Ana Sayfa Blog Sayfa 199

Proemtia: İş Bankası’ndan demir çelik sektöründeki alıcı ve satıcıları bir araya getiren pazar yeri

Proemtia, öncelikli olarak demir çelik sektörü ürünleri için kullanıma açıldı. İlerleyen süreçte ürün kategorisini genişletecek olan dijital platform, Türkiye’nin farklı noktalarındaki alıcı ve satıcıları aynı platformda bir araya getirerek ticareti kolaylaştırıyor.

İş Bankası, platform ile geleneksel iş yapış şekillerinin önemini koruduğu endüstriyel emtia ticaretinin gelişimine ve dijitalleşmesine katkı sunmayı ve bu gelişimde önemli bir referans noktası olmayı hedefliyor.

,Proemtia’da demir çelik sektöründe 5 ana kategori altında 80 ürünün ticareti yapılıyor
İlk etapta yassı ürünler, uzun ürünler, kutu profilleri, borular ve paslanmaz ürünler olmak üzere 5 ana kategori altında 35 alt kategoride 80 ürünün yer aldığı ve www.proemtia.com adresi üzerinden ulaşılabilen platform, demir çelik sektörünün ardından ülke ekonomisi içinde önemli yere sahip olan ve dijitalleşme ihtiyacı bulunan diğer endüstriyel ürünleri de kapsayacak şekilde faaliyet alanını ve hacmini genişletecek.

Proemtia alıcılar açısından sadece belli kriterleri taşıyan onaylı satıcılar üzerinden birinci kalite ürünlere hızlı erişim, rekabetçi ve şeffaf fiyatlar, vadeli ödeme imkânı, lokasyona göre arama ve anında lojistik teklifi alma gibi imkânlar sunuyor. Satıcılara da ürünlerini ve fiyatlarını hızlı bir biçimde sisteme yükleme ve güncelleme, yeni ve hızlı bir satış kanalı sayesinde yeni müşterilere ve bölgelere erişim, ürün yelpazesini genişletme ve vadeli satış gibi avantajlar sağlıyor.

“Demir çelik sektörü ülkemiz açısından depremlerden sonra daha da kritik hale geldi”

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Burak Seyrek, verdiği demeçte;

“Ülke olarak hep beraber yakın zamanda deprem felaketleri nedeniyle çok acı günler yaşadık. Depremlerde ağır hasar gören yaklaşık 10 ilimizin yeniden inşa edilmesi gerekecek. Dolayısıyla demir çelik sektörü, ülkemiz açısından depremlerden sonra daha da kritik hale geldi. Bölgenin inşası sırasında kısa zamanda çok ciddi bir demir çelik ihtiyacı olacak. Üzerinde birkaç yıldır çalıştığımız platform ile ihtiyacın hızlı ve kolay bir şekilde karşılanmasına da katkıda bulunmuş olacağız. Böyle felaketlerle hiçbir zaman karşılaşmamayı temenni ediyoruz ama deprem gibi bir felaketle karşılaştığımızda reel sektörün, milli sanayimizin ne kadar güçlü olması gerektiğini bir kez daha anladık.”

Burak Seyrek, Proemtia ile ilk etapta demir çelik sektöründe teknolojiye dayalı katma değeri yüksek kaliteli üretim yapılmasına, ihracatın artmasına ve pazarın çeşitlenmesine, sektörün sürdürülebilirliği konusunda gerekli adımların atılmasına katkıda bulunmayı amaçladıklarını, ayrıca sektörün dijitalleşmenin ve Endüstri 4.0’ın gereklerine uymasını sağlayacak yatırımlarında bir katalizör rolü üstlenmesini arzu ettiklerini vurguladı.

“Global bir emtia borsasına dönüşmesini, ülkemizin bir değeri haline gelmesini hayal ediyoruz”

Dünyadaki büyük emtia borsalarına işaret eden Seyrek, Türkiye’nin sahip olduğu stratejik ve lojistik konumuyla, altyapısı, sanayisi ve insan gücüyle global çapta emtia konusunda önemli merkezlerden biri haline gelebilecek potansiyeli bulunduğunu vurguladı.

Proemtia’yı finansal sektör ile reel sektör oyuncularının değerli bir iş birliği olarak gördüğünü söyleyen Seyrek, “Bu yıl Cumhuriyetimizin 100. yılındayız. Ülkemizin Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ticarette de çok daha dinamik, çok daha güçlü bir merkez haline gelmesini istiyoruz. Proemtia İş Bankası’nın bir platformu değil tüm sektörün ve ülkemizin bir platformu. Bu noktada emtia platformuyla başlayan yolculuğumuzda Proemtia’nın zamanla uluslararası standartlarda global bir emtia borsasına dönüşmesini, uluslararası alanda ülkemizin bir değeri haline gelmesini hayal ediyoruz ve bu vizyonla yola çıkıyoruz” diye konuştu.

“Softtech ve Moka’nın katkılarıyla hayata geçirdiğimiz bir start-up”

Proemtia Genel Müdürü Umut Feyzioğlu, yeni hayata geçirdikleri Proemtia’yla ilgili verdiği demeçte;

“Biz de bu noktada endüstriyel emtia ticaretine ilişkin ihtiyaçların ne olduğunu tespit ettik ve ardından endüstriyel ürün alışverişlerinde alıcı ve satıcı ihtiyaçlarını aynı anda karşılayacak, şeffaf, güvenilir ve iş birliğini destekleyen bir pazaryeri platformu olan Proemtia’yı hayata geçirdik. Platformu, yazılım ve teknoloji şirketimiz Softtech ile finansal teknoloji alanındaki iştirakimiz Moka’nın katkılarıyla hayata geçirdiğimiz bir start-up olarak değerlendirebiliriz. Dijitalleşmenin sağladığı tüm avantajları pazaryerimizde yer alan tüm paydaşlarımıza hissettirerek, demir çelikten başlamak üzere endüstriyel emtia sektörünün dijital dönüşümünde önemli bir rol oynamayı hedefliyoruz.”

“Ürünlerin teslim edilme süresi en fazla 3 iş günü”

Türkiye’de e-ticaretin toplam ticaret içerisindeki payının sürekli artarak 2022 yılında %18,6’ya ulaştığını belirten Feyzioğlu, Avrupa ülkelerindeki penetrasyonla karşılaştırıldığında bu alanda ülkemizde hala önemli bir potansiyel bulunduğunu söyledi.

Google Authenticator, tek kullanımlık kodları bulutta senkronize ediyor

Google, yaygın olarak kullanılan iki faktörlü kimlik doğrulama uygulaması Google Authenticator ile gelen kodları bulutta senkronize edeceğini açıkladı. Bu güncellemeyle kullanıcılar, kimlik doğrulama verilerini kaybetme riski olmadan cihazlar arasında geçiş yapmayı kolaylaştırıyor.

Önceden kullanıcıların kodlarını bir cihazdan diğerine manuel olarak aktarmaları gerekiyordu. Bu, özellikle cihazlar arasında sık sık geçiş yapan veya cihazları çalınan kişiler için külfetli ve zaman alıcı bir işlem oluyordu. Yeni güncelleme ile kullanıcılar, kimlik doğrulama verilerini bulutta depolayarak, tek seferlik kodlarına Google Authenticator uygulamasının yüklü olduğu herhangi bir cihazdan erişmelerine olanak tanıyor.

Bu özelliği etkinleştirmek için kullanıcıların uygulamayı açmaları, “Ayarlar”ı seçmeleri, “Google Hesabına Yedekle”ye dokunmaları ve ekrandaki talimatları izleyerek Google Hesaplarında oturum açmaları ve yedeklemeyi etkinleştirmeleri yeterli oluyor. Yedekleme etkinleştirildiğinde, tek seferlik kodlar, kullanıcıların Google Hesabında güvenli bir şekilde saklanmaya başlıyor. Cihazların kaybolması veya çalınması halinde, yeni bir cihazda oturum açılarak ve “Kodları geri yükle” istenerek kodlar geri yüklenebiliyor. Yeni bulut senkronizasyon özelliği, Google Authenticator kullanıcıları için önemli bir gelişme haline geliyor.

Google, kimlik doğrulama verilerini bulutta depolayarak tek seferlik kodları daha esnek ve güvenli hale getirerek kullanıcıların hesaplarını güvende tutmasını kolaylaştırdı. Bu özellik, özellikle iki faktörlü kimlik doğrulama gerektiren birçok farklı hizmete erişmek için uygulamaya güvenen kullanıcılar için kullanışlı bir hal alıyor. 

Google Authenticator’a yapılan bu güncellemeyle Google, kimlik doğrulamayı kullanıcılar için daha güvenli ve kolay hale getiren yeni güvenlik teknolojilerine yatırım yapmaya devam ediyor. Çevrimiçi güvenlik tehditleri gelişmeye devam ederken, Google’ın kullanıcıların hesaplarını güvende tutmak için çalıştığını bilmek güven tazelemeyi sağlıyor. 

Apple, Epic Games’e karşı temyiz mahkemesini kazandı

Ödeme sistemleri yüzünden soğuk savaş içerisine giren Apple ve Epic Games, temyiz mahkemesinin Apple lehine sonuçlanmasıyla yeni bir sayfa açtı. Uzun süredir devam eden davanın karara bağlanması, Apple’ın haklı olduğunu ortaya çıkardı.

Epic Games, hem iOS hem de Android telefonlarda Fortnite’ı piyasaya sürdü Kullanıcıların oyun içerisinde bir şey alması gerektiği zaman App Store ya da Google ay Store üzerinden ödemeye yaparak işlemi tamamlıyordu. Epic Games ise hem Apple’ı hem de Google’ı saf dışı bırakar kendi oyun içerisine kendi ödeme sistemini kurdu. Bunu fark eden Apple ve Google da Fornite’ı uygulama mağazalarından kaldırdı.

Apple özelinde tekelleşmek ve geliştiricileri olumsuz etkileme ve Apple cihazlar için alternatif bir uygulama mağazasının bulunmayıp engellenmesi ihtimalini öne süren Epic Games ile soğuk savaş uzun sürse de sonunda kazanan taraf Apple oluyor.

Bloomberg tarafından yapılan haberde, ABD 9. Temyiz Mahkemesi, Epic’in Apple’ın cihazlarında alternatif uygulama mağazalarını yasaklayarak federal rekabet yasasını ihlal ettiği yönündeki iddialarının çoğunu reddeden bir alt mahkeme kararını onadı. Epic Games davayı bir üst mahkemeye taşımadıkça, karar statükoyu koruyor.

ortaya çıkan bu bilgiler doğrultusunda Epic Games artık Apple üzerinden ödemeleri ve gereken tutarları karşılamak zorunda kalacak.

Alınan karar, Apple’ın bu davadaki büyük zaferini bir kez daha teyit ediyor. 10 iddiadan 9’u Apple’ın lehine karara bağlandı. İki yıl içinde ikinci kez bir federal mahkeme, Apple’ın eyalet ve federal düzeylerde antitröst yasalarına uyduğuna karar verdi.

Kurumsal mobilite odaklı RYDES, 3.5 milyon euro yatırım aldı

Kurumsal mobilite bütçe platformu RYDES, düzenlenen turda 3.5 milyon euro yatırım aldı. Assembly Ventures ve Rethink Ventures liderliğinde düzenlene tura Futury Capital ve melek yatırımcı Jens Krüger katıldı. Mevcut yatırımcılar arasında Lufthansa Group, Porsche Digital‘in şirket kurucusu Forward31 ve Arabella Venture Capital ve melek yatırımcılar yer alıyor.

RYDES, kurumsal mobilite yönetimini basitleştirerek şirketler için zamandan, çabadan ve maliyetten tasarruf sağlıyor. Covid salgınının etkileri ve iklim değişikliğinin etkilerine ilişkin artan farkındalık, insanların etrafta dolaşma biçimlerinde küresel bir değişimi hızlandırıyor. Artan sayıda çalışan, geleneksel şirket arabaları yerine esnek, bireysel ve sürdürülebilir mobilite bütçelerini tercih ediyor. Avrupa, çalışanlar için çok modlu hareketlilik söz konusu olduğunda başı çekiyor ve Avrupa hükümetleri, sırasıyla çalışanlar ve işverenleri için demiryolu ve toplu taşımayı sübvanse ederek benimsemeyi hızlandırmaya yardımcı oluyor.

Berlin merkezli girişim, çalışanlar için her türlü ulaşıma sorunsuz erişim sunan ilk hepsi bir arada mobilite bütçe platformuyla bu fırsatı değerlendiriyor. RYDES ile şirketler, önceden ödeme yapmak ve araç çağırma, araba abonelikleri veya toplu taşıma maliyetlerini ayrı ayrı göndermek yerine ekiplerine RYDES uygulaması aracılığıyla esnek bir şekilde kullanabilecekleri aylık bir bütçe yaratıyor.

Girişimin kendi İK, bordro ve vergi sistemlerine tam otomatik entegrasyon sayesinde, firmalar idari işlerden, zamandan ve paradan tasarruf sağlıyor. Öte yandan çalışanlar, istedikleri zaman gidecekleri yere nasıl varmak istediklerini seçebiliyorlar: ortak hareketlilik, toplu taşıma, kiralık bisiklet veya araba veya kendi arabaları için yakıt veya şarj kitleri. Ayrıca RYDES, sertifikalı iklim koruma projeleri aracılığıyla şirketler için ortaya çıkan karbon ayak izini otomatik olarak dengeleyen piyasadaki tek sağlayıcı oluyor.

RYDES kurucu ortağı ve CEO’su René Braun:

Yetenekleri çekmek ve motive etmek istiyorsanız, çekici ve esnek mobilite çözümleri sunmanız gerekecek. RYDES, bu gereklilikleri karşılayan ilk kurumsal mobilite bütçe platformudur. Paylaşılan mobiliteden bisiklet ve araba kiralamaya veya leasinge, yakıt ve şarj kartlarına ve toplu taşımaya kadar tam bant genişliğine sahip hizmetler sunuyoruz. Başlangıç  turumuzu tamamlamamız, tüm çalışan mobilite ihtiyaçları için başvurulacak yer olma ve işletmelere çekici, basit bir platform çözümü sağlama misyonumuz için önemli bir adım olarak görülüyor.

Girişim, yeni yeni yatırımı hareketlilik platformunu daha da geliştirmek ve Almanya dışındaki uluslararası pazarlara açılmak için kullanacak.

Amazon Prime, abonelik fiyatına zam yaptı: İşte yeni fiyat

Dünyanın en büyük e-ticaret ve teknoloji platformlarından Amazon, kullanıcılarına özel hizmetler sunduğu Prime aboneliği için sansasyonel bir zam yaptı. Neredeyse %400 zam yapılan hizmetin fiyatı 7.90 TL‘den 39 TL‘ye çıktı.

Amazon Prime, yeni üye olan kişiler için 30 gün ücretsiz deneme sürümü sunuyor. 30 günün sonunda devam etmek isteyen kişiler, aylık ödemeler yaparak hizmete sorunsuz devam edebiliyor. Prime aboneliğiyle beraber bedava ve hızlı teslimat, Prime’a özel ek ücret ödemeden Prime Video’da yer alan içerikleri izlenmesi ve Prime Gaming ile oyunlara ücretsiz ulaşılması sağlanıyor. Bunlara ek olarak Amazon.com.tr’den alışverişlerde aynı ya da farklı 10 ürüne sepette %10 indirim ve Prime Day ile Amazon Prime üyelerine özel, iki gün süren efsanevi indirim günleri düzenleniyor.

Ülkemizde birçok abonelik sunan platform, gerek enflasyon gerekse kur farkından dolayı üyelik ücretlerine zam yaptı. Son kale niteliğinde kalan Amazon ise ülkemizdeki bu durumlara karşı dirense de maalesef zam yapmak zorunda kaldı ve son kale de yıkıldı. Rakiplerine oranla hala rekabetçi bir fiyat sunan Amazon, hali hazırdaki üyelerini de fiyat değişikliği konusunda bilgilendirdi.

Mevcut üyeliği bulunan kişiler için bu ay eski fiyattan ödeme yapılmaya devam edilecek. 25 Mayıs itibariyle kullanıcılar, abonelik fiyatını zamlı olarak ödeyecek. Yani hem yeni olan kişiler hem de aktif üyeliği bulunan kişiler için zamlı fiyat aynı anda alınacak.

Yerli dijital yayın platformu GAİN, Rams Türkiye Grubu tarafından satın alındı

2020 yılının Aralık ayında Türkiye’nin yüzde yüz yerli yatırımla kurulan dijital yayın platformu olarak yayın hayatına başlayan GAİN, Rams Türkiye Grubu tarafından satın alındı.

Rams Türkiye, bu satın almayla birlikte GAİN hisselerinin tamamını bünyesine kattı. İlgili satın alma süreci kapsamında GAİN’in Kurucusu Gözde Akpınar, 1 Haziran tarihine kadar Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevine devam edecektir.

Gözde Akpınar gerçekleşen satın alma ile ilgili verdiği demeçte;

“Üç yıldan fazla bir süredir devam eden GAİN yolculuğumuzda, önemli bir karar aldık. Hepimizin ortak mücadelesiyle, sıfırdan bugünlere getirdiğimiz şirketimiz artık yeni bir döneme giriyor. Bugün itibarıyla GAİN’in bütün hisselerinin Rams Türkiye tarafından satın alınması için el sıkışmış bulunmaktayız. Türkiye’nin yüzde yüz yerli yatırımla kurulan dijital platformu olan GAİN için ilk günden beri hayalimiz, ülkemizden globale açılan bir marka yaratmaktı. Global dev rakiplerimizin olduğu sektörde, bize inanan ekibimiz ve iş ortaklarımızla birlikte farklı işler yaparak izleyicilerimiz ile birbirimizi daha iyi anlayarak güçlü bir bağ kurduk. Bu satışın ülkemiz için hayırlı olmasını ve bu bağın gelişerek sürmesini diliyorum.” dedi. 1 Haziran tarihine kadar görevinin başında kalacağı bilgisini paylaşan Akpınar, “bundan sonraki süreçte GAİN yine aynı yenilikçi ve kaliteli içerilerini hız kesmeden devam ettirirken, GAİN’in bugüne gelmesinde büyük emek ve katkısı olan çalışma arkadaşlarımızla yola devam edileceği bilgisini de paylaşmak isterim.” diye ekledi.

Yüzde 90 oranında orijinal içerikle yerli rakiplerinden ayrıştı

“Kaliteli zaman, değerli içerik” mottosuyla 2020 yılının Aralık ayında kurulan dijital içerik platformu GAİN, kısa sürede 2 milyon kullanıcıyı aşarak alanındaki başlıca oyunculardan biri haline geldi. Her yaştan ve her tarzdan izleyiciye hitap eden kataloğunun yanı sıra rekabetçi üyelik ücretiyle de diğer platformlar içerisinde farklı bir yerde konumlandı. Kurulduğu günden itibaren yüzde 90 oranında orijinal içerikli yayın yapan GAİN, Türkiye’nin usta oyuncularını ve ekiplerini bir araya getiren Ayak İşleri, Hamlet, Aslında Özgürsün, On Bin Adım, Metot, Terapist, Cezailer ve Etkileyici gibi yapımlarla ses getirdi. BBC Studios işbirliği kapsamında, BBC First dizilerini üyeleriyle buluşturdu. Yeryüzü ve insan belgeselleri, canlı talk show’lar ve aktüalite programlarıyla rekabette ayrışmayı başararak, özellikle son dönemde canlı haber yayınlarıyla izleyici kitlesini daha da genişletti.

Akpınar’ın ikinci başarılı çıkışı

Gözde Akpınar, 1980 yılında İstanbul’da doğdu. Saint Joseph Fransız Lisesi’nde eğitim aldıktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme & İktisat bölümünü bitirdi. Ardından İngiltere’de Portsmouth Üniversitesi’nde yine işletme ve iktisat üzerine eğitimine devam etti. 2007 – 2019 yılları arasında Betek Boya ve Kimya Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Gözde Akpınar, Filli Boya’nın 2001 yılında ulaştığı sektör liderliğini sürdürdü. 2019 yılında Filli Boya markasını da barındıran Betek Boya ve iştiraklerine ait hisselerin tamamını Japonya merkezli Nippon Paint Holdings’e satarak ilk başarılı çıkışını gerçekleştirdi. 2020 yılında “Gönlümde yatan iş” olarak nitelediği Gain Medya A.Ş.’yi kurarak, Yönetim Kurulu Başkanı görevini üstlendi.

Çin, ultra hızlı kablosuz interneti test ediyor: 300 Gbps hız

Çin, 300 Gbps‘e kadar indirme hızlarıyla ultra hızlı kablosuz interneti test etti. Bu testte elde edilen hız, mevcut 5G standardından 10 kat daha hızlı olduğu görülüyor.

Teknoloji, mevcut 5G ağları tarafından kullanılanlardan daha yüksek olan terahertz (THz) frekanslarını kullanıyor. THz frekansları çok daha yüksek hızlar için potansiyel sunsa da bazı zorlukları bulunuyor. Su ve diğer malzemeler, düşük frekanslı dalgalara kıyasla menzillerini sınırlayan THz dalgalarını kolayca emiyor.

Araştırmacılar, bu zorlukların üstesinden gelinebileceğine inanıyor. Bununla birlikte THz iletişimleri, kablosuz iletimleri neredeyse fiber üzerinden yapılan iletimler kadar iyi sağlayabiliyor. Ayrıca THz teknolojisi, kablosuz iletişimde devrim yaratma potansiyeliyle de heyecan yaratıyor.

6G yarışı daha yeni başlıyor ve Çin’in başı çektiği açık bir şekilde görülüyor. İnternet indirme hızında 300 Gbps, geleceğe doğru bir sıçrama oluyor. ABD’nin bu hıza ayak uydurmak istiyorsa çabalarını artırması gerekiyor. Geçtiğimiz Cuma günü Beyaz Saray, yeni nesil kablosuz bağlantıyı tartışmak için endüstri liderleriyle bir araya geldi. Ana konu, diğer ülkelerin 6G bağlantısı için standartların oluşturulmasına öncülük etmesi yönünde oluyor.

2030 yılına kadar piyasaya sürülmesi beklenmeyen 6G kablosuz ile bu yeni teknoloji, eğlence, otomobil ve sağlık sektörlerinde inanılmaz yeni hizmetlere yol açabilecek önemli gelişmeler sunacak. ABD ve Çin, yenilikleriyle teknolojiyi geliştirmek ve mükemmelleştirmek için muhtemelen rekabet etmeye devam edecek.

Togg Gemlik Kampüsü’nde kurulacak olan batarya üretim tesisi Siro’nun inşaatı başladı

Türkiye ve çevresindeki ülkelerde otomotiv ve otomotiv dışı uygulamalar için enerji depolama çözümleri geliştirmek üzere Togg ve Farasis Energy’nin %50-50 ortak girişimle kurduğu Siro’da önemli bir aşamaya daha geçildi.

Togg akıllı cihazları için Farasis Energy’nin en son teknolojisine dayalı Li-Ion NMC batarya modül ve paketlerini üreten Siro’nun Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü’nün inşaatı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşen törenle başladı. İlk fazının 2024 yılı sonunda tamamlanması planan Siro Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü için Gemlik’te Togg Teknoloji Kampüsü’nün yanında tahsis edilen arazide gerçekleşen törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Togg hissedarları, Togg ve Siro Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.

Törende konuşan Siro Yönetim Kurulu Başkanı M. Gürcan Karakaş, Siro’nun batarya değer zincirini geliştirip Türkiye’ye her açıdan katma değer sağlayacağını belirterek, şunları söyledi:

“Günümüzde elektrikli araçlar için en önemli ve temel teknolojilerden biri olarak kabul edilen Li-Ion batarya teknolojisinin önemli oyuncularından Farasis Energy ile yaptığımız iş birliğinde yeni bir aşamaya geçmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Tüm dünyada hızlı bir şekilde elektrikli araçlara geçiş yaşanıyor. Avrupa’da batarya arzı talebin çok gerisinde ve bu durum 2030 yılına kadar devam edecek. Günümüzün çip krizinin yerini önümüzdeki dönemlerde batarya krizi alacak. Doğru zamanda hayata geçirdiğimiz Siro yatırımıyla batarya arz güvenliğini sağladığımız gibi bölgedeki fırsat penceresini yakalayarak, sadece ülkemizde değil 120 ülkeyi kapsayan bir bölgede etkin olacağız. Siro, kuruluşuna öncülük edeceği Türk batarya ekosistemiyle batarya değer zincirinde yaratacağı katma değerin yanında; ihracat potansiyeli, ithalatı azaltma gücü, sahip olacağı fikri mülkiyet hakları ve nitelikli istihdamı sayesinde çok ciddi bir ekonomik değer ortaya koyacak. 10 yılda GSYH’ye toplam 30 milyar Avro’nun üzerinde, cari açığın azaltılmasına 10 milyar Avro’nun üzerinde, istihdama da 7 bin çalışanın üzerinde katkıda bulunacak. Maden üretiminden e-mobiliteye, sabit enerji depolamadan mikromobiliteye Siro’nun etrafında ortaya çıkacak ekosistem sayesinde 12 milyar Avro’nun üzerinde bir yatırım ve GSYH’ye 10 yılda 110 milyar Avro’nun üzerinde toplam bir değer yaratılacak. Yüzde 80’i aşan bir yerlilik oranıyla 22 bin nitelikli istihdamın da önü açılacak.”

“Avrupa’daki fırsatları değerlendirerek büyüyeceğiz”

Farasis Energy kurucu ortağı ve CTO’su, Siro Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Keith Kepler de Farasis Energy’nin NMC kimyasında teknolojik olarak dünyada söz sahibi olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Siro ile Türkiye’nin elektrifikasyonunda yeni bir dönem başlattık. Togg ile birlikte şekillendirdiğimiz bu girişimin bir parçası olmaktan ve batarya tedarikiyle başlayan iş birliğinin uzun vadeli bir ortaklığa dönüşmesinden dolayı mutluyuz. İpek Yolu’nun izinde ‘Batarya Yolu’nu inşa ediyoruz. Siro, Çin dışındaki ilk Ar-Ge ve üretim merkezimiz olarak küresel büyümemizin kalbinde yer alıyor. Bu durum, Avrupa’yı da kapsayan bölgede Siro’ya ve ortağımız Togg’a olan inancımızın bir göstergesi. Türkiye’yi çevreleyen bölgede en az 2027 yılına kadar batarya için önemli bir fırsat penceresi var. Bugün inşaatına başlanan yeni kampüsle Siro, Farasis ağının entegre bir parçası olarak farklı bir boyuta geçecek, özellikle Avrupa’daki fırsatları değerlendirerek büyüyecek.”

Siro kısa sürede teknolojik yetkinliklerini geliştirdi

Siro’nun bataryalarında Farasis’in 20 yıllık deneyimiyle geliştirilen nikel, manganez ve kobalt karışımıyla elde edilen NMC katot kimyası kullanılıyor. Son jenerasyon Siro bataryaları yüksek enerji yoğunluğu sayesinde kullanıcılara uzun bir menzil sunuyor. Yine uzun deneyimlere dayanan bilgi birikimyle geliştirilmiş olan anot kimyası ise düşük şarj süresini garanti ediyor. Siro ve Farasis mühendislerinin uluslararası standartlar ve üst düzey güvenlik normları çerçevesinde geliştirdiği batarya paketi farklı kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayacak bir yazılım altyapısı içeriyor. Tasarlanan batarya paketinin, batarya yönetim sistemi (BMS) yazılımının kablosuz bir şekilde güncellenmesi mümkün olacak ve bu şekilde zaman içinde bataryaların performansı kullanıcı ihtiyaçlarına göre şekillendirilebilecek.

19 ay gibi kısa bir sürede batarya modül ve paketi konusunda sistem mimarisi geliştirme, elektrik/elektronik ve kontrol geliştirme, batarya yönetim sistemi (BMS), yapısal geliştirme, termal yönetim, test ve doğrulama alanlarında ihtiyaç duyulan temel mühendislik yetkinlikleri geliştiren ve bünyesinde mekanik ve elektriksel tasarımları, BMS revizyonlarını ve tüm test faaliyetlerini yapabilecek hale gelen Siro, bundan sonraki dönemde bölgedeki elektrikli araç üreticilerinin ihtiyaçları doğrultusunda yeni batarya modül ve paket geliştirmesi yapma hedefiyle batarya pazarındaki etkinliğini artıracak.

Siro’nun kilometre taşları

  • Siro, Togg ve Farasis Energy’nin %50-50 ortak girişimiyle 27 Eylül 2021’de kuruldu.
  • Siro’ya 17 Aralık 2021 tarihli ve 4924 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile ‘Proje Bazlı Devlet Yardımı’ verilmesine karar verildi. Karar kapsamında Siro’ya Togg Teknoloji Kampüsü’nün yanında 607 bin metrekarelik arazi için 6 Temmuz 2022 tarihli ve 5773 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile irtifak hakkı tesis edildi.
  • Mühendislik ekibini oluşturan Siro, Gebze’deki Batarya Geliştirme Merkezi’nde modül ve paket üretimi için çalışmalara başladı. Eş zamanlı olarak Gemlik’teki seri üretim hatlarının kurulumu için de çalışmaları hızlandırdı.
  • Siro, Ağustos 2022’de üretmeye başladığı batarya prototiplerinin testlerini ve bataryaya özel homologasyonunu başarıyla tamamladı.
  • Ocak 2023’te Togg Teknoloji Kampüsü’ndeki Batarya Teknoloji Merkezi binasında Togg akıllı cihazları için Farasis Energy’nin en son teknolojisine dayalı Li-Ion NMC batarya modül ve paketlerinin üretimine başladı.
  • Modül ve paket seri üretimini, mart ayında Togg’un ilk akıllı cihazı T10X’in seri üretimiyle birlikte hızlandıran Siro, 2023 yılında Togg’un üreteceği 28 bin akıllı cihazın batarya paketlerinin teslimatlarını Togg üretim planları doğrultusunda yapacak.
  • Siro, 19 ay gibi kısa bir sürede batarya modül ve paketi konusunda sistem mimarisi geliştirme, elektrik/elektronik ve kontrol geliştirme, batarya yönetim sistemi (BMS), yapısal geliştirme, termal yönetim, test ve doğrulama alanlarında ihtiyaç duyulan temel mühendislik yetkinliklerini geliştirdi. Bünyesinde mekanik ve elektriksel tasarımları ve tüm test faaliyetlerini yapabilecek hale geldi.
  • Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü için de 10 Mart 2023’de ÇED olumlu kararı çıktı, ardından imar planı onayı ve inşaat ruhsatı alındı.
  • 24 Nisan’da inşaat başlangıç töreni yapılan kampüsün ilk olarak zemin güçlendirme çalışmaları yapılacak, ardından inşaat faaliyetlerine devam edilecek.
  • Siro, 2024 yılı sonunda Batarya Geliştirme ve Üretim Kampüsü’nde üretime devam edecek.
  • Siro, 2026 yılı itibarıyla hücre de dahil olmak üzere entegre bir enerji depolama üreticisi haline gelecek. Böylece Türkiye, az sayıda ülkede bulunan hücre geliştirme ve üretme yetkinliğine sahip olacak.
  • 2031 yılı itibarıyla üretim kapasitesi 20 GWs’e ulaşacak Siro, geliştirdiği tüm ürün ve çözümlerin fikri mülkiyet haklarına sahip olacak.
  • Siro, Türkiye’nin yanında bölgede 120 ülkeden de doğrudan sorumlu olarak otomotivin yanı sıra mikromobilite, endüstriyel uygulamalar, deniz taşıtları, yenilenebilir enerji için sabit enerji depolama uygulamalarıyla geniş bir alanda var olacak.
  • “Temiz enerji depolama çözümlerini yaygınlaştırarak dünyayı yaşanabilir kılma” vizyonuyla hareket eden Siro, net sıfır hedefleri doğrultusunda enerji depolama çözümlerini yaygınlaştırarak yenilenebilir enerjinin depolanmasını sağlayacak, otomotivin elektrifikasyona geçişini hızlandıracak ve bu sayede toplam karbon emisyonlarının azaltılmasına, dolayısıyla sürdürülebilir dünyaya önemli katkılarda bulunacak.
  • Kuruluşundan itibaren ekibini konusunda uzman ve tecrübeli isimlerle büyüten Siro, 2032 yılı sonuna kadar 30 milyar TL yatırımla 2 bin 200 kişiye istihdam sağlayacak.

intenseye, iş sağlığı güvenliği ve veri gizliliği için 3D anonimleştirme tekniğini duyurdu

Yapay zekâ destekli iş sağlığı ve güvenliği (İSG) platformu intenseye, çalışan gizliliğini en üst düzeyde korurken İSG risklerini önlemeye yönelik en son teknolojisini tanıttı. Faaliyet gösterdikleri üretim tesisleri ve fabrikalarda çalışanların kimliklerini korumak için uzun süredir yüz bulanıklaştırma teknikleri kullanan intenseye, veri gizliliğine verdiği önemi SOC 2 Tip I ve II sertifikaları ile kanıtlayarak KVKK veri gizliliği standartlarıyla tamamen uyumlu tek İSG platformu olmayı başarmıştı.

Şimdi, 3D anonimleştirme tekniği ile platform, kişisel verilerin yönetiminde etik ve sorumlu yapay zekâ uygulamalarına olan bağlılığını daha da sağlamlaştırdı.

Son teknoloji 3D anonimleştirme

Bu son teknoloji anonimleştirme yöntemiyle, intenseye’ın yapay zekâsı, güvenli olmayan eylemleri ve koşulları tespit etmek için genel bağlamdan ödün vermeden, çalışma ortamlarındaki bireyleri tamamen tanınmaz hale getiriyor. Bu atılım, ilk başta bireyleri tanımlayan gelişmiş derin öğrenme algoritmalarının kullanılmasıyla elde ediliyor. Algoritma, kişi görüş alanından çıkana kadar kişinin her hareketini üç boyutlu düzlemde takip ediyor. Algoritmalar daha sonra uzuvları ve eklemleri algılayarak duruşları yakalıyor ve üç boyutlu şekilde belli noktaları algılıyor. intenseye’ın benzersiz 3D anonimleştirme tekniği daha sonra kişilerin biyometrik verilerini tamamen ortadan kaldırıyor ve gerçekçi işlenmiş animasyonu boyalı görüntüye yerleştirerek geri döndürülemez bir anonimleştirme sağlıyor.

Tarih anonimleştirme

İş sağlığı, güvenliği ve çalışan mahremiyetinin eşit derecede önemli olduğuna inanan intenseye; bu prensibi desteklemek için kullanıcılarının işlenen görsel verilerden tarih damgalarını kaldırabilmesine olanak tanıyan yeni bir özellik de geliştirdi. Bu özellik, CCTV kamera kayıtlarından tüm zaman damgalarını kaldırıyor; gizlilik ihlallerini önlemek ve çalışan gizliliğinin en üst düzeyde tutulmasını sağlamak için kayıtları rastgele bir sırayla listeliyor. Bu yeni özelliklerle bir İSG riski tespit edildiği anda hiçbir çalışanın kimliğinin tespit edilememesini ve mahremiyetinin tamamen korunmasını sağlıyor. Platform bu özellik ile çalışanların anonimliğinden ödün vermeden pozitif bir İSG kültürü oluşturulmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.

intenseye’ın etik yapay zekâ taahhüdü

İSG, veri gizliliği ve etik yapay zekâ alanlarında çığır açmak için sürekli olarak yeni özellikler geliştiren intenseye, KVKK dahil olmak üzere ilgili düzenleyici kanunlarla uyumluluğu sağlamak için sorumlu yapay zekâ politikalarını ürün geliştirme süreçlerine entegre etmeye devam ediyor. Platform video gözetimini, yalnızca güvenli bir çalışma ortamı sağlamanın meşru menfaati için kullanarak KVKK düzenlemelerine uyuyor. intenseye, teknolojisinin potansiyel ön yargı veya etik dışı kullanımını önlemek için proaktif adımlar atarak gizlilik protokollerini geliştirmeye de devam ediyor. Şirket, kişisel mahremiyete öncelik verirken asla kişisel veri toplamıyor; olası ön yargı ve ayrımcılığı önlemek için veri setini ve teknolojisini sürekli olarak değerlendirmeyi taahhüt ediyor.

intenseye, 25 ülkeden toplanan 22 milyar görüntüden oluşan bir veri kümesini işleyerek yapay zekâ destekli İSG alanında en çeşitli veri kümesini oluşturan platformdur. Bu kapsamlı veri kümesi, ilgili yapay zekâ modelini geliştirmek için daha geniş bir örnek yelpazesi sunuyor ve iş yeri güvenliği için en iyi yapay zekâ modellerinin eğitimine olanak tanıyor. Şirket, bu sorumlu yapay zekâ politikalarıyla çalışanların hayatını ve refahını ilk sıraya koyan doğru, güvenilir, güvenli ve verimli İSG çözümleri sunmaya gururla bağlı olduğunu bir kez daha taahhüt ediyor.

intenseye Müşteri Başarı Ekibi Direktörü Tarra Gomory, “Yapay zekâ uygulamalarımızda en yüksek veri gizliliği ve etik standartlarını korurken iş sağlığı güvenliğinde devrim yaratıyoruz. Yaralanmaları azaltmaya ve hayat kurtarmaya yönelik yenilikçi yaklaşımımız mahremiyeti korurken müşterilerimize paha biçilemez değerler sağlayacak. Yapay zekâ için en yüksek etik standartlara bağlı kalırken çığır açan teknolojiyle İSG endüstrisini dönüştürmeye devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.

intenseye’nin İş Geliştirme Direktörü Gökhan Yıldız ise şunları söyledi: “Yapay zekâ ile şeffaf, hesap verebilir ve sömürücü olmayan iş gücü uygulamalarına yönelik dünya çapındaki talebe yanıt vermek için inovasyona odaklanmayı seçtik. Yapay zekâyı etik bir şekilde tasarlamak ve iş yerlerinde pozitif bir İSG kültürünü teşvik etmek için yapay zekâyı sorumlu bir şekilde devreye alma görevini üstlendik. Son teknoloji 3D Anonimleştirme tekniğimiz, veri gizliliğiyle ilgili endişeleri azaltırken bireysel mahremiyeti koruyor. Bu, ön saflarda çalışan ekiplerin güvenini kazanma ve sıfır kazaya ulaşma çabalarımızda çıtayı yükseltecek.

Twitter, ünlülerin hesaplarına habersizce mavi tik ekledi

Popüler sosyal medya platformu Twitter, 20 Nisan’da binlerce eski doğrulama onay işaretini kaldırdıktan sonra, abonelikler için ödeme yapmamış olsalar bile büyük hesaplar için mavi tik’leri geri getiriyor. Birçok kullanıcıyı şaşkına çeviren bu hareket kullanıcılarda da kafa karışıklığı yarattı.

Yazar Neil Gaiman, aktör Ron Perlman, Massachusetts Institute of Technology hesabı gibi birçok hesap mavi tik’e geri kavuştu. Buna rağmen mavi tik alan kişiler bu hizmet için ödeme yapmadıklarını belirtiyorlar. Bu, birçok kullanıcının kafasını karıştırdı ve hayal kırıklığına uğrattı, hatta bazıları Twitter’ın eylemlerinin yasallığını sorguladı.

Twitter’ın bu şekilde kaç kullanıcıyı yeniden doğruladığını ve bunların ücretsiz olarak doğrulanıp doğrulanmadığını veya birinin doğrulama için ödeme yapıp yapmadığını kimse bilmiyor. Net olmayan ve kullanıcıları huzursuz eden bu kararların platforma olan bağlılığı azalttığı görülüyor. 

Bu durumun özellikle endişe verici bir diğer yönü, Twitter’ın bazı kullanıcıların doğrulama için ödeme yapmadıkları halde ödeme yapmalarını önermesi oluyor. Yaşanan durum, Amerika Birleşik Devletleri’nde federal bir yasa olan Lanham Yasası uyarınca yasa dışı görülen sahte bir onay olarak değerlendiriliyor. 

Yaşanan olaylar, Twitter’ın kullanıcılarıyla şeffaflık ve iletişim eksikliği hakkında da soru işaretleri uyandırdı. Şirket, yorum için ulaşılabilecek bir halkla ilişkiler departmanına sahip olmadığı için birçok kullanıcının hüsrana uğramasına ve görmezden gelinmesine neden oluyor.

Sosyal medya platformlarının kamuoyunu ve söylemi şekillendirmede giderek daha önemli bir rol oynadığı bir dünyada, şeffaflık ve hesap verebilirlik her zamankinden daha önemli görülüyor. Twitter’ın son dönemdeki eylemleri, şirketin bu konuda daha kat etmesi gereken çok yol olduğunu gösteriyor.