Ana Sayfa Blog Sayfa 288

Erken aşama girişimler için kurulan Sabancı ARF’a seçilen 14 girişim

‘Yeni ekonomi’ odaklı büyüme stratejisi kapsamında, inovasyon ve teknoloji yatırımlarına hız veren Sabancı Topluluğu, girişimcilik ekosistemine ve açık inovasyona katkı sunmayı amaçlayan Sabancı ARF (Almost Ready to Fly – Neredeyse Uçmaya Hazır) programını hayata geçirdiğini sizlerle paylaşmıştık.

20 hafta boyunca Sabancı Holding’in İstanbul’daki merkezi Sabancı Center’da, kendilerine özel olarak hazırlanan alanda çalışmalarına devam edecek girişimler, Mart 2023’te düzenlenecek final gününde, projelerini Yatırım Jürisi’ne sunma şansı elde edecek. Değerlendirmesi olumlu sonuçlanan girişimciler, 150 bin dolara kadar Sabancı ARF tohum yatırımına hak kazanacak.

Sabancı ARF

  • 150 bin dolara varan tohum yatırımı
  • Sabancı ARF’a dahil olan girişimler, alanında uzman danışmanlar ile çalışarak hangi aşamalarda olduklarına göre farklı destek ve mentorluk olanaklarından yararlanıyorlar.
  • Bu danışmanlığa ek olarak Sabancı Topluluğu’nun sahip olduğu network, mekân gibi kaynakları kullanabiliyor; Topluluk şirketlerinden başlamak üzere, farklı şirketler ile iş birliği fırsatlarını ilk elden tanışıklık ve yerleştirme ile yakalıyorlar.
  • Program kapsamında, ürün ya da hizmet prototipini geliştirmek, ilk müşteri bağlantısını yapmak veya fatura sayısını arttırmak için girişimcilere 30 bin dolara kadar nakit destek imkânı sağlanıyor.
  • Final gününde seçilen girişimlere, süreç boyunca sağlanan nakdi destek dahil olacak şekilde 150 bin dolara kadar, Sabancı ARF tohum yatırımı yapılıyor.

16 günde 544 başvuru yapıldı

Sabancı Topluluğu çalışanlarının yanı sıra Topluluk dışından da tüm girişimcilere açık olan Sabancı ARF’ın başvuru süreçleri eylül ayında tamamlandı. Bu yıl birincisi düzenlenen programa 16 gün içinde, yüzde 20’si Topluluk içinden, yüzde 80’i ise Topluluk dışından olmak üzere toplam 544 başvuru yapıldı. Seçilen 14 girişimin yüzde 50’si dijital teknolojiler, yüzde 43’ü iklim teknolojileri, yüzde 7’si ise ileri malzeme teknolojilerine odaklanıyor.

Sabancı ARF’a seçilen girişimler

Avokadio: Geliştirdiği taşınabilir nefes analiz cihazıyla kullanıcının nefesindeki keton ve amonyak gazlarını ölçer, mobil uygulaması ile kişinin metabolizma verilerine dayalı kişisel beslenme tavsiyeleri almasını sağlar

Blueit: Sanayi ve binalardaki su tüketimini gerçek zamanlı olarak takip edip optimize eden bir donanım ve yazılıma bağlı “Su Yönetim Platformu” geliştirir.

BPREG: Bitki lifleri ve termoplastik polimerlerden yüksek performanslı, hafif, geri dönüştürülebilir ve düşük maliyetli biyo-kompozitler geliştirir ve üretir.

Kozalak: Kendine özgü donanım ve yazılımı ile üretilen KOZALAK Yangın Erken Tespit Sistemi ile sensör tabanlı bir örgü ağ sistemi oluştur.

Köstebek: Yapay zeka modeli ile geliştirilmiş görsel tanıma sistemi ve rota optimizasyonunu mobil uygulamasına ekleyen Köstebek, yerel ve global pazarda bir e-atık geri dönüşüm mobil uygulamasını oluşturmayı hedeflemektedir.

Leadport: İşinizi ve müşterilerinizi her yerden yönetmenize yardımcı olan bulut tabanlı mobil bir CRM (Lead Management) uygulaması sunar.

Newky: Araçların iki faktörlü doğrulama ile kullanıcılarını tanımasına imkan sağlayan yeni bir dijital anahtar deneyimi sunar.

Phoenix Enerji: Özgün paladyum membranı sayesinde tüm gazlardan hidrojen gazını saf bir şekilde ayrıştırabilmektedir.

The Clico: Yapay zeka destekli çözümleri ile tüm geri bildirimleri, çevrimiçi incelemeleri ve müşteri verilerini tek bir platformda otomatik olarak toplayarak; müşteri beklentilerinin ve ihtiyaçlarının değerlendirilmesine olanak tanır.

Sabancı Holding çalışanlarından çıkan Kurum-içi Girişimler

Re-tech: Şişelerin kullanıcıdan depozito karşılığı geri toplanmasını ve takip edilmesini sağlayan akıllı geri dönüşüm kutuları üretmektedir.

Hizmetinle Al: Online alışveriş sonrasındaki satış sonrası hizmetler için iş modeli bağlantısı oluşturan bir platformdur.

Miote: Elektrikli makineleri izleyip anormal durumlarını tespit eden ve sürekli öğrenen yapay zeka destekli bir bakım asistanıdır.

Kiduttle: Çocukların kurs ve farklı aktivitelere olan ulaşım ihtiyacını güvenli ve konforlu bir biçimde karşılayarak, ebeveynlerin zamanlarını daha verimli geçirmesine yardımcı olan yeni nesil bir ulaşım hizmeti modeli sunar.

Garantim Sensin: Ürünlerin garanti süreçlerinin tek platformda takibi ve ürün servislerine kolaylıkla ulaşma olanağı sağlayan dijital bir garanti süreci çözümüdür.

Sosyal medya iletişimini kolaylaştıran ConvoPLUS, kitle fonlama turunda 2 milyon TL yatırım aldı

Sosyal medya iletişimini ve müşteri ilişkilerini kolaylaştıran, sosyal-CRM yazılımı ConvoPLUS, kitle fonlama platformu fonangels’da yatırım turuna çıktı. Dijital müşteri ilişkilerini yönetmek, kişiselleştirmek ve merkezileştirmek için ihtiyaç duyulan her şeye sahip olan yeni nesil müşteri ilişkileri platformu ConvoPLUS, ekosistemin önde gelen isimlerinin de desteğiyle yatırım turunu başarıyla tamamladı.

Kısa bir süre önce kurulan ve hızlı şekilde büyüyerek Scaleup pozisyonuna ulaşan şirket, 2 milyon TL üzerinde talep toplayarak sosyal medya müşteri ilişkileri ekosistemi için kitle fonlaması açısından önemli bir başarıya imza atmış oldu. Aynı zamanda kitle fonlamasına tanıtım ve sektörel iş birlikleri için giriş yapan ConvoPLUS, yatırım sürecinde Alternatif SuperApp ile stratejik ortaklık konusunda da anlaşma sağladı ve uluslararası pazar hedefi doğrultusundaki çalışmalarını hızlandırdı.

Sosyal Medya Müşteri İlişkileri pazarı hızla büyüyor

Pandemi dönemi; internet kullanıcılarının ve özellikle de dijital müşteri sayısının artışına neden oldu. Yine dijital müşteriler, beğenilerini ve şikayetlerini sosyal medya platformlarında paylaşmayı tercih ettiği için, sosyal medya ve sosyal medya odaklı müşteri ilişkileri önemini üst seviyeye taşıdı. Bir çok marka da bu sebepten dolayı internet teknolojileri ve sosyal medya gibi alanlara yatırım yapmaya başladı. Bunun da sosyal medya ve sosyal-crm pazarının büyümesine neden olduğunu rahatlıkla söylenebiliyor.

ConvoPLUS

Nitekim sosyal-CRM pazarı, Persistence Market Research’ün araştırmasına göre 2021’de 17.4 milyar dolar değerine ulaşmış durumda. 2021-2031 tahmin döneminde ise %49.2’lik bir yıllık bileşik büyüme oranında (CAGR) büyümesi bekleniyor. Özellikle de Elon Musk‘ın Twitter‘a yaptığı yatırım sosyal medya platformlarının hem enerjisini hem de değerini arttırdı. Musk’ın Twitter kaynaklarından bilgi eklediği paylaşımında da belirttiği üzere Twitter’ın aktif kullanıcı sayısı çok hızlı şekilde artıyor ki aynı anda bot hesaplar da kapatılıyor. Bu da Twitter gibi platformların markalar için çok daha önemli olacağını gösteriyor. Tüm bu gelişmeler de ConvoPLUS gibi yazılımların değerinin artmasına neden oluyor. Bu da yatırımcıların bu alana yönelmesini sağlıyor.

Hedef, global bir sosyal-CRM platformu haline gelmek 

Pazar hedeflerinin sadece yerel olmadığını, uluslararası alanda markalaşma amacıyla tüm çalışmaların devam ettiğini söyleyen ConvoPLUS CEO’su Emre Tuncer, “ConvoPLUS, hali hazırda 10 dilde, lokasyon bağımsız olarak hizmet vermekte. Ayrıca gelişen tüm teknolojileri yakından takip ediyor ve modüler yapısı sayesinde tüm teknolojilere hızlı şekilde entegre olabiliyor. Bugün Pazar hedefi çok tam olgunlaşmamış olsa da Metaverse’te müşteri ilişkileri de ConvoPLUS’ın hizmetlerinden biri haline gelmiş durumda. Gamification (Oyunlaştırma) metoduyla, müşteri ilişkilerini keyifli hale getirirken, rozet-puan gibi kullanıcı motivasyonuna katkı sağlayan süreç yönetimlerini de destekliyor. Kriz yönetiminde ise konforlu bir alan oluşturuyor. Gelişmiş raporlama ve macrolar gibi birçok yeteneğe de sahip. Tüm bu özellikler ışığında kitle fonlamasındaki başarının en önemli faydası bizlere verdiği enerji. Özellikle de sektörün lider isimlerinin ve hali hazırdaki müşterilerimizin ConvoPLUS’a güvenerek, yatırım yapmış olmaları da çok büyük bir motivasyon kaynağı.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

ConvoPLUS, kitle fonlamaya değer kattı

ConvoPLUS’ın Kitle Fonlamadaki başarısını değerlendiren Fonangels Kitle Fonlama Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Kuş,Fonangels, kitle fonlama alanında kaliteli bir ilerleyiş gerçekleştiriyor. Bu sebeple platformda yayınlanacak her projemizi özenle seçiyoruz ki ConvoPLUS’da prestijli projelerimizden biri. Hem ürün hem de ekip olarak çok başarılı. Ayrıca sosyal medya ve sosyal CRM pazarının pazar değeri düşünüldüğünde ConvoPLUS’ın yatırımcılar açısından bir fırsat olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Buna ek olarak ConvoPLUS’ın kampanya dönemi çok keyifli ve verimliydi. Ekip olarak yeteneklerini ve farklılıklarını bu süreçte de gösterdiler. Öyle ki fonlama boyunca sadece kendi ürünlerini anlatmakla kalmadılar; sosyal medya, müşteri ilişkileri ve dijital pazarlama konusunda da tüm paydaşları bilinçlendirdiler. Çeşitli raporlar ve farklı içeriklerle dijital dünyanın kapılarını araladılar. Yani yatırım yapsın yapmasın ConvoPLUS’ın fonlama sürecini takip eden herkes kazançlı çıkmış oldu. Elbette bu durum ConvoPLUS’ın da bilinçli yatırımcı kitlesi oluşturmasını sağladı.” şeklinde konuştu.

Yerli mobilite girişimi BinBin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyetlerine başladı

BinBin KKTC

Teknolojiden aldığı güçle, sürdürülebilir ve pratik ulaşım çözümlerini geniş kitlelerin hizmetine sunan BinBin Türkiye içinde olduğu gibi yurt dışında da büyümesini sürdürüyor. Mikromobilite alanında yurt dışına açılan ilk Türk şirketi olarak faaliyetlerini daha önce Bulgaristan, Bosna Hersek ve Hırvatistan’a taşıyan şirketin yeni rotası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) oldu.

İlk etapta başkent Lefkoşa’da 500 e-scooter ile hizmete başlayan BinBin, Kıbrıs halkı için kısa mesafeli yolculukları daha pratik ve kolay hale getirecek. Girişimin bu yıl yaptığı yurt dışı açılımları, e-scooter pazarında dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.

“Dost ve kardeş ülke heyecanını yaşıyoruz”

BinBin CEO’su Kadir Abdik, yeni pazarlara yönelik yatırımlarının hızla devam ettiğini belirterek, “Çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlayan, şehir yaşamına kolaylık ve eğlence katan mikromobilite çözümlerini yalnızca Türkiye içinde değil yurt dışında da geniş kitlelerin hizmetine sunma hedefimiz çerçevesinde hızla yol alıyoruz. Bulgaristan, Bosna Hersek ve Hırvatistan’ın ardından şimdi de bizim için çok önemli bir adres olan Kıbrıs’tayız. Kıbrıslıları ilk kez e-scooter kiralama hizmetiyle buluşturmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Daha önce girdiğimiz tüm ülkelerde ve şehirlerde yeni model scooter’larımız ve uygun fiyatlandırma politikalarımız sayesinde yoğun bir ilgi gördük. Kıbrıs’ta da benzer bir ilgiyle karşılanacağımıza inanıyoruz. İlk etapta Lefkoşa’da başlattığımız hizmetlerimizi kısa süre içinde Girne’ye de yaygınlaştırmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

Bosch ve Mercedes-Benz tarafından geliştirilen sürücüsüz park sisteminin ticari kullanımı onaylandı

Bosch ve Mercedes-Benz‘in geliştirdiği otonom sürüş teknolojileriyle desteklenen park sisteminin ticari kullanım hakları onaylandı. Almanya Federal Motorlu Taşımacılık Kurumu (KBA), Stuttgart Havalimanı’nda APCOA tarafından işletilen P6 otoparkında kullanılmak üzere yüksek seviyede otonom park sistemine onay verdi.

Böylece otopark, dünyada ticari kullanım amaçlı resmi olarak onaylanacak dünyadaki ilk SAE Seviye 4¹ yüksek seviyede otonom sürücüsüz park işlevi olma özelliğini kazandı. Otonom sürüşün teknolojik gelişimi, geleceğin mobilitesinde önemli bir rol oynuyor. Araç ve altyapının sürüş ve manevrayı devralması ile sürücüler, dar otoparklarda park yeri aramak ve manevra yapmak için harcanan zaman yerine dikkatlerini başka şeylere yöneltebilecek.

Mercedes-Benz Group AG Yönetim Kurulu Üyesi ve Geliştirme ve Satın Almadan Sorumlu Baş Teknoloji Sorumlusu Markus Schäfer, “Teknoloji ortağımız Bosch ile birlikte geliştirilen yüksek seviyede otonom ve sürücüsüz park işlevimizin müşterilerin kullanımına yönelik dünyanın ilk onayı, inovasyon liderliği ile ‘Alman Yapımı’ ifadesinin el ele gittiğini gösteriyor. DRIVE PILOT Seviye 3 sistemimizin pazara sunulmasının ardından, bu yıl INTELLIGENT PARK PILOT servisimizle park etme için yakında bir Seviye 4 sistemi sunacağız. Müşterilerimize teknolojinin hayatı nasıl kolaylaştırabileceğini ve değerli zamanı nasıl geri kazanabileceğini gerçek anlamda gösteriyoruz.” dedi.

Bosch Yönetim Kurulu Üyesi ve Mobilite Çözümleri İş Sektörü Başkanı Dr. Markus Heyn, “Sürücüsüz park etme, otonom mobilitenin önemli bir parçasıdır. Ortağımız Mercedes-Benz ile birlikte geliştirdiğimiz yüksek seviye otonom park etme sistemi, bu geliştirme yolunda ne kadar ilerlediğimizi gösteriyor. Günlük otonom sürüş, sürücüsüz park etme ile başlayacak. Bosch, en başından beri otoparklardaki altyapıyı akıllı hale getirme yaklaşımını benimsedi. Bu nedenle bu alanda standartlar belirledik. Gelecekte amacımız, giderek daha fazla sayıda otoparkı gerekli altyapı teknolojisiyle donatmaktır ve önümüzdeki birkaç yıl içinde dünya genelinde yüzlerce otopark yapmayı planlıyoruz.” dedi.

APCOA PARKING Group Yönetim Kurulu Üyesi ve Ticaretten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Frank van der Sant, “Bosch, Mercedes-Benz ve Stuttgart Havalimanı’ndaki iş ortaklarımızla birlikte sürücüsüz ve temassız park etme konusunda başarılı bir şekilde ağa bağlı bir sistem geliştirdiğimiz için son derece mutluyuz. Dijital platformumuz APCOA FLOW; rezervasyon yapmak, otoparka temassız erişim sağlamak ve garajda kalma ücretini otomatik olarak faturalandırmak için kullanılabilir. Müşterilerimiz için bu, planlama kesinliği, neredeyse hiç zaman kaybı olmaması, kısa mesafeler ve temassız ve nakitsiz park etme süreci ile ilgili kolaylık açısından büyük bir kazanç anlamına geliyor.” dedi.

Stuttgart Havalimanı’nı işleten Flughafen Stuttgart GmbH’nin yönetim sözcüsü Walter Schoefer, “Bu küresel gala için havalimanı olarak STR’nin seçilmesinden gurur duyuyoruz. Bu proje bölgemizin ne kadar yenilikçi olduğunu gösteriyor. Otonom Vale Park servisi, özellikle aceleleri olduğunda ve otomobillerini hızlıca havaalanına park etmek istediklerinde uçak yolcularımızın konforunu ve rahatlığını artırıyor ve zamandan tasarruf etmelerini sağlıyor.” dedi.

Sürücüsüz park etmenin arkasındaki teknoloji

Sadece akıllı telefonda bulunan bir uygulamaya basarak otomobili otoparka sokmak, otoparktan çıkarmak ve park yerine göndermek – Otonom Vale Park servisinin bir sürücüye ihtiyacı yok. Sürücü, artan zamanını değerlendirmek için otoparktan ayrıldığında, araç belirlenen alana kendisi gider ve park eder. Daha sonra araç, alım noktasına tamamen aynı şekilde geri döner. Bu süreç, Bosch tarafından sağlanan ve otoparka kurulan akıllı otopark altyapısı ve Mercedes-Benz otomotiv teknolojisi arasındaki etkileşime dayanır.

Otoparktaki Bosch sensörleri, sürüş koridorunu ve çevresini izler ve aracı yönlendirmek için gerekli olan bilgileri sağlar. Araçtaki teknoloji, altyapıdan aldığı bilgileri sürüş manevralarına dönüştürür. Böylece araç, otoparkın katları arasında geçiş yapmak için rampalardan kendi kendine yukarı çıkabilir ve aşağı inebilir. Altyapı sensörleri bir engel algıladığında araç fren yapar ve güvenli bir şekilde tamamen durur. Ancak rota temizlendikten sonra yoluna devam eder.

2019’da Bosch ve Mercedes-Benz, Stuttgart’taki Mercedes-Benz Müzesi’nin kapalı otoparkının günlük operasyonlarında geliştirme araçlarını insan gözetimi olmadan kullanarak Otonom Vale Parkını işletmek için dünyanın ilk özel iznini aldı. Şu anda verilen onay, bunun ötesine geçerek, Stuttgart Havalimanı’ndaki P6 otoparkında özel araçlarla ticari işletmeye izin veriyor. Onayın dayanağı, Temmuz 2021’de Almanya’da yürürlüğe giren ve motorlu taşıtlar için SAE Seviye 4¹ uyarınca sürücüsüz sürüşe izin veren bir kanundur (BMDV – Almanya otonom sürüşte dünya lideri olacak).

Bu kanunun otopark sistemine uygulanması, Almanya Federal Dijital ve Ulaştırma Bakanlığı (BMDV) ve KBA ile yakın koordinasyon içerisinde hayata geçirildi. 20 Mayıs 2022’de Alman parlamentosunun üst meclisinden geçen AFGBV (otonom sürüş direktifi), Seviye 4 araçların karşılaması gereken Alman karayolu trafik kanunu kriterlerini açıkça belirtiyor.

Şirketler, sürücüsüz park hizmetini Stuttgart Havalimanı’ndaki APCOA P6 otoparkında kademeli olarak devreye almayı planlıyor. Kullanıma sunulduğu günden itibaren, Temmuz 2022’den bu yana üretilen ve “Mercedes me connect”in bir parçası olarak INTELLIGENT PARK PILOT 2 servisine sahip olan ve bu hizmeti etkinleştiren araç çeşitlerinde S-Serisi ve EQS modellerine sahip ilk müşteriler, P6 otoparkında bu işlevi kullanabilecek.

Sürücüler önceden park yeri ayırtmak için “Mercedes me” uygulamasını kullandıklarında, araçlarını önceden belirlenmiş bir iniş alanına bırakabilirler. Tüm yolcular araçtan indikten sonra uygulama park manevrasını başlatır. Park sistemi, rezerve edilen park yerine giden yolun açık olup olmadığını ve diğer tüm teknik gereksinimlerin karşılanıp karşılanmadığını kontrol eder. Gereksinimlerin uygun olması halinde sürücüler, uygulamada akıllı altyapının aracın kontrolünü ele aldığını onaylayan bir bildirim alır. Daha sonra otoparktan ayrılabilirler. Araç otomatik olarak çalışır ve park yerine kendi yolunu bulur. Sürücü, otomobilini kapalı otoparktan almak istediğinde, akıllı telefon komutuyla otomobili çağırabilir. Sonrasında araçlar, önceden belirlenmiş bir alım noktasına doğru kendisi gelir.

Mozilla, metaverse odaklı çalışmalarını büyütmek için Active Replica’yı satın aldı

Mozilla, “web tabanlı metaverse” evreni geliştiren Active Replica‘yı satın aldığını açıkladı. Mozilla Kıdemli Başkan Yardımcısı Imo Udom‘a göre Active Replica, Mozilla’nın VR sohbet odası hizmeti ve açık kaynak projesi olan Hubs ile devam eden çalışmalarını destekleyeceklerini açıkladı.

2020 yılında Jacob Ervin ve Vlaerian Denis tarafından kurulan girişim, sanal etkinlikler oluşturma deneyimlerini Hubs topluluğuna taşıyor. Active Replica’nın oluşturduğu sürükleyici deneyimler, gerçek dünyayla beraber sanal dünyanın mükemmel bir şekilde uyum sağlamasına yardımcı oluyor.

Mozilla, Active Replica’nın birbirinden farklı özelliklerini Hubs topluluğuna entegre etmeyi planlıyor. Topluluğa dahil edilmesiyle beraber daha kişiselleştirilmiş abonelik katmanları, Hub’ların katılım deneyimini iyileştirme ve Hubs motorunda yeni etkileşim yetenekleri sunmasını sağlayacak. Girişimin geliştirdiği çözümler, Mozilla’nın isteğe bağlı çalışmalarının bir kısmını hızlandırmasına da yardımcı olacak.

Imo Udom, “Hub’lara tek başımıza yapabileceğimizden daha fazla yenilik ve yaratıcılık getirmek için önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Kuruluşların etki oluşturmak için sanal alanları kullanmalarına yardımcı olan harika deneyimler yaratma konusunda Active Replica’nın benzersiz deneyimlerinden ve yeteneklerinden yararlanacağız. Ölçeğimizden, yeteneğimizden ve yeniliklerini pazara daha hızlı sunmaya yardımcı olma yeteneğimizden yararlanacaklar.” dedi.

Jacob Ervin ve Vlaerian Denis, “Mozilla uzun süredir daha sağlıklı bir interneti savunuyor. Web’e olan bağlılığı ve katkılarıyla bize ilham kaynağı oldular. Mozilla Hubs ekibiyle güçlerimizi birleştirerek misyonumuzu daha da genişletebilir ve yeni nesil içerik üreticilerine ilham verebiliriz. Active Replica, mevcut müşterilerimiz, ortaklarımız ve topluluğumuzla çalışmaya devam edecek.” dedi.

Yapılan satın alım anlaşmasıyla sadece Hub için değil birçok alanda yenilikçi çözümler geliştirileceği düşünülüyor.

Üniversitelilerin iş hayatına hazır olmalarını sağlayan Hamilik Okulu Vakfı, Girişimcilik Merkezi’ni açtı

Üniversitede öğrenim görmekte olan gençleri hem mesleğe hem de iş hayatına insan odaklı olarak hazırlamak ve “kadim değerler”in modern “meslek hayatı” içinde “güncellenmesi” arayışı  amacıyla 10 yılı aşkın süredir faaliyetlerine devam eden Hamilik Okulu Vakfı bünyesinde kurulan Girişimcilik Merkezi (GM) ilk dönem başvurularını kabul etmeye başladı. 

GM’ye başvuracak girişimci ekiplerden temelde; bir iş projesini gerçekleştirerek ekonomik bir değer ortaya koymalarının beklendiği ve bunun yanı sıra “insan olma” anlayış ve sorumluluğu kapsamında sosyal fayda üreten projelere de öncelik tanınacağı ifade edildi. Bu bağlamda sürdürülebilir iş fikirleriyle birlikte belli bir kotanın da sürdürülebilir sosyal projelere ayrıldığı vurgulandı. Program kapsamında; hızla gelişen teknoloji tabanlı faaliyetlere yönelik yeni fikirleri olan ve bunları hayata geçirmek için destek alma gereksinimi duyan ekiplere dört ay kadar sürecek bir eğitim verilerek bilgi ve tecrübe aktarımının yapılmasının planladığı iletildi.

Eğitimle birlikte farklı sektörlerde başarılı çalışmalara imza atmış hamilerle girişimlerin ihtiyaç duydukları danışma ve deneyim aktarımının da sağlanacağı aktarıldı. Diğer girişimcilik merkezlerindeki mentor konseptinden farklı olarak hamilik konseptini kullanan GM, bunun mevcut uygulamalardaki; eğitim süreci ile kısıtlı olan mentorluktan daha kapsamlı ve girişimcilerin ihtiyaç duydukları tüm zamanlarda destek alabilecekleri bir konsept olduğunu aktardılar. Programı başarı ile bitiren girişimci ekiplerin ekosistemdeki fon kaynaklarına ve ihtiyaç duyulması halinde diğer kuluçka merkezlerine de yönlendirilecekleri ifade edildi. 

Başvurmak isteyen girişimci ekiplerin 16 Aralık tarihine kadar www.girisimcilikmerkezi.org adresinden başvurularını gerçekleştirebilecekleri belirtildi.

Tesla, elektrikli tır modeli Semi’nin ilk teslimatını yaptı

Elektrikli araç endüstrisinin öncü markalarından Tesla, 5 sene önce duyurusunu gerçekleştirdiği elektrikli tır modeli Semi için uzunca bir sürenin ardından ilk teslimatları yaptı. Tesla Semi‘yi ilk teslim alan şirket Pepsi oldu.

Şirket, ilk resmi seri üretim aracını Perşembe günü Tesla Nevada Gigafactory’de düzenlenen “Semi Delivery Event” ile birlikte Pepsi’ye teslim etti. İçecek üreticisi, şirketten toplamda 100 araç sipariş etti. İlk olarak 2017’de gösterilen Tesla Semi, başlangıçta 300 millik ve 500 millik versiyonlar için sırasıyla 150.000 dolar ve 180.000 dolar fiyatıyla satışa sunulacaktı. Bu fiyatlar, 60 bin dolarlık standart dizel araçların fiyatına göre oldukça yüksek görünüyor. Tesla, araçlarının normal araçlara oranla %20 daha verimli çalışabileceğini (Mil başına 2kWh) ve Semi’nin milyon millik ömrü boyunca 250.000 dolara kadar tasarruf sağlayabileceğini iddia ediyor. 

2017 yılında tanıtılan Tesla Semi için o günlerde Elon Musk, elektrikli tırın iki yıl sonra satışa sunulacağını açıklamıştı. Covid-19 pandemisinin ortaya çıkmasıyla beraber çip sıkıntısıyla beraber bu planlar gecikti ve bu sene ilk ürün teslim banttan indi. Semi, 4 farklı bağımsız motorla geliyor. Elektrikli tırın 0-100 km/s hıza ulaşması yalnızca 20 saniye sürüyor. 30 dakikalık şarj edilen piller, %80 oranında doluluk gösteriyor. Araçta, gelişmiş otopilot teknolojileri, özel sensörler ve kör nokta algılama sistemleri gibi önemli özellikler bu araçta yer alıyor.

Elon Musk, “Pil hücrelerinin sınırlı olması ve global tedarik zinciri zorlukları nedeniyle elektrikli tır ve kamyon programının lansmanını 2022’ye kaydırdık.” dedi.

Mayıs ayından itibaren Tesla, 20.000 dolar bedelle ön kayıt sürecini tekrar başlattı. Musk, 2024 yılına kadar 50 bin adet Tesla Semi üretmeyi planlıyor. Tesla Semi siparişi veren birçok büyük şirketin olduğu iddia ediliyor.

Melek yatırımcılar, Meleklerin Günü 2 etkinliğiyle bir araya geldi

Erken aşama girişimlerin ihtiyaç duydukları desteği vermeyi amaçlayan helo!, Meleklerin Günü 2 etkinliğiyle girişimcilik ekosisteminin bir araya gelmesi sağlandı. Meleklerin Günü 2’de yatırım sektörünün önde gelen isimleri, melek yatırım yapmak isteyen yatırımcılar ve girişimciler bir araya geldi.

Meleklerin Günü 2’nin 30 Kasım Çarşamba günü düzenleneceğini daha önce sizlerle paylaşmıştık. Bizim de katıldığımız etkinlikte, deneyim sahibi melek yatırımcılar, etkinlik kapsamında gerçekleştirilen panellerde sektördeki tecrübelerini katılımcılarla paylaştı. Meleklerin Günü 2’nin girişimcilik ekosistemine daha fazla melek yatırımcının dahil olmasına katkı sağlaması bekleniyor.

Meleklerin Günü 2’de Türkiye’nin önde gelen melek yatırımcıları ve fon yöneticileri melek yatırımcı olmak isteyenlerle tecrübelerini paylaştı. Kolektif House Levent’te 30 Kasım 2022’de düzenlenen etkinlikte, yatırım sektöründe deneyim sahibi olan ve aktif olarak melek yatırımcı olan isimler, melek yatırım yapmak isteyen 250’den fazla katılımcıyla bir araya geldi. Etkinlikte; Türkiye ekosisteminin genel gidişatı, kurumsal girişimcilik, yatırımların hukuki boyutu ve sektörün geleceği konuşuldu.

Sektörün öncülerinden Ersin Pamuksüzer, Ahu Büyükkuşoğlu Serter, Tuğrul Ağırbaş ve Serkan Ünsal gibi isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı etkinlikte; Kurumsalın Girişimcilerle Etkileşimi, Geleceğe Tohum Ekmek: Deneyimli Melekler, Geleceğe Yatırım Yapmak ve Sürdürülebilir Bir Dünyaya Yatırım başlıklı oturumlar düzenlendi. Katılımcılar, teknoloji alanındaki girişimleri için yatırım arayan girişimcilerin sunumlarını takip etti. Program sonundaki networking bölümünde ise ekosistemdeki birçok isim etkileşimde bulunma fırsatını yakaladı.

Meleklerin Günü 2 açılış konuşmasında sahne alan helo! CEO’su ve Kurucu Ortağı Orhan Bayram“Bu özel ve anlamlı günde sektördeki öncü isimlerin deneyimlerini ilk ağızdan dinleyecek olmaktan dolayı oldukça mutluyuz. helo!, yatırımcılara ve yatırım kuruluşlarına yatırım süreçlerinde çeşitli hizmetler veren, girişimcilere de geliştirdiği programlarla destek sağlayan bir girişim platformu olarak faaliyet yürütüyor. Bugün de Meleklerin Günü’yle birlikte melek yatırımcılıkla ilgili deneyimleri ve süreçleri aktararak, daha fazla melek yatırımcının sektöre katılmasını katkı sunmayı hedefliyoruz. Ekosistemdeki paydaşlar olarak günlük telaşlardan uzaklaştığımız, farklı yolculuklardan edinimler kazandığımız bir gün olmasını diliyorum” dedi.

“Türkiye Girişim Ekosistemine Genel Bakış” başlıklı oturumda konuşan startup.watch Kurucusu Serkan Ünsal, sektörün gidişatına dair değerlendirmelerde bulunurken bazı önemli verileri de katılımcılarla paylaştı. Serkan Ünsal, “Türkiye ekosistemine baktığımızda, bilanço olarak tahminen geçen yıla yakın bir konumda veya geçen yılın biraz üstünde bitireceğiz. Bu sene verilerine bakacak olursak, 350 yatırımcının en az bir yatırım turuna katıldığını görüyoruz. Gaming ve fintech yatırımlarını değerlendirdiğimizde, fintech’te tüm zamanların rekorunun kırıldı. Yatırımcılar sadece fintech’lere 89 milyon dolar değerinde yatırım yaptı. Dünya genelinde yatırım miktarlarının düştüğünü söyleyebiliriz dedi.

“Girişimcilerin optimist realist olması gerekiyor”

“Geleceğe Tohum Ekmek: Deneyimli Melekler” başlıklı oturumda konuşan TheLifeCo Kurucusu Ersin Pamuksüzer“Melek yatırımcılık anlayışımda mentörlük ön planda, yatırımcılık arka planda yer alıyor. Yatırımcı tarafında, yeni girişimler noktasında karşıdaki girişimcinin kimliği önem kazanıyor. Benim anlayışıma göre girişimcilerin optimist realist olması gerekiyor. Ancak böyle girişimciler başarı sağlayabilir. Gereğinden fazla optimist olan birisi büyük bir ihtimalle batar. Girişimlerin zamanın ruhunu da takip edebilmesi gerekiyor. Tavsiyem fikirlerinden çok kendi mesleklerine saygıları olsun. Girişimciler ekosisteme daha fazla hâkim olarak melek yatırımcıları ikna edecek bir duruş sergilemeli” dedi.

Aynı oturumda tecrübelerini paylaşan Arya Kadın Yatırım Platformu Kurucusu Ahu Büyükkuşoğlu Serter“Melek yatırımcılıkta kişilere yatırım yapıyoruz. Ancak kurucuları destekleyen en önemli faktörün ekipler olduğunu görüyoruz. Sizi ileri taşıyan ve dikkat çeken bir kurucu, iş süreçlerindeki çok küçük noktalarda başarısızlık yaşayabiliyor. Birbirlerini tamamlayan ekiplerin olmasının değerli olduğunu düşünüyorum. Yatırımcı tarafında girişimcilerin performans odaklı, işine hâkim ve net olması bekleniyor. 5 dakikalık bir sunum olsa dahi işin özünün hızlı bir şekilde anlatılması oldukça önemli. Yatırım görüşmelerinde, girişimlerin potansiyel olarak sorulabilecek bazı soruların altını doldurmasının temel nokta olduğunu ifade edebiliriz” dedi.

“Kurumsalın Girişimcilerle Etkileşimi” başlıklı oturumda konuşan Girişimci Kurumlar Platformu Başkanı Tuğrul Ağırbaş“Kurumları, girişimci kurumlar haline getirmeye çalışıyoruz. Birbirimizden öğrenerek girişim ekosistemindeki iş birliklerini büyütmeye çalışıyoruz. Kurumdan çıkıp girişimci olunur mu? Kendi serüvenimde bu soruya cevap arayarak insanlara örnek olmak istiyorum. Herkes gerekli tecrübeleri kazandıktan sonra mentör ve yatırımcı oluyor. Farklı bir yola girerek girişimciliği test etmeye yöneldim” dedi.

Disney, oyuncuların daha genç veya daha yaşlı görünmesini sağlayan bir yapay zeka geliştirdi

Disney, içeriklerinde rol alan aktör ve aktristlerin gençlendirme ve yaşlandırma geçişlerini kolaylaştırmak için yeni bir yapay zeka geliştirdi. Bu teknoloji sayesinde hem görsel efektler daha hızlı olması hem de oyuncuların daha az yorulması amaçlanıyor.

Disney görevlileri, bir oyuncunun bir sahnede daha genç veya daha yaşlı görünmesini çok daha kolay hale getiren bir yapay zeka sistemi geliştirdi. Sanatçılar, efektin olabildiğince gerçekçi görünmesini sağlamak için manuel ayarlamalar yapmaya devam etse de yapay zeka aracı sorun çıkarabilecek işlerin çoğunu halledebiliyor. Yaşlanma efektlerini tek bir kareye uygulamak, yapay zekanın sadece beş saniyesini aldığı söyleniyor.

Bir aktörün film ya da dizide yaşlandırılması, sanatçıların karakterin görünümünü manuel olarak değiştirmek için bir sahnenin kare kare incelemesini gerektiriyor. Bu süreç de pahalı ve zahmetli bir hal alıyor. Disney de bu sorunu çözmek için FRAN adında yapay zeka geliştirdi. FRAN, sanatçının başını veya yüzünü hareket ettirdiğinde veya bir çekimde ışık değiştiğinde bile kimliği ve görünümü bozmadan yeniden yaşlanmasına yardımcı oluyor.

Disney’in böyle bir araç geliştirmek istemesinin birçok iyi nedeni bulunuyor. Sistem, görsel efekt sanatçılarının iş yüklerini azaltırken sürecin de hızlanmasında büyük rol oynuyor. Gişe rekorları kıran ve yeterli bütçeleri olmayan yapımların oyuncuları yaşlandırmasına yardımcı olmanın yanı sıra, gereksiz yükselen bütçeleri kontrol altında tutmaya da yardımcı olabileceği tahmin ediliyor. Bütçesi 200 milyon doları bulan The Irishman filminin bütçesinin önemli bir kısmı Robert De Niro, Al Pacino ve Joe Pesci‘yi daha genç göstermeye gitti. Hal böyle olunca şirketler de bu işi daha ucuza yapabilecek bir sistem üzerinde ister istemez çalışmaya başladı.

Disney’in geliştirdiği yeni yapay zeka teknolojisini ilk olarak hangi filmde ya da dizide kullanacağı henüz bilinmiyor. Gençlendirme ve yaşlandırma işlemlerine ayrılan dev bütçe, bu sayede diğer önemli kollara harcanabilecek.

Web3 geliştirici platformu Fleek, Seri A turunda 25 milyon dolar yatırım aldı

fleek

Web3 geliştirici platformu Fleek, düzenlenen Seri A yatırım turunda 25 milyon dolar yatırım aldı. Polychain Capital tarafından yönetilen tura Coinbase Ventures, Digital Currency Group, Protocol Labs, Arweave, North Island Ventures, Distributed Global, The LAO ve Argonautic Ventures katıldı.

2018 yılında kurulan girişim, depolama, barındırma ve faturalandırma gibi web3 hizmetlerinin temel katmanını oluşturuyor. Bu katmanla beraber girişim, herkesin erişebileceği bir arayüz ve protokol katmanı oluşturmayı hedefliyor.

Fleek birden çok web3 protokolünde depolama hizmetleri sunuyor. Platform, şu anda bu hizmetleri sağlamak için AWS ve Cloudflare gibi web2 sağlayıcılarını kullanıyor. Girişim, web2’nin merkezi depolama ve barındırma sağlayıcılarına bağımlılık sorununu çözen merkezi olmayan bir web3 içerik ve uygulama dağıtım platformu olan Fleek Network‘ü gelecek yıl piyasaya sürmeyi planlıyor.

Fleek’in kurucu ortağı Harrison Hines, “Fleek, meşru bir merkezi olmayan Web3 deneyimi elde etmek için kritik bir eksik parça sağlıyor. Fleek Network aracılığıyla, geliştiricilere ve kuruluşlara, gerçekten merkezi olmayan bir web vaadini gerçekleştirmeye yardımcı olacak, kullanımı kolay bir web3 odaklı içerik dağıtım mekanizması sağlayacağız.” dedi.

Platformda Ethereum, Filecoin, Internet Computer, InterPlanetary File System (IPFS) ve Textile gibi kripto protokolleri üzerine inşa edildi. Hines, girişimin önce web3 ekosisteminde büyümeye odaklanacağını, daha sonraları ise video oyun platformları, akış hizmetleri gibi web2 odaklı şirketlere de hizmet vereceklerini söyledi.

Fleek, yeni yatırımı Fleek Network için ve ekibini büyütmek için kullanmayı planlıyor. Bu sayede yeni yeteneklerle beraber daha iyi işlerin ortaya çıkması amaçlanıyor.