İngiliz merkezli GSM operatörü Vodafone, Almanya’da NFC ödeme sistemini test etmeye başladı. Almanya’daki banka kartı teknolojisi Girocard’ı, SIM kart tabanlı NFC ödeme yöntemi ile birleştirerek, daha hızlı ve daha güvenli bir temassız ödeme servisi sunmak için çalışmalarını hızla sürdürüyor.
Ödeme anında hiçbir bir kredi kartı kullanmadan direkt telefonunuzın NFC yöntemi ile hiçbir kişisel veri paylaşmadan ödeme gerçekleştirebiliyorsunuz.
İlk olarak Almanya’da başlayacak olan bu yeni ödeme yöntemi ile Vodafone açısından yeni bir dönem başlıyor da diyebiliriz. İlerleyen zamanlarda diğer ülkeler açısında nasıl bir açılım olur bunu da zamanla göreceğiz.
Her ay düzenli olarak gerçekleştirilen Find Your Co-Founder etkinliği düzenleyicisi Hatice Ertüzün ile kısa bir röportaj gerçekleştirdik. Fikriniz var kurucu ortak mı arıyorsunuz yoksa bir fikre ortak mı olmak istiyorsunuz? O zaman bu düzenli gerçekleştirilen etkinliği kaçırmayın.
Bulut tabanlı süper bilgisayar kiralama hizmeti sunan Sixa, Tandem Capital’den 3,5 milyon dolar yatırım aldı. Sixa, Startupbootcamp İstanbul’dan 2015 yılında mezun oldu ve ana çatı olan StartersHub’dan da yatırım almıştı. Ayrıca Y Combinator’a da seçilip buradan da mezun oldu.
Sixa’nın hedefinde tasarımcılar, yazılımcılar ve oyuncular var. Yüksek işlemci ve bellek gerektiren kullanımlarda düşük bir ücretle yüksek bir performans sağlıyor. Ücretlendirmesini saatlik olarak yapıyor.
Öncelikle şunu belirtelim; girişim Startupbootcamp İstanbul’a katılmış olsa da Ukraynalı bir girişimdir. Kurucuları Mykola Minchenko (CEO) ve Ievgen Nechaiev (CTO)’dir. Özellikle geliştiriciler Sixa’ya sınırlı hizmet sunduğu zamanlarda bile yoğun bir ilgi göstermiş. Bu durum Tandem Capital’in gözünden kaçmamış. Bu girişimin henüz para kazanmadığı zamanlarda bu kadar ilgi ile kullanılması, yatırım almasında büyük etki oluşturmuş.
Sixa’yı saatlik 0,49 dolardan veya aylık 49 dolardan başlayan ücretler ile kullanmaya başlıyorsunuz. Ücretsiz deneme imkanı da var. Sixa‘yı bu bağlantıdan inceleyebilirsiniz.
Türkiye’nin ilk kapsayıcı sosyal girişim uygulaması ve İTÜ Çekirdek’in Big Bang 2016 yarı final girişimlerinden biri olan Givin, kullanıcılarına sahip oldukları kaynakları toplumsal desteğe dönüştürme imkânı veriyor. Basitçe tanımlamak gerekirse Givin, kullanmadığınız ama kullanılabilir eşyalarınızı sivil toplum kuruluşlarının projelerine fon yaratmak için satmanızı sağlayan iyi bir pazaryeri uygulamasıdır.
Uygulamaya giriş yapan kullanıcılar satışa çıkaracakları eşyaya dair sisteme birkaç gerekli bilgi girip daha sonra bu satıştan elde edilecek geliri bağışlamak istedikleri projeyi seçiyorlar. Yapılan satışın sonunda elde edilen gelir doğrudan ilgili STK’ya iletiliyor. Böylece kullanılmayan bir eşya, kullanılacak bir eşyaya dönüşürken, belirlenen satış değeri de anlamlı bir sosyal fayda projesinin gerçekleşmesini sağlıyor.
İlk etapta eğitim ve çocuklarla ilgili konularda çalışan STK’ları fonlamaya odaklanacak girişimin kurumsal kökenli kurucu ortağı Başak Süer, “Her gün toplumsal ya da global, birçok tatsız haberle karşılaşıyoruz. Bir şeyler yapmak istiyor ama neye ne şekilde katkıda bulunabileceğimizi bilemiyoruz. Givin ile herkesin inandığı amaçlara kolayca katkı sağlayabileceği bir yöntem sunuyoruz. Hem bireyleri hem de şirketleri kapsayan ve eticaret ile kitlesel fonlamayı birleştiren modelimizle, dünyada henüz birebir örneği olmayan yenilikçi bir platform inşa ediyoruz.” diyor.
Ocak ayında App Store’da yerini alması planlanan Givin, yüksek etki sağlayabilmek için ‘bir modern kahraman olmak için özel güçlere değil, iyi bir şeyler yapmayı istemeye ihtiyaç var.‘ felsefesini hızla herkese yaymak istiyor. Givin, iyi amaçlar için, elindekilerle harekete geçerek Modern Kahramanlar arasına katılmak isteyen herkes Givin’in instagram hesabını takip etmeye veya givin.co üzerinden mail adresini bırakmaya davet ediyor.
Bu sosyal girişimcilik örneği Givin’le ilgili gelişmeleri sizlere aktarmaya devam edeceğiz.
Prof. Dr. Oğuz Manas, üniversitelerin ve kurumların bilgisayar merkezlerinin kuruluşundan, ilk elektronik ticaret projesine kadar Türkiye’de bilgisayar ve internet alanında pek çok ilki gerçekleştirdi. Alphan Manas‘ın babasıdır.
Aşağıdaki söyleşisini 14 Şubat 1991 tarihinde henüz İnternet’in ne olduğu bilinmeyen bir dönemde Yeni Asır gazetesi’ne yapmıştır. Öngörmek bu olsa gerek.
“1955 yılında ilk ticari bilgisayarın yapılışının üzerinden tam 36 yıl geçti. Bugün ‘5. Jenerasyon’ bilgisayarların yapımı tartışmaları sürüyor. İlk jenerasyon bilgisayarlar saniyede 10 bin matematiksel işlem değerlendirirken, bugünün süper bilgisayarları saniyede 22 milyon işlem yapabilecek güce erişti. Bilgisayarların mı teknolojinin bu kadar gelişmesini sağladığı, yoksa teknolojinin gelişme isteğinin bilgisayarların gelişmesini hızlandırdığı fikrini doğurduğu tartışılabilir. Ancak şu gerçek ki, her ikisi de birbirini tamamlamaktadır.
2000’e 9 kala bilgisayarların burnunu sokmadığı saha kalmadı. Öyle ki, yakında günlük alışverişlerimizi bile, evimizden çıkmadan bilgisayarlar yardımıyla birkaç tuşa basarak yapacağız.
Evet bun sözleri E.Ü Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü ve Bilgisayar Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Oğuz Manas söylüyor. Bilgisayarlar yardımıyla gerçekleştirilecek bu uygulamanın basit anlamda bazı Avrupa ülkelerinde kullandığına işaret eden Manas, “Zaten 20. yüyzyıla ‘Bilgisayar Çağı’ denmesinin sebebi de budur.” diyor.
Bir uygulama düşünelim; gıda maddesi alışverişine çıkmak istiyorsunuz. Bu konuda belli kararınız yok. Şöyle bir uygulama sizin için ideal olabilir; 1– Evinizde bir terminaliniz var. Bu terminalle kolayca bağlantı kurabileceğiniz bilgisayara, size öğretilen yöntemle bağlanıyorsunuz. 2– Almak istediğiniz malların bir listesi önünüze geliyor ve siz onları işaretliyorsunuz. 3- Kısa bir süre sonra size bir liste veriliyor. Bu listede istenilen malların hangi süpermarketlerde en ucuz olduğunu görüyorsunuz. Bu işleri dayanıklı tüketim malları için de kolaylıkla yapmanız mümkün.”
Bilgisayarla rezervasyon yaptırılacak
Prof. Dr. Oğuz Manas’a göre, “TeleNet” terminalleri ve telefon hatları aracılığıyla, “Veri Bankaları’na ulaşarak bilgi almanın yanısıra, tren, uçak, vapur tarifelerini öğrenmek ve rezervasyon yaptırmak mümkün olacak.”
Otizmli bireyler için açık kaynaklı eğitim uygulamaları geliştiren sosyal girişimcilik örneği Otsimo, Galata Business Angels‘tan yatırım aldı. Yatırım miktarı ve oranları açıklanmadı ancak bu yatırımla beraber Otsimo, yapay zekaya odaklanarak ABD pazarında hızlanacak. Bu yatırımın en önemli özelliği ise GBA meleklerinin hepsinin ilk kez bir yatırıma tamamen katılmış olmasıdır.
Otsimo kurucu ortağı ve CEO’su Zafer Elçik yatırımla ilgili yaptığı açıklamada: “Özellikle otizm eğitimi, analiz temelli olduğu için buna çok uygun. Yine otizm, bir spektrum bozukluğu olduğu için çocukların durumunu yaşından veya sınıfından değil çocukların kendisinden anlamamız gerekiyor. Bu da bizi daha önceki eğitim uygulamalarından ayırıyor. Bu nedenle yapay zeka çalışmalarımıza ağırlık vereceğiz.”
Yapılan başka bir açıklamaya göre ise; Türkiye’de 352 bin Otizmli çocuk varmış ancak sadece 21 bini Otizmle ilgili eğitim alabiliyormuş. Ayrıca Türkiye’de otizm eğitimin çok pahalı olduğu da söyleniyor.
Otsimo dünyanın en başarılı sosyal girişimlerinden biri olarak görülüyor. Uygulamayı kullanıcılar tamamıyle ücretsiz olarak kullanabiliyor. Otsimo, Türkiye’den Dünya’ya açılan ve ses getirecek önemli sosyal girişimlerden biri olarak görülüyor.
BIC Angels’tan yatırım alan Doktorderki kurucu ortağı Berke Uygun ile yatırım özel röportajı gerçekleştirdik. Daha fazla video için egirişim Tv youtube kanalımızı takip etmeyi unutmayın.
Sağlık ile ilgili soruları olan insanların, uzman doktorlar ile mobil uygulama üzerinden birebir mesajlaşarak bilgilenmesini sağlayan, sağladığı içerik ve uzman doktor iletişimi ile doğru bilgilenmeyi destekleyen girişim Doktorderki, BIC Angels‘tan ön yatırım turunda 1,5 Milyon TL değerleme yatırım aldı. Bu yatırım turuna BIC meleklerinden Mehmet Onarcan, Çağlar Karataş ve Simla Özbay katıldı.
Yapılan yatırım miktarının yanı sıra BIC Angels, BIC101 hızlandırma programı ile girişime yoğun bir destek sağlayarak, asıl amaçları yakın bir gelecekte Doktorderki ekibini daha büyük bir yatırım turuna hazırlamak.
İki kurucu ortak Berke Uygun ve Anıl Şimşek tarafından Ocak 2016’da faaliyeletlerine başlayan Doktorderki içerisinde, bugüne kadar 10.000’den fazla kullanıcı toplamda 1600’den fazla soru-cevap seansı gerçekleştirmiş. Bu ivmenin her geçen gün arttığı da Doktorki kurucuları tarafından dile getirildi.
Doktorderki ekibi, aldığı yatırımla beraber hem ölçeklenebilir bir B2C büyüme modelini oturtmayı hem de eczaneler ve başta dermokozmetik firmalar ile B2B çalışmalar yapmayı hedefliyor. Bunlarla beraber tanıtım çalışmaları da hızlanacak. BIC101 Hızlandırma programı kapsamında da ihtiyaçlara özel olarak kurgulanan mentor ve uzman desteklerinin de iş modellerini geliştirmeleri için çok faydalı olacağını düşünüyorlar.
Maalesef internet ortamında sağlıkla ilgili ciddi bir bilgi kirliliği söz konusu. Buna rağmen yine en sık başvurulan kaynaklardan biri İnternet. Doktorderki soruların doğrudan uzman doktorlara yöneltilmesini sağlayarak bu probleme çözüm getiriyor.
Doktorderki Ekibi ve BIC Melekleri (Foto: egirişim)
Yapılan yatırımla ilgili BIC Angels’tan Joachim Behrendt ve Mehmet Onarcan’ın düşünce ve yorumları şu şekilde: “Her şeyden önce Doktorderki ekibinin iyi bir takım olarak potansiyeli çok yüksek. Çözüm odaklı olmaları, yenilikçi yaklaşımları, alandaki ihtiyacı iyice inceleyerek gereken hassasiyet ile yaklaşmaları ve kendilerini bu girişime adamaları projeye olan inancımızı yükseltiyor. Gerçek bir ihtiyaca güvenilir bir çözüm getiren Doktorderki’nin, bir farkındalık yaratarak başarılı olacağına inanıyoruz. Konunun sosyal sorumluluk tarafına da önem veriyoruz. Dünya’daki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de de sağlık alanında yeni teknolojilerin, altyapıların kullanımı giderek artacak. Doktorderki’yi BIC Angels ve Mentors Network Turkey olarak işbirliği içinde yürüttüğümüz BIC101 Hızlandırma Programı ile de yakından destekleyerek başarılarını hızlandırmayı amaçlıyoruz.”
Doktorderki kuruculardan yapılan ortak açıklama ise: “En büyük hedefimiz Doktorderki’yi hem trust-mark hem love-mark haline getirmek. İnsanların güvenle gelip, mutlu bir şekilde ayrıldığı bir uygulama haline getirmek istiyoruz. Sağlık dışında dermokozmetik alanı da üstünde çalışmaya başladığımız bir alan. Bu kategoride firmalar ve eczaneler ile çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Doktorderki uzmanından anında saç dökülmesi, sivilce veya bakım hakkında ücretsiz danışmalar alıp, doğru markanın doğru ürününü size sunmayı planlıyoruz. Marka tacirliği yerine gerçekten güzeltmeyi (düzeltip, güzelleştirmek) hedefliyoruz. Ayrıca tabi ki paylaştığımız içeriklerle de, akla takılan en ufak sorunda insanları en doğru şekilde ve paniğe sokmadan bilinçlendirmeyi hedefliyoruz.“
Bakalım bu yatırımla beraber ilerleyen süreçlerde nasıl bir yol alacak. Ayrıca haftanın girişimcileri bölümünde kurucu ortak Berke Uygun‘u da paylaşmıştık. Girişimle ilgili gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz.
1. Hızlı hareket edin ve bir şeyleri bozun. Bir şeyleri bozmadığınız sürece yeterince hızlı hareket etmiyorsunuzdur.
2. Eğer şimdi başlıyor olsaydım işleri daha değişik yapardım. Silikon Vadisi’nde yaşarken başarmak için illa burada olmanız gerekiyormuş gibi bir hisse kapılıyormuşsunuz. Ancak bulunacak tek yer burası değil. Eğer bugün başlıyor olsaydım Boston’da kalırdım. Silikon Vadisi’nde rahatsız edici şekilde kısa vadeli hedeflere odaklanmış durumda…
3. Hatırlıyorum da, Facebook’un ilk versiyonunu yayına aldıktan sonra arkadaşlarımın evinde Pizza yerken ‘‘Birileri gerçekten böyle bir hizmet sunmalı’’ diye düşünmüştük. Ama o ‘birileri’nin biz olabileceğimizi aklımıza getirmemiştik. Düşünüyorum da bizim başarılı olmamızın sebebi bu işe en çok önem veren grup olmamızdı.
4. Soru ‘insanlar hakkında ne bilmek istiyoruz’ değil, ‘insanlar kendileri hakkında ne anlatmak istiyordur’.
5. En büyük risk hiç risk almamaktır. Hızla değişen dünyada başarısız olması kesin olan bir strateji varsa o da risk almamaktır.
6. Bir amaç belirleme ve iş kurma birlikte olmalıdır. Beni heyecanlandıran şeyin sadece amaç olduğu doğru ama en başından beri ikisini birlikte yürütmemiz gerektiğini biliyorduk.
7. ‘Hacker’ın tarzı’ sürekli iyileştirme ve geliştirmeyi kapsar. Hackerlar bir şeyin hiçbir zaman tam olarak bitmediğine ve her zaman daha iyisi olabileceğine inanırlar.
8. İnsanlar çok zeki veya çok yetenekli olabilirler, ancak bu yetilerine inanmıyorlarsa sıkı çalışmayacaklardır.
9. Facebook’un bir Amerikan şirketi olmasını, Amerikan değerlerini tüm dünyaya yaymasını istemiyorum. Bu konudaki görüşüm kültürel konularda çok dikkatli olmak ve insanların ne düşündüğünü anlayabilmektir.
10. Amacım hiçbir zaman bir şirket kurmaktan ibaret olmadı. Birçok insan sadece kârı ve geliri önemsiyormuşum gibi yanlış bir düşünceye sahip. ‘Sadece bir şirket olmamak’ bana göre dünyayı değiştirecek kadar büyük bir şey yapmak demek.
İTÜ Çekirdek Big Bang 2014 yarışmasını birinci olarak tamamlayan Tabtoy‘un okul öncesi çocuklar için geliştirdiği ve 3 boyutlu yazıcıdan baskısı alınabilen oyuncaklarla oynanabilen akıllı oyuncak ve eğitici oyun platformu Toyji, dünyanın en popüler kitlesel fonlama sistemi Kickstarter’da fonlanmaya başladı.
Toyji, RONO Bilişim Teknoloji A.Ş. çatısı altında bir markadır. Kurucuları Cem Nahit Köne (CEO), Rahim Öner (CTO) ve Can Soylu (COO). Toyji kendini ‘Dünyanın ilk akıllı oyun pad’i olarak konumlandırıyor.
Cem Nahit Köne (CEO)
Kendine özel tasarımı olan patentli fiziksel bir platformdur. Bluetooth ile bilgisayarınıza bağlanıyor. Tablet’in sadece ekran görevini yaptığı bu platformda çocuk, oyununu tamamen Toyji üzerindeki 3 boyutlu oyuncak ile oynuyor.
Dijital dünya ile gerçek mini oyuncak dünyası birleştiğinden özellikle okul öncesi çocuklar için cisimleri tanıma algılama açısından önemli bir rol üstlenmiş durumda. Çocuk ise sanal ile gerçekliği birleştirdiği için öğrenmesi daha kolay ve hızlı oluyor.
Hedef 75.000 dolar, Son Tarih 9 Ocak 2017
Kickstarter’da geçtiğimiz günlerde fonlanmaya başlayan Toyji, şu an iyibariyle 15,221 dolarlık bir fon toplamış durumda. 9 Ocak 2017’de kampanya sona eriyor.