Ana Sayfa Blog Sayfa 311

E-spor organizasyonları için takım yönetim hizmeti sunan Scoutli, Alesta’dan yatırım aldı

Alesta Elektronik Teknoloji Yatırım A.Ş, yüksek büyüme potansiyeline sahip erken aşama teknoloji girişimlerine yatırım strateji doğrultusunda gerçekleştirdiği yatırımlara Scoutli ile devam ediyor.  

Alesta’nın yeni yatırım gerçekleştirdiği girişim, e-spor organizasyonları için veri analitiği, scouting ve takım yönetim platfomu hizmetleri sunan Scoutli’ye 7.42 milyon TL değerleme üzerinden yatırım yaptı.

E-spor ile ilgili her şeyin tek adresi Scoutli, gelişmiş analizler ile oyuncu derecelendirmeleri ve kapsamlı bir oyuncu veritabanı yelpazesi sunarken; takımlara finansalları, önemli tarihleri, oyuncu verileri ve daha fazlası için bilgi sağlıyor. Turnuva performansı, oyuncu takibi ve oyuncu performansı raporlamaları ile güvenilir veri sağlayarak e-spor etkinliklerini kolaylaştırıyor.

Alesta Elektronik Teknoloji Yatırım A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özer, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Siber güvenlikten bioteknolojiye, SaaS platformlarından batarya teknolojilerine ve online terapilere kadar çok geniş bir yelpazede gerçekleştirdiğimiz girişim yatırımlarına ek olarak, erken aşama teknoloji girişimlerini desteklemeye devam ediyoruz. Özellikle yeni nesil gençlerin büyük ilgi gösterdiği, hızla büyüyen ve gelişen e-spor pazarında Scoutli yatırımı ile yeralmaktan mutluluk duyuyoruz.  Scoutli’nin yeni yatırım ile mevcut hedeflerini daha yukarılara taşıyarak pazarda önemli bir oyuncu olacağına inanıyorum.’’ dedi.

İstanbul merkezli Reengen’in çatı şirketi Faradai, 2.4 milyon dolar Seri A öncesi yatırım aldı

Londra merkezli Faradai, global yatırımcıların katıldığı Seri A öncesi yatırım turunda, enerji ve karbon iş zekası platformunu globalleştirmek için 2.4 milyon dolar yatırım aldı. 2021 yılına kadar İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren Reengen’in, merkezini Londra’ya taşıyarak, globalde Faradai markası ile yoluna devam ettiğini sizlerle paylaşmıştık.  

Yatırım turuna İngiltere merkezli Edenbase ve İsviçre merkezli Sangha Capital fonları liderlik yaptı. Tura, Zoom ve Canva’nın da erken aşama yatırımcısı olan Bill Tai’nin kurucusu olduğu Silikon Vadisi merkezli ACTAI Ventures, İngiltere merkezli gayrimenkul ve inşaat teknolojileri fonu Goldacre, Singapur merkezli teknoloji fonu EthAum Ventures, Goldman Sachs İngiltere’den yatırım profesyonelleri, Türkiye’den Mono Mimarlık, Birleşik Arap Emirlikleri ve Hindistan’dan melek yatırımcılar katıldı. Şirketin önceki yatırımcıları arasında Amerika menşeli etki yatırım fonu Capria Ventures, Faruk Eczacıbaşı, Cem Tüfekçi ve Kerim Sengir bulunuyor. 

Uçtan Uca Dijital Net Zero Navigasyonu

Faradai, enerji tüketim ve karbon emisyon verilerinin toplanması, analizi, raporlanması ve topyekün emisyon düşüşü için kurumsal analitik platformu sağlıyor. Halihazırda 16 ülkede 18.000’in üzerinde tesisin enerji ve karbon emisyon yönetimini yapan Faradai; Shell, IKEA, İş Bankası, İBB, Pepsico, Vodafone, M&S, Mediamarkt, Garanti Bankası, TEB, Sephora, QNB Finansbank, GAP, Odeabank, Yemek Sepeti, Aygaz, SOCAR ve DHL gibi birçok uluslararası kuruma hizmet veriyor. 

Faradai Net Zero Intelligence Platformu’nun kullanıcıları, tüm enerji tüketim verilerini gerçek zamanlı olarak tesislerden toplayıp, analiz edip, Scope 1-2-3 karbon emisyon raporlamalarını yaparak hem %20’ye varan enerji tasarrufu yapıyor, hem de standartlara ve regülasyonlara uyumluluk sağlıyor. 2021 yılında 55 milyon ton karbon emisyonunu yöneten ve raporlayan Faradai, her sene bu sayıyı ikiye katlamayı hedefliyor. 

Platform, farklı yazılımlardan, sensörlerden, ve tesis altyapılarından çevresel, operasyonel ve finansal verilerin toplanışını otomatize ederek, kurumların topyekün değer zincirlerinin emisyonunu izlenebilir kılıyor. Bilim Tabanlı Hedefleme İnsiyatifi (Science Based Targets Initiative) ve Sera Gazı Emisyon Raporlama (GHG Emission Standards) Standartlarını baz alarak, işletmelerin net zero hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştıran Faradai, bunun üzerine IoT platform altyapısı ile karbonsuzlaşma projelerinin takibini ve performans raporlamasını da yapıyor. 

Gerçek zamanlı veri analizi olmadan net zero emisyona ulaşmak sadece bir fantaziden ibaret

Faradai kurucuları Şahin Çağlayan, Burak Sefer ve Utku Simitli, misyonlarını “Sürdürülebilir bir gelecek için veri ve analiz çözümleri sağlamak’’ olarak belirtiyor. Faradai’ın vizyonunun arkasında ise “Enerji yeni internettir’’, “Yapay zeka yeni elektriktir’’ ve “Sürdürülebilirlik yeni dijitaldir’’ felsefeleri yatıyor. Türkiye’den çıkıp globalde söz sahibi olan bir etki odaklı teknoloji şirketi çıkarmanın en büyük hedefleri olduğunu vurguluyorlar. 

“Girişimcilik ekosisteminde, insanları daha çok tüketmeye yönlendiren veya katma değer yaratmadan günün trendlerine göre popüler olan şirketlere yatırım yapmaya bir meyil var. Biz Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilir kalkınma hedeflerini baz alan bir şirketin de unicorn olabileceğini gösterip, genç girişimcilere örnek olmayı hedefliyoruz.’’

Bunun yanında, birçok kurumun net zero hedefleri koyduğunu, fakat hedef koymanın bu işin sadece başlangıcı olduğunu, asıl zor olan kısmın Kapsam 1-2-3 emisyon verilerini eksiksiz bir şekilde toplamak, raporlamak ve her şeyden önemlisi karbonsuzlaşma projelerini uygulamak ve takip etmek olduğunu belirtiyorlar. Faradai Net Zero İş Zekası Platformu’nun nesnelerin interneti ve yapay zeka yetkinlikleri ile gerçek zamanlı veri toplama, anormallikleri tespit ederek karbon ayak izini düşürecek aksiyonlar aldırması rakiplerinden farklı sunduğu katma değerler olarak öne çıkarılıyor. 

Faradai CEO’su Şahin Çağlayan, aldıkları yatırımın, Net Zero İş Zekası Platformu’nun yol planındaki ürün geliştirmelerini yapmak, sürdürülebilirlik uzman havuzunun genişletmek ve özellikle İngiltere, Avrupa, Orta Doğu ve Asya Pasifik başta olmak üzere global pazarlara açılımı hızlandırmak için kullanılacağını belirtti. 

Instagram, bilgisayar kullanıcıları için web arayüzünü güncelliyor

Popüler sosyal medya platformu Instagram, bilgisayar üzerinden de platformu kullanan kişileri düşünerek buradaki arayüzü güncellemeye karar verdi. Mobil uygulama ve web sitesinin büyütülmüş hali gibi görünen web sürümünün kendine has bir yapısı olavağı düşünülüyor.

Instagram’ın başında yer alan Adam Mosseri, yeni arayüz ve birbirinden farklı yeni özelliklerin duyurusunu Twitter üzerinden paylaştı. Açıklamasında, “Birçok insanın web’i çoklu görevler için kullandığını biliyoruz ve Instagram’ın online ortamda mümkün olduğunca harika bir deneyim olduğundan emin olmak istedik. Bu yeni tasarım görünüm olarak daha temiz, daha hızlı ve kullanımı daha kolay şekilde karşımıza çıkıyor.” dedi.

Yeni tasarım, ana sayfa, arama, mesajlar ve bildirimler gibi menüleri ve simgeleri bir yan bölmeye taşıyor. Dahası, keşfetme/arama sayfası, monitör boyunca uzanan tam bir ızgara biçiminde görünüyor. Yeni kenar çubuğu, bulunduğunuz ekrana göre genişleyip ve daralıyor.

Web için eski tasarımda, bir profil açtığınızda Gönderiler, Kılavuzlar, Reels gibi seçenekler ızgaranın üstünde barındırılıyordu. Yani başka bir sekmeye geçmek istiyorsanız, bulunduğunuz yerden en üste kaydırmanız gerekiyordu. Yeni tasarım, bu seçenekleri yana kaydırarak bu sorunu çözüyor.

Instagram, Reels özelinde oluşturulan içeriklerin de normal içerikleri gibi planlanmasını sağlayacak yeni sistemini duyurdu. Bu sayede sosyal medya uzmanları, kullanıcılar ve influencer’lar, istediği an gönderilerini platforma yükleyip seçtikleri saatte paylaşılmasını sağlayacak.

Kullanıcılar arasında parti parti geçilmesi planlanan bu yeni tasarım, farklı sekmeler arasında geçiş yaparken Instagram’ı büyük monitörlerde kullanmayı kolaylaştıracak. Bu sayede kullanıcıların daha temiz bir alanda daha verimli çalışmalarına yardımcı olacak. 

Şirket içi iletişimi kolaylaştıran Beekeeper, 50 milyon dolar yatırım aldı

Şirketlerin üst düzey çalışanlarıyla etkileşim halinde olmaları için geliştirilen Beekeeper, Seri C turunda 50 milyon dolar yatırım aldı. Yatırım turuna EGSB, Kreos Capital, Energize, Thayer, SwissCanto, Keen Ventures, Alpana ve Verve Capital katıldı.

2011 yılında İsviçre’de kurulan Beekeeper, konaklama, perakende, üretim, lojistik, sağlık ve diğer sektörleri kapsayan sabit bir ofis tabanlı konumdan çalışmayan global “masasız” işgücünün %80’ini hedefliyor. Beekeeper’ın platformu mesajlaşma, anketler, video ve sesli sohbetler, SSS için sohbet robotları, iş akışı otomasyonu, vardiya planlaması, belgeler, formlar ve daha fazlasını desteklemek için araçlar oluşturuyor. Bunlarla beraber girişim, yöneticilere etkinlik ya da düzenlenen toplantılara kaç kişinin katıldığı ve neler yaptığı hakkında da detaylı analizler yapıyor. 

Beekeeper, oteller zinciri Hilton ve gıda şirketi Cargill de dahil olmak üzere 10 yılı aşkın tarihi boyunca bazı büyük şirketlerle çalıştı. Üst seviye çalışanlara fayda sağlamayı vaat eden Beekeeper, şirketleri iş gücüyle nasıl bağlantı kurduklarını modernize etmeye teşvik etmek açısından pandeminin global iş gücü üzerindeki etkisinden yararlandı.

Beekeeper CEO’su Cris Grossmann, “Kamuoyu, insan yaşamının her alanında ön saflardaki iş gücümüzün oynadığı önemli rolün farkına vardıkça, haber kapsamına ve ulusal sohbetlere hükmetmeye başladılar,” diye devam etti. “Şirketler, anında iletişim kuramadıklarını veya ön saflardaki ekiplerine hızlı güncellemeler aktaramayacaklarını çabucak keşfettiler. On yıllardır güvendikleri standart yukarıdan aşağıya, ağızdan ağza iletişim kanalları, klasik veya sosyal intranetler ve ilan panoları başarısız oldu. Birçoğu, ön saflardaki çalışanlarını birbirine bağlamak ve güçlendirmek için yeni teknolojiler uygulamak zorunda kaldı ve bunu hızlı bir şekilde yapmaları gerekiyordu.” dedi. 

İsviçre merkezli girişim, yatırım sonrasında ürün geliştirmeyi ikiye katlamayı ve yeni pazarlarda faaliyet göstermeyi planlıyor.

Delivery Hero Tech Hub, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi heyetini ve Alman basınını ağırladı

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi temsilcileri ve 26 Alman basın mensubunun bulunduğu bir heyet, 7 Kasım’da Delivery Hero Tech Hub şirketini ziyaret etti. Bu ziyarette Delivery Hero Tech Hub yöneticileri, T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi yöneticilerine ve Alman basın mensuplarına kapsamlı sunumlarla Tech Hub’ın organizasyon yapısı, projeleri ve hedefleriyle ilgili bilgiler paylaştı.

Delivery Hero, ürün ve teknoloji ekiplerini Global Tech Hub stratejisi çerçevesinde merkezileştirerek, ilki Berlin’de kurulan teknoloji üslerinden birini resmi olarak Ocak 2022’de Türkiye’de faaliyete başlattı. Delivery Hero bünyesindeki platformlara hizmet vermek amacıyla Türkiye’de kurulan Delivery Hero Tech Hub, Delivery Hero’nun teknoloji üslerinin en büyüklerinden biri konumunda bulunuyor.

Delivery Hero Tech Hub’ın kurulması için atılan ilk adım ise 20 senelik Yemeksepeti platformunun, 40’tan fazla ülkede kullanılan Pandora platformuna geçişinin sağlanması oldu. Bu geçiş projesinin başarıyla tamamlanmasıyla beraber Delivery Hero Tech Hub globaldeki faaliyetlerine başlamış oldu.

Delivery Hero’nun Türkiye’de kurduğu Tech Hub, Delivery Hero’nun temel ürünleri arasında bulunan Qcommerce, FinTech ve AdTech gibi platform ve servisleri geliştiriyor.

Yeni teknolojilerin geliştirilmesine ve ürünlerin inovasyonuna odaklanan Tech Hub, pek çok açıdan Delivery Hero için önemli bir küresel teknoloji merkezi haline gelmeye başladı. Delivery Hero, Türkiye ofisinin katkılarıyla sağlam teknolojik yeteneklerle yönlendirilen bir dijital ekosistem inşa etmeyi, yemek ve market dağıtım teslimat hizmetlerini tüm dünya çapında tüketicilere daha yakın hale getirmeyi hedefliyor.

Türkiyenin yazılım ihracatını nitelikli iş gücü ile destekliyor. 

300’den fazla Tech Hub çalışanı tarafından hayata geçirilen ürünler ve servisler, 50’den fazla ülkede değer yaratıyor ve Türkiye’nin yazılım ihracatına önemli katkılar sağlıyor.

Tech Hub çalışanları bu ürün ve servisleri geliştirirken birçok ülkeden meslektaşları ile bağ kurup çalışma fırsatı yakalıyor.Üstelik çalışanların uluslararası projelerde yer alma şansı yakalaması, kariyerlerini geliştirmeleri için de büyük bir fırsat anlamına geliyor. Ayrıca Tech Hub çalışanlarına sağladığı eğitimlerle onların yetkinliklerini arttırarak kariyer yolculuklarına destek oluyor. Bu haliyle Tech Hub teknoloji alanında ülkeye istihdam katkısı yapmakla kalmayıp, nitelikli iş gücüne Türkiye’de global standartlarda çalışma imkanı veriyor.

Delivery Hero’nun doğrudan yatırımıyla Türkiye’de kurulan Tech Hub, ayrıca çalışma modeli konusunda da önemli bir deneyimi hayata geçiriyor. Tüm çalışanların uzaktan çalışma modeliyle katılım sağlayabildiği Tech Hub’ın, yazılım alanında önemli bir örnek model oluşturması da hedefleniyor. Uzaktan çalışma imkanı sayesinde Türkiye’nin dört bir yanından yazılımcılar işe alınabiliyor.

Bu ziyaretin amacı hakkında Yemeksepeti Kamu Politikaları ve Kamu İlişkileri Direktörü Senem Yavaş şunları söyledi: T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş dünyasına tanıtma ve yatırımcılara Türkiye’ye yapacakları yatırımın her aşamasında destek verme görevini üstlenmiş tek resmi kuruluş olarak, Türkiye’deki yatırım ortamını tanıtma faaliyetleri kapsamında farklı ülkeler ve sektörlere yönelik Road Show’lar düzenlemektedir. Bu yıl Türkiye’nin Hizmet İhracatı’ temasıyla 7-9 Kasım 2022 tarihinde Almanya’daki seçkin basın mensuplarının katılımı ile düzenlediği Road Show programında Delivery Hero olarak yer almaktan büyük memnuniyet duymaktayız. Bu ziyaret ile 2015 yılında yaptığı yatırımla Yemeksepeti hisselerinin tamamını bünyesine katmış olan Delivery Heronun, yazılım sektörü ve hizmet ihracatı açısından ülkemizde gelecek dönem faaliyetlerine verdiği önemi ilgili heyet üyelerine sunma imkanına sahip olmuş olduk.” 

Delivery Hero Tech Hub CPHOsu İlke Şentürk Öksüz ise ziyaretle ilgili şu bilgileri paylaştı: “Çalışanlarımızın mutlu olması için, global uygulamalar geliştirirken herkesin çalışmak istediği bir şirket olmak için de gerekli şartları oluşturmaya gayret ediyoruz ve büyüyoruz. Bu merkezde herkesin çalışmak isteyeceği bir ortam ve imkanlar sunuyoruz. Tüm Tech Hub çalışanları global bir iş sürecinin parçasıdır. Türkiye’de yaptıkları iş 50’den fazla ülkede anlam kazanıyor ve değer yaratıyor. Aynı şekilde çalışanlarımız birçok ülkeden meslektaşlarıyla bağ kurup çalışma fırsatı yakalıyorlar. Diğer yandan çalışanlarımız, durmadan devam eden bir gelişimin de bir parçası oluyor. Verdiğimiz teknik ve İngilizce eğitimler sayesinde alanlarında en yetkin kişiler olmaları adına elimizden geleni yapıyoruz. Uluslararası projelerde çalışma elde ederek mühendislik noktasında gelişimlerine katkıda bulunuyoruz. Bu da sağladığımız önemli fırsatlar arasında. Ayrıca, Türkiyedeki genç yetenekleri Global Early Talent Programımız kapsamında Tech Hub bünyesinde yetiştirmek üzere bir program başlatıyoruz. Programa seçilen kişilerin, vereceğimiz eğitimlerle yetkinliklerini geliştirmelerini ve uluslararası çalışma deneyimi kazanmalarını hedeflemekteyiz. T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisinin ve Alman basın mensuplarını bu ziyaret çerçevesinde ağırlamak, Tech Hub’ı anlatmak bizim için çok değerli bir fırsat oldu. Bu ilişkilerin önümüzdeki dönem önemli katkıları olacağına inanıyoruz.”

Konaklama platformu limehome, 45 milyon euro yatırım aldı

Avrupa’nın önde gelen teknoloji tabanlı dijitalleştirilmiş konaklama platformu limehome, 45 milyon euro yatırım aldı. Yatırım turuna AW Rostamani Group ve Capital Four ve mevcut yatırımcılardan HV Capital, Picus Capital ve Lakestar katıldı.

2018 yılında kurulan girişim, pandemiye rağmen her yıl cirosunu üçe katlayan sürekli dijital iş modeli sayesinde hem eğlence hem de iş segmentlerinde dinamik bir şekilde büyümeyi sürdürüyor. Halihazırda yedi ülkede 100’den fazla yerde ve 3000’den fazla daireyi misafirlerine sunuyor.

Girişime göre, bir yılı aşkın süredir portföylerindeki doluluk oranları %90 civarında ve tüm lokasyonlarda yüksek karlılık gösteriyor. limehome, pandemi aylarında bile ortalama piyasa seviyelerini aşarak benzer şekilde yüksek doluluk oranlarına ulaşabildiğini söyledi.

Tescilli işletim platformundan yararlanan limehome, fiyatlandırmadan rezervasyon, check-in, temizlik, müşteri hizmetleri ve faturalandırmaya kadar bir otel operasyonunun tüm geleneksel süreçlerini otomatikleştiriyor. Dijitalleştirilmiş misafirlik, işletme ve alan kullanımında daha yüksek verimlilik sağlarken daha küçük konumların karlı bir şekilde işletilmesine olanak tanıyor.

limehome Genel Müdürü Cesar de Sousa Freitas, “İki yeni yatırımcımız, yüksek büyüme ve yüksek karlı mevcut iş kombinasyonunu takdir ediyor. Vizyonumuza duydukları güvenden memnunuz ve limehome’u son derece karlı bir teknoloji tabanlı tasarım servisli daire operatörüne dönüştürmek için doğru yolda olduğumuzu teyit ediyoruz.” dedi.

limehome kurucu ortağı Dr. Josef Vollmayr, “Son birkaç yıl, dijital müşteri yolculuğuna ve tutarlı kaliteye sahip tam donanımlı tasarım servisli dairelerimizin hem eğlence hem de iş segmentlerinde çok popüler olduğunu gösterdi. Yatırımcılarımızın desteğiyle konseptimizi geliştirmeye ve yeni pazarlara taşımaya devam edeceğiz.” dedi.

HV Capital müdürü Fabian Gruner, “Limehome’un yenilikçi iş modeline erken bir aşamada yatırım yaptık. Bunu, şirketin istisnai gelişimi ile doğruladık. Limehome’un net konsepti ve güçlü uygulamasıyla Avrupa’da teknoloji tabanlı bir operatör olarak lider konumunu genişletmeye devam edeceğine inanıyoruz.” dedi.

Yatırımla beraber girişim, hem sıfırdan satın alımlar hem de platformda bulunan yerleri satın alarak daha büyük bir kitleye hitap etmeyi planlıyor.

Spor etkinliklerini metaverse’e taşımak isteyen Eterlast, 4.5 milyon euro yatırım aldı

Dünyanın önde gelen spor etkinliklerini metaverse’e taşımayı planlayan Eterlast, 4.5 milyon euro yatırım aldı. Supernode Global tarafından yönetilen tura Play Ventures, Active Partners, Founders Factory, Stake Capital ve Immutable X katıldı.

Joan Roure tarafından kurulan Eterlast, dünyanın önde gelen spor organizasyonlarıyla ortaklık kurarak spor ve eğlence topluluklarını metaverse’e taşımayı amaçlıyor. İlk olarak fizik ve güç gerektiren dünyanın en büyük iki sporu boks ve ragbi ile başlangıç yapmayı planlıyor. 

Barcelona merkezli Eterlast, tüketicilerin etkileşim kurmasına ve fandomları için ödüllendirilmesine olanak tanıyan dijital koleksiyonlar, blokchain oyunları tasarlayıp geliştirerek spor eğlencesini nasıl oluşturulduğunu yeniden dizayn etmek istiyor. NFT’leri tek satın alma yolculuğundan, gerçek dünya ödüllerinin kilidini açan sürükleyici bir oyun deneyimi için hayranların dijital koleksiyonları ve oyun içi varlıklar olarak kullanabileceği etkileşimli bir deneyime götürüyor. Taraftarların favori takımları ve spor şahsiyetleri ile daha fazla ilgilenmeleri için yeni bir yaklaşım oluyor. Ayrıca bunlar yapılırken taraftarlar ve oyuncular için dijital mülkiyet haklarının korunması da amaçlanıyor.

Eterlast, eski WBC ağır siklet şampiyonu Dillian Whyte‘a karşı altıncı turda nakavt zaferi olan April’in Tyson Fury‘nin ilk metaverse evrenine girişini yayınladı. Fury hayranları, Eterlast ve boks organizatörü Queensberry Promotion’ın ortaklığı sayesinde maçın önemli anlarını NFT olarak platform üzerinden satın alabilecek.

Eterlast’ın CEO’su ve kurucusu Joan Roure, “Düzenli olarak sporlarından zevk alan yüz milyonlarca hayrana ulaşan küresel parçalı sporları birleştirmeyi hedefliyoruz. NFT’leri bir ürün olarak değil, oyun oynama, toplama ve canlı etkinliklerle ilgili mevcut kullanım durumlarının deneyimini geliştiren bir teknoloji olarak anlıyoruz. Bu bakış açısıyla, bu üç unsuru bir araya getiren bütünsel ekosistemler inşa ediyoruz.” dedi.

Yeni yatırım, Eterlast’ın kullanıcı kazanması ve marka ortaklıklarını büyütmesi için kullanılacak.

Araç çağırma hizmeti inDrive, Türkiye’de kullanıma sunuldu

Şehir içi yolculuklar için alternatif ulaşım uygulaması inDrive, Türkiye faaliyetlerine başladığını açıkladı. Online olarak araç çağırılmasını ve ulaşımı kolaylaştırmayı hedefleyen girişim, taksilerle anlaşma yaparak şimdilik sadece İstanbul’da hizmet veriyor.

Faaliyetlerine 2012 yılında ABD ‘de de başlayan girişim, şehir içi toplu taşıma sistemine farklı bir bakış açısı getiriyor. Mısır, Tunus, Lübnan, Cezayir ve Fas’ın da yer aldığı 47 ülkede hizmet veren inDrive, ülkemizde de taksiler vasıtasıyla faaliyetlerini başlatarak müşterilerin rahat bir şekilde seyahat etmesini amaçlıyor. Açıklamaya göre ilk denemeler, hem sürücülerin hem de yolcuların hizmet kalitesinden ve kullanılabilirliğinden memnun kaldıklarını gösteriyor.

Girişimin sunduğu sistemde seyahat rotası belirlendikten sonra taksiciyle doğrudan pazarlık yapılabiliyor. Müşteriler sadece bununla kalmayıp istedikleri marka, model ve araç tipine göre filtreleme yaparak uygun ulaşım aracını kolayca bulabiliyorlar. Bununla birlikte isteyen kişiler, sürücülere bahşiş de verebiliyor.

Platformda, sürücülerin ve yolcuların birbirlerini inceleyip, seçebilecekleri ve karşılıklı yorum yapıp not verebilecekleri bir sistem bulunuyor. Yolcular, puanlarına, araba markalarına ve diğer kriterlere göre araçları seçebiliyor. Sürücüler de çağrıyı kabul etmeden önce yolcunun puanını ve yolculuğun bitiş noktasını görebiliyor.

inDrive, bundan sonraki süreçte önceliklerinin yasalar doğrultusunda İstanbul Taksiciler Odası’nın talepleri dinleyerek iş birliği yapacaklarını da açıkladı. Yolcuların ödemeyi sadece nakit olarak yapabildiği uygulamada ilk etapta taksicilerden hizmet ücreti almayacağını duyuran inDrive’dan yapılan açıklamada, “inDrive, rakiplerinin %20-30 hizmet ücreti aldığı ülkelerde bile vergiler dahil %12’ye kadar servis ücreti almaktadır” denildi.

Türkiye faaliyetlerine yeni başlayan girişimin rakipleri karşısında nasıl bir performans sergileyeceği merak ediliyor.

Alternatif SuperApp, kitle fonlama turunda 17 milyon TL yatırım aldı

Farklı yatırımcı kategorilerini tek yerde toplamayı planlayan Alternatif SuperApp, 16.6 milyon TL hedefli kitle fonlama turunda hedefin de üstüne çıkarak 17 milyon TL yatırım aldı. Sizlerle paylaştığımız kitle fonlama kampanyası, Fonangels üzerinden gerçekleştirildi.

Macellan‘ın geliştirdiği Alternatif SuperApp yeni bir yatırım modeli ile farklı yatırımcı kategorilerini tek yerde topluyor. Girişim sermaye fonları, melek yatırımcılar, nitelikli yatırımcılar, kurumsal yatırımcılar ve küçük yatırımcıların aynı anda yatırım yapabileceği bu turda paya dayalı kitle fonlama ile girişim sermayesi fonu birlikte kullanılıyor. Kitle fonlama yöntemiyle kendi müşterilerini hedefleyen Alternatif SuperApp, girişim sermaye fonu ile nitelikli yatırımcıları markaja alıyor.

Girişimin dikkat çeken özellikleri arasında birbirinden farklı işletmelerin dijital cüzdanlarını tek çatı altında toplaması oluyor. Bu sayede işlem yapma sırasında çeşitli kolaylıklar ve avantajlar bir arada sunuluyor.

Qinvest Portföy Yönetimi önderliğinde kurulan Macellan İleri Teknoloji Girişim Sermayesi Yatırım Fonu ile ise nitelikli yatırımcıları hedefleyen şirket uluslararası yatırımcıların dikkatini çekerek yurt dışı büyümesine odaklanmak istiyor.

Girişim, 1400’ün üzerinde yatırımcı ve 17 milyon TL’yi aşan yatırımla hedeflerine ulaşmak için istediği yatırıma ulaşmış oluyor.

Alternatif SuperApp bu yatırımla global büyümesini gerçekleştirerek 5 yıl içerisinde 12 ülkeye açılmayı hedefliyor. Bugün 70’ten fazla dijital cüzdanı içinde barındıran Alternatif SuperApp 2023 sonunda 250’ye yakın markayla pazaryeri konumunu güçlendirecek.

Finansal teknolojiler geliştiren Atlar, 5 milyon euro tohum yatırım aldı

Avrupalı ​​işletmeler için bankalar arası ödemeleri kolaylaştırmayı amaçlayan Atlar, düzenlenen tohum turunda 5 milyon euro yatırım aldı. Index Ventures tarafından yönetilen tura Adyen, Revolut, Figma La Famiglia VC, Cocoa ve melek yatırımcılar katıldı.

Her yıl Avrupa bankalarında ödemeler, sigorta primleri, mevduatlar, kredi ödemeleri gibi birçok kategoride tahmin edilenden çok fazla – 260 trilyon euro‘nun üzerinde işlemler – işlemler yapılıyor. Avrupalı ​​tüketiciler, açık bankacılık ve ödeme başlatma konusunda zaten oldukça aşina olsa da, birçok B2B transferi hala manuel olarak işleniyor. İş bankacılığı, ödemeler söz konusu olduğunda aynı düzeyde yenilik yaşamıyor.

Girişim, banka bağlantılarıyla ilgili tüm karmaşıklıkları gizleyen modern bir API sağlıyor. Bir şirket Atlar’ı kullandığında, doğrudan Atlar’ın API’si aracılığıyla transferleri yapıp işlemleri uzlaştırabilir ve otomatik ödemeler yapılmasını sağlayabiliyor. 

Joel Nordström, Joel Wägmark ve Johannes Elgh tarafından kurulan Atlar, özellikle ödemeler, sigorta primleri, mevduat ve kredi ödemeleri için kullanılabiliyor. Birçok Avrupa ülkesinde faaliyet gösteren şirketlerin geneli birden fazla banka hesabını bünyesinde barındırıyor. Girişimin sunduğu sistem, ödemeleri otomatikleştirmek bu işletmeler için iyi bir alternatif oluyor. 

Atlar’ın kurucu ortağı ve CEO’su Joel Nordström, “Ödemeleri bir iş olarak kabul etmek artık oldukça zahmetsiz, ancak bunları bankanızla başlatmak hala acı verici bir şekilde yavaş ve manuel” dedi. “Bu nedenle Atlar, banka bazlı ödemeler için işletim sistemi olma yolculuğunda. Yeni bir kategori yaratarak, müşterilerimiz için nihayetinde Avrupalı ​​tüketicilere ve işletmelere fayda sağlayacak bir yenilik dalgası yaratmayı umuyoruz.” dedi. 

Bugüne dek İskandinav ülkeleri, Almanya, Avusturya ve İsviçre’de faaliyet gösteren girişim, aldığı yatırımla beraber çalışmalarını Avrupa genelinde yapmayı planlıyor.