Ana Sayfa Blog Sayfa 582

Girişimler için İTÜ ARI Teknokent ve Lenovo iş birliği ile Yazılım Laboratuvarı hayata geçirildi

Türkiye’nin girişimcilik ve inovasyon üssü İTÜ ARI Teknokent bünyesinde dünyanın ve Türkiye’nin lider teknoloji şirketlerinden Lenovo desteği ve iş birliği ile Yazılım Laboratuvarı hayata geçirildi.

Üniversite öğrencileri ve girişimcilere yönelik yazılım eğitimleri verilecek laboratuvarda, en güçlü ThinkPad ve ThinkCenter İş İstasyonları kullanılacak. Laboratuvarda yazılacak yazılım ve oyunların canlı test edilmesi için de eşsiz performanslı Legion bilgisayarlar, girişimcileri geleceğe hazırlayacak. Laboratuvarın tanıtım toplantısı ve protokol imza töreni, İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş ve Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu’nun ev sahipliğinde, İTÜ ARI Teknokent’ten canlı yayın ile çevrimiçi olarak gerçekleştirildi.

Türkiye’de teknolojiyi sadece tüketen değil, katma değerli ürünler yaratan bir toplum yetiştirme vizyonuyla kurulan laboratuvarda üniversite öğrencileri ve girişimcilere yönelik yazılım eğitimleri verilecek.

Laboratuvar, Türkiye’de teknoloji üretilmesi ve genç girişimcilerle ekonomiye değer katacak projelerin hayata geçirilmesi doğrultusunda Lenovo sponsorluğunda en son teknoloji ve üstün performanslı bilgisayarlarla donatıldı.

Lenovo Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu yazılım laboratuvarı hakkında şöyle konuştu: “Türkiye’nin geleceğinin ve ekonomisinin sürdürülebilirliği için toplumun teknolojiyi üreten tarafa sağlam adımlarla geçmesi hayati önem taşımaktadır. Bu doğrultuda kurduğumuz İTÜ ARI Teknokent yazılım laboratuvarımızın genç girişimcileri güçlü bir alt yapıyla daha parlak bir geleceğe hazırlayacağına inanıyorum.”

İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, Lenovo ile gerçekleştirdikleri iş birliği ve hayata geçirdikleri yazılım laboratuvarı konusunda şunları söyledi: “Çalışmalarını her zaman teknoloji, inovasyon ve girişimcilik odağında tutan İTÜ ARI Teknokent olarak; farklı aşamalardaki firma ve girişimler için farklı destekler sunmak, ülkemiz için ticari değer üretmelerini sağlamak ve onları global temsilcimiz haline getirmek en önemli sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Lenovo iş birliği ile açılan yazılım laboratuvarımızın da başta İTÜ olmak üzere tüm üniversite gençlerinin ve girişimcilerimizin teknoloji üretme yolculuklarına ve hedeflerimize önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Burada düzenlenecek eğitimler ve workshoplar ile çok kısa sürede son derece etkili çıktılar elde edeceğiz. İTÜ ARI Teknokent olarak bilgi teknolojilerinin evrildiği bu dönemde küresel ölçekte sıçrama yapabilecek yenilikçi girişimciler yetiştirmek en önemli hedefimiz.”

Fonbulucu, SPK’dan Paya Dayalı Kitle Fonlaması platformu işletme lisansını aldı

Yardımlaşma ve dayanışma mirasımızın sembolü, Anadolu’nun kadim geleneği imeceyi online platformda yeniden canlandırarak Türkiye’de girişimcilik ve yatırımcılık ekosistemini geliştirmek ve sermayeyi tabana yaymak için yola çıkan fonbulucu.com platformları, “Paya Dayalı Kitle Fonlaması” alanında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’ndan lisans alan ilk platformlardan biri oldu.

Daha önce ödül/bağış temelli kitlesel fonlama çalışmaları yürüterek 25 bini aşan üye sayısına ulaşan fonbulucu.com, kurulduğu 2016 yılından bu yana Paya Dayalı Kitle Fonlama hizmetlerini sunmak üzere tüm hazırlıklarını tamamlamış, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK), e-devlet ve İstanbul Takas ve Saklama Bankası (Takasbank) ile yazılım entegrasyonlarını başarı ile gerçekleştirmişti. Paya Dayalı Kitle Fonlaması’na ilişkin tebliğin yayınlanmasının ardından gerekli izin için başvuruda bulunan ilk şirket olan fonbulucu.com, SPK’dan aldığı lisansla Türkiye’de girişimci ve yatırımcılar için yepyeni bir dönem başlatıyor.

2017 yılında yasallaşan ve 2019 yılında SPK tarafından ikincil mevzuatı yayınlanan Paya Dayalı Kitle Fonlaması, girişimcinin projesinin veya girişim şirketinin paylarının bir kısmını finansman temin etmek amacıyla lisanslı bir platform üzerinden satışa sunması anlamına geliyor. Satışa sunulan paylarla yatırımcılardan kampanya süresi içerisinde para toplanması sağlanırken, bu yeni nesil finansman aracı ile ihtiyaç duyulan fon temin edilmiş oluyor. Sistem sayesinde yatırımcılar, erken aşama girişimlere doğru zamanda ve güvenli bir şekilde yatırım yaparak daha yüksek getiri elde edebiliyorlar.

Hızlı, kolay, teminatsız, faizsiz ve düşük maliyetli fon bulma imkânı

Girişimlerini kurmak veya büyütmek için finansman arayan girişimcilerin banka kredilerine, yüksek finansman maliyetlerine ya da borçlanmalarına gerek kalmadan girişimleri için kaynak bulabilecekleri bir platform olan fonbulucu.com, yepyeni bir finansman yaklaşımı sunuyor.

Online olarak gerçekleşen işlemler, fonbulucu.com tarafından hazırlanan kullanımı son derece hızlı ve kolay bir sistemle gerçekleşiyor. Sunulan bu yeni nesil finansman aracından, neredeyse her ölçekteki girişimciler yararlanabiliyor. Girişimciler, KOBİ’ler, Ar-Ge yapmak isteyenler ve inovasyon geliştiricileri, tüm üreticiler, teknoloji girişimcileri ve sosyal girişimciler gibi çok geniş bir kitle fonbulucu.com’un sunduğu avantajlarından yararlanarak kendilerine destekçi veya yatırımcı bulabiliyor.

Türkiye’den yepyeni unicorn’lar çıkacak

Girişimlere borsaya kote olmadan hisseleri karşılığı yatırım bulma fırsatı sunan Paya Dayalı Kitle Fonlaması modeli, özellikle erken aşama ve ölçeklenmeye yeni başlayan girişimler için eşsiz fırsatlar sunarken, yeni yatırım veya proje yapmak isteyen orta ölçekli girişimler de kaynaklara hızlı ve kolay ulaşabiliyorlar. Birikimlerini değerlendirmek isteyen ‘ev tipi yatırımcılardan daha büyük kurumsal yatırımcılara kadar her ölçekten yatırımcılar ise yenilikçi fikirler ve girişimlerden pay alarak geleceğin milyar dolarlık girişimlerine şimdiden yatırım yapma şansını yakalıyorlar.

Yeni nesil finansman modeli girişimci ve yatırımcıları geleceğe taşıyacak

Bu yeni nesil finansman modeliyle girişimlere ortak olmak cep telefonlarıyla bile mümkün hale getirildi. Yatırım yapmak isteyenler sisteme kolaylıkla üye olarak 1 TL’ye ya da diledikleri miktarla girişimlerden pay satın alabilecekler. Yatırımcılar, birikimlerini değerlendirirken sistemin bir parçası olan MKK ve Takasbank ile işlemlerini gönül rahatlığı içerisinde güvenli bir şekilde gerçekleştirecekler.

Konuya ilişkin açıklama yapan fonbulucu.com Platformları Kurucusu ve Genel Müdürü Hakan Yıldız; fonbulucu.com bünyesinde hayata geçen Paya Dayalı Kitle Fonlaması modelinin, girişimcilerin finansmana erişimlerini hızlandıracağını, ucuzlatacağını ve kolaylaştıracağını vurguladı. “Unicorn olarak tabir ettiğimiz milyar dolarlık girişimleri ülkemizde daha fazla görmek istiyorsak çok fazla girişimcimizin finansmana kolay, hızlı ve düşük maliyetli erişmelerini sağlamak durumundayız” diyen Yıldız, sözlerine şöyle devam etti:

“Sistemimiz sayesinde yepyeni bir dönem başlatıyoruz. Bu kapsamda öncü bir rol üstlendiğimizi biliyoruz ve hem girişimciyi hem de yatırımcıyı koruyan bir model ile çalışıyoruz. Sisteme herkes kolayca dahil olabiliyor ve karmaşadan uzak bir sistem kullanarak işlem yapabiliyor. Öte yandan kurduğumuz Reinves Ventures Kitle Fonlama Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile 2021 yılı içerisinde platformumuzda kampanya yapan en az 10 girişime doğrudan nitelikli yatırımcı olarak yatırım yapacağız. Bunun için 15 milyon TL kaynak ayırdık. Ayrıca Reinves Angels Melek Yatırımcı Ağı ile de yine bu kampanyalardan melek yatırımcılarımız pay alacak. Bu fonlama destekleri ile kampanyaların başarısını artırarak girişimlerin ihtiyaç duydukları fonu sağlayacağız. Girişimcileri bekliyoruz. Hemen başvuru yapabilirler.”

Sistem içerisinde Sermaye Piyasası Kurulu, MKK, e-devlet ve Takasbank’ın bulunmasının önemine dikkat çeken Yıldız, “Girişimciler için toplanan fonlar, Takasbank tarafından bloke ediliyor. Bu sayede yatırımcıların paraları güvende kalırken işlem sonunda MKK, payları yatırımcılar adına kayıt altına alıyor. Kampanyanın gereken fonu toplamada başarısız olması durumunda ise yatırımcılara hiçbir kesinti olmadan ödemeleri iade ediliyor. Dolayısı ile herkesi kampanyalardan güvenli bir şekilde pay almaya, güçlü bir ekonomi ve güçlü bir Türkiye için üretime destek olacak bu hareketin bir parçası olmaya davet ediyorum” dedi.

Ersan Özer’in 400 bin dolar yakışı, İtiraf, Uzmantv, Mediakraft satışı ve tüm hikayesi

İnternet girişimcisi Ersan Özer, 20 yıllık hikayesi ile egirişim’in konuğu oldu. Bu hikayede bir zamanların en popüler ancak şu an yayınlarını sonlandıran itiraf sitesi itiraf.com, uzmanlıklarla ilgili özel video içeriklerin yayınlandığı uzmantv.com, istanbul.net, ankara.net, 400 bin dolarlık para yakışı ve Mediakraft Türkiye’yi satışının hikayesini izleyeceksiniz.

Akın Babayiğit’in kurucuları arasında olduğu oyun stüdyosu Tripledot, 78 milyon dolar yatırım aldı

Lior Shiff, Akın Babayiğit ve Eyal Chameides tarafından 2017 yılında kurulan Londra merkezli oyun stüdyosu Tripledot, 78 milyon dolar yatırım aldı.

Akın, geçtiğimiz ay içerisinde yine kurucuları arasında olduğu Luna Labs’i İsrail merkezli ironSource tarafından satın alınmasıyla gündemimize gelmişti.

Londra merkezli hızla büyüyen bir mobil oyun stüdyosu olan Tripledot Studios, mobil oyunlar geliştiren bir şirkettir. Londra ekosisteminde kurucular “sektörün gazileri” olarak tanımlanıyor. Aslında bu durum Akın’ın o pazarda iyi bir yer edindiğinin de kanıtı olarak görünüyor. Şirketin hızlı bir şekilde 100 milyon dolarlık ciroya ulaştığını söyleniyor. Önümüzdeki 12 ay içerisinde de cari gelirler hesaplandığında yine aynı ciroya ulaşacağı edindiğimiz bilgiler arasında.

İlk yatırımını alan Tripledot’ın kurumsal finansman turuna; Eldridge, Access Industries ve Lightspeed Venture Partners‘tan katıldı. Bu tura katılan yatırımcılar “akıllı para” olarak adlandırılan değer de üretecek. Şirketin karlılıklarına baktığımızda 78 milyon dolarlık ilk yatırımın aslında finansal olarak çok stratejik olduğu bir nebze söylenemez. Ancak tabii ki, bazı pazarlara açılma ve ekibi büyütme noktasında can suyu gibi şirketin kasasına da bir akış olacak.

Tripledot’un oyunları, yalnızca altı ay önce 6 milyon seviyelerindeyken, günümüze geldiğimizde pandeminin de etkisiyle 11 milyonluk aktif kullanıcı sayısına ulaştı. Çalışan sayısını da son 12 ayda üç katına çıkararak 90’ın üzerinde personele ulaştı.

Tripledot CEO’su Shiff yaptığı açıklamada, şirketin bu yılın sonlarında yeni nesil oyunları piyasaya süreceğini söyledi. Ekip Facebook, King, Peak Games ve Product Madness gibi şirketlerden geliyor. Shiff, Product Madness’ın kurucusuydu.

Tripledot Studios’un hem Londra’da hem de Minsk, Beyaz Rusya’da ofisleri bulunmaktadır. Akın Babayiğit, baş işletme sorumlusu olarak görev yapıyor. Yaptığı açıklamada, şirketin en iyi yetenekleri bir araya getirerek “Apollo mobil oyun programını” oluşturmak istediğini de söyledi.

“Akın, Eyal ve ben çok iyi arkadaşız. Shiff, GamesBeat’e gönderdiği bir e-postada, üç yıl önce dünya çapında milyonlarca oyuncuyu memnun edecek devasa bir şirket kurmak için bir araya geldik. Kariyerlerimizde hepimiz başarı öyküleri yaşadık ve sektördeki en iyi kişileri, merkezinde veri bulunan tek bir şirket altında bir araya getirirsek, çok başarılı bir iş kurabileceğimizi hissettik. Kendimize Apollo mobil oyun programı diyoruz çünkü, tıpkı Apollo programı gibi, hepimiz en yetenekli kişileri bir araya getirmek üzereyiz ve oyunları çalıştırma şeklimizde bilimsel ve veri odaklılık söz konusu.” dedi.

Tripledot, geleneksel mobil uygulama ömrünün çok ötesinde popülerliğini koruyan Solitaire, Woodoku ve Blackjack gibi çeşitli oyun portföyüne sahiptir. Shiff, şirketin belirli bir türe odaklanmadığını söyledi.

Risk yatırımcıları Eldridge’den Todd Boehly, Access Entertainment’tan Danny Cohen ve Lightspeed’den David Gussarsky yaptığı açıklamalarda, takımdan ve ekibin popüler oyunlar ortaya koyma ve onları hızla büyütme becerisinden etkilendiklerini söylediler.

Akın’a yeni sürecinde başarılar dileriz.

Twitter, canlı ses tabanlı sosyal ağ Clubhouse’u 4 milyar dolara satın almak için görüşmeler yaptı

Bloomberg’ün haberine göre Twitter, canlı ses ağı platformu Clubhouse ile yaklaşık 4 milyar dolarlık anlaşma değerine sahip potansiyel bir satın alım görüşmesi yaptı.

Rapora göre, görüşmeler son birkaç aydır gerçekleşiyor olsalar da artık devam etmiyorlar. Sona ermelerinin sebebi ise bilinmiyor. Bloomberg’in birkaç gün önce bildirdiğine göre, Clubhouse’un 4 milyar dolar değerleme ile bir yatırım turuna çıktığını söylemekte fayda var. Potansiyel satın alma görüşmelerini detaylandıran rapora baktığımızda ise önce Twitter ile yapılan görüşmelerin çöktüğünü, ve bunun da öz sermaye yatırımı karşılığında ek sermaye temin etme stratejisinde bir değişikliğe yol açtığını görüyoruz.

Twitter birkaç ay önce Clubhouse’a çok benzeyen sesli sohbet odası ürünü Spaces’ı kademeli olarak kullanıma sundu. Bu sırada Clubhouse, para kazanma çalışmalarının ilki olan Clubhouse Payments’ı başlattı. Clubhouse Payments kullanıcıların platformdaki diğer içerik oluşturuculara doğrudan ödeme göndermesine olanak tanıdı.

Ancak Clubhouse Payments beklenilenin aksine Clubhouse’a hiç kazanç sağlamadı. Bunun yerine para kazanma gidişatlarını fonların tamamını alan kullanıcılar şekillendirdi.

Twitter ve Clubhouse arasındaki bu görüşmelerin ayrıntılarını bilmiyor olsak da özellikle Twitter’ın yeni özelliği Spaces göz önüne alındığında, sosyal iletişim ağının Clubhouse için yapacağı ödemenin fiyat etiketi de bir hayli pahalı olacak gibi görünüyor.

Clubhouse’un önceden gördüğü ilgili ne kadar inkar edilemez olsa da, uzun ömürlülüğü hakkında hala çok sayıda soru var. Ayrıca diğer platformlar tarafından kopyalanmış olması, Clubhouse’un bir özellik mi yoksa başlı başına bir ürün mü olduğu sorularını akla getiriyor.

Sizler için özellikle pandemi döneminde vazgeçilmez dostumuz olmuş olan, ancak maalesef yavaşça popülerliğini yitirmeye başlayan sansasyonel sesli sohbet uygulaması Clubhouse’un hangi yöne doğru ilerleyeceğini yakından takip ediyor olacağız.

Brisa’nın dijital dönüşümünde bir başarı hikayesi: Karbon Veri Gölü

Dijitalleşmeyi şirket stratejisinin merkezine yerleştiren ve bu kapsamda büyük veri analizlerini merceğine alan Brisa, dijital dönüşüm yolculuğunun önemli bir adımı olarak SAP Türkiye ve SAP Gold Partner’i Vektora ile Karbon Veri Gölü projesini hayata geçirdi.

SAP’ın BW/4HANA çözümünü temel alan proje ile farklı platformlardan ve özellikle sahadan elde ettiği verileri anlamlandırıyor ve bunu gerçek ihtiyaçları karşılayacak şekilde kişiselleştirilmiş hizmete dönüştürmek için kullanıyor.

Bu sıra dışı projede her çalışan, veriye her platformdan ulaşabiliyor. Her an her yerden stok, satış rakamları gibi verilerin takibini yapabilmek ise hızlıca gerekli aksiyonları almaya imkân tanıyor.

Türkiye lastik sektörü lideri Brisa, tüm iş süreçlerinde dijitalleşmeyi odağına alıyor. Bu kapsamda farklı projeleri hayata geçiren Brisa, SAP Türkiye ve SAP Gold Partner’i Vektora ile BW/4HANA projesini hayata geçirdi. Vektora ile toplamda 11 ay sürede devreye alınan sistem için mevcut veri ambarı BW/4HANA platformunda yeniden tasarlandı, Power BI üzerinde şirket genelinde self servis raporlama kültürüne geçirildi ve MS Azure platformunda ileri analitik uygulamalarına uygun bir altyapı oluşturuldu.

Kurum içinde Karbon Veri Gölü Projesi olarak anılan proje, SAP ile birlikte farklı platformlardan elde edilen verilerin anlamlandırılıp hizmete dönüşmesini sağlayan tek, güvenli ve esnek bir sistem olarak konumlandırılıyor. Karbon Veri Gölü Projesi ile Brisa sahadan akan verileri birleştirip hem anlamlı sonuçlar elde ediyor hem de gerçek ihtiyacı karşılayacak şekilde kişiselleştirilmiş hizmetler sunuyor. Bu sayede her çalışan, veriye her platformdan kolayca ulaşabiliyor.

Brisa, analitik yolculuğunun temel taşlarından birini oluşturan Karbon Veri Gölü Projesi’yle veriyi değere dönüştürerek büyük kazanımlar elde etti. Karbon platformu üzerinden sağlanan veriler Brisa’nın Depo Sistemleri Otomasyonu’nu ve saha takip sistemi Genba Room’u da besliyor. Depo Optimizasyon Sistemi ile depodaki her süreç için uçtan uca izlenebilirlik sağlayan bu sistem global operasyonlarda optimizasyona destek oluyor. Ayrıca sistem sayesinde envanterin hangi seviyede kalacağı belirlenebiliyor. Brisa’nın dijital teknolojilerle satış örgütünü güçlendirmeye yönelik oluşturduğu Genba Room üzerinden ise stok durumunu, satış rakamlarını yakından takip ederek gerekli aksiyonları zamanında alabiliyor.

Karbon Veri Gölü Projesi’nin, önceden 400’ün üzerinde sorgu ile yönetilen raporlama altyapısını optimize edip yalınlaştırarak yaklaşık 40 sorguya indirdiğine değinen Brisa CIO’su Tekin Gülşen sözlerine şöyle devam etti: “Dijital dönüşüm, üretimden pazarlamaya, satış kanallarımızdan genel iş yapış biçimlerimize kadar, birçok alanı yeniden şekillendirmeye başladı. Bu kapsamda, önceliklerimize göre bir yol haritası oluşturduk. Bu konuyu dijital projelerin ötesinde, bütünsel bir kültür dönüşümü olarak ele aldık. Karbon Veri Gölü projemizle de karbonun elmasa dönüşmesi gibi büyük veriyi değere dönüştürmeyi amaçladık. Bu konuyu analitik yolculuğumuzun temel taşlarından biri olarak görüyoruz. İyi planlama ile ek ihtiyaçları zamanında görerek projeyi çok hızla devreye alabildik. Çalışanların doğru veriye en hızlı şekilde ulaşmasını ve bu verilerden öngörü oluşturmasını sağlamak adına teknolojinin yanı sıra veri analitiği üzerine çeşitli eğitimler de organize ettik. Öncelikli çıktılara odaklandık, bu da hızlı kazanımlar elde ederken projenin fazlarını devam ettirmemize olanak sağladı. Bunda elbette proje ortaklarımızın tecrübeli ve alanında uzman şirketler olmasının da etkisi büyük.”

Vektora Genel Müdürü Önder Şahin ise şunları söyledi: “Sektörünün lideri Brisa’nın “Cesaretle Yol Alırız” mottosunu her yaklaşımında uyguladığını, gerçekleştirdiğimiz Karbon SAP BW/4HANA projemizde iş ortağı olarak yakından gözlemleme şansı edindik. Analitik yaklaşımın gereklilikten ziyade kültüre dönüşmesine yardımcı olan Karbon projemiz ile Brisa yatırımını; çağımızın en hızlı yatırım aracı olan “veri”ye ve böylelikle de tüm çalışanlarına yapmış oldu. Çevik karar mekanizmasını şeffaf ve veriye dayalı yaklaşımı ile sürdüren Brisa’nın kazanımlarını iş ortağı olarak gözlemlemekten gurur duyuyoruz.”

Veri analitiği mimarisinin altyapısını sunan SAP Türkiye Genel Müdürü Uğur Candan ise “Günümüzde “Veri Odaklı Şirket” stratejisinin önemi ve yaygınlığı her geçen gün artıyor. Yaptığı işleri ve aldığı kararları veriye dayalı analizlerle yapan şirketler, daha çevik hale geliyor, hızlı aksiyon alabiliyor ve hem yaptığı iş hem çalışanları hem de ekosistemi için değer yaratıyor. Veri, günümüzde soluduğumuz hava gibi yeniden kullanılabilen ve kaynağı sınırlı olmayan bir değer. İçinde olduğumuz koşullarda büyük veriden ziyade bu verinin analitiği, anlamlandırılması ve verinin fayda sağlayacak şekilde kullanımı önem kazandı. Uçtan uca dijitalleşmeyi odağına alan Brisa da SAP’nin yol arkadaşlığı ile verilerini çalışanlar, paydaşlar, müşteriler ve tüm ekosistem için fayda sağlayacak hale dönüştürerek büyük kazanımlar elde ediyor. SAP Türkiye olarak Brisa’nın ‘Akıllı işletme’’ olma yolculuğundaki dönüşümüne destek olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

Mesut Çevik’in blockchain ve NFT odaklı yeni girişimi Avaxtars’ın hikayesi

Mesut Çevik, Ahmet Usta ve Ozan Akçora tarafından kurulan yerli girişimi Avaxtars, Avalanche blockchain ağı üstünde çalışan ve NFT teknolojisi üzerine inşa edilmiş Web tabanlı bir oyundur.

Oyun içerisinde satın alınabilecek 10000 farklı karakter var. Oyunu oynayabilmek için bu karakterlerden en az 1 tanesine sahip olmak gerekiyor. Her bir karakter eşsiz ve Avaxtars’ın veritabanında değil, karakteri alan oyuncuların cüzdanlarında saklanıyorlar.

Avaxtars’ın hikayesi

 

Edindiğimiz bilgilere göre kurucular, blockchain ağlarının bir getirisi olan ve gelecekte çok daha yaygın kullanımını görecekleri NFT teknolojisini oyun dünyasıyla bütünleştirerek, teknolojinin potansiyelinin sınırsız olduğunu göstermek için yola çıkmışlar.

Girişimin değer önerisi

Mesut Çevik: “Avaxtars, benzeri NFT projelerinden farklı olarak teknoloji, yazılım ve fintech sektöründe uzun yıllardır çalışmış deneyimli bir ekibin bir araya gelerek ortaya koyduğu kurumsal bir yapı. İsimlerimiz, kimliklerimiz ve yol haritamız ortada. Projenin Avalanche Blockchain ağı üzerinde çalışıyor olması, oyun içerisindeki karakter oluşturma, karakterlerin cüzdana aktarılması ve cüzdanlar arası etkileşim konusunda yüksek hız ve tepkisellik sunuyor.” dedi.

Avaxtars nasıl kullanılıyor?

Konuyla ilgili Mesut: “Her şeyden önce blockchain dünyasına adım atmış olmak gerekiyor veya bu oyun ile ilk adımı atmak gayet mümkün. Süreç bir veya daha fazla karakter edinilerek başlıyor. Şu anda ilk aşmada yeterince karakterin oyuncular tarafından, Avalanche ağı üstünde çalışan akıllı sözleşme altyapısı kullanılarak üretilmesini bekliyoruz. İkinci aşamada birden fazla karakter kullanılarak yeni karakterler üretilebilecek. Üçüncü aşamada ise artık görevler başlayacak. Karakterler çeşitli görevlere gidecek, eşyalar, araçlar ve yetenekler edinecekler. Internet ile birlikte hayatımıza giren klasik tarayıcı tabanlı oyunlara benzetebiliriz. En önemli farkı tüm karakter, eşya ve bileşenlerin bir blockchain ağı üstünde tutulması ve her türlü haklarının oyuncuların elinde olması. Bizim hiçbir koşulda buna müdahale etme şansımız yok.”

Hedefler

Son olarak ise Mesut: “Blockchain ekosisteminin kendine has yapısına uygun ve bu çerçevede bize güvenen tüm katılımcılarımızın beklentilerini karşılama gayreti içinde biz projemizi geliştirmeye devam edeceğiz. Beklentimiz güzel ve farklı bir proje ile ilerleyerek deneyim kazanmak, güzel bir deneyim yaşatmak ve elbette daha büyük ve farklı projeler için ilk adımı atmış olmak.” dedi.

Yatırım almadan yollarına devam etme kararı alan kurucular, yaz ayı içerisinde büyük bir projenin de lansmanını yapmaya hazırlanıyorlar. Yeni gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

İçerik üreticilerinin bağış toplamasını sağlayan Patreon, 155 milyon dolar yatırım aldı

Patreon, Tiger Global liderliğindeki 155 milyon dolarlık yatırım turunda değerini üçe katlayarak 4 milyar dolara çıkardı. Yeni yatırım turunda Woodline Partners, Wellington Management, Lone Pine Capital ve New Enterprise Associates de yer alıyor.

2013 yılında YouTube’da müzik içeriği oluşturan Jack Conte, kendi sorununa çözüm arıyordu, milyonlarca insanın içeriklerini takip etmesine rağmen çok az gelir elde ediyordu. Bu yüzden takipçilerinin içerik üreticilerine destek vermek için doğrudan ona ödeme yapmalarına olanak tanıyan bir platform tasarladı. Bu platformu şu an Patreon’un kurucu ortağı olan Sam Yam ile 6 hafta içinde tam işlevli bir hizmete dönüştürdü. Girişim şu an, 6 milyondan fazla kullanıcıyı ve 200 binden fazla içerik oluşturucuyu platformunda barındırıyor. Patreon sayesinde içerik üreticiler bugüne kadar 2 milyar doların üzerinde para kazandı.

Sanatçıların ve içerik üreticilerin doğrudan kitleleri tarafından finansal destek almasına olanak tanıyan yaratıcı ekonomi platformu, sanatçıların işlerinin çoğunu online olarak yayınlamak zorunda kalması nedeniyle Covid-19 salgınında büyük ilgi gördü. Son aylarda birçok içerik üreticisinin yer aldığı sekiz yaşındaki Patreon şimdiden kapsamlı bir ağ oluşturdu. Geçen yıl bir blog gönderisinde Patreon, Mart 2020’nin ilk haftalarında 30 binden fazla içerik oluşturucunun uygulamaya kaydolduğunu belirtmişti. Patreon, şirketin hangi hizmetlerini kullandıklarına bağlı olarak içerik oluşturucuların içeriklerinden yüzde 5 veya 12 pay alarak gelir elde ediyor. Girişim, eylül ayında şirketin değerini 1.2 milyar dolara yükselten 90 milyon dolarlık bir tur tamamladı. Platformda video yaratıcıları, müzisyenler, ressamlar, topluluklar, yazarlar, gazeteciler, oyun yaratıcıları, eğitmenler ve kar amacı gütmeyen kuruluşlar yer alıyor.

TÜBİTAK, sürdürülebilir enerji desteklerine EIT InnoEnergy’nin üyelik faaliyetlerini de ekledi

TÜBİTAK, Uluslararası Ağlara Üyelik Desteği programı kapsamında, sürdürülebilir enerji için inovasyon odaklı faaliyetleri ve projeleri destekleyen, Avrupa’nın enerji odaklı en büyük yatırım ve teknoloji şirketi EIT InnoEnergy’nin üyelik faaliyetlerini de ekledi.

Enerji alanında faaliyet gösteren 26 farklı özel sektör kuruluşu, üniversite araştırma enstitüsü ve özel araştırma kurumlarının birlikteliği ve Avrupa Birliği EIT (European Institute of Technology) fonuyla 2010 yılında kurulan EIT InnoEnergy, hali hazırda Avrupa’nın bu alandaki en yüksek bütçeli yatırım, teknoloji geliştirme ve iş ağı olarak faaliyet gösteriyor.

Geride kalan 11 yıllık sürede EIT InnoEnergy, aralarında Türkiye’den yerli girişim DUCKT’ın da bulunduğu toplam 230 şirkete 420 milyon Euro yatırım yaptı.

Eylül 2017’de kurulan Türkiye ofisiyle birlikte ülkemizde de faaliyet göstermeye başlayan EIT InnoEnergy, enerji ve temiz çevre teknolojileri dikeyinde faaliyet gösteren özel sektör temsilcilerini, araştırma merkezlerini, üniversiteleri, vakıfları ve kamu kurumlarını finansman, iş ve pazar geliştirme, globalleşme, erken ve ileri aşama yatırım ile konsorsiyum ortaklıkları kurma gibi çeşitli başlıklarda desteklemektedir.

Türkiye’de EnerjiSA’nın da resmi partneri olduğu EIT InnoEnergy’nin iş ağında Avrupa genelinde 500’den fazla kurum bulunuyor. Siz de EIT InnoEnergy’ye üye olarak:

  • Uluslararası mecralarda EIT InnoEnergy’nin partneri olarak tanınabilir ve kurumunuza görünürlük kazandırabilirsiniz,
  • Yılın belirli dönemlerinde gerçekleştirilen ve Avrupa’da enerji sektörünün geleceğini tasarlama amacıyla düzenlenen “Partners Day” etkinliklerine doğrudan katılım hakkı sağlayabilirsiniz,
  • Dünyanın enerji dikeyindeki en büyük iş geliştirme etkinliği olan The Business Booster’a ücretsiz katılım hakkı kazanabilirsiniz,
  • EIT InnoEnergy’nin yatırım yaptığı teknoloji şirketleriyle ilgili detaylı rapor ve dokümanlara ücretsiz erişim ile şirketlerin geliştirdiği teknoloji ve uygulamalara öncelikli olarak erişim ve PoC yapma imkanı elde edebilirsiniz,
  • EIT InnoEnergy’nin yürttüğü master ve doktora programlarının mezunlarını öncelikli istihdam edebilme ve profesyonel kurslara şirket çalışanlarınızın/üyelerinizin indirimli veya ücretsiz olarak katılmasını sağlayabilirsiniz,
  • İnovasyon Projeleri başlıklı yüksek bütçeli finansman programlarına katılım için ücretsiz danışmanlık alabilir ve konsorsiyum kurma imkanı elde edebilirsiniz,
  • EIT InnoEnergy iş ağında yer alan tüm kurum ve organizasyonlarla öncelikli iş birliği yapabilme imkanı elde edebilirsiniz.

İşletmelere kodsuz araçlar sunan Bryter, 66 milyon dolarlık Seri B yatırım aldı

Kodsuz girişimler, tekrarlayan bazı işleri üstlenmek için uygulamalar geliştiren şirketler arasında ilgi görmeye devam ediyor. Bugüne kadar yaklaşık yüz global girişimin 2 bine yakın işletme yazılımı için kullanılan platform oluşturan yapay zeka tabanlı bir kodsuz girişim olan Bryter, şirket değerini ikiye katlamak için yeni yatırım turu duyurdu. Berlin merkezli girişim, 66 milyon dolarlık Seri B yatırım turunu tamamladı.

Bryter, yeni yatırım ile platformuna yatırım yapacağını ve geçen yıl açtığı New York ofisinden sonra ABD’de genişlemeyi planladığını açıkladı. CEO ve kurucu ortağı Michael Grupp bir röportajda, yatırımın araçlarının çok fazla talep görmesinden sonra gerçekleştiğini söyledi. Tiger Global yatırım turuna liderlik ediyor, mevcut yatırımcılardan Accel, Dawn Capital, Notion Capital ve Cavalry Ventures da birçok bireysel yatırımcısıyla birlikte turda yer alıyor. Yatırımın değerlemesi açıklanmadı ama Bryter’ın bugüne kadar yaklaşık 90 milyon dolar yatırım aldığı biliniyor.

Micha-Manuel Bues ve Michael Hübl ile girişimi kuran Grupp, geçtiğimiz kılın kodsuz girişimler için iyi bir yıl olduğunu belirtti. “Herkesin farkında olduğu durum, çoğu insanın aslında teknolojiyi işlerini halletmek için kullanıyor olması.” dedi. Hizmeti kullanan müşteriler arasında, McDonald’s, Telefónica, PwC, KPMG, Deloitte gibi müşterilerin yanı sıra bankalar, sağlık hizmetleri sunan şirketler ve endüstriyel işletmeler bulunmaktadır. Accel ve Dawn, Haziran 2020’de gerçekleşen Bryter’ın Seri A yatırım turunda 16 milyon dolarlık bir turun liderliğini yapmıştı. Sık gerçekleşen bu yatırım turları kodsuz girişimlere olan ilginin giderek arttığını gösteriyor. Bryter kodsuz girişimler arasında tek değil. Airtable, Genesis, Rows, Creatio ve Ushur son birkaç ayda yatırım alan ve teknoloji meraklısı olmayanlar için uygulamalı teknoloji geliştiren birçok girişim arasında yer alıyor. Otomasyon, bu faaliyeti harekete geçiren en büyük trend oldu. Günümüzde bilgi işçileri (programcılar, doktorlar, eczacılar, mimarlar, mühendisler, bilim adamları, tasarımcılar, muhasebeciler, avukatlar ve akademisyenler), bugünlerde zamanlarının çoğunu uygulamalarda geçiriyorlar. Bu işlerin bir kısmı hala bu işçilerin manuel olarak katılımını ve değerlendirmesini gerektirse de yazılım bu işlerin büyük bir kısmını otomatikleştirdi.

UiPath, Automation Anywhere ve Blue Prism gibi şirketlerin önderlik ettiği robotik süreç otomasyonu olan RPA, özellikle formları okuma ve çok sayıda veri girişi söz konusu olduğunda bu faaliyetin önemli bir bölümünü değerlendirdi. Ancak, belirli uygulamalarda RPA’nın tipik olarak kullanılmadığı birçok başka işlem ve etkinlik yer alıyor. Bu, teknoloji dışı çalışanların kişiselleştirilmiş ve ölçeklenebilir otomasyonu sağlamak için yapay zeka kullanan Bryter gibi kodsuz araçların önemli rol alabileceğini keşfettikleri yerdir. Grupp, çoğu durumda RPA’nın üzerinde durduklarını belirtti. Girişim, platformun uyumluluk, hukuk, veri, gizlilik, güvenlik, tedarik, yönetim gibi işlevleri içerdiğini ve eklenen özelliklerin arasında sanal asistanlar, sohbet robotları, etkileşimli self servis araçları olduğunu söylüyor. Bunlar, insanların yerine geçmez ancak içlerindeki bilgileri işlemek için harcanan zamanı azaltır ve teorik olarak müşterilerin hizmetlerle daha kolay etkileşim kurması için araçlar oluşturmak için de kullanılabilir.  Bu ölçeklenebilirlik ve teknolojiyi erken benimseyenlerin ötesine geçen bir kullanıcı havuzundan sağlanan müşteri kitlesi, yatırım turunu değerli kılan özellikler arasında yer alıyor.

Tiger Global ortaklarından John Curtius, “Bryter, üst düzey bir yazılım şirketinin tüm özelliklerine sahip. Gerçek bir müşteri sorununu çözen yüksek kalitede bir ürün, büyük bir pazar fırsatı ve birinci sınıf bir kurucu ekip. Bryter’ın müşterilerinden gelen geri bildirimler, son derece olumluydu. Girişimin önümüzdeki yıllarda yeni başarılara ulaştığını görmekten heyecan duyuyoruz.” dedi.