Ana Sayfa Blog Sayfa 467

Ford ve Rivian, ortak bir elektrikli araç geliştirme planlarından vazgeçtiler

Ford Motor Company CEO’su Jim Farley, Automotive News ile yaptığı bir röportajda, Rivian ile elektrikli araç geliştirme planından vazgeçtiklerini açıkladı.

2019 yılında Ford Motor, tamamen elektrikli bir kamyonet ve SUV geliştiren Michigan merkezli Rivian’a 500 milyon dolarlık öz sermaye yatırım yapmıştı. Yatırıma ek olarak şirketler, Rivian’ın platformunu kullanarak Ford’un hızla büyüyen elektrikli araç portföyü için yeni nesil bir elektrikli araç geliştirmek için anlaştıklarını duyurmuşlardı. 2020 yılının başında Ford, Lincoln Motor ve Rivian’ın muhtemelen bir SUV olacak tamamen elektrikli bir araç geliştireceklerini kesin olarak açıklamıştı.

Ancak, Ford’un lüks markası Lincoln Motor ve Rivian, bu plandan vazgeçtiklerini Nisan 2020’de bildirmiş ve birincil neden olarak ise COVID-19 pandemisinin gidişatını göstermişlerdi. Yapılan açıklamada iki şirketin ortaklığının hala güçlü olduğu ve gelecekte birlikte bir araç geliştirme planlarının olduğu belirtilmişti.

Fakat son açıklamaya göre Rivian ve Ford, yeni ve alternatif bir araç üretme planından tamamen vazgeçmiş gözüküyor. Automotive News’e konuşan Farley, projede ilerlememe kararının bir nedeni olarak iki şirketin donanım ve yazılımlarını bir araya getirmede yaşadıkları karışıklık. Anlaşmanın iptalinin bir diğer sebebi ise iki şirketin de kendi proje ve teslimatlarına odaklanma kararı almaları olarak gösteriliyor.

Şu anda Ford Motor Company’den çok daha büyük bir piyasa değerine sahip olan Rivian, yalnızca 2021 yılında toplamda 5 milyar 150 milyon dolar yatırım aldı. Lansman ürünleri olan R1T ve R1S araçlarıyla arazi kabiliyeti ve fayda sağlayan şirket, biri bu araçlara, diğeri ise ticari kamyonetlerine ayrılmış iki üretim tesisine ev sahipliği yapıyor.

Apple, Türk sanatçılar ile iş birliği yaparak 5 aya kadar ücretsiz Apple Müzik üyeliği sunmaya başladı

Yaratıcılık ve deneyime oldukça önem veren Apple, Türk sanatçılar ile yeni iş birlikleri kurmaya devam ediyor. Apple Bağdat Caddesi’nin açılması ile Perspektif İstanbul kapsamında pek çok sanatçı ile çalışan Apple, yeni hamlesi ile Türk müzisyenlerle de iş birliği kurmaya başladı.

Apple tarafından resmi bir paylaşım olmasa da sanatçılar tarafından yapılan duyurular ile ortaya çıkan kampanya, kullanıcılara 5 aya kadar ücretsiz Apple Music üyeliği sunuyor. Henüz Apple Music’i deneyimleme fırsatı bulamamış kişiler için yapılan kampanyanın hedef kitlesi ise paylaşan sanatçıların kitleleri olarak karşımıza çıkıyor.

Apple Music ve Shazam ekiplerinin ortak olarak çalıştığı bu proje için henüz sadece 3 Türk sanatçı veya grup seçilmiş. Bunlar; Göksel, Deeperise ve Gripin. Kampanya için Apple tarafından hazırlanan görsellerde ise klasikleşmiş bir içerik yer alarak kullanıcılara bir link yardımıyla Apple Music’e yönlendirme yapılıyor.

“Deeperise’ı dinle, 5 aya kadar ücretsiz Apple Müzik üyeliği edin.” gibi sanatçıya özel bir sloganı ile karşılayan kampanyada Göksel ve Gripin grubu içinde içerik özelleştirmesine gidiliyor. Sadece yeni üyeler için olduğu net bir şekilde ifade eden Apple, kampanya için sanatçılara özel bir bağlantı oluşturmuş durumda.

Bu bağlantıya tıklandığında ise sanatçıya ait Apple Müzik’in seçtiği en iyileri çalma listesine gidiyor. Çalma listesini dinlemeye başladığınızda ise Apple Hesabınıza göre 5 aya kadar ücretsiz Apple Music teklifi sizleri karşılıyor. Daha önce hiç Apple Müzik kullanmamış olmanız tam olarak 5 ay ücretsiz üyelik edinebileceğiniz anlamına maalesef ki gelmiyor. Apple bu noktada açıklamadığı bir hesaplama biçimi kullanıyor ve minimum 1 maksimum 5 ay ücretsiz Apple Müzik üyeliği hesabınıza tanımlıyor.

Bu kampanyadan yararlanmak için bir Apple cihazınızın olmasına ihtiyaç duyulmuyor. Kampanya Android için Apple Müzik uygulamasını da kapsıyor. Apple’ın Gripin grubu için oluşturduğu bağlantıya buraya tıklayarak erişebilir ve sizde bu kampanyadan yararlanabilirsiniz.

Drone tabanlı teslimat hizmeti veren Flytrex, 40 milyon dolar yatırım aldı

Banliyö sakinlerini hedefleyen drone tabanlı bir teslimat hizmeti veren İsrail merkezli girişim Flytrex, C Serisi finansman turunda 40 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. BRM Group tarafından yönetilen finansmana destek veren diğer isimler arasında OurCrowd, Lukasz Gadowski, Benhamou Global Ventures (BGV), btov ve BackBone yer alıyor.

Hizmetini ABD’de daha fazla pazara genişletmek için düzenleyici onay bekleyen şirket, yeni sermayeyi donanım ve yazılımını geliştirmek ve daha fazla iş ortaklığına devam etmek için kullanmayı planladığını açıkladı.

Walmart, Chili’s ve Kuzey Carolina’daki diğer şirketlerle birlikte banliyö tüketicilerini hedef alan Flytrex, eyaletteki drone pilotunun şu anda türünün en büyüğü olduğunu iddia ediyor. Bisikletler ve dört tekerlekli araçlar ile yapılan teslimatların beraberinde getirdiği maliyetler düşünüldüğünde drone ile gerçekleştirilen teslimatların gelecekte sayılarının hızla artması bekleniyor. Özellikle ABD gibi nüfusunun büyük bir çoğunluğunun banliyölerde yaşadığı pazarlarda drone tabanlı teslimat hizmeti veren şirketler hızla büyüyor ve teslimatlarını geliştiriyor.

Flytrex’in kurucu ortağı ve CEO’su Yariv Bash bir röportajında, önümüzdeki yılın ilk yarısında şirketin Federal Havacılık İdaresi’nden ulusal onay almasını beklediklerini belirtti. Şu anda Kuzey Carolina’da bir deniz mili bir mesafe için uçması onaylanan Flyterex’in tasarladığı araçlar, her yönde üç millik bir menzile sahip ve gelecekte bu mesafede de hizmet vermeleri bekleniyor. Flytrex ayrıca, dronların nerede ve ne zaman çalıştığını yönetmek için bulutta oturan daha geniş bir filo sistemi tasarımına sahip.

Sürdürülebilir çözümlere olan talep arttıkça drone ile teslimat hizmeti veren girişimlere olan ilgi de artıyor. Avustralya’da faaliyet gösteren Wing, geçtiğimiz ağustos ayında toplamda 100 bin teslimata ulaştığını duyurmuştu.

Alphabet, geliştirdiği yeni temizlik robotlarını Google ofislerinde kullanmaya başladı

Google’ın ana şirketi olarak karşımıza çıkan Alphabet, yeni duyurular ile kullanıcıların karşısına çıkmaya devam ediyor. Dev şirketin şu sıralar robot geliştirdiği dedikodusu 2019 yılından beri devam ediyordu ancak Alphabet yayınladığı bir blog gönderisinde ile bu robotlardan bahsetti.

Everyday Robots olarak adlandırılan bu robotlar, geçtiğimiz günlerde hangi alanda kullanılacağı belli olmayan türden robotlardandı. Açıklanan bilgilere göre robot, Google ve Alphabet’in ofislerinde temizlikçi olarak görev alıyor.

Alphabet’in bu projeye milyonlarda dolar bütçe ayıracağını açıklaması, beklentileri oldukça yükseltmişti. Görünüşe göre oldukça başarılı bir iş çıkaran bu robotlar, harcanan bütçelerin karşılığını verecek gibi duruyor.

Diğer temizlik robotlarından yazılımsal olarak ayrılan Everyday Robots, geniş bir edep Learning algoritmasına sahip olması. Paylaşılan bültende robotların, zamanla ofis içi plan ve ince işleri de halledileceği yazıyor. Aynı zamanda robotların erişilebilir kollarının olması, onları daha da kullanılabilir hale getiriyor.

Ev veya ofis ortamlarında robotlar, sürekli değişen ve aktif bir ortam olmasından dolayı oldukça kompleksleşebiliyor. Fabrika gibi büyük ve pek değişmeyen ortamlarda robotlara olan etki sayısının az olması, ev ortamındaki robotun daha gelişmiş olmasına zorluyor. Yapılan işin hem hızlı ve hem doğru olması gerekiyor. Böyle robotlarında tasarlanması, şirketler için gerçekten uzun bir süreç.

Deep Learning ile karşımıza çıkan Everyday Robots, tabii ki sadece Google veya Alphabet’in ofislerinde kullanılmayacak. Şirket, robotunu tüm kullanıcıların kullanabilmesi için geliştirecek ve ardından piyasaya sürecek. Şu an için geliştirilen robotlar ancak yer süpürme ve silme yetileri olsa da gelecekte tüm ev işlerini kolayca halledebilecek gibi duruyor.

OpenAI, GPT-3 olarak adlandırdığı yapay zeka API’ı için bekleme listesini kaldırdı

Oluşturduğu yapay zeka API’ları ile adından sıkça söz ettiren OpenAI, son geliştirdiği yapay zekası GPT-3 hakkında yeni gelişmeleri paylaşmaya devam ediyor. Yapay zekanın gün geçtikçe farklı alanlarda denenmesini isteyen şirket, GPT-3’ü herkesin kullanımına açmaya hazırlanıyor.

GPT-3, elde ettiği veriler ile insanların bile zar zor düşünebildiği şeyleri saniyeler içerisinde oluşturabilme yeteceğine sahip. Şirket, 2021’in başında DALL-E olarak adlandırdığı yapay zekası aslında GPT-3 API’ını kullanıyordu. DALL-E ise daha önce hiç var olmamış görseller yaratabilmekte usta bir yapay zekaydı.

Aynı zamanda otomatik olarak kod yazmak, haber yazmak, uzun makaleler oluşturmak, şiir yazmak, tasarım yapmak gibi işlemleri yapabilen GPT-3, dil tabanlı bir yapay zeka aracı olarak karşımıza çıkıyor. Bu aracı kullanabilmek ise geliştiricileri, uzun bir bekleme listesi karşılıyordu.

19 Kasım itibari ile edinilen bilgiye göre OpenAI, GPT-3 API’ı için bekleme listesini kaldıracak ve platformu, herkesin kullanabileceği bir araç haline getirecek. Paylaşılan bilgilere göre bekleme listesinin kaldırılmasının nedeni ise API’ın yeterince güvenlik özelliklerine sahip olması.

GPT-3 için videolu bir örnek göstermek istersek örneğin aşağıdaki videoda geliştirici, Grafik ve Tasarım uygulaması Figma ile yazdığı bir yazı sayesinde istediği tasarıma 10-20 saniye içerisinde ulaşılabiliyor.

OpenAI tarafından geliştirilen GPT-3 API’ına erişmek ve hakkında daha fazla bilgi almak için buradaki bağlantıya tıklayarak geliştirici sayfayı ziyaret edebilirsiniz.

GPT-3’ün herkes tarafından kullanılabilecek olması, hali hazırda kullandığımız cihazlar ile yapabildiklerimizi daha hızlı yapmamızı sağlaması bekleniyor. Ayrıca kullanıcı sorunlara pek çok farklı uygulama ile çözüm sağlanabilecek. GPT-3’ün hangi alanlarda yaratıcı çözüm geliştireceği ise gerçek bir merak konusu.

İlaç geliştirme alanında faaliyet gösteren Generate Biomedicines, 370 milyon dolar yatırım aldı

İlaç geliştirme alanında faaliyet gösteren lider isimlerden biri olan Generate Biomedicines, 370 milyon dolarlık finansman turunu duyurdu. Seri B yatırım turunda Alaska Permanent Fund, Altitude Life Science Ventures, ARCH Venture Partners, T. Rowe Price Associates ve Flagship Pioneering gibi isimler yer aldı.

Generate Biomedicines, makine öğrenimi destekli Generative Biology platformu ile çok çeşitli protein yöntemlerinde ve daha önce keşfedilmemiş protein terapötiklerinde hızla yeni ilaçlar geliştirebiliyor. Generate Biomedicines, Moderna’nın arkasındaki yatırımcı olan Flagship Pioneering tarafından desteklenen büyüyen bir şirket kadrosundan biridir.

Makine öğrenimi tarafından yönlendirilen terapötik gelişimde temel bir değişimi temsil eden girişim, bu yeni yaklaşımla geleneksel ilaç keşfi deneme yanılma yöntemlerini geride bırakmayı ve yeni bir programlanabilir ilaç mühendisliği çağını başlatmayı hedefliyor. Generate, şirketin hesaplama biyolojisi, makine öğrenimi, veri üretimi ve ıslak laboratuvar yeteneklerini önemli ölçüde genişletecek son teknoloji ürünü iki tesis inşa ediyor.

Yeni sermaye, şirketin teknoloji platformunu geliştirmesine, organizasyonu hızla büyütmesine ve yeni ilaç geliştirme sürecine yönelik çok sayıda programı ilerletmesine olanak sağlayacak. Bugün 80 kişiden oluşan bir ekibe sahip olan şirket, önümüzdeki iki yıl içinde bu sayıyı 500’e çıkarmayı hedefliyor.

Generate Biomedicines CEO’su ve Flagship Pioneering CEO-Ortağı Mike Nally, 2023 yılında klinikte birkaç tane olmak üzere yıl sonuna kadar birden fazla klinik öncesi programa sahip olacaklarını söyledi. Şirketin odak noktası bulaşıcı hastalık, onkoloji ve immünoloji olmak üzere, klinik öncesi aşamalarda birkaç ilaç adayı var.

Bir zamanların efsanevi müzik çaları Winamp geri dönüyor

2000’li yılların başlarında milyonlarca insan tarafından kullanılan efsanevi müzik çalar Winamp geri dönmeye hazırlanıyor. Geliştirici şirket medya oynatıcısının web sitesini güncelledi. Ayrıca Winamp yeni bir logoya kavuştu. Web sayfası aracılığı ile beta programına kayıt olan herkes çok yakında uygulamanın yeni sürümünü test etme imkanına sahip olacak.

Winamp’ın geliştirme süreci 2007’de 5.5 sürümü yayınlandıktan sonra durdu. 2018’in Ekim ayında Winamp 5.8’in internete sızdırılmasının ardından müzik çaların geliştiricileri sızan sürümü Winamp.com’da yayınlamaya karar verdiler. Winamp’ın sahibi Radionomy medya oynatıcısıyla ilgili büyük planlarının olduğunu söylese de o zamandan bu yana uygulamanın tek bir versiyonunu bile yayınlamadı.

Winamp’ın ilk sürümü 1997’de Nullsoft ekibi tarafından piyasaya sürüldü. Özellikle de Winamp 2.x sürümleri kullanıcılar arasında büyük popülarite kazandı. 1999 yılında AOL, Nullsoft’u 80 milyon dolara satın aldı. 2013 sonunda ise Winamp projesini kapattı. 2014 yılında Radionomy projeyi AOL’den satın aldı. Şirket 2019’da Winamp 6’yı yayınlamak istedi ancak bu planlar hayata geçirilmedi.

Şifresiz kimlik doğrulama platformu Stytch, 90 milyon dolar yatırım alarak 1 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Yeni nesil kimlik doğrulamasını şifresiz, daha kolay ve daha güvenilir hale getirmek amacıyla kurulan Stytch, B Serisi finansman turunda 90 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Coatue Management LLC tarafından yönetilen ve mevcut yatırımcılar Benchmark Capital, Thrive Capital ve Index Ventures‘ın katılımıyla gerçekleştirilen Seri B fonlama, şirketin değerlemesini 1 milyar dolar seviyesine yükseltti.

Geçtiğimiz Temmuz ayında 30 milyon dolarlık Seri A finansman duyuran Stytch, o zamandan beri şifresiz kimlik doğrulama platformunu kullanan geliştiricilerde neredeyse %1.000 artış gördü ve Temmuz’da 350 geliştiriciden Kasım’da yaklaşık 4.000’e yükseldi.

Eski Plaid çalışanları olan Julianna Lamb ve Reed McGinley-Stempel tarafından geçtiğimiz sene haziran ayında kurulan girişim, uygulamalara ve web sitelerine kimlik doğrulaması oluşturmayı daha hızlı, daha kolay ve daha güvenli hale getiren altyapı ve araçlar oluşturuyor.

Lamb ve McGinley-Stempel bir blog yazısında yaptıkları açıklamada, “Kullanıcıların, kimlik doğrulama süreci çok zor olduğunda ne sıklıkla vazgeçtiklerini ve ortaya çıkan tüm sürtüşme parolalarına rağmen, kullanıcıları hesap devralma saldırılarına karşı savunmasız bıraktıklarını gördük” sözlerine yer verdiler.

Stytch platformunda e-posta sihirli bağlantıları, SMS ve WhatsApp şifreleri, OAuth bağlantıları, tek tıklamalı kullanıcı davetleri ve yerleşik sihirli bağlantılar ekleyen 3500’den fazla geliştirici bulunuyor. Birkaç Fortune 500 şirketi de dahil olmak üzere, her büyüklükteki şirketten geliştiriciler Stytch platformunu kullanıyor.

Şirket ayrıca bir satın alma haberini de duyurdu. Kodsuz, şifresiz lider bir kimlik doğrulama platformu olan Cotter‘ı satın aldığını duyurmaktan heyecan duyduğunu söyleyen şirket, bu kombinasyonun, geliştiricilerin parolasız teknolojileri benimsemesini daha da kolaylaştıracağına inandığını belirtti.

Roche, HealthCare Lab hızlandırma programı kapsamında dijital sağlık girişimlerinin başvurularını bekliyor

Roche, sağlık teknolojileri odaklı dijital çözümler sunan startup’lara yönelik HealthCare Lab hızlandırma programını hayata geçirdi.

Türkiye’de Girişimcilik Vakfı iş birliğiyle sunulan hızlandırma programı ile sağlık hizmetleri sisteminde karşılaşılan en büyük zorluklara odaklanılacak. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 16 ülkeyi kapsayan programa katılan sağlık startup’ları, uluslararası uzmanların mentorluk desteğine ve uluslararası yatırım ekosistemine erişim fırsatı yakalayacak.

Roche tarafından oluşturulan ve Avrupa’nın en büyük sağlık inovasyon partnerlerinden Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü (EIT Health) iş birliği ile hazırlanan HealthCare Lab hızlandırma programı bu yıl Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülkeyi kapsıyor. Türkiye’de girişimcilik ekosistemini geliştirmek ve gençlere ilham vermek üzere 2014 yılında kurulan Türkiye Girişimcilik Vakfı ise programın Türkiye’deki partneri oldu.

Program kapsamında 30’dan fazla uluslararası danışman ve mentor, startup’lara fikirlerini geliştirme ve aktarma konusunda destek sağlayacak. Ayrıca startup’lar program aracılığıyla Avrupa çapında potansiyel müşteri ve yatırımcılara erişim sağlayabilecek. Programın ardından, en iyi performansı sergileyen girişimler, işlerini sektör liderleriyle iş birliği halinde geliştirmeye davet edecek.

HealthCare Lab hızlandırma programı hakkında

  • HealthCare Lab’e katılmak isteyen startuplar healthcarelab.eu adresinden programa başvuruda bulunabiliyor.
  • En az iki kişilik bir ekibi, fonksiyonel bir çözüm prototipi ve 5M Avro’ya kadar fonu olan, Avrupa ve Türkiye’de menşeli tüm girişimler programa katılabiliyor.
  • HealthCare Lab uzmanları, aralık ayının başlarında gerçekleştirilecek olan seçim ve eğitim programı kapsamında, Ocak 2022 tarihinde başlayacak olan hızlandırma programına katılacak 9 startup’ı belirleyecek.
  • Üç aylık program süresince, seçilen startup’lar, Roche, EIT Health ve mentorlardan oluşan uluslararası ağın desteği ile projelerini geliştirme fırsatı yakalayacak.
  • Program kapsamında atölyeler, birebir mentorluk çalışmaları ve özel koçluk oturumlarının yanında ağ oluşturma ve eşleştirme etkinlikleri de düzenlenecek. Healthcare Lab, Nisan 2022 tarihinde düzenlenecek bir Demo Günü ve belirlenen 3 kategoriden birer kazananın seçilmesiyle sonlanacak ve kazanan 3 startup’a 10.000’er Avro hibe desteği verilecek.

Program katılımcısı startup’lar, HealthCare Lab’in bir parçası olmak için üç kategoriden birini seçip başvuru yapabilecek.

  • Ele alınacak ilk alan sağlıkta veri yönetimi. Bu alan kapsamında halihazırda parçalı bir yapıda bulunan sağlık hizmeti verileriyle ilgili sorunların üstesinden gelmek ve çoklu kaynaklardan sağlık hizmeti verilerini toplamak için dijital çözümler üretip kanıta dayalı, sağlıklı karar verme süreçlerine yönelik içgörüler elde edilmesi hedefleniyor.
  • Sağlık alanında ele alınan bir diğer zorluk “Daha iyi sağlık sonuçları sunmak üzere kronik hastalıklara yönelik ortak, daha hızlı ve zamanında bir tanı konulmasını nasıl sağlayabiliriz?” sorusuna odaklanıyor. Bu doğrultuda tarama ve erken tanı olanağı sağlayan dijital çözümler aranacak.
  • Yeni fikirlerin beklendiği üçüncü alan ise dijital tanı ve hastalık yönetimi. HealthCare Lab hızlandırma programı, kronik hastalıkların ve durumların şeffaf ve kişiselleştirilmiş bir şekilde daha iyi yönetilmesini sağlamak için hastalara ve sağlık profesyonellerine yönelik çözümler üretilmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Starbucks, New York konsept mağazasında Amazon’un Just Walk Out teknolojisini kullanıyor

Starbucks, New York City’de kasiyersiz bir mağaza açmak için Amazon ile işbirliği yaptı. Park&Lexington Caddeleri arasındaki 59. Cadde’deki yeni mağaza, Starbucks uygulamasının sipariş verme özelliğini Amazon’un Just Walk Out teknolojisiyle birleştirecek.

Starbucks’ın açıklamasına göre yeni mağaza, dijital ve fiziksel perakende deneyimini birleştirerek bir Starbucks kafesinin konforunu ve Amazon Go’nun Just Walk Out Shopping deneyiminin rahatlığını bir araya getiriyor. 18 Kasım günü 59. Cadde’de açılan mağaza, Starbucks’taki sipariş öncesi özelliğini kullanan bir Starbucks Pickup ve Amazon Go kombinasyonudur. Müşteriler kolay bir ödeme deneyimi yaşamalarının yanı sıra, çalışma alanları, elektrik prizleri ve USB bağlantı noktalarına sahip genişletilmiş masalar içeren modern bir salonun keyfini çıkarabilirler.

Starbucks Pickup mağazaları, öncelikle müşteri mağazaya gelmeden önce Starbucks uygulaması aracılığıyla verilen siparişleri kabul eder. Müşteriler, uygulamada istedikleri konumu seçerek siparişlerini verebilir ve ödemelerini yapabilirler. Müşteri mekana vardığında, mağazadaki dijital ekrandan siparişinin durumunu öğrenebilir ve ardından siparişini doğrudan Starbucks baristasından teslim alabilir.

Starbucks’ın küresel büyüme ve geliştirmeden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Katie Young, “Bu yeni mağaza konseptiyle hedefimiz, müşterilerimize ister yolda yiyecek ve içecek satın almak için Starbucks ve Amazon uygulamalarını kullanmak, ister karar verirken, gün içinde hangi deneyimin kendileri için doğru olduğunu seçme imkanı vermektir” açıklamasında bulundu. Müşteri Amazon Go’dan ayrıldıktan sonra kartından ödeme alınacak ve birkaç saat içinde, bazen daha hızlı bir şekilde makbuzuna erişebilecek.