ImpactHub Istanbul’da düzenlenen Fikrim İçin Nasıl Para Bulurum? etkinliğinin çekimi.
EticaretSEM’den %75 Sponsorluk Desteğiyle Eticaret ve Dijital Pazarlama Eğitimi
EticaretSEM tarafından organize edilen Eticaret Eğitimleri 3. sezonunda. Ticimax ve TEB (Türk Ekonomi Bankası) ana sponsorluğunda ve sektörün önde gelen şirketlerinin destekleriyle ilerleyen eğitim ve seminerler, alanının en iyilerini biraraya getiriyor. Eticaret Ekosistemi, Teknolojisi ve Girişimcilik üçgeninde hazırlanan program, Dijital Pazarlama’nın ince çizgilerinden, verimli ve sürdürülebilir bir iş modeli yaratmaya kadar bir çok konuya ev sahipliği yapıyor. Güncel ve yaşanmış tecrübelerin paylaşıldığı tam kapsamlı bu eğitimler size yeni iş modelinizi hazırlıyor.
Bu eğitimler sayesinde kazanacağınız bilgi ve tecrübeler ile ister “Eticaret Yönetmeni” olarak profesyonel çalışabilir, isterseniz kendi işinizin patronu olabilirsiniz. Çok kısıtlı sayıda kontenjana sahip ve ücretlendirmelerin büyük bir kısmının sponsorlar tarafından karşılandığı bu özel eticaret eğitimleri için acele edin.
Önemli Not: Katılım payı olarak 2700 TL olan eğitim ücretinin %75 Burs desteğiyle sadece 675 TL sini ödemeniz yeterli. Kaydınızı bu rakam üzerinden gerçekleştirebilirsiniz.
Kayıt olmak için: EticaretSEM.com
Berke Uygun, Doktorderki
1993 yılı doğumlu Berke Uygun, Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler son sınıf öğrencisi. Müzik tutkunu ve gitarına aşık. Kendi deyimiyle ise tam bir sağlık delisi. Girişimi Doktorderki’yi tanımlarken bile hayata geçirilen fikrin ilk kullanıcılarının aslında o fikrin kurucuları olması gerektiğinin altını çiziyor. Sonrası ise sizin gibi insanları bulma serüveni.
Girişimcilik ekosistemi onu çok heyecanlandırıyor ve kendi cümleleriyle şöyle anlatıyor: “Kurumsal hayattaki gözlemim, ortak alanlardaki muhabbetin futboldan ve emlaktan öteye gitmediği yönünde. Abi Nani Valencia’dan başlıyor bitmiyor sohbet, sonra biraz da o araba kaç beygirmiş kaç yakıyorsa tuzu biberi… O da güzel tabi ama bir yere kadar fakat bu ekosistem çok ayrı. Herkes birbirine birşeyler katmanın heyecanını yaşıyor. Her bir konuşmada başka kapılar başka bilgiler ve en önemlisi başka networkler gelişiyor. Beni de sanırım en çok heyecanlandıran bu.”
Doktorderki fikrinin ise yaşadığı bir problem üzerine başladığını ve neden anında uzman
doktorlara ulaşamayalım sorusu üzerine şekillendiğinden bahsediyor. Yaşadığı en büyük problem ise doktorları ikna etme sürecinde olmuş.
Doktorderki, uzman doktorlar ile birebir mesajlaşıp, fotoğraf ve tahlil paylaşabileceğiniz bir bilinçlendirme kanalı. Ortağı Anıl Şimşek ile en büyük motivasyonunun, insanların artık internete sorunlarını yazıp okudukları yazılardan dolayı paniğe kapılmamasını sağlamak olduğunu söylüyor. Sırf bir tahlilini gösterme sürecinin bile uzun zaman aldığını ve insanların ciddi stres yaşadığının altını çiziyor.
Doktora gitmeye çekinen veya utanan (kadın doğum, üroloji gibi branşlarda), üşenen (bana birşey olmazcılar) ve bu yüzden ciddi sorunlar yaşayan kişilere de alternatif bir kanal olmasının öneminden bahsediyor.
Yeni girişimcilere en büyük tavsiyesi; özellikle yazılımcı olmayan kişilerin sahaya inmesi, bir çok insanla konuşmaları gerektiği, sözüm ona google girişimcisi olmamaları yönünde. Ve özellikle pazarlama konusu üzerinde çok düşünmeleri, hedef kitle ve potansiyel kullanıcıyı çok iyi analiz etmeleri gerektiğinin öneminden bahsediyor.
Bölümünü sevmemesinin onu pozitif etkilediğini ve hayal kurmanın önünü açtığını vurguluyor. Bu işi kurmasındaki ilk sürecin rahatlık çemberinden çıkması ve aslında problem kelimesi yerine fırsat kelimesini kullanmakla başladığını söylüyor.
Bir diğer tavsiyesi ise girişimcilik sürecinde aynı inanca sahip insanlar (ortaklar) ile beraber yürümeleri. Bu kişilerin hem karakter olarak farklı olması hem de ilgi-bilgi alanın farklı olmasının önemli ve tamamlayıcı rolünden de bahsediyor.
Berke’ye bu girişimcilik serüveninde başarılar dileriz.
2016 Yılı Ocak-Haziran Eticaret Verileri (2015 Karşılaştırmalı)
2016 yılı Ocak-Haziran yani ilk iki çeyrek eticaret verilerini BKM’den (Bankalararası Kart Merkezi) aldığımız verilere göre yayınlıyoruz. Yerli ve Yabancı kartların yurtiçi kullanımları göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır. Kısacası Türkiye sınırları içerisinde banka kartı ve kredi kartlarının İnternet üzerinden kullanımlarının tamamı ele alınmıştır.
Öncelikle bir önceki yıl olan 2015 ile Ocak-Haziran’ı karşılaştırdığımızda 2016’nın ilk yarısında eticaret hacminin büyüdüğünü verilere dayanarak söyleyebiliriz. Kapanan eticaret şirketlerinin birçoğunun eticaretin büyümesinin önünde engel olduğu söylenemez. Dikey büyüyen eticaret siteleri bu sektörde ayakta kalmaya, büyümeye ve eticaret hacmini büyütmeye devam edecektir.
2016 yılının ilk yarısı Ocak-Haziran aylarında İnternet üzerinden yerli ve yabancı kartlarla yurtiçinde toplamda 131.759.576 adet İnternet üzerinden işlem yapıldı. Yapılan bu işlem adedinin karşılığında ise 32.516,50 Milyon TL‘lik bir işlem hacmi gerçekleştirildi.
2015 yılı Ocak-Haziran dönemine ait verilerde ise; 109.175.364 işlem adedi karşılığında 25.823,40 Milyon TL’lik bir işlem hacmi gerçekleştirildi.
Bu veriler doğrultusunda 2016 yılını 2015 yılına göre karşılaştırdığımızda Ocak-Haziran aylarında işlem adedinde %20,69 oranında, işlem hacminde (TL olarak) ise %25,92′lik bir büyüme gerçekleşti. Bu oranların sürekli büyüyeceğinin süphemiz yok. Yaşanan olumsuz durumlar bazen büyüme hızını yavaşlatabilir ancak durmasını veya gerilemesine neden olmaz. Eticaret şirketlerinde dikey olarak adlandırılan belli ürün gruplarına yoğunlaşan siteler pazarda kalıcılığı yakalayacaktır. Her ürün kategorisinde satış yapmaya çalışmak, stok maliyetlerini artıracağı gibi, dikey eticaret siteleriyle ciddi bir rekabet olmasına neden olacaktır. Temmuz’da yaşanan olaylar eticaret hacmini nasıl etkilediğini ilerleyen haftalarda göreceğiz.
Aşağıdaki tablolarda eticaret’in 2015’te Ocak-Haziran aylara oranla ne kadar büyüdüğünü tek tek inceleyelim.
2015–2016 Ocak-Haziran Eticaret İşlem Hacmi (Milyon TL)

2015–2016 Ocak-Haziran Eticaret İşlem Adedi

İTÜ Çekirdek Ön Kuluçka Girişimi Getsy Yayında
Getsy, e-ticaret platformlarının küçük bir ekrana sıkıştırılmış halinden çok modaseverlere telefonlarında kolay, hızlı ve keyifli bir şekilde ürün keşfettirmeyi amaçlayan bir mobil girişim. Uygulama Tinder modeli ile çalışıyor. Beğendiğiniz ürünleri sağa, beğenmediklerinizi sola kaydırıyorsunuz. Getsy beğendiğiniz ürünleri profilinizde organize ederek saklıyor ve bu ürünler indirime girdiğinde size haber veriyor. Getsy, Mert Arman’ın kurduğu bir İTÜ Çekirdek Ön Kuluçka girişimidir.
Getsy’nin kurucuları ile konuştuğumuzda içerik ve kullanıcı deneyimi konularına oldukça önem verdiklerini görüyoruz. Girişim bünyesinde üç içerik editörü çalışıyor ve her gün onlarca eticaret sitelerinden seçtikleri ürünleri bir konsept dahilinde son kullanıcıya sunuyorlar. Uygulama içerisinde bir çok farklı gösterim ile kullanıcıya keyifli ve kolay bir deneyim sunuyorlar.
Getsy’i rakiplerinden ayıran en önemli özellik ise kullanıcı datasına verdikleri önem. Tinder modeli sayesinde her ürün ile ilgili kullanıcıdan beğenme/beğenmeme bilgisini toplayarak kullanıcının fiyat, renk, tarz, marka genelindeki tercihlerini daha iyi anlayabiliyor ve buna uygun ürünleri kullanıcının karşısına çıkarıyorlar. Aynı zamanda firmalar da bu özellikten faydalanıyor.
Getsy sayesinde firma, ürününü üretmeden önce kullanıcı karşısına çıkararak, üretmeyi düşündüğü tasarımları kullanıcı bazlı bir teste tabi tutabiliyor. Aynı zamanda firmalara doğru kitlelere ulaşmaları konusunda çeşitli çözümler de sunuyor.
Kahyam ile Siparişiniz İstediğiniz Zaman Ayağınıza Gelsin
2016 yılı şubat ayında Koç Üniversitesi mezunları Tamer Sarıtepe ve Didem Yanlı ile Yıldız Teknik ve Warwick Üniversiteleri mezunu Feyza Sarıtepe tarafından kurulmuş olan Kahyam, internetten alışveriş yapan kullanıcıların siparişlerini haftanın 7 günü 20.00-24.00 saatleri arasında diledikleri zaman dilediklere yere teslim eden ya da istenilen yerden alıp iadesini gerçekleştiren yeni nesil randevulu teslimat sistemidir. Aslında bu uygulama başta Amerika olmak üzerine dünyanın birçok ülkesinde tutmuş bir startup fikrinden ortaya çıktı. Özellikle Amerika’daki Doorman ve Parcel gibi örnekler, aldıkları milyon dolarlık yatırımlarla büyüme hızını çok arttırmış durumda.
Kahyam, internetten yapılan alışverişlerin teslimatında ve iadesinde yaşanan sıkıntıları gidermek ve şehir hayatının yoğunluğunda bir de bu dertle uğraşmak istemeyen insanların internet alışverişlerini daha keyifli ve kolay hale getirmeyi amaçlıyor. Gün içerisinde ofiste bulunamayan veya tüm gün ofiste olsa bile aldığı ağır ürünleri işten eve taşımak istemeyen, ayrıca ofisine gelen paketlerle ilgili meraklı sorulardan bıkan veya çalışmıyor olsa dahi bütün gün kargo beklerken eve hapsolmak istemeyen, internetten çok beğenerek aldığı kıyafeti ofiste değil evinde denemek isteyen ve tüm bunların yanında beğenmediği veya problemli ürünleri iade etmek için “biri gelip benden alsa da ben uğraşmasam” diye düşünen insanların tam istediğini yapacak olan bir girişimdir.
İlk hedefleri günlük aldığı teslimat ve iade sayısını girişimin kendi kendine yeteceği noktaya getirmek ve servis ağımızı İstanbul’un tamamına yaymak. Bunu başarıp yaygın bi teslimat ağına sahip olduktan sonra, B2C olarak verdiği servisi, teslimatlarında müşterilerine akşam saatlerinde ve kesin aralıklarda vermek isteyen firmalara B2B olarak sağlamak istiyor.
İlk 6 ay için günlük 25 paket ve aylık 750 paket taşıma miktarına ulaşmayı hedefliyor. 6 – 15 aylık dönemde kar beklentisi içerisine girmeden yayılmacı politika izlemeyi planlıyor. Paket sayısının hedeflediği noktaya gelmesi ile pilot bölgelere eklediği yeni ilçelerle birlikte şehrin belirli noktalarına Kahyam ofisleri/depoları açarak teslimat sırasında İstanbul trafiğinde geçen süreyi kısaltmak böylece dağıtıcı başına verimlerini artırmak hedefindeler. Bu yolla öncelikle yeni ofislerin maliyetlerini karşılamayı sonrasında ise yatırım desteği edinerek yapacakları pazarlama faaliyetleri neticesinde bulundukları her bölgede ulaştığı kitleyi artırarak 15. ay sonrası her ay planladıkları büyüme oranlarını yakalayarak kara geçmeyi hedefliyor.
iyzico, Avrupa’nın En Çok Yatırım Alan 33 Girişimi Arasında
iyzico, farklı alanlarda hizmet veren çeşitli büyüklüklerdeki e-ticaret şirketlerine, kolay ve güvenli ödeme yönetim platformu sunma amacıyla Barbaros Özbugutu ve Tahsin Isin tarafından 2012 yılında, İstanbul’da kuruldu.
Avrupa’nın e-ticaret alanında hizmet veren Firstdata, ClickandBuy ve Klarna gibi saygın şirketlerinde uzun yıllar önemli pozisyonlarda görev alan Özbugutu ve Isin, bu alandaki tecrübelerini iyzico ile Türkiye pazarına taşıdılar ve tamamen bu pazara adapte olmuş inovatif bir platform oluşturdular.
Ünlü araştırma şirketi CB Insights tarafından oluşturulan Avrupa’da en çok yatırım alan girişimler arasında Türkiye’den iyzico var. Listenin başında ise İsveç’ten çıkan girişim Spotify var.
Aşağıdaki listede sadece 6 girişim Unicorn olarak gösteriliyor. Spotify, Delivery Hero, BlaBlaCar, FarFetch, Adyen ve Avast.
İşte Avrupa’nın en çok yatırım alan 33 girişimi;
Spotify (İsveç), Delivery Hero (Almanya), BlaBlaCar (Fransa), FarFetch (Birleşik Krallık)
ru (Rusya), Adyen (Hollanda), Future Finance (İrlanda), Cabify (İspanya), Trustpilot (Danimarka), Avast (Çek Cumhuriyeti), NEXThink (İsviçre), Vinted (Litvanya), TTTech Computertechnik (Avusturya), CCP Games (İzlanda), M-Files (Finlandiya), poLight (Norveç), Carmudi (Lüksemburg), DocPlanner (Polonya), UniPlaces (Portekiz),
Itineris (Belçika), ShopFully Group (İtalya), com (Güney Kıbrıs), Lingvist (Estonya), Iyzico (Türkiye), ADASWorks (Macaristan), CloudPayments (Letonya), Busfor (Ukrayna), Pollfish (Yunanistan), Gjirafa (Arnavutluk), NETOPIA Systems (Romanya), Oddsium (Malta), Content Insights (Sırbistan), SaferPass (Slovakya).

TEB Girişim Evi Yeni Dönem Başvuruları Açıldı
TİM-TEB Girişim Evi, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TIM) ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) tarafından hayata geçirilen, girişimciler için bir kuluçka merkezidir. İhracat potansiyeli bulunan ve/veya yurtdışı açılım olanaklarına sahip projeleri/ürünleri olan girişimcileri desteklemek üzere 2013 yılında kurulmuş; İstanbul, İzmir, Gaziantep, Denizli, Bursa, Edirne, Konya, Trabzon ve Mersin olmak üzere 9 farklı ilde faaliyet gösteren girişimci yetiştirme ve işletme geliştirme merkezidir.
Bu programın yeni dönem başvuruları açıldı. Girişimciler, TİM – TEB Girişim Evi’ni ofis olarak kullanabildikleri gibi, kurumsal web sitesi oluşturma desteği, marka-patent-fikir hakları ile ilgili olarak danışmanlık desteği, müşteri-yatırımcı buluşmaları düzenleme, network sağlama gibi olanaklardan da faydalanıyorlar.
TİM – TEB Girişim Evi’nde kuluçka, hızlandırma ve büyüme evrelerinde olan girişimciler için farklı kategorilerdeki ihtiyaçlara yönelik hizmetler sunulmaktadır. Girişimcilerin mevcut durum analizleri gerçekleştirildikten sonra işletmenin seviyesi belirlenmekte ve verilecek danışmanlık hizmetleri buna göre tanımlanmaktadır.
Başvurunuzu bu bağlantıdan gerçekleştirebilirsiniz.
TİM-TEB Girişim Evi Programlarının Katkıları
- Girişimcilik potansiyelini yaygınlaştırır.
- Devlet desteklerine etkili bir şekilde ulaşmayı sağlar.
- Teknoloji firmalarının büyümesini ve ihracat çabalarını destekler.
- Yeni kurulan şirketlerin başarısını arttırır.
- Teknoloji firmalarının girişimciliğini geliştirir.
- Yenilikçi ürün ve hizmetlerin yurtiçi ve yurtdışı platformlara ulaşmasını sağlar.
- Girişimci ve teknoloji firmalarının finansal ihtiyaçlarını yenilikçi çözümlerle yönlendirir.
- İş dünyası ile girişimcilerin iş birliğini geliştirir.,
- Yatırımcı potansiyelini artırır, girişimci-yatırımcı ilişkilerini destekler.
Gürbüz Taha Özdemir, Rotorbit
Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi Fikir Küpü girişimcisi, ODTÜ Havacılık ve Uzay Mühendisliği bölümünden mezun olan Gürbüz Taha Özdemir, Rotorbit girişimiyle geleceğin yüksek teknoloji içeren şirketleri arasına adını yazdırmaya başladı. Yüksek Lisans ve Doktora çalışmalarını ABD’de Penn State Üniversitesi’nde tamamlayan Taha, doktora çalışmaları sırasında yine Penn State’de aynı bölümde doktora yapmakta olan Burak Korkut ile tanıştı. Taha için girişimcilik serüveninin filizlerini burada atmaya başladı.
Savunma sanayisinde ve özellikle Havacılık alanında ürün geliştiren ülkelerin kullandığı ve geliştirdiği temel bazı yazılım araçları ile tecrübe edindikten sonra bu tip yazılımların ve kabiliyetlerin yerli imkanlarla geliştirilmesi için eşinin sonsuz desteği ile Nisan 2014’te Türkiye’ye girişimci olma ideali ile döndü. Kendisinin girişimcilik serüveni bu noktada fiilen başladı.
TÜBİTAK 1512 Aşamalı Girişimcilik Destek Programı’na 2015 yılında seçilip, Rotorbit Mühendislik firmasının kurucu ortağı oldu. Bu sırada Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi Fikir Küpü’ne kabul edilen Rotorbit, çalışmalarını halen burada sürdürmektedir. Ayrıca Şubat 2015’te GIST Boot Camp programına seçilen Taha, burada hızlandırılmış girişimcilik, iş modeli kanvası ve sunum teknikleri eğitimi aldı. Rotorbit bünyesinde döner kanatlı araçların dinamik ve aerodinamik analizlerinden, uyduların elektrikli itki sistemlerinin analizlerine kadar farklı disiplinlerde yazılım kabiliyetleri geliştirilmektedir. Aynı zamanda bünyesinde yer alan uçuş simülatörü ile her türlü hava aracı modelini veya karmaşık operasyonları test edebilmektedir. Rotorbit çalışmalarını B2B odaklı yürütmektedir ve büyük firmaların karmaşık problemlerine yenilikçi yaklaşımlarla çözümler elde etmektedir.
Taha girişimcilik dünyasına akademik kariyerini takip ederek katılmış olsa da, bu konuda sürekli eğitimlere, seminerlere katılmanın ve farklı kişilerden tecrübelerini dinlemenin çok önemli olduğuna inanıyor. Boş vakitlerinde Shark Tank, Dragon’s Den gibi programları izlemenin oldukça faydalı olduğunu düşünen Taha, bu programlarda yatırımcıların girişimcilere nasıl yaklaştıklarını öğrenmenin mümkün olduğunu düşünüyor. Son olarak, her girişimcinin mutlaka Steve Blank’in Startup Owner’s Manual ve Alexander Osterwalder’in Business Model Generation adlı kitaplarını okumasını öneriyor.
Taha gibi girişimciler, gelecekte Türkiye’nin Capital500 şirketlerinin içerisinde daha fazla yüksek teknoloji üreten şirketler çıkmasına oldukça katkıda bulunacak.
Girişimcilerin Yatırımcı Toplantısındaki İletişimi Nasıl Olmalı?
Günümüzdeki girişimcilerin en önemli eksiklerinden biri yatırımcı görüşmesinde nasıl davranılması gerektiğini bilmemesi, hazırlıksız gitmesi ve konuşma hazırlığı yapmaması. Bunun da nedenlerinden biri daha önce sunum yapmamış olması ve kendi halinde evinde ya da ofisinde demo alıştırma yapmaması. Hazırlıksız olarak görüşmelere gidiyoruz, sonrasında destek bulamayınca yatırımcıya kızıyoruz. Bir çok melek yatırımcıdan genel olarak şu cümleyi duyduk diyebiliriz. “Fikir çok iyi olabilir ancak girişimci yetersiz ve belli olgunluk içerisinde değil ise, biz o fikre/girişime yatırım yapmıyoruz.” Melek Yatırımcı Hasan Aslanoba ise bir etkinlikte “Ben fikirden çok girişimciye yatırım yapıyorum.”
Girişimcinin görüşmede istekli ve azimli olduğunu göstermesi gerekiyor. Bu bir nebze günümüz tabiriyle karşındakinden elektrik alma diyebiliriz. Türkiye’de özellikle melek yatırımcılardan yatırım almak istiyorsanız, kafalarınızın çok iyi uyuşması gerekiyor.
İyi hazırlanmış bir sunum her zaman yatırımcıların da tercihidir. Çünkü bu projesine olan özverisini gösterir. Dünya’yı yeniden keşfedecek fikriniz yoksa 2 saatte hazırlanmış bir sunumla yatırımcı karşısına çıkmayın. Zaman zaman etkinliklerde ve toplantılarda girişimci sunumlarına denk geliyoruz. İyi hazırlanmış bir sunum kendini belli ediyor.
Facebook’un kuruluşunu anlatan The Social Network filmini izlediyseniz orada Mark Zuckerberg’i temsil eden karakter gibi davranmayın. Çünkü Türkiye’deki kültür ile yurtdışındaki kültür birbirinden oldukça farklı. Giyiminize dikkat etmelisiniz ve özellikle toplu bir görüşme yapacaksanız takım elbise giyin demiyoruz ama bir gömlek mutlaka giymelisiniz. Sakallarınızın özel bir stili yoksa mutlaka tıraş olun. Yatırımcıya yataktan kalkar gibi değil de, hazırlıklı geldiğinizi ilk izlenimizde belli edin.
Türkiye’de yatırımcıyla iletişim kurarken onlarla iyi bir frekans yakalamanın diğer bir yolu da iyi hazırlanmış sunumun yanı sıra, finans tablosunun çok iyi hazırlanmış olmasıdır. İş planının iyi hazırlanmasıyla bağlantılı bir durum. Girişiminizde ihtiyaç duyacağınız yatırım miktarının netliği önemli, zaman içerisinde ihtiyaç duyacağınız destek fonları, istediğiniz yatırım miktarının nerelerde kullanılacağının tek tek madde madde hazırlanmış ve açıklanmış olması önemli.
Girişimciler yatırımcısını çok iyi seçmeli. Yatırım almakla konu bitmiyor, asıl yatırımdan sonraki süreç daha önemli. Çünkü yatırım alan girişimlerin bir kısmı melek yatırımcıyla anlaşmazlıktan dolayı batabiliyor. Veya zamanla uyuşmadığınızı anladığınızda yatırımcı, ikinci yatırımını yapmıyor ya da destek fonları sağlamıyor. Girişimci de tam paraya ihtiyaç duyacak iken finans kaynağı kesilince yine aynı olumsuz sonuçlar çıkabiliyor. Yatırım almanın evlenmekle bir farkı yok. Artık bu noktadan sonra sürekli beraber çalışıyorsunuz, yatırımcı söz sahibi olduğundan sizden beklentileri oluyor, iletişiminizi çok iyi tutmanız gerekiyor.
Unutmayın ki, sizin vizyonunuz ile yatırımcının vizyonu mutlaka uyuşmalı. Bu yazı girişim sunumu için değil, yatırımcıyla birebir yaptığınız toplantı hakkında hazırlandı. Sunum konusuna ayrıca değineceğiz. Bizi takipte kalın.
Mentors Network Turkey kurucusu Mehmet Onarcan‘ın bir sunumundaki güzel cümlesiyle bu yazıyı noktalamak istiyorum. “Ortaklık bitirmek, evlilik bitirmekten daha zor.” Melek yatırımcı da bir nebze sizin ortağınızdır.