taşıyacak, her türlü gelişmeyi ve projeyi çözüm ortaklarımız ve iş birliklerimizle beraber yapacağız” dedi.

Xiaomi, 30 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’de üretime başlıyor

Türkiye, küresel teknoloji lideri Xiaomi‘nin 30 milyon dolarlık yatırımla Avcılar’da açacağı fabrika ile markanın dünyada üretime geçtiği dördüncü ülke olacak

En güncel inovatif teknolojileri herkes için erişilebilir kılmayı amaçlayan küresel teknoloji lideri Xiaomi, 2021 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’de akıllı telefon üretimine başlayacak. Marka bu yatırımıyla hem mavi yaka hem beyaz yaka olmak üzere yaklaşık 2000 kişiye de istihdam sağlayacak. Salcomp iş birliği ile hayata geçirilecek fabrika yıllık 5 milyon adet telefon üretim kapasitesine sahip olacak.

Konuyla ilgili Xiaomi Türkiye Ülke Müdürü Usher Liu: “Xiaomi ailesi olarak 2019 yılında Türkiye’de başlayan yolculuğumuzun bizi bu noktalara getirmesinden büyük gurur duyuyoruz. Bizi ilk günden bu yana kucaklayarak, Türkiye’nin bir numaralı akıllı telefon markası yapan ve en sevilen teknoloji markalarından biri olarak benimseyen Türk halkına teşekkür ederiz.” dedi.

Liu sözlerini, “Xiaomi olarak en önemli önceliğimiz bulunduğumuz her bölgede katma değer yaratarak o bölgenin yerel bir parçası haline gelmek. Bu sebeple Türkiye’nin üretim yapacağımız dördüncü ülke olmasından dolayı çok mutluyuz. Bizim için en değerli pazarlardan biri olan Türkiye’de yatırımlarımıza hız kesmeden devam ederek çalışmalarımızı her zaman bir adım öteye taşımayı arzu ediyoruz. Yaklaşık 14 bin metrekare arazi üzerine kurulu fabrikamızla Türkiye’de üretime başlayacak olmaktan duyduğumuz heyecanı paylaşmak isterim.” diyerek tamamladı.

Üretim ile ilgili Salcomp Avrupa Direktörü David Chang: “Türkiye’ye yeni teknolojiler kazandırabilmek ve Türk üreticisini pazarda bir adım daha öne taşıyabilmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedeflediğimiz bu yatırım hepimiz için bir başlangıç. Bu topraklarda daha büyük işlerin altına imza atacak olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

Yeni teknolojilerin üretimi için durmadan çalışan Xiaomi hem yeni ürünleriyle hem de Türkiye’deki yatırımlarıyla büyümesini sürdürecek.

Milyar dolarlık fırsatı kaçıran Serhan Süzer’in girişimcilik hikayesi ve Moka çıkış süreci

Ocak ayının başında İş Bankası tarafından satın alınan yerli fintech girişim Moka Ödeme Kuruluşu‘nun kurucularından H. Serhan Süzer, egirişim’e konuk olarak tüm girişimcilik serüvenini anlattı.

Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, fintech, gıda gibi birçok sektörde çalışmalar yürüten Süzer, 2011 yılında kendi hayalindeki işleri yapmak için aile şirketinden ayrılıyor ve çeşitli sektörlerde çalışmalarına başlıyor.

Serhan Süzer’in hikayesi

H. Serhan Süzer, 1999 yılında Montreal, Kanada’da bulunan McGill Üniversitesi’nin finans ve muhasebe bölümlerinden mezun oldu.

H. Serhan Süzer kariyerine başladıktan sonra, 2001 yılından itibaren The Ritz-Carlton İstanbul otelinin varlık yönetimi ve 2003-2007 yılları arasında Süzer Grubu’nun uluslararası ilişkilerinin yürütülmesi görevini üstlendi. 2007-2009 yılları arasında ise Irak’ta yıllar sonra kurulan ilk Coca-Cola fabrikasına Süzer Grubu’nun yaptığı yatırımın proje yöneticiliğini yürüttü.

2002-2004 yılları arasında İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı. Türkiye Devlet Planlama Teşkilatı Turizm Komisyonu üyeliği de yapan H. Serhan Süzer, 9. Gelişim Planı’nın (2007-2013) hazırlanması çerçevesinde çalışmalar gerçekleştirdi.

2008 yılında Kosta Rika’nın Nobel Barış Ödülü sahibi Başkanı Oscar Arias tarafından, İstanbul Fahri Konsolosu olarak atandı. H. Serhan Süzer, 2021 yılında karbon salınımını sıfıra indirmeyi hedefleyen Kosta Rika’nın, Doğu Avrupa, Kafkaslar, Orta Asya ve Afrika’da bulunan 35’in üzerinde ülkedeki vatandaşlarına konsolosluk hizmeti vermeye devam etmektedir.

2009-2011 yılları arasında KFC ve Pizza Hut Türkiye’de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEO pozisyonlarında görev yaptıktan sonra 2011 yılının Kasım ayında, tüm dikkatini sürdürülebilirlik alanındaki projelere vermek üzere bu görevlerinden ayrılmaya karar verdi.

KFC ve Pizza Hut Türkiye ile hayata geçirdiği en son çalışma, bu markalarının Türkiye ve dünyadaki sahibi YUM!’ın LEED sertifikalı ilk çevre dostu restoranını açmak oldu. İstanbul’un Bostancı semtindeki KFC, ABD Yeşil Bina Konseyi “Enerji ve Çevre Tasarımında Liderlik” (LEED) sertifikasına sahip ilk restorandır.

2011 yılının Aralık ayında bir CSP (Concentrating Solar Power – Solar Termal) şirketi olan Hitit Solar Enerji’ye yatırım yapan H. Serhan Süzer, şirkette CEO olarak görev aldı. Aralık 2012’de Eko Yenilenebilir Enerjiler A.Ş. firmasını kurdu. EkoRE, PV, rüzgar enerjisi ve biyokütle konusunda uzmanlaşan bir proje geliştirme, EPC (mühendislik, tedarik, inşaat) ve O&M (işletme & bakım) şirketidir. Aynı şekilde 2012 senesinden beri çağrı merkezi ve yazılım geliştirme alanında faaliyet gösterin EkoCC şirketini devraldı ve belli bir büyüklüğe geldikten sonra 2016 senesinin sonunda Vodasoft firmasıyla birleştirip, EkoCCS firması olarak yoluna devam etti. Ayrıca sırasıyla Ağustos 2014’te fintech (finansal teknoloji) firması Moka Ödeme Kuruluşu A.Ş., Temmuz 2016’da analitik firması, Bonbon Teknoloji A.Ş. şirketlerini kurdu.

H. Serhan Süzer’in profesyonel girişimciliğin yanı sıra sosyal girişimciliği de bulunmaktadır. 2010 yılında kurucu başkan olarak toplamda 8 gıda firmasıyla kurduğu Gıda Bankacılığı Derneği 2014 yılında yeniden yapılandırma sonucu tüzüğünü değiştirdi ve yoluna Temel İhtiyaç Derneği (TİDER) olarak devam etti. Yapı ve model değişikliği ile iktisadi işletme vasfı da kazanan çağdaş bir sosyal girişim niteliğindeki TİDER, ihtiyaç sahiplerinin gıda, temizlik ürünleri ve kıyafet gibi temel ihtiyaçlarını karşılarken, meslek edindirme desteğiyle bu kişilerin kendi ayaklarının üzerinde durmalarını sağlıyor. Ayrıca oluşturduğu modelle israfı da önlüyor.

Architecht’ten SaaS e-para ve ödeme platformu: Airplatform

Türkiye’de ve yurtdışında birçok bankanın ve finansal kuruluşun hem bankacılık hem de finansman altyapısını sağlayan Architecht, geleceğin finans sektörünü değiştirmek adına SaaS e-Para ve Ödeme platformu olan Airplatform’u hayata geçirdi.

Ödemeler sektörünün yükselişi, teknik anlamda güvenlik ve denetim konusunun önemini arttırdı. Ödeme ve e-para kuruluşları bankalar kadar kapsamlı bir bilgi sistemlerine ihtiyaç duymasalar da mevzuatın lisans ve faaliyet süreçleri için zorunlu kıldığı birtakım gereksinimler var. Ödeme kuruluşları ise bilgi teknolojilerinde gerek istihdam gerekse maliyet konusunda zorlanmaktalar.

Architecht, finansal teknolojiyi erişilebilir kılmak için ödeme ve e-para kuruluşlarının tamamen işlerine odaklanmaları amacıyla çok kapsamlı bir ödeme platformu sunuyor.

Airplatform; sanal POS entegrasyonları, pazaryeri çözümleri, hazine yönetimi ve API’ler konusunda ölçeklenebilir bir altyapı ortaya koymaktadır. Architecht, Airplatform ile yeni kurulacak ödeme ve e-para kuruluşlarına maliyet optimizasyonu yapmalarını sağlayarak “kullandıkça öde yöntemi” ile destek verecek. Faaliyetlerine devam eden ödeme ve e-para kuruluşları ise, Airplatform ile altyapılarını güçlendirebilecekler.

Architecht Genel Müdürü Dr. Mücahit Gündebahar, çok kısa sürede bir bankanın teknik anlamda faaliyete geçmesini sağlama konusunda rekorlar kıran bir fintech şirketi olarak bu konuda öncü kurum olacaklarını ifade ediyor. Mücahit Gündebahar; “Bu gelişme Türkiye ve EMEA bölgesinde devrimsel nitelikte bir iş modeli sunacak. Dijital bankacılıkta ortaya koyduğumuz başarıyı ödeme platformu olma konusunda da ilerleteceğiz. Ödeme ve e-para kuruluşları tamamen büyümeye odaklanıp teknoloji kısmını artık bize emanet edebilir.” açıklamalarında bulundu.

Ana Bankacılık ve Açık Bankacılık konularında önemli bir tecrübeye sahip olan Architecht, bu deneyimini finansal sektörü açık hale getirmek için çalışmalarına son hızla devam ediyor. Architecht, Airplatform ile fintech dünyasındaki inovasyonu tetikleyerek yenilikçi iş modelleri ortaya çıkarmayı hedefliyor.

Airplatform, elektronik para ve ödeme şirketlerine SaaS modeliyle teknoloji sağlamaktadır. Bulut tabanlı çalışan Airplatform modüler yapısıyla ödeme ve elektronik para hizmetlerinin pazara girişini hızlandırmaktadır. Ölçeklenebilir yapısıyla fintechlerin büyümesine yardımcı olan Airplatform ödeme şirketlerinin ihtiyaç duyduğu; payout, gateway ve nakit yönetimi altyapısı sağlamaktadır. Kapsamlı kart yönetim paketiyle elektronik para şirketleri için uçtan uca bir çözüm sunmaktadır.

AWS Türkiye’nin ülke müdürü Burak Aydın oldu

SabancıDx’in genel müdürlük görevini bir süredir yürüten Burak Aydın, linkedin üzerinde AWS’nin EMEA bölge yöneticilerinden Tony van den Berge‘in yaptığı bir paylaşımla AWS Türkiye’nin ülke müdürü olduğunu duyurdu.

Tony van den Berge “Bu hafta Türkiye Ülke Lideri olarak AWS’ye katılan Burak Aydın’a büyük hoş geldiniz demek isterim. Burak, takımda olduğun için çok mutluyuz! AWS büyümeye devam ediyor.” dedi.

Burak Aydın’ı en son egirişim’e SabancıDx’i anlatmak üzere konuk etmiştik. Artık yeni sürecinde yeni röportajlarla birlikte olacağımızı umuyoruz.

Global hacmi 2 milyon doların üzerine çıkan Temizlikyolda, İsrail’de İsrafix adıyla hizmet vermeye başladı

Geçtiğimiz yıl Nevzat Aydın öncülüğünde beşinci yatırım turunu 12.5 milyon TL ile tamamlayan girişim Temizlikyolda, İsrail’de israfix.co.il markası ile hizmet vermeye başladı.

Kurucu ortaklardan Koray Kibar ve Hakan Kibar‘dan aldığımız bilgilere göre, girişim
Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri Dubai’de halihazırda üç yılı aşkın süredir
başarıyla ilerliyor ve artık İsrail’de hizmet vermeye başlamış durumda.

İsrail operasyonları için web sitesi israfix.co.il olan girişim ayrıca App Store ve Google Play’de yine İsrafix ismi ile yerini almış durumda.

Girişimin kurucu ortağı Koray Kibar’dan aldığımız bilgilere göre, temizlik hizmetleri pandemi sebebi ile her ne kadar olumsuz etkilenmiş olsa da özellikle aşılanma konusunda dünyada birinci sırada olan İsrail’de operasyonlar tekrardan hız kazanmış durumda. Arap Yarımadası’nda üç ülke ve İsrail’de hizmet veren SaaS girişim Temizlikyolda’nın yurtdışı yarattığı hacim ise aylık 2 milyon doların üzerine çıktı.

Yeni ülkeler yolda

Diğer kurucu ortaklar Bestem Kibar ve Eda Kurt’tan gelen bilgiler ise girişimin hız kesmeden ilerleyen günlerde sadece MENA bölgesi değil Avrupa’da da faaliyet geçeceklerini söyledi. Hatta sürpriz yeni bir ülkede operasyonların ufak çapta başladığı ve yakında duyurulacağı da gelen bilgiler arasında.

Kurucular Temizlikyolda’nın A serisi bir yatırım almak üzere birçok yurt dışı Venture Capital ile görüştüğünü ve teklifleri değerlendirdiğini belirtti. Genç kurucular girişimin 2 milyon dolarlık bir yatırım turu için hazırlıklarını sürdürdüğünü kaydetti.

Temizlikyolda’nın pazar yeri bir temizlik hizmetleri platformu değil, SaaS teknolojiler sunan bir yazılım girişimi olarak yeni turun tamamlanacağını söyleyen Koray Kibar, şirketin ayakları yere sağlam basan bir yazılım şirketi olduğunu dolayısıyla yatırım teklifleri ve görüşmelerinde bir aceleleri olmadığını belirtti. Girişim doğru yerden doğru yatırımı almayı bekliyor.

Temizlikyolda artık SaaS teknolojisi sunan bir girişim!

Girişimin teknolojiden sorumlu kurucu ortağı Koray “Temizlikyolda’nın çok ciddi bir
pivot geçirerek artık tamamen SaaS teknoloji sunan bir girişim haline geldi. Yeni pivot ile artık rakiplerinden farklı bir segmente evrildik ve buna bağlı içinde bulunduğumuz pandemi salgını etkilerinden minimum seviyede etkilenerek yolumuza devam ediyoruz.” dedi.

Yeni bilgiler edindikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Biranın İnterneti olarak konumlanan yerli girişim Pubinno, twozero Ventures’tan yatırım aldı

2015 yılında Can Algül ve Necdet Alpmen tarafından kurulan Pubinno, yeni turda twozero Ventures‘dan yatırım aldı. Bu tur ile birlikte aldığı yatırımların toplamı 2.5 milyon doları aşmış durumda.

Pubinno; ‘Internet of Beer’ (‘Biranın İnterneti’) kurarak fıçı bira ekosistemindeki tüm paydaşlara akıllı çözümler üretiyor.

Pubinno’nun Seri A yatırım turu öncesinde bir ‘brigde round’ (‘köprü turu’) olarak adlandırdığı yatırım; Türkiye’nin ilk spor, medya ve eğlence odaklı fonu olan twozero Ventures’dan geldi. Bu turla birlikte Pubinno’nun toplam aldığı yatırım tutarı yaklaşık 2.5 milyon dolar oldu.

Pubinno’nun hikayesi

Merkez ofisi ABD’de, operasyon merkezi ise İstanbul’da bulunan Pubinno, dünyaya mükemmel fıçı bira içirme vizyonuyla halihazırda 5 ülkede 100’lerce farklı noktada faaliyetlerine devam ediyor.

Pubinno ‘Biranın İnterneti’ni örerken, yolculuğun her adımında akıllı çözümleri ve yüksek teknolojisiyle, fıçı bira ekosistemindeki tüm paydaşların fıçı bira operasyonlarını daha verimli yönetmelerine ve mükemmel bira tadı ile mükemmel kalitede hizmet sunmalarına destek oluyor. Pubinno fıçı bira ekosisteminde yer alan bira üreticisi, bar sahibi, bira sever, barmen ve teknik destek ekiplerinin tamanını kapsayarak dünyanın ilk yapay zekaya sahip bira musluğu Smart Tap ve Smart Platform ürünleriyle öne çıkıyor.

Pubinno Smart Tap, kullanıcı dostu tasarımıyla barmenlerin özellikle yoğun saatlerde birden fazla görevi kolayca yerine getirmesine ve patentli robotik mekanizması sayesinde fıçı başına %20’ye varan tasarruf sağlamasına yardımcı oluyor. Pubinno Smart Platform ise bira üreticilerine ve bar sahiplerine günlük iş operasyonlarının doğru yönetiminde yardımcı olurken; veri ve KPI izleme, anormallik algılama ve uyarı verme, otomatik fıçı siparişi ve POS entegrasyonu gibi özelliklerle öne çıkıyor.

En hijyenik bira için Pubinno’nun Smart Clean isimli yeni ürünü piyasaya çıkıyor

Pandemi ile beraber her bardakta aynı kaliteyi sunmanın yanında bira üreticileri ve mekanlar için hijyen de oldukça önemli bir başlık haline geldi. Bu noktada Pubinno; barlar tekrardan açıldığında bira severlere mükemmel birayı en hijyenik şekilde tüketmeleri için bira hatlarının temizliğini yapay zeka teknolojisiyle sağlıyor. Pubinno’nun 2 yıldır AR-GE’sini yürüttüğü Smart Clean ürününün lansmanı, bu yılın ikinci çeyreğinde globalde yapılacak.

Pubinno 5 ülkede 20 milyon bardaktan fazla mükemmel bira servis etti

Şirket kurucu ortağı ve CEO’su Can Algül; “Dünyaya mükemmel bira içirme vizyonuyla çıktığımız bu yolda; yüksek teknolojimizle hali hazırda 5 ülkede 20 milyon bardaktan fazla mükemmel bira servis ettik. Bu yatırımla, Pubinno’nun farklı coğrafyalara yayılma hızınının fişekleneceğine inanıyoruz. Hedefimizdeki ilk ülke ise İngiltere’dir.” açıklamasında bulundu.

Barış Hocaoğlu: “Pubinno’nun global yolculuğu için önemli bir adım attık”

Türkiye’nin ilk spor, medya, eğlence sektöründe yatırım yapan fonu olan Twozero Ventures’ın yöneticisi Yiğit Aslan şunları söyledi; “Yeme-içme sektörüne önemli bir yenilik getiren Pubinno yatırımı tamamlamış olmaktan son derece memnunuz. Twozero Ventures olarak kurulduğu günden bu yana spor, medya ve eğlence sektöründeki yatırımlarına hızla devam ediyor. Pubinno, kullanıldığı her noktada servis edilen içeceklerin aynı kalitede ve lezzete sahip olmasına olanak sunarken, aynı zamanda yazılım teknolojisi sayesinde de sağladığı veriler ile endüstrideki tüm paydaşların operasyonel verimliliğini maksimum seviyeye çıkarıyor. Pubinno’nun içecek sektörün önde gelen global markalarından birisi olması yolunda önemli bir adımı birlikte atmış bulunuyoruz.“