Ana Sayfa Blog Sayfa 400

Apple, profesyonel içerik üreticileri için Mac Studio ve Studio Display’i tanıttı

Apple bugün kullanıcılara rüyalarındaki stüdyoyu yaratmaları için gereken her şeyi sağlamak üzere tasarlanan yepyeni Mac masaüstü bilgisayar Mac Studio’yu ve Studio Display ekranı duyurdu.

Kişisel bilgisayar deneyiminde çığır açan Mac Studio, gücünü M1 Max’ten ve kişisel bilgisayarlar için dünyanın en güçlü çipi olan yeni M1 Ultra’dan alıyor. Mac Studio, benzersiz bir performans düzeyini, çok çeşitli bağlantı seçeneklerini ve yepyeni özellikleri inanılmaz derecede kompakt bir tasarımla masanızın üzerinde ve elinizin altında buluşturan ilk bilgisayar. Mac Studio ile kullanıcılar, devasa 3D ortamlar için render alma ve 18 adet ProRes video akışını oynatma gibi, hiçbir masaüstü bilgisayarda mümkün olmayan işlemleri yapabiliyor.1 Mac Studio’yu mükemmel bir şekilde tamamlayan Studio Display, tüm Mac’lerle de kusursuz şekilde eşleşiyor. Studio Display geniş bir 27 inç 5K Retina ekrana, Ana Sahne özellikli 12 MP Ultra Geniş kameraya ve uzamsal ses özellikli, yüksek kaliteli ses sunan altı hoparlörlü ses sistemine sahip. Mac Studio ve Studio Display bir araya geldiğinde her çalışma alanını yaratıcı bir güç merkezine dönüştürüyor. Apple’ın şimdiye kadarki en dayanıklı ve güçlü Mac serisinde yerlerini alan ikili, bugünden itibaren sipariş edilebilecek ve 18 Mart Cuma gününden itibaren müşterilere gönderilmeye başlayacak.

“Mac Studio ve Studio Display ile yepyeni bir Mac masaüstü bilgisayar ve ekran sunmanın heyecanını yaşıyoruz.” diyen Apple Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Joswiak sözlerini şöyle sürdürdü: “Gücünü M1 Max ve M1 Ultra çipten alan inanılmaz bir performans, çok çeşitli bağlantı seçenekleri ve kullanıcıların ihtiyaç duyduğu her şeye kolayca erişmesini sağlayan kompakt bir tasarımla Mac Studio, masaüstü bilgisayarda yeni bir çağa öncülük ediyor. Studio Display ise büyüleyici 5K Retina ekranı ve bir masaüstü ekranda şimdiye kadar sunulan en iyi kamera ve ses kombinasyonuyla alanında benzersiz.”

Mac Studio

Mac Studio çığır açıcı performansı, çevre birimleri için çok çeşitli bağlantı seçenekleri ve mükemmel bir yerleşim oluşturmayı sağlayan modüler sistemiyle, yaratıcılıklarının sınırlarını zorlamak isteyen kullanıcılara daha da fazla özellik sunuyor.

Apple Çip Saysesinde Devrim Niteliğinde Masaüstü Bilgisayar Tasarımı

Apple çipin gücüne ve verimliliğine sahip Mac Studio, yüksek performanslı bir masaüstü bilgisayarın görünümünü bütünüyle yeniden tanımlıyor. Mac Studio’nun içindeki her bileşen, M1 Max ve M1 Ultra’nın performansını optimize etmek üzere tasarlandı. Böylece masa üzerine yerleşebilen özel formunda benzersiz bir güç ve özellikler sunabiliyor.

Tek parça alüminyum kalıptan üretilen Mac Studio, yalnızca 19,5 santimetre kenarlı kare yüzeyi ve 9,4 cm yüksekliğiyle çok az yer kaplıyor ve çoğu ekranın altına kusursuz şekilde sığıyor. Mac Studio ayrıca olağanüstü bir performansa imkan veren yenilikçi bir termal tasarıma sahip. Benzersiz çift taraflı fan sistemi, hassas bir biçimde yerleştirilmiş hava akış kanalları ve kasanın hem arka hem de alt kısmında yer alan delikler, havayı dahili bileşenler arasından dışarıya yönlendirerek yüksek performanslı çiplerin soğumasına yardımcı oluyor. Üstelik Apple çipin verimliliği sayesinde Mac Studio, en ağır iş yüklerinin altındayken bile son derece sessiz kalıyor.

M1 Ultra çipe sahip Mac Studio, son derece güçlü Media Engine’i sayesinde dünyada hiçbir bilgisayarın yapamadığını başararak 18 adet 8K ProRes video akışını oynatabiliyor. Mac Studio, M1 Max çiple 64 GB’a kadar, M1 Ultra çiple ise 128 GB’a kadar sistem üzerinde birleşik bellek sunarak masaüstü bilgisayarlarda grafik belleğinin sınırlarını da alt üst ediyor. Bugün piyasada bulunan en güçlü iş istasyonu grafik kartının yalnızca 48 GB video belleği sunduğu düşünüldüğünde, bu kadar geniş bir belleğe sahip olmak profesyonel iş yüklerinde oyunun kurallarını değiştiriyor. Mac Studio’daki SSD ise 7.4 GBps’ye kadar performans ve 8 TB’a kadar kapasite sunarak kullanıcıların çok büyük projeler üzerinde inanılmaz bir hız ve performansla çalışmasını sağlıyor.

Joygame, üç Türk girişimci tarafından Londra’da kurulan Drybrush’a yatırım yaptı

Pandeminin değiştirdiği eğlence alışkanlıklarına NFT ve metaverse gibi kavramların sahip olduğu potansiyeller de eklenince video oyun endüstrisinde hızlı bir büyüme kaçınılmaz oldu. 2022’nin video oyun endüstrisi için yatırım, birleşme ve satın alma yılı olacağı tahmin edilirken, arka arkaya gelen bu tür haberlere bir yenisi daha geldi.

Geçtiğimiz haftalarda aldığı küresel yatırımla Netmarble’dan ayrılıp kendi yoluna devam eden Joygame, Londra merkezli oyun stüdyosu Drybrush’a yatırım yaptı.

Joygame’in oyun yayıncılığındaki kuralları baştan yazmak istediğini ve yatırımlarına hız kesmeden devam ettiğini hatırlatan Joygame CEO’su Özberk Ölçer, “Geçtiğimiz haftalarda duyurduğumuz yatırımla elde ettiğimiz finansal gücü, deneyimlerimizle ve doğru ortaklıklarla birleştirmek için adımlar atıyoruz. Üç Türk girişimcinin Londra’da hayata geçirdiği Drybrush oyun stüdyosuna yaptığımız yatırımla Türkiye ve İngiltere’deki farklı yetenekleri bir araya getirerek sektörde fark yaratmayı hedefliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Derinlikli ve uzun soluklu deneyimler sunan oyunlar üretmeye odaklanıyoruz”

Joygame 2022’ye hızlı bir başlangıçla gerçekleştirdiği Drybrush yatırımıyla Action-RPG türünde mobil oyunlar geliştireceğini de duyurmuş oldu. Drybrush’ın oyun endüstrisinin farklı alanlarında çalışan ve 2000’lerden bu yana tanışan üç Türk girişimci tarafından 2021 başında Londra’da kurulduğuna dikkat çeken Drybrush Games CEO’su Alper Türktaş, “RPG öğelerinin sunduğu derinliğin hibrit oyun türleri için önemli bir unsur olduğunu düşünüyoruz. Joygame’le hem enerjimiz hem de oyun sektörünün geleceğine dair vizyonumuz uyuştuğu için bu işbirliğine çok inanıyoruz.” dedi. Drybrush Kurucu Ortağı ve Yaratıcı Yönetmeni Polat Yarışçı ise stüdyonun uluslararası tecrübeleri olan ve hayatını RPG oyunlarıyla geçirmiş bir ekip tarafından kurulduğunu vurgulayarak, “Her platformda derinliği olan ve uzun soluklu deneyimler sunan oyunların, oyuncular tarafından daha çok tercih edildiğini görüyoruz. Üretim sürecine gösterilen titizlik ve özen, oyuncular tarafından mutlaka ödüllendiriliyor. Action-RPG oyun türüne ilginin yoğun olduğu bu dönemi Joygame ile birlikte yola çıkmak için en doğru zaman olarak görüyoruz” ifadelerini paylaştı.

“Joygame yatırımları hız kesmeyecek”

Drybrush’la, oyun sektörünün reklam harcamaları ve yaratılan sanal heyecanlar yerine kaliteli oyunlar, oyuncu deneyimi ve komüniteye odaklanması gerektiği vizyonunda ortaklaştıklarını vurgulayan Joygame CEO’su Özberk Ölçer, Joygame’in 2022 planlarını şu sözlerle paylaştı: “Drybrush’ın da eklenmesiyle bugüne kadar toplamda 7 stüdyoyla ortaklık kurmuş olduk. 2022’de bu yatırımlarımızı üçe katlamayı planlıyoruz. Bu kapsamda hız kesmeden hyper-casual, hybrid-casual ve NFT tabanlı oyunlar geliştiren stüdyoları desteklemeyi sürdüreceğiz. Ortaklık kurduğumuz stüdyolarla birlikte geliştirdiğimiz oyunlarla uluslararası pazarlarda yer alarak küresel oyun endüstrisindeki büyüme hedeflerimize son hızla koşmaya devam edeceğiz.”

Sanat eserlerinin nakliye sürecine odaklanan Convelio, 30 milyon euro yatırım aldı

Sanat ve antika eserlerinin nakliye sürecini kolaylaştıran Paris merkezli girişim Convelio, B Serisi finansman turunda 30 milyon euro yatırım aldığını açıkladı. Bu haber, şirketin A Serisi turda 9 milyon dolar yatırım almasından iki yıl sonra geldi.

B Serisi tur, risk sermayesi şirketleri Forestay ve Mundi Ventures tarafından yönetildi ve Avrupa Yatırım Fonu ile Acton Capital ve Global Founders Capital dahil mevcut yatırımcıların katılımını gördü.

2017 yılında Edouard Gouin ve Clément Ouizille tarafından ortaklaşa kurulan Convelio, dijital yaklaşıma sahiptir ve uluslararası sanat eseri nakliyesinde uzmanlaşmıştır. Convelio’nun algoritması, her bir sanat eseri için en uygun değer zincirini bir araya getirmek amacıyla kırılganlık, boyut ve fiyat gibi çeşitli parametreleri dikkate alır. Christie’s ve Sotheby’s gibi küresel müzayede evlerinden, 1stDibs gibi önde gelen çevrimiçi sanat pazarlarına ve uluslararası sanat galerilerine kadar çok sayıda merkezin lojistiğini düzenler.

Paris, Londra ve New York’ta ofisleri bulunan Convelio, giderek daha fazla uluslararası hale geldiğini söylüyor. 2021’de ekip üyelerini ikiye katlayarak 200’den fazla çalışana ulaşan Convelio, şu anda 80’den fazla ülkede 2.700’den fazla müşteriye sahip. Şirket ayrıca, gezegen üzerindeki etkiyi en aza indiren dahili ve harici projeleri desteklemek için “Climate Care” adındaki programını başlattı. Convelio, bu yıl çevresel sürdürülebilirliğin giderek daha önemli hale geleceğinin altını çiziyor.

Convelio, sermayeyi küresel kapsamını genişletmek ve lojistik pazarında yeni alanlar keşfetmek için kullanmayı planlıyor. Convelio ayrıca, sürdürülebilirlik stratejisinin gelişimi sürdürmek için yeni sermayeden yararlanacak. Bunun yanı sıra, güzel sanatlar pazarının %44’ünün bulunduğu ABD’deki küresel operasyonunun büyümesini desteklemek için kullanılacak.

Ford, elektrikli araç üretimi için 50 milyar dolar ayırıyor

Otomobil firmaları elektrikli araçlar için yatırımlar yapmaya devam ediyor. Geçen gün Hyundai’nin 2030’a kadar 17 elektrikli araç modelini duyuracağını ve bu alana 16.08 milyar dolar yatırım yaptığını yazmıştık. Bu haberin hemen ardından, Ford Motor Company, elektrikli araç yatırımını 2026 yılına kadar 50 milyar dolara çıkardığını duyurdu. Şirketin 2025 yılına kadar belirlediği miktar ise 30 milyar dolardı. Şirket CEO’su Jim Farley, otomobil üreticisinin elektrikli araç ünitesini içten yanmalı motor çalışmalarından ayrı olarak yürüteceklerini duyurmasının ardından bu haberi verdi.

Ford, elektrifikasyon harcamasını bir yıldan kısa bir süre içinde üçüncü kez artırıyor. Şirket, Mayıs 2021 yılında elektrikli araçlara 22 milyar dolar yatırım yapacağını duyurmuştu. Şirketin bu alana bu denli yatırım yapması, elektrikli araç endüstri lideri Tesla’yı yakalamak istemesinden kaynaklandığı düşünülüyor. 

Farley, “Ford Model e” adlı yeni elektrikli araç işi vasıtasıyla, Ford’un 2026’da yıllık küresel üretiminin üçte biri olan, 2 milyondan fazla elektrikli araç üretmeyi planladığını ve 2030 yılına kadar toplam hacminin %50’sinin elektrikli araçlar üzerine olacağını belirtti. Bununla birlikte, finans direktörü John Lawler’a göre şirket, yeni nesil modeller 2025’te üretime başlayana kadar kar elde etmeyi beklemiyor. Şirketin daha geleneksel içten yanmalı motor birimi olan Ford Model e ve Ford Blue 2023 yılına kadar ayrı finansal sonuçlar bildirecek. 

Ford, bu yıl elektrikli araçlara 5 milyar dolar harcamayı planlıyor. Bu planlama otomobil üreticisinin geçen yıl harcadığının iki katına denk geliyor. 

Farley, “Nakit yaratmak için içten yanmalı motor işine, inovasyona odaklanmak için de elektrikli araç işine ihtiyacımız var” dedi. 

Ford, bir yıl önce şubat ayında 72.000 adet araç siparişi aldı. Bu satışların çoğu kamyon ve SUV’lardan oluşurken, Ford’un elektrikli araç satışı Şubat ayı boyunca %55.3 arttı. Ford’a göre bu, ortalama hızdan daha hızlı büyüdüklerinin bir işareti.

Tesla’nın uzun süredir onay bekleyen giga fabrikası, şartlı izin aldı

Brandenburg eyaleti, Tesla‘nın geçen Cuma Berlin yakınlarındaki “giga fabrikası” için şartlı izin aldığını açıkladı. Bu haberle beraber Tesla’nın aylardır ertelenen izni çıkmış oldu. Giga fabrikasının geçen yaz açılması bekleniyordu.

Ancak Tesla için çıkan bu izin, şirketin hemen üretime başlayacağı anlamına gelmiyor. Şirket, öncelikle su kullanımı ve hava kirliliği kontrolü dahil olmak üzere çok sayıda koşulu yerine getirdiğini kanıtlamak zorunda. Şirket bu denetlemelerden başarıyla geçtikten sonra uzun zamandır beklediği çalışma iznini alabilecek ve üretime başlayabilecek. Tesla, Almanya’da üretime başladıktan sonra Model Y arabalarını Avrupalı müşterilerine daha hızlı ve daha ucuza teslim edebilecek.

Tesla, bu fabrika sayesinde Avrupa’da elektrikli araç lideri olan Volkswagen‘a yetişmeyi planlıyor. Almanya’nın en büyük otomobil üreticisi Avrupa’daki elektrikli araç satışının %25’ine sahip. Bu yüzdeye karşılık Tesla’nın satışları ise %13 civarında.

Brandenburg eyaleti başbakanı Dietmar Woidke, gelişmenin “geleceğe doğru atılan büyük bir adım” olduğunu belirterek, Tesla fabrikasının Almanya ve bölge için önemli bir endüstriyel ve teknolojik itici güç olacağını söyledi.

Almanya’daki sendikalar geçen ay, fabrikanın 2.600 işçiyi işe aldığını belirtti. Fabrikanın toplamda 12.000 kişiye istihdam sağlaması bekleniyor. Bunun yanında, Tesla’nın bölgedeki çok sayıda parça tedarikçisiyle yerel kaynak sağlamak, bekleme sürelerini ve maliyetlerini düşürmek için görüşmelerde bulunduğu belirtildi.

Tesla’yla karşı karşıya oldukları yoğun rekabetten bahseden Volkswagen, geçen Cuma yaptığı açıklamada, yeni nesil elektrikli araçların ilki olan Trinity‘yi üretmeleri Wolfsburg genel merkezi yakınında yeni bir fabrika açmak için yaklaşık 2 milyar dolar harcayacaklarını belirtti.

Kurucuları arasında Deniz Özgür’ün yer aldığı metaverse moda markası Space Runners, 10 milyon dolar yatırım aldı

İlk metaverse moda markası Space Runners hızlı büyümesini sürdürüyor. Kurucu ortakları arasında Türk girişimci Deniz Özgür’ün yer aldığı Space Runners daha önce Coinbase, Avalanche, Docusign gibi dev şirketlere yatırım yapan Polychain Capital, Pantera, Accel Ventures, Jump Capital ve Core Ventures katılımında 10 milyon dolarlık tohum yatırım aldı.

Yatırım turuna katılan bireysel yatırımcılar arasında Animoca Brands kurucusu Yat Siu, Twitch kurucusu Justin Kan, Bit Torrent kurucusu Ashwin Navin, Rotten Tomatoes kurucusu Patrick Lee, Crunchyroll kurucusu Kun Gao ve Kabam kurucusu Holly Liu da yer alıyor.

Pantera Capital’in ortağı Paul Veradittakit “Fon olarak, Space Runners’ın moda ile etkileşim kurmanın yeni bir yolunu mümkün kılma vizyonunu desteklemekten gurur duyuyoruz. Moda metaversede kişilerin kimliğini ve kültürünü ifade edebilmesi için harika bir araç. Bu nedenle, fiziksel dünyada 2 Trilyon Dolarlık moda endüstrisinin sanal dünyada çok daha yüksek olmasını bekliyoruz.” ifadeleriyle sanal modaya olan desteğini vurguluyor.

Space Runners ilk NFT koleksiyonu olan NBA Champions ayakkabı koleksiyonunu, NBA Şampiyonları Kyle Kuzma ve Nick Young ile birlikte geçen Aralık ayında piyasaya sürmüştü. Toplam değeri 10 Milyon Dolar olan koleksiyonun satışı 9 dakika altında tamamlandı ve şirket bu satışı ile büyük bir başarıya imza attı. Sosyal kanallarında 500 bin kişinin üzerinde bir topluluğa sahip olan Space Runners, dünyanın ilk moda temalı metaverse’ünü hayata geçirmek için çalışmalarına devam ederken yeni koleksiyonu için de hazırlıklarını sürdürüyor.

Şirketin kurucu ortaklarından Won Soh “Space Runners, 5 ay içerisinde 40 kişilik harika bir ekibe ulaştı. Aldığımız bu ikinci yatırım ile 9 haneli bir şirket değerlemesine ulaştık. Bu sene içerisinde Unicorn olmayı hedefliyoruz.” ifadeleriyle Space Runners’ın büyüme hedeflerini vurguladı.

Nişasta bazlı atıklardan biyopolimer üreten yerli girişim Plastic Move, 4.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

İki kadın girişimcinin kurduğu nişasta bazlı tarımsal ve gıda atıklarından ürettiği biyopolimer ile ambalaj, beyaz eşya ve otomotiv sektörlerinde petrol bazlı plastik kullanımını azaltan yerli biyoteknoloji girişimi Plastic Move ilk turda 4.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Kerim Kotan’ın liderlik ettiği yatırım turuna İzel Levi Coşkun, Yalın Karadoğan, Korun Teknoloji Yatırımları AŞ, Duran Sarıkaya, Tuğrul Arıkan, Methi Bengisu, Cavit Oral, Özgür Ülkü, Kamil Sözen, Erol İren ve Orkun Ürkmez gibi isimler katıldı.

Plastic Move, termoplastik yapmak için gereken petrolün yüzde 20’sini nişasta bazlı tarımsal ve gıda atıklarından elde ettiği biyopolimer ile değiştirerek patentlenebilir bir ileri dönüşüm teknolojisi sunar. Ürettiği biyopolimer sayesinde, markaların çevre taahhütlerine ulaşmasını sağlarken aynı zamanda da ambalaj üreticilerinin Yeşil Mutabakat beraberinde gelecek regülasyonlara uymalarına yardımcı olur.

Plastik pazarı 580 milyar dolarlık dev bir pazar ve Türkiye, Avrupa’nın en büyük plastik pazarlarından birisi. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve regülasyonlar dışında hızlı tüketim malları şirketleri plastik kullanımları ile ilgili 2025 ve 2030 hedefleri belirleseler de piyasada yeterince çözüm olmadığından bu hedefler durmadan erteleniyor. Plastic Move geliştirdiği teknoloji ile biyopolimerlerin sanayide ve global hızlı tüketim şirketleri tarafından ilk defa kullanılmasını sağlayacak.

Plastic Move teknolojisinin temelleri 2015’te Büşra Köksal tarafından atıldı. Yapılan bilimsel çalışma 2019’da bir girişime dönüştü. 2020 yılında Merve Arıkan kurucu ortak olarak ekibe katıldı ve teknoloji başarıyla sanayiye uyarlandı ve 2021 yılında Türkiye ambalaj sektörü devleri ile validasyonlar gerçekleştirildi. Başarıyla gerçekleşen validasyonlar sonucunda ilk yatırım turuna çıkıldı. İki genç kadın girişimci, Büşra Köksal ve Merve Arıkan, bu yatırım turundan sonra erkek egemen bir sektörde kadın olarak sektörü de dönüştürmeye hazırlanıyorlar.

Plastic Move ilk işbirliğini Evyap ve Sarten ile gerçekleştirdi. Uplass Packaging şirketi ile ürettikleri tek kullanımlık plastiklerin lansmanını 2021 Eylül’de plastik fuarında gerçekleştirdiler. Türkiye’deki en büyük ambalaj şirketleri ile çalışan girişim, sene içerisinde farklı markalar ile günlük yaşantımıza dokunacak. Ekip aynı zamanda bu sene Amerika ve Avrupa pazarlarına da satış gerçekleştirmeyi hedefliyor.

Plastic Move ekibi bu yatırım ile İstanbul içerisinde tuttuğu 1000 metrekarelik bir alanda 300 ton kapasiteli bir tesis kurarak ürünlerini ticarileştirmek için çalışmalarına başladı. Tesisin Haziran ayında aktif hale gelmesi ve seri üretimin yaz döneminde başlayacağı planlanıyor. Plastic Move ekibi, paralel olarak farklı sektörler için AR-GE çalışmalarına devam ediyor.

İnternet sağlayıcısı Cogent Communication, Rusya’daki hizmetini sona erdirdi

Tüm küresel web trafiğinin yaklaşık yüzde 25’ini taşıyan bir internet omurgası (backbone) sağlayıcısı olan Cogent Communication, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline tepki olarak Rus işletmeleriyle bağlantıları kesmeye başladı. Şirket, Washington Post‘a verdiği demeçte, bunu Rusya’nın siber saldırılarını ve devam eden işgalle ilgili yalan haber yaymasını engellemek için yaptığını belirtti.

Cogent CEO’su Dave Schaeffer, “Amacımız kimseyi incitmek değil. Bu yaptırımımız, Rus devletinin interneti savaşta araç olarak kullanmasını engellemek içindir. Bu kararı vermek oldukça zorluydu” dedi. Şirket ayrıca ZDNet‘e yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği tarafından Russia Today ve Sputnik‘e uygulanan yaptırımlara da katıldığını belirtti. Açıklamada şirket tarafından “Cogent, Rusya’dan gelen veya Rusya’ya giden trafiği başka bir şekilde kısıtlamıyor veya engellemiyor. Cogent, Ukrayna’ya hizmet vermeye devam ediyor” sözleri kullanıldı.

Uygulanan bu yaptırım sonucu, Rusya’daki internet bağlantısının yavaşlaması ve kesintiye uğraması bekleniyor. Cogent’in Rus müşterilerinden bazıları arasında, ülkenin en büyük internet sağlayıcılarından biri olan devlete ait telekom operatörü Rostelecom ve kablosuz sağlayıcı şirketleri Megafon ve Veon bulunuyor. Cogent, bu şirketlerden bazılarıyla hizmet uzantısı sağlamak için görüştüklerini belirtti.

Bazı uzmanlar, bu yaptırımın Rus halkının Kremlin dışından gelen bilgilere erişmesini de engelleyeceğinden endişe ediyor. Rusya İnternet Koruma Derneği yöneticisi Mikhail Klimarev, “Rusya’da interneti kapatırsanız, bunun 140 milyon insanın en azından bazı doğru bilgilerden mahrum kalacağını belirtmek istiyorum” diye açıklamada bulundu. “İnternet var olduğu sürece insanlar gerçekten haberdar olabilir. Ancak internet olmadığı sürece Rusya halkı yalnızca propaganda dinleyecektir.”

Şu ana kadar birçok şirket Rusya’ya yaptırım uyguladı. Son olarak ise Rusya Twitter ve Facebook’a erişimi engelledi.

Hindistan merkezli fintech CredAvenue, 137 milyon dolar yatırım alarak unicorn oldu

Hindistan merkezli fintech girişimi CredAvenue, pazar günü yaptığı açıklamada, B Serisi finansman turunda 137 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Finansman sonrası değerlemesi 1,3 milyar dolar seviyesine ulaşan şirket, Hindistan’ın en son unicorn girişimi olmayı başardı.

New York merkezli özel sermaye ve risk sermayesi şirketi Insight Partners liderliğindeki Seri B tur, B Capital Group, Dragoneer Investment Group ve mevcut yatırımcılar Sequoia Capital, TVS Capital Funds, Lightspeed India ve Lightrock India katılımıyla gerçekleşti.

Gaurav Kumar tarafından kurulan CredAvenue, kısaca tanımlamak gerekirse kurumsal şirketlerin ve KOBİ’lerin işletme kredisi çekmesine yardımcı oluyor. Diğer bir deyişle, işletmelerin ödemeden tahsilata kadar tüm borç döngüsünü karşılamak için bir platform sunuyor. Şirket, bu doğrultuda Hindistan’ın en kapsamlı teknoloji girişimi olduğunu iddia ediyor. CredAvenue, kısa süre önce Spocto adında üç pazarda faaliyet gösteren bir koleksiyon girişimini satın alsa da, genel olarak Hindistan’daki faaliyetlerine odaklanmayı planlıyor.

Girişim, bugüne kadar toplam 227 milyon dolar yatırım aldı. Kumar, TechCrunch‘a verdiği bir demeçte, CredAvenue’nin bugüne kadar 10.5 milyar doları aşan kredileri kolaylaştırdığını söyledi. Şu anda platformda 2.300’den fazla şirket, 450 işletme ve 750’den fazla borç veren bankanın aktif olarak yer aldığını görüyoruz. Hindistan’daki işini geliştirmeye odaklanan şirket, yeni sermayeyi bu amaçla dağıtmayı ve aynı zamanda büyümesini hızlandırmak için yeni şirketler satın almayı planlıyor. Kredi alanında 16 yıldan fazla tecrübeye sahip olan Kumar, aynı zamanda Vivriti Capital’ın kurucu ortakları arasında yer alıyor.

NEOHUB Deniz Akvaryum Girişim Hızlandırma Programı’na kabul alan ilk 5 girişim belli oldu

DenizBank’ın yeni nesil iştiraki NEOHUB’ın, Türkiye’deki start-up ekosistemine mentorluk ve ölçeklemeye odaklı destek sağlamak üzere başlattığı NEOHUB Deniz Akvaryum Girişim Hızlandırma Programı’nın ilk girişimleri belli oldu.

Yıl boyunca açık başvuru sistemiyle hareket edilen programda; DenizBank, NEOHUB ve program partneri Workinlot’ın yöneticilerinden oluşan değerlendirme jürisinin oylamasıyla 5 girişim Hızlandırma Programı’na katılmaya hak kazandı.

Programa seçilenler, altı ay boyunca Deniz Akvaryum ofisinde çalışma, DenizBank ve NEOHUB yöneticileri ile alanında uzman isimlerden mentorluk gibi olanaklarla büyümeleri için gerekli desteği alacak. Bununla birlikte bulut bilişim hizmetleri, finans ve hukuk danışmanlığı, tasarım, sosyal medya yönetimi ve büyüme stratejileri gibi hizmetlerden ücretsiz yararlanabilecek. Altı ayın sonunda belirlenen kriterleri yerine getirenler, Demo Day ile mezun olarak, yatırımcılara sunum yapma fırsatı yakalayacak.

Deniz Akvaryum Girişim hızlandırma programı girişimleri

Deniz Akvaryum Girişim Hızlandırma Programı’na kabul edilen girişimler; finansal teknolojiler, sağlık, yapay zeka ve sürdürülebilirlik sektörlerinde faaliyet gösteriyor.

Fon Radar: Vadeli alacaklarına karşılık en iyi teklife ulaşabilmeleri için KOBİ’leri finansal kurumlar ile bir araya getiriyor.

Steto: Uzman doktorlara online erişim fırsatı sağlayan Steto, ihtiyaç duyulan uzmanı seçme, randevu oluşturma ve farklı bir uygulamaya gerek olmaksızın online görüşme yapma imkanı sağlıyor.

Varsapp: Kullanılmayan eşyaları güvenli bir şekilde kiraya verme ve kiralama olanağı sunuyor.

Walkers: Kullanıcılara daha fazla hareket etmek ve sağlıklı bir hayata adım atmak için gereken motivasyonu sağlıyor. Aynı zamanda firmalar için promosyon ve alternatif pazarlama kanalı yaratan uygulamanın, adım attıkça avantaj sağlayan oyunlaştırma içerikleri bulunuyor.

Senkrondata: Markaların ve perakende satıcıların daha iyi pazarlama stratejisi, optimizasyonu ve performans ölçümü yapabilmesi için pazar ve rakip analiziyle markaya özgü analitik çözümler üretiyor.