Ana Sayfa Blog Sayfa 387

Cevat Yerli’den Web 3.0 odaklı yeni Metaverse girişimi: The TMRW Foundation

Oyun sektöründeki başarılarıyla dünyaca tanınan Crysis oyununun yapımcılarından Türk mühendis Cevat Yerli, son olarak yeni girişimi The TMRW Foundation (Gelecek Vakfı) ile Expo Dubai’de yer alan “2022 WGS Dünya Hükümet Zirvesi”nin ana konuşmacılarından biri oldu.

Cevat Yerli, “Geleceğin Hükümetlerini Şekillendirmek” isimli düşünce liderliği serisinde yer alan konuşmasında insanlık için daha iyi bir gelecek adına: “Hükümet Hizmeti Deneyimlerinin Geleceğini Yeniden Ele Almak” konusunda fikirlerini paylaştı.

Devletlerin vatandaşları için dijital deneyimler hazırlarken karşılaştığı zorluklardan bahseden Yerli, hem vatandaşlar hem de devletler için güvenli, kapsayıcı ve etkileşime açık bir platform sunmaya odaklanan The Internet of Life (Hayatın interneti) üzerinden uygulanabilir bir yaklaşımın da tanıtımını yaptı.

Cevat Yerli’nin kurduğu “The TMRW Foundation” geliştirdikleri RealityOS isimli teknik altyapı ile internetin bir sonraki adımı olarak görülen Web 3.0 üzerinde çalışan ve 3D iletişim aracılığıyla artırılmış gerçeklik (AR) alanında devrim yaratacak olan, “The Internet of Life” konsepti üzerinde çalışıyor.

Yerli, The TMRW Foundation’ın vizyonundan bahsederken özellikle çocuk ve gençlerin geleceğin dünyasında sanal üretimi mümkün kılarken, fiziksel tüketimi azaltacaklarına inandığını belirtiyor. “The Internet of Life” ile doğal, sürdürülebilir ve gerçek zamanlı katılıma dayalı, anonim avatarlar yerineyse gerçek insanların temsil edildiği, yeni bir Metaverse kuruyor.

Yerli: “Sürdürülebilir bir dünyayı mümkün kılmak için yola çıktım. Yeni nesillerimiz ve çocuklarımız sanal dünyada üretimi sürekli ve sınırsız hale getirebilecekler. Sanal dünyada ürettikleri ve tasarladıklarını, fiziksel dünyada da üretilebilecek ve bu da sürdürülebilir bir dünya hedefleyen bizler için doğal kaynakların tüketiminin azalmasını sağlayacak. İşte bu amaç doğrultusunda “Internet of Life” adını verdiğim, internetin üçüncü neslini inşa etmek adına yola çıktım.” dedi.

Bu yeni Metaverse girişimiyle Yerli; iletişim, iş, eğitim, politika, spor ve eğlence sektörlerinde dijital dönüşümü hızlandırmayı, yeni iş imkanları yaratmayı ve sınırları ortadan kaldırmayı hedefliyor. Cevat Yerli’nin kurduğu “The TMRW Foundation”ın yaptıkları, değerleri ve amaçlarıyla ilgili daha fazla bilgiyi websitesinden edinmek mümkün.

Beynin verilerini inceleyen İsrail merkezli Brain.Space, SpaceX uzay görevinde yer alacak

İsrail’de beyin faaliyetlerine ilişkin verileri inceleyen bir girişim olan Brain.Space, yeni donanımını önümüzdeki hafta Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) yapılacak bir SpaceX mekiği uçuşu sırasında astronotlar üzerinde test etmeye hazırlanıyor.

Şirket geçen Pazartesi yaptığı açıklamada, planlanan özel uzay uçuşu firması Axiom Space‘in uçuşunda görev yapan üç astronotun Brain.Space tarafından yapılan özel bir “elektroensefalogram” özellikli kaskı kullanacağını söyledi. Uçuş 3 Nisan’da dört astronotla başlayacak ve uzay istasyonuna yapılan ilk özel gezi olacak.

Brain.Space CEO’su Yair Levy Reuters‘e verdiği demeçte, “Aslında mikro yer çekimi ortamın vücuttaki fizyolojik göstergeleri etkilediğini biliyoruz. Dolayısıyla, muhtemelen bu uçuş beyni de etkileyecek ve biz de bunu izlemek istiyoruz” dedi. Kalp atış hızı, cilt direnci, kas kütlesi ve uzaydaki diğer veriler hakkında sürekli olarak veri toplandığını ancak henüz beyin faaliyetleriyle ilgili bir verinin toplanmadığını dile getirdi.

Astronotlar kafalarına bağlanan 460 hava fırçasına sahip kaskı takacaklar ve günde 20 dakika boyunca bir dizi görev gerçekleştirecekler. Bu süreçte beyin faaliyetleri uzay istasyonundaki bir bilgisayara yüklenecek. Görevler, şirketin anormal beyin dinamiklerini tespit etmede etkili olduğunu söylediği bir “görsel tuhaflık” özelliğini içerecek.

Bu görevleri kullanan benzer çalışmalar Dünya üzerinde yapıldı. Uzay görevinden sonra Brain.Space, Dünya ve uzay arasındaki beyin faaliyetlerindeki farklılıkları görmek için EEG verilerini karşılaştıracak. Uzun vadeli uzay araştırmaları ve dünya dışı yaşamla ilgili araştırmalar için bu tür deneylere ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Brain.Space tohum yatırım turunda 8,5 milyon dolar yatırım almıştı.

Oğuzhan Atay’ın kurucuları arasında olduğu BillionToOne, 125 milyon dolar yatırım aldı

Oğuzhan Atay‘ın kurucuları arasında olduğu yeni nesil bir moleküler teşhis şirketi olan BillionToOne, Adams Street Partners ve mevcut yatırımcı Hummingbird Ventures tarafından ortaklaşa yürütülen C Serisi finansman turunda 125 milyon dolar yatırım aldı. Tura Neotribe Ventures, Norwest Venture Partners, Civilization Ventures, Fifty Years VC, Pacific 8 Ventures, Time BioVentures ve Libertus Capital katılım gösterdi. Şirket daha önce B Serisi yatırım turunda 55 milyon dolar yatırım aldığını duyurmuştu.

California merkezli BillionToOne, moleküler tanılamayı herkes için daha verimli ve ulaşılabilir hale getirme misyonuna sahip bir moleküler tanı şirketi. Şirketin moleküler sayma teknolojisi, hücresiz DNA kullanarak hastalık tespitinin çözünürlüğünü 1000 kat kadar artırıyor.

Oğuzhan Atay ve David Tsao tarafından 2016’da San Francisco’da kurulan BilionToOne, yatırımı ticari ve klinik ekiplerini genişletmek, laboratuvar kapasitesini büyütmek ve sıvı biyopsi testleri için klinik çalışmalar yürütmek için kullanacak.

Yatırımla ilgili olarak Oğuzhan Atay, “Doğum öncesi testimiz, karşılanmamış kritik bir tıbbi ihtiyacı çözüyor. İnanılmaz bir hızla büyümeye devam ediyoruz ve giderek artan sayıda daha büyük laboratuvar tesisleri kuruyoruz. Yatırım, doğum öncesi testimizi geliştirmek için kullanılacak.” dedi.

Hummingbird Ventures yönetim kurulu üyesi ve BillionToOne’ın önde gelen yatırımcılarından biri olan Fırat İleri, “2019’daki A Serisinden bu yana BillionToOne ile ortaklık yapıyoruz ve şirketin muazzam büyümesine tanık oluyoruz. BillionToOne, pandemiye rağmen test hacmi ve ekip üyeleri açısından önemli bir genişleme yaşadı. Şirket son derece yetenekli bir ekibe ve güçlü bir teknolojiye sahip. Bu benzersiz kombinasyon, BillionToOne’ı moleküler teşhiste devrim yaratmaya götürecek” dedi.

Girişim sermayesi şirketi Turkven, yeni nesil atıştırmalık markası Züber’e yatırım yaptı

Girişim sermayesi şirketi Turkven’in danışmanlığını yaptığı uluslararası yatırımcılar, yeni nesil atıştırmalık markası Züber’e yatırım yaptı.

Turkven bu ortaklık ile Türkiye’de sağlıklı atıştırmalık kategorisinin kurucusu Züber’i globalleşme yolculuğunda destekleyecek. Sağlıklı ve lezzetli atıştırmalıklarla kısa sürede tüketicilerin beğenisini kazanan Züber, 2017 yılından günümüze pazarının en büyük oyuncularından biri olmayı başardı.

Nailcan Kurt, Raşit Müftüoğlu ve Murathan Kurt tarafından kurulan, daha sağlıklı ve mutlu bir geleceğe katkıda bulunma vizyonuyla faaliyetlerine 2017 yılında başlayan Alterna Gıda, doğal ve besleyici bileşenlerden oluşan yeni nesil atıştırmalık markası Züber’i kısa sürede Türkiye’de sağlıklı atıştırmalık segmentinin kurucusu ve lideri haline getirdi.

Kısa süre içerisinde Türkiye geneli erişime ulaşan marka, 30 bini aşkın satış noktasında yer alıyor. Züber, geçtiğimiz iki yılda yüzde 700 üzerinde bir büyüme elde etti.

Nailcan Kurt: “Turkven, global marka olma yolunda önümüzü açacak”

Züber Markasının Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nailcan Kurt konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Turkven ortaklığı, küresel sermayenin önemli yatırımcıları tarafından şirketimizin başarısının tescil edilmesi anlamına geliyor. Turkven’in tecrübesi ile şirket vizyonumuzu birleştirerek, Züber markasının, Türkiye topraklarında üretilen doğal ürünlerin üstünlüğünü kullanarak dünya çapında bir FMCG markasına dönüşmesini hedefliyoruz.”

Nailcan Kurt sözlerine şöyle devam etti: “Stratejimizin merkezinde; ülkemizde yetişen kaliteli ve doğal hammaddeleri yenilikçi formüllerle şekillendirdiğimiz Züber markasıyla global pazarlarda da güçlü bir oyuncu haline gelmek yer alıyor. Bu konudaki başarımızla ülkemizdeki üreticilere ilham kaynağı olmak ve örnek bir iş modeli ile ülke ekonomisine katkımızı arttırmak istiyoruz. Turkven, perakende ve tüketici markalarındaki tecrübesi, köklü geçmişi ve marka sahibi girişimcilere verdiği destek ile bize çok uygun bir ortak.”

Turkven: “Züber zamanın ruhunu yakalayan, genç ve çok yaratıcı bir marka”

Turkven’in üst düzey yöneticilerinden Selin Dilmener Göral ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Sürdürülebilirlik ve sağlıklı beslenmenin önemi konusundaki tüketici farkındalığı hızlanarak artıyor. Bunu ülkemizde de gözlemlemeye başladık. Tüketiciler bir müşteri vaadi ve hayat görüşü olan yeni nesil markalara yöneliyor.

Bu konuda ülkemizde öncü olan ve kısa zamanda kategorisinin açık ara liderliğine yükselen Züber’i beğeniyle takip ediyorduk. Züber, sağlıklı ve doğal ürünler üretiyor ve her yıl ürün yelpazesini başarılı yeni ürünler ile genişleterek ARGE yeteneğini pazara yansıtıyor. Markanın, Türk tüketicisi gözünde kazandığı güven ve kalite algısını birçok pazar araştırmasında da teyit ettikten sonra, bu ekibin ve yarattığı markanın başarısını global mecralara taşıması motivasyonuyla yola çıktık. Sayın Nailcan Kurt ve ekibinin liderliğinde, Züber’in başarı hikayesine ortak olmaktan heyecan duyuyoruz.”

Apple, ürünlerine AppStore dışından uygulama yükleme izni vermek zorunda kalabilir

Apple, Avrupa Birliği tarafından yakın zamanda çıkarılan bir yasa sebebiyle, kullanıcılarının App Store dışından uygulama yüklemelerine izin vermek zorunda kalacak. Bu şart, bu hafta imzalanmaya bir adım daha yaklaşan kapsamlı Dijital Piyasalar Yasası (DMA) için ilk teklife dahil edildi.

Avrupa Komisyonu sözcüsü Johannes Bahrke e-postayla yaptığı açıklamada, “Bir akıllı telefonun sahibinin onu nasıl kullanacağını seçme özgürlüğüne sahip olması gerektiğine inanıyoruz” dedi. “Bu özgürlük, akıllı telefonunuzdaki alternatif uygulama kaynaklarını seçebilmeyi içeriyor. DMA sayesinde bir akıllı telefon sahibi, akıllı telefonlarında varsayılan uygulama mağazasının güvenli hizmetlerinden yararlanmaya devam edebilecek. Bunun da ötesinde, eğer bir kullanıcı isterse, DMA bir akıllı telefon sahibinin diğer güvenli uygulama mağazalarını da seçmesine izin verecek.”

Apple, platformunda üçüncü taraf mağazalara izin vermenin yanı sıra, kullanıcılarının üçüncü taraf kaynaklardan uygulamalar yüklemesine ve geliştiricilerin Apple’ın ödeme sistemlerini kullanmadan App Store’u kullanmasına izin vermek zorunda kalacak.

DMA henüz Avrupa Parlamentosu tarafından yasaya uygun olarak oylanmadı, ancak fazla sorun yaşamadan onaylanması bekleniyor. Bu DMA’nın bu yıl Ekim ayında yürürlüğe gireceği anlamına gelebilir. Avrupa Birliği üye devletleri daha sonra AB yasasını ulusal hukuka tam olarak nasıl entegre edeceklerini seçebilecekler.

Geçmişte Apple, platformunun güvenliğini tehlikeye atacağını savunarak iPhone’un mağaza dışı yükleme yapabilmesine şiddetle karşı çıkmıştı. Apple tarafından geçen yıl yayınlanan bir raporda, “Mağaza dışı uygulama yüklemeye izin vermek, iOS platformunun güvenliğini düşürür ve kullanıcıları yalnızca üçün taraf uygulama mağazalarında değil, aynı zamanda App Store’da da ciddi güvenlik sorunlarına maruz bırakır” dedi. Tim Cook, mağaza dışı yüklemenin iPhone’un güvenliğini yok edeceğini belirtti.

Şirketlere sürdürülebilir kaynak kullanımı platformu sunan Sourceful, 20 milyon dolar yatırım aldı

Sürdürülebilir kaynak kullanımı için bir platform sunan Sourceful, A Serisi bir finansman turunda 20 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. 12,2 milyon dolarlık bir başlangıç ​​turunu açıkladıktan yaklaşık altı ay sonra gelen mevcut yatırım turu, Index tarafından yönetiliyor. Tura katılım gösteren diğer isimler arasında Coatue, Eka Ventures ve Dominic McGregor da yer alıyor.

Bir şirketin en büyük kirlilik kaynaklarından biri, hiç şüphesiz ki, tedarik zinciridir. Birleşmiş Milletler’in iklim krizini önlemek için yayımladığı iklim raporlarında da görüldüğü gibi en büyük sorumluluk şirketlere düşüyor. Aynı zamanda dünyada hızla artmaya devam eden bir tüketici baskısı da söz konusu. Bilinçli tüketiciler, sürdürülebilirlik ilkesine önem vererek şirketlerin adım atmasında aktif bir rol oynuyor. 2020 yılında kurulan Sourceful, sürdürülebilirlik ve ticari büyümeyi birbirinden ayırmadan tedarik zinciri sürecini çok sayıda şirket için daha temiz ve sürdürülebilir bir hale getirmeyi hedefliyor.

Sourceful, sürdürülebilir kaynak kullanımı için çevrimiçi, veriye dayalı bir platform sunar. Bu platform, işletmelerin, emisyonları ve aynı anda maliyetleri azaltabilecekleri ve özel ürünler oluşturabilecekleri bir yerdir. Sourceful’un ilk teklifi, ürünlerin vazgeçilmezi olan ambalajları hedef alıyor. Girişim, ambalaj teklifinin de ötesinde tedarik akışı boyunca hareket eden her şeyde kullanılabilecek bir teklif sunmaya hazırlanıyor.

Sourceful, son yatırımı hangi planlar doğrultusunda kullanacağına dair bir açıklama da ekledi. Halihazırda Avrupa ve Asya’da ekipleri olan şirket, yapılan açıklamaya göre dünya genelinde daha fazla ortakla çalışmak için uluslararası varlığını genişletecek. Ayrıca, önümüzdeki iki yıl içinde çalışan sayısını ikiye katlayarak ekibini büyütmeyi planlıyor. Son olarak, Sourceful, geri dönüştürülmüş plastiklerin platforma entegrasyonu da dahil olmak üzere dört yeni ürün kategorisi geliştirdiğini duyurdu.

Nvidia, 2 boyutlu görüntüleri saliseler içinde 3 boyutlu görüntüye çevirebilen NeRF aracını tanıttı

Nvidia yayınladığı son yapay zeka demosunda birkaç 2 boyutlu görüntüyü 3 boyutlu bir sahneye dönüştürebilen yeni aracını tanıttı. Bu yeni aracın adı Instant NeRF ve adını “sinirsel parlaklık alanlarından” (neural radiance fields) alıyor. “Sinirsel parlaklık alanları” UC Berkeley, Google Research ve UC San Diego’dan oluşan araştırmacılar grubu tarafından 2020 yılında geliştirilen bir teknik.

Yöntem kısaca, farklı 2 boyutlu çekimlerin renk ve ışık yoğunluğunu eşleyip ardından bu görüntüleri farklı bakış noktalarından birbirine bağlamak ve tamamlanmış bir 3 boyutlu sahne oluşturmak için veri üretiyor. Görüntülere ek olarak sistem, kameranın konumu hakkında da verilere ihtiyaç duyuyor.

Araştırmacılar, birkaç yıldır resimleri 2 boyutludan 3 boyutluya çevirmek adına bir model geliştiriyor, bitmiş işlemelere daha fazla ayrıntı ekliyor ve işleme hızını artırıyor. Nvidia yeni Instant NeRF modelinin şu ana kadar geliştirilmiş en hızlı modellerden biri olduğunu ve oluşturma süresinin birkaç dakikadan neredeyse saliselere indirildiğini söylüyor.

Nvidia, çalışmayı anlatan bir blog yazısında tekniğin uygulanması daha hızlı ve kolay hale geldikçe, her türlü görev için kullanılabileceğini söylüyor. Nvidia’dan Isha Salian teknoloji hakkında, “Anında NeRF, sanal dünyalar için avatarlar veya sahneler oluşturmak, video konferans katılımcılarını ve ortamlarını 3 boyutlu kaydetmek veya 3 boyutlu dijital haritalar için sahneleri yeniden oluşturmak için kullanılabilir” dedi. “Teknoloji, robotları ve otonom araçları, gerçek dünyadaki nesnelerin 2 boyutlu görüntülerini veya video görüntülerini kaydederek boyut ve şekilleri anlamlandırarak eğitmek için kullanılabilir. Yaratıcıların değiştirebileceği ve üzerine inşa edebileceği gerçek ortamların dijital temsillerini hızla oluşturmak için mimari ve eğlence sektöründe de kullanılabilir.

Nvidia’nın araştırmacıları, çalışmayı anlatan bir makalede, sahneleri 1920 × 1080 çözünürlükte “onlarca mili saniyede” dışa aktarabildiklerini söyledi. Araştırmacılar ayrıca proje için kaynak kodunu paylaşarak başkalarının yöntemlerini uygulamalarına izin verdi.

İnşaat teknolojisi girişimi Flexcavo, Alman hükümetinden 2.7 milyon dolar yatırım aldı

Berlin merkezli inşaat teknolojisi girişimi Flexcavo, Alman hükümetinden 2,7 milyon dolarlık bir araştırma ödeneği aldığını duyurdu.

2025 yılına kadar Alman hükümeti, Flexcavo’nun inşaat sektöründe daha fazla sürdürülebilirlik ve dijitalleşmeye yönelik projeleriyle ilgili personel maliyetlerine 2,7 milyon dolar finansman sağlayacak.

Flexcavo, yazılım çözümleri ve yenilikçi teknoloji aracılığıyla inşaat makinelerinin kullanımını optimize etmek amacıyla Benedict Aicher ve Leonhard Fricke tarafından Temmuz 2020’de kuruldu. Flexcavo, inşaat makineleri ve şantiyeler için düzenlenmiş bir platform oluşturmak amacıyla BT sistemleri arasında makine ve lojistik verilerinin değiş tokuşunu sağlar. Tanınmış üreticilerin inşaat makineleri ve ekipmanlarının sahibi olan Flexcavo, bu makineleri inşaat şirketlerine günlük olarak kiralar. İnşaat ekipmanı kiralama endüstrisine kişisel yakınlığı olan Aicher ve Fricke, inşaat yönetimi sorunlarının dijital olarak nasıl çözülebileceğini tam olarak bildiklerini belirtiyor. Flexcavo, yalnızca inşaatta dijitalleşmeyi hızlandırmak için değil, aynı zamanda inşaat şirketlerinin çevresel etkilerini azaltmak ve akıllı şantiyeler için modeller geliştiriyor.

Flexcavo, temel olarak ekibini büyütmek için Eylül 2021’deki tohum finansman turunda yaklaşık 6,5 milyon dolar yatırım almıştı. Şubat 2022’de sermaye, halihazırda tamamen karbonsuz çalışan makine filolarının genişletilmesi için yaklaşık 8 milyon dolar tutarında borç sermayesi ile tamamlandı. Hükümet desteği ise, şubat ayındaki 8 milyon dolarlık fonun hemen ardından geliyor. Şirket, bu finansman ile araştırma ve geliştirme projelerine yatırım yapmanın yanı sıra, inşaat sektörünü uzun vadede daha dijital ve sürdürülebilir kılmak için faaliyetlerini genişletmeyi planlıyor.

Sertaç Taşdelen, Dubai DIFC Art Nights kapsamında son eseri Mukadderat’ı tanıttı

Faladdin ve Binnaz girişimlerinin kurucu ortağı Sertaç Taşdelen, gelecek tahmini üzerine yeni bir bakış açısı ortaya çıkarmak için geleneksel ile yapay zeka teknolojisinin yeni sınırlarını harmanlıyor.

Taşdelen, Dubai DIFC Art Nights kapsamında son eseri Mukadderat‘ı tanıttı.

Sanatçı, Kurucu Ortağı ve CEO’su olduğu Faladdin’deki yapay zeka ekibiyle işbirliği içinde toplanan verileri benzeri görülmemiş bir sanat eseri yaratmak için kullanıyor.

Erken yaştan itibaren, kader felsefesi ile özgür irade paradoksu arasındaki karşıtlıktan büyülenmiş olan Sertaç Taşdelen eserini şöyle açıklıyor:

“Mukadderat, geleneksel zaman anlayışına yeni olanaklar sunarak gelecek tahmini algımızı araştırıyor.”

Veri görselleştirme ve morfolojik dönüşüm, verileri izleyicilerin işi deneyimlemelerini sağlayan anlamlı sorulara dönüştürüyor. Sertaç Taşdelen’in işi, geleceğin ne getireceğini bilmeme fikrini, geleceğin belirsizliğini ve önceden belirlenmiş bir gidişatı sorguluyor. Mukadderat eserinde ise, önceden belirlenmiş bir geleceğe atıfta bulunuyor ve insanlığın başlangıcından bu yana dini liderler, bilim adamları ve filozoflar arasında çok tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkıyor.

Sertaç Taşdelen ve ekibi, İstanbul’daki stüdyosunda, gerçek verileri – milyarlarca canlı hafızayı – sofistike analitiklerle filtreleyerek, veri setini pigmentlere ve ışığa dönüştürüyor. Sanatçı, görüntünün, “gelecek tahmininin dans eden tortuları” olduğunu söylüyor. Ayrıca yapay zekanın yardımıyla türk kahvesi hatıralarının arasında bir yolculuğa çıktığını, nörobilimsel olarak Faladdin’in geleceği hayal eden hafızanın kaynağı olduğunu eserinde vurguluyor.

You, yapay zeka destekli bir yazı yazma aracını tanıttı

Birkaç ay önce, Salesforce‘un eski bilim insanları Bryan McCann ve Richard Socher, arama sorgularını anlamak, sonuçları sıralamak ve sorguları farklı dillere ayrıştırmak için yapay zekadan yararlanan bir arama motoru olan You.com‘u başlattı. Platform, web genelindeki bilgileri özetleyip Yelp ve Twitter uygulamaları gibi yerleşik arama uygulamalarıyla genişletebiliyor. Böylece kullanıcılar, sonuçlar sayfasından ayrılmadan aradıkları şeye ulaşabiliyorlar.

You.com, arama motorlarındaki beklentileri karşılamak için çeşitli yöntemler deniyor. Bu yöntemlerin sonuncusu ise, belli filtrelerle birlikte kullanıldığında, kısa metinler veya belgeler oluşturan, OpenAI ile birlikte çalışan bir arama uygulaması. Socher, bu uygulamaya “kişisel yapay zeka yazarı” adı vermiş.

Socher uygulamayla ilgili olarak, “Bu uygulama mağazasına ilk girişimiz. Bu uygulama size daha fazla reklam gösterelim diye sizi dakikalarca sitede tutmaya çalışmıyor. Bizim amacımız gerçekten işinizi halletmek” sözlerini kullandı.

You.com’un yeni aracı, insan benzeri şiirler, e-postalar, yemek tarifleri, kısa öyküler, film senaryoları ve daha fazlasını üretebilen bir yapay zeka dil sistemi olan OpenAI’nin GPT-3‘ünün arkasındaki teknoloji ile destekleniyor.

You.com’un YouWrite adlı yazı asistanını kullanmak için kullanıcılar, arama motorunun arama çubuğuna “Bir deneme yazısı nasıl yazılır” gibisinden bir cümle yazıyor. Ardından yazının uzunluğu, hedef kitlesi, üslubu ve mesajın içeriğini belirleyip YouWrite’ın yazıyı oluşturmasını istiyorlar.

Socher, “Temel olarak, insanların daha üretken olmalarına yardımcı olmak için bu yapay zeka destekli yazı sistemini oluşturmak istiyoruz. İnsanları, yazı yazarken daha verimli hale getirmek için yapay zekanın kontrolüyle tanıştırmak istiyoruz” dedi.

You.com, YouWrite’ı başlangıç için ücretsiz olarak sunacak. Ancak daha sık kullananlar ve daha uzun metinler isteyenler için ödeme planları olacak. Socher, fiyatlandırmanın henüz belli olmadığını ancak Jasper ve CopyAI gibi piyasadaki diğer yapay zeka destekli yazma araçlarından çok daha ucuz olacağını belirtiyor.