Ana Sayfa Blog Sayfa 1061

Apps’in yeni kelime oyunu A Word, mobil oyun severleri bekliyor

‘Tatil’ deyince aklına ilk hangi kelimeler geliyor? Ya da ‘Gökyüzü’ sana hangi kelimeleri çağrıştırıyor?

APPS, 2014 yılında mobil uygulamalar geliştirmek üzere Ankara’da kurulan bir şirket. Yedi yıldır mobil uygulamalar geliştiren Hacettepe mezunu genç girişimciler Erdem Lafçı, Burak Aydın, Sedat Kurt ve Mert Şimşek tarafından kurulan APPS’in yeni uygulaması A Word, oyun severlerin beğenisine sunuldu.

Kurucuları gibi genç bir şirket olan APPS, Bilkent Cyberpark ve TOBB Garaj bünyesindeki ofislerinde genellikle savunma sanayi ve enerji şirketlerine kurumsal uygulamalar geliştiriyor. Zaman zaman girişimler için de uygulamalar geliştiren APPS’in yeni uygulaması A Word, kendi adına yayınladığı ikinci oyun uygulaması. Oyun fikri aslında, ekibin yıllardır tamamen kurumsal firmalara iş yapmaktan bir yerden sonra sıkılması ve eğlenceli bir şeyler yapmak istemeleri üzerine çıktı. Daha önce 2 farklı kelime oyunu yapıp, başarıyı yakalayamayan ekip. Bu oyunlar sayesinde hem mağaza metriklerini hemde kelime oyunu kullanıcılarının davranışlarınız analiz etme şansı bulan ekip, A Word oyununda iste tüm bu bilgi birikimlerini kullanıp biraz daha odaklanmaları sonucu çıktı. Oyun Android ve iOS platformlarında yayınlandı.

Verilen Konuya Göre Kelime Bulmaca Oyunu

A Word’de diğer oyunlarda olduğu gibi kelime tahmini yapmanız bekleniyor. Kolaydan başlıyorsunuz. Gittikçe zorlaşıyor. Bazen bulmacanın konusu gizli olabiliyor. Bazen de konu olmadan devam etmek zorunda kalıyorsunuz. Size verilen ipucuna göre petek motifinde gizli kelimeyi bulmanız gerekiyor. Kelimeleri buldukça seviye atlıyor, seviye atladıkça karşınızda daha büyük/karmaşık bir harf peteği buluyorsunuz. Hem tüm oyuncular hem de arkadaşlarınız arasındaki başarı sıralamanızı görebiliyorsunuz. Ne kadar hızlı ve hatasız bitirirseniz o kadar puan kazanıyorsunuz.

Tam 450 Bulmaca!

Bugüne kadar oyunu 15 binden fazla kişi indirdi, ayrıca ilk haftadan iOS’da anasayfaya çıkma başarısı gösteren oyun kelime oyunu kategorisinde zirveye yükseldi. Oyunu oynadıkça acemi, çaylak, amatör gibi yeni seviyelere geçiyorsunuz. Oyunu bitirmek için toplam 450 bölümün geçilmesi gerekiyor. Oyuncular her açışta ortalama 20 dakika oyunda kalıyor (session time) ve günlük ortalama 45 dakika harcıyor. Haftalık kullanıcı tutma oranı (retention) ise yüzde 46 civarında.

Oyunun İngilizce ve Almanca versiyonları da bu ay içerisinde tamamlanmış olacak. A Word oyununu Google Play‘den veya App Store‘dan indirebilirsiniz.

Oyun ile ilgili detaylı bilgi için: http://aword.apps.com.tr/

Notedu, Temyiz Kitap’ın dijital ders notu satışlarını gerçekleştiriyor

Öğrencilerin ders notlarını satışa sundukları ve bu notları satın alabildikleri bir pazaryeri olan Notedu, öğrenciler için yeni bir adım attı. Dijital ders notu satışlarını Notedu aracılığıyla gerçekleştirecek Temyiz Kitap, öğrencilerin dijital dünyada da ders notlarına hızlıca ulaşmalarını sağlayacak.

Özellikle Marmara Üniversitesi Hukuk Bölümü için devamlı olarak güncel ve profesyonel ders notları hazırlayan Temyiz Kitap, basılı ders notu satışlarını da düzenli olarak gerçekleştiriyor. Notedu ile dijital ders notu satışı için ilk adımını atan Temyiz Kitap, profesyonel olarak ders notu satan bir platform olma özelliğiyle Notedu bünyesine katıldı.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi için devam eden hazırlık süreci sonrasında, bu kurum için de ders notlarını Notedu üzerinden satışa sunacak olan Temyiz Kitap ile işbirliğimizin duyurusunu yapmaktan mutluluk duyarız. Böylece Notedu olarak, öğrenciler için pratik, hızlı ve profesyonel bir çözüm ortaya koyarak, hızlanan dünyaya ayak uydurma özelliğimizi bir kez daha kanıtlıyoruz.

İlgilendiğiniz ve beğendiğiniz tüm notlara dijital oramda hızlıca sahip olma imkânı sunan Notedu, verimli işbirlikleri yapmaya devam edecek!

Sinirlendiğinizde öfkenizi kontrol altına alma yöntemleri

Günlük hayatımızda bazen çok ufak bazen ise daha büyük sorunlar anında öfkelenmemize ve bunun sonucunda da istemdışı yaptığımız hareketlere neden olmaktadır. Öfkemiz geçtiğinde ise genelde bu yaptığımız hareketlerin pişmanlığını yaşarız. Aşağıdaki basit yöntemleri uygulayarak öfke anında daha büyük sorunlara yol açacak hareketleri engelleyebiliriz.

Fark edin ve kabullenin: Öfkenizin nedeni aslında diğer insanlar ve olaylar değil, sizin gerçekleşmeyen beklentilerinizdir, düşüncelerinizdir. Bedeninizin tepkilerini anlayın: Öfkelendiğinizde kalbiniz hızlı çarpar, terlersiniz, titrersiniz, nefes hızınız değişir. Bunlar size düşünce ve davranışlarınızı değiştirmek için birer ipucudur.

Uzaklaşmayı bilin: İlk yapılması gereken öfkelendiren olaydan veya kişiden uzaklaşmaktır. Böylece kendinize sakinleşmek için zaman kazandırırsınız.

Nefes alma tekniklerini deneyin: Öfkelendiğiniz zamanlarda nefes alırken düzensizlik olur. Heyecandan kalbimiz daha hızlı çarpar ve kesik kesik solumaya başlarız bu nedenle önce nefesimizi kontrol etmeliyiz. Nefes alıp verirken ağır ve derinden olmalı ve göğsünüz değil karnınız inip kalkmalıdır. Bir elinizi göğsünüze diğerini karnınıza koyun. Burnunuzdan, beşe kadar sayarak çok yavaş bir şekilde nefes alın, aldığınız nefesi üçe kadar sayarak içinizde tutun, içinizde tuttuğunuz nefesi sekize kadar sayarak ağzınızdan yine çok yavaş bir şekilde geri verin.

Kaslarınızı gevşetmeyi öğrenin: Öfkelendiğiniz zamanlarda vücudumuzdaki kaslar gerilir ve titreme, terleme, ağrı gibi sıkıntılar yaşarız. Aşağıdaki egzersizleri sadece öfkelendiğiniz zamanlarda değil gün içinde sık sık yapın böylece öfkelendiğinizde bu egzersizleri yapmanız daha kolay olacaktır.

Bedeninizdeki bütün kasları sırayla ve tek tek önce kasıp sonra çok yavaş bir şekilde gevşetmeniz gerekir. Örneğin: ayak parmaklarınızı iyice kasıp 5’e kadar sayarak kasılı tutup sonra çok yavaş bir şekilde gevşetin. Daha sonra aynı işlemi diğer kaslarınız için yapın. Bacak kasları, kalça, bel, sırt, göğüs, kol, el, omuz, boyun, yüz (ağız, burun, göz ve yanak) kaslarınızı önce kasıp sonra yavaş yavaş gevşetin.

Way Turkey kuluçka merkezi, girişimcileri bekliyor

Way Turkey Kuluçka Merkezi, fikirlerin projeye dönüştüğü, projelerin ticarileştiği yolda girişimcilerin ihtiyaçlarını karşılayarak girişimcileri, mentorları ve yatırımcıları aynı çatı altında buluşturan bir merkezdir. Way Turkey, ilk girişimcilerini kabule hazır. Son başvuru 18 Mart 2017. 

Way Turkey, Girişimcilik Ekosisteminin kalbinde yer alan lokasyonu, İstanbul’da bulunan iş dünyasına yakınlığı, deneyimli akademik danışman kadrosu, iş dünyasının başarılı ve alanında uzman mentor ağı, global yatırımcıya açılan network penceresi ile girişimcilere fiziksel bir çalışma alanından çok daha fazlasını sunmaktadır.

Türkiye’de ilk; 3 dikey programda çağrıya çıkan, 6’lı Mentor Takımı ile çalışan, 17 İş ortağı Kurum, 23 Mentor, 40 Akademisyen, 15 Profesyonel Danışman, 11 Yatırım Ağı ve Global Erişim fırsatları ile girişimcilerin başvurularını almaya başladı.

Ön kuluçka, kuluçka ve hızlandırıcı olmak üzere 3 programı bulunuyor.

Bu programlar kapsamında Ürün Teknolojileri, Eğitim Teknolojileri ve Finansal Teknolojiler alanlarına destek vermektedir.

Ön Kuluçka programı: Girişimcilerin fikir aşamasında olan projelerini sürdürebilir iş modeli haline getiren ve bu süreçte açık ofis, birebir danışmanlık ve alt yapı hizmetlerinden faydalanmalarını sağlayan programdır.

Kuluçka programı: Girişimlerin temel seviyedeki iş modellerini verimli ve sürdürülebilir hale getirdiği, kapalı eğitim, alt yapı , ofis alanı kullanımı, birebir danışmanlık ve uzman mentorluk desteği sağlandığı ve yatırımcı toplantılarına katılımın sağlandığı programdır.

Hızlandırma programı: Girişimlerin ilgili hedef pazarı ile etkileşimlerde bulunmasına destek olunan, ürününün MVP halini hazırlamasına destek sağlanan, girişimin yatırım ağları ve bireysel/global yatırımcılar ile buluşturulduğu, özenle seçilen network ile bir araya getirildiği programdır.

Sunduğu imkanlar; Çalışma alanı ve altyapı desteği, Teknik-Finansal ve Hukuki danışmanlık, Ürün-İş geliştirme desteği, Networking ve Global erişim desteği, Mentorluk, Eğitim-Seminer Altyapı desteği, Devlet destekleri danışmanlığı, Bulut Teknolojileri Desteği.


Diğer kuluçka ve hızlandırma programlarına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Invest İstanbul, 20 başarılı girişim seçip Londra’da yatırımcılarla buluşturacak

İstanbul Kalkınma Ajansı’nın 2016 yılı Girişimcilik Mali Destek Programı kapsamında desteklenen Invest Istanbul, girişimcilik ekosistemini adresleyen, kurumların hizmetleri ve potansiyellerini endeksleyen, yenilikçi teknoloji ve yurtdışında ölçeklenebilecek inovasyon içeren girişimleri global düzeyde tanıtarak değer yaratmayı amaçlayan bir kar amacı gütmeyen bir platformdur. Öncelikleri İstanbul’daki girişimcilik ekosistemini yurtdışı yatırımcılarına tanıtmak ve platformda kendini tanıtan girişimcilere köprü kurarak önemli bir fırsat sunmaktır. Invest Istanbul, yurtdışı yatırım fırsatları ile buluşan her girişimci kendileri için değer olarak görüyor.

20 başarılı girişim London Demo Day’de sahne alacak

Invest Istanbul, heryıl Avrupa’nın farklı bir kentinde girişimci-yatırımcı demo günü organize etmeyi planlıyor. Bu amaç doğrultusunda ilk hazırlanan 20 Nisan 2017‘ye kadar başvurusu açık olacak Londra Çağrısı‘dır. Amaçları, İstanbul’da yer alan 30 başarılı girişimi, yurtdışından katılacak ve ülkemizdeki tecrübeli eğitmenler ve mentörlerle Londra pazarına hazırlamak üzere ücretsiz hızlandırıcı bünyesinde eğitim verip, sonunda en iyi 20 startup‘ı seçerek, Kasım ayında Londra’da Venture Capital’ler ve Melek Yatırımcılar ile ücretsiz olarak buluşturmak istiyor.

BAŞVURU > Londra Demo Day Çağrısı 2017’ye başvur

Başarılı olmuş 11 girişimci, başarısız olurlarsa nasıl yeniden başlayacaklarını açıkladılar

Başarılı olmuş 11 girişimci, başarısız olurlarsa nasıl yeniden başlayacaklarını açıkladılar.

1. Kirayı halledin, sonra başka bir girişime yelken açın.

“İyi bir iş çıkaracağını düşündüğüm umut verici bir işe atlayıp satmaya başlardım. Kiram dolduğunda ise başka bir işe geçer devam ederdim. Bir yerde yapılabilecek durumda bir iş varsa ve ben buna kalbimden inanıyorsam gerisini düşünmezdim.” Barbara Corcoran, Corcoran Grubu’nun ve Shark Tank’ın kurucusu

2. Bir blokçu hükümet kurun.

“Blockchain teknolojisi, işlemleri hızlandırır, maliyetleri düşürür ve dolandırıcılık şansını azaltır. Bunu kimsenin idare edemediği bir defter ve veritabanı olarak düşünün. Tüm veriler tamamen şeffaftır. Yeni başladıktan sonra yeniden inşa etmek için bir mantra bulundursaydım bu “Her ne pahasına olursa olsun özgürlüğünüzü geliştirin” olurdu. Tim Draper, DFJ’nin kurucu ortağı.

3. Tarih okuyun ve arkadaşlarınızla bol bol vakit geçirin.

“İlk olarak,her şeyin tarihini okurum.İnsanda tarih duygusu yoksa başına ne gelirse gelsin diğer insanların başlarına böyle durumların gelmediğini düşünüyor. Başkalarının kendilerini kurtardığı büyük düşmeleri öğrenmekte fayda var.

Doruklar ve vadiler olacak. Vadilerde kendinizi kaybetmeyin. İnsanlar sosyal hayvanlardır. Ne kadar kötü olursa olsun, cenaze faslını düşünmekte fayda var. Şöyle düşünün cenaze töreninde en az 150 kişinin bulunması gereklidir. Ağınız sizin için mükemmel bir emniyet ağıdır.İnsanlarla sürekli iletişim halinde olmanın depresyon, endişe ve huzursuzluktan kurtulmanın en iyi yol olduğunu gösteren birçok bilimsel araştırma bulunmaktadır.” Tai Lopez, sekiz rakamlı bir çevrim içi imparatorluk inşa eden çok sayıda milyon dolarlık işletmenin yatırımcısı ve danışmanı.

4. Eski girişiminizin ardından 3 gün yas tutun, sonra yeni girişiminizin zaferini kutlayın.

“İşletmelerde çoğu zaman başarısız oldum, yeni başlangıçlar ​​yapmayı düşünmek benim için zor değil. Bir iş kaybı veya büyük bir başarısızlıkta yas tutmak için kendime üç gün veriyorum. Bundan sonra, geri dönüşümü gerçekleştirebilmek için sermaye ve altyapı inşa etmeyi planlıyorum. Yeni planımı yürütmek için hatırlatıcıları günde birkaç kez ayarlıyorum.”  Com Mirza, Mirza Holding CEO’su (sekiz şirkette ardı ardına başarısız oldu ve bugün 600’den fazla çalışana sahip dokuz rakamlı bir imparatorluk işletiyor.)

5. Başınıza gelen felaketleri fırsata dönüştürün.

“Bu aslında 20 yıl önce bana oldu, bu yüzden bunun olup bittiğini hayal etmek zorunda değilim.Bir şirketten atıldım ve yüzde 300 büyüdüm. Bu büyük kayıp bana geldiğinde, kendi işime sahip çıkmanın ve kendi kaderimin ustası olmanın vaktinin geldiğine karar verdim. Yeteneklerime olan inancımı hiç kaybetmedim. İşlerimi doğru yapabilme becerim üzerinde durdum. Olumlu kaldım ve kendimi her zamankinden daha büyük düşünmeye zorladım.” Jim Mathers, Kuzey Amerika Enerji Danışmanı Grubu CEO’su

6. Frenleyin, yönünüzü değiştirin ve gazlayın.

“Tekrar başlasaydım,yeni bir girişim için arzuladığım sonuca meditasyon ve sessizlik içinde odaklanmak isterdim. Hedeflerimi belirler, strateji oluşturur, etrafımda bir ekip kurardım.Girişimimi para veya teşviklerden daha büyük bir “neden” ile güçlendirirdim. Ardından, pazarlama, operasyon ve finans numaralarımı kullanırdım. Ve unutmayın:Bu bir maraton, sprint değil.” Roy McDonald, OneLife’ın kurucusu ve CEO’su

7. Sermaye kaynaklarınızı değerlendirin.

“Her şeyi kaybettiyseniz, iki seçeneğiniz vardır:Ya kendinizden uzaklaşın ya da aynaya bakın ve birkaç ciddi soruya cevap verin.Şunlarla başlayın,Yaşamıma (ilişki, entellektüel, fiziksel, manevi ve finansal) baştan başlayabilmem için hemen herşeye erişmem mümkün mü? Yaşamın sürekli bir geri bildirim olduğunu unutmayın.Sonuçları incelemeniz ve istediğiniz sonuca ulaşmak için düşüncelerinizi, sözcüklerinizi ve eylemlerinizi değiştirmeniz gerekir.” ENERGI CEO’su Craig Lack ve Performansa Dayalı Sağlık Planları yaratıcısı

8. Yeni hayat felsefenizi paylaşın.

“Eğer bir girişimci iseniz, zaten her yıl baştan başlamak gerekiyor. Sistemleri, kişileri, süreçleri ve finansal tabloları yenilemeniz gerekiyor. Sevdiğiniz, neyde iyi olduğunuzu bildiğiniz ve piyasanın ihtiyaç duyduğu yerden başlayın. Zorlayıcı bir süreç oluşturun. Görüşünüzü paylaşın. Daha derin yatırım yapmadan önce piyasayıda test edebilirsiniz.” Maury Rogow, Rip Media Group’un CEO’su

9. Masraflarınızı azaltın, daha fazla seyahat edip yeniden keşfedin.

“Çalışmalar göstermiştir ki seyahat yaratıcılığı geliştirir, stresi azaltır, ve duygusal olarak sizi sarj eder. Ben her şeyi bırakıp Tayland’da tekrardan başlardım. Geri dönüşümünüzü gerçekleştirmek için daha az bir mülkiyete ve arınmış bir enerjiye ihtiyacınız vardır. Tanınmayan bir ortam taze fikirler getirir.

Giderleriniz ayda sadece yaklaşık 1000 dolar olmalıdır. Yoga yaparken ve mango smoothies içerken, nerede yanlış yaptığımı düşünürdüm ve sonraki adımlarımı strateji haline getirirdim. İnternet üzerinden, zengin ülkelerdeki müşterilere ürün veya hizmet satardım.” Öznium’un sahibi Phil Suslow.

10. Amacınızı bulun.

“Üç kere kaybettim. Deneyimden öte zihniyet her şeydir. Tutumunuzu sıfırlamak için zaman ayırın. Hepsini kaybetmek çok zor hatta yıkıcı ama kaybedenlerin tutumu herşeyi daha da zorlaştırıyor.İlk etapta kurduğunuz nedeni belirleyin. Amacı neydi? Bunu, yeniden inşa etmenin temel motivasyonu olarak kullanın. Tüm dramatik olaylar geçecek, ancak sonrasında yönümüzü seçmek zorundayız, yukarı veya aşağı.” John Hanna,” Varlıklı Yolu ” yazarı ve Fairchild Grubu CEO’su

11. Deli gibi ağ kurun.

“Kabilenizde kim olduğunu öğrenin. Değerlerinizi belirleyin ve birisinin görüşünüzü paylaşıp paylaşmadığını kontrol edin. Ardından, size yardımcı olabilecek çeşitli bir grup insanı bulabilmek için olabildiğince çok etkinliğe katılın. Hatta etkinliklerde vakit kaybetmek istemiyorsanız lobide oturun muhtemelen doğru insanlarla bağlantı kuracaksınız ve sonrasında bir tanede olsa geri dönüş alacaksınız. Korkusuz olun ve herkesle konuşun.Bir odaya nasıl sahip olabileceğinizi öğrenin ve yardım istemekten korkmayın.” Listen Trust’un kurucu ortağı ve CEO’su Craig Handley.

Türk Telekom Pilot’un, 5. dönem başvuruları açıldı, son başvuru 26 Mart 2017

Türk Telekom PİLOT’un 5. dönemi başlıyor, girişimler PİLOT’la hızlanıyor. Türk Telekom, Türkiye’de özel sektör tarafından hayata geçirilen ilk girişim hızlandırma programı olan PİLOT ile teknoloji girişimlerine destek olmaya devam ediyor. PİLOT, 5. dönem başvurularını turktelekompilot.com.tr adresi üzerinden alıyor.

Türk Telekom’un teknoloji girişimlerini desteklemek, girişimcilik ekosistemini güçlendirmek ve girişimlerle iş birliği yaparak müşterilerine yenilikçi ürün ve hizmetler sunmak amacıyla hayata geçirdiği PİLOT Girişim Hızlandırma Programı’nın yeni başvuru dönemi başladı. Eğitim ve sağlık teknolojileri, yapay zeka, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti, siber güvenlik ve iş çözümleri alanlarındaki girişimlerin öncelikli olarak destekleneceği 5. dönemde başvurular; PİLOT’un web sitesi www.turktelekompilot.com.tr üzerinden kabul ediliyor. PİLOT’a yapılan başvurular; iş birliği potansiyeli, fikrin yenilikçiliği ve uygulanabilirliği, hedeflenen pazarın büyüklüğü ve büyüme potansiyeli, iş modelinin tutarlılığı ve ekibin yetkinliği dikkate alınarak çeşitli perspektiflerden değerlendiriliyor.

PİLOT’a katılmaya hak kazanan her ekibe 75 bin TL nakit desteği ve Türk Telekom ile iş birliği fırsatı sunuluyor. Programa seçilen ekipler İstanbul’da ofis alanı, Türk Telekom’un güçlü teknoloji altyapısı ve mobil iletişim paketi imkânlarından faydalanabiliyor. Ayrıca program süresince ve sonrasında girişimlere çeşitli mecralarda Türk Telekom tarafından tanıtım desteği sağlanıyor.

PİLOT girişim hızlandırma programı

PİLOT’a katılan ekipler, 12 hafta süren girişim hızlandırma programı boyunca düzenlenen eğitim ve çalıştaylar ile fikirlerini başarıyla hayata geçirebilmek için izleyebilecekleri yöntemler hakkında bilgi sahibi oluyorlar. Program kapsamında katılımcılar; yalın girişim, kullanıcı deneyimi, dijital pazarlama ve yatırımcı sunumu gibi konularda uzmanlardan eğitim alıyorlar.

Seçilen ekipler program boyunca Türk Telekom yöneticileriyle çalışma imkanı yakalarken, girişimcilik ekosisteminin önde gelen girişimcilerinden ve yatırımcılarından oluşan mentor ağına erişebiliyorlar.

Program sonunda ekiplerden, doğrulanmış bir iş modelini esas alan “Ana Fonksiyonlara Sahip Ürün” (MVP) ortaya çıkarmaları; geliştirdikleri MVP ve iş modellerini, seçkin yatırımcıların katıldığı ‘Demo Day’ etkinliğinde sunmaları bekleniyor.

Programdan bugüne kadar 35 girişim mezun olurken, bu girişimlere toplamda 1,2 milyon TL nakit desteği sağlandı.

Restoran rezervasyon platformu Reztoran, 600 bin dolarlık ikinci tur yatırım aldı

Türkiye’den çıkan ve gerçek zamanlı restoran rezervasyon servisiyle rakiplerinden ayrışan Reztoran, ikinci tur yatırım turunu kapattığını duyurdu. Girişimin paylaştığı bilgiye göre, 600 bin dolarlık yatırım turuna Hakan Sabancı, Doğan TV Holding, Cem Garih, Mehmet Gül, David Nahmiyas, Can Gürel ve Alen Anav’ın aralarında bulunduğu yatırımcılarla birlikte Yunanistan’ın önemli yatırımcılarından Venture Friends’in kurucusu Apostolos Apostolakis katıldı. Girişimin halihazırda yatırımcısı olan Doğan Yalçındağ, Fırat İşbecer, Kaan Karamancı, Tunç Yalgın, Kerim Türkmen ve Çağlan Şahinbeyoğlu yeni yatırım turuna katılanlar arasında.

İlk günden beri mobil öncelikli (iOS ve Android) olarak hizmet veren Reztoran, kullanıcıların uygulama üzerinden rezervasyon yapmasını sağlıyor. Reztoran ayrıca internet sitesi ve çağrı merkezi üzerinden de hizmet veriyor. Müşteriler, restoranlardaki müsaitlik durumunu görüntüleyebiliyor, rezervasyonla ilgili değişiklikleri yine mobil uygulama veya internet sitesi üzerinden yapabiliyor. Uygulama ayrıca kullanıcılara yeni restoran önerilerinde bulunuyor ve bünyesinde bulunan 700’den fazla restoran hakkında her türlü bilgiyi sunuyor. Reztoran, İstanbul dışında İzmir, Ankara, Bodrum ve Çeşme’de de hizmet veriyor.

Irmak Dönmez ve Murat Büyümez çiftinin 2015 yılı başında hayata geçirdiği Reztoran, Bookatable anlaşması sayesinde İstanbul dışında, Amsterdam, Barselona, Berlin, Londra, Paris ve Viyana’da da kullanılabiliyor.

Yeni yatırım turunun Reztoran’ın operasyonlarını desteklemesi ve büyümeye devam etmesi için pazarlama faaliyetlerine de aktarılması planlanıyor. Kurucu çift konuyla ilgili açıklamalarında “Bu yatırım turu bizim için çok önemliydi. Giderek genişleyen Reztoran ailesi, Türkiye’nin online restoran rezervasyonu alanında akla gelen ilk isim olmuş durumda. Yeni yatırımla birlikte pazarlama çalışmalarımızı hızlandırarak daha çok kullanıcıya ve üye restorana ulaşmayı hedefliyoruz” diyor.

Yemeksepeti’nin kapanan girişimi Papyon‘dan sonra Türkiye’de restoran rezervasyon sisteminin geleceğini ne bekliyor bunu da göreceğiz. İyi bir ekip ve iyi bir strateji ile bazen daha küçük grupların daha büyük gruplardan iyi işler çıkardığını biliyoruz. Reztoran ekibine de bu yolda başarılar dileriz.

Girişimle ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Maximum Mobil, tüm bankaların klasik mobil cüzdanlarından farklı bir uygulama sunuyor

İş Bankası satın alma deneyimini uçtan uca yaşatacak bir ekosistem bakış açısıyla tasarlanan mobil uygulaması Maximum Mobil’i kullanıma sundu. İş Bankası, iOS ve Android işletim sistemine sahip cep telefonlarında kullanılabilen Maximum Mobil ile sadece İş Bankası müşterileri için değil diğer tüm bankaların kart müşterilerinin hayatını kolaylaştıracak çözümler sunuyor.

Maximum 16 yıldır devam eden yolculuğunda hayatı maksimumda yaşatma vaadiyle bir alışveriş kartının ötesine geçerek kullanıcılarının günlük hayatına değer katan bir kredi kartı programı olarak farklılaştı.  Maximum Mobil ile Maximum markasının söz konusu vaadi mobil hayata uyarlanmış oldu. İdeal müşteri deneyimi odağı ile; “minimum eforla maksimum değer”, “kolaylık ve hız odaklı kullanıcı deneyimi”, “her kullanıcıya özel kişisel içerik”, “yaygın erişim ve iş ortağı ağı” ve “yaşayan, dönüşen, gelişen servis” anlayışıyla Maximum markası, bir ödeme aracının ötesinde müşterilerimizin anlık ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde ekosistem bakış açısı ile yeniden tasarlanarak mobil platforma taşındı.

Dijital bir ekosistemde ödeme ve uçtan uca satın alma deneyimi tüm kart kullanıcılarına açıldı:

Kart yönetimi ve alışveriş işlemlerinde sunmuş olduğu çok sayıda özelliğin yanı sıra Maximum Mobil’i diğer mobil ödeme uygulamalarından farklılaştıran özelliği; diğer banka kredi kartı müşterilerinin de faydalanabileceği şekilde satın alma deneyimini uçtan uca yaşatacak bir ekosistem bakış açısıyla tasarlanmış bir platform olması.  Maximum Mobil ekosisteminin ilk partnerleri Türkiye’nin en büyük sinema zinciri olan Cinemaximum ve Türkiye’nin lider akaryakıt dağıtım şirketi Petrol Ofisi A.Ş. oldu.

Maximum Mobil kullanıcıları uygulama üzerinden kart bilgilerini ayrıca girmeye gerek olmadan, film, salon, seans ve koltuğunu seçerek hızlı ve kolay bir biçimde Cinemaximum bileti alabiliyor ve uygulama içerisindeki dijital bilet sayesinde gişeye uğramadan doğrudan salona ulaşmanın keyfini yaşıyor.

Petrol Ofisi Öde-Geç uygulaması ile İş Bankası ve diğer tüm banka kredi kartı kullanıcıları araçlarından inmeden akaryakıt alma konforunu yaşayor.

İlerleyen dönemde; Maximum Mobil ekosistemine dahil olacak yeni iş ortakları ile kullanıcıların günlük hayatlarını kolaylaştıracak dijitalde uçtan uca tasarlanmış satın alma deneyimi zenginleştirilmesi planlanıyor.

Maximum Mobil ile Anında Kampanya ve Kart Yönetimi:

Maximum Mobil ile kullanıcılar; zengin kampanyaları fırsatlarını anında görüp katılabiliyor, lokasyonlarına en yakın kampanyaları görüntüleyebiliyor.

Kart harcamalarını detayları olarak görüntüleyebiliyor, ,ihtiyaç duyduklarında anında limit artırımı yapabiliyor ve nakit avans kullanabiliyorlar. Kartlarını kaybettiklerinde kartı geçici olarak kullanıma kapatabiliyorlar,

Maximum Mobil ile Ödeme İşlemlerinde Büyük Rahatlık:

İş Bankası ve diğer tüm banka kredi kartı kullanıcıları Maximum Mobil ile ödeme işlemlerini de anında gerçekleştirebiliyorlar.

Maximum Mobil uygulamasıyla kullanıcılar gerek fiziki işyerlerinde gerekse mobil üzerinden yaptıkları alışveriş işlemlerinde ödemelerini cep telefonlarıyla hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde yapabiliyor. Android 4.4.2 ve üzeri işletim sistemine sahip NFC uyumlu cep telefonlarıyla temassız POS özelliği bulunan işyerlerinde cep telefonlarıyla temassız ödeme yapabiliyor. iOS kullanıcıları unutulmamış ve QR ile ödeme yapma kolaylığı da uygulamaya dahil edilmiş.

Maximum Mobil kullanıcıları, uygulamaya tanımladıkları kartlarıyla Türkiye genelinde 50’den fazla kurumun faturasını da mobilden anında ödeyebiliyor.

Dijitalde Anında Kart özelliği de Maximum Mobil’de:

İş Bankası müşterileri, talep ettikleri kredi kartlarının fiziken ulaşmasını beklemeden, bu kartlara Maximum Mobil’den tanımlanacak sanal kartları ile işyerlerinden mobil temassız işlem ya da internetten alışveriş yaparak ihtiyaçlarına anında çözüm bulabiliyorlar. Maximum Mobil’in bu özelliği sayesinde, İş Bankası müşterilerinin kayıp çalıntı nedeniyle kartlarının yenilenmesi durumunda, fiziki kartın teslimi beklenmeden alışveriş ihtiyaçları Maximum Mobil ile sanal kart üzerinden karşılanabiliyor.

Ne Dilersen Dile Maximum Mobil’de!     

Maximum Mobil lansman iletişimine TV reklam filmi ve saha etkinlikleriyle start verildi.

Cem Yılmaz, Mert Fırat ve Müge Boz üçlüsünün rol aldığı Maximum Mobil lansmanı reklam serisinin ana filminde Mert Fırat ve Müge Boz aileleriyle kahvaltı etmeye çıkan bir çifti canlandırırken, Cem Yılmaz da sihirli lambadan çıkan bir cini oynuyor. Medina Turgul DDB imzası taşıyan reklam serisinde, mucizeler yaratmaktan bıkan lamba cini mobil uygulamanın gelmesiyle rahata ererek, sürekli rahatsız edilmekten kurtuluyor. Yönetmenliğini Kıvanç Baruönü’nün yaptığı reklam filminin prodüksiyon sürecini Böcek Yapım üstlendi. 2 gün süren çekimlerde 130 kişilik bir ekip çalıştı.

Maximum Mobil’in sahadaki tanıtım etkinlikleri ise İş Bankası’nın Levent’teki genel merkezinden başladı. Dikkat çekici tasarıma sahip stantlara uğrayan İş Kuleler’deki çalışanlar ve ziyaretçiler büyük telefon ekranlarından uygulamayı birebir deneyimleme imkanına kavuştu.

Bir Türk, Apple ve Swatch’un istediği iWatch marka ismini tescilledi

Apple ve Swatch, Apple’ın yeni ürünü ‘iwatch’ın marka tescili konusunda dünya çapında mahkemelik. Ancak Türkiye’de ‘uyanık’ bir kişi söz konusu markayı şirketlerden önce tescil ettirmiş olmasından dolayı, Swatch ve Apple mahkemede bu kez ‘aynı tarafta’ buluştu.
Biri, 730 milyar dolarlık piyasa değeri ile dünyanın en büyük şirketi Apple, diğer ise dünyanın en büyük saat üreticisi İsviçreli Swatch… Bu iki şirket Türkiye’de yıllardır mahkemelerin kapılarını aşındırıyor. Gerekçe ‘kaptırdıkları’ markaları… Apple, akıllı kol saati ürünü için iwatch markasını tescil ettiremedi. Swatch ise kendi ismi ile benzer olan bir markanın iptali istiyor.

APPLE’DAN ÖNCE ALDI

Bu iki dev Türkiye’de ise karşı karşıya değil, aynı ‘cephe’de bulunuyor. Apple, iwatch markasını tescil etmek için Türk Patent Enstitüsü’ne 2013 yılında başvurdu. Kurum, 10 Ekim 2013’te Apple’ın Türkiye’deki avukatlarına verdikleri yanıtta yaptıkları başvurunun reddetti. Ret gerekçesini ise, başvurusu yapılan markaya benzer bir markanın tescilinin bulunduğu gösterildi.

BAŞVURUCULAR İYİ NİYETLİ DEĞİL

Apple tarafının yaşadığı ‘marka’ krizinden haberdar olan Swatch da Türkiye’deki avukatları aracılığı ile yargı süreci başlattı. Swatch, hem İstanbul’da hem Ankara’da çok sayıda dava açtı. Açılan davalarda Swatch markasının dünyaca tanınmış bir marka olduğu, davalı tarafların başvurularının kötü niyetli olduğu savunuldu. Açılan davalarda, alınan kararların iptali istendi. Dava başvuru dilekçelerinde, yapılan başvuruların kabul edilmesinin de marka hukukunun evrensel ilkelerine aykırı olduğu kaydedildi.

BENDEN İZİNSİZ GİREMEZLER

iWatch markası için Nisan 2008’de başvuru yapan ve bu başvuruyu Eylül 2009’de tescil ettiren Ahmet İhsan Aktuna, Apple’ın Türkiye’deki avukatlarının bir süre önce kendisi ile temasa geçtiklerini kaydetti.

Aktuna, yapılan görüşmede herhangi bir rakamın telafuz edilmediğini belirterek, “Benim daha önce ortak olduğum bir şirket vardı daha sonra bu şirketi kapattık. Şirketi kapatınca markayı üzerime aldım. Apple, bu marka bende olduğu sürece ‘iwatch’ ismi ile Türkiye’de ürün satamaz. Ki, Apple CEO’su Tim Cook’un bir süre önce yapığı bir açıklama vardı. Bu saatlerin üç boyutlusunu önümüzdeki süreçte piyasaya süreceklerini açıkladı. Dediğim gibi, marka, hem üretim hem satış hakkı ile bende. Benim kafamda geçen rakam ise 5 milyon dolar.”