Ana Sayfa Blog Sayfa 230

Spotify, artı ikonuyla birçok özelliği tek çatı altında topluyor

Müzik ve podcast platformu Spotify, uygulama içerisinde göz yoran özelliklerin hepsini artı ikonuyla beraber tek bir alana getiriyor. Beğenilen şarkılar ve çalma listesine ekleikonları birleştirildi. Kullanıcıların tüm şarkıları, albümleri, çalma listelerini, sesli kitapları, podcast’leri veya bölümleri tek dokunuşla kitaplıklarına kaydetmelerini sağladığı duyuruldu.

Kullanıcılar, “Beğenilen Şarkılar”a bir şarkı eklemek için “Şu An Çalınan Görünümü”nün sağ tarafında bulunan artı düğmesine dokunuyor. Üzerine dokunduktan sonra, kullanıcıya listeye kaydedildiğini bildirmek için simge yeşil bir onay işaretine dönüşüyor. Hemen ardından kullanıcılar, şarkıyı başka bir çalma listesine eklemek isterlerse artı simgesine tekrar dokunabiliyorlar. Benzer özellik podcast için de yapılıyor. 

Küçük bir değişiklik olsa da bazı kullanıcıların alışması zor olacak gibi görünüyor. Kalp simgesi, Apple Music gibi Spotify rakiplerinin yanı sıra Twitter, TikTok ve Instagram gibi sosyal medya platformları da dahil olmak üzere birçok popüler uygulamada yaygın olarak kullanılıyor. Bu yüzden kullanıcıların nasıl reaksiyon vereceği henüz bilinmiyor.

Spotify, yeni artı düğmesinin, kullanıcılara aynı anda birden fazla çalma listesine ekleme olanağı sağladığından, kullanıcıların zamandan tasarruf etmesine yardımcı olacağına inanıyor. Özelliğin test edilmesi sırasında Spotify, kullanıcıların favorilere eklenen parçayı kaydedildikten sonra tekrar dinleme olasılıklarının daha yüksek olduğunu söyledi.

Son aylarda Spotify, kullanıcı deneyimini denemek ve iyileştirmek için birçok yol başlattı. Kullanıcı deneyiminin her zaman en iyi şekilde olması platformun amaçları arasında yer alıyor. Yeni simge, dünya çapında iOS ve Android cihazlarda kullanıma sunuldu. Önümüzdeki haftalarda tüm Spotify abonelerinin kullanımına açılacak.

Snapchat, OpenAI tarafından desteklenen yapay zeka chatbot’unu duyurdu

Kendine has yapısıyla kullanıcıları tarafından oldukça beğeniyle karşılanan Snapchat, OpenAI tarafından desteklenen My AI adındaki yapay zekalı chatbot’unu hayata geçirdi. My AI , platformun ayda 3.99 dolar abonelik hizmeti olan Snapchat+ için deneysel bir özellik olarak kullanıma sunulduğu belirtildi.

Yapay zeka destekli chatbot’lar gün geçtikçe hayatımıza daha da entegre oluyorular. OpenAI tarafından başlatılan bu özelik, birçok uygulama ve platformun sistemine eklemesiyle beraber kullanıcıların chatbot kullanarak uygulamalara daha fazla işlevsel özellik getirdiği biliniyor. Snapchat de OpenAI‘ın GPT teknolojisini kullanarak platformuna chatbot entegre etti.

Snapchat’in chatbot’u, Sohbet sekmesinin hemen üstünde yer alacak. Yapay zeka, “arkadaşlık, öğrenme ve eğlence” ile ilgili değerlerine hitap eden benzersiz bir sese ve kişiliğe sahip olacak şekilde eğitildi. Ayrıca, uygulamanın güven ve emniyet kurallarına uyması için de gerekli düzenlemeler yapıldı.

Şirket, “My AI, en iyi arkadaşınız için doğum günü hediyesi fikirleri önerebilir, uzun bir hafta sonu için bir yürüyüş gezisi planlayabilir, akşam yemeği için bir tarif önerebilir ve hatta çedar takıntılı arkadaşınız için peynir hakkında bir haiku yazabilir. My AI’ı bir ad vererek ve Sohbetiniz için duvar kağıdını özelleştirerek kendiniz oluşturabilirsiniz.” açıklamasını yaptı.

Snapchat’in My AI’sinin bir arama motoru olarak görülmüyor. Bunun yerine Snapchat içinde, arkadaşlarınızla yaptığınız gibi sohbet edebileceğiniz bir kişi olarak görülüyor.

My AI ile yapılan tüm görüşmeler saklanacak ve ürün deneyimini iyileştirmek için incelenebilecek. Snapchat, kullanıcıların My AI ile herhangi bir sır paylaşmaması veya tavsiye için sohbet botuna güvenmemesi gerektiğini söylüyor. Şirket, My AI’ın önyargılı, yanlış, zararlı veya yanıltıcı bilgilerden kaçınmak için tasarlanmasına rağmen hataların meydana gelebileceğini de belirtiyor. Sosyal ağ, kullanıcıları My AI’dan gelen herhangi bir mesajı basılı tutarak geri bildirim göndermeye davet ediyor.

Snapchat, yapay zekanın zaman içinde uygulamanın deneyimine inanılmaz derecede katkıda bulunabileceğine ve aynı zamanda daha derin bağlantıları geliştirmeye yardımcı olabileceğine inanıyor. My AI, şirketin iki milyonu aşan ücretli abone sayısını da artırabilir.

Lipozomlar üzerine yüksek teknoloji geliştiren yerli girişim Ciel, 5.64 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı

Alesta’nın yeni iştiraki, Lipozomlar üzerine yüksek teknoloji geliştiren Ciel, ilk turda Alesta Yatırım‘dan 5,64 milyon TL değerlemesi üzerinden yatırım aldı.

Lipozomlar üzerine yüksek teknoloji geliştiren ve ilk uygulamalarını kozmetik dikeyinde uygulayan Ciel Laboratories, Lipozomal enkapsülasyon yöntemiyle ilaç etken maddeleri, gıda takviyeleri ya da kozmetik aktif maddelerinin yüksek verimle hedefine ulaşmasını sağlıyor.

Dermokozmetik ürünlerinden daha kısa sürede beklenen etkinin almasına olanak sağlayan, firma bünyesinde gerçekleşecek know how metot ile Türkiye’de ilk üretici olma hedefindeki Ciel, inovatif kozmetik formülasyon tasarımı ve üretimi gerçekleştirmektedir.

Aldıkları yeni yatırımla ilgili olarak Ciel kurucu ortağı Sezi Kaya verdiği demeçte “Farmasötik teknoloji ve mühendislik ilkeleri ile geliştirdiğimiz proseslerle; lipozom üretimini ulaşılabilir ve farklı sektör dikeylerine uyarlanabilir hale getireceğiz. Hedefimiz inovatif, teknolojik ve sürdürülebilir hammaddeler ile anılmak, Türkiye’de lipozomal hammadde üreticilerinde öncü olmak ve ülkemizi dünyada temsil etmektir. Ciel Laboratories birçok teknoloji girişimi gibi oldukça çetin bir yola çıkmıştır. Bir Ar-Ge girişiminin ihtiyacı olan pilot ölçek ekipman, proses geliştirme, uygulama ve analiz süreci giderleri için gerekli finansman aldığımız yatırım sayesinde karşılanacak, bilime ve üretime daha çok odaklanmamızı sağlayacaktır. Daha önemlisi ise Escort Teknoloji – Alesta Elektronik Teknoloji Yatırım A.Ş.’nin ‘’Verdiğiniz emekleri görüyoruz ve sizi destekliyoruz.’’ yaklaşımıdır. Bu iştirak, destekleyici yaklaşımıyla birlikte potansiyelimizi performansa dönüştürmede en büyük motivasyon kaynaklarımızdan biridir.” dedi.

Iris, vücut sıcaklığı ve tansiyon izleme özelliğine sahip olan akıllı yüzüğünü tanıttı

Sağlık ve giyilebilir teknoloji odaklı Iris, kullanıcıların vücut sıcaklığını ve tanisyoununu ölçen akıllı yüzüğünü duyurdu. Cihaz, Kickstarter kitle fonlaması kampanyası aracılığıyla piyasaya sürülüyor.

Iris tarafından geliştirilen yüzükte tıbbi sınıf minyatür kan basıncı sensörü ve nabız ölçer de bulunuyor. Akıllı cihazla beraber sunulan aylık abonelik hizmeti, yardımcı uygulamayla kullanıcılara detsek sunuyor.

Cihaz, 6 fotodedektörlü ve 18 LED’li bir PPG sensörünü bünyesinde barındırıyor. Iris’e göre cihaz, ortalama 2 fotodedektör ve 2 LED ile mevcut giyilebilir cihazlardan önemli ölçüde daha güçlü oluyor. Yüzükle beraber kalp atış hızı, kandaki oksijen miktarını, vücut sıcaklığını ve diğer biyometrik verileri ölçmek oldukça kolay bir hal alıyor. Ayrıca egzersizleri, uyku kalitenizi ve stres seviyenizi takip etmeniz mümkün oluyor. Yüzükle beraber gelen akıllı telefon uygulaması, hareket halindeyken tüm verilerin analizini görüntülemenizi sağlıyor. Kan basıncı ölçümlerinin, OTA yükseltmeleri aracılığıyla 2024’ün ortalarında mevcut olması bekleniyor.

Iris tarafından geliştirilen cihaz, piyasadaki en ince akıllı yüzük olarak lanse ediliyor. 5 mm genişliğinde ve 2,5 mm kalınlığıyla beraber en küçük patentli sensörleri bünyesinde barındırıyor. Yüzüğün ağırlığı 5 gramın altında olduğu için oldukça hafif görünüyor. 

Yüzük, piyasadaki mevcut modellerden daha yüksek bir doğruluğa sahip olarak da destekleniyor. Diğer yüzüklerin boyutları parmak üzerinde hareket ettikleri için ölçüm hassasiyetini azaltıyor.

Iris, geliştirdiği akıllı yüzüğü Kickstarter üzerinden 146 dolara sarışa sundu. Altın ve gümüş renk seçenekleri bulunan cihaz, rakiplerine oranla da oldukça uygun fiyata sahip oluyor. Yüzük, Kickstarter kampanyasından ve aylık 10 dolarlık uygulama aboneliğinden sonra 199 dolarlık orijinal fiyatına geri dönecek.

Qualcomm, akıllı telefonlar için uydu iletişim teknolojisi üzerinde çalışıyor

Dünyanın en büyük mobil işlemci şirketi Qualcomm, Android işletim sistemli akıllı telefonlar için uydu iletişim teknolojisi üzerindeki çalışmalarına devam ediyor. Gelecekteki akıllı telefonlar, baz istasyonlarına ihtiyaç duymadan uydu üzerinden iletişimi kolayca sağlayabilecek.

Çip seri üreticisi, Xiaomi, Vivo, Motorola, Oppo, Honor ve Nothing’in gelecekteki mobil cihazlarına uydu iletişim teknolojisi getirmek için çalışıyor. Şirketin Android üreticileri için Apple’ın iPhone 14 serisinde yaptığı gibi uydu tabanlı iletişim eklemek için çalıştığını doğrulasa da, markaların bu özelliği gelecekteki telefonları için ne zaman kullanıma sunacakları henüz açıklanmadı.

Qualcomm, uydu servis sağlayıcısı Iridium ile ortaklaşa üzerinde çalıştığı yeni Snapdragon Satellite teknolojisini daha önce CES 2023’te duyuruldu. Xiaomi, Motorola ve diğer markaların akıllı telefonlarının yakında acil durumlarda iki yönlü mesajlaşmayı ve diğer iletişim kanallarını destekleyeceği tahmin ediliyor.

Resmi duyuruya göre Snapdragon Satellite, yakında çıkacak olan RF modemlerde ve akıllı telefonlar için 4 ve 8 serisi işlemcilerle beraber satışa sunulacak.

Qualcomm’un ürün yönetiminden sorumlu başkan yardımcısı Francesco Grilli, “Snapdragon Satellite’ı yeni nesil cihazlara dahil ederek, iş ortaklarımız, dünyanın dört bir yanındaki abonelere izin verebilen ve ticari olarak temin edilebilen küresel bir LEO takımyıldızı sayesinde uydu mesajlaşma yetenekleri sunabilecek.” dedi.

Uydu iletişim teknolojisine sahip yeni çip setlerinin ne zaman tanıtılacağı henüz bilinmiyor. Tanıtımla beraber akıllı telefonların iletişim konusunda daha da rahat olacağı tahmin ediliyor.

Sıvı soğutma sistemine sahip OnePlus 11 Concept tanıtıldı

OnePlus 11 Concept

OnePlus, gelecekten günümüze ışınlanmış gibi bir tasarıma sahip olan OnePlus 11 Concept modelini Barselona’daki MWC 2023 etkinliğinde duyurdu. Akıllı telefon, tıpkı bilgisayarlardaki gibi bir sıvı soğutma sistemini bünyesinde barındırıyor.

Adından da anlaşılacağı üzere yalnızca konsept olarak geliştirilen akıllı telefonda “Active CryoFlux” adındaki özel sıvı soğutma sistemine yer veriliyor. Cihazın içinde yer alan tüpler sayesinde soğutucu sıvının telefon içinde dolanması sağlanıyor. Active CryoFlux teknolojisi, telefonun sıcaklığını 2,1 dereceye kadar düşürüyor. Böylece akıllı telefonun yüksek performans gerektiren uygulamaları herhangi bir ısınma yaşamadan kullanması amaçlanıyor.

Sıvı soğutma teknolojisi, sadece kullanım esnasında aktif hale gelmiyor. Şarj esnasında da aktifleştirilen bu teknoloji, cihazı 1,6 derece de soğutuyor.

Akıllı telefonun tasarımı da oldukça iddialı görünüyor. Dışarıdan bakıldığında saydam gibi görülse de cihazın tam ortasında Active CryoFlux teknolojisini gözler önüne seren sıvı soğutma boruları bizleri karşılıyor. Bu borular da geliştirilen özel teknoloji sayesinde aydınlatılarak oldukça şık bir görünüme sahip oluyor. Bunanla beraber cihaz arka kısmında yer alan kamera bölümünde de ışıklandırmaların yer aldığı görülüyor.

OnePlus 11 Concept, fuarın en çok dikkat çeken akıllı telefonları arasında kendine önemli bir yer ediniyor. Akıllı telefonun sadece bir konsept olduğu ve satışa sunulmayacağı bilinse de OnePlus’ın gelecekte akıllı telefonda kullandığı teknolojiyi hayata geçirmek ve cihazlarında kullanıma sunmak için çalışmalar yapacağı tahmin ediliyor.

Xiaomi, dijital araba anahtarı konusunda BMW ile ortaklık yapıyor

Xiaomi, popüler araç markası BMW ile dijital araba anahtarları konusunda ortaklığa gittiğini açıkladı. Anlaşma, Barselona’da düzenlenen MWC 2023 etkinliğinde duyuruldu.

Apple, dijital araba anahtarı özelliğini 2020 yılında piyasaya sürdü. Bundan kısa bir süre sonra, birçok Android geliştiricisi, kendi dijital araba anahtarı özelliği üzerinde çalışmaya başladı. Bu işe öncülük eden şirketler arasında Xiaomi de bulunuyor. Xiaomi ve BMW dijital araba anahtarları birlikte çalışacak. 

Dijital anahtar, aracın kilitlenmesini, kilidin açılmasını ve hatta racın çalıştırılmasını sağlıyor. Bu seçenek, arabanızı birine kiralamanız gerektiğinde kullanışlı oluyor. Fiziksel araba anahtarınızı ödünç vermek yerine dijital araba anahtarınızı onlarla paylaşmanız yeterli gibi görünüyor. Otomobil anahtarı, Google Cüzdan ve diğer platformlarla uyumluluk sağlıyor.

BMW ile işbirliği, her iki şirket için de önemli bir adım görülüyor. BMW, yüksek kaliteli araçlar üretmesiyle tanınıyor ve Xiaomi, tüketici elektroniğinde önemli rol oynuyor. Modern tüketici taleplerini karşılamak için sürekli gelişen otomotiv sektörüne en son teknolojiyi getiriyorlar.

Xiaomi akıllı araba anahtarının sağladığı kolaylıkla kullanıcılar, büyük bir anahtar taşımak yerine, otomobillerinin kilidini açmak için akıllı telefonlarını kullanabiliyorlar. Bu sistem, özellikle anahtarlarını sık sık yanlış yere koyan veya nereye koyduklarını unutan kişiler için yararlı oluyor. Fiziksel anahtar aramak yerine dijital otomobil anahtarıyla araçlarına kolayca ulaşabiliyorlar.

Xiaomi dijital otomobil anahtarı gelişmiş güvenlik önlemlerini kullanıcılarla buluşturuyor. Örneğin yetkisiz araç girişini engellemek için şifreleme teknolojisi kullanıyor. Bu özellik, yalnızca yetkili kullanıcının aracın kilidini açabileceği, hırsızlık veya zorla girme tehlikesini azaltacağı anlamına geliyor. Ayrıca akıllı telefon kaybolur veya çalınırsa, dijital anahtar uzaktan devre dışı bırakılarak aracın güvende kalması garanti ediliyor. Xiaomi’nin dijital otomobil anahtarını bu yılın ikinci çeyreğinden itibaren belirli BMW otomobil sahiplerine sunulacağı açıklandı. 

Tecno, akıllı telefonlar için renk değiştirme teknolojisini duyurdu

Teknoloji markası Tecno, Barselona’da düzenlenen MWC 2023 etkinliği kapsamında Chameleon Colour Changing yani bukalemun gibi renk değiştirme teknolojisini duyurdu. Şirketin sergilediği yeni teknoloji, oldukça ilginç görünüyor.

Bukalemun renk değiştirme teknolojisinin nasıl çalıştığının arkasında çok az bilgi bulunuyor. Mikron altı prizma malzemesinden oluşan bir ızgara, tam spektrumlu bir elektrikle kontrol edilen prizma renklendirme tekniği olan Chameleon Coloring Technology’i kullanılıyor. Buna bağlı olarak elektrik alanı uygulandığı anda yön değiştiriyor. Madde, prizmanın yönünü dikkatli bir şekilde ayarlayarak ışığı çeşitli dalga boylarında kırabiliyor ve bir dizi farklı renkler üretebiliyor. Madde herhangi bir ışık üretmeyip yüzeyinden ışığı saçıyor ve yüzeyi renklendirmiş oluyor.

Mikron altı prizma düzenlemesini değiştirmek için cihaz yazılımını kullanarak toplam 1600 farklı renk arasından manuel olarak seçim yapabiliyor. Pil düzeyine, müziğe ya da bildirimlere bağlı olarak renk otomatik olarak değişiyor. Geliştirilen teknoloji, bu değişikliği 2 milyon kez yapacağını iddia ediyor. Bu sayede sistem, bir gün boyunca yapılan çeşitli ayarlamalarla bile son derece dayanıklı hale geliyor.

Malzemenin 0,03 saniyelik renk değiştirme süresi bulunuyor. Ayrıca az enerji kullanmasıyla da dikkatleri üzerine çekiyor. Gün boyunca 100 değişiklik yapmak, 5 dakikalık bir videoyu izlemek kadar enerji harcıyor.

Renk değiştirme teknolojisi, hayatımıza daha önce realme akıllı telefonlar ve Tecno Camon 19 Pro Mondrian Edition ile beraber giriş yaptı. Tecno Chameleon renk değiştirme teknolojisiyle,  mevcut 1000’den fazla farklı renk şemasını kullanarak rengi manuel olarak değiştirebiliyoruz. Geliştirilen teknolojinin akıllı telefonlara ne zaman entegre edileceği henüz bilinmiyor.

Xiaomi Electric Scooter 4 Ultra, MWC 2023 kapsamında tanıtıldı

Elektrikli scooterlar son yıllarda giderek daha popüler hale gelmesiyle beraber Xiaomi, Mobile World Congress 2023’te (MWC 2023) Electric Scooter 4 Ultra modelini duyurdu. Cihaz, sürücülere güvenilir ve verimli bir ulaşım aracı arayan herkes için ideal bir seçim haline getiren bir dizi avantaj sunuyor.

Elektrikli scooter modelleri, hem bireylere hem de çevreye fayda sağlayabilecek uygun, çevre dostu ve uygun maliyetli bir ulaşım yöntemi sağlıyor. Xiaomi Electric Scooter 4 Ultra’nın göze çarpan özelliklerinden biri, engebeli veya engebeli arazide bile sorunsuz ve güvenli bir sürüş sağlayan çift süspansiyon sistemi oluyor. Bu yenilikçi sistem, şasinin yüksekliğini artırarak sürücülere daha iyi görüş ve denge sağlıyor. Delinmez ve kendinden sızdırmaz 10 inçlik Xiaomi DuraGel lastikleri, maksimum güvenlik ve gelişmiş bir sürüş deneyimi sağlayarak lastik patlama riskini en aza indiriyor.

Xiaomi Electric Scooter 4 Ultra, 25km/sa hıza ulaşma imkanını ve %25’e varan eğimlerde kolaylıkla yokuşları tırmanmasını sağlayan etkileyici özellikleri bünyesinde barındırıyor. Güçlü 940 W motoru ve uzun ömürlü pili, sürücülere tek bir şarjla 70 km’ye kadar seyahat etme özgürlüğü vererek, onu işe gidip gelenler veya çevresini keşfetmekten keyif alanlar için mükemmel bir seçenek haline getiriyor.

Scooter’ın alüminyum gövdesi, maksimum 120 kg’a kadar yükü destekleyip genişletilmiş tutma yeriyle beraber rahat ve dengeli bir sürüş deneyimi sağlıyor. Scooter fütüristik ve minimalist bir tasarımla karşımıza çıkıyor. Ayrıca araç, çeşitli olumsuz hava koşullarına ve ortamlara dayanabilmesini sağlayan IP55 sertifikasını da bünyesinde barındırıyor. 

Xiaomi Electric Scooter 4 Ultra’nın fiyatı, 999 euro olarak açıklandı. Scooter’ın ülkemizde ne zaman satışa sunulacağı henüz bilinmiyor.

HiDoctor’dan afetzedelere uzun süreli ve kapsayıcı psikolojik destek: Konuşacak Biri Var

Online psikolojik destek hizmeti veren yerli girişim HiDoctor, “Konuşacak Biri Var” adıyla uzun soluklu ve geniş kapsamlı bir psikolojik destek hareketi başlattı.

Afetzedelere her ay ücretsiz 500 seans online psikolojik destek bağışlayacak olan HiDoctor, daha fazla ihtiyaç sahibine destek olmak için tüm gönüllüleri “askıda terapi” yöntemiyle projeye katkı sağlama çağrısı da yapıyor.

HiDoctor CEO’su Ahmet Bal, “Sahadan aldığımız bilgiler, bölgedeki psikolojik destek ihtiyacının tahmin edilenden çok daha fazla olduğunu gösteriyor. Bu büyüklükte bir ihtiyacı hiçbir kurum ve gönüllü hareketi tek başına karşılayacak durumda değil. Bu nedenle, kurumlar, STK’lar, özel şirketlerin bir araya gelip geniş kapsamlı ve uzun soluklu çalışması lazım. HiDoctor olarak bizler de uzman kurum ve STK’lar aracılığı ile geniş kitlelere ulaşacak, sürdürülebilir bir psikolojik destek hareketi başlatma kararı aldık” dedi.

Hareketin sadece seans bağışı ve askıda seansla sınırlı olmadığına işaret eden Bal, “İhtiyaç gerçekten çok büyük. Tüm afetzedelere birebir dokunmak çok büyük zaman alacak. O nedenle birebir seansların yanı sıra, toplumsal bilinci ve farkındalığı artıracak farklı çalışmaları da hızla uygulamaya aldık, almaya da devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

Minimum 6 ay sürecek projede neler var?

“Konuşacak Biri Var” projesi ile 360 derece düşünülmüş, toplumsal ihtiyacı en geniş şekilde karşılamaya yönelik bir hareket oluşturmaya özen gösterdiklerini belirten Bal, minimum 6 ay sürmesi planlanan projenin detayları hakkında şu bilgileri verdi:

  • Deprem sonrası psikolojik destek programı: HiDoctor, uzman kurumlar ve uzmanlarla hazırlanacak sürdürülebilir psikolojik destek programı kapsamında, özellikle depremden etkilenen çocukların rehabilitasyonuna yönelik projelerine odaklanarak online terapi desteği sunmayı amaçlıyoruz. Zira deprem bölgesi nüfusunun yaklaşık yüzde 30’u yani 18 yaş altı (yaklaşık 4,5 milyon) çocuklardan oluşuyor. Bu program kapsamında amacımız, gönüllü psikologların desteği ile ücretsiz olarak ayda en az 500 seans olacak şekilde 6 ay boyunca psikolojik destek sağlayacağız.
  •  Askıda seans: Ayda 500 seans ücretsiz olarak HiDoctor’dan sağlanacak seanslara ek olarak “askıda seans” ile daha geniş kitlelere sürdürülebilir daha uzun süre psikolojik destek sağlamayı hedefliyoruz.
  • Kurumlara yönelik farkındalık seminer serisi: B2B çalışmalarımız dahilinde kurumların çalışanlarına yönelik psikolojik destek seminerleri başlattık. İlk etapta 500 kurum ve şirketle görüştük. İlkini bu hafta gerçekleştireceğimiz seminerlerimiz, periyodik aralıklarla devam edecek.
  • Halka açık canlı yayın seminerleri: Deprem sonrası travma ile baş etme yollarına ilişkin daha geniş kitlelere destek olmak üzere fikir önderleri ve psikologların katıldığı herkese açık ücretsiz canlı yayın seminerleri başlattık. Bu yayınlar hem HiDoctor web sayfasından hem de youtube kanalımızdan takip edilebilecek. Post travma ile ilgili bilgilendirici videolarımızı da yine hem web sayfamız hem de youtube kanalımızdan yayınlıyoruz.
  • Psikologlarımıza yönelik afet sonrası için özel eğitimler: Süreci en rahat şekilde aşabilmek ve en hızlı şekilde normalleşebilmek için psikolojik destek verecek uzman psikologların da uzmanlıklarını desteklemek gerekiyor. Bu konuda da seminer ve eğitimlerimize başladık, danışmanlık verecek psikologlarımızı sürecin tümü hakkında güncel ve doğru bilgilerle beslemeye devam edeceğiz.
  • Sosyal medya bilgilendirme içerikleri: Sosyal medya artık hepimizin haber alma kaynağı haline geldi. Bu nedenle, geniş kitlelere ulaşabilecek, ihtiyaç duyulan içerikler ile toplumu bilinçlendirmek ve farkındalık oluşturmak için uzman psikologlarımızla içerikler hazırlıyoruz. Bu içeriklerin yanı sıra, sosyal medyada daha büyük kitlelere ulaşmak ve farkındalık yaratabilmek amaçlı yüksek takipçili sosyal medya hesapları ve sponsorlu reklamlarla içeriklerimizin yayılımını destekliyoruz.
  • Depremzedeleri misafir edecek ailelere ve kurumlara yönelik iş birlikleri: Afetzedeleri misafir edecek kişi ve kurumların da doğru bilgilendirilmesini önemsiyoruz. Zira kültürümüz gereği iyilik yapmak isterken zaman zaman onları incitecek davranışlarda içinde olabiliyoruz. Bunun önüne geçmek için hem sosyal medya platformlarımızda hem de ev sahiplerinin takip ettiği platformlarda, “afetzedeleri misafir ederken dikkat etmesi gereken noktalar”a yönelik içerikler paylaşıyoruz. Bu hassas dönemi en sağlıklı atlatabilmek için iş birliği yapmak ve elimizi taşın altına koymanın kurumsal vatandaşlık görevi olduğunu düşünüyoruz. İlk etapta misafirol.com gibi bu misafirliklere aracı olacak kurumlarla başladık devamında ise daha büyük kurumlar ile iş birliği içinde olacağız. Bu web sitelerine konusu ile ilişkili, bilgilendirici içerikler hazırlayıp paylaşımlarını sağlayacağız.
  • Online bilgilendirme videoları: Uzman psikologlarımız ile toplumda merak edilen soruların yanıtlarına ilişkin youtube ve sosyal medya videoları da paylaşmaya devam edeceğiz.