Dijital canlı müzik ve eğlence platformu Musixen, ikinci yatırım turunu tamamladı. Müzik ve sahne dünyasının dijitalleşmesi hedefiyle faaliyetlerine devam eden yerli girişim Musixen, 20 milyon dolar değerleme üzerinden 2 milyon dolarlık yeni bir yatırım daha aldı.
Türkiye girişim ekosistemine özellikle son dönemde yapmış olduğu yatırımlarla damga vuran Re-Pie Teknoloji Girişimi ve en büyük global teknoloji fonlarından biri olan Plug and Play gibi mevcut yatırımcılarının yanı sıra Londra merkezli yatırım fonu Platform XIT ile melek yatırımcıların katılımı ile turu başarıyla tamamladı.
Musixen, yeni yatırımlar ile Avrupa ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde büyümeye odaklanacak. Kullanıcılara daha kaliteli hizmet sunmak için teknolojik altyapı ile birlikte Metaverse dünyasının müzik-eğlence merkezi olması için avatar deneyimi ve Musixen Token gibi yeniliklere yatırım yapılacak.
Sanal eğlence deneyimine yeni boyut
Musixen Kurucusu Çağrı Bozay yaptığı açıklamada, “Teknolojik gelişmelerle birlikte müzik endüstrisi de hızla değişiyor. Biz platform olarak bu sürede hızlıca adapte olmaya özen gösteriyoruz. Bugüne kadar 1.3 milyon indirme sayısına ulaştık. Bünyemizde 7 binden fazla sanatçı yer alıyor. Musixen olarak, müzik ve eğlence sektörüne global olarak interaktif dijital deneyim ile yeni bir anlayış ve alışkanlık getirirken tüm dünyadaki müzisyenlerin keşfedilme yolcuklarında farklı gelir modelleri ile para kazanmalarına aracılık ederek yeni bir ekosistem oluşturmaya devam ediyoruz. Yeni yatırım turuyla hedeflerimize doğru önemli adımlar atacağız. Orta ve uzun vadede Avrupa ve MENA bölgesinde büyümemizi hızlandırarak Musixen’i müzik ve eğlence dendiğinde akla gelen ilk markalardan biri haline getirmek istiyoruz. Uzun dönemde sanal gerçeklik, avatar deneyimi, Musixen Token gibi yenilikler ile sektörün paydaşlarını dijital olarak geleceğe hazırlarken, global olarak müzik/eğlence sektörünün ana oyuncusu olmak en büyük hedefimiz.” diye konuştu.
İstanbul Kalkınma Ajansı‘nın desteklediği Uluslararası Girişimcilik Merkezi İstanbul projesinin çalışmalarına başlandı. Beykent Üniversitesi’nin yürüttüğü proje ile Levent’te Uluslararası İstanbul Girişimcilik Merkezi kurulacak. Girişimciler, ofis tahsisinden yasal adres sağlanmasına; eğitim ve mentorluk hizmetlerinden iş geliştirme, networking vb. faaliyetlerine kadar bütün süreçlerde destek alabilecek.
Proje kapsamında Türkiye’de iş yapma, yatırım alma, yatırım yapma gibi konularda bilgi ve içerik üretici bir Ajans da kurulacak. İstanbul’un potansiyelini tanıtacak Türkçe, İngilizce, Arapça dijital içerikler geliştirilecek.
Projeden, Türkiye’de ikamet eden ve inovasyon tabanlı iş yapma kapasitesine sahip uluslararası girişimciler ve girişimci adayları, öğrenciler, İstanbul’daki girişimcilere yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcılar, yatırım grupları, melek yatırım ağları, girişim sermayesi fonları faydalanacak.
Proje kapsamında yurt dışından online katılımlara açık bir Girişim Hızlandırma Programı, Girişimci – Yatırımcı Eşleştirme Programı, eğitimler, söyleşiler ve Uluslararası İstanbul Girişimcilik Zirvesi de gerçekleştirilecek. Proje süresince 10 farklı uluslararası işbirliği geliştirilmesi, 100 yeni uluslararası girişimin İstanbul’da kurulması hedefleniyor.
İSTKA Genel Sekreteri Erkam Tüzgen, “Girişimcilik yarattığı istihdam, üretkenlik ve büyümeye olan katkısı ile kalkınmanın itici gücü durumunda. İSTKA olarak bu bilinçle İstanbul’da yerli ve yabancı tüm girişimciler için girişimci dostu bir iklim yaratmaya gayret gösteriyoruz. Girişimcilerin iş yapmaları için gerekli imkanları sağlamaya, önlerindeki engelleri kaldırmaya yönelik destek mekanizmalarımızı çalıştırıyoruz.” dedi.
Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman: “Uluslararası Girişimcilik Merkezi: İstanbul Projesi kapsamında İstanbul’un öncelikle bölgesel ardından küresel ölçekte bir girişimcilik merkezi olarak hak ettiği yere gelmesi için altyapı (girişim merkezleri, kuluçka ve hızlandırıcılar, co-working alanları, teknokentler vb.), içerik sağlayıcılar (eğitim, danışmanlık, mentörlük hizmeti verenler), aktörler (üniversiteler, yerel yönetimler, her ölçekten yatırımcılar, girişimciler, mentörler, danışmanlar, yöneticiler, vb.) bir araya gelerek bir program çerçevesinde sürdürülebilir bir programla çalışacaklardır.” dedi.
Türkiye hazır giyim sektörü için dijital temelli altyapı uygulamaları geliştiren Kiğılı, teknoloji yatırımlarına yapmaya devam ediyor.
Kiğılı, spin-off’u QualisICT Teknoloji; Retail Suite ve Q-Commerce hizmetiyle perakende sektörünün mevcut sorunlarına net çözümle yaklaşacak. Firma, maliyet avantajı sağlayan ekran yönetimi için Octopus Teknoloji‘nin çözümlerinden yararlanırken, tekrarlanan iş süreçlerini sorunsuz yönetmek için “Q-Soft Teknoloji”nin çözümlerini uygulayacak.
Hazır giyim perakendesi ve e-ticaret alanında uzun yıllar çalışan Kiğılı, bu alandaki teknolojilerini duyurdu. Bunlar;
Kiğılı’nın spin-off’u olan QualisICT Teknoloji, yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojileri aracılığıyla tüm süreçleri optimize ederken;
Octopus Teknoloji, ekran yönetimini yapay zekayla bütünleştirip kişiye özel fırsatlar yaratmayı,
Q-Soft Teknoloji ise tekrarlayan iş süreçlerini 7/24 sorunsuz yönetmeyi mümkün kılıyor.
Yakın zamanda metaverse evreninde de yer alacak Kiğılı, teknolojiye 50 milyon TL yatırım yapmayı planlıyor.
Yeni teknoloji hamlesi ile 50 milyon TL’lik yatırım planlanıyor
Kiğılı’nın teknoloji yatırımlarına dair değerlendirmelerde bulunan Kiğılı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hilal Suerdem, “Günümüz dünyasında markaların kendini geliştirmeden ve teknolojiye yatırım yapmadan sadece modanın güncel trendleriyle ayakta kalabilmesi oldukça zor. Son yıllarda yaşanan dijital dönüşüm de aslında bunun önemli bir kanıtı. Bugün yeni nesil teknolojileri göz önüne aldığımızda tüm firmalar, özellikle de perakende firmaları küçük birer teknoloji firması haline gelmiş durumda. Biz de erkek giyim perakendeciliğindeki liderliğimizi ve öncülüğümüzü teknoloji alanında da devam ettirme vizyonu ile üç yıl önce çıktığımız bu yolda teknoloji hamlelerimizi yaptık.” dedi..
Kurum içi girişimcilik ruhu QualisICT ‘yi yarattı
Pandemiyle birlikte teknoloji yatırımlarının değişen kullanıcı deneyimlerine göre şekillendiğini söyleyen Suerdem, “Kiğılı’nın spin-off’u QualisICT Teknolojisi perakende alanında elimizi oldukça güçlendirdi. Perakende ve e-ticaret teknolojileri alanında ürünler geliştiren, yüzde 100 Kiğılı girişimi olan ve Bilişim Vadisi’nde konumlandırdığımız QualisICT Teknoloji, tamamen start-up ruhu ile yönetilen bir yapıya sahip. QualisICT’nin Retail Suite ve Q-Commerce olmak üzere iki ayrı hizmeti bulunan bu teknolojimizdeki Retail Suite sayesinde perakende sektöründe özellikle saha ve merkez ofis arasında yaşanan sıkıntıları dijitalle çözüyoruz. Retail Suite platformu içerisinde sunulan çözümler arasında ‘tedarik zinciri yönetimi’, ‘shift optimizasyon’, ‘hedef dağılım’ ve ‘Talep Yönetim Platformu bulunuyor. Q-Commerce ise B2B, B2C ve özellikle global pazar yerlerinde stok, sipariş, satış ve lojistik operasyonlarını tek platformdan, optimize ve yalın bir biçimde yönetme imkanı veriyor. Bu sayede globaldeki süreçleri kolaylaştırarak daha çok sayıda pazara açılmanın önündeki engelleri kaldırıyoruz.”
Teknoloji tabanlı iş çözümleriyle daha fazla verimlilik ve kişiye özel fırsatlar
QualisICT’nin yanı sıra Octopus Teknoloji ve Q-Soft Teknoloji özelinde yatırımlarının doğru hizmeti en teknolojik şekilde sunmaya fırsat tanıdığını belirten Suerdem “Octopus, perakende sektöründe yenilikçi bir yaklaşım olduğu için dikkatimizi çekti. Patentli bu teknolojiyi hem Türkiye hem de yurt dışı mağazalarda denedik. Ekran yönetimi konusu aslında bir maliyet avantajı yaratıyor ama Octopus’ta asıl motivasyon, globalde örneği olmayan bir ürün geliştirmek. Ekranlara kimin baktığını analiz etmek ve sonrasında yapay zeka desteğiyle kişiye özel içerik ve kampanyalar sağlamak ön planda. Q-Soft sayesinde de günlük periyodik iş süreçlerinin en sağlıklı şekilde yürümesini mümkün kılıyoruz. Bilindiği üzere tekrarlayan süreçler çalışanları duygusal zeka, muhakeme, yargılama ve müşteri ile etkileşim gibi insana özgü yetenekler gerektiren diğer işlerden alıkoyuyor. Q-Soft’un geliştirdiği Zozi 360 platformu sayesinde kuralları ve mantığı belirli, çok sayıdaki sürekli tekrar eden görevleri, dijital robotlar aracılığıyla otomasyona taşınmasını sağlıyoruz. Bu sistem 7/24 çalışarak tekrarlayan iş süreçlerini otomatikleştiriyor. Çalışanlarımızın sahip olduğu potansiyeli kullanarak katma değeri yüksek işlere odaklanabilmeleri için onlara zaman yaratıyoruz.”
Kiğılı yakında metaverse evrenine adım atıyor
Kiğılı’nın yeni dönem yatırımlarına dair müjde de paylaşan Suerdem, “GoArt firmasının erken dönem ve 2. yatırımcısı olarak yerimizi aldık. Kısa süre içinde NFT koleksiyonlarımızı bu platformda sergileyeceğiz. Şu anda koleksiyonlarımıza dair yenilikçi ve sanal dünyaya uyum sağlayacak tasarımlarımız üzerinde çalışıyoruz. Yakın zamanda metaverse dünyasında yerimizi alarak sanal mağazalarımız aracılığıyla kullanıcılara bu dünyada da eşlik edeceğiz” dedi.
Türkiye’nin önde gelen yatırım kuruluşları arasında yer alan Gedik Yatırım’ın Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Topaç, görevini Onur Topaç‘a devretti.
Sektörün deneyimli isimlerinden Erhan Topaç, 1991 yılında kuruluşundan beri Gedik Yatırım’ın Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapıyordu.
Sermaye piyasalarına adanmış bir ömür serüveni
Gedik Yatırım’ın hem kurucusu hem de ilk Yönetim Kurulu Başkanı olan Erhan Topaç, şunları söyledi: “Gedik Yatırım’ın 31 yıllık serüvenini daha iyi anlamak için öncelikle nasıl ve hangi şartlarda bu yolculuğa çıkmaya karar verdiğimize bakmak gerekiyor. Biz bu yolculuğa sermaye piyasasında güçlü bir oyuncu olma zorluğunun bilinciyle, mevcut yatırımcı tabanı olmadan, sıfırdan başladık. 31 yıl boyunca her koşulda kararlılıkla yolumuza devam ettik. Yatırım planlarımıza geri adım atmadan devam ederek bugünkü dayanıklı yapımızı oluşturduk. Sermaye piyasalarına adanmış bir hayatımız var. Bu süre içinde de on binlerce yatırımcıyı eğiterek ve yüzlerce kişiyi Gedik Yatırım mezunu olarak sektöre kazandırarak sermaye piyasalarına katkı vermeye devam ettik. Gedik Yatırım’ın sermaye piyasalarının her alanında lider olma vizyonuna ulaşma ve bayrağı daha yukarılara taşımak adına yeni Yönetim Kurulu Başkanı Onur Topaç’ın, büyük bir heyecan ve kararlılıkla bu görevi ifa edeceğine gönülden inanıyor, üst düzey yönetim kadromuz sektörün en deneyimli ve dinamik çalışanlarımızla birlikte vizyonumuza ulaştıracağına eminim.”
2017 sonundan bu yana şirketin CEO’luğunu yürüten Onur Topaç, yeni dönemde Gedik Yatırım’ın her alanda lider olma hedefiyle yoluna devam edeceğini vurguladı. Onur Topaç, “Sektörün yeni nesil yatırımcı kuruluşu Gedik Yatırım olarak gelenekselden gelen deneyimimizi inovasyonla harmanlayarak ilerliyoruz. Yatırımcıların yatırım faaliyetlerini destekleyebilecek, dijital yatırımcı deneyimini daha da iyileştirecek ve daha hızlı çözüm sunacak tüm teknolojik yeniliklere yatırım yaparak sürekli değişmeye ve gelişmeye devam edeceğiz. Kurucu Yönetim Kurulu Başkanımız Erhan Topaç’a vizyonu, emekleri ve sektöre kattığı değerler için çok teşekkür ediyorum” dedi.
Gedik Yatırım, Onur Topaç’ın CEO’luk döneminde kârını 14 kat artırdı
1991 yılında 45 bin TL özsermaye ile kurulan Gedik Yatırım, otuzuncu kuruluş yılını kutladığı 2021 yılı sonu itibarıyla 3,5 milyar TL aktif büyüklüğe ve 548 milyon TL öz sermaye seviyelerine erişti. Bünyesinde 160 binden fazla yatırımcının 17,7 milyar TL’nin üzerinde finansal varlığına ev sahipliği yapan şirket, Onur Topaç’ın CEO’luğu üstlenmesiyle birlikte teknolojik dönüşüme de odaklanarak son 5 senede kârını 14 kat, özsermayesini de 6 kat artırdı. Yine aynı dönem aralığında sektöründe en çok çalışanı olan Gedik Yatırım 430’dan fazla deneyimli çalışanı bulunuyor. 29 ilde toplam 44 şube ile hizmet veren şirket, sektörde en çok şubesi ve en çok çalışanı olan birinci kurumdur.
Kurulduğu 1991 yılından 2011 yılı sonuna kadar toplam 23 pay halka arzında liderlik, 2 pay halka arzında ise eş liderlik rolünü üstlenen Gedik Yatırım, son 15 yılda ise 120’nin üzerinde halka arzda konsorsiyum üyesi olarak yer aldı.
Onur Topaç kimdir?
1990 yılında İstanbul’da doğan Onur Topaç, Avusturya Lisesi’ni bitirdikten sonra 2013 yılında Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı ve Özyeğin Üniversitesi’nde Finans Mühendisliği Bölümü’nde yüksek lisans yaptı. 2008 yılında Gedik Yatırım’da internet sitesi sorumlusu olarak finans kariyerine başlayan Onur Topaç, 2013 yılında, Gedik Yatırım’da Yatırım Bankacılığı bölümünün kuruluş safhasında görev aldı. Teknolojik dönüşümün öncüsü olan Topaç, 2015-2020 yılları arasında HUB Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş.’de sırasıyla Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2015-2019 tarihleri arasında Marbaş Menkul Değerler A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yaptı. Aynı zamanda Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş. ve Inveo Yatırım Holding A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yapan Topaç, 25 Ekim 2017 tarihinden itibaren Gedik Yatırım Menkul Değerler A.Ş.’de CEO ve 30.10.2019 tarihinden itibaren Inveo Yatırım Holding A.Ş.’de Genel Müdür olarak görev yapmaya devam ediyor.
Bireysel olarak teknoloji yatırımlarına ve girişimlerine destek olan Topaç, 2015 yılı itibarıyla “melek yatırımcı” olarak bunu lisanslı düzeyde gerçekleştiriyor. Topaç ayrıca, Gedik Yatırım ve Inveo Yatırım Holding ortaklığında HiVC GSYO’nun kuruluş sürecine liderlik etmiş olup, halen HiVC Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor. Ayrıca, teknoloji girişimlerine yatırım yapmakta olan Inveo Portföy Boğaziçi Ventures Fonu’nun da Yatırım Komitesi’nde yer alıyor.
Google’ın Türkiye’de ilk kez Deconstructor of Fun ile iş birliği yaparak gerçekleştirdiği İstanbul Mobil Oyun Etkinliği, hem fiziksel hem de online katılıma açık şekilde gerçekleşti.
Etkinlikte; Michail Katkoff, Sencer Kutluğ, Eric Seufert, Javier Barnes, Matej Loncaric ve Nimrod Levy gibi mobil oyun dünyasının önemli isimlerinin oturumlarıyla oyun gelirlerinin yüzde 52’sini oluşturan mobil oyun ekosistemi değerlendirildi. Aktif oyun şirketi sayısı 500’e ulaşan Türkiye’nin oyun dünyasındaki önemi, etkinlikle bir kez daha gözler önüne serildi.
Türkiye’nin önemli bir oyuncu haline geldiği oyun ekosistemi, İstanbul’da ilk kez gerçekleşen etkinlikle sektöre ışık tuttu. Kurduğu iş birlikleriyle oyun ekosistemine katkı sağlayan Google, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek oyun dünyasının önemli isimlerinden Deconstructor of Fun birlikteliğiyle önemli bir etkinliğe imza attı.
Aralarında Deconstructor of Fun Kurucusu Michail Katkoff, Google Türkiye Oyun, Uygulama & Girişimler Sektör Lideri Sencer Kutluğ, Eric Seufert, Javier Barnes, Matej Loncaric ve Nimrod Levy gibi sektörün önde gelen isimlerinin de konuşmacı olduğu İstanbul Mobil Oyun Etkinliği, tüm gün birbirinden farklı konulara ev sahipliği yapan oturumlarla mobil oyun ekosistemini mercek altına aldı.
“Mobil oyun dünyası büyümeye devam ediyor”
8 oturum ve 17 konuşmacıyla gerçekleşen etkinliğin açılış oturumunun konuşmacısı olan Deconstructor of Fun Kurucusu Michail Katkoff, sözlerine İstanbul’un potansiyeline değinerek başladı. İstanbul’un oyun ekosistemindeki pozisyonunu her geçen gün daha da artırdığına değinen Katkoff, mobil oyun dünyasındaki gelişmeler üzerine şu açıklamalarda bulundu: “Mobil oyunlar toplam oyun gelirlerinin yüzde 52’sini oluşturuyor.
Michail Katkoff
Bununla da kalmıyor, mobil oyun ekosistemi büyümeye, gelişmeye ve olgunlaşmaya da devam ediyor. 2021 yılının mobil oyun dünyasına baktığımızda indirilme sayılarında en büyük pay yüzde 80 ile casual oyunlarda. İkinci sıradaysa yüzde 13 ile mid-core oyunlar yer alıyor. Zirveye ulaşmak söz konusu olduğunda son yıllarda buradaki trendin de değiştiğini söylemek mümkün. Artık ilk 100’deki oyunlar toplam gelirin daha büyük payını alıyorlar. 2022’de mobil oyun gelirlerinin yüzde 65’i ilk 100 oyuna gitmiş durumda. Ayrıca bir oyunun ilk 100’e ulaşabilmesi için ortalama süre de 2021 yılında 9 ayken, 2022 yılında 6 aya indi. 2021 yılında 22 yeni oyun ilk 100’e girmeyi başarırken, 2022 yılında bu sayı 30’a çıktı. Zirveye ulaşmak noktasında da dört önemli faktör dikkat çekiyor: Pazarlama gücü, ürün mükemmelliği, tür uzmanlığı ve çeşitlendirilmiş bir portföye sahip olmak. Önümüzdeki dönemde de mobil oyun dünyası büyüme hızını artırarak devam edecek gibi görünüyor.”
“İstanbul, oyun merkezi haline geliyor”
Özellikle pandemiyle birlikte geçen son iki yılın oyun dünyasına yönelik algıları değiştirdiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Google Türkiye Oyun, Uygulama & Girişimler Sektör Lideri Sencer Kutluğ, değişen ekosistem ve bu durumun oyun sektörüne yansımaları üzerine şunları söyledi: “Pandeminin de etkisiyle sosyalleşme yönünün daha fazla ön plana çıktığı mobil oyun dünyasında çok oyunculu oyun aramaları yüzde 300 arttı.
Ayrıca pandemi döneminde insanların yüzde 65’i daha fazla oyun oynamaya başladıklarını söyledi. 2021 yılında oyun dünyasının elde ettiği 180 bin dolarlık gelirin yüzde 52’si de mobil oyunlardan geliyor. Türkiye’nin de mobil dünyasındaki payı da her geçen gün artmaya devam ediyor. Son 2 yılda Türkiye’de 200 oyun şirketi kuruldu, bu durum da Türkiye’deki aktif oyun şirketlerinin sayısını 500’e çıkartmış oluyor. 2020’de de 16 yatırım anlaşması yapılırken 2021’de bu sayı 56’ya yükseldi, bu yıl da bu rakamın üzerine çıkacağı öngörülüyor. Buradan da anlaşılacağı üzere İstanbul da Tel Aviv ve Helsinki gibi bir oyun merkezi haline geliyor.”
Google Türkiye, oyun ekosistemini destekliyor
Sencer Kutluğ, son dönemde yükselen mobil oyun trendlerine de değinerek trendlerle ayak uydurmak isteyen oyun şirketlerinin çoklu teknolojilere yatırım yapması, modellemeye önem vermesi ve yeniliklere adapte olabilmesi gerektiğinin altını çizdi. Mobil oyun dünyasının geleceğine yönelik hem oyuncuların hem de sektörün beklentilerine değinen Sencer, konuşmasının son bölümünde Google’ın oyun ekosistemine olan katkılarına yer verdi. Oyun geliştirici şirketlerin büyümesini hızlandırmaya yardımcı olan Gaming Growth Lab ile 35 oyun girişimine destek verdiğini açıklayan Sencer, girişimlerin büyümesini destekleyerek ekosistemi beslemeye devam etmek için Google’ın desteklediği kuluçka programlarına ve sektördeki yetenek açığını kapatmak için düzenlediği yetenek eğitim kamplarına da değindi.
Fintech’lere yatırım yapma, onlarla birlikte büyüme ve uçtan uca fintech inşa etme misyonuyla faaliyete geçen Aktif Ventures, Türkiye’nin ilk servis bankacılığı platformu Apilion’u tanıttı. Aktif Bank’ın ve iştiraklerinin oluşturduğu fintech ekosistemi sayesinde Aktif Ventures; girişimlerin ihtiyaç duyduğu birçok farklı lisansı tek bir iş konseptinde bir araya getirerek yepyeni bir API pazaryeri oluşturdu. Böylece fintech girişimleri, gereksinim duydukları temel bankacılık, yatırım, ödemeler, sigorta ve lisanslama altyapısı hizmetlerini Aktif Ventures’tan alarak kurdukları ekosistemle çok daha kaliteli ve farklı dikeylerde yeni ürünler sunabilecek.
Servis bankacılığı alanındaki gelişmeleri devrim niteliğinde tanımlayan Aktif Bank Genel Müdürü Ayşegül Adaca “BDDK tarafından yakın dönemde yayınlanan servis bankacılığı yönetmeliği ile finansal kapsayıcılığı artırma, finansal inovasyonu ve rekabeti teşvik etme, girişimlerin odaklanacağı müşteri kitlesiyle birlikte finansal hizmetleri tabana yayma anlamında çok büyük fırsatlar ortaya çıktı.”
Adaca, “Biz Aktif Bank olarak, halihazırda stratejimizin merkezine finansal teknolojiler ekosistemi kurmayı almış, çok sayıda ilki gerçekleştirmiş bir yatırım bankasıyız. Dijital bankacılık hizmetleri, ödeme ve e-para kuruluşları, biletleme ve otomasyon çözümleri, sigorta aracılığı, etkinlik hizmetleri gibi çok geniş bir yelpazede sunduğumuz ürünlerle dünyada örneğine az rastlanan, çok güçlü bir finansal teknoloji ekosistemi inşa etmeyi başardık. İştirakimiz Aktif Ventures’ın hayata geçirdiği ülkemizin ilk servis bankacılığı platformu Apilion ile bankamız artık Fintech girişimlerinin partner bankası olarak hizmet verebilecek. Bu girişimler, dijital bankacılık ve servis bankacılığı imkanlarının tamamını Aktif Bank ve iştiraklerinden alabilecek. Türkiye’den sonra Avrupa’da da faaliyet göstermesini hedeflediğimiz Apilion ile tecrübemizi ve kabiliyetlerimizi dış dünyaya açmaya ve çok daha güçlü iş birlikleri yapmaya hazırız.”
Sezer: “Fintech’lerin büyüme yolculuğunda ihtiyaç duyduğu her şey tek çatı altında Apilion’da”
Fintech’lerin büyüme yolculukları boyunca yaşadığı problemleri çok iyi bildiklerini vurgulayan Aktif Ventures Genel Müdürü Yakup Sezer, “Aktif Ventures olarak ‘fintech endüstrisi’ndeki boşlukları doldurmak üzere yola çıktık. Kendi lisansını almanın zorlukları, düzenleyici kurum yükümlülükleri, teknolojik yetersizlikler, ürün geliştirmede odaklanma sorunları gibi birçok problemi servis bankacılığı modeli sayesinde çözebilecek güçteyiz. Bugün hayata geçirdiğimiz Apilion’u da servis bankacılığı ve lisans altyapısını tek bir platformda bir araya getirip büyüme ve inşa etme hizmetleri sunan bir girişim olarak tanımlayabiliriz. Apilion ile para transferi, yatırım ürünleri, krediler, banka hesabı, sanal ve fiziksel kart, dijital sigorta gibi sayısız Fintech API’sini ve gerekli tüm lisansları bir arada sunuyoruz
Herhangi bir Fintech’in işini daha hızlı kurabilmesi, başlatabilmesi ve büyütebilmesi için mevzuat, uyum ve banka ilişkilerinin ağır yükünü üstlenerek düzenlemelerin zorluklarını göğüslüyoruz. Farklı Fintech girişimleri arasındaki karşılıklı bağımlılık vazgeçilmez hale geldikçe ve büyümeye devam ettikçe, girişimcilik ve Fintech ekosisteminin gelişimine öncülük etmeye devam edeceğiz. Bu ilkeyi sadece sahiplenmekle kalmıyor, birlikte oluşturmaya devam ediyor, tecrübe ve bilgi birikimimizle bu fikre yatırım yapıyoruz.” dedi.
Geçtiğimiz ekim ayında 200 milyon dolar yatırım aldığını sizlerle paylaştığımız mikro mobilite girişimi Tier Mobility, ABD merkezli Fantasmo‘yu satın aldığını duyurdu. İki şirket, satın alma işleminin finansal detaylarına dair bir açıklama yapmayı reddetti.
2018 yılında Lawrence Leuschner, Matthias Laug ve Julian Blessin tarafından kurulan Tier Mobility, globalde genişlemesini sürdürmeye devam ediyor. Geçtiğimiz sene aldığı finansmanı stratejik satın almalar için kullanacağını söyleyen Tier Mobility, mart ayının başında Ford’un sahip olduğu Spin‘i satın aldığını duyurmuştu. Spin’in satın alınması, Tier’in Kuzey Amerika’ya giriş yapma çabasının ilk hamlesiydi. Bugün edinilen bilgiye göre Fantasmo’yu satın alan Berlin merkezli mikro mobilite girişimi, Kuzey Amerika’daki hareketini hızlandırmaya devam ediyor. Fantasmo, Tier’in geçtiğimiz aylarda satın aldığı dördüncü girişim olma özelliğine sahip.
Bu hamle ile Tier, sokaklara düzen getirmeye ve yayaları korumaya yardımcı olacak e-scooter park sistemine yatırım yapmaya devam ediyor. Fantasmo, GPS’ten on kat daha doğru olan ve 20 cm veya daha kısa mesafe içinde e-scooter park edilişini doğrulayabilen Camera Positioning System (CPS) ile ün kazandı. Tier ve Fantasmo, geçtiğimiz bir yıl içinde bu sistemi kullanmak üzere güçlü bir ilişki kurdu. Tier Mobility, Fantasmo’nun CPS teknolojisini ilk olarak Paris’te kullanıma sundu. Ardından, Londra, York, Düsseldorf ve Leipzig dahil olmak üzere Avrupa ve Orta Doğu’daki 185’den fazla şehirde yer alan konumlarda kullanıma sundu.
Satın alma işlemi ile birlikte 1.200’den fazla çalışandan oluşan mevcut Tier Mobility ekibi, Fantasmo’nun Avrupa ve ABD’deki 15 uzmanının tümü ile yoluna devam edecek.
LinkedIn, büyüyen içerik üreticisi kitlesi için daha fazla araç geliştiriyor. Şirket özel bir “creator mode” profil ayarını tanıttıktan 1 yıl sonra, içerik oluşturucularının platformdaki takipçilerini artırmalarına yardımcı olmak amacıyla bir dizi yeni analiz ve video özelliği ekliyor.
Güncellemeler, bireysel gönderilerin performansını yakından takip etmek için daha ayrıntılı analizler içeriyor. Bunun yanında güncellemede, içerik üreticilerinin içeriklerini kimlerin okuduğunu ve bu içeriklerle kimlerin etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olmayı amaçlayan istatistikler de yer alacak. LinkedIn ayrıca, içerik üreticilerinin sitedeki varlıklarını artırmalarına ve ürettikleri içeriklerin daha fazla görüntülenmesine yardımcı olacak araçlar da ekliyor.
Kullanıcılar, takip ettikleri içerik üreticileri için gönderi bildirimlerini açma seçeneğine sahip olacaklar ve platform için haber bültenleri yazan içerik üreticiler, yazılarını doğrudan profillerinde sabitleyebilecekler.
Son olarak şirket, kullanıcılarının profil fotoğraflarının yanında görünen kısa tanıtım videolarını kaydetmelerine olanak tanıyan profil videoları aracını güncelliyor. Bu özellik artık, içerik oluşturuculara ve diğer kullanıcılara kişisel videolarına neleri dahil edecekleri konusunda rehberlik edecek bir rehber içeriyor. Bu videolar kalıcı olarak profilde durabilecek.
LinkedIn, içerik üreticileri için çok cazip bir platform olmasa da, şirket içerik üreticilerini platforma dahil etmek için istikrarlı bir şekilde çalışıyor. “Creator Mode” profillerine ek olarak şirket, önemli kullanıcılarını haber bültenleri ve podcast’ler gibi daha uzun biçimli içerikler oluşturmaya teşvik ediyor. Şimdiye kadar, bu çabalar platformda bir hareketliliğe sebep oldu denebilir. Şirket, şimdiye kadar 5,5 milyondan fazla kullanıcının “Creator Mode”u etkinleştirdiğini ve bu özelliği kullanan kullanıcıların yüzde 30 arttığını belirtti.
Çocuklar ve ailelerinin ruh sağlığına odaklanan Brightline, C Serisi finansman turunda 105 milyon dolar yatırım aldı. KKR liderliğindeki yatırım turu, GV, Optum Ventures, Oak HC/FT, Threshold, 7wireVentures, Children’s Medical Center Corporation ve Blue Cross Blue Shield of Massachusetts katılımıyla gerçekleşti.
2018 yılında kurulan ABD merkezli Brightline, kaygı, siber zorbalık, DEHB, depresyon dahil olmak üzere psikolojik hastalıklarla mücadele eden milyonlarca çocuğa ve ailelerine ulaşıyor. Girişim, özellikle 18 yaşına kadar çocuklar ve aileleri için oluşturulmuş erişilebilir ve uygun fiyatlı çevrimiçi ruh sağlığı bakımı için tek bir platform sunuyor. Talebe bağlı olarak Brightline, dijital destek, koçluk programları ve kapsamlı klinik destekler ile hizmet veriyor.
Brightline, kısa bir süre önce Fast Company’nin 2022 En Yenilikçi Şirketler listesine girmeyi başardı. Şirket, mevcut yatırımı yüksek kaliteli ve uygun fiyatlı bakıma daha fazla erişim sağlamak için kullanacak. Destek yöntemlerini yenilemeyi ve geliştirmeyi planlayan girişim, ayrıca Otizm Spektrum Bozukluğu olan küçük çocukların ailelerini desteklemek için çeşitli özel programlar geliştirmeyi hedefliyor.
Brightline’ın dijital platformu Connect’in yanı sıra, davranışsal terapi, ilaç desteği ve konuşma terapisi dahil koçluk programları ve klinik hizmetleri artık 50 eyalette mevcut. Şirket, Aetna, Blue Cross Blue Shield of Massachusetts, Blue Shield of California, Competitive Health, Municipalities, Colleges, Schools Insurance Group, Sequoia ve Stanford University dahil olmak üzere önde gelen sağlık merkezleri ile ortaklık yapıyor. Şu anda 50kişilik bir ekip ile hizmet veren girişim, 2022’de 50 milyondan fazla kişiye ulaşmayı hedefliyor.
Oyun sektöründeki başarılarıyla dünyaca tanınan Crysis oyununun yapımcılarından Türk mühendis Cevat Yerli, son olarak yeni girişimi The TMRW Foundation (Gelecek Vakfı) ile Expo Dubai’de yer alan “2022 WGS Dünya Hükümet Zirvesi”nin ana konuşmacılarından biri oldu.
Cevat Yerli, “Geleceğin Hükümetlerini Şekillendirmek” isimli düşünce liderliği serisinde yer alan konuşmasında insanlık için daha iyi bir gelecek adına: “Hükümet Hizmeti Deneyimlerinin Geleceğini Yeniden Ele Almak” konusunda fikirlerini paylaştı.
Devletlerin vatandaşları için dijital deneyimler hazırlarken karşılaştığı zorluklardan bahseden Yerli, hem vatandaşlar hem de devletler için güvenli, kapsayıcı ve etkileşime açık bir platform sunmaya odaklanan The Internet of Life (Hayatın interneti) üzerinden uygulanabilir bir yaklaşımın da tanıtımını yaptı.
Cevat Yerli’nin kurduğu “The TMRW Foundation” geliştirdikleri RealityOS isimli teknik altyapı ile internetin bir sonraki adımı olarak görülen Web 3.0 üzerinde çalışan ve 3D iletişim aracılığıyla artırılmış gerçeklik (AR) alanında devrim yaratacak olan, “The Internet of Life” konsepti üzerinde çalışıyor.
Yerli, The TMRW Foundation’ın vizyonundan bahsederken özellikle çocuk ve gençlerin geleceğin dünyasında sanal üretimi mümkün kılarken, fiziksel tüketimi azaltacaklarına inandığını belirtiyor. “The Internet of Life” ile doğal, sürdürülebilir ve gerçek zamanlı katılıma dayalı, anonim avatarlar yerineyse gerçek insanların temsil edildiği, yeni bir Metaverse kuruyor.
Yerli: “Sürdürülebilir bir dünyayı mümkün kılmak için yola çıktım. Yeni nesillerimiz ve çocuklarımız sanal dünyada üretimi sürekli ve sınırsız hale getirebilecekler. Sanal dünyada ürettikleri ve tasarladıklarını, fiziksel dünyada da üretilebilecek ve bu da sürdürülebilir bir dünya hedefleyen bizler için doğal kaynakların tüketiminin azalmasını sağlayacak. İşte bu amaç doğrultusunda “Internet of Life” adını verdiğim, internetin üçüncü neslini inşa etmek adına yola çıktım.” dedi.
Bu yeni Metaverse girişimiyle Yerli; iletişim, iş, eğitim, politika, spor ve eğlence sektörlerinde dijital dönüşümü hızlandırmayı, yeni iş imkanları yaratmayı ve sınırları ortadan kaldırmayı hedefliyor. Cevat Yerli’nin kurduğu “The TMRW Foundation”ın yaptıkları, değerleri ve amaçlarıyla ilgili daha fazla bilgiyi websitesinden edinmek mümkün.