Ana Sayfa Blog Sayfa 388

Türkiye’deki oyun şirketlerinin başarısını gösteren özel belgesel

Akıllı telefonların nüfusun yüzde 80’ine ulaşması ve internetin hızlanmasıyla son 10 senede mobil oyunlar, oyun sektörünü domine etmeye başladı. Belki de tarihte ilk defa kullanıcı davranışları böylesine incelikli bir şekilde okunarak, kullanıcının isteklerine göre ürünler geliştirilmeye başlandı. Data okuması ve oyun sektörünün el birliğiyle, 2021 yılında 93 milyar dolarlık değer üretildi. Sektör öyle bir büyüklüğe ulaştı ki, 2021’de üretilen değer aynı sene Hollywood ve müzik marketinin gelirinden bile fazla.

Oyun üretim yazılımlarının kolaylaşması ve bilgiye erişimin hızlanmasıyla bu global piyasa gelişmekte olan ülkelere de açıldı. Hindistan’dan, Brezilya’dan, Kenya’dan, Türkiye’den oyun üretici stüdyolar özellikle hyper-casual türünde oyunlarını 2-3 hafta içerisinde üretip Apple App Store, Google Play Store gibi marketlerde yayınlayabiliyor ve şanslarını deneyebiliyorlar. Uluslararası şirketlerin büyük ilgisiyle karşılaşan ülkelerden birisi de, Türkiye.

Mobil oyun sektörü geçtiğimiz beş sene içerisinde uluslararası oyun firmalarının ilgisini çekerek milyar dolarların telaffuz edildiği bir sektör haline geldi. Türkiye oyun sektörü, milyar dolar değerlemeleri aşan şirket satın almaları ve her geçen gün öne çıkan başarı hikayeleriyle önce çıkıyor. 2021 senesinde yatırımlar 20 katına çıkarak ülkenin en büyük şirketlerinin piyasa değerlerini bile aşacak boyuta ulaştı.

TurkishStation topluluğu tarafından SXSW 2022 festivali kapsamında düzenlenen etkinliklerde ve yayınlanan belgeselde, mobil oyun sektörünün eşi benzeri görülmemiş bu başarısına yer verildi. Lion Studios by AppLovin, Masomo, MobileAction ve Sankonline desteğiyle hayata geçirilen çalışmalarda Türkiye’den oyun şirketleri sahne aldı. Festivalde yayınlanan mobil oyun sektörü belgeselinde oyun şirketlerinin global pazardaki etkilerine dikkat çekiliyor.

Belgesel

TurkishStation topluluğunun moderatörlüğünü ve belgeselin yapımcılığını üstlenen Mustafa Tandoğan, “Dünya’nın en önemli sahnelerinden birinde, trend belirleyici bir alanda, Türkiye’den çıkan oyun şirketlerinin başarısına yer vermek gurur verici. Belgesel içerisinde bu başarının mimarları olan oyun şirketlerinin kurucularıyla geçirdiğimiz her an, oldukça rekabetçi bir alanda ortaya koydukları başarıya tanıklık ettik. Bunları belgesele aktarabildiğimiz için heyecanlıyız”, diye belirtti. Studio Frakt kurucusu ve belgeselin yönetmeni Yağız Alp Tekin, “Mobil oyun sektörünün son on yıl içerisindeki akıl almaz gelişimini ve Türkiye’deki ekiplerin bu trendi nasıl yakaladığını belgeselimizde anlattık. Türkiye’den çıkan başarıların tesadüf olmadığını gördük. Bu başarının arkasındaki ekiplerin nasıl bir azimle çalıştıklarını görmek ilham vericiydi”, dedi.

Doğuş Grubu’nun hızlandırma programı InvenDO Up’ın ilk dönemine seçilen 5 girişim

Doğuş Grubu’nun girişimcilik vizyonunu temsil eden Doğuş Yeni Girişimler çatısı altında yer alan erken aşama teknoloji şirketlerinin katılabildiği InvenDO Up Hızlandırma Programı’nı sizlere aktarmıştık. Şimdi bu programın ilk döneminde yer alacak 5 girişim belli oldu.

Almanya, Polonya ve Avusturya gibi farklı ülkelerden gelen 400’e yakın girişim başvurusu arasından seçilen 3pmetrics, heybooster, Ingosa, Seatech ve Wallids girişimleri 6 ay boyunca Doğuş Grubu ve Doğuş Teknoloji’nin imkan ve desteklerinden faydalanabilecek.

Girişimler, 6 ay boyunca Doğuş Grubu ve Hackquarters iş birliğinde hayata geçirilen InvenDO Up Girişim Hızlandırma Programı’nın ilerleyen süreçlerinde temel performans göstergelerini belirleyerek Doğuş Grubu şirketleriyle ürünlerini test etme, yerel ve global iş ağlarını genişletme ve program sonunda yer alan Demo Day etkinliği ile girişimlerinin geldiği noktayı paylaşma ayrıcalıklarına sahip olacak.

Bu 5 girişim InvenDO Up’ın sağlayacağı birçok farklı konuda eğitim, mentorluk, yazılım, teknik, muhasebe, mali müşavirlik, hukuk desteği, ofis alanı ve 200 bin TL’lik nakit desteğinden de faydalanabilecek. Ayrıca Doğuş Grubu’yla iş birliği ve PoC yapabilme, yurt dışı pazarlarına açılabilme, yatırımcı ağlarına kolay erişim, Doğuş Grubu’nun potansiyel yatırımcılardan biri olabilme ve küresel teknoloji firmalarının vereceği desteklerle operasyonel büyüme ve ölçeklendirme gibi pek çok imkândan da yararlanabilecek.

Programın ilk dönemine seçilen 5 girişim:

3pmetrics: Kurumların, işletmelerin, etkinliklerin veya tarımsal faaliyetlerin karbon ayak izlerini ISO 14064 standartlarında hesaplayabilmesini, raporlayabilmesini ve analiz edebilmesini sağlayan yazılım altyapısıdır.

heybooster: E-ticaret şirketlerinin dijital pazarlama verilerini anlamlandırarak aksiyona yönelik iş planlarına dönüştüren, ölçümleme ve pazarlama araçları ile bağlantı kuran ve analiz sunan bir yazılımdır.

Ingosa: Dijital satış alışkanlıklarını, websitesi & sosyal medya asistanları ve diyalog bazlı görüntülü reklamlarıyla yeniden şekillendiren ve müşteri yolculuğunu iyileştirerek dönüşümü artırmaya yarayan, yapay zeka tabanlı bir chatbot ürünüdür.

Seatech: Optimail uygulaması ile operasyon yönetimi yapan ekipler için e-mail ve diğer yazılı kanalların yönetimini çözen bir uygulamadır.

Wallids: Siber savunma alanına yeni boyut kazandıran, öğrenme, eşleştirme ve doğrulama sinir ağlarına sahip yapay zeka algoritmalı bir siber güvenlik yazılımıdır.

21 girişimin yer aldığı Microsoft GrowthX Accelerator programına seçilen 7 yerli girişim

Microsoft’un MEA Bölgesi’nde faaliyet gösteren start-up’ları teknoloji, pazar erişimi ve mentorluk alanında güçlendirmek amacıyla Abu Dhabi Yatırım Ofisi (ADIO) ile hayata geçirdiği GrowthX Accelerator programını sizlerle paylaşmıştık ve bu programın yeni dönemi 21 girişimin katılımıyla başladı.

ADIO ile Microsoft arasındaki stratejik ortaklığın bir parçası olan ve ikinci yılına giren program, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nde faaliyet gösteren teknoloji girişimleri ile kurumsal şirketleri birlikte çalışarak problemleri çözmek üzere bir araya getiriyor.

Aralarında 7’si yerli olmak toplam 21 girişimin seçildiği Microsoft for Startups’ın Kurumsal Uyumluluk Partnerleri olan DHL, Etisalat, EY, Koç Holding, Lulu Hypermarket ve PwC ile birlikte çalışma şansına sahip olacak.

3 ay süren GrowthX Accelerator programının hem katılan girişimlere hem de program ortaklarına büyük değer kattığını ifade eden Microsoft Türkiye Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı “Bu program kapsamında satış, fon toplama, işe alım ve mentorluk gibi konularda ciddi bir bilgi birikimi paylaşılıyor. Katılımcılar sadece işlerini ölçeklendirme yeteneği kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda fikirlerini bölgede gerçekten etki yaratabilmelerini sağlayacak yeni nesil çözümlere dönüştürmeyi de öğreniyorlar. Bu dönemin sonunda start-up’larımız ile program partnerlerimiz arasında yeni iş birliklerinin gelişerek yeni başarı hikayelerine dönüşeceğine eminiz” dedi.

GrowthX Accelerator’a seçilen 7 yerli girişim

Event Gates: Endüstri için yapay görme ürünleri üreten Event Gates, sanayinin kalite ve iş emniyeti sorunlarına yapay zeka ile çözüm üreten yerli girişimdir. Ürünleri, Türkiye genelinde büyük sanayi kuruluşlarında yaygın olarak kullanılmaktadır.

NutzenTech: Ayben Özkan, Mirkan Emir Sandžak ve Cihangün Ayyıldız tarafından kurulan NutzenTech, hava kirliliği ile çevre görüntü verilerini ölçmek için insansız hava aracı üreten yazılım ve donanım girişimidir.

Searover: 2018 yılında, TÜBİTAK desteği ile, İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu Kontrol ve Otomasyon Mühendisleri olarak Zeynep Balca Yılmaz ve Kazım Çağlar Erat tarafından kurulan Searover, su altı robotları üretiyor.

Occicor: Hızla büyüyen bir yapay zeka şirketi olan Occicor, yapay zeka destekli görüntü tanıma teknolojisini kullanarak hızlı tüketim ürünleri şirketlerinin sahada aldıkları görüntüleri aksiyon alınabilir verilere dönüştüren ve bu sayede daha iyi bir raf yönetimi gerçekleştirmelerini sağlayan bir yazılım şirketidir.

Pivony: Emre Çalışır tarafından kurulan Pivony, şirketlerin iç hem dış veri kaynaklarına entegre olarak, platform üzerinden belli anahtar kelimeler ile şirketinizin uygulama mağazaları, eticaret sitelerindeki yansımaları ve sosyal ağlar üzerindeki etkileşimlerini inceleyebiliyorsunuz.

PowerDev: Enerji piyasası büyük verilerini birden çok kaynaktan birleştiren, sağlam bir SaaS veri analiz aracı sağlayan ve yüz bin üzerinde enerji noktasından gerçek zamanlı veri akışı sağlayarak enerji proje geliştirme, batarya yatırımı ve enerji ticareti alanlarında içgörü ve tahminleme araçları sağlamak üzere kurulan girişimdir.

Ipera Solutions: Yapay Zeka destekli, Fiziksel alan, ziyaretçi analitiği ve müşteri deneyimini bir araya getiren uygulama platformudur.

Yeni döneme katılma hakkı kazanan 7 yerli girişim GrowthX Accelerator’ın Mart ayında başlayan 12 haftalık programına dahil oldu.

Sağlık hizmetinde dil engelini kaldırmaya odaklanan Jeenie, 9.3 milyon dolar yatırım aldı

Hasta ve sağlık çalışanları arasındaki dil engelini kaldırmak amacıyla canlı tercüme hizmeti veren Jeenie, A Serisi finansman turunda 9,3 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Yatırım turu, önde gelen bir dijital sağlık büyüme sermayesi şirketi olan Transformation Capital tarafından yönetildi.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki her beş kişiden biri İngilizce dışında bir dil konuşuyor ve bu da sağlık hizmetinde her gün iletişim yetersizliğine neden oluyor. İletişim sorunları kötü tedavi sonuçları ve yasal sonuçlar doğurabiliyor. Federal yasalar, sağlık hizmeti sağlayıcılarının, masrafları kendilerine ait olmak üzere profesyonel tercümanlık hizmetlerini sunmasını şart koşuyor. Fakat, sağlık merkezlerinin yalnızca yaklaşık %60’ı isteğe bağlı hizmetler sunabiliyor.

Jeenie, şu anda ABD genelinde yüzlerce sağlık tesisinde kullanılıyor. Jeenie’nin mobil ve web platformları, sağlık çalışanları ve hastaları 30 saniyeden daha kısa sürede canlı tercümanlara bağlıyor. Girişim, küçük kliniklerden büyük sağlık merkezlerine kadar her büyüklükteki sağlık kuruluşunun ihtiyaçlarına hizmet eden, isteğe bağlı bir platform sunuyor.

Sağlık çalışanları ve bakıcılar, Jeenie uygulamasını açarak hastanın dilini seçtikten sonra bir tercümanla görüntülü veya sesli arama başlatabilir. Jeenie, Amerikan İşaret Dili ve yerli diller dahil olmak üzere, isteğe bağlı olarak 300’den fazla dilde 7/24 tercüme hizmeti sunulmasına olanak tanır.

Jeenie CEO’su ve Kurucu Ortağı Kirsten Brecht Baker, yaptığı açıklamada, “Jeenie, dil yardımını her yerde yaygınlaştırmak için yaratıldı, böylece dünyadaki herkes dil engeli olmadan etkili bir şekilde iletişim kurabilir” sözlerine yer verdi.

Waymo, San Franciso’daki çalışanlarına sürücüsüz yolculuk hizmeti sunmaya başladı

Alphabet birimi Waymo geçen gün yaptığı açıklamada, San Francisco’daki çalışanlara sürücüsüz yolculuklar sunmaya başladığını belirtti. Bu atılımla beraber General Motors‘un birimi olan Cruise ile olan rekabeti hızlandırdı.

Waymo ayrıca, halka açık testlere başlamak amacıyla Phoenix şehir merkezindeki çalışanlara direksiyon başında güvenlik sürücüleriyle beraber otonom sürüşler sundu.

Şirket bir açıklamada, “Waymo’nun büyüyen kamyonculuk operasyonlarına ek olarak, birden fazla pazarda tamamen otonom olarak çalışmak, Waymo’nun operasyonlarının ve teknolojisinin ölçeklenebilirliğinin kritik bir doğrulayıcısıdır” dedi.

Otonom sürüş teknoloji öncüsü olan Waymo, 2009’da Google içinde bir proje olarak doğduktan on yıl sonra, 2020’de ilk ABD sürücüsüz taksi hizmetini başlattı. Waymo’nun hizmeti, Chrysler minivanlarını kullanarak haftada yüzlerce kişiye ücretli yolculuk sağlarken, Phoenix bölgesinin ötesine geçemedi.

Waymo, geçen Ağustos ayında, aracın tepesinde bulunan radarlarla donatılmış Jaguar elektrikli araçlarını kullanarak, San Francisco’da güvenlik sürücüleriyle birlikte sınırlı sayıda kişiye ücretsiz otonom sürüşler sunmaya başlamıştı.

Waymo’nun San Francisco’da yolculardan sürücüsüz yolculuklar için ücret almaya başlaması için California Motorlu Araçlar Departmanı’ndan (DMV) ve California Kamu Hizmetleri Komisyonu’ndan (CPUC) en az iki izin daha alması gerekiyor. Waymo bu izinler için başvuru yapıp yapmadığı konusunda yorum yapmadı.

General Motors’un Cruise birimi, halihazırda San Francisco’da çalışanlara ve halka ücretsiz olarak tamamen sürücüsüz yolculuklar veriyor. Şirket, bu yıl alabilmek ümidiyle ticari sürücüsüz hizmeti için CPUC izni almak istiyor.

Google, aramalarında orijinal haberlerin öne çıkması için yeni bir güncelleme getiriyor

Google, geçen Perşembe günü yaptığı açıklamada, kullanıcıları güvenilir kaynaklara yönlendirmek için arama sonuçlarına yeni bir “highly cited” (en çok alıntı yapılan) etiketi eklediğini duyurdu. En çok okunan haberler bölümünde görünecek olan yeni etiket, kullanıcıların diğer haber kuruluşları tarafından sıkça alıntılanan haberleri fark etmesine yardımcı olmak için tasarlandı. “Highly cited” etiketi, yakında ABD’de mobil cihazlar için piyasaya sürülecek ve önümüzdeki haftalarda dünya çapında kullanıma sunulacak.

Etiket, araştırmacı makaleler, röportajlar, duyurular, basın bültenleri, yerel haberler ve daha fazlasına yerleştirilecek. Google, orijinal haber paylaşımını artırmak için etiketin nasıl kullanılabileceğiyle özellikle ilgilendiğini söylüyor.

Şirket bir blog yazısında, “Diyelim ki yerel bir haber kuruluşu, yerel okul bölgenizdeki sorunları araştıran bir araştırma haberi yayınladı. Haber o kadar büyük ki diğer birçok medya kuruluşu tarafından ele alınıyor. Ama ya yerel sakinler için benzersiz bir bağlamı olan bu orijinal haberi görmediyseniz? Diğer haber kuruluşları tarafından sıkça alıntılanan haberleri belirlemenize yardımcı olacak bir özellik getiriyoruz ve size bir haber için en yararlı ve alakalı bilgileri bulmanın basit bir yolunu sunuyoruz” dedi.

Google, “highly cited” etiketini tanıtmanın yanı sıra, bilgilerin yayınlanmasının zaman alabileceğini belirtmek amacıyla arama sonuçlarında son dakika haberlerinin yanında görünen “hızla gelişen konular” bildirimini de güncelliyor. Bugünden itibaren, ABD’deki İngilizce aramalar, kullanıcıların çevrimiçi bilgileri değerlendirmelerine yardımcı olacak ipuçları içerecek ve onlara bir konuda bir kaynağa güvenilip güvenilmediğini kontrol etmelerini veya daha fazla bilgi olduğunda daha sonra tekrar gelmelerini hatırlatacak.

Twitter, Profesyonel Hesap özelliğini tüm kullanıcılar için erişilebilir hale getirdi

Twitter, “Profesyonel Hesap” özelliğini, artık global olarak tüm kullanıcılara erişilebilir kıldığını açıkladı. Artık platformdaki tüm Twitter kullanıcıları, doğrudan hesap ayarlarından profesyonel bir hesaba geçiş yapabilir.

Twitter’ın “Twitter for Professionals” olarak adlandırdığı profesyonel hesap özelliği, markaların ve içerik üreticilerin ek özelliklere erişebilmelerini sağlar. Bugüne kadar kullanıcıların hesaplarını profesyonel bir hesaba dönüştürmek için başvurmaları gerekiyordu. Fakat artık platformdaki herkes doğrudan, hesap ayarları üzerinden bu işlemi gerçekleştirebilir. Profesyonel hesap ayarını seçtikten sonra, profilinizde görüntülenecek giyim, reklam/pazarlama ve güzellik gibi hesabınızı en iyi tanımlayan bir kategori seçmeniz gerekecek. Ardından, Twitter sizden hesabınızın türünü seçmenizi isteyecek: Ticari hesap veya içerik üreticisi hesabı olmak üzere iki hesap türünden birini seçmelisiniz. Fikrinizi değiştirdiğiniz takdirde, iki tür arasında değişim yapabileceksiniz.

Profesyonel Hesaplar, işletmelere, markalara, içerik üreticilere ve yayıncılara Twitter’daki faaliyetlerini genişletme imkanı sunar. Profesyonel kullanıcılar, diğer kullanıcılara açık olmayan çok sayıda özelliğe erişim sağlayabilecek.

Twitter’da Profesyonel Hesap oluşturmak için uyulması gereken bazı unsurlar söz konusu. İlk olarak, Twitter’ın kullanıcı sözleşmesini daha önce birkaç kez ihlal etmiş olmamanız gerekiyor. Hesap adınız, biyografiniz ve profil resminiz ile profilinizin eksiksiz olması ise, diğer bir unsur. Profiliniz başka bir kişinin kimliğini, markasını veya kuruluşunu taklit etmemeli, yani Twitter’da gerçek kimliğinizle yer almanız gerekli. Doğrudan markanızla alakalı olmadığı sürece kurgusal karakter veya hayvan fotoğrafları Profesyonel Hesap sahibi olmak için uygun değildir.

Spotify, yeni Araç Modu’nu test ediyor

Techcrunch’ın haberine göre, Spotify, birkaç kullanıcısından oluşan test grubu üzerinde yeni bir araç modu deniyor. Geçen yıl şirket, yeniliklerin önünü açması gerektiğini açıklayarak eski Car View modunu emekliye ayırmıştı. Yapılan açıklamada farklı bir araç sistemi geliştirileceği söylenmişti.

İşte o geliştirme bu yeni haberle ortaya çıkıyor. Spotify’ın “Araba Modu” (Car Mode) olarak adlandırdığı yeni araç içi arayüz, eski sürüme göre ses kontrollerine daha fazla odaklanmış halde. Ancak mahkemeler, “eller serbest ses kontrollerinin” araç yolculuklarını gerçekten daha güvenli hale getirip getirmediği konusunda bir karara varmış değil. Çünkü bazı araştırmalar, sesle kontrol kullanan sürücülerin dikkatlerinin daha fazla dağıldığını gösteriyor. Ancak yeni güncelleme, dikkat dağıtıcı daha az görsel ve temiz bir arayüz sunuyor.

9to5Google tarafından yayınlanan Spotify Araba Modu Android sürümünün ekran görüntülerine göre, kullanıcılar, sanatçı aramak, albümlere göz atmak, çalmak veya duraklatmak, ileri sarmak ve bir şarkıyı beğenmek için ses kontrollerini kullanabilirler. Yeni Araba Modu, basitleştirilmiş “Oyuncu Görünümü” ve son zamanlarda dinlediğiniz müzik veya Podcast’lere hızlı bir şekilde erişmenizi sağlayan bir kütüphane sekmesi ile eski sürümden çok daha sade görünüyor.

Google ve Amazon gibi teknoloji şirketleri, otomobil üreticilerini gelecekteki otomobil modellerinde daha fazla ses tanıma oluşturmaya zorladı. Gelecekte sesli kontroller otonom araçlar için de önemli bir özellik haline gelebilir. Spotify ise bu alanda bir adım önde olmayı hedefliyor. Geçen ay Spotify, uzun bir test döneminden sonra sesli kontrollere sahip bir araç içi oynatıcı olan Car Thing‘i resmi olarak piyasaya sürmüştü. Ancak bu yeni Araba Modu fazladan ödeme yapmak istemeyen sürücüler için alternatif bir seçenek olarak yerini alacak.

Musixen, 20 milyon dolar değerleme üzerinden 2 milyon dolar yatırım aldı

Dijital canlı müzik ve eğlence platformu Musixen, ikinci yatırım turunu tamamladı. Müzik ve sahne dünyasının dijitalleşmesi hedefiyle faaliyetlerine devam eden yerli girişim Musixen, 20 milyon dolar değerleme üzerinden 2 milyon dolarlık yeni bir yatırım daha aldı.

Türkiye girişim ekosistemine özellikle son dönemde yapmış olduğu yatırımlarla damga vuran Re-Pie Teknoloji Girişimi ve en büyük global teknoloji fonlarından biri olan Plug and Play gibi mevcut yatırımcılarının yanı sıra Londra merkezli yatırım fonu Platform XIT ile melek yatırımcıların katılımı ile turu başarıyla tamamladı.

Musixen, yeni yatırımlar ile Avrupa ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde büyümeye odaklanacak. Kullanıcılara daha kaliteli hizmet sunmak için teknolojik altyapı ile birlikte Metaverse dünyasının müzik-eğlence merkezi olması için avatar deneyimi ve Musixen Token gibi yeniliklere yatırım yapılacak.

Sanal eğlence deneyimine yeni boyut

Musixen Kurucusu Çağrı Bozay yaptığı açıklamada, “Teknolojik gelişmelerle birlikte müzik endüstrisi de hızla değişiyor. Biz platform olarak bu sürede hızlıca adapte olmaya özen gösteriyoruz. Bugüne kadar 1.3 milyon indirme sayısına ulaştık. Bünyemizde 7 binden fazla sanatçı yer alıyor. Musixen olarak, müzik ve eğlence sektörüne global olarak interaktif dijital deneyim ile yeni bir anlayış ve alışkanlık getirirken tüm dünyadaki müzisyenlerin keşfedilme yolcuklarında farklı gelir modelleri ile para kazanmalarına aracılık ederek yeni bir ekosistem oluşturmaya devam ediyoruz. Yeni yatırım turuyla hedeflerimize doğru önemli adımlar atacağız. Orta ve uzun vadede Avrupa ve MENA bölgesinde büyümemizi hızlandırarak Musixen’i müzik ve eğlence dendiğinde akla gelen ilk markalardan biri haline getirmek istiyoruz. Uzun dönemde sanal gerçeklik, avatar deneyimi, Musixen Token gibi yenilikler ile sektörün paydaşlarını dijital olarak geleceğe hazırlarken, global olarak müzik/eğlence sektörünün ana oyuncusu olmak en büyük hedefimiz.” diye konuştu.

İstanbul Kalkınma Ajansı, Uluslararası Girişimcilik Merkezi İstanbul projesini hayata geçiriyor

İstanbul Kalkınma Ajansı‘nın desteklediği Uluslararası Girişimcilik Merkezi İstanbul projesinin çalışmalarına başlandı. Beykent Üniversitesi’nin yürüttüğü proje ile Levent’te Uluslararası İstanbul Girişimcilik Merkezi kurulacak. Girişimciler, ofis tahsisinden yasal adres sağlanmasına; eğitim ve mentorluk hizmetlerinden iş geliştirme, networking vb. faaliyetlerine kadar bütün süreçlerde destek alabilecek.

Proje kapsamında Türkiye’de iş yapma, yatırım alma, yatırım yapma gibi konularda bilgi ve içerik üretici bir Ajans da kurulacak. İstanbul’un potansiyelini tanıtacak Türkçe, İngilizce, Arapça dijital içerikler geliştirilecek.

Projeden, Türkiye’de ikamet eden ve inovasyon tabanlı iş yapma kapasitesine sahip uluslararası girişimciler ve girişimci adayları, öğrenciler, İstanbul’daki girişimcilere yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcılar, yatırım grupları, melek yatırım ağları, girişim sermayesi fonları faydalanacak.

Proje kapsamında yurt dışından online katılımlara açık bir Girişim Hızlandırma Programı, Girişimci – Yatırımcı Eşleştirme Programı, eğitimler, söyleşiler ve Uluslararası İstanbul Girişimcilik Zirvesi de gerçekleştirilecek. Proje süresince 10 farklı uluslararası işbirliği geliştirilmesi, 100 yeni uluslararası girişimin İstanbul’da kurulması hedefleniyor.

İSTKA Genel Sekreteri Erkam Tüzgen, “Girişimcilik yarattığı istihdam, üretkenlik ve büyümeye olan katkısı ile kalkınmanın itici gücü durumunda. İSTKA olarak bu bilinçle İstanbul’da yerli ve yabancı tüm girişimciler için girişimci dostu bir iklim yaratmaya gayret gösteriyoruz. Girişimcilerin iş yapmaları için gerekli imkanları sağlamaya, önlerindeki engelleri kaldırmaya yönelik destek mekanizmalarımızı çalıştırıyoruz.” dedi.

Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman: “Uluslararası Girişimcilik Merkezi: İstanbul Projesi kapsamında İstanbul’un öncelikle bölgesel ardından küresel ölçekte bir girişimcilik merkezi olarak hak ettiği yere gelmesi için altyapı (girişim merkezleri, kuluçka ve hızlandırıcılar, co-working alanları, teknokentler vb.), içerik sağlayıcılar (eğitim, danışmanlık, mentörlük hizmeti verenler), aktörler (üniversiteler, yerel yönetimler, her ölçekten yatırımcılar, girişimciler, mentörler, danışmanlar, yöneticiler, vb.) bir araya gelerek bir program çerçevesinde sürdürülebilir bir programla çalışacaklardır.” dedi.