Ana Sayfa Blog Sayfa 164

Opera, yapay zeka destekli tarayıcı asistanı Aria’yı tanıttı

Popüler web tarayıcısı Opera, kullanıcılarının tarayıcı deneyimini geliştirmek için tasarlanmış entegre yapay zeka asistanı olan Aria‘yı tanıttı. Aria, tarayıcının kendisinde ücretsiz üretken yapay zeka hizmetleri sağlamak için OpenAI‘nin GPT teknolojisinden yararlanıyor.

Opera’nın yenilikçi “Composer” mimarisi üzerine inşa edilen Aria, kullanıcılara bir dizi işlevsellik sunuyor. Aria, web’de arama yaparken, metin veya kod oluştururken veya ürün bilgisi ararken, bir sohbet arabirimi görevi görerek yapay zeka yetenekleriyle sorunsuz etkileşim sağlıyor. Ek olarak Aria, kullanıcı deneyimini daha da geliştiren canlı web sonuçlarını birleştiriyor.

Aria’nın altında yatan Composer altyapısı, genişletme planları ve gelecekte daha fazla yetenek eklenmesiyle birden çok yapay zeka modeliyle bağlantıya izin veriyor. Bu genişleme, arama hizmetlerini Aria’nın tekliflerine dahil etmek için Opera’nın ana ortaklarıyla iş birliğini içeriyor.

Şu anda erken erişim sürümleri mevcut olsa da Aria’ya çeşitli platformlarda 180’den fazla ülkede erişilebiliyor. Opera PC kullanıcıları, Opera One’ın en son sürümünü indirerek Aria’ya erişebilirken Android kullanıcıları, Google Play Store’dan indirilebilen Opera’nın beta sürümünü seçebiliyor.

Aria’nın Opera’ya entegrasyonuyla kullanıcılar, artık güncel internet içeriğine gerçek zamanlı erişimden yararlanarak tarama faaliyetlerinde yapay zekanın gücünden yararlanabiliyor. Opera, yapay zeka hizmetlerini tarayıcıya sorunsuz bir şekilde entegre ederek, tarama deneyimini yeniden tanımlamayı ve kullanıcılara çeşitli görevler için gelişmiş yetenekler sağlamayı amaçlıyor.

Sony, yeni nesil el konsolu hakkında bilgiler verdi

Mobil oyun pazarındaki popülaritenin ardından Sony, kullanıcıların istedikleri yerde oyun oynayabileceği yeni nesil el konsolu hakkında bilgiler verdi. Sony, geçtiğimiz gün PlayStation Showcase etkinliğinde PS5 ve Project Q entegrasyonunun detaylarına açıklık getirdi.

Project Q, oyuncuların çok sevdikleri PlayStation kitaplıklarını paylaşılan bir WiFi ağı aracılığıyla kompakt bir ekrana zahmetsizce aktarmalarına olanak tanıyarak hareket halindeyken oyun oynamada devrim yaratmayı amaçlıyor. Sorunsuz işlevsellik sağlamak için oyunların eşleştirilmiş PlayStation 5’e önceden yüklenmiş olması gerekiyor. PlayStation VR 2 oyunlarının bu cihazla uyumlu olmayacağı belirtildi.

Project Q’nun en önemli parçası, Nintendo Switch’i veya daha yeni Steam Deck’i anımsatan sekiz inçlik etkileyici bir ekranla gelmesi oluyor. Ekranı çevreleyen, standart bir PlayStation 5 kontrol cihazının tüm düğmelerini ve özelliklerini çoğaltmak için ustaca tasarlanmış PlayStation kontrol cihazı ortaya çıkıyor. Bu kusursuz entegrasyon, PlayStation meraklıları için tanıdık bir oyun deneyimi vaat ediyor.

Project Q’ya ek olarak Sony, özel PlayStation 5 kulaklıklarını da tanıttı. Bu kulakiçi kulaklıklar, hem PS5 hem de PC platformlarında oyun oynarken kayıpsız ses sunarak yoğun ses deneyimi vaat ediyor. Bu kulaklıklarla Sony, oyunculara oyunlarını gerçekten geliştiren bir işitsel deneyim sunarak oyun sesini yeni zirvelere yükseltmeyi hedefliyor.

Sony’nin Project Q ve benzeri akış cihazlarının geleceği umut verici ve heyecan verici görünüyor. Project Q’nun sekiz inçlik ekran boyutu, oyunculara sürükleyici bir görsel deneyim sunarak daha büyük ekranların ve hatta katlanabilir ekranların potansiyeline işaret ediyor. Sony’nin yenilik taahhüdü ve taşınabilir oyun çözümlerine yönelik artan taleple, Project Q ve benzeri cihazların geleceği şüphesiz parlak ve nerede olurlarsa olsunlar oyuncular için heyecan verici bir oyun deneyimi vaat ediyor.

Mercedes-Benz E serisi, Apple Car Key desteği alıyor

Mercedes-Benz E serisinin Apple Car Key özelliği sayesinde iPhone ve Apple Watch sahipleri tarafından kolayca açılabileceği duyuruldu. Bu sayede kullanıcılar, anahtara ihtiyaç duymadan araçlarını açabiliyor.

Car Key özelliği ile beraber sürücülerin geleneksel anahtarlıklar veya fiziksel araba anahtarlarının yerine iPhone ve Apple Watch’larını kullanmaları sağlanıyor. Bu işlevsel özellikle sürücüler, iPhone veya Apple Watch’larını arabanın NFC okuyucusunun yakınında tutarak araçlarını kilitleyip kilidini açarak çalıştırabiliyor.

Car Key özelliğinin faydaları burada bitmiyor. Mercedes me hesabının ana kullanıcısı diğer kullanıcılara çeşitli haklar atayabiliyor. Araca erişmelerine ve hatta onu kullanmalarına izin verebiliyor. Araç aynı anda birden fazla kullanıcıyı tanıyabiliyor ve dijital araba anahtarını en fazla 16 kişi kullanabiliyor. AirDrop, iMessage ve diğer mesajlaşma servisleri aracılığıyla gönderilebildiği için anahtarı paylaşmak da kolay ve rahat oluyor. Alıcılar daha sonra anahtarı kendi Apple Cüzdan’a ekleyebiliyor.

Telefonunun pilinin bitmesinden endişe eden kullanıcılar için yeni iPhone modelleri, akıllı telefonunuz ölmüş olsa bile Car Key özelliğinin kullanılmasına olanak tanıyor. Anahtarlar, iPhone ve Apple Watch’daki Cüzdan uygulamasında saklanıyor. Böylece erişimi ve başkalarıyla paylaşmayı kolaylaştırıyor.

Mercedes-Benz E serisine Car Key özelliğinin eklenmesi, sürücülerin araçlarına erişmesini ve araçlarını kullanmasını daha da kolay ve rahat hale getiren hoş bir yükseltme oluyor. Bu özelliğin yaygınlaşmasıyla beraber fiziksel anahtarların gelecekte kaldırılacağı tahmin ediliyor. 

Cevat Yerli liderliğindeki The TMRW Foundation, Internet of Life’ı başlatıyor

Web 3.0 teknolojisinin öncüsü olmak amacıyla Cevat Yerli liderliğindeki Danışma Kurulu’nu atayan The TMRW Foundation, Internet of Life‘ı başlattığını duyurdu. Küresel liderlerin desteğiyle Web3 çözümleri aracılığıyla iletişim ve çalışma biçimlerini dönüştürmeyi hedefleyen The TMRW Foundation, bu önemli adımla eşitsizlikleri gideren teknolojik çözümler sunmayı ve Web3 destekli bir gelecek inşa etmeyi amaçlıyor.

Gerçekliğin gücüyle Internet of Life™’ı inşa etmek ve internetin üçüncü neslini şekillendirmek misyonuyla The TMRW Foundation, danışma kurulunun oluşturulduğunu duyurdu. Internet of Life™’ı ortaya çıkışında, gerçek zamanlı bir arada olma, gerçek dijital kimlik ve insan doğasına hizmet eden çözümlerin gücü rol oynadı. Web’in 2D internetten 3D bağlantılı alanlara geçişini yönlendirmeyi amaçlayan by misyon ışığında The TMRW Foundation’ın çalışmaları, Web 3.0 teknolojisinin kapsayıcı, erişilebilir, insana odaklı ve eğlenceli olmasına odaklanıyor.

Internet of Life’ın ortamlarını, gerçekçi 3D dijital iletişim platformu ROOM’u güçlendiren RealityOS adlı özel bir teknoloji geliştiren The TMRW Foundation; 3D simülasyon, sanal ve artırılmış gerçeklik ile yapay zeka alanında birçok patentle desteklemesi sayesinde Web 3.0’ın çeşitli endüstrilerdeki yeteneklerini artırmayı hedefliyor.

  • Eski CEO ve Deutsche Bank Başkanı Josef Ackermann
  • İrlanda Eski Başbakanı Enda Kenny
  • Integrated Insights Limited Başkanı ve Kurucusu Chris Thomas
  • Dentons Global Advisors’ın bir parçası olan Albright Stonebridge Group’un Genel Müdürü Michael Warren
  • Dünyanın en büyük Fikri Mülkiyet ve Teknoloji gruplarından birinin Kurucu Başkanı Song K. Jung

Danışma Kurulu sayesinde kurumun Web3 vizyonu; uluslararası ticaret, hükümet ve Web3 teknolojileri konularında deneyime sahip beş tanınmış lider tarafından destekleniyor. Toplamda 300’den fazla patente sahip olan The TMRW Foundation, uluslararası sektörlerde hükümet, eğitim, finans, hukuk ve eğlence gibi alanlara yönelik dönüşüm hizmetlerini başlatıp genişlettikçe; danışma kurulu liderlik, denetim, kurumsal yönetişim ve strateji gibi konularda danışmanlık sağlayacak.

Citi GPS 2022 verilerine göre Meta-evren ekonomisi için toplam adreslenebilir pazarın 2030 yılına kadar 8 trilyon ila 13 trilyon dolar arasında ve dünya çapında 5 milyar kullanıcıya ulaşması bekleniyor. Web 2.0’ın bağlantılı sayfaların internetinden Web3’ün 3 boyutlu bağlantılı alanlarına geçişte rehberlik etmek için ideal bir konumda buluna The TMRW Foundation’ın iletişim kurma, çalışma ve bir araya gelme biçimlerini sonsuza dek değiştirmesi hedefleniyor.

“The TMRW Foundation’ın Danışma Kurulu’na bu kadar önemli sektör liderlerinin atanması, vizyonumuzun güçlü bir yansımasıdır.” diyen The TMRW Foundation’ın Kurucusu ve CEO’su, dünya çapında tanınan oyun endüstrisi öncüsü Cevat Yerli; “Toplumu küresel ölçekte en önemli ihtiyaçlarına yönelik Web3 odaklı çözümler yaratma ve sunma konusunda çeşitlilik, yetenek ve yüksek deneyime sahip liderleri bir araya getiriyoruz. Şirketimizin stratejik odak noktasına verdikleri destekten onur duydum ve ürünlerimizi, fikirlerimizi ve kavramlarımızı dünyaya daha fazla tanıtabilmek için yakın işbirliği yapmayı dört gözle bekliyorum.” dedi.

The TMRW Foundation Danışma Kurulu Başkanı ve eski Deutsche Bank CEO’su Dr. Josef Ackermann ise atamasıyla ilgili olarak şunları söyledi:

“The TMRW Foundation, son yıllarda teknolojik gelişmenin ortaya çıkardığı eşitsizliklere çözüm sunan, herkese erişilebilir teknoloji ürünleri ve hizmetleri sunmaya odaklanmasıyla diğer kuruluşlardan ayrılıyor. Web3 destekli bir geleceğe toplumu hazırlamak için yapılması gereken çok önemli çalışmalar var ve ben bu konuda ekibin çabalarını desteklemekten memnuniyet duyuyorum.”

Danışma Kurulu’nda bulunan, Eski İrlanda Başbakanı Enda Kenny düşüncelerini şu sözlerle paylaştı: “Özel sektör ve hükümet arasındaki işbirliğinin, topluma temel hizmetlerin sunumunda hiç olmadığı kadar önemli olduğu bir dönemde Danışma Kurulu’na katıldığım için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. The TMRW Foundation’ın misyonuna sıkıca inanıyorum ve işin stratejik hedeflerinin ilerlemesine destek olmaktan mutluluk duyacağım.”

Dentons Global Advisors’ın bir parçası olan Albright Stonebridge Group’un Genel Müdürü Michael Warren ise şunları ekledi: “Son birkaç yılda hükümetler ve özel kuruluşlar için dijital oyun alanını tamamen değiştiren birçok gelişme yaşandı. The TMRW Foundation olarak, Web3 teknolojisinin insanların hayatlarına nasıl etki ettiğini belirlemeye çalışıyoruz.”

Song K. Jung, verdiği demeçte;

“Bu heyecan verici girişime uzun süredir sürdürdüğüm patent hukuku alanındaki deneyimimi katmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bugünün hızla ilerleyen teknoloji odaklı dünyasında, fikri mülkiyeti korumak hiç olmadığı kadar önemli. Bu değeri olan fikri mülkiyeti korumak ve paraya dönüştürmek için kendini adamış bir ekibin parçası olmaktan onur duyuyorum.” şeklinde yorum yaptı.

Integrated Insights’ın Başkanı ve Kurucusu Chris Thomas ise şunları söyledi: “Bugünün teknoloji iş dünyası inanılmaz derecede dinamik ve bir geçiş sürecinde bulunuyor. The TMRW Foundation’ın dünya çapında iletişim şeklimizi devrimleştirmesine yardımcı olabilmekten dolayı çok heyecanlıyım.”

İnsansı robotlar geliştiren Figure, 70 milyon dolar yatırım aldı

İnsansı robotlar geliştirmek için önemli çalışmalar yapan Figure, düzenlenen Seri A turda 70 milyon dolar yatırım aldı. Parkway Venture Capital tarafından yönetilen tura Aliya Capital, Bold Ventures, Tamarack Global ve FJ Labs katıldı.

2022 yılında kurulan girişim, insanlığın geleceğini olumlu yönde etkilemeninçağımızda ahlaki önceliğe sahip olduğuna inanıyor. Bu konuda en anlamlı etki, kaynaklarımızı gelişen teknolojilere adamamızdan geliyor. Önümüzdeki çağda yapay zeka (AI) ve robotik gibi alanlarda büyük ilerlemeler göreceğiz. Figure de tam olarak burada devreye giriyor.

Girişimin amacı, insanlık üzerinde olumlu bir etki yaratan ve gelecek nesiller için daha iyi bir yaşam yaratan genel amaçlı insansılar geliştirmek oluyor. Geliştirilen robotlar, güvenli olmayan ve istenmeyen işlere olan ihtiyacı ortadan kaldırabilecek gibi duruyor. Sonuçta daha mutlu hayatlar yaşamamıza izin veriyor.

Figure, insan ortamı için üretilmiş genel amaçlı insansı robotların en büyük genel etkiye sahip olmak için isteniyoruz. Bu nedenle, insansı robotlarımız şekil olarak insan vücuduna benziyor. İki bacak, iki kol, iki el ve bir yüz için ekrana sahip. Robotlar, insana benzer yeteneklere sahip karmaşık insan ortamını karşılayıp ve çeşitli koşullarda sonsuz türde destek sağlayabiliyor.

Parkway Venture Capital’den Jesse Coors-Blankenship:

“Yapay zeka teknolojisinde öncü olan şirketlere yatırım yapmaya odaklandık ve otonom insansı robotların işgücü ekonomisinde devrim yaratma potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz. Brett ve Figure’deki sektör uzmanlarından oluşan ekibin geçen yıl kaydettiği hızlı ilerlemeden etkilendik ve Figure 01’in ticarileştirilmesini hızlandırmak için kaynak sağlayan bir finansal ortak olmaktan heyecan duyuyoruz.” dedi. 

Girişim, yeni yatırımla beraber üzerinde çalıştığı Figure 01’i satışa sunacak seviyeye getirmeyi amaçlıyor.

Ses odaklı içerik platformu SoundCloud, çalışanlarının yüzde 8’ini işten çıkaracak

Popüler müzik platformu SoundCloud, geçen sene çalışanlarının yüzde 20’nin işten çıkarmasının ardından yeni bir işten çıkarma dalgası başlatıyor. Bu yeni dalgada, ekibinin yüzde 8‘ini işten çıkaracak.

Geçen yıl şirket, iş gücünde yüzde 20’lik bir azalmayla sonuçlanan zorlu bir ekonomik ortamın acı gerçeğiyle karşı karşıya kaldı. GoogleMeta ve Amazon gibi teknoloji devlerinin izinden giden SoundCloud, bu işten çıkarmaları yeniden yapılanma ve maliyetleri düşürme amaçlı stratejik bir hamle olarak gerekçelendirdi. 2022 kesintileri, SoundCloud’u “sürdürülebilir karlılığa giden bir yola” sokacak şekilde konumlandırılırken, bu hedef şirketin son işten çıkarma turunda da yer aldı.

Şimdi şirket, çalışanlarının yüzde 8’ini daha işten çıkarmaya hazırlanıyor ve bu kararı SoundCloud’un finansal refahını sağlamak ve cari yıl içinde karlılık elde etmek için hem göz korkutucu hem de çok önemli olarak nitelendiriyor.

SoundCloud’un iş gücünü küçültme kararı, çok sayıda teknoloji markasında gözlemlenen genel bir eğilimle uyumlu olsa da şirketin bir süredir kademeli olarak personel sayısını azalttığı biliniyor. 2017’de SoundCloud, ciddi bir iş gücü azaltımı uygulayarak çalışan sayısında tek seferde yüzde 40 gibi şaşırtıcı bir düşüş sağladı.

Sürdürülebilir tedarik zinciri odaklı yerli girişim LogD, Founder One’dan yatırım aldı

Sürdürülebilir tedarik zinciri LogD, ilk yatırım turunu başarıyla tamamladığını duyurdu. Lojistik tedarik zincirinde sürdürülebilir ve inovatif bir uygulama olan LogD’nin Milk Run Yönetim Sistemi, erken aşamada teknoloji odaklı etki girişimcilerini destekleyen etki yatırım fonu Founder One’dan yatırım aldı.

Türkiye’de alanında bir ilk olan LogD Milk Run Yönetim Sistemi, lojistik tedarik zincirinde geliştirdiği yeni teknoloji, operasyon ve sürdürülebilir çevreci malzemelerin kullanıldığı uygulamasıyla büyümeye devam ediyor. Lojistik sektörünün çevreye ve ekonomiye olan negatif etkilerini pozitife dönüştürmek amacıyla kurulan LogD, geliştirdiği sürdürülebilir tedarik zinciri çözümleriyle hem doğaya hem de markalara daha fazla katma değer sağlıyor.

Türkiye’nin öncü perakende markalarıyla başladığı operasyon süreçlerini kesintisiz büyüterek ilerleyen LogD, etki yatırım fonu Founder One’ın yatırımıyla büyümesini hızlandırmak için iyi bir fırsat yakaladığını belirtiyor.

LogD, tedarik zinciri sektöründe inovatif bir sistem sunarak doğanın korunmasına katkı sağlıyor. Milk Run Yönetim Sistemi ile ağaçların kesilmesini engelleyen, karbon ayak izi ve su tüketimini azaltarak şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine destek olan LogD, şirketlerin tedarik zinciri maliyetlerini düşürüyor ve döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor.

Founder One Yatırım Komitesi Üyesi ve Genel Müdürü Ali Şahin, Founder One’ın sürdürülebilir tedarik zinciri sektörüne geliştirdikleri yeni teknoloji ile destek veren bir yerli girişime yatırım yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti.

Ali Şahin:

“Türkiye Girişimcilik Vakfı ve Türkiye Bilişim Vakfı olarak, Maxis Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi ortaklığıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek tamamen etki yatırımları özelinde kurduğumuz Founder One olarak, diğer etki alanlarında yatırım yaparak topluma değer katan girişimleri desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

LogD Kurucusu Seyhan Gülhan:

“Bu yatırım turunda etki yatırım fonu Founder One’ın desteğini almış olmaktan dolayı mutluyuz. Yatırım, alanında bir ilk olan sistemimizi sürdürülebilir çözümlerimizle entegre etmemiz ve daha da geliştirmemiz için önemli bir etki yaratacak. Girişimimizin potansiyelinin ve etkisinin görülmesi adına bu yatırım sadece bir başlangıç. Milk Run Yönetim Sistemi’ni Türkiye ve yurt dışında geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.

Faaliyete başladığı günden bugüne bir milyon kilogramın üzerinde karbon ayak izinin oluşmasını ve binlerce ağacın kesilmesini önleyen LogD, sunduğu çözümlerle 2023 yılının sonuna kadar 325 milyon kilogramdan fazla karbon ayak izini azaltmayı planlıyor. LogD doğaya karşı sorumlu üretim yaparak oluşturduğu karbon ayak izini nötralize etmek için ağaç bağışında bulunuyor.

Microsoft, geliştiricilerin ChatGPT uyumlu kendi asistanlarını oluşturmasını sağlayacak

Teknoloji devi Microsoft, geçtiğimiz gün düzenlediği Build konferansında yapay zekaya odaklandı. Şirket, geliştiricilerin ChatGPT uyumlu kendi yapay zekalarını oluşturarak copilot’lar oluşturumalarına yardımcı olacaklarını açıkladı.

Microsoft, yaklaşık iki yıl önce copilot fikrini ortaya attı. Copilot, satış konuşmaları yazma, görüntü oluşturma ve daha fazlası gibi karmaşık bilişsel görevlerde kullanıcılara yardımcı olmak için yapay zeka ve LLM’leri (büyük dil modelleri) kullanan uygulamalar oluyor. Örneğin, Bing’de ChatGPT aslında birer copilot olarak karşımıza çıkıyor. Microsoft, diğerlerinin yanı sıra Microsoft 365 ve Microsoft Security için de copilot’lar başlattı.

Şimdi, yardımcı pilotların diğer yazılım ve hizmetlerle etkileşime girmesine izin veren yeni “eklentiler” kullanarak geliştiricilerin kendi eklentilerini oluşturmasına olanak tanıyan özellikler ekliyor. 

Microsoft CTO’su Kevin Scott:

“Bing Chat’e bakıp bunun süper büyülü, karmaşık bir şey olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak Microsoft, geliştiricilere kendi copilot’larını oluşturmaya başlamaları için ihtiyaç duydukları her şeyi veriyor. Bence önümüzdeki yıllarda bu, tüm yazılımların nasıl çalıştığına dair bir beklenti haline gelecek.” dedi.

Ayrıca Microsoft, şirketin tüm yardımcı pilotlarının potansiyel olarak ChatGPT ile çalışabilmesi için OpenAI tarafından kullanılan aynı açık eklenti standardını benimsediğini söyledi. Bu özellik, geliştiricilerin artık ChatGPT, Bing, Dynamics 365 Copilot, Microsoft 365 Copilot ve Windows Copilot dahil olmak üzere hem iş hem de tüketici yüzeylerinde çalışan eklentiler oluşturmak için tek bir platform kullanabileceği anlamına geliyor.

Bitki odaklı ACTV Biyoteknoloji, 20 milyon TL hedefle kitle fonlama yatırım turuna çıktı

Biyoteknolojik yöntemler kullanarak farklı biyolojik aktivitelere sahip etken maddeler geliştiren ACTV Biyoteknoloji, kitle fonlama platformu fonbulucu’da yatırım turuna çıktı. 71 milyar euro cirosu ile dünyanın 84. büyük firması olan BASF Beauty Care Solutions France Sas ile ortak çalışmalar yürüten girişim, şirket paylarının %6’sının arzıyla 20 milyon TL fon talep ediyor.

ACTV Biyoteknoloji’den gelen bilgiye göre, şirketin bilançosunda sermaye yedekleri ve özel fonlar kaleminde bulunan yaklaşık 4.8 milyon TL, yatırım turu sonunda toplanan fon ile birlikte 25.2 milyon TL’lik mevcut sermayeye ilave edilecek. Şirket, yatırım turu sonrası oluşturacağı gelir modeliyle AR-GE faaliyetlerini hızlandıracak ve pay sahiplerine düzenli temettü dağıtımı gerçekleştirecek. Girişim şirketi, yatırım turunun başlama tarihi olan 24 Mayıs Çarşamba günü saat 10.00 itibari ile 20 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %20 fazladan pay verecek. Yatırım turu 23 Temmuz 2023’e kadar nitelikli ve niteliksiz yatırımcıların katılımına açık.

Euroka projesi çerçevesinde 1.1 milyon euro destek aldı 

Bugüne kadar bitki hücre kültürü teknolojisini kullanarak farklı bitki türlerinden yaşlanma karşıtı, cilt beyazlatıcı, selülit karşıtı ve yara iyileştirici aktivitelere sahip aktif hammaddeler geliştiren girişim, ülkemizde bu alanda hizmet veren tek firma. 2015 yılında BASF firması ile birlikte Avrupa Birliği projesini onaylatan ve projeyi 2018 yılında başarıyla tamamlayan girişim, ‘Ayva Kök Hücre (Stem Cell) Kaynaklı Yeni Dermokozmetik Ürün Geliştirilmesi’ başlıklı Eureka projesi çerçevesinde 1.1 milyon euro destek aldı.

TÜBİTAK ve Eureka’dan toplamda dokuz adet araştırma projesi için destek hakkın kazanan, 24 adet kozmetik ve beş adet ilaç etken madde konusunda araştırma yapan ACTV Biyoteknoloji’nin iki adet 1501 projesi TÜBİTAK onayıyla devam ediyor. ACTV Biyoteknoloji, kozmetik sektörü ile birlikte ilaç sektörüne farklı aktivitelere sahip hammaddeler kazandırmak üzere çalışıyor.

Small RNA teknolojisini ilaç ve kozmetikte kullanan tek firma

Şirket stratejileri ve gelecek hedefleri hakkında konuşan ACTV Biyoteknoloji Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yakup Bakır:

 “İleri biyoteknolojik yöntemlerden yararlanarak tüm güvenlik ve etkinlik testlerini tamamladığımız dokuz adet kozmetik aktif hammaddeyi piyasaya çıkmaya hazır hale getirmiş durumdayız. Kozmetik (cilt ve saç bakım) ürünleri üreten global ölçekli firmaları hedef kitlemiz olarak tanımlıyoruz. İş geliştirme stratejilerimiz kapsamında bu firmalara verilecek distribütörlük görüşmelerimiz de aktif bir şekilde devam ediyor. Bunun yanında Ar-Ge çalışmalarını yaptığımız 16 adet kozmetik ve beş adet ilaç etken maddemiz bulunuyor.

Şirketimiz ülkemizde bu alanda faaliyet gösteren tek firma olmakla birlikte, dünyada da Small RNA teknolojisini bitki kök hücreleri ile birlikte ilaç ve kozmetik aktif bileşen üretiminde kullanan tek firma. Kitle fonlama sürecinden sağlanacak kaynak ile öncelikle endüstriyel ölçekli üretim için makine ekipmanı sağlayacağız, satış pazarlama faaliyetlerimizi hızlandıracağız, kapasite artırımı ve ürün çeşitlendirme süreçlerine ağırlık vereceğiz. Bu aşamada kozmetik ve ilaç sektöründeki global firmalardan gelen exit taleplerini değerlendirmek istiyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz alan yüksek katma değerli ve yüksek ciro oluşturmaya açık bir alan. Şirketimizin temel hedefi 5 yıl içerisinde tam kurumsal yapılanmayı sağlayarak borsaya kote olmak ve yatırımcılarımızla birlikte ilerlediğimiz bu yolda unicorn seviyesine ulaşmak” dedi.

Netflix, hesap paylaşan kullanıcılardan ücret almaya başladı

Parola paylaşımıyla doğan sorunlara yönelik çözümler üzerinde çalışan Netflix, Amerika Birleşik Devletleri’nde hesap paylaşımı için ücret almaya başladı. İçerik platformu, birincil hesap sahibiyle aynı evde yaşamayan her kullanıcı için ayda ek 8 dolar ödemesini istiyor.

Şu anda yalnızca Standart Plan ve Premium Plan ek üye eklemeyi destekler ve Temel Plan ile Reklamlı Standart Plan ekstra üye eklemeyi desteklemiyor. Benzer şekilde, Birleşik Krallık’taki kullanıcıların da hesaba eklenen fazladan üyeler için her ay 4.99 £ daha ödemesi gerekiyor. Bu ödeme, normal plan aboneliğine ek olarak önemli bir maliyet artışı olarak görülüyor. ABD’deki kullanıcıların bu yeni ücretlendirme sistemini Netflix’ten nasıl alacakları henüz bilinmiyor. Çünkü bu ücretlendirmenin maliyette büyük bir artışa uzun vadede bir etkisi olacağı düşünülüyor.

Şirket, bu yeni politikanın uygulanmasından sonra gelirinde bir artış gördüğünü söylese de aboneliği tamamen iptal etmeyi planlayan birçok kullanıcının olduğu da iddia ediliyor. Şirket, 100 milyondan fazla hanenin şifre paylaşımından sorumlu olduğunu tahmin ediyor. Bu konuda alınan sıkı önlemler, şirketin hatrı sayılır derecede gelir sağlamasına öncülük edecek.

Şirket, bu politikayı Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulamadan önce Şili, Kosta Rika, Peru ve Guatemala dahil olmak üzere birçok ülkede test ediyordu. İçerik platformu, testin başarılı geçtiğini ve bunun şifre paylaşımında düşüşe neden olduğunu söylüyor.

Ücretli şifre paylaşım modelinin ülkemizdeki kullanıcılar tarafından oldukça sert bir şekilde karşılanacağı tahmin ediliyor. Yeni sistemin Türkiye’de ne zaman kullanıma sunulacağı henüz bilinmiyor.