Ana Sayfa Blog Sayfa 153

Yemeksepeti Club, ilk 3 ayda 2.5 milyon kullanıcıya ulaştı

Türkiye’de hızlı ticaretin öncüsü Yemeksepeti’nin 1 Mart’ta hizmete sunduğu kullanıcı sadakat programı “Yemeksepeti Club”ın ilk üç aylık sonuçları açıklandı. Bu program sayesinde kullanıcılar, görevleri yerine getirerek YemekPuan elde ediyor ve bu puanları ödül dükkanında indirim kuponlarına çevirerek market ve yemek siparişlerinde kullanabiliyor.

Yemeksepeti Club verilerinde dikkat çeken detaylar

Kullanıcılar, görevlerle ilgili siparişleri tamamladıklarında Yemeksepeti Club avantajlarından yararlanabiliyor. Kuponlar, yemek siparişlerinde online kredi kartı ödemesiyle kullanılabilirken, kapıda ödemeyi tercih eden kullanıcılar da, tüm restoranlarda, tüm ödeme tiplerinde ve tüm teslimat yöntemlerinde, görevin türüne göre yemek ve market siparişleri için puan kazanma şansı yakalıyor.

İlk verilere göre Yemeksepeti Club görevleri, kullanıcıların sipariş frekansını da belirgin şekilde artırmasıyla öne çıkıyor. Kullanıcıların farklı eğilimlerini de ortaya koyan Yemeksepeti Club’ın en sadık kullanıcısı 164 sipariş verdi, en fazla puan kazanan kullanıcı ise 1035 puan topladı ve en çok puan çeviren kullanıcı 1.000 puanıyla kupon kazandı.

Mutfak tercihleri ve şehir dağılımı

Bununla birlikte, Yemeksepeti Club sadakat programının farklı mutfaklara ve restoran türlerine olan ilgiyi de artırdığı gözlemlendi. En çok sipariş alan 5 mutfak ise sırasıyla burger, kebap & Türk mutfağı, pizza, tavuk ve döner oldu.

Ayrıca, Yemeksepeti Club’ın coğrafi yayılımı da dikkat çekici. İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonra en çok Yemeksepeti Club siparişi veren iller sırasıyla Antalya, Bursa, Kocaeli, Muğla ve Adana oldu. Bu sonuçlar, Yemeksepeti Club’ın Türkiye’nin dört bir yanında geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ettiğini gösteriyor.

Gel-Al performansı ve gelecek hedefleri

Bir başka önemli performans göstergesi de, Gel-Al siparişlerine yönelik görevlerle ortaya çıktı. 1 Nisan – 10 Mayıs arasındaki Yemeksepeti Club görevleri Gel-Al siparişlerine %15’in üzerinde bir artış sağladı. Yeni ve daha zengin bir versiyonla Gel-Al ve mekan keşfi gibi keşif görevi konseptlerinin, önümümüzdeki dönemde tekrar hayata geçirilmesi planlanıyor.

Üye restoranlarlarda geçerli indirim ve avantajlardan faydalanma imkanı da sunan Gel-Al hizmeti sayesinde Yemeksepeti kullanıcıları, seçtikleri adrese yakın üye restoranlardan sipariş vererek yemeklerini kendileri teslim alabiliyor.

Yemeksepeti Market siparişlerinden de YemekPuan kazandıran Yemeksepeti Club’ın ileri dönem planları arasında çeşitliliği artırmak var. Bu noktada öncelikle Yemeksepeti Mahalle’nin entegrasyonu ve zincir restoranlara özel görevlerin açılması planlanıyor.

Yemeksepeti’nin pazar konumunu güçlendiriyor

Yemeksepeti Club sadakat programı, kullanıcıların yemek siparişi verdikçe kupon kazanmalarını sağlayarak sadakati artırmayı ve yeni hizmetlerin benimsenmesini hedefliyor. Kapsamlı istatistikler ve gelecek planları, Yemeksepeti’nin kullanıcı deneyimini sürekli geliştirme ve sektörde lider konumunu koruma yolundaki kararlılığını ortaya koyuyor.

Programın ilerleyen dönemlerde daha fazla kullanıcı çekeceği ve mevcut kullanıcıların sadakatini artırarak Yemeksepeti’nin pazar konumunu daha da güçlendirmesi öngörülüyor. Kullanıcı geri bildirimlerini dikkate alarak programı sürekli olarak iyileştirmeyi amaçlayan Yemeksepeti, böylece Yemeksepeti Club sadakat programının sürekli büyümesini ve gelişmesini sağlamayı hedefliyor.

Yemeksepeti Club kullanıcı sadakat programının önümüzdeki dönemde de milyonlarca kullanıcıya milyonlarca kupon ve farklı fırsatlara ulaşma şansını sunması bekleniyor.

Renault Clio, yeni kasasıyla Türkiye’de: İşte satış tarihi ve özellikleri

Beş nesildir pazardaki en sembolik şehir otomobillerinden olan Renault Clio yenilerek ve Renault markasının en güncel atılımlarını yansıtan bir örnek olarak Türkiye’de Eylül ayında yollara çıkıyor.

Bugüne kadar dünya genelinde 16 milyon satış başarısı yakalayan Renault Clio küresel çapta en çok satanlar arasına girdi, Avrupa’da ve Türkiye’de Yılın Otomobili ödüllerini kazandı. Dünyada en çok Clio satılan ikinci ülke konumunda olan Türkiye’de, bugüne kadar 600 binden fazla Clio satışına imza atıldı. Türkiye’de üretilen ve OYAK Renault Fabrikaları’nda 3.4 milyon adetlik üretimi aşan Renault Clio, günümüzde B-HB segmentinde satılan her iki araçtan biri olarak öne çıkıyor.

Renault CEO’su Fabrice Cambolive:

“Dünyanın en çok satan Fransız otomobili her zaman başarılı bir model oldu. OYAK ile başarılı iş birliğimizin sonuçlarından biri olarak Türkiye, Clio için en büyük ikinci pazar konumunda yer alıyor. Bu vesileyle OYAK yönetimine teşekkürlerimi sunarım.

Yeni Clio, yeni ve etkileyici ön cephesi ve daha sportif Esprit Alpine donanım seçeneğiyle, modern bir karakter sergiliyor. Bursa OYAK Renault fabrikalarında üretilen segmentinin lider modeli Clio, yenilenen tasarım ve donanım özellikleriyle Türk kullanıcıların daha da beğenisini kazanacak” dedi.

Renault Markası Tasarımdan Sorumlu Başkan Yardımcısı Gilles Vidal:

“Renault Clio, tüm dünyada gerçek bir aşk hikayesi. Biz de bu hikâyenin ikonunu bir sonraki seviyeye taşımak ve temel değerlerini koruyarak daha teknolojik bir tasarımla, insan unsurunu da ön planda tutarak geleceğe taşıma fikriyle hareket ettik. Yeni Clio, cömert şekillerin ve keskin çizgilerin başarılı bir birleşimi” dedi.

Yeni, daha modern ve iddialı bir tarz 

Yeni Renault Clio, yeni tarzı ile daha çekici ve zarif. İç mekan şık ve seçkin mimarisiyle markanın yeni tasarım dilini ilk kez yorumluyor. Çarpıcı ön yüzü canlı bir görünüm sergiliyor. Işık imzası tamamen yeni ve marka kimliğini yansıtıyor. Gergin, kesin ve verimli çizgiler, yeni Clio’ya daha çekici bir karakter kazandırıyor.

İç tasarımda yeni döşemeler ve biyolojik kaynaklı malzemeler onu güncel bir araç haline getiriyor. Ayrıca kalitesini ve kabindeki deneyimi önemli ölçüde artırıyor. Sportif ve şık Esprit Alpine donanım seviyesi hem iç hem de dış tasarım olarak yeni Clio dönemini en iyi şekilde özetliyor.

Yeni Clio; Buzul Beyaz, Yıldız Siyah, Mineral Gri, Demir Mavi, Alev Kırmızı, Mercan Turuncu ve uzaktan opak, yakından sedefli görünen üç katmanlı Kaya Gri olmak üzere yedi gövde rengiyle yollara çıkıyor.

Ebatları 17 inçe kadar ulaşan jant seçenekleri, otomobilin çekiciliğini destekliyor. Farklı donanımlarla kombine edilen dördü alüminyum alaşımlı olmak üzere altı jant seçeneği bulunuyor.

Yeni Clio’nun yeni ön konsolunda 7 inç dijital ekran yer alıyor. Donanım seviyesine bağlı olarak, radyo ve R&GO veya Renault Easy Link multimedya sistemi devreye giriyor. Direksiyon simidindeki Nouvel’R logosu, kokpite zarif bir dokunuş katıyor.

Erişilebilirlik ve diz mesafesi açısından oldukça cömert arka yolcu alanı ve 391 litreye kadar bagaj hacmi ile sınıfının en iyi özelliklerini sunuyor.

Yeni Clio’nun MULTI-SENSE teknolojisi, ön konsol ve orta konsoldaki aydınlatma ayarlarını düzenleyerek yeni bir deneyim dünyasının kapılarını aralıyor.

Herkes için teknoloji

Teknolojisi de güncellenen Yeni Clio, hem sürücü hem de yolcular için gelişmiş, nitelikli teknolojilerle kabin içindeki herkese daha fazla rahatlık sunuyor. MULTI-SENSE ayarlarıyla Renault Easy Link multimedya sistemi ve gelişmiş sürüş destek sistemleri, son derece sezgisel bir deneyime katkıda bulunuyor.

Yeni Clio, sürüşü daha kolay ve güvenli kılan gelişmiş sürüş destek sistemleriyle (ADAS) yollara çıkıyor. Bunlar; Sürüş, Park ve Güvenlik olmak üzere üçe ayrılıyor.

Aktif acil fren destek sistemi, trafik işaretlerini tanıma sistemi ve 360° kamera gibi öne çıkan sistemler yeni Clio’yu sınıfının en güvenli otomobillerinden biri yapıyor.

İki farklı güç aktarma seçeneği

Yeni Clio TCe 90 bg benzinli turbo motor ve SCe 65 bg atmosferik motor seçenekleriyle farklı kullanıcı gereksinimlerine en iyi şekilde cevap veriyor. TCe 90 bg benzinli turbo motor, otomatik vites ile pürüzsüz vites geçişleri ve keyifli sürüş deneyimi sağlarken, yakıt tüketiminde de sınıfının en iyi değerlerinden birini sunuyor. Manuel şanzımanla kombine edilen SCe 65 bg atmosferik motor, şehir içi kullanımı için en ideal ekonomik sürüşü sağlıyor.

Ayrıca Yeni Clio, tüm motor seçeneklerinde sunduğu eko-sürüş asistanı ile, sürücüye yakıttan tasarruf etmenin ve böylece egzoz CO2 emisyonlarını azaltmanın en iyi yollarını öneriyor.

Yapay zeka desteğiyle tarım teknolojileri geliştiren Source.ag, 4 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka destekli seralarla taze meyve ve sebzeler sunmak isteyen Source.ag, düzenlenen turda 4 milyon dolar yatırım aldı. Girişim, ABD’li yatırım şirketi Hico Capital aracılığıyla 2 milyon dolar ve MIT‘ye bağlı mevcut yatırımcı E14 fonundan da 2 milyon dolar yatırım aldı.

2020 yılında Rien Kamman ve Ernst van Bruggen tarafından kurulan Source.ag, sera tarımının daha güvenli, güvenilir ve iklime dayanıklı gıda üretimine bir yanıt olduğuna inanıyor. Girişim, yapay zeka destekli seralar yoluyla yeterli meyve ve sebzeye erişimi kolaylaştırmak için çeşitli teknolojiler geliştiriyor. Source.ag’in tescilli algoritmaları, iklim, biyoloji ve kaynaklarla ilgili milyonlarca veri noktasını hesaba katarak optimum yetiştirme stratejilerini tanımlamak ve uygulamak için bitki davranışını simüle ediyor.

Source.ag, kirliliği ve arazi kullanımını azaltırken 15 kata kadar daha yüksek verim ürettiğini ve 20 kata kadar daha az su kullandığını iddia ediyor. Hollanda merkezli girişim, büyüyen enerji ve iklim krizleri karşısında sebze verimini artırmak için dünyanın önde gelen yetiştiricileriyle çalışarak yalnızca 12 ayda ürünlerinin kullanıcı sayısını on kat artırdı.

Girişim, geçtiğimiz şubat ayında düzenlenen Seri A turda 23 milyon dolar yatırım almıştı. 4 milyon dolarlık yatırım, bu turun devamı niteliğinde oluyor.

Source.ag CEO’su ve kurucu ortağı Rien Kamman:

“ABD yatırım şirketi Hico Capital ve MIT’ye bağlı E14 fonu aracılığıyla 4 milyon dolarlık son yatırımla Seri A yatırım turumuzu tamamlamaktan heyecan duyuyoruz. Bu yatırımları, dünya çapında yetiştiriciler için pazara çığır açan ürünler getiriyoruz.

Sera tarımına yönelik küresel talep artsa da deneyimli yetiştiricilerin eksikliği ve benzeri görülmemiş ekonomik ve iklim temelli zorluklar nedeniyle büyümesi engelleniyor. Küresel olarak yetiştiricileri güçlendirecek ve mahsullerinin büyümesini kısa ve uzun vadede optimize edecek bir yapay zeka platformu oluşturmak için Hollandalı usta yetiştiricilerle ortaklık yapmaktan gurur duyuyoruz.” dedi.

Source.ag, aldığı yatırımı ürün geliştirmeyi hızlandırmak için kullanacağını belirtiyor. Bu yılın ilerleyen zamanlarında girişim, sera üreticilerine mahsullerini en verimli şekilde nasıl yetiştirecekleri konusunda rehberlik ederek yapay zeka teknolojisini daha da geliştirmeyi planlıyor.

Mercedes-Benz Türk’ün sürdürülebilirlik odaklı çalışmaları

Türkiye’de 1967 yılından bu yana ağır ticari araç endüstrisinin temel taşlarından biri olan Mercedes-Benz Türk, oluşturduğu “Yeşil Hedefler” programı doğrultusunda 2039 yılına kadar üretim sırasında sıfır karbon salımı gerçekleştirmeyi hedefleyerek sürdürülebilirlik yatırımlarına ağırlık veriyor. Yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarına devam eden şirket, Güneş Enerjisi Santralleri ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor.

2000 yılından beri Hoşdere Otobüs Fabrikası’nda, 2003’den beri de Aksaray Kamyon Fabrikası’nda ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Sertifikası sahibi olan Mercedes-Benz Türk, 2023 yılında da denetimleri tamamlayarak Çevre Yönetimi Sistemi Sertifikalarını yeniledi. Çevre ve Enerji Yönetimi Ekipleri ile hazırladığı raporlamalar ve iyileştirme noktalarıyla da verimlilik potansiyelini belirleyerek çalışmalarını sürdüren şirket, 2021 yılında Hoşdere Otobüs Fabrikası ve Aksaray Kamyon Fabrikası bünyesinde çevre ve atık yönetimi konusunda gerçekleştirdiği çalışmalar ve yatırımlar ile Sıfır Atık Belgesi’nin de sahibi oldu.

Şirket, 5 Haziran Çevre Haftası kapsamında çalışanlarına yönelik gerçekleştirdiği etkinliklerle de sürdürülebilirliğe verdiği önemi bir kez daha gösteriyor.

Bölgesinin en büyük yeşil alana sahip üretim tesisi: Aksaray Kamyon Fabrikası

700 bin metrekarelik fabrika kurulu alanında ve fabrikaya ait lojmanlarda toplam 214 bin metrekarelik çim alanına ve 4 bin 250 adet ağaç ve dikme bitkisine sahip Aksaray Kamyon Fabrikası, Mercedes-Benz Türk’ün sürdürülebilirliğe verdiği önemin örneği konumunda. Bölgenin en büyük yeşil alana sahip üretim tesisi olma özelliği taşıyan fabrikada, 2022 yılı boyunca üretim esnasında ortaya çıkan 6 bin 400 ton atığın %99.9’u geri dönüştürüldü.

Fabrika, hayata geçirdiği Su ve Atık Su Yönetimi projeleriyle 200 bin metreküp su tasarrufu da sağlayarak çevre dostu bir fabrika olma özelliğini sürdürdü. Elektrik ve doğalgaz tüketiminde de elektrik enerjisinde 619 MWh, doğalgaz kullanımında 1.120 MWh tasarruf sağlanmasıyla ile doğaya 493 ton daha az karbon salımı gerçekleştirildi.

Ayrıca Aksaray Mercedes-Benz Türk lojmanlarında Atık Toplama Ünitesi’nin devreye alınmasıyla da plastik, kâğıt, cam, metal, atık pil ve atık elektronik eşya olacak şekilde atıklar 6 kategoriye ayrıştırılarak, belediyenin geri kazanım tesislerine gönderiliyor.

Hoşdere Otobüs Fabrikası çevreci uygulamalarıyla dikkat çekiyor                     

Mercedes-Benz Türk Hoşdere Otobüs Fabrikası’nda da “Yeşil Hedefler” programı kapsamında su tüketimini azaltmak ve mevcut atık suları tekrar kullanmak amacıyla projeler yürütülüyor. Ana Kimyasal Arıtma Tesisi (ANAK), Biyolojik Arıtma Atık Çamur Azaltımı Projesi ve Hoşdere Su Otomasyonu Sistemi gibi çalışmalarla kimyasal atık yönetimi sağlanırken aynı zamanda su tüketimi azaltılıyor ve verimlilik artırılıyor. Fabrikada 2019 yılında kurulan ve yeşil enerjiye ilk adım olan 100kWp gücündeki güneş santrali sayesinde 2022 yılında 130.81 MWh enerji üreterek atmosfere 81 ton daha az karbon salımı gerçekleştirilerek, 1.530 ağaç dikmekle eşdeğer bir oranda çevreye katkı sağlandı.

2022 yılı verileri fabrikanın sürdürülebilirlik ve verimliliğine dair önemli çıktılar da sunuyor.  2022 yıl sonu itibarıyla fabrika tarihindeki en düşük spesifik enerji değerine ulaşılırken, klima santrallerine eklenen 50 adet frekans konvertörü ile de ilgili sistemlerde yüzde 30’lara varan oranlarda enerji verimliliği sağlandı.

Bunlara ek olarak fabrikada sıfır atık kapsamında da önemli atılımlar gerçekleştirildi. Atık kutusu yerleşimleri, yemekhaneye yerleştirilen kompost gübre cihazı ve imalat alanlarında gerçekleştirilen sıfır atık eğitimlerinin de katkılarıyla atık geri dönüşüm oranı yüzde 96’nın üzerine çıkartıldı. Ayrıca fabrikada Daimler Truck AG’nin küresel çevre ve enerji yönetim planı çalışmaları kapsamında, ISO-50001 tabanlı “Enerji Yönetim Yazılımı” kurulum faaliyetleri başlatıldı. Proje sayesinde, fabrika genelinde enerji tüketim bilgileri bina ve üretim birimi bazlı olarak raporlanacak. Sistem olağan dışı enerji tüketimlerini algılayarak enerji birimine haber verecek.

Mercedes-Benz Türk fabrikalarında Çevre Haftası’na özel etkinlikler

Çevre Haftası kapsamında Hoşdere Otobüs Fabrikası’nda kurulan stantta, bu sene su tüketimine dikkat çekerken, geri dönüşüm ve aşamaları ile ilgili bilgilendirmeler yapıldı.

Aksaray Kamyon Fabrikası’nda Çevre Haftası kapsamında kurulan stantta ise, fabrikadan çıkan atıkların geri dönüşüm aşamaları ve atıkların hangi alanlarda kullanılabildiğinin gösterildiği bir sergi düzenlendi. Çevresel farkındalığı arttırmak adına tüm çalışanlar için ‘Yeşil Giyin’ etkinliği yapıldı. Bu hareketin çevre gününe özel geleneksel hale getirilmesi amaçlanıyor.

SabancıDx’in yeni genel müdürü Tevfik Kor oldu

Sabancı Topluluğu’nun dijital teknolojiler alanındaki global büyüme hedefinde kritik rol oynayan Dx Technology Services and Investment BV (DxBV) ve SabancıDx şirketlerinde yeni atamalar gerçekleşti.  

2019 yılından bu yana SabancıDx’in Dijital Dönüşüm Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüten Tevfik Kor, SabancıDx Genel Müdürü olarak atandı. Kor, bu görevine ek olarak DxBV Operasyon Genel Müdür Yardımcılığı (Chief Operation Officer) görevini de yürütecek. Tevfik Kor bu rolünde entegre hibrit bulut hizmetleri yapısının DxBV markasının ürün ve hizmet portföyüne uyumlu bir şekilde tasarlanması, geliştirilmesi ve hayata geçirilmesinden sorumlu olacak. Kor, DxBV “ortak hizmetler” operasyonlarının DxBV portfolyo şirketlerinde ölçeklenebilir olmasına yönelik süreçleri de yönetecek. Tevfik Kor ayrıca Radiflow Yönetim Kurulu Üyesi rolüne de devam edecek.

Tevfik Kor Hakkında

Tevfik Kor, lisans eğitimini 1999 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünde tamamladı. Profesyonel hayatına 2000 yılında Arthur Andersen / Ernst&Young firmasında danışman olarak başlayan Kor, 2004-2007 yılları arasında Siemens Business Services’da Proje Yöneticisi olarak görev yaptı. 2007-2010 yılları arasında Hewlett-Packard şirketinde Danışmanlık ve Sistem Entegrasyonu Biriminde Müşteri Yöneticisi görevini yürüten Kor, sonrasında İş Çözümleri Müdürü olarak çalıştı.

2010-2015 yılları arasında Atos/Siemens Business Services şirketinde Telekom, Finans ve Enerji alanlarında Sektör Yöneticilikleri ve Standart Yazılım Direktörlüğü görevlerinde bulunan Kor, 2015-2018 yılları arasında ise kurucu ortaklığını yaptığı Teknosis firmasında görev aldı. Aralık 2018’de SabancıDx ekibine Dijital Dönüşüm Direktörü olarak katılan Kor, Eylül 2019’da SabancıDx Dijital Dönüşüm Genel Müdür Yardımcısı oldu. Radiflow Yönetim Kurulu Üyesi olan Kor, Haziran 2023 itibarıyla DxBV Operasyon Genel Müdür Yardımcılığı’nın yanısıra SabancıDx Genel Müdürü pozisyonuna atandı.

Sınırötesi e-ticaret odaklı Super App ShopiVerse, 20 milyon TL hedefle kitle fonlama yatırım turuna çıktı

ShopiVerse

Türkiye’nin global pazaryeri ve depo çözümü ShopiVerse, unicorn olma yolculuğunda yatırımcılarını arıyor. Kitle fonlama platformu fonbulucu’da Türkiye’deki ilk yatırım turunu başlatan girişim, şirket paylarının %5’inin arzıyla 20 milyon TL fon talep ediyor.

Yatırım turu öncesi yapılan ön talep çağrısı sonucunda 1.289 yatırımcıdan toplam 10,03 milyon TL yatırım taahhüdü alan girişimin fonbulucu Gelecek GSYF’den 500 bin TL, fonbulucu CEO’su Hakan Yıldız’dan 100 bin TL, melek yatırımcı Mustafa Öner’den 1 milyon TL, Ebebek Grup CEO’su Halil Erdoğmuş’tan 300 bin TL, SUSU Yatırım’dan 100 bin TL yatırım alacağı da duyuruldu. 

ShopiVerse’ten gelen bilgiye göre, yatırım turunun başlama tarihi olan 8 Haziran Perşembe günü saat 10.00 itibari ile ilk yedi iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %40 fazladan pay verilecek. Ön yatırım taahhüdünde bulunan yatırımcılar ise ilgili süre zarfında minimum taahhüt ettikleri tutarda yatırım yapmaları halinde %40 yerine %45 oranında bedelsiz pay sahibi olacak. Yatırım turu başarılı bir şekilde tamamlandığı taktirde, toplanan fonun girişim şirketine aktarıldığı tarihten itibaren 12 ay sonra şirketin alacağı ilk yatırımda tüm yatırımcılara paylarının en fazla %10’u kadar öncelikli çıkış hakkı verileceği de gelen bilgiler arasında. Yatırım turuna katılım için son tarih 7 Ağustos 2023.

Tek panel üzerinden doğru ürün, doğru pazara, doğru fiyatla, doğru şekilde sunuluyor

Türkiye’nin e-ticaret alanında faaliyet gösteren en büyük perakende ve üretici markalarıyla değerlendirmeler sonucunda e-ihracat süreçlerinin otomatize edilmesi ihtiyacının tespit edilmesiyle doğan ShopiVerse, markaların dünya pazarlarında hızlı ve verimli bir şekilde e-ticaret faaliyetlerini yürütebilmeleri için somut çözümler sunuyor. Türkiye’nin ilk global pazaryeri ve yurt dışı depo yazılım çözümü olan ShopiVerse, firmalara sınır ötesi e-ticaret sürecinin tamamını Super App teknolojisiyle tek panelden yönetme olanağı sunuyor. SopiVerse; bu sayede hızla ve güvenli şekilde envanter, depo, sipariş, fiyat, lojistik, stok, içerik, pazaryeri, ödeme, ERP, CRM, raporlama ve mutabakat yönetimi süreçlerinde paydaşlarının yanında oluyor.

Avrupa’nın e-ticaret alanındaki en büyük etkinliklerini gerçekleştiren WORLDEF ile Amazon, eBay ve Etsy’de lojistik partner olarak akredite edilmiş tek Türk teknoloji şirketi ShipEntegra’nın iştiraki olan SopiVerse’in beş dilde konuşabilen yapay zeka tabanlı analitik yazılım çözümü sayesinde kolay ve hızlı bir şekilde pazar, rakip ve ihtiyaç analizi yapılabiliyor. Bu doğrultuda doğru ürünün, doğru pazara, doğru fiyatla, doğru şekilde sunulması sağlanıyor ve dünya çapında hangi ürünün, nereye, hangi fiyattan, ne sıklıkta, ne şekilde satıldığına ilişkini önemli bir veritabanı oluşuyor. Öte yandan firmalar faturalama süreçlerini de ShopiVerse üzerinden yürütülebildiği için bilanço büyüklüğü ve faaliyet karlılığı çok kısa bir süre içerisinde hedeflenen seviyeye ulaşabiliyor.

2027 yılına kadar Türkiye’den çıkmış yeni bir unicorn olmayı hedefliyor 

Yatırım turu hakkında konuşan ShopiVerse CEO’su Orxan Isayev:

“Kitle fonlama sistemini kullanmamızın iki temel nedeni bulunuyor. Bunlardan birincisi, yatırımlarıyla ShopiVerse’e ortak olacak kişi ve firmaların marka elçileri olarak girişimimize değer katacağı yönündeki inancımız. Bir diğer önemli neden, elde edilecek finansal kaynak ile planladığımız üç senelik projeksiyonun bir seneye indirgenecek olması ve dolayısıyla zaman kazanımı. Hedeflediğimiz fon ile ilk aşamada mevcut yazılımımızı ve pazarlama ekibimizi güçlendireceğiz. Bu yolla uluslararası marka bilinirliğimizin artırılması yönünde hareket kabiliyetimiz de güçlenecek. Bir sonraki yatırımımızı yurt dışından alarak başta Avrupa olmak üzere dünyaya açılmayı amaçlamaktayız. ShopiVerse olarak 2027 yılına kadar içinde bulunduğumuz pazardan %1.2 pay alarak Türkiye’den bir unicorn daha çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kaydediyor.

OPLOG, ABD’deki ilk deposunu Şikago’da açtı

Omnikanal fulfillment (e-ticaret lojistiği) alanında 10 yıldır hizmet sunan teknoloji ve lojistik şirketi OPLOG, küresel yatırımlarına devam ediyor. OPLOG, ABD’de Şikago’da açtığı yeni deposu ile Türkiye’den Amerika’ya açılmak isteyen orta ve büyük ölçekli şirketlerin ya da Amerika’da faaliyet gösteren firmaların omnikanal fulfillment (e-ticaret lojistiği) iş ortağı olmayı hedefliyor.

Küresel lojistik ağını genişletmeye devam ediyor

İngiltere’den sonra ABD’de Şikago’daki ilk depo yatırımı ile hem lojistik ağlarını genişleteceklerini hem de iş ortaklarının büyümesine, yeni pazarlara açılmasına destek olacaklarını vurgulayan OPLOG CEO’su Halit Develioğlu:

“ABD hem dünyanın en büyük e-ticaret pazarlarından biri hem de bu alanda güçlü bir teknolojik altyapıya sahip. Dolayısıyla ABD’de yeni lokasyonlarda hizmet sunmak üzere ilk adımı Şikago’daki depomuz ile attık. 10 bin m2 alana sahip, kendi geliştirdiğimiz depo içi yazılımlarımız ile güçlendirilmiş depomuz sayesinde hem hizmet sunduğumuz iş ortaklarımızın operasyonlarını verimli bir şekilde yürüteceğiz hem de yeni pazarlarda markalarını konumlandırmalarına ve satışlarını artırmalarına destek olacağız. Özellikle e-ihracat alanında lojistik konusundaki eksikleri gidermek üzere gücümüzü ve yeteneklerimizi iş ortaklarımızın hizmetine sunacağız” dedi.

Avrupa gibi ABD’de de kendi teknolojimiz ile büyüyeceğiz

Yeni depo ile ABD’ye açılmak isteyen orta ve büyük ölçekli şirketlerin omnikanal fulfillment (e-ticaret lojistiği) operasyonlarını yürüteceklerini belirten Develioğlu, şirketlere sadece e-ticaret lojistiğinde siparişlerinin karşılanmasında değil, B2B alanında her türlü ürün lojistiğinin sağlanmasını da kapsayan tüm operasyonel süreçlerde teknoloji tabanlı uçtan uca lojistik hizmeti sunacaklarını aktardı. Türkiye ve İngiltere’de olduğu gibi ABD’de de şirketlerin tüm bu süreçlerini OPLOG-ONE platformundan takip edebileceklerini belirten Develioğlu:

“OPLOG olarak tam otomasyona sahip yeni depomuz ve depo içi verimliliği artıran milli robotik teknolojilerimizle yeni pazarlara açılmak isteyen iş ortaklarımızın hayatını kolaylaştıracak, fiziki engelleri ortadan kaldıracak ve kendi işlerine odaklanmaları için onları özgürleştireceğiz. Gerek Avrupa’da gerekse ABD’de yeni lokasyonlarda büyümeye devam edeceğiz” dedi.

ABD’de OPLOG’la iş yapan/yapmak isteyen şirketlere sunulan fırsatlar

  • Teknoloji destekli omnikanal fulfillment (e-ticaret lojistiği) hizmeti
  • Uçtan uca hizmet yelpazesi
  • Yeni pazarlara açılmanın zorluklarını beraber aşma (hizmet kalitesi, fiyat ve maliyet avantajı, dağıtımda üstünlük vb.)
  • Tüm süreçleri OPLOG-ONE platformundan takip edebilme
  • Şikago merkez olmak üzere, partner depoları kullanarak ABD genelinde satış yapma
  • Öngörülemeyen maliyetlerden kurtulma
  • Kayıp ve hasarlı ürünlerin riskini azaltma
  • ABD merkezli sorunsuz sipariş, iade ve kargo yönetimi
  • Şikago’nun bir liman şehri olmasından dolayı denizyolu taşımacılığı ile ithalat ve ihracat imkanı
  • Konumu ve teknolojileri sayesinde teslimat sürelerini kısaltma, operasyonları daha hızlı ve daha etkili yönetme

Apple, artırılmış gerçeklik odaklı Mira’yı satın aldı

Teknoloji devi Apple, ABD ordusu için kulaklık üreten Los Angeles merkezli AR girişimi Mira‘yı satın aldı. Bugüne kadar yaklaşık 17 milyon dolar yatırım alan Mira’nın satın alımıyla ilgili mali detaylar henüz bilinmiyor.

Apple geçtiğimiz günlerde düzenlediği WWDC23 etkinliğinde uzun zamandır merakla beklenen  artırılmış gerçeklik gözlüğü Vision Pro’yu tanıttı. Akıllı cihazın geliştirilmesi için yapılan çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalar doğrultusunda şirket yatırım yaptığı Mira’yı bünyesine kattı.

Ben Taft, Joseph May, Matt Stern ve Montana Reed‘in 2016 senesinde kurduğu girişim, artırılmış geleceğe yön vermek için çeşitli teknolojiler geliştiriyor. Girişimin geliştirdiği yeni teknolojik ürünler ABD ordusu tarafından da kullanılıyor.

Konuyla ilgili Apple:

“Apple zaman zaman daha küçük teknoloji şirketleri satın alıyor ve genellikle amacımızı veya planlarımızı tartışmıyoruz.” açıklamasını yaptı.

Hükümet kayıtlarına ve basın açıklamalarına göre Mira’nın askeri sözleşmeleri arasında ABD Hava Kuvvetleri ile küçük bir anlaşma ve Donanma ile 702.351 dolarlık anlaşması bulunuyor.

Anlaşma, Travis Hava Kuvvetleri Üssü’ndeki askeri pilotların, baş üstü ekipman talimatları gibi şeyleri görüntülemek için girişimin Prism Pro kulaklığını kullanmasına yönelik oluyor.

Şirketin web sitesine göre:

“Mira, ön saflardaki iş gücüne en çok ihtiyaç duydukları anda iletişim araçları ve bilgileri sağlayan, piyasadaki en ölçeklenebilir artırılmış gerçeklik donanım + yazılım çözümlerini oluşturuyor.”

Apple’ın Mira’nın askeri sözleşmelerine devam edip etmeyeceği konusunda belirsizlik sürerken şirket politikasını hesaba katarsak orduyla olan sözleşmelerin sonlandırılması mümkün görünüyor.

Samsung Galaxy Unpacked hakkında yeni bilgiler geldi

Samsung Electronics Co., Ltd., yeni nesil katlanabilir cihazlarını 2023 Temmuz ayı sonlarında Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenlenecek olan Galaxy Unpacked etkinliğinde tanıtacak. Etkinlik, yerel inovatif girişimler için bir merkez niteliğindeki Teheran-ro ile bin yıllık bir Budist tapınağı olan Bongeunsa’nın kesiştiği Samseong-dong’daki Gangnam bölgesinde yer alan COEX’te gerçekleşecek. Seul’ü tanımlayan bu benzersiz konum, geçmişin, bugünün ve geleceğin büyüleyici karışımını dünyaya sunacak.

Samsung Electronics Mobil Dünya Başkanı ve CEO’su TM Roh, etkinlikle ilgili olarak:

“Katlanan cihazlar kategorisi, mobil deneyimlerin geleceğini yeniden şekillendirmek için sınırları zorlayan Samsung’un çığır açan inovasyonlar sunma felsefesini somutlaştırıyor. Katlanabilir cihazlar kategorisinin tanıtılacağı Unpacked etkinliğinin inovasyon ve kültür alanında sürekli gelişen Seul’de düzenlenmesi büyük bir önem taşıyor.” dedi.

Las Vegas’ta Mart 2010’da gerçekleşen ilk etkinlikten sonra, Samsung, on yılı aşkın bir süredir New York, Londra, Berlin ve Barselona’nın da dahil olduğu dünyanın birçok önemli şehrinde, çığır açan yenilikleri tanıtan ve mobil teknoloji sektöründe yeni rotalar belirleyen küresel bir platform niteliğindeki Unpacked etkinliklerini düzenlemeye devam ediyor. Her etkinliğin temasına uygun olarak, farklı trendlere liderlik eden kültürel şehirlere odaklanan Samsung, Seul’de düzenlenecek olan 27. Unpacked etkinliğini, katlanabilir cihazlara özel olarak planladı. Bu yıl, dinamik kültürüyle ve inovasyonlarıyla küresel trendlere olan etkisi nedeniyle, etkinlik şehri olarak Seul seçildi. Seul ayrıca, Samsung’un katlanabilir cihazlar kategorisine olan sarsılmaz güvenini de yansıtıyor.

Samsung, Galaxy Fold’u ilk kez pazara sunduğu 2019’dan bu yana, katlanabilir telefonları geliştirmeye devam ediyor ve bu alanda tüketici deneyimine yenilikler kazandırmayı sürdürüyor. Samsung, yıllara yayılan Ar-Ge çalışmaları ve yatırımlarla geliştirilen teknolojiler sunan katlanabilir telefonlar serisindeki yeni nesil cihazlarla, katlanabilir telefonların daha fazla benimsenmesini, kategorinin yaratıcısı olma konumunu ve sektör liderliğini güçlendirmeyi hedefliyor.

Samsung, dünya genelindeki dinamik büyümesini Seul’e borçlu. Şirketin geleceğine yön veren açıklık (opennness) felsefesi ve inovasyon vizyonu burada doğdu. Seul, yalnızca yarım asırda bile teknoloji, inovasyon ve kültürün canlı bir merkezi olarak olağanüstü bir dönüşüm geçirdi. Geleceği şekillendiren en yeni teknolojilerin yuvası rolüyle, kendini yeniden keşfetmeye devam eden şehir, geçmişte yakaladığı büyümenin de üzerine çıkıyor ve günümüze hakim olan kültürel eğilimlere yenilerini ekliyor.

Unpacked etkinliğini Seul’de yapmak, çığır açan teknolojileri tanıtmak ve dünyaya gelecek vizyonu sunmak için değerli bir fırsat barındırırken Samsung’un dönüştürücü inovasyonlarını tanıtıyor ve şirketin sınırları zorlama ve teknolojinin geleceğine şekil verme taahhüdünü yansıtıyor. Kore pazarı, 2022’de yakaladığı %13,6’lık kayda değer bir katlanabilir telefon benimseme oranıyla başı çekiyor. Yıllık akıllı telefon satışında katlanabilir telefonların en yüksek payına sahip olan Kore, global pazarların ana akımları benimsemesini hızlandıran öncü bir ülke konumunda.

WhatsApp beta güncellemesiyle Topluluk Ayarları geliyor

Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp, Google Play Beta Programına katılan Android kullanıcıları için 2.23.12.13 beta sürümüyle heyecan verici güncellemeler sunuyor. Bu güncelleme, klavyede önemli değişiklikler getiriyor ve belirli beta test kullanıcıları için “Topluluk Ayarları” adlı yeni bir özellik sunuyor.

Bu güncellemedeki en göze çarpan geliştirmelerden biri, yeniden tasarlanan klavye oluyor. Görünüşe göre WhatsApp, genel kullanıcı deneyimini iyileştirmek, çeşitli arayüz öğelerini yenilemek ve yeniden konumlandırmak için özel bir çalışma yapıyor. Bununla beraber kullanıcılar artık klavyeyi zahmetsizce yukarı kaydırarak tam ekran bir emoji listesini ortaya çıkarabiliyor. Yeni özellik, iletişimi daha ilgi çekici ve eğlenceli hale getirmeyi amaçlıyor.

Belirli bir beta test kullanıcısı grubu, medya paylaşımı ve emoji klavye düğmelerinin yeniden düzenlenmesini ilk deneyimleyenler arasında olacak. Bu değişiklik şimdilik belirli bir kullanıcı grubuyla sınırlı olsa da, gelecekte daha geniş bir kitleye sunulacağı tahmin ediliyor.

WhatsApp, klavye iyileştirmelerine ek olarak “Topluluk Ayarları” adlı yeni bir özelliği de kullanıma sundu. Şu anda çok az sayıda beta test kullanıcısı tarafından kullanılabilen bu özellik, topluluk yöneticilerinin topluluklarına kimlerin grup ekleyebileceğini düzenlemesine olanak tanıyor. Varsayılan olarak, yalnızca topluluk yöneticilerinin grup ekleme yetkisi bulunuyor. Ancak istenirse yöneticiler, topluluk katılımcılarının kendi gruplarını eklemesine izin vermek için bu ayarı değiştirebiliyor. Bu esneklik, topluluk sahiplerine kendi özel ihtiyaçlarına uygun özel bir ortam yaratma gücü veriyor.

Yeniden tasarlanan klavye ve Topluluk Ayarları özelliği, şu anda Google Play Store’dan Android için en son WhatsApp beta güncellemesini yüklemiş olan belirli bir grup beta test kullanıcısı tarafından kullanılabiliyor. Ancak WhatsApp, ortaya çıkabilecek hataları kademeli olarak düzeltmeyi ve ardından bu güncellemeleri önümüzdeki birkaç hafta içinde daha geniş bir kullanıcı tabanına yayınlamayı planlıyor.

Meta’nın sahibi olduğu şirket, kullanıcı deneyimini geliştirmeye öncelik vermeye devam ediyor. Bu son güncellemeler, sunulan yeniliklerin bir kanıtı oluyor. Kullanıcılar, yeniden tasarlanan klavye ile daha akıcı ve keyifli bir mesajlaşma deneyimi için sabırsızlanıyor.