Ana Sayfa Blog Sayfa 383

Bağımlılık tedavisine odaklanan Eleanor Health, 50 milyon dolar yatırım aldı

Aşırı doz uyuşturucudan gerçekleşen ölümler son yirmi yılda önemli bir artış gösteriyor. Özellikle COVID-19 salgını sırasında madde kullanım bozuklukları sebebiyle gerçekleşen ölümlerin sayısının arttığı belirtiliyor. Yine bu dönemde ruh sağlığı ve hastalıklarına odaklanan girişimler, dijital sağlık yatırımcıları için popüler bir yatırım alanı olmayı başardı.

Bu alanda faaliyet göstererek bağımlılık tedavisine odaklanan Eleanor Health, yaptığı açıklamada, C Serisi finansman turunda 50 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Seri C yatırım turu, General Catalyst liderliğinde gerçekleşti. Tura katılan diğer isimler arasında Warburg Pincus, Town Hall Ventures, Northpond Ventures ve Rethink Impact yer alıyor.

ABD merkezli Eleanor Health, madde kullanım bozuklukları için yüz yüze ve sanal tedaviler sunuyor. Girişim, psikiyatri, terapi ve ilaç destekli tedavilere odaklanıyor. Eleanor Health, şu anda Louisiana, Massachusetts, New Jersey, Kuzey Karolina, Ohio ve Washington eyaletlerinde faaliyet gösteriyor.

Eleanor Health CEO’su ve kurucu ortağı Corbin Petro yaptığı açıklamada, ruh sağlığı ve bağımlılık sorununun en büyük sağlık krizlerinin başında yer aldığına dikkat çekti. Petro, bakım kalitesi ve maliyet sorunları nedeniyle madde kullanım bozukluğuna sahip olan 10 kişiden yalnızca birinin tedavi görebildiğini ekledi. Petro, Eleanor Health’in nüfus ve değer temelli modelinin bu engeller nedeniyle asla bakım alamayabilecek olan her 10 kişiden 9’u için tasarlandığını belirtiyor.

50 milyon dolarlık finansman turu haberi, şirketin B Serisi turda 20 milyon dolar yatırım aldığını duyurmasından yaklaşık bir yıl sonra geldi. Eleanor Health, mevcut finansmanı Teksas da dahil olmak üzere yeni pazarlara açılmak amacıyla kullanmayı planlıyor.

Low-code backend uygulama geliştirme platformu Altogic, ScaleX Ventures liderliğinde 1 milyon dolar yatırım aldı

Yerli girişim Altogic, uygulama geliştiricilerin kod yazmalarına gerek kalmadan ölçeklenebilir web servisleri geliştirmelerini sağlayan bir low-code backend uygulama geliştirme platformudur.

Ümit Çakmak ve Deniz Çolak tarafından kurulan AltogicScaleX Ventures‘ın liderliğinde, 500 Istanbul ve Deliveroo’dan Rahma Javed, Mohamad Waqas Javed ve yerli girişim Resmo kurucu ortağı Serhat Can‘ın katılımıyla 1.05 milyon dolar yatırım aldı.

Altogic platformunda backend uygulamaların geliştirildiği ve takibinin yapıldığı grafiksel arayüz ve geliştirilen uygulamaların yüklenip çalıştırıldığı bulut altyapısı bulunmaktadır. Grafiksel arayüz uygulamaların tasarlanması ve yönetilmesi amacıyla kullanılırken, bulut altyapısı geliştirilen bu uygulamaların barındırılıp çalıştırılmasını sağlamaktadır.

Altogic kod yazmayı opsiyonel hale getiren yapısı nedeniyle, herkesin dakikalar içinde backend servisini oluşturup çalıştırmasına olanak sağlamaktadır. Altogic ile backend uygulamalarınızın verilerini bir veritabanında yönetebilir, verilerinizi önbelleğe alabilir, senkron ve asenkron bulut fonksiyonları aracılığıyla karmaşık iş mantığını çalıştırabilir, kullanıcı doğrulaması ve yetkilendirmesi yapabilir ve kullanıcı oturumlarını yönetebilirsiniz.

Altogic’in kuruluş hikayesi

Teknoloji ve yönetim danışmanlığı alanında uzun bir kariyer geçmişi olan Altogic kurucusu Ümit Çakmak kariyeri boyunca Accenture (İstanbul) ve McKinsey & Company (Chicago ve İstanbul)’de çoğunlukla dijital ve IT projelerinde çalışmıştır. Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü tamamladıktan sonra aynı bölümde yüksek lisans yaparken tezini ürün planlama algoritmaları tasarlamaya yarayan grafiksel bir araç geliştirme üzerine yaparak o günlerden Altogic’in temelini atmıştır.

Farklı sektör ve coğrafyalarda çok sayıda IT projesini başarıyla tamamladığı kariyeri süresince bu projelerin ortak noktası olarak piyasaya yeni uygulama ve hizmet sürmenin zorluğunu gözlemlemiş ve birinci elden tecrübe etmiştir.

Ümit, yüksek lisans tezindeki çalışmalarından yararlanarak uygulama geliştirme sürecini kolaylaştırmak ve hızlandırmak amacıyla grafiksel arayüz üzerinde uygulama geliştirme fikrini hayata geçirmeye karar vermiştir. 2020’nin sonlarında McKinsey’deki Yarcımcı Ortak rolünden ayrılarak Altogic üzerinde çalışmaya başlamış ve 12 ayda Altogic’in protopini tamamlayarak açık beta sürümünü yayınlamıştır. Bu süreçte Altogic’in ilk kullanıcılarından biri olan ve o sırada Huawei’de Çözüm Mimarı olarak çalışmakta olan Deniz’le tanışmış, onu topluluk oluşturma çabalarına öncülük etmek üzere kurucu ortak olarak Altogic’e katılmaya ikna etmiştir.

Girişim neyi hedefliyor?

Altogic, öncelikli olarak uygulama geliştiricileri ve IT organizasyonlarını hedeflemektedir. Bu grupların yanında, güçlü no-code/low-code özellikleri sayesinde, bir backend uygulaması geliştirmek isteyen herkes Altogic’i kullanabilir.

Altogic’i rakiplerinden ayrıştıran nedir?

Altogic öncelikli olarak backend-as-a-service pazarını hedeflemektedir. Bu pazardaki ana rakipler Google’ın Firebase’i, Amazon’un Amplify’ı ve Supabase, Appwrite, Nhost gibi pazara yeni çıkmakta olan açık kaynak alternatiflerdir.

Kurucular “Uygulamanızın iş mantığını kodlamanızı ve uygulama ortamına yüklemenizi gerektiren yerleşik ve açık kaynak alternatiflerin aksine, Altogic’in kodlamanın isteğe bağlı olmasını sağlayan ve grafiksel olarak uygulama geliştirmeyi mümkün kılarak uygulama geliştirmeyi bir üst seviyeye çıkaran farklı bir yaklaşımı vardır. Geliştiriciler yerleşik veya pazaryeri aksiyonlarını kullanabilir, hatta kendi özel aksiyonlarını oluşturabilir ve basit sürükle & bırak operasyonlarıyla aksiyonları birbirine bağlayarak kendi bulut fonksiyonlarını tanımlayabilirler. Bu yaklaşım iş mantığı geliştirmede no-code’un hızıyla kompleks sorunları çözmede kodlamanın esnekliğini birleştirerek iki dünyanın da en iyi taraflarını kullanabilmeye olanak sağlar.” dedi.

Altogic’e kim yatırım yapıyor?

Altogic ScaleX Ventures liderliğinde, 500 Istanbul ve birinin Accel Starters Programı’nın parçası olduğu birkaç melek yatırımcının katılımıyla 1.05 milyon dolar yatırım almıştır. Melek yatırımcılarımız Rahma Javed (Director of Engineering for Deliveroo), Mohamad Waqas Javed ve Serhat Can (co-founder of Resmo)’dır.

Algotic, bu yatırımla büyüme, platforma yeni modüller geliştirme, işe alım ve bulut altyapısını Avrupa ve Asya’da yeni bölgelere genişletme konularında destek için kullanacak.

Google Trends’e göre Türkiye’de bugüne kadar en çok merak edilen sinema oyuncusu: Kemal Sunal

Dünyada ve ülkeler bazında yükselen arama trendlerini paylaşan Google, geçtiğimiz günlerde açtığı Türkiye resmi Twitter hesabından da merak uyandıran bilgileri paylaşmaya devam ediyor.

Şimdi de Türkiye’de bugüne kadar en çok aranan, merak edilen sinema oyuncusu Kemal Sunal’ı konu alan bir paylaşımda bulunan Google, pek çok kullanıcıyı anılarla dolu bir yolculuğa çıkardı.

Google Türkiye, geçtiğimiz günlerde açtığı resmi Twitter hesabında hem dünyada hem de Türkiye’de en çok merak edilen konuları keşfetmeye imkan veren Google Trends sonuçlarına sıklıkla yer veriyor. Şimdi de bugüne kadar Türkiye’de en çok aranan ve merak edilen sinema oyuncusunu duyurduğu bir paylaşımda bulundu.

Google Trends’e göre 2000 yılında kaybettiğimiz, Türk sinema tarihine damga vuran, bugün hâlâ 7’den 70’e herkesin kahkahalarla izlediği Yeşilçam’ın usta sanatçısı Kemal Sunal, Türkiye’nin bugüne kadar Google’da en çok aradığı sinema oyuncusu konumunda. Google Türkiye’nin resmi Twitter hesabından yapılan paylaşımla ilk olarak kullanıcılara sorulan “Türkiye’de tüm zamanların en çok merak edilen sinema oyuncusu sizce kimdir?” sorusu kısa süre içerisinde kullanıcıların ilgisini çekmeyi başardı. İkinci bir paylaşımla bugüne kadar en çok merak edilen sinema oyuncusunun Kemal Sunal olduğunu açıklayan Google, kullanıcılarını Yeşilçam’ın renkli anılarına götürdü.

Kullanıcılar, Google Trends’e göre Türkiye’de en çok merak edilen pek çok konuyla ilgili paylaşımlara Google Türkiye Twitter hesabından ulaşabiliyor. En çok merak edilen sinema oyuncusundan önce 2021 yılının en çok merak edilen yemek tarifi ve en çok aranan burç da kullanıcılarla paylaşılmıştı. Diğer popüler trendleri araştırmak için de rotayı Google Trends web sitesine çevirerek keşfe çıkılabilir.

Sağlık girişimi Viz.ai, 100 milyon dolar yatırım alarak değerlemesini 1.2 milyar dolar yükseltti

Yapay zeka destekli hastalık teşhisi ve bakım platformu Viz.ai, 1,2 milyar dolarlık bir değerleme ile D Serisi finansman turunda 100 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Tiger Global ve Insight Partners tarafından ortaklaşa yönetilen yatırım turu, Scale Ventures, Kleiner Perkins, Threshold, GV (eski adıyla Google Ventures), Sozo Ventures, CRV ve Susa dahil olmak üzere mevcut yatırımcıların katılımıyla gerçekleşti.

2016 yılında kurulan Viz.ai, sağlık hizmetlerini dönüştürmek için yapay zeka kullanan hastanelere karar verme anlarında kritik teşhis verileri ile destek sağlıyor. Bakım koordinasyonunu kolaylaştıran girişim, aynı zamanda bakım yolları sağlayarak hastaları en uygun uzmanlara bağlama sorununu ortadan kaldırıyor. Viz.ai müşterileri arasında Mount Sinai Sağlık Sistemi, Thomas Jefferson Üniversitesi, Banner Health, CommonSpirit Health ve aynı zamanda bir yatırımcı olan HCA Healthcare yer alıyor.

Geniş hastane ve müşteri ağı sayesinde Viz.ai, her 32 saniyede bir hastanın bakımına yardımcı oluyor. Geçtiğimiz yıl boyunca aort hastalıkları, pulmoner emboli ve serebral anevrizma için yapay zeka odaklı çözümler piyasaya sürdü. Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da önemli bir büyüme sağlayan şirket, San Francisco, Tel Aviv, Portekiz ve Amsterdam’daki ofislerinde olmak üzere son 12 ayda ekibini 180 kişiden 350’nin üzerine çıkardı. Şirket, önümüzdeki 12 ayda yaklaşık 200 kişi daha işe almayı planlıyor.

Mevcut finansman duyurusu, Viz.ai’nin yapay zeka temelli yaşam bilimi platformunun lansmanını takip ediyor. ABD ve EMEA bölgesinde 1.000’den fazla hastanede kullanılan şirket, geçtiğimiz ağustos ayında 40 milyon dolar finansman aldığı haberini duyurmuştu.

Beyaz Saray, yarı iletken eksikliği sebebiyle ortaya çıkabilecek güvenlik açıklarıyla ilgili uyarılarda bulundu

Beyaz Saray geçen Çarşamba günü, bazı ABD milletvekilleriyle, Kongre’yi yarı iletken üretimine ödenek sağlamak için 52 milyar dolarlık finansman paketini onaylamaya zorlarken, yarı iletken tedarik zinciri sorunlarının Amerikan ekonomisine verebileceği zararların konuşulduğu bir toplantı gerçekleşti.

Beyaz Saray Ulusal Ekonomik Konseyi Direktörü Brian Deese gazetecilere verdiği demeçte, “En iyi tahminler, mevcut yarı iletken eksikliğinin muhtemelen 2021’de GSYİH’den tam bir yüzde puanı eksilttiği yönünde” dedi.

Toplantıda Ticaret Bakanı Gina Raimondo, Savunma Bakanı Yardımcısı Kathleen Hicks, Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan yer aldı. Toplantıda, “Amerika’da yarı iletken yatırımın acil bir ihtiyaç haline gelmesi ve ayrıca ekonomik ve ulusal güvenliği koruyacak araştırmalarla ilgili tartışmalar” üzerine konuşuldu.

Endüstri çapında kalıcı bir çip sıkıntısı, otomotiv ve elektronik endüstrilerinde üretimi kesintiye uğrattı ve bazı firmaları üretimi küçültmeye zorladı. Ülkede yarı iletkenler için diğer ülkelere olan bağımlılığı azaltmak için çağrılar yapılıyor.

Beyaz Saray, “Yarı iletken tedarikimizde önemli bir kesinti, ABD ekonomisine tarihi hasara neden olabilir. Şu anda Amerikan otomobil endüstrisi üzerindeki çip kıtlığının etkisinden çok daha büyük bir hasar oluşabilir. Bu durum, teknolojik rekabet gücümüzü ve küresel olarak rakiplere karşı askeri avantajlarımızı zayıflatabilir” açıklamasında bulundu.

Beyaz Saray, aylarca süren tartışmaların ardından Kongre’yi yarı iletken çip üretimine yönelik ABD ödenekleri onaylaması için zorluyor.

Brain Deese, çip sıkıntısı sebebiyle Çin’de ortaya çıkan sorunlara atıfta bulunarak ABD ekonomisinin ciddi bir çip kıtlığı durumunda büyük sıkıntılar yaşayacağını dile getirdi. Deese, “ABD’de çip üretimi için sadece özel sektör yatırımı yeterli değildir ve mevcut ABD tedarik zinciri güvenlik açıklarıyla ilişkili riskleri azaltmak için yeterli olmayacaktır” sözlerini kullandı.

Japon otomobil üreticisi Nissan, elektrikli piller için NASA’yla birlikte çalışıyor

Nissan geçen Cuma günü yaptığı açıklamada, şirketin daha hızlı şarj edilebilen, daha hafif olan ve daha güvenli olmayı vaat eden elektrikli araçlar için yeni bir pil türü üzerinde NASA ile birlikte çalıştığını duyurdu.

Nissan’a göre 2024’te bir pilot tesis açılışı yapılacak. Katı hal pili ise, 2028’deki lansmanından sonra şu anda kullanımda olan lityum iyon pilin yerini alacak.

Katı hal pillerinin, kalp pillerinde kullanılabilecek kadar stabil olduğunu söyleniyor. Proje tamamlandığında, mevcut pilin yaklaşık yarısı büyüklüğünde olacak ve birkaç saat yerine 15 dakikada tamamen şarj olacak.

Kurumsal Başkan Yardımcısı Kazuhiro Doi gazetecilere verdiği demeçte, ABD uzay programı ve California San Diego Üniversitesi ile işbirliği içinde olduklarını söyledi. Kurumlarla beraber bazı malzemelerin testleri yapılıyor. Doi, “Hem NASA hem de Nissan’ın aynı tür pile ihtiyacı var” dedi.

Doi, Nissan ve NASA’nın yüz binlerce malzeme arasında en iyi sonucu vereni görmek için çeşitli kombinasyonları test etmek için bilgisayarlı bir veri tabanı olan “orijinal malzeme bilişim platformu” (original material informatics platform) olarak adlandırılan platformu kullandığını söyledi.

İşbirliğindeki amaç, lityum iyon piller için gerekli olan nadir metaller gibi pahalı malzemelerin kullanılmasından kaçınmak. Doi ve diğer şirket yetkilileri, Nissan 2010 yılında piyasaya ilk kez sürülen Leaf elektrikli aracıyla yaşadığı tarihsel deneyime güveniyor. Leaf’in pil teknolojisi diğer elektrikli araçlardan farklıydı ancak dünya çapında yarım milyondan fazla satmıştı.

Şu sıralar, Japon otomobil üreticisi Toyota Motor, Alman üretici Volkswagen ve ABD’li otomobil üreticileri Ford Motor ve General Motors da dahil olmak üzere birçok otomobil üreticisi katı hal piller üzerinde çalışıyor.

QNBEYOND Hızlandırma Programı’nın dördüncü dönemine seçilen 8 girişim belli oldu

QNB Finansbank bünyesindeki QNBEYOND Hızlandırma Programı’nın dördüncü dönemine kabul edilen 8 girişim açıklandı. Altı ay süreyle güçlü bir mentor ağı, onlarca iş ortağı, QNB Finansbank’ın c-level bir yöneticisiyle beraber çalışma ve hibe desteği gibi çok sayıda olanaktan yararlanacak girişimler, Ekim ayındaki Demo Day ile programdan mezun olacaklar.

QNBEYOND Hızlandırma Programı’nın dördüncü dönem girişimleri arasında fintech/insurtech, proptech, blokzincir, sosyal, B2B SaaS gibi alanlara odaklanan girişimler yer alıyor.

QNBEYOND dördüncü dönem girişimlerinde; global odaklı SaaS iş modelleri, yapay zeka teknolojisini kullanan veya kullanımını kolaylaştıran ürünler, profesyonel sosyalleşme uygulamaları, emlak ve perakende çözümleri, fintech’ler, sigorta teknolojileri ve blokzincir teknolojisinin gizlilik ve güvenlik yönüyle kullanıldığı araçlar göze çarpıyor.

2021’de tamamlanan üçüncü dönemde 8 girişim QNBEYOND mezunu olurken; bu girişimlerden ikisi, Magnetiq ve Ango AI, QNBEYOND Ventures’dan yatırım aldı. Ayrıca sekiz girişim QNB Finansbank ve iştirakleriyle 9 farklı projede büyük çaplı işbirliğine gitti.
QNBEYOND’un sahip olduğu güçlü mentor ağı, iş ortakları ve c-level yönetici desteği
Sektör profesyonelleri ve QNB Finansbank çalışanlarından oluşan 130 kişiyi aşkın ve güçlü bir mentor ağına sahip olan QNBEYOND, girişimcilerin ihtiyaç duyabileceği neredeyse tüm konular için alanında uzman bir mentora sahip.

Ayrıca hızlandırma programına katılan girişimlere; Amazon Web Services, Google Cloud, Microsoft Azure ve Digital Ocean gibi servis sağlayıcılar, Hubspot, Notion, Docsend, Lokalise, Miro, Remote, Asana gibi yabancı servisler ve Fol, iyzico ve TalentGrid gibi şirketlerden on binlerce dolar değerinde indirim fırsatı da sunuluyor.

Diğer yandan QNB Finansbank c-level yöneticilerinden biriyle eşleşen QNBEYOND girişimleri, düzenli olarak görüşme ve beraber iş geliştirme şansına erişiyor.

QNBEYOND Hızlandırma Programı 4. dönem girişimleri:

TransferChain, blokzincir, kriptografi ve bulut teknolojilerini birleştirerek kullanıcıların; gizli ve güvenli veri transferi, depolama, yedekleme yapmasını ve mesajlaşmasını sağlar.

Tamamliyo, sigorta şirketleri ile dijital işletmeleri uçtan uca entegre eden embedded sigorta girişimi.

Emlaksat.com, evini satmak isteyenlere dijital platformu üzerinden uçtan uca premium hizmetler sunan, Türkiye’nin sabit hizmet bedeli ile çalışan ilk ve tek online gayrimenkul teknolojisi şirketidir.

VenueX, perakendecilerin ürün, stok, adres ve iç mekan haritalarını Google, Apple ve Yandex gibi online arama & harita motorlarına gerçek zamanlı entegre ederek, online arama yapan tüketicilerin kendilerine yakın mağaza sonuçlarına erişmesini sağlar.

Hockeystack, SaaS şirketlerin pazarlama, satış, ürün etkileşimi ve abonelik geliri verilerini tek platformda kod kullanmadan toplayan ve birleştiren analitik aracı.

Radius, etkileşime geçilmek istenilen hedef kitlenin sosyal ve dijital DNA’sini yapay zeka teknolojileri ile analiz ederek, büyüme ve etkileşim stratejileri oluşturur.

FirstBatch; kullanıcıların sosyal medya verilerini NFT’ler ile web3.0’da monitize edebildikleri merkesiyetsiz bir protokoldür.

Ekos.ai, profesyonellere ve şirket çalışanlarına gerçek zamanlı networking deneyimi sağlayan yapay zeka destekli bir sanal etkinlik platformudur.

Sabancı Ventures, iki yerli girişim Zack.ai ve Bulutistan’a yatırım yaptı

Sabancı Topluluğu, ‘yeni ekonomi’ odaklı uzun vadeli büyüme stratejisi kapsamında, Sabancı Holding Kurumsal Girişim Sermayesi Fonu, Sabancı Ventures aracılığıyla iki yeni yatırımı daha tamamladı.

Bu kapsamda Sabancı Ventures, yerli bulut sistem entegratörü olarak müşterilerine veri depolama ve bulut yönetimi gibi hibrit bulut çözümleri sunan Bulutistan ile yapay zekâ odaklı akıllı asistan hizmetleri konusunda uzmanlaşmış Zack.ai’ın hissedarı oldu. Bu yatırımlarla birlikte 2020 yılında kurulan Sabancı Ventures’ın portföyündeki toplam girişim sayısı 4’e yükseldi.

Sunduğu ana çözümler arasında sanal sunucu, güvenlik duvarı, veritabanı ve teknik desteğin yer aldığı Bulutistan, Deloitte Technology Fast 50 Türkiye 2019 Programı tarafından Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketi seçilmişti. Şirket 2020 yılında ise teknoloji ve inovasyon kategorisinde IBM Beacon ödülünü aldı.

Zack.ai ise çağrı merkezlerinin yerini alabileceği düşüncesi ile geliştirdiği Natural Language Processing katmanı ve %90-95 seviyesinde anlama oranı ile sesli akıllı asistan ve bot ürünleri geliştiriyor. Girişimin bot ürünleri müşteri tutumunun olumlu, olumsuz veya tarafsız olup olmadığını belirlemek için bir metin parçasında ifade edilen görüşleri algoritmalarla sınıflandıran “duygu durumu analizi” özelliğine sahip.

Toplam 13 ülkede 7 farklı iş ortaklığıyla faaliyet gösteren ve çok uluslu şirketlerle uzun soluklu ortaklık tecrübesine sahip olan Sabancı’nın, yatırımcı olarak bu şirketlerde yer alması, girişimlerin uluslararası büyüme yolculuklarına da önemli katkı sunacak.

“Yeni Ekonomi, büyüme stratejimizin en önemli unsuru olacak”

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sabancı Holding Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanı Gökhan Eyigün, “Kendini sürekli yenileyen, gelişen, güçlenen ve değişen dünya ekonomisine hızlı adapte olan bir Sabancı Topluluğu yaratma vizyonumuz kapsamında, stratejimizin önemli parçalarından biri de geleceğin şirketlerine yatırım yapmak. Bu kapsamda Sabancı Topluluğu ekosistemini girişimlerin kullanımına açmamızın yanı sıra onların aynı zamanda global pazarlara açılabilmesi için Sabancı networkünü de kullanabilmeleri sağlıyoruz. Global ayak izi olan bir grup olmamız nedeniyle erişimimiz olan coğrafyalara etkileşimde olduğumuz girişimleri götürmek, globalleşme anlamında ekosisteme yaptığımız en önemli katkıların başında geliyor” dedi.

Yapay zeka destekli çeviri yazılımı sunan Lilt, 55 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka destekli çeviri yazılımı sunan Kaliforniya merkezli Lilt, C Serisi finansman turunda 55 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Four Rivers liderliğindeki yatırım turu, yeni yatırımcılar Sorenson Capital, CLEAR Ventures ve Wipro Ventures‘ın yanı sıra, mevcut yatırımcılar Sequoia Capital, Intel Capital, Redpoint Ventures ve XSeed Capital‘ın katılımıyla gerçekleşti.

San Francisco, Kaliforniya merkezli Lilt, 2015 yılında Spence Green ve John DeNero tarafından ortaklaşa kuruldu. Şirket, pazarlama, destek ve e-ticaret belgelerinin ve web sitelerinin çevirisi için hem yapay zeka çeviri motoru hem de gerçek tercümanlar aracılığıyla bir teklif sunar. Yaklaşık 40 dili destekleyen Lilt platformu, çevirmenlere belirli bir kelime için çeşitli olası çevirileri gösteren özel terimler ve sözlükler sunar. Çevirmenlerden gelen geri bildirimlere de bağlı olarak yapay zeka çeviri motoru, önerilerde bulunmak için çeviri verilerini analiz eder. Ancak, son söz yine çevirmendedir.

2015 yılında bilgiyi dünyada herkesin kullanımına sunmak için adım attıklarını söyleyen Green ve DeNero, internetin tüm insanlara erişilebilir olmasının karşılıklı anlayışı ve fırsatlara erişimi artırabileceğine inandıklarını belirtiyor. Lilt’in ürünü e-ticaretten ulusal güvenliğe kadar geniş bir uygulama yelpazesinde kullanılıyor. Şirketin müşteri tabanında teknoloji şirketi Intel ve ayakkabı markası ASICS dahil olmak üzere çok sayıda büyük çaplı şirket yer alıyor.

Yeni yatırım ile araştırma ve mühendislik alanına yatırım yapacağını söyleyen Lilt, Contentful, Figma ve Github gibi kurumsal sistemler için portföyünü genişletmeyi planlıyor. Yakın zamanda Tayvan, Arjantin ve Romanya’da üretim merkezleri kuran şirket, Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da müşterilerine yönelik ekiplerini genişletmeyi hedefliyor.

Microsoft, yapay zeka destekli not alma uygulaması Microsoft Journal’ı duyurdu

Piyasaya sürülmesinden bir yıldan biraz fazla bir süre sonra, Journal adlı bir dijital not alma uygulaması bir Microsoft Windows uygulaması haline geliyor. Şirket bu hafta, kullanıcıların Windows tabletlerde ve diğer kalem özellikli cihazlarda dijital kalemlerini kullanarak notlar alabilmelerine ve çizimler oluşturmalarına olanak tanıyan yeni not alma uygulamasının artık “Microsoft Journal” olarak kullanıma sunulacağını duyurdu.

Ekip, uygulamanın yapay zekasını, başlıklar, yıldızlı öğeler, anahtar kelimeler ve hatta çizimler dahil olmak üzere kullanıcıların yazdıklarını otomatik olarak tanıması ve sınıflandırması için eğitti. Uygulama, kullanıcıların içeriği seçmek için dokunabilecekleri ve ardından “taşımak” veya “kopyalamak” gibi diğer eylemleri gerçekleştirebilecekleri araçlar içeriyor.

Yapay zeka ayrıca uygulamanın arama yeteneklerini geliştirmeye yardımcı oldu, böylece eski notlarınızı, listelerinizi, eskizlerinizi ve daha fazlasını, uygulamaya aktarabileceksiniz. Ayrıca yapay zeka, karalama gibi yeni hareketleri geliştirmeye yarayacak. Bu araçlar mod değiştirmeden daha pratik bir kullanım sağlayacak.

Uygulamanın lansmanı hakkında konuşan Microsoft Uygulamalı Bilimler Teknik Sorumlusu ve Lideri Stevie Bathiche, “Yapay zekanın insanların yaptığı görevleri hızlandırdığı ve hepimizi daha üretken kıldığı bilgisayar destekli bir akıl yürütme çağına giriyoruz” dedi. “Journal, yazılım hareketlerinizi öngördüğünde bir deneyimin ne kadar güçlü olabileceğini göreceksiniz. Bu yalnızca başlangıç.”

Uygulamanın resmi lansmanı ile Journal, yeni renkler ve malzemelerle Windows 11 görünümünü güncellendi. Ekip, yakın vadede odak noktasının artık kullanıcı geri bildirimlerini ve birikmiş yeni özellikleri ele almak olduğunu söylüyor. Uygulama, 5 Nisan – 8 Nisan tarihleri ​​arasında kullanıcılara sunulacak ve doğrudan Microsoft Store’dan indirilebilecek. Uygulama hem Windows 10 hem de 11 cihazlarda çalışacak.