Ana Sayfa Blog Sayfa 232

Ak Yatırım, kripto para platformu Stablex’i satın almaya hazırlanıyor

Akbank çatısı altında çalışmalar yapan Ak Yatırım, kripto para platformu Stablex‘in hisselerini satın almak için çalışmalara başladı. Rekabet Kurumu ve Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamalarda Pay Alım ve İştirak Sözleşmesi yapıldığı belirtildi.

KAP üzerinden yapılan duyuruda:

“Stablex Bilişim Teknoloji Anonim Şirketi’nin (“Stablex”) çoğunluk hisselerinin Şirketimiz tarafından devralınabilmesi (“İşlem”) amacıyla, Yönetim Kurulumuzun 14.03.2023 tarihli kararı kapsamında, Şirketimiz ile Stablex’in mevcut hissedarları arasında 14.03.2023 tarihinde Pay Alım ve İştirak Sözleşmesi (“Sözleşme”) imzalanmıştır.

Stablex hisselerinin Şirketimize devri (“Kapanış”), Rekabet Kurulu’nun İşlem’e onay vermesi ve Sözleşme’de düzenlenen diğer ön şartların yerine getirilmesi şartıyla gerçekleştirilecek olup, devir bedelinin ödenmesi Kapanış tarihinde yapılacaktır.

Devre ilişkin açıklamalar Kapanış sonrasında kamuya duyurulacaktır.

Yukarıdaki açıklamalarımızın, Sermaye Piyasası Kurulunun yürürlükteki Özel Durumlar Tebliğinde yer alan esaslara uygun olduğunu, bu konuda/konularda tarafımıza ulaşan bilgileri tam olarak yansıttığını, bilgilerin defter, kayıt ve belgelerimize uygun olduğunu, konuyla ilgili bilgileri tam ve doğru olarak elde etmek için gerekli tüm çabaları gösterdiğimizi ve yapılan bu açıklamalardan sorumlu olduğumuzu beyan ederiz.”

Yapılan açıklamayla beraber Ak Yatırım’ın Stablex’de birincil söz sahibi olabilmek için çoğunluk hissesini satın almayı planladığı görülüyor. 2023-4-007 dosya no ile 17 Mart Cuma günü Rekabet Kurumu da satın alma işlemlerini onayladı.

Stablex, geçtiğimiz senenin başında ülkemizde faaliyetlerine başlamıştı. Platformun CEO’luk görevini Turgut Güney yapıyor.

Ford, yenilenen elektrikli Explorer modelini tanıttı

Ford, Alman mühendisliğini Amerikan tarzıyla birleştiren tamamen elektrikli otomobili yeni Explorer‘ı tanıttı. Ford’un yenilikçi elektrikli otomobil modellerinin öncüsü olan Explorer, Avrupa’da Ford markasının yeniden keşfedilmesinin yolunu açıyor. Orta boyuttaki crossover, iki sıra halinde beş kişilik koltuk düzeni ile ailelere tam donanımlı ve konforlu bir yolculuk sunuyor.

Almanya’da tasarlanıp üretilen tamamen elektrikli yeni Explorer, benzersiz bir dijital deneyim sunarak sürücünün ve yolcuların hareket halindeyken bağlantıda kalmalarına ve konforlu bir yolculuk yapmalarına    yardımcı oluyor. Yol deneyimini zenginleştiren özellikleri arasında geniş ve hareketli dokunmatik ekran SYNC Move, iç mekâna göre özel uyarlanmış sesli ve bağlantılı bilgi-eğlence sistemi, kablosuz uygulama entegrasyonu ve gelişmiş sürücü yardım teknolojisi bulunuyor.

Maceraya hazır tasarımı, 470 litrelik bagaj hacmi ve beş koltuğuyla Ford’un en yeni elektrikli otomobili, şehir içi ve şehir dışı yolculuklar için ideal bir sürüş sunuyor. Sürücü ve ön koltuktaki yolcu arasındaki 17 litrelik konsol, 15 inçlik bir dizüstü bilgisayar konulacak alan sağlarken; özel bir dolap ve akıllı bagaj kapağı Explorer’ı sınıfında yeni bir standarda çıkarıyor.

Otomobilin fütüristik dış tasarımı, premium materyalleri ve heykel gibi yontulmuş sportif koltukları, konsept otomobillere özgü devrim niteliğindeki sofistike ses sistemi gibi özellikleri modern iç tasarımla bütünlük sağlıyor. Tüm bunlar, yalnızca 25 dakikada 1 yüzde 10’dan yüzde 80’e hızlı şarj olma ve gelecek yıl Avrupa çapında 500 bin şarj noktasına erişim olanağıyla bir arada sunuluyor.

Ford Model e Avrupa Genel Müdürü Martin Sander, “Explorer, yeni nesil ve heyecan verici Ford elektrikli otomobillerin öncüsü. Amerikan köklerimize sahip, ancak Avrupa’daki müşterilerimiz için Köln’de üretildi. Büyük maceralar için yolculuğa hazır ve müşterilerimizin sürüş sırasında günlük ihtiyaçlarını karşılayacak her şeye sahip” dedi.

Tarz sahibi, akıllı ve yolculuğa hazır

Ford’un elektrikli otomobil hamlesine öncülük eden tamamen elektrikli yeni Explorer, şirketin Almanya’daki yeni Ford Köln EV Merkezi’nde geniş çapta üretilen ilk elektrikli otomobil. Otomobil, Ford’un Avrupa’da 2030 yılına kadar tamamen elektrikli binek araç portföyü sunma taahhüdünde dev bir adım niteliği taşıyor.

Aerodinamik dış tasarımı, geleneksel ızgara yerine kullanılan “kalkan” şeklindeki cesur ızgara, yeni elektrikli otomobil hamlesinde Ford’un ikonik Amerikan SUV’sinin ruhunu ve iddialı stilini ortaya koyuyor.

Explorer’ın SYNC Move bilgi-eğlence sistemi yalnızca yolcuları bağlantıda tutmakla kalmıyor, aynı zamanda sürücüye uyumlu olacak şekilde sorunsuzca yukarı ve aşağı kaydırılabilen ve değerli eşyalar için özel bir saklama alanını gizleyen hareketli 15 inç dokunmatik ekrana da sahip. İki büyük akıllı telefon taşıyabilen bölme, standart olarak bir kablosuz şarj özelliğiyle2 birlikte sunuluyor ve SYNC Move, Android Auto ve Apple CarPlay ile kablosuz uyumluluk sağlıyor.

Performans tutkunları için en önemli özelliklerden biri de Ford Explorer’ın yolda veya evde hızlı ve kolay şarj edilebilmesi. Explorer, yoldaki en uygun şarj noktalarını bulmaya yardımcı oluyor. Evde şarj ile daha düşük maliyetli elektrik kullanımı ile tam dolu bir pil ve önceden ısıtılmış kabin özelliği sunuyor.

Explorer ayrıca, sürücülerin ve yolcuların hedeflerine ulaştıklarında da yola çıktıkları zamanki kadar dinç ve yeniden yola çıkmaya hazır olmalarını sağlayacak birçok özellik sunuyor. Konforu artıran standart donanımda, ısıtmalı ön koltuklar ve direksiyon simidi, masaj yapan sürücü koltuğu ve sürücü ile ön yolcunun istediği sıcaklığı seçmelerine imkan sağlayan klima kontrolü bulunuyor. Standart anahtarsız giriş ve akıllı bagaj kapağı özellikleri otomobile binişi kolaylaştırıyor; otomobil sahipleri kolları dolu olduğunda bile arka tamponun altına ayaklarıyla basitçe dokunarak bagaja erişebiliyor.

Avrupa’da ilk kez bir Ford modelinde, gösterge koluna dokunarak sorunsuz ve güvenli bir şekilde şerit değiştirmek için Assisted Lane Change ve yoğun şehir merkezlerinde kapıları açmadan önce yaklaşan bisiklet sürücülerini bildiren Clear Exit Assist     gelişmiş sürücü destek sistemleri sunuluyor.

Gerçek hayat macerası

Ford, tamamen elektrikli yeni Explorer’ın yeteneklerini sergilemek için, “Lexie Limitless” olarak da bilinen ve dünyanın her ülkesini ziyaret eden tarihteki en genç macera tutkunu Lexie Alford ile dünya çapında sürecek bir macera için bir araya geldi. Bu iş birliğinde, 1920’li yıllarda Ford sponsorluğunda Model T ile dünya turu yaparak rekor kıran efsanevi kadın kâşif Aloha Wanderwell’den esinleniyor.

Explorer ve Explorer Premium olarak iki özel versiyona sahip olan tamamen elektrikli yeni Explorer, Avrupa pazarlarında bu yıl sonu itibariyle sipariş edilebilecek. Türkiye’de ise önümüzdeki dönemde kullanıcılarla buluşacak.

İş yeri verimliliğini üst düzeye çıkarmak isteyen Epinote, 1.4 milyon euro yatırım aldı

Teknolojiyi ve isteğe bağlı personeli harmanlayarak işgücünü daha verimli hale getirmeyi hedefleyen Epinote, 1.4 milyon euro yatırım aldı. Movens Capital, Kogito Ventures ve Next Road Ventures tarafından yönetilen tura melek yatırımcılar katıldı.

2019 yılında kurulan girişim, doğrudan şirket iş akışlarına yerleştirilebilen tak ve çalıştır iş gücü sağlayarak şirketlerin şirket içi operasyonlarını artırmasına ve temel işler için zamandan tasarruf etmesine yardımcı oluyor. Bu sistem, daha önce şirket içi çalışanlar tarafından gerçekleştirilen, otomatikleştirilemeyen sıradan ve tekrarlayan görevleri devralıyor. İş, verimlilik ve kalite sağlayan süreç mühendisliği ve proje izleme, otomasyon ve müşterilerin kendi yazılımlarıyla entegrasyon için teknoloji ile destekleniyor. 

Epinote’un müşterileri için halihazırda gerçekleştirdiği görevler arasında, analitik ve yapay zeka geliştirme için veri açıklama ve zenginleştirme, müşteri adayı oluşturma ve doğrulama, CRM yönetimi, müşteri edinme, pazar araştırması, analiz ve izleme ile dahili süreçler için destek yer alıyor.

Varşova merkezli girişim, şimdiden BCG, Brainly, InPost Fresh ve Packhelp dahil olmak üzere üç kıtadan 50’den fazla müşteri topladı. Epinote’u kullanmaya başlamak için, müşterinin yalnızca bir proje özetine ve net bir teslimat seti ihtiyacı bulunuyor. Girişim, daha sonra tüm proje yönetimini ve belirtilen son tarihe kadar teslimatı gerçekleştiriyor.

Epinote CEO’su ve Kurucu Ortağı Mateusz Wikło, “Düşen değerlemeler, karlılığa geçiş ve vasıflı çalışan eksikliği nedeniyle şirketler, gerekli ancak sıradan ve tekrarlayan görevleri tamamlamakta zorlanıyor. Öte yandan, yapay zeka hala sadece insan gözetimi gerektiren bir araç olarak maalesef tam bağımsız çalışamıyor. Epinote her iki dünyanın da en iyisini sunuyor. Üretkenliğimizi artırmak ve gerçekten yardımcı olabilecek ve değer getirebilecek, kolayca konuşlandırılabilen bir ekip sağlamak için yazılım kullanıyoruz ve bu modelin işe yaradığını zaten kanıtladık. Yatırımcılarımızın desteğiyle daha da yüksek verimlilik sunabilir ve dünya genelinde daha da fazla şirkete hizmet verebiliriz.” dedi.

Bu yeni yatırımla beraber girişim, müşteri verimliliğini daha da artırmak ve müşterilere görev sıralaması ve proje yönetimi için otomatikleştirilmiş bir sistem sunmak için dijital platformunu geliştirmeyi planlıyor.

Netflix, mobil oyun kütüphanesine bu yıl 40 yeni oyun ekleyecek

Netflix, bu yıl piyasaya çıkması planlanan 40 oyunu olduğunu ve ortaklarıyla birlikte geliştirilmekte olan 70 oyunu olduğunu duyurdu. Şirketin ayrıca kendi bünyesindeki oyun stüdyoları tarafından geliştirilmekte olan 16 oyunu bulunuyor. Netflix, Kasım 2021’de oyunlar yayınladı ve o zamandan beri 55 oyun yayınladı.

Akış hizmeti, oyun portföyünü geliştirmeye kararlı olduğunu ve Ustwo’nun Monument Valley serisini, Monument Valley 1 ve Monument Valley 2’den başlayarak platformuna getireceğini ve daha fazlasının geleceğini açıkladı.

Ayrıca bu yılın ilerleyen zamanlarında, Netflix‘in bugüne kadarki en çok oynanan oyunlarından biri olan Too Hot to Hand: Love is a Game’in devamı niteliğinde olan ve çok sevilen realite programı Too Hot to Hand’den uyarlanan bir yapımın da hayata geçirileceğini açıkladı. Platform, haftalık içerik düşüşlerinin oyuncuların geri gelmesini sağladığını ve takip için geliştirici Nanobit ile çalıştığını belirtti.

Netflix, Vainglory ve Catalyst Black’in arkasındaki geliştirici Super Evil Megacorp ile yakında çıkacak bir Netflix sürümüne dayanan özel bir oyun üzerinde çalıştıklarını söyledi. Netflix’in oyunlardan sorumlu önemli yöneticisi Mike Verdu tarafından açıklandığı gibi, şirketin öncelikle mobile odaklandığını ancak kendi bulut akış teknolojisi üzerinde de çalıştığı bilgisi paylaşıldı.

Mart ayında piyasaya çıkacak oyunlara gelince, Netflix, Güney Afrikalı geliştirici Free Lives’ın bir oyunu olan Terra Nil’in 28 Mart’ta satışa sunulacağını açıkladı. Sırp geliştirici Demagog Studio’nun sosyal çöküş ve çevre felaketi temalarına sahip bir strateji oyunu olan Highwater, bu ayın başlarında platformda piyasaya sürüldü.

Netflix’in oyun tarafından bir diğer önemli yöneticisi Leanne Loombe, şirketin amacının tüm abonelerine hitap eden oyunlar sunmak olduğunu ve akış hizmetinin bunu ister normal oyuncu olsun ister olmasın üyelerinin her birine hizmet eden bir dizi oyun oluşturarak yapmayı planladığını belirtti.

Biyoteknoloji odaklı Teitur Trophics, 28 milyon euro yatırım aldı

Nörodejeneratif hastalıkların tedavisini ilerletmek isteyen Teitur Trophics, düzenlenen Seri A turda 28 milyon euro yatırım aldı. Sunstone Life Science Ventures ve Sound Bioventures tarafından yönetilen tura Industrifonden, Innovestor’s Life Science Fund ve P53 Invest  katıldı.

Teitur Trophics, Simon Molgaard, Anders Dalby, Mathias Ollendorff ve Simon Glerup tarafından 2020’de kuruldu. Girişim, Parkinson, Frontotemporal Demans ve Huntington Hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklardan muzdarip hastalar için tedaviler geliştiriyor.

Teitur Trophics, nöronal işlevi koruyan yeni bir mekanizmaya sahip, sınıfının birincisi dairesel bir peptit geliştirdi. Teitur’a göre lider ilaç adayı TT-P34 deri altından uygulanıyor ve Huntington Hastalığı, Parkinson Hastalığı ve Frontotemporal Demans için hayvan modellerinde güçlü, beyne özgü etkiler gösteriyor.

Teitur CEO’su Simon Mølgaard, “Finansman, sınıfının birincisi, lider ilaç adayımız TT-P34’ü aday seçiminden klinik geliştirmeye taşımamıza ve aynı zamanda yenilikçi peptitlerden oluşan yeni boru hattımızı geliştirmemize olanak tanıyacak.” dedi.

Sound Bioventures’tan Casper Breum, “Nörodejeneratif hastalıklara karşı anlamlı bir etki yaratma ve hastaların yaşam kalitesini iyileştirme potansiyeline sahip böylesine yenilikçi bir Şirketi desteklemekten gurur duyuyoruz.” dedi.

Teitur Trophics, yatırımın ilaç adayı TT-P34’ü aday seçiminden nörodejeneratif hastalıklarda bir Faz 1b klinik çalışması da dahil olmak üzere klinik geliştirmeye ilerletmesini sağlayacağını belirtiyor.

Twitter, kimlik tabanlı doğrulama sistemini test ediyor

Twitter, Twitter Blue aboneleri için doğrulama sistemlerini daha da artırıyor. Yeni özellikle beraber kimlik bilgilerini göndermeyi içeren yeni bir doğrulama sürecini üzerinde çalışıyor.

Kod düzeyindeki bilgiler, kullanıcının kimliğinin hem önden hem de arkadan bir fotoğrafının yanı sıra Twitter hesabını doğrulamak için bir selfie fotoğrafı gönderme sürecini ortaya koyuyor. Özellik, tweet düzenleme desteği, daha uzun videolar yükleme, klasörlerle yer imlerini düzenleme ve diğer ücretli abonelik avantajları gibi yalnızca Twitter Blue abonelerine sunulan diğer özelliklerin yanında listeleniyor.

Kimlik yükleme özelliği, ürün istihbarat firması Watchful.ai tarafından geçen hafta Twitter’ın kodunda ortaya çıksa da harici olarak test edilip edilmediği şimdilik bilinmiyor. 

Twitter Blue aboneliği ilk çıktığında kullanıcılar, ünlülerin adına sahte hesaplara mavi tik alarak onaylanmış gibi gösterdi. Hal böyle olunca platform da güvenlik önlemlerini daha da artırabilmek için yeni çalışmalar yapmaya başladı. Bu çalışmalar doğrultusunda sahte hesaplara mavi tik verilme ihtimali en aza indiriliyor.

Twitter, kullanıcılara yeni doğrulama işleminin yaklaşık üç dakika süreceğini ve kimliklerini doğrulamak amacıyla bilgilerinin ve görüntülerinin üçüncü bir tarafla paylaşılacağını belirtiyor. Buna göre Twitter’ın kendi doğrulama sistemine sahip olmadığı ve işlemi sağlayıcı yaptığı için sürecin uzadığı görülüyor.

Her ne kadar güvenliği artırılması söz konusu olsa da kullanıcıların verilerinin nasıl korunacağı ve saklanacağı konusunda da herhangi bir bilgi bulunmuyor. Twitter’ın bu konuda nasıl bir yol izleyeceği oldukça merak ediliyor.

Ağır makine sanayi araçları için satış ağı oluşturan Blinto, 10.6 milyon euro yatırım aldı

Ağır makine, araç ve gereçlerin kullanıldığı satışına yönelik müzayedelerin yapıldığı çevrimiçi platform Blinto, 10.6 milyon euro yatırım aldı. Yatırım, Norveç merkezli yatırım şirketi Verdane tarafından yapıldı.

2018 yılında kurulan Richard Nilsson tarafından yönetilen Blinto, kullanılmış inşaat makineleri, hafif ticari araçlar ve aletlerin ticaretini yapmak için müşterileri ve satıcıları birbirine bağlayan bir çevrimiçi açık artırma platformu olarak karşımıza çıkıyor.

Web sitesinde yapılan her işlemden, işletme için önemli bir kar kaynağı olan bir komisyon alır. Blinto’nun platformu, nesnenin durumunu doğru bir şekilde gösteren teknik özellikler, ayrıntılı görüntüler ve video kayıtları sunarak alıcıların güvenli seçimler yapmasına olanak tanıyor.

Gerekli müzakereleri yöneten platform, hızlı ve kolay bir satış sürecine sahip olarak sadık bir müşteri kitlesi ile sonuçlanıyor. Satıcıların yüzde 67’sinin gelecekte Blinto’da daha fazla ürün satacağını iddia ediyor. Girişim, bu türünün tek örneği komisyoncu kapasitesinin önemli bir rekabet avantajı ve pazar farklılaştırıcı olduğunu söylüyor. Ağır ekipman için temel pazar şu anda yalnızca İsveç’te yaklaşık 15 milyar euro değerinde oluyor.

Blinto CEO’su Richard Nilsson, “Verdane’nin e-ticaret ve dijital işletmeleri ölçeklendirme alanındaki geçmiş performansı ve kurum içi uzmanlığı, büyüme yolculuğumuzun bir sonraki aşamasına girerken paha biçilmez olacak.” dedi.
Verdane Müdürü Max Carlsen, “Blinto’nun etkileyici büyümesi ve müşteriyi elde tutma oranı, sunduğu yüksek kaliteli teklifin bir kanıtı oluyor. Blinto’nun Avrupa pazarı olma yolundaki güçlü konumundan yararlanmak için Richard ve ekibiyle ortaklık yapmayı dört gözle bekliyoruz.” dedi.
Verdane, şirketleri ölçeklendirme, pazar üstünlüğünü pekiştirme ve Avrupa’daki ağını genişletme konusundaki kapsamlı deneyiminden yararlanarak Blinto’nun bir sonraki geliştirme adımında yardımcı olacak.

Tıbbi görüntüleme araçları geliştiren Perspectum, 55 milyon dolar yatırım aldı

Metabolik hastalıklar ve kanser teşhisini iyileştirmek için tıbbi görüntüleme araçları geliştiren sağlık girişimi Perspectum, Seri C turda 55 milyon dolar yatırım aldı. Tur, Oppenheimer tarafından yönetildi.

Perspectum’un amacı, gelişmiş görüntüleme ve genetiği kullanan hassas tıbba odaklanarak erken teşhis, tanı ve kişiye özel tedavi sağlayan  kantitatif sağlık değerlendirmeleri yoluyla hastalara ve doktorlara yardım etmek oluyor. Ürünleri, multiparametrik haritalama verilerini yakalayarak standart bir Magnetic Resonance Imaging (MRI) makinesinin yeteneklerini geliştiriyor. Yapay zeka yazılımının organ iltihaplanmasını hassas bir şekilde ölçmesine olanak tanıyor ve kronik hastalıkları olan hastaların teşhis ve izlenmesine yardımcı oluyor.

Girişimin kronik karaciğer hastalığını değerlendiren ve izleyen amiral gemisi teşhis aracı LiverMultiScan, ABD’deki birçok büyük kurum tarafından kullanılıyor. Medicare ve ticari planlar kapsamındaki 77 milyon ABD’li yetişkin bu ürüne erişti.

Çeşitli doktorlar, biyomedikal bilim adamları, mühendisler ve teknoloji uzmanlarından oluşan bir ekiple girişim, karmaşık sağlık sorunlarını büyük ölçekte ele almak için araçlar sunuyor.

Perspectum ve Microsoft’un bir yan kuruluşu olan Nuance Communications, kısa bir süre önce Perspectum’un metabolik hastalık tedavisi ve geniş ölçekte yönetimi için entegre dijital platform paketini sunmak için bir ortaklık duyurdu.

Perspectum CEO’su Rajarshi Banerjee, “Klinisyenlerin hastaların teşhis ve tedavi yolculuklarını kısaltmasına yardımcı olacak daha güvenli ve daha doğru görüntüleme teknolojileri yaratma misyonumuza Oppenheimer’ın katılmasından heyecan duyuyoruz.” dedi.

Girişim, aldığı yatırımı ABD operasyonlarını genişletmenin yanı sıra çoklu organ hastalıkları ve kanser için ürün geliştirmeyi hızlandırmak için kullanacak.

FANUC, Türkiye’de kurduğu Tamir Merkezi ile ekipmanların ömrünü uzatacak

Japonya merkezli CNC, robot ve makine üreticisi FANUC’un Türkiye’deki uzun soluklu stratejisi doğrultusunda 2020 yılında hizmete aldığı Tamir Merkezi, ekipmanının ömrünü uzatarak üretimde verimlilik ve tasarruf elde etmek isteyen firmalara avantaj sağlıyor. Yaklaşık 500 metrekare alanda Avrupa’daki Tamir Merkezi ile birebir konseptte oluşturulan merkezde CNC makinelerde bulunan servo motor, sürücü, kart ürünlerine ek olarak FANUC robotlarında mevcut servo motor, sürücü, kart, teach pendant gibi ürünlere tamir hizmeti veriliyor.

FANUC güvencesiyle daha profesyonel, hızlı ve ekonomik çözüm

Özellikle son yıllarda otomotiv, otomotiv yan sanayi, medikal ve seri imalat gibi lokomotif sektörlerde gözle görülür derecede bir hareketlilik olduğunu ifade eden FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Firmaların fabrika otomasyonu ve robot yatırımları Türkiye’de en parlak dönemlerinden birini yaşıyor. Bununla doğru orantılı olarak ülkemizdeki firmalara sunduğumuz servis, bakım, eğitim ve retrofit gibi satış sonrası hizmetlerimizle sanayiyi destekleyip geniş kapsamlı bir konseptle yenilikçi çözümler üretiyoruz. Bu anlayış doğrultusunda hizmet veren FANUC Türkiye Tamir Merkezi de kullanıcılara zaman ve maliyet kayıpları yaşatan, profesyonellikten uzak çözümler yerine FANUC kalitesinde profesyonel, hızlı ve ekonomik tamir hizmetini sunuyor. Bu sayede üretimdeki kayıplarını minimize eden müşterilerimiz, verimliliklerini ve kazançlarını artırıyor” dedi.

Tamir edilen ürünler bir yıl garanti ile teslim ediliyor

Hızlı tespit, teklif, tamir ve teslimat süreci sayesinde minimum duruş süresini garanti ettiklerini belirten Yiğit, FANUC Türkiye Tamir Merkezi’nin sunduğu avantajlara dair şunlar söyledi: “Rekabetçi fiyat ile rakipsiz kalite sunduğumuz Tamir Merkezi’mizde ürünün tamirini orijinal üretici tarafından belirtilen güncelleme ve geliştirmeler ile gerçekleştiriyoruz. Tabii bu noktada tamir sürecinin olmazsa olması yüzde 100 orijinal yedek parça kullanım garantisi oluyor. Mühendis ekibimizin uzmanlaşmış test ekipmanlarını kullandığı süreç boyunca yalnızca tamirle yetinmiyor, otomatik temizleme ve boyama işlemini de gerçekleştiriyoruz. Tamir ettiğimiz ürünleri de yenilenmiş olarak sıfır kutusunda bir yıl ürün garantisi ile teslim ediyoruz. Amacımız, FANUC kalitesini satış anı ve kullanım süresinin yanı sıra satış sonrası süreçte de sürdürülebilir kılmak.”

Tamir Merkezi yakında 5 kat daha büyük hacim ve kapasiteye sahip olacak

FANUC Türkiye Tamir Merkezi’nin yakın zamanda daha geniş bir alanda hizmet vereceğini açıklayan Yiğit, “Sancaktepe’de devreye alacağımız yeni fabrika ve teknoloji merkezinde sona yaklaşıyoruz. Buraya geçmemizle birlikte Tamir Merkezi’mizin de kapasitesinde büyük bir artış olacak. Müşterilerimizin mevcut ihtiyaçlarına çözüm üretmek ve global rekabette daha başarılı olmasını sağlamak için faaliyete başlayacak yeni binamızda Tamir Merkezi’miz 5 kat daha büyük bir hacim ve kapasiteye sahip olacak. Böylelikle biz de aynı anda çok daha fazla müşterimize ulaşacağız” ifadelerini kullandı.

Apple, katlanabilir cihazlar için ekran koruma çözümleri geliştiriyor

Apple, katlanabilir iPhone ve iPad modelleri için ekran koruyucu çözümler üzerinde çalışıyor. İnovatif tasarıma sahip olacak cihazların bir bakımdan ekran koruması da oldukça önemli oluyor.
Katlanabilir cihazlar giderek daha popüler hale geliyor. Neredeyse her gün yeni bir şirket kendi katlanabilir akıllı telefonunu piyasaya sürüyor. Bununla birlikte, bu cihazların önemli bir dezavantajı bulunuyor: esnek OLED ekranları oldukça kırılgandır ve minimum basınçla kolayca zarar görebiliyor. Bu sorunu çözmek için Apple, özellikle katlanabilir iPhone ve iPad ekranları için düşmelerden kaynaklanan hasarlara karşı koruma sağlayan bir koruyucu sistem tasarlıyor.

Apple kısa bir süre önce ABD Patent ve Ticari Marka Ofisine (USPTO) “Kendiliğinden Geri Çekilen Görüntü Aygıtı ve Damla Tespiti Kullanarak Ekranı Koruma Teknikleri” adlı bir patent başvurusu gönderdi. Fikir, düşüp düşmediklerini anlamak için katlanabilir veya yuvarlanabilir ekranlı cihazlarda sensörler kullanıyor. Cihaz düşüyorsa, hassas ekranın yere çarpmasını önlemek için ekranı kapatabiliyor veya kısmen geri çekebiliyor.

Patent başvurusu, ekranı 180 dereceden daha az bir açıyla katlamanın bile onu korumaya yardımcı olabileceğini söylüyor. Önce ekranın değil, cihazın kenarlarının yere çarpması ana neden oluyor. Dönebilen bir ekran, cihaz çok hızlı düşerse ekranı otomatik olarak geri çekebiliyor. Apple ürünleri hakkında sıklıkla doğru tahminlerde bulunan analist Ming-Chi Kuo, 2025 yılında katlanabilir bir iPad’in çıkabileceğini düşünüyor.

Her ne kadar oldukça önemli haberler verilse de sızıntı uzmanlarının da tahminleri bazen tutmayabiliyor. 2021’de Kuo, katlanabilir bir iPhone’un 2023’te çıkacağını ve 20 milyon adet satacağını tahmin etti. Kuo’nun en yeni tahmini, katlanabilir bir iPad’in karbon fiber destek ayağına sahip olabileceği yönünde. Bu, kullanıcıların cihazı ekrandaki içeriği tutmadan izlemek için daha iyi bir açıda ayarlamasına olanak tanıyor. Bu fikirler ilginç olsa da şu anda sadece patent başvuruları ve tahminler olduklarını unutmamak gerekiyor. Ancak Apple’ın katlanabilir cihazların ekranlarını düşmelerden korumak için çok çalıştığı açık şekilde belli oluyor.