Ana Sayfa Blog Sayfa 560

Xiaomi, ABD District of Columbia Bölge Mahkemesi’nin tüm kısıtlamaları kaldırdığını duyurdu

ABD District of Columbia Bölge Mahkemesi, 25 Mayıs 2021 tarihinde saat 16.09’da (Doğu Standart Saati) ABD Savunma Bakanlığı’nın 14 Ocak 2021 tarihinde Xiaomi’yi “Komünist Çin Askeri Şirketi” (CCMC) olarak belirlemesini iptal eden kesinleşmiş kararını yayınladı.

Kesinleşmiş kararla birlikte ABD vatandaşlarının ve tüzel kişilerin Xiaomi menkul kıymetlerini satın alma veya tutma yetkisine ilişkin tüm kısıtlamalar resmen kaldırılmış oldu.

XIAOMI’nin açıklaması

Xiaomi olarak dünya genelindeki tüm kullanıcılarımızın, iş ortaklarımızın, çalışanlarımızın ve hissedarlarımızın bu süreçte bize verdikleri destek ve güven için teşekkür ediyoruz. Açık, şeffaf, borsada işlem gören ve bağımsız bir şirket olarak faaliyet gösteren ve yönetilen bir şirket olduğumuzu yineliyoruz. Xiaomi olarak kullanıcılarımıza güvenilir tüketici elektroniği ürünleri ve hizmetleri sunmaya, dünyadaki herkesin yenilikçi teknolojilerle daha iyi bir yaşam sürmelerini sağlamak için en adil fiyatlarla harika ürünler sunmaya devam edeceğiz.

Yerli ödeme sistemleri şirketi PayCore’un çoğunluk hissesi Mediterra Capital tarafından satın alındı

Ödeme sistemleri sektörünün lider finansal teknoloji şirketi PayCore’un çoğunluk hissesini Türkiye’de yatırım yapan Özel Sermaye Fonu Mediterra Capital satın aldı. Geçtiğimiz yılın Ekim ayında bu anlaşma için sözleşme imzalanmıştı.

330 milyon euroluk fonu yöneten Mediterra Capital, PayCore’da altyapı ve insan kaynağına yatırım yaparak, yurt içinde ve dış pazarlarda yapacağı atılımla, şirketi bölgesel bir güç haline getirmeyi hedefliyor.

Hisse satışı ile birlikte PayCore’da son dört yıldır CEO olarak görev yapan Turgut Güney, sorumluluğu sektörün deneyimli isimlerinden Ali Kançal’a devretti.

Ödeme sistemleri sektöründe son yıllardaki atılımlarıyla yurt dışında da pazar payını artıran Türkiye’nin lider finansal teknoloji şirketi PayCore’da önemli bir hisse değişimi yaşandı. Ülkemizde yatırımlar yapan Özel Sermaye Fonu Mediterra Capital’in, PayCore’un çoğunluk hissesini satın almak üzere yaptığı başvuru, düzenleyici kurumlar tarafından uygun görülerek hisse devrine onay verildi. Süreç, 27 Nisan 2021 tarihinde imzalanan nihai anlaşmayla tamamlandı. MV Holding ve Revo Capital’in, PayCore’daki hisse sahiplikleri ise aynı şekilde devam ediyor.

Cirosunu 3 yılda iki katına çıkardı

Cirosunu 2018 yılından 2020’ye iki katına çıkarmayı başaran ve bu dönemde processing alanında önemli bir şirket satın alımı gerçekleştiren PayCore, yatırımcıların dikkatlerini üzerine topladı. PayCore, kurucu ortaklarının 12 farklı ülke ve sektörde 30’un üzerinde yatırım deneyimi bulunan ve bugün 330 milyon euroluk bir fonu yöneten Mediterra Capital tarafından Türkiye’de yatırım yapılan 14’üncü şirket oldu. Kurulduğu 2010 yılından bugüne kadar Glasshouse, Logo Yazılım, Mobiliz ve Mikro Ödeme gibi teknoloji yatırımları yapan Mediterra’nın, bu yatırımlar altında 10 ilave şirket satın alım deneyimi var. Mediterra, teknoloji sektöründeki bu deneyimlerini kullanarak, PayCore’u bölgesel bir güç haline getirmeyi amaçlıyor.

PayCore’da bayrak değişimi

Hisse satışına paralel olarak son dört yıldır hissedar kimliğinin yanı sıra CEO olarak görev yapan Turgut Güney, yerini, sektörün deneyimli isimlerinden Ali Kançal’a devretti.

Turgut Güney, “Bizler bu değişimi sadece bir hisse devri olarak değil, müşterilerimiz, çalışanlarımız ve iş ortaklarımız için yeni bir dönemin başlangıcı olarak görüyoruz. PayCore’un global bir teknoloji şirketine dönüşüm yolculuğu, yeni ortaklık yapısı, çevik şirket kültürü ve inovatif çözümleriyle hızlanacak” dedi.

Kançal: “Artan yatırımlarımız ile yurt içi ve yurt dışında hızla büyüyeceğiz”

PayCore’un yeni CEO’su Ali Kançal “PayCore bugün 400’e yakın profesyoneli ile ödeme sistemleri sektöründe Türkiye’nin lider finansal teknoloji şirketi konumunda. Türkiye kartlı ödemeler pazarında lisanslama ve processing yöntemleri ile bugün kredi kartıyla yapılan her 3 ödemeden 1’i ve POS’lardan kabul edilen her 2 işlemden 1’i PayCore çözümleri üzerinden geçiyor. 2020 yılında, toplam 2 milyar adet finansal işlemi process ederken, çözüm ve hizmetlerimizi 35’ten fazla ülkeye ihraç ettik. Küresel olarak ödeme sistemleri sektöründeki hızlı gelişmeler hem ülkemizde hem de yurt dışında sürdürülebilir bir büyüme yakalamamızı sağlayacak önemli fırsatlar ortaya çıkarıyor. PayCore’a yapacağımız insan kaynağı ve altyapı yatırımlarımız sayesinde mevcut ve potansiyel müşterilerimizin iş önceliklerini çok iyi anlayıp, en yüksek teknolojiye sahip rekabetçi çözümler sunmaya devam edeceğiz. Türkiye’de liderliğimizi korurken, yurt dışında da odaklanacağımız pazarlarda organik büyümenin yanı sıra iş ortaklıkları ve şirket alımlarıyla iş hacmimizi ve müşteri bazımızı artırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.

Biletall’ın kurucularından yeni online araç kiralama platformu girişimi: Miniyol

Online seyahat bileti sitesi olan Biletall.com’un kurucularının hayata geçirdiği yeni girişim Miniyol.com araç kiralama sektörüne yeni bir soluk getiriyor. Kosgeb’in Arge ve İnovasyon Desteği ile Erciyes Üniversitesi Teknopark’ında kurulan şirket, kurduğu sistemi 2022 yılına kadar her noktasıyla kusursuz bir hale getirmeyi, aynı yıl içerisinde günlük minimum 1.000 adet işleme hacmine sahip olmayı ve 3 yıl içerisinde ise sektöre yön veren firma haline gelmeyi hedefliyor.

Web sitesi ve Mobil uygulamalar üzerinden hizmet verecek olan platform, ihtiyaca yönelik olarak onlarca araç kiralama firmasına ait araçları karşılaştırmalı olarak, güvenli ödeme seçenekleri ve sağladığı birçok avantaj ile 7 gün 24 saat, kaliteli hizmet prensibini ön planda tutarak kullanıcıların en güvenli yol arkadaşı olarak karşımıza çıkıyor. Miniyol başta Türkiye’de günlük araç kiralama ile hizmet vermeye başlamış olup, kısa zaman içerisinde yurtdışında da hizmet vermeye başlayacak. Günlük araç kiralama hizmetlerinin yanı sıra daha geniş tedarikçi ağına sahip olabilmek ve daha geniş kitlelere hitap edebilmek adına sektöre birçok yenilik getirmeye hazırlanıyor.

“Her Bir Kurucunun Farklı Sektörel know how’ı Mevcut”

Ar-ge ofisi Erciyes Üniversitesi Teknoparkında, Genel Müdürlük ofisi ise İstanbul Buyaka Kule’de bulunan şirketin Kurucu Ortağı Yaşar Çelik, “ Online araç kiralama sektöründe pandemi sonrası oluşan pazar ve sektörde çok az sayıda oyuncu olması ile beraber sektöre katacağımız çok sayıda yenilik olduğuna inancımız bu girişimin ortaya çıkmasındaki en önemli etkenleri oluşturuyor. Sektörde faaliyet gösteren az sayıdaki firma çok geleneksel çalıştığını ve sektöre katkı sağlayacak yeterli ürün ortaya koyamadığını tespit etmiş bulunuyoruz. Miniyol olarak sektörün ve süreçlerin dijitalleşmesi için hem tedarikçilerimiz olan araç kiralama firmalarına hem de son kullanıcılara yönelik birçok yeniliği hayata geçirecek olmanın heyecanını yaşıyoruz. Şirketin 3 kurucusu bulunuyor. Her bir kurucunun farklı sektörel know how’ları mevcut. Bu durum büyük bir avantaj da sağlıyor. Sistemi geliştirirken, kendimize özgü bir müşteri deneyimi yaşatabilmek adına, sektörün ve kullanıcıların ihtiyaçlarını iyi analiz ederek bütün teknolojik gereksinimleri bu çerçevede çözümledik. Hali hazırda içeride yer alan ekiple birlikte her konuda alanında uzman çözüm ortağı şirketlerle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Minimalizm Kavramını Ön Planda Tuttuk

Koronavirüs salgını ile birlikte adını daha çok duyduğumuz ‘Minimalizm’ kavramının da girişimin oluşumunda etkili olduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Araç kiralama dikeyinde ürüne ve son kullanıcıya doğru büyümeyi ve 5 yıllık projeksiyonda hali hazırda örneği olmayan birçok farklı ürünü de kullanıma açmayı hedefliyoruz. Hayata geçecek projeler, tedarikçilere yeni pazarlar, kullanıcılara da ciddi fiyat avantajları sağlayacak. Miniyol’da herşey minimal, her şey minicik olacak. Online araç kiralama sektöründe ilk defa sadece 3 adımda kiralama işlemi yapılırken, tek bir tıklama ile de iptal işlemi Miniyol’da yapılabiliyor. Ara yüzümüz de yine minimallik prensibi uyarınca zaman sayaçları, pop-up’lar gibi sadece kullanıcıyı satın almaya zorlama amacı güden materyalleri de kesinlikle kullanmıyoruz.”

Mini Ödeme ile Türkiye Bir İlki Başlattık

Miniyol, benzerlerinden farklı olarak Türkiye’de online araç kiralama sektörüne yeni bir ödeme modeli de getirdiğini belirten Çelik, “ Miniyol’un temel prensibi olan minimalizm ödemelere de uyarlandı. Kullanıcılarımız bizden araç kiralarken kiralama bedelinin sadece minicik bir kısmını ödeyecekler. Örnek vermek gerekirse 1.000 TL’lik bir kiralama için rezervasyon esnasında sadece 150 TL ödenecek, aracı teslim alana kadar ise kullanıcılarımızdan başkaca herhangi bir bedel talep edilmeyecek. Firma olarak geliştirdiğimiz bu ödeme metodunu “ miniödeme” olarak adlandırıyoruz. Bunun yanı sıra geleneksel ödeme yöntemlerini tercih eden kullanıcılarımız için de “ tam ödeme “ metodumuz ile tek sefer de tüm kiralama bedelini ödeme imkanı da sunuyoruz. Ayrıca rezervasyon esnasında hiç ödeme yapmak istemeyen kullanıcılarımıza ise kiralama bedelinin tamamını aracı teslim alırken yapmalarına imkan sağlayan “ teslimatta ödeme “ seçeneğini de sunuyoruz. Miniyol kullanıcı dostu arayüzü ile tüm kullanıcılarının ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına sistemin her noktası ile bütünleşik hizmet veriyor” dedi.

Koşulsuz, Şartsız Sürekli İndirim Sağlıyoruz

Sistemin işleyişi hakkında da bilgi veren Çelik, sözlerine şunları ekledi: “Temel prensiplerimizden biri de kullanıcılarımıza karşı her zaman şeffaf olmak. Hem minimalizm hem de şeffaflık prensibimiz gereği, web sitemizde kullanıcıları rahatsız edecek, pop-up lar, zaman sayaçları, gerçeği yansıtmayan üzeri çizili fiyatlar yer almıyor. Bunların tam tersine kesintisiz ve sürekli olarak Miniyol üyelerine koşulsuz şartsız her kiralama işleminde yüzde 5 puan garantisi veriyoruz. Üstelik kazanılan puanları ise bir sonraki alışverişlerinde indirim olarak kullanmalarını sağlıyoruz. Şirket olarak kullanıcılarımızla şeffaf, dürüst ve uzun soluklu iletişim kurmak için sürekli yenilikler oluşturmaya devam edeceğiz.”

Özellikle pandemi döneminde daha fazla ihtiyaç halinde gelen esnek iptal ve iade koşullarının tüm tüketicilerin ilk baktığı konu olduğunu vurgulayan Çelik,” Bizler geçmiş tecrübelerimizden de bildiğimiz üzere, kullanıcıların satın alma işleminden çok daha kolay iade işlemlerini yapabilmeleri için tüm geliştirmelerimizi tamamladık. Kullanıcılarımız 3 adımda kiralama yapabildiği gibi, tek tuşla koşulsuz, şartsız kiralama işlemlerini iade edip, ücret iadelerini alabiliyorlar. Üstelik bu işlemi herhangi bir yeri aramadan miniyol.com üzerinden yapabiliyorlar” diye konuştu.

Çalışan mutluluğunu odağına alan Insider, Great Place To Work seçildi

Yakın zamanda hisse sahibi çalışanlarına nakit çıkışı hakkı da sunan Insider, bugüne kadar Türkiye’den çıkıp dünyaya teknoloji ihraç eden, 4 sene üst üste Türkiye’nin en başarılı start-up’ı seçilmiş, 25 farklı ülkede din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin birbirine bağlı bir komünite oluşturmuş bir teknoloji girişimi.

Aynı zamanda şimdiye kadar 250’den fazla lise öğrencisinin kodlama öğrenmesine yardımcı olan, Kodluyoruz ile yazılımcı yetiştiren, Y Combinator videolarını dilimize kazandıran, görme engelliler için tasarlanmış akıllı baston WeWalk bağış zincirine onlarca girişim şirketinin de bağış yapmasını sağlayan ve Startup Forest Challenge ile yine birçok şirketle beraber bir orman kurulmasını sağlayan bir topluluk.

“Güçlü bir kültürün temelinde güven yatar.”

Yaptığı her işe “Güçlü bir kültürün temelinde güven yatar.” mottosu ile yaklaşan Insider, son olarak tüm bu başarılarının üzerine geçtiğimiz hafta çalışanlarının oylarıyla Great Place to Work seçildi. Yapılan işle gurur duyma, takım ruhu, hakkaniyet, saygı, güvenilirlik gibi ekip içindeki pek çok değerin incelendiği anketler sonucunda Insider, bu sertifikasyonu almaya hak kazandı.

“Great Place to Work”, 30 yılı aşkın süredir dünya çapında 60’tan fazla ülkede düzenlediği çalışan memnuniyet anketleriyle günümüzde yüksek güven kültürüne sahip lider markalar için sektör standardı haline gelmiş uzman bir kuruluş.

Galata Business Angels, Insider’dan ikinci çıkışını 527 kat çarpanla tamamlayarak bir ilke imza attı

Geçtiğimiz Haziran ayı başında Riverwood ve Sequoia liderliğinde yatırım turunu kapatan Insider‘ın yatırımcıları arasında yer alan Galata Business Angels üyeleri, hisselerinin bir kısmını Insider’ın yeni yatırımcılarına sattı. Bu satışa katılan GBA yatırımcıları sattıkları hisselerden TL bazında ise 527 çarpanla geri dönüş elde ettiler. Hatırlatmak gerekirse GBA 2012 yılında Insider’a 215 bin dolar yatırım yapmıştı.

Kurulduğu günden beri baş döndüren bir performans gösteren Insider’ın 32 milyon dolarlık son yatırım turuna Sequoia Capital, Riverwood Capital, Endeavor Catalyst ve Wamda Capital katılmıştı.

Bu turu takiben gelen Galata Business Angels exit haberi, sonradan gelen fonlara hisse satışıyla melek yatırımcıların exit için bekleme sürelerinin kısalabildiğinin önemli bir kanıtı.

Transferlerin tamamlandığı süreçte GBA yatırımcıları TL bazında bakıldığında ise 527 kat çarpanla çıkış yapmış oldular. Bu exitin hem GBA hem de Türk girişimcilik ekosistemi için rekor seviyesinde olduğu belirtelim.

Söz konusu çıkışın melek yatırım ağı Galata Business Angels’ın ikinci çıkışı olduğunu da ekleyelim. Daha önceki exit haberi yine Insider yatırımından Mart 2018 yılında gelmişti.

gelHemen, 10 milyon TL değerleme ile ICS Bilişim Teknolojileri’nden yatırım aldı

Günlük iş ve sosyal yaşantımızda ihtiyaç duyabileceğimiz her türlü hizmet konusunda hizmet sunucularla hizmet alıcıları tek bir platformda buluşturan gelHemen, 10 milyon TL değerleme ile ICS Bilişim Teknolojileri’nden yatırım aldı.

Bora Erbaşoğlu ve İzzet Altınel tarafından kurulan gelHemen yatırım sonrası hedef ve stratejileri hakkında şunları söylediler: “Fikir ve yola çıkış aşamasındaitibaren gelHemen’i tanımlamak için ‘Hizmetler için global online pazaryeri’ ifadesini kullanmayı tercih ettik. Planlarımızı sürdürülebilir bir büyüme stratejisi kapsamında oluşturduk. Türkiye’de kullanıcılar tarafından tercih edilen platform haline gelip, kısa zaman sonra da belli pilot ülkelerden başlayarak, platformu yurt dışında mümkün olan azami sayıda ülkede kullanıma açmak büyüme stratejimizin ana hatlarını oluşturuyor.

Fikir aşamasından bugüne gelene kadar platform ile ilgili tüm mimari ve görsel tasarımın ve geliştirmenin yanında, bağlı iş süreçlerinin de yürütülmesi işini kurucular olarak biz üstlendiğimiz için, 3F olarak da tabir edilen tohum öncesi yatırım konusunda problem yaşamadık. Platformun kullanılmaya başlamasından sonra doğal olarak ihtiyaçlarımız da bir sonraki seviyeye yükseldi ve bilinilirliğimizin artması ihtiyacı bizim için ön plana çıktı. Buna bağlı olarak da 2020’nin üçüncü çeyreğinde yeni yatırım arama sürecine girdik.

Tohum yatırım turu için Türkiye ve dünyada bireysel, kurumsal ve melek yatırım ağı olmak üzere yaklaşık 20’ye yakın oluşum ile çok sayıda görüşme yaptık. Profesyonel iletişim ağımız aracılığıyla ulaştığımız ICS Bilişim Teknolojileri’ ile de bu kapsamda görüşmelere başlamıştık.

Kendilerinin de yoğun ilgi ve iyi niyetli destekleri sayesinde süreç çok olumlu ilerledi ve pazarlama ve satış operasyonları, hukuk ve yasal yükümlülükler ve müşteri hizmetleri çerçevesinde oluşturulan bir yatırım planı ile tohum yatırım sürecini tamamlamış olduk. Yatırımcılarımızın profesyonel ve sektörel tecrübeleri ile gücümüze güç katacağına ve gelHemen’i kısa zamanda ileri seviyelere taşıyacağımıza inancımız sonsuz.

Tohum yatırım sürecinin kısa zaman önce sonlanmasını takiben tüm paydaşlar ve sahip olduğumuz kaynaklar ile çalışmaya hız verdik. Amacımız planlarımızı hızlıca hayata geçirmek. Çok yakın zamanda hem üye sayısı hem de üye sayısı artış hızının yüksek seviyelere ulaşmasını hedefliyoruz.”

Unicorn olma yolunda ilerlenecek

ICS Bilişim Teknolojileri Kurucu Ortakları Mustafa Gayır ve Uğur Berke Kayıkçı ise yaptıkları açıklamada, gelHemen’in bir unicorn olmaması için hiçbir sebebin olmadığını kaydettiler ve şunları söylediler: “Günümüzde mobil uygulamalar özellikle de kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik olanları hızla büyüyor. gelHemen de bunlardan biri. Uygulamayı en ince detaylarına kadar inceledik, gördüğümüz o ki hem kullanım kolaylığı hem de yazılım teknolojisi rakiplerinden çok ileride. Ayrıca büyümeye çok açık, örneğin bugün Portekiz’den, Brezilya’dan, Çin’den biri uygulamayı indirse hemen kullanmaya başlayabilir. Böyle bir uygulamanın pazarlama desteği ile bir unicorn olmaması için hiçbir engel yok.

Yatırım ile bizim taraf daha çok pazarlama kısmında görev alacak. Uygulamaya hem usta, uzman yani işi yapacak grupların gelmesini hem de büyük kitlelerin yani hizmeti alacak olanların katılmasını sağlamak bizim tarafın işi olacak. Bu paralelde teknoloji paydaşlarımızı da arttırmak adına çalışmalara başladık. Mümkün olduğu kadar çok yerde gözükmek adına reklam, etkinlik ve sosyal medya çalışmalarını hızlandırdık. Diğer yandan çok güçlü bir şekilde dijital pazarlama çalışmalarımız başlıyor. Sosyal medya ve Google gibi mecralarda fazlaca göz önünde olacağız.

İkinci aşamada ise yurtdışı alımı için güçlü iş birlikleri planlıyoruz. Eminim adımızdan çokça söz getireceğiz. Amacımız, buna benzer yeni yatırımlar ile yeni girişimlere ve gelecek vadeden teknoloji temelli iş yapan şirketlere destek olmak. Gelişen ve değişen yerel ve uluslararası pazarlarda yerimizi almak istiyoruz.”

Boğaziçi Üniversitesi’nde iklim değişikliğine dayanıklı Akıllı Bitkiler için yeni çalışmalar başladı

Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Steven Footitt ve ekibi, iklim değişikliğine dayanıklı akıllı bitkilerin üretilmesi için gereken genetik araştırmalarına başladı.

Boğaziçi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Fonu (BAP) tarafından desteklenen iki yıl sürecek projeyle iklim değişikliğinin bitki tohumlarında çimlenmeyi önleyen uyku halini nasıl etkilediği gen araştırmalarıyla ortaya çıkarılacak. Footitt’e göre böylelikle akıllı bitkilerin üretilmesine büyük katkı sağlanarak, Türkiye’de tarım ve gıda güvenliği konusunda önemli bir adım atılmış olacak.

Footitt, tohumlarda uyku halini azaltan genlere odaklanarak bitkilerin iklim değişikliğine daha kolay uyum sağlayabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Bu araştırma projesiyle Türkiye’de sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliğini için ihtiyaç duyulan iklim açısından akıllı bitkilerin üretilmesine büyük katkılar sunmak istiyoruz.”

“Aşırı sıcaklık çimlenmeyi önlüyor”

Dünya çapında çeşitli ülkelerdeki çalışmalarının ardından 2019’da Boğaziçi Üniversitesi’ne gelen Dr. Öğr. Üyesi Steven Footitt, iklim değişikliğine bağlı olarak aşırı sıcakların tohumları ikinci bir uyku haline sokarak, çimlenmeyi engelleyebildiğini belirtiyor. Bunun aslında hayatta kalma stratejisi olduğunu söyleyen bilim insanı Türkiye’de gıda güvenliğini tehdit edebilecek bu süreci şöyle anlatıyor:

“Bitkiler, aşırı sıcaklık gibi stres olayları karşısında hayatta kalmak için stratejiler geliştirir. Çünkü doğal seçilim, bitkilerin bu tür zorlu koşulları tolere etmesine veya bunlardan kaçınmasına yardımcı olan mekanizmalar geliştirilmesini sağlamıştır. Bu davranışlardan biri birçok bitkinin tohumlarında gerçekleşen uyku hali (dormansi) ile birlikte bitki büyümesinin durması. Tohumlar ana bitkiden dağıldıktan sonra tetiklenen uyku hali; uygun su, ışık ve sıcaklık koşulları altında da olsa çimlenmeyi önlemeye devam edebilir. Tohumlar, çimlenmeye olanak sağlayan çevresel etkenlere duyarlı hale gelene kadar bu uyku durumunun azalması gerekli. Ancak tohumların dağılmasından sonra aşırı sıcaklık gibi çimlenmeyi önleyen koşullar hala devam ederse, çok daha derin bir ikincil uyku hali ortaya çıkar. Bu şekilde tohumlar, uygun koşullar oluşana kadar toprakta birkaç yıl yaşayabilir. Bu, aslında çoğu yabani bitki tarafından hayatta kalmak için kullanılan bir korunma stratejisi. Bu strateji, farklı bitki popülasyonlarının adapte olduğu çevrelere bağlı olarak türler arasında farklılık gösterir.”

“Tohumun çimlenmesini engelleyen genler haritalandırılacak”

Dr. Steven Footitt ve ekibi yüksek genetik çeşitliliğe sahip “Arabidopsis” bitkisi üzerinde yapacakları genetik haritalandırma çalışmalarıyla, tohumlardaki bu uyku hali mekanizmasını çözmeyi hedefliyor. Bunun iklim değişikliğine dayanıklı “akıllı bitkiler”in geliştirilmesi çok büyük katkılar sunacağını vurgulayan bilim insanı, “Proje kapsamında model bitki olarak ‘Arabidopsis’i kullanacağız. Bu bitki ortalama 30-40 günlük ömre ve beş kromozom üzerinde yaklaşık 25 genlik küçük bir genom yapısına sahip. Arabidopsis türlerindeki genetik çeşitlilik seviyesinin yüksek ve bu da farklı eko-tiplerde iklim adaptasyonu ile meydana gelen varyasyonların belirlenmesini kolaylaştırıyor. Ben ve ekibim aşırı sıcaklık gibi ikinci uyku haline neden olarak tohumun çimlenmesinin önüne geçen süreçlerin düzenlenmesinde rol oynayan iklime adapte olmuş genleri haritalandıracak. İklim değişikliğine uyum sağlamak için aynı türün genetik olarak farklı tohumlarının uyku halini kullanarak nasıl hayatta kaldıklarını inceleyeceğiz. Bu da bize ilerleyen zamanlarda iklim değişikliğine uyumlu bitkilerin yetiştirilebilmesi için büyük katkılar sağlayacak. Bu, Türkiye’de tarım ve gıda güvenliği için de çok büyük bir adım” diye konuşuyor.

“Kuzey Kampüs’te 186 bitki için yeni yetiştirme odası kuruldu”

Boğaziçi’nde bitki yetiştirme, hasat, moleküler biyoloji ve genetik çalışmalarını kapsayacak yoğun bir laboratuvar çalışması gerçekleştirecek. Ekip, araştırmalar için genetik olarak 186 farklı soydan bitki yetiştirecek ve bunun için Kuzey Kampüs’te yeni kurulan bitki yetiştirme odasını kullanacak. Bu odada araştırma projesi için özel sistemler kurulduğunu belirten Footitt, tesisle ilgili, “Bitki büyümesini optimize edebileceğimiz doğal günlük sıcaklık ve ışık döngülerini taklit edebileceğimiz bir aydınlatma sistemi var. Buradaki aydınlatma sistemi, karbon ayak izini azaltacak şekilde sadece bitki büyümesi için tasarlanmış düşük enerjili LED ışıklardan oluşuyor” bilgilerini de paylaşıyor.

“Araştırma projemiz iki yıl karşılaştırmalı olarak sürecek”

İki yıl sürmesi planlanan proje sonunda ortaya çıkacak veriler, karşılaştırmalı olarak incelenmiş bitki davranışlarından hangisinin iklim değişikliğine daha iyi yanıt verebildiğini ortaya çıkaracak. Bilim insanı, Türkiye’nin zengin bir doğal floraya sahip olduğunu, bu nedenle bitkilerin iklim değişikliği karşısındaki tepkilerine dair elde edilecek bilgilerin, genetik bitki çeşitliliğini korumak adına önemli olacağının altını çiziyor. Ayrıca projeden elde edilecek verilerle, ikinci uyku halini azaltarak tarımsal açıdan bitkilerde daha hızlı çimlenmeyi sağlayacak elit soyların üretilmesinde kullanılabilecek genler anlaşılmış olacak.

Dr. Öğr. Üyesi Steven Footitt kimdir?

Dr. Öğr. Üyesi Steven Footitt, yıllardır tohumlarda uyku haliyle ilgili moleküler ve eko-fizyolojik çalışmalar yürütüyor. North East London Politeknik’ten mezun olan Dr. Footitt, henüz lisans eğitimi sırasında stajyer olarak Kraliyet Botanik Bahçeleri’nde çalışmaya başladı. Daha sonra doktorası için ABD’deki Louisiana Eyalet Üniversitesi’nde pirinç tohumunda dormansi üzerine araştırmalar gerçekleştirdi. Doktora sonrasında Edinburgh Üniversitesi, İsveç Tarım Bilimleri Üniversitesi, Uppsala, dünyanın en eski tarımsal araştırma enstitülerinden olan Rothamsted Research ve Warwick Üniversitesi dahil olmak üzere bir dizi üniversitede doktora sonrası bilim insanı olarak görev aldı. Warwick Üniversitesi’nde Prof. Bill Finch-Savage ile ortak yürüttüğü çalışmada, topraktaki tohumların çevresel sinyallere nasıl tepki verdiğini daha iyi anlamak için gerçekleştirilen dormansi ile ilgili moleküler eko-fizyolojik çalışmalara öncülük etti. Bilim insanı 2019’da Boğaziçi Üniversitesi Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü kadrosuna katıldı.

8 ülkede faaliyet göstermeyi hedefleyen yerli fintech Birleşik Ödeme, ilk adımını Azerbaycan ile attı

Türkiye’nin lider Fintech şirketi Birleşik Ödeme, Türkiye’den sonra bölgede de liderliğe oynuyor. Önümüzdeki 3 yıl içerisinde toplam 8 ülkede faaliyete geçerek; 3 yıl sonunda 35 milyon kullanıcı ve milyar dolarlık işlem hacmiyle bölgenin en büyük Fintech şirketi olmayı odağına alan Birleşik Ödeme, bu hedef paralelindeki stratejik ilk adım ise Azerbaycan’la attı.

Global pazarda öncülük ve liderlik temeline dayanarak belirlenen yol haritası doğrultusunda Azerbaycan Ofisini açarak, bu yolda sağlam ve hızlı bir adımla başlangıç yaptı.

Son dönemde yönetim kadrosuna yaptığı güçlü transferleriyle ve tecrübeli ekibiyle dikkat çeken lider Fintech şirketi; Azerbaycan’da da aynı vizyon paralelinde ilerleyerek, Azerbaycan bölge müdürü olarak Edgar F. Abdullayev gibi deneyimli ve başarılı bir isimle bölgede güçlü bir başlangıç yaptı. Pasha Bank, Azerconnect LLC, Azercell gibi Azerbaycan’ın önde gelen şirketlerindeki yöneticilik deneyimleriyle teknoloji, telekomünikasyon ve bankacılık sektörüne hakim olan Azeri iş adamının, Azerbaycan’da 15 yıllık yöneticilik tecrübesi bulunuyor. Başarılı iş adamının liderliğinde, Birleşik Ödeme’nin önümüzdeki 2 yıl içerisinde Azerbaycan’ın en büyük lider finansal şirketlerinden biri olması bekleniyor.

Türkiye’de sürdürmekte oldukları 11 yıllık tecrübeyi, inovasyon gücünü, sağlam teknolojisini ve deneyimli ekibini hızlı bir şekilde bölgeye yaymayı öngören ve bu anlamda da yatırım yapacağı bütün ülkelerde hem sinerji hem de kendi içlerinde network yaratacak olan Birleşik Ödeme, bunlarla beraber Türkiye’de yüksek seviyede arttırdığı insan kaynağı ve teknolojiye yatırımlarını da bu bölgelerde çok hızlı bir şekilde arttırarak ilerleyecek.

Bu temel odağı doğrultusunda belirlediği yurtdışı yol haritasındaki Doğu Avrupa Ülkeleri, CIS Ülkeleri, Körfez Ülkeleri ve Kuzey Afrika Ülkeleri için de aktif olarak harekete geçmeye başladı. Çok yakında stratejik olarak belirlenen diğer ülkeler için de atılımlarını duyuracak olan lider Fintech şirketi, öncülük ettiği uluslararası para transferi tarafında TransferWise, TransferGo ve Remitly gibi unicorn değerleme seviyesindeki şirketlerin Türkiye’deki tek ortağı olarak, halihazırda Türkiye üzerinden para transferleri için hızlı ve güvenilir altyapı sağlamakta.

Birleşik Ödeme, Türkiye’de hizmet verdiği ilk ve tek fintech servis platform sağlayıcı (FaaS) vizyonu paralelinde kurumlara; yurtiçi ve yurtdışı para transferinin yanında, e-para dijital cüzdan, sanal veya fiziksel ön ödemeli kart, online/offline tahsilat ve kiosk/akıllı kasa çözümleri olarak 5 ana dikeyde çözüm önerileri sunmaktadır. Bu dikeylerde verdiği hizmetleri Türkiye’de başarıyla sürdürmeye ve büyümeye devam ederken; Azerbaycan adımı sayesinde, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkı sağlayacak ve ülkeler arası iş birliğini güçlendirecek olan Birleşik Ödeme, bölgesel çaptaki faaliyetleriyle ülkemizi bu pazarda en başarılı şekilde temsil etmeyi kendine misyon edinmiştir.

Yapay zeka tabanlı veri açıklama servisi sunan yerli girişim Co-one, 1.35 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

2020 yılında Ataberk Arman Kayhan ve Mert Menekşe’nin tarafından kurulan yerli girişim Co-one, yapay zeka çözümleri sunan firmaların ürünlerini geliştirmeleri için gereken verilerin doğru ve en hızlı şekilde etiketlemek için yapay zeka tabanlı veri açıklama hizmeti sunuyor.

Hızla gelişen yapay zeka sektörünün gelişmesine katkı sağlayacak genç girişim Co-one; TRAngels liderliğinde ve bağımsız 6 melek yatırımcı; Metin Berke Başpınar, Emre Kozlu, Batuhan Gültakan, Engin Gürsöz, Aydın Mizrahi ve Yiğit Barış Şemin‘den ön tohum yatırım turunda 1.35 milyon dolar değerleme ile yatırım alarak dikkatleri üzerine çekti.

Co-one, kendi alanındaki global rakiplerinden üç önemli noktada ayrışıyor:

  1. Kolay öğelerle tasarlanmış mobil veri açıklama uygulaması (Kovan App);
  2. Kitle kaynağı (crowd-sourcing) kontrol mekanizması;
  3. Yapay zeka tabanlı ölçeklenme sistemi

Bu özellikler sayesinde veri açıklamayı hızla ve yüksek doğrulukta sağlayabilen Co-one, müşterilerine özgü oluşturulabilecek “etiketleme takımları” ile özel etiketleme servisi de gerçekleştirebiliyor.

Co-one ürünleri

Yapılan araştırmalara göre, ortalama bir yapay zeka proje sürecinin %50’si programın eğitilmesi için gereken verinin hazırlanması ile geçiyor. Co-one, veri etiketleme yükünü üstlenerek firmaların yüksek katma değerli yapay zeka çözümüne odaklanmasını sağlıyor.Co-one’ın sunduğu hizmet modeli yapay zeka firmalarının/ekiplerinin esnekliğini de artırarak, daha kısa sürede daha çok sayıda proje yürütebilmelerini mümkün kılıyor.

Pandemi sürecinde doğan Co-one; uzaktan çalışma kültürü içinde geliştirdiği web kontrol paneli (Co-one dashboard) ve kitle kaynaklı mobil veri etiketleme uygulaması (Kovan App) ile hizmet veriyor. Co-one kontrol paneli ile veri etiketleme süreçleri canlı olarak takip edilip veri seti ile ilgili istatistiksel çıkarımlar görüntüleyebiliyorken; Kovan App ile başta üniversite öğrencileri olmak üzere seçili özel eğitimli kitle kaynakları diledikleri yerden veri etiketleyerek ek gelir elde edebiliyor ve yapay zeka projelerine doğrudan değer katabiliyorlar. Co-one böylece “dijital mavi yaka” kavramının da Türkiye’deki temelini atabilecek projelerden birini öncüleri arasında yer alıyor.

Co-one yapay zeka teknolojisini otomotiv, işyeri güvenliği, perakende, üretim ve sağlık (autonomous drive, workplace safety, retail, Industry 4.0 and health) sektörlerinde kullanan firmalar için bounding box, classification, segmentation, lines, landmark ve key-point etiketleme hizmeti sunmanın yanında e-ticaret firmaları için de veri zenginleştirme hizmeti sunuyor.

Kurucu ortaklardan aldığımız bilgilere göre Co-one bu yatırım ile takımlarını büyüterek, pazarlama ve ürün geliştirme süreçlerini genişletmeyi hedefliyor. 2021 yılı sonu itibari ile de Avrupa pazarına açılma aşamasında yeni bir yatırım turuna çıkmayı planlayan Co-one, veri açıklama sürecini bireyin iki parmağına indirmeyi ve kapsamlı veri açıklama servisleri ile yapay zekanın katma değerini global pazarda en üst seviye taşımayı hedeflemektedir.

Oktay Göktaş’ın kurucuları arasında olduğu kuantum odaklı Agnostiq, 2.4 milyon dolar yatırım aldı

Toronto merkezli yazılım startupı Agnostiq, kuantum bilgi işlem platformunu güçlendirmek için çıktığı turda 2.4 milyon dolarlık tohum yatırım aldı.

Elliot MacGowan ve Oktay Göktaş tarafından kurulan girişimin yatırım turuna; New York merkezli Differential Ventures liderliğinde Scout Ventures, Tensility Venture Partners, Boost VC ve Green Egg Ventures katıldı.

Daha önce Agnostiq’in 1 milyon Kanada doları aldığı erken aşama yatırım turunun büyük çoğunluğunu sağlayan Differential Ventures ve Boost VC için bu tur Toronto startupına yaptıkları ikinci yatırım oldu.

Agnostiq’in kurucu ortağı ve COO’su Elliot MacGowan şirketin ikinci bir tura çıkma kararını ürünlerinin ilgi çektiğini görmeleri ve pazardaki açığı tanımlamaları sonucu verdiklerini açıkladı.

MacGowan şunları da ekledi: ”Ürünümüze yoğun bir ilgi vardı ve piyasada bizimki gibi platform bazlı bir çözüm için net bir açık olduğunu tespit ettik.” Agnostiq şimdi de ellerindeki yeni yatırımı kullanarak finansal hizmet sektöründe daha fazla kurumsal müşteriye ulaşmayı ve iş akışlarına kolay ve güvenli bir şekilde kuantum hesaplama eklemelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.

Agnostiq, kuantum hesaplamayı son kullanıcılar için “olabildiğince soyut” hale getirmeyi hedefliyor. Agnostiq şu anda Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yatırım bankaları, ticari bankalar, serbest yatırım ve varlık yönetimi firmaları dahil olmak üzere pek çok finansal hizmet kuruluşuna hizmet vermekte.

MacGowan, Agnostiq’in Mayıs 2019’da tam zamanlı bir işletme haline geldiğini ve Ağustos ayında kuantum bilgi işlem güvenlik yazılımı ürününü piyasaya sürdüğünü belirtiyor. Startup, müşterilerinden güvenlik ürünüyle eşleştirmek için aplikasyonlara ihtiyaç duydukları dönüşünü aldıktan sonra 2020’nin başlarında aplikasyonlarını oluşturmaya başladı ve geçen yaz ürünlerini hizmete sundu.

MacGowan, şirketlerinin gördüğü artan talebin “kuantum hesaplamaya dair geniş bir ilgiyi temsil ettiğini” söylüyor ve “müşterilerin özellikle finansal hizmetlerde teknoloji kullanımına artık çok daha fazla ilgi duyduğunu” da ekliyor.

Macgowan: “Bankalardaki kuantum araştırma ekiplerinde kilit pozisyonlar için işe alınan pek çok insan görüyoruz, hatta kuantum bilgi işlem şirketlerinden oldukça kıdemli kişilerin üst düzey bankalara gittiğini de şahit oluyoruz. Bu bizim için geçtiğimiz yıllara nazaran oldukça derin bir değişim.”

”Katlanarak kötü yönde ölçeklenen bir optimizasyon problemiyle karşılaştığınızda, bu sorun genellikle kuantum hesaplama çözümü için ideal bir sorundur” diyen MacGowan kuantum hesaplamanın optimizasyonda ne kadar iyi olduğuna da değiniyor.

Agnostiq için finans başlangıç için en ideal sektördü. ”Finans alanını seçtik çünkü hem değeri yüksekti hem de iyi ölçeklenmeyen karmaşık sorunların var olduğu doğru bir bileşim olduğuna inandık.”

”Aplikasyonları kuantum sürümlerine dönüştürmek zordur; yoğun bir araştırma süreci gerektirir. Bu yüzden de tek bir sektörle işe girişmenin çok daha mantıklı olacağını düşündük.”

MacGowan bugün çoğu işletmenin karşılaştığı en büyük zorluğu şu şekilde açıklıyor: ”Aplikasyonları oluşturmayı bir kenara bırakın, kuantum bilgi işlem makinelerini çalıştırmak için bile doktoranızın olması gerek.”

“Bir bankanın tüm bu sıfatlara sahip insanları işe almasının ve uygulamaları oluşturmasının gerçekçi bir senaryo olmadığını biliyoruz. Yaptığımız şey bu aplikasyonları onlara bir kuantum bilişim hizmeti olarak sağlamak. Bu şekilde aplikasyonu mevcut iş akışlarına kolaylıkla takıp çalıştırabilirler. ”

MacGowan şu anda kuantum alanında en kısıtlı kaynağın doktora sahibi yetenekler olduğunu belirtiyor. Startup daha fazla uzman yeteneği işe alarak ekibini büyütmeyi, bunu da ikinci yatırım turundan aldığı sermayeyle yapmayı planlıyor.

Agnostiq’in şu anda 10 çalışanı var. COO, ay sonuna kadar bu sayının 12’ye çıkacağını, yıl sonuna gelmeden de 3-4 doktora sahibini ve 2-3 yazılım mühendisini ekibe eklemeyi planladıklarını belirtiyor.

Şirket, güvenlik tarafında güçlendiğine, platformun artık aplikasyonlara ve iş akışı yönetimine eğilmesi gerektiğine inanıyor.

MacGowan şirketin gelecek planlarında kısa vadede ürünü, öngördüğü tüm özellik ve uygulamalarla, birden çok bulut hizmetinde çalıştırmak olduğunu; uzun vadede ise daha fazla uygulama ve katman ekleyerek platformu geliştirmek olduğunu aktarıyor.

COO, kuantum hesaplamanın mevcut durumu ile ilgili olarak, “Son iki yılda, donanım tarafının yanı sıra algoritma tarafında da büyük bir evrim gördüğümü söyleyebilirim” diye ekliyor.

MacGowan: ”İşin henüz başındayız ancak şu an için ticari olarak daha hayata geçirilebilir bir noktada olduğumuzu söyleyebilirim.”