Ana Sayfa Blog Sayfa 231

Elektronik para şirketi Vepara, sanal POS çözümünü duyurdu

Son yılların en hızlı büyüyen sektörlerinden biri olan e-ticaret, kartlı ödeme alışkanlıklarında da değişime yol açtı. Bankalararası Kart Merkezi (BKM) tarafından yayımlanan veriler, internetten yapılan kartlı ödeme tutarının 2022’de %126 arttığını ortaya koydu. İnternet alışverişlerinde kartla yapılan ödemelerin toplam kartlı ödemeler içindeki payı ise %26 olarak açıklandı.

Online ödemelere yönelik yükselen talep, üye işyerlerine online ödeme çözümleri sunan ödeme kuruluşları arasındaki rekabeti de artırdı. Ağustos 2022’de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan (TCMB) lisans alan elektronik para ve ödeme kuruluşu Vepara, sanal POS ve dijital cüzdan gibi 360 derece ödeme çözümleriyle faaliyetlerine başladı.

TCMB’den 2022 itibarıyla lisans alan ve 2023’te faaliyetlerine başlayan iki şirketten biri olduklarına dikkat çeken Vepara CEO’su Volkan Üstün, “Hem son kullanıcıya, hem de üye işyerlerine daha esnek ödeme altyapıları ve finansal çözümler sunma hedefiyle faaliyetlerimize başladık. İlk ürünümüz, üye işyerlerini birden fazla bankayla anlaşma külfetinden kurtaran sanal POS oldu.” dedi.

2022de online ödemelerin hacmi 1.2 trilyon TL

BKM verilerine göre 2021’de 454.5 milyar TL seviyelerinde olduğu bilinen internetten kartlı ödeme tutarı, 2022’de 1.2 trilyon TL’yi aştı. Yaşanan büyümenin e-ticaretin her ölçekten işletme tarafından benimsenmesi ve son kullanıcıların online alışverişin sağladığı kolaylığa alışması olduğunu belirten Volkan Üstün, “Avrupa’da her 5 ödemeden biri online yapılıyor. Bugün kullanıcılar, tercih ettikleri her işletmeden daha fazla ödeme seçeneği sunmasını, farklı bankaların kart programlarına özel taksit olanaklarını desteklemesini, online alışverişlerde güvenli ödeme altyapısı sunabilmesini bekliyor. İşletmelerin bu taleplere yanıt veren kapsamlı bir ödeme altyapısı kurmak için bankalarla tek tek anlaşması gerekiyor. Sanal POS çözümü de bu noktada devreye giriyor. Tüm kart programlarına taksit imkanı, tek bir ödeme aracı kullanarak sağlanabiliyor.” ifadelerini kullandı.

Tek entegrasyonla hızlıca ödeme almaya başlama imkanı

Vepara olarak geliştirdikleri sanal POS çözümünün tüm kart programlarına taksit imkanı sunabildiğine dikkat çeken Vepara CEO’su Volkan Üstün, “Yeni bir ürün olmasına rağmen %100’e yakın başarı oranına ulaştığımız sanal POS altyapımız, işletmelere tek entegrasyonla online ödeme almaya başlama fırsatı veriyor. Link ile Ödeme Alma altyapısını da içeren ve Opencard, WooCommerce, Magento, PrestaShop gibi altyapılarla kolayca entegre edilebilen Vepara Sanal POS, üye işyerlerine kullanıcı dostu bir arayüze sahip ödeme ekranlarını dakikalar içinde sunuyor. Üye işyerleri tüm ödeme süreçlerini tek panelden takip edebiliyor. Ayrıca tek bir tablo dosyası kullanarak toplu para gönderimi gerçekleştirebiliyor. Kart saklama özelliğimiz de özellikle müşterilerinden periyodik ödeme almak isteyen şirketler için rakiplerden ayrışan çözümlerden biri olarak öne çıkıyor.” diye konuştu.

En çok tercih edilen fintech şirketlerinden biri olmayı hedefliyoruz”

Sanal POS ürününde entegrasyon ücreti, aidat gibi sürpriz ücretler olmadığına dikkat çeken Volkan Üstün, “Ciro fark etmeksizin her üye işyeri, Vepara sanal POS çözümünden rekabetçi komisyon oranlarıyla yararlanabiliyor. Bu altyapı üzerinden yürütülen tüm ödemeler, ertesi gün üye işyerinin hesabına geçiyor.” dedi. Türkiye’nin en çok tercih edilen fintek şirketlerinden biri olmayı hedeflediklerini de vurgulayan Volkan Üstün, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Gelecek dönemde ticari müşteriler için Android POS ve Soft POS gibi Android tabanlı, düşük maliyetli ve yüksek teknolojili ödeme çözümleri de sunacağız. Bu sayede online ödemelerin ötesine geçerek, yüz yüze ödeme çözümleri pazarında da büyüyeceğiz. Bunun yanı sıra, hizmet olarak cüzdan ürünümüzle lisanslı olmayan fakat dijital cüzdanla ödeme almak isteyen şirketlere altyapı sağlamak için de çalışmayı sürdürüyoruz. Sektörde deneyimli, genç ve dinamik ekibi, daima kullanıcıların taleplerini önceliklendiren yaklaşımıyla Vepara, gelecekte açık bankacılığın ve finansal hizmetlerin öncü şirketlerinden biri olacak.”

Yerli ödeme kuruluşu PayTR’ın yeni CEO’su Merve Tezel oldu

PayTR, önde gelen finans ve ödeme kuruluşlarında engin deneyime sahip olan Merve Tezel‘in 6 Mart 2023 tarihinden itibaren PayTR Genel Müdür ve İcra Kurulu Başkanı (CEO) olarak görev alacağını duyurdu. Tezel, bu unvanı 2018’den beri PayTR’da CEO’luk görevini üstlenen Tarık Tombul‘dan devralacak. Tombul, bu tarihten itibaren PayTR’da Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev almaya devam edecek.

Merve Tezel kimdir?

Merve Tezel, profesyonel kariyerinin ilk 10 yılını Yapı Kredi Bankası ve Garanti Ödeme Sistemleri’nde geçirdikten sonra 15 yıla yakın bir süre boyunca Visa’da görev aldı. Visa bünyesinde beş yıl boyunca Güneydoğu Avrupa Danışmanlık ekibinin liderliğini yürüten Tezel, 2012’den beri Visa Türkiye’nin Genel Müdürü rolünü üstlendi. Tezel, Robert Kolej’den mezun olduktan sonra ABD’de Ithaca Üniversitesi ve Lehigh Üniversitesi’nde işletme lisans ve lisansüstü eğitimlerini tamamladı.

Yeni organizasyonun vizyonumuza büyük katkısı olacak

PayTR Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Yiğit Cengiz, “PayTR’ın, işyerlerinin ödeme süreçleriyle ilgili tüm ihtiyaçlarını tek bir adresten en iyi şekilde karşılayabilme ve Türkiye’nin lider ödeme kuruluşu olma vizyonunda yeni yönetim ve icra kurulu organizasyonumuzun çok büyük katkısı olacağını düşünüyorum.” dedi.

PayTR’ın mevcut CEO’su Tarık Tombul, 2018’den beri üstlendiği rolde PayTR’ın işlem hacminin 30 katına çıkmasına ve 70 bini aşkın yeni işyerinin PayTR müşteri portföyüne katılmasına önderlik etti. Yiğit Cengiz, Tombul’la ilgili, “Yönetim Kurulu Üyesi olarak, Tarık Tombul’un sektör tecrübesi ve vizyonunun şirketimizin büyümesine önemli katkıları olacağını düşünüyorum ve beraber çalışmaya devam edeceğimiz için büyük mutluluk duyuyorum.” şeklinde konuştu.

Gider yönetim platformu N2F, 24 milyon euro yatırım aldı

İşletme giderlerini 4 kata kadar daha hızlı işleme koyarak gider yönetimi konusunda yazılım geliştiren N2F, 24 milyon euro yatırım aldı. Yatırım, PSG Equity tarafından yapıldı.

2015 yılında Nicolas Dubouloz ve Jean-Joseph Reslinger tarafından kurulan N2F, zaman alıcı manuel harcama yönetimi sürecine bir çözüm olarak geliştirildi. Girişim, muhasebecilerin, yöneticilerin ve çalışanların günlük hayatını basitleştirerek, gider raporlarının kaydedilmesi, onaylanması ve arşivlenmesi sürecinin tamamını dijitalleştiren çözümler sunuyor.

N2F, verimliliğe ve kullanılabilirliğe öncelik veren, müşterilerin işletme maliyetlerini 4 kata kadar daha hızlı yönetmelerine olanak tanıyan tam teşekküllü bir harcama yönetimi yazılımı yarattığını iddia ediyor.

Girişimin geliştirdiği uygulama, akıllı tarama, vergiye uygun arşivleme, gerçek zamanlı izleme ve yapay zeka destekli dolandırıcılığı önleme gibi özellikleri bir araya getiriyor. Yazılım sistemi, muhasebe yazılımı, bankalar, seyahat şirketleri ve filo yönetimi çözümleriyle entegre olabiliyor.

Şu anda N2F, 11 dilde erişilebilen bir ürünle 86’dan fazla ülkede 10.000’den fazla işletme için bir milyonun üzerinde aylık gider raporu işliyor. 

Başlangıçta sadece KOBİ’ler için tasarlansa da girişim, artık her türden işletmeye de hizmet veriyor. Iliad, DMG MORI ve Holidu gibi birinci sınıf Avrupalı ​​şirketler tarafından kullanılıyor.

N2F CEO’su Nicolas Dubouloz, “PSG ile olan bu ortaklığın işletmemiz için yeni bir büyüme aşamasının başlangıcı olduğuna inanıyoruz. Yatırım, hem çözümlerimizin uygunluğunu hem de pazar lideri konumumuzu yeniden teyit ediyor.” dedi.

PSG ile ortaklık kuran N2F, geliştirme ve Ar-Ge faaliyetlerine devam ederken önümüzdeki beş yıl içinde 200 kişiyi işe alma planıyla Avrupa’daki büyümesini hızlandırmayı amaçlıyor.

Merkeziyetsiz finans teknolojileri geliştiren Defy, Alesta’dan yatırım aldı

Merkeziyetsiz finans teknolojileri alanında yazılım geliştiren Defy, Alesta‘dan yatırım aldı. Alesta, yüksek büyüme potansiyeline sahip erken aşama teknoloji girişimlerine yatırım yapmaya devam ediyor. 

Defy, firmalara Web3 ihtiyaçları için uçtan uca alt yapı ve güvenlik servisleri sunuyor. Bu servisler, firmaların Web3 uygulama geliştirme sürelerini 90% oranında azaltıyor. Web3 dünyasında önemini iyice artıran güvenlik konusunda da Defy “Live AML” servisi ile inovatif bir çözüm getiriyor. Bu servisi kullanan firmalar, riskli cüzdanları şüpheli işlem yaptıkları an tespit edebiliyorlar.

Tamamen Defy servisleri üzerine geliştirilen bir de Defy Wallet uygulaması mevcut.  Bu uygulama ile kullanıcılar, tek bir tıkla merkeziyetsiz dijital bir cüzdana sahip oluyor ve tek platformdan bütün dijital yatırımlarını yönetiyorlar. Ayrıca, popüler cüzdanları ve işlemlerini anlık takip edebiliyorlar. Defy Wallet, son dönemlerde de gündem olan merkeziyetsiz finans konusunda kapsamlı servisleri ile kullanıcılara kolay kullanıma sahip ve güvenli bir platform sunuyor.

Defy, tüm ihtiyaçlarını teknik ekibi ile kendisi çözüyor. Defy CEO’su Suat Ozkan, 10+ yıl teknoloji alanında global kurumsal firmalarda teknik & yönetim pozisyonlarında yer aldı. Ekipte, yetenekli yazılım geliştiricileri Hasret Özkan ve Berkcan Gürdal’ın yanı sıra Silikon Vadisi girişimcilerinden Ercan Gümüş (Cool Digital Solutions) ve sermaye piyasalarında 25+ yıl deneyime sahip İskender Ada iş geliştirme ve satış konusunda destek vererek yer alıyor. 

Defy kurucucusu ve CEOsu Suat Ozkan yatırımla ilgili yaptığı açıklamada; “Aldığımız yatırım ile ekibimizi büyüterek, yıllarca bu alanda edindiğimiz deneyimin sonucu olan servislerimizi daha çok kuruma ve kişiye ulaştırmayı hedefliyoruz.” dedi.

Kanseri erken saptamayı amaçlayan GenoME Diagnostics, 1.5 milyon euro yatırım aldı

Yumurtalık kanserinin daha erken ve daha doğru saptanmasına yönelik çözümler geliştiren GenoME Diagnostics, 1.5 milyon euro yatırım aldı. Tur, QUBIS, Co-Fund NI ve Deepbridge Capital‘in katılımıyla gerçekleşti.

Kanseri erken teşhis etmek oldukça önemli bir konu olarak görülüyor. Erken teşhis, kanser yayılmadan tedavinin başlayabileceği ve hayatta kalma şansını büyük ölçüde artırabileceği anlamına geliyor. Yumurtalık kanseri söz konusu olduğunda en erken evrede teşhis konulan her 10 kadından 9’undan fazlası hastalıklarını en az 5 yıl boyunca yaşıyor. Bu, yumurtalık kanseri en ileri aşamada teşhis edildiğinde 10 kadından 1’in biraz üzerine düşüyor.

Queen’s University Belfast’tan ayrılan GenoME Diagnostics, teşhisi daha hızlı ve daha doğru hale getiren bir çözüm geliştirdi. Girişim, genişlemek için yeni yatırımlar aldı.

GenoME Diagnostics’in yenilikçi ürünü OvaME, yumurtalık kanserinin daha erken ve daha doğru tespiti için yeni bir kan testi sunuyor. Plan, teknolojiyi ek kanser türlerine genişletmek için araştırma ve testlerin üzerine inşa ediyor.

GenoME Diagnostics sorumlusu Chris Mosedale, “Yumurtalık testimizi geliştirmek için kullandığımız boru hattı, kanserin ötesinde bile çok çeşitli hastalıklara uygulanabilir. Teknolojimizin diğer kanserleri ve hastalıkları teşhis etmek için kullanılabileceğine dair çok güçlü kanıtlar var. Bu yatırım turu, bu varsayımı daha fazla araştırmamızı ve test etmemizi sağlayarak daha fazla kanser hastasının şansını artıracak.” dedi.

Bu yeni yatırım, laboratuvar testlerini tamamlamak, AB’de yasal onay başvurusunda bulunmak, düzenleyici yaklaşımını Birleşik Krallık ve Kuzey Amerika’ya genişletmek ve araştırma geliştirmeye devam etmek için kullanılacak.

Honda, iş alanları için geliştirilen otonom aracını tanıttı

Japon otomotiv devi Honda, iş alanlarında araçlarla robotları bir araya getirmek için Autonomous Work Vehicle (AWV) aracını duyurdu. 3. nesil olan araç artık insan yardımı olmadan iki palet değerindeki malları şantiyelerde taşıyabiliyor.

Autonomous Work Vehicle, ATV modellerinin üstü kesilmiş gibi görünen bir tasarımla ve otonom yapısıyla karşımıza çıkıyor. 2. nesil versiyonla karşılaştırıldığında, yeni AWV daha büyük bir çalışma alanına (iki palet) ve daha yüksek kapasiteye sahip oluyor. 10 MPH’ye kadar daha yüksek otonom sürüş hızı, 10 saate ve 28 mile kadar dayanıklılık sunan daha büyük bir batarya ve daha kolay yükleme yapılabilmesi için alçak yükleme alanı, aracı daha özel kılıyor.

Direk üzerindeki bir dizi sensör sayesinde şantiyeler gibi zorlu arazilerde otonom olarak veya uzaktan kumandayla çalışabiliyor. Bu sensörler, tümü tablet tabanlı bir arayüz tarafından kontrol edilen bulut bağlantısı ile birlikte GPS, radar, LiDAR ve kamera teknolojilerini içeriyor. Şirket, “Önceki saha testleri, birden fazla Honda AWV’nin inşaat malzemelerini ve malzemeleri önceden belirlenmiş bir rota boyunca kesin noktalara taşıyabildiğini ve teslim edebildiğini de başarıyla doğruladı.” dedi.

Honda, AWV’nin inşaat ve diğer şirketlerin işçi sıkıntısı ve şantiye taşımacılığı gibi sorunları ele almasına olanak sağlayacağına inanıyor. Son modeli kapsamlı bir şekilde test ettikten sonra şirket, AWV 3. sürümü artık gerçek hayattaki saha denemeleri için hazır olduğunu ve 14 Mart 2023’ten itibaren Las Vegas’ta gerçekleşecek bir inşaat fuarında ortaklar aradığını söyledi.

Honda Motor sistemleri bölümünden Jason VanBuren, “CONEXPO’da, aracı şantiyelerinde sahada test etmekle ilgilenen potansiyel iş ortakları ve şirketlerle görüşmek istiyoruz. Honda AWV’nin inşaat ekiplerini desteklemek ve aynı zamanda şantiye verimliliğini ve güvenliğini artırmak için değerli bir çözüm olabileceğine inanıyoruz.” dedi.

Apple, üçüncü taraf üreticilere bağımlılığını 2023 yılında azaltacak

Teknoloji devi Apple, gerek rakiplerinden gerekse kendi alanında uzmanlaşan ekipman üreticilerinden aldığı parçaları bu yıl azaltmayı planlıyor. Bu planla beraber ürünlerindeki parçaların çoğunluğu şirketin kendi üretimi olacak.

Apple’ın iPhone modellerinde kendi 5G modemini tanıtma planları gerçeğe dönüşüyor. Şirket, TSMC’nin 3nm teknolojisiyle seri üretilecek iPhone 16 ailesinde ‘Ibiza’ kod adlı kendi özel çözümünü kullanarak Qualcomm’un sektördeki liderliğini kırmayı planlıyor. Hareket, Apple’ın Broadcom da dahil olmak üzere üçüncü taraf çip sağlayıcılarından kurtulma çabalarının bir parçası olarak görülüyor.

Hazırlanan bir rapora göre tedarik zinciri kaynakları, Apple’ın özel 5G modemi için risk üretiminin 2023’ün ikinci yarısında başlamasının beklendiğini ve yavaş yavaş artmasının beklendiğini ortaya koydu. Ürünlerde, muhtemelen yeni Snapdragon X70’ten yararlanarak Qualcomm’un 5G modemlerini özel olarak kullanılmaya devam edilecek.

Bununla birlikte Apple’ın hedefi hücresel, Wi-Fi ve Bluetooth bağlantısını tek bir pakette birleştirmek ve tamamlanması oluyor. Belirtilen işlem ise birkaç yıl alacak. Bu arada Apple, güç tasarrufu, iPhone ile daha iyi entegrasyon ve uydu bağlantısında ayarlanan daha geniş özellikler içeren bir 5G modem sunmaya odaklanıyor.

Kendi 5G modeminin piyasaya sürülmesiyle Apple, donanım ve yazılımı üzerinde daha fazla kontrole sahip olacak ve şirketin cihazlarında daha iyi performans ve verimlilik sunmasına olanak tanıyacak. Ayrıca, Apple’ın üçüncü taraf tedarikçilere daha az bağımlı olma ve şirkete tedarik zinciri üzerinde daha fazla kontrol sağlama şeklindeki uzun vadeli hedefine ulaşma yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.

Şirket içi modem geliştirmeye geçiş birkaç yıl alacak olsa da bu, Apple’ın üçüncü taraf tedarikçilere daha az bağımlı olma yönündeki uzun vadeli hedefine yönelik çalışmaları, sıkı sıkıya artıyor.

Açık bankacılık platformu Abound, 601 milyon dolar yatırım aldı

İngiltere merkezli bir tüketici kredisi hizmeti ve açık bankacılık platformu geliştiren Abound, 601 milyon dolar yatırım aldı. Tur, hem borcu hem de öz sermayeyi içeriyor. Citi Bank ve Waterfall Asset Management hem borcu hem de öz sermayeyi içeriyor borç turunda yer alırken K3 Ventures, GSR Ventures ve Hambro Perks öz sermaye turunda yer aldı.

2020 yılında kurulan girişim, apay zeka tabanlı risk ve borç verme profillerini oluşturmak için kullandığı banka işlem verilerini “finansal röntgenlere” benzer şekilde işliyor. Yapay zekayla beraber borçlu kişilerin profilleri analiz ediliyor ve en iyi faiz oranlarının kişilere ödeme kolaylığı sunuluyor.

Abound CEO’su ve kurucu ortağı Gerarld Chappell, “Kendimizi kredi puanlamanın ötesine geçiyor olarak görüyoruz.” dedi.

K3 Ventures CEO’su Kuok Meng Xiong yaptığı açıklamada, “Kredi verme endüstrisi, son on yılın teknolojik gelişmelerini göz ardı eden geleneksel kredi puanlama gibi eski uygulamaların hakimiyetindedir” dedi. “Abound, benzersiz bir ürün ve farklılaştırılmış bir yaklaşım sunuyor ve şimdiden binlerce müşteri için işe yaradığını kanıtlıyor. Abound’un teklifinin önümüzdeki yıllarda büyüdüğünü görmekten heyecan duyuyoruz.” sözlerini kullandı. 

Yatırımla beraber girişim, Birleşik Krallık’taki doğrudan tüketiciye yönelik teklifini tamamlamak için Avrupa’da kendi açık bankacılık çerçevesi PSD2’yi inşa eden bir B2B hizmeti olarak genişlemeyi planlıyor.

VW destekli Scout Motors, Güney Carolina’da 2 milyar dolarlık fabrika kuracak

Elektrikli araçları ABD pazarına sunmayı hedefleyen VW Grubu yan kuruluşu Scout Motors, Güney Carolina’da yılda 200.000 elektrikli araç üretebilen 2 milyar dolarlık bir fabrika kurmayı planlıyor. Vergi indirimi ve çeşitli avantajlardan faydalanacak olan şirket, bu sayede daha uygun fiyatlı araçları piyasaya sürebilecek.

ABD’de hayata geçirilen Enflasyou Düşürme Yasası ve muhtemelen Güney Carolina eyalet hükümetinin bir tür teşvik paketi sayesinde Scout, çeşitli paketlerden yararlanabilecek. Eyalet hükümeti, Scout’a hangi teşviklerin sağlanabileceğine ilişkin ayrıntıları açıklamadı. Bununla birlikte Güney Karolina Valisi Henry McMaster, Ekim 2022’de imzalanan ve elektrikli araç altyapısının oluşturulmasına, eyalet iş gücünün gelişmiş üretim işleri için hazırlanmasına ve merkezi bir devlet altında elektrikli araç planlamasının düzenlenmesine öncelik veren bir yürütme emriyle eyaleti bir elektrikli araç merkez üssü haline getirmeyi bir öncelik haline getirdi.

Scout Motors, Blythewood’daki fabrikasını Columbia’nın yaklaşık 20 mil kuzeyinde kuracak ve en sonunda 4.000 kişiyi istihdam edecek. Gelişmekte olan batarya kuşağının tam ortasında 1.600 dönümlük bir alana kurulacak. Tesisin kendisi bu mülkün 1.100 dönümünü kullanacak. 

Scout, VW Group’un sağladığı fon ve teknolojiyle klasik bir isim plakasını yeniden canlandırıyor. Ancak bu fabrika, ana şirketinden bağımsızlığını temsil ediyor. Elektrikli araç markası, Jeep Wrangler, Ford Bronco ve Rivian R1S’ye karşı kendi kamyonet modelini hayata geçirecek. Scout Motors, markanın Magna Steyr veya Foxconn gibi bir şirketle ortak olacağına dair söylentilere rağmen fason üretim yoluna gitmiyor. Marka direkt olarak kendi araçlarını piyasaya sürerek rekabet halinde olacak. 

Scout CEO’su Scott Keogh, “Amerika’da üretim yapmanın kesinlikle önemli olduğunu düşünüyoruz, Enflasyonu Düşürme Yasası, eyaletlerin yaptıklarıyla birleştiğinde, kiralamaya karşı satın almayı akıllı bir zaman haline getiriyor.” dedi.

Şimdilik Scout Motors, Amerikan yapımı, Amerikan odaklı ürünlerini 2026’nın sonuna kadar üretmeye odaklanıyor. Bu araçlar, motorlar ve invertörler gibi VW bileşenlerini kullanacak olsa da tüm platformları paylaşmayacak.

Hepsiburada, deprem bölgesi için uzun vadeli destek planını açıkladı

Hepsiburada, 6 Şubat 2023 ve sonrasında gerçekleşen depremlerden etkilenen 11 ilde sürdürülebilir, kalıcı refahın sağlanmasını desteklemek için “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programını hayata geçiriyor. Program KOBİ, esnaf ve aile işletmelerinin, girişimci kadınların ve kadın kooperatiflerinin desteklenmesi; bölgenin e-ticaret ve lojistik kapasitesinin artırılması; istihdam artırıcı hizmet ve faaliyetlerin bölgeye kaydırılmasının yanı sıra çocuklara ve ailelere eğitim ve sosyal destekleri kapsıyor.

Türkiye’yi derinden etkileyen depremlerin ilk saatlerinden itibaren tüm imkanlarıyla birçok yardım çalışmasını hayata geçirerek depremzedelere ihtiyaç malzemelerini ulaştırmaya devam eden Hepsiburada, bölge ekonomisinin tekrar ayağa kalkması için bölgedeki üretici, girişimci, KOBİ ve esnafları tüm teknoloji, lojistik, satış ve pazarlama gücüyle destekleyecek.

E-ticaret Siparişleriyle Destek Devam Ediyor 

17 Şubat 2023’te hayata geçirilen “Her Sipariş, Bir Destek” projesiyle deprem bölgesinde faaliyet gösteren üreticilerin ve kadın kooperatiflerinin yöresel ürünlerini, ticari amaç gütmeksizin satışa sunan Hepsiburada, projeyi deprem bölgesinde bulunan tüm işletmelere, üreticilere ve esnafa açtı.

Depremin ardından esnaf ve KOBİ’lerin işlerini hızla toparlamalarına destek olmak amacıyla Hepsiburada ilk etapta, bölgedeki iş ortaklarının satış gelirlerinin tamamını, kesintisiz, komisyonsuz ve vade süresiz işletmelere aktarıyor. Buna ek olarak satıcıların daha fazla müşteriye ulaşmalarını sağlamak amacıyla her bir işletmeye HepsiAds üzerinden reklam ve tanıtım desteği de sağlıyor. Bölgeden, platformda satış yapan işletmelere e-ticaret, satış ve pazarlama gibi konularda online eğitimler de sunuluyor.

Ayrıca yine ilk aşamada depremzede satıcılara personel alımı ve muhasebe konularıyla ilgili desteklerin yanı sıra Hepsiburada’nın lojistik imkânları da seferber ediliyor, Hepsiburada iş ortaklarının büyük şirketler tarafından kullanılan pazarlama uygulamaları bölgedeki KOBİ ve esnafın hizmetine sunmak üzere hazırlıklar yapılıyor.

Bölgeden Tüm Türkiye’ye ve Dünyaya 10 Milyar TL’lik Satış Hacmi

Hepsiburada’nın Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü’ Programı kapsamında bölgede e-ticaret yapmaya devam eden ve desteklerle e-ticarete adım atmak isteyen toplam 10 bin iş ortağı için sağlanan farklı destekler ve tüm Türkiye için kurgulanacak özel kampanyalar 2 yıl boyunca farklı ihtiyaçlar çerçevesinde devreye alınacak. Destekler işletme ve esnafın teknolojik ve ticari kapasiteleri, sektörleri, büyüklükleri, işletme yapılarına göre farklı seviyelerde verilecek. “Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü” programıyla Hepsiburada 2 yılda bölgeden yapılacak satışları 10 milyar TL’lik hacme ulaştırmayı hedefliyor.

120 Bin Kişinin İstihdamına, 500 Bin Kişinin Geçimine Katkı

Bölgedeki üretici ve satıcıların ürünlerinin, yapay zekâ temelli teknolojilerle Hepsiburada’nın bireysel ve kurumsal müşterileriyle buluşturulmasıyla ve özel kampanyalarla platform satışlarında bölgenin ağırlığı ve hacmi artırılacak. Hepsiburada’nın tedarikçilerden aldığı hizmetlerin bir bölümünü bölgeye kaydırmasının yanı sıra bölgede e-ticareti artırmaya yönelik destek ve yatırımların etkisiyle 120 bin kişinin istihdamına ve 500 bin kişinin geçimine katkı sağlanması hedefleniyor.

3 Şehirde E-Ticaret İhtisas Merkezleri Kurulacak

Hepsiburada ayrıca bölgede e-ticaret ekosisteminin büyüyüp gelişmesi ve küçük işletmelerin ofis, stok, lojistik, pazarlama, müşteri hizmetleri ve eğitim ihtiyaçlarına yanıt verecek ve 3 farklı şehirde kurulacak ‘E-ticaret İhtisas Merkezleri’ projesini de hayata geçirecek.

İlk aşamada depremden etkilenen satıcıların ofis, bilgisayar, malzeme ve hizmet ihtiyaçlarına yanıt vermek üzere hazırlanmaya başlanan mobil ofislerin faaliyete geçmesi için çalışmalar devam ediyor.

İkinci aşamada içinde çağrı merkezleri, HepsiJet transfer merkezleri, iş ortakları için ofisler, eğitim ve toplantı alanlarından oluşan E-ticaret İhtisas Merkezleri oluşturulacak. İhtisas merkezlerinde e-ticaret ekosisteminin farklı seviyelerinde eğitim, tecrübe ve uzmanlık kazanmak isteyen gençlere imkanlar sunulacak. Bu merkezlerle özel sektör, kamu, eğitim kurumları, üniversiteler ve STK’lar ile bölgedeki ticaret ekosistemi arasındaki işbirliklerinin güçlendirilmesi hedefleniyor.

Girişimci Kadınlara ve Kadın Kooperatiflerine Destek

Hepsiburada, 2017’den itibaren yürüttüğü Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü Programı kapsamında bölgeden 5 bin girişimci kadına destek verecek. Platform üzerinden satış yapan girişimci kadın ve kadın kooperatifleri içerisinden deprem nedeniyle üretim ve tedarik süreçlerine devam edemeyenlere depolama, paketleme, kargo hizmetleri başta olmak üzere pek çok hizmet ücretsiz sağlanacak. Kadın girişimciliğinin artırılmasına yönelik faaliyetlerle, kadınların ticari ve ekonomik hayata daha fazla katılması ve destek verilen esnaf ve işletme sahiplerinin yarısının kadınlardan oluşması hedefleniyor.

Hepsiburada’nın Lojistik Gücü Sahada Olmaya Devam Edecek

Deprem bölgesine gereken desteği, güçlü lojistik kabiliyetleri ile ilk günden itibaren ulaştıran ve bölgede zarar gören kargo ve nakliye operasyonlarına hızla işlerlik kazandıran Hepsiburada, ihtiyaç duyulan ürünleri ve malzemeleri bölgeye; bölgedeki satıcı ve üreticilerin ürünlerini ise tüm Türkiye’ye ve dünyaya kesintisiz ve sorunsuz ulaştırmayı sürdürecek. Deposu depremden zarar görmüş iş ortaklarına, Hepsiburada’nın tecrübesi ve bölgedeki lojistik imkanları çerçevesinde depolama hizmeti de sağlanacak.

Çocuklara, Gençlere ve Ailelere Eğitim ve Sosyal Destekler

Hepsiburada bölgede hayata geçireceği sosyal sorumluluk projeleriyle de depremden etkilenen çocuklar, gençler ve aileler için destek çalışmalarına başladı. Hepsiburada afet bölgesinde yaşayan depremzedelere yönelik olarak kamu, sivil toplum kuruluşu ve özel sektör paydaşlarının da dahil olduğu projeler geliştirecek; deprem sonrası sosyal destek, eğitim ve spor imkanları sağlayacak. “Bir Gülüş Yeter” projesinin tüm faaliyetlerini 2 yıl boyunca Deprem Bölgesindeki çocukların kitap, oyuncak ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere hayata geçirecek olan Hepsiburada, ayrıca tüm bölgede basketbol aktiviteleriyle çocuk ve gençleri sporla buluşturacak.

Hepsiburada, önümüzdeki dönemde ‘Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Gücü’ programı kapsamındaki tüm adım ve gelişmelerle birlikte programın ekonomik ve sosyal etki analizlerini de içeren bilgilendirme ve duyuruları paydaşları, basın ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşacak. Bu kapsamda bölgedeki faaliyetlerle ilgili iletişim ve bilgilendirmeler gerçekleştikçe devam ederken konsolide program faaliyetleri ile bölgedeki ekonomik ve sosyal etkileri 3 aylık periyotlarla basın ve kamuoyuyla paylaşılacak.