Ana Sayfa Blog Sayfa 1046

Restoran rezervasyon platformu Reztoran, 600 bin dolarlık ikinci tur yatırım aldı

Türkiye’den çıkan ve gerçek zamanlı restoran rezervasyon servisiyle rakiplerinden ayrışan Reztoran, ikinci tur yatırım turunu kapattığını duyurdu. Girişimin paylaştığı bilgiye göre, 600 bin dolarlık yatırım turuna Hakan Sabancı, Doğan TV Holding, Cem Garih, Mehmet Gül, David Nahmiyas, Can Gürel ve Alen Anav’ın aralarında bulunduğu yatırımcılarla birlikte Yunanistan’ın önemli yatırımcılarından Venture Friends’in kurucusu Apostolos Apostolakis katıldı. Girişimin halihazırda yatırımcısı olan Doğan Yalçındağ, Fırat İşbecer, Kaan Karamancı, Tunç Yalgın, Kerim Türkmen ve Çağlan Şahinbeyoğlu yeni yatırım turuna katılanlar arasında.

İlk günden beri mobil öncelikli (iOS ve Android) olarak hizmet veren Reztoran, kullanıcıların uygulama üzerinden rezervasyon yapmasını sağlıyor. Reztoran ayrıca internet sitesi ve çağrı merkezi üzerinden de hizmet veriyor. Müşteriler, restoranlardaki müsaitlik durumunu görüntüleyebiliyor, rezervasyonla ilgili değişiklikleri yine mobil uygulama veya internet sitesi üzerinden yapabiliyor. Uygulama ayrıca kullanıcılara yeni restoran önerilerinde bulunuyor ve bünyesinde bulunan 700’den fazla restoran hakkında her türlü bilgiyi sunuyor. Reztoran, İstanbul dışında İzmir, Ankara, Bodrum ve Çeşme’de de hizmet veriyor.

Irmak Dönmez ve Murat Büyümez çiftinin 2015 yılı başında hayata geçirdiği Reztoran, Bookatable anlaşması sayesinde İstanbul dışında, Amsterdam, Barselona, Berlin, Londra, Paris ve Viyana’da da kullanılabiliyor.

Yeni yatırım turunun Reztoran’ın operasyonlarını desteklemesi ve büyümeye devam etmesi için pazarlama faaliyetlerine de aktarılması planlanıyor. Kurucu çift konuyla ilgili açıklamalarında “Bu yatırım turu bizim için çok önemliydi. Giderek genişleyen Reztoran ailesi, Türkiye’nin online restoran rezervasyonu alanında akla gelen ilk isim olmuş durumda. Yeni yatırımla birlikte pazarlama çalışmalarımızı hızlandırarak daha çok kullanıcıya ve üye restorana ulaşmayı hedefliyoruz” diyor.

Yemeksepeti’nin kapanan girişimi Papyon‘dan sonra Türkiye’de restoran rezervasyon sisteminin geleceğini ne bekliyor bunu da göreceğiz. İyi bir ekip ve iyi bir strateji ile bazen daha küçük grupların daha büyük gruplardan iyi işler çıkardığını biliyoruz. Reztoran ekibine de bu yolda başarılar dileriz.

Girişimle ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Maximum Mobil, tüm bankaların klasik mobil cüzdanlarından farklı bir uygulama sunuyor

İş Bankası satın alma deneyimini uçtan uca yaşatacak bir ekosistem bakış açısıyla tasarlanan mobil uygulaması Maximum Mobil’i kullanıma sundu. İş Bankası, iOS ve Android işletim sistemine sahip cep telefonlarında kullanılabilen Maximum Mobil ile sadece İş Bankası müşterileri için değil diğer tüm bankaların kart müşterilerinin hayatını kolaylaştıracak çözümler sunuyor.

Maximum 16 yıldır devam eden yolculuğunda hayatı maksimumda yaşatma vaadiyle bir alışveriş kartının ötesine geçerek kullanıcılarının günlük hayatına değer katan bir kredi kartı programı olarak farklılaştı.  Maximum Mobil ile Maximum markasının söz konusu vaadi mobil hayata uyarlanmış oldu. İdeal müşteri deneyimi odağı ile; “minimum eforla maksimum değer”, “kolaylık ve hız odaklı kullanıcı deneyimi”, “her kullanıcıya özel kişisel içerik”, “yaygın erişim ve iş ortağı ağı” ve “yaşayan, dönüşen, gelişen servis” anlayışıyla Maximum markası, bir ödeme aracının ötesinde müşterilerimizin anlık ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde ekosistem bakış açısı ile yeniden tasarlanarak mobil platforma taşındı.

Dijital bir ekosistemde ödeme ve uçtan uca satın alma deneyimi tüm kart kullanıcılarına açıldı:

Kart yönetimi ve alışveriş işlemlerinde sunmuş olduğu çok sayıda özelliğin yanı sıra Maximum Mobil’i diğer mobil ödeme uygulamalarından farklılaştıran özelliği; diğer banka kredi kartı müşterilerinin de faydalanabileceği şekilde satın alma deneyimini uçtan uca yaşatacak bir ekosistem bakış açısıyla tasarlanmış bir platform olması.  Maximum Mobil ekosisteminin ilk partnerleri Türkiye’nin en büyük sinema zinciri olan Cinemaximum ve Türkiye’nin lider akaryakıt dağıtım şirketi Petrol Ofisi A.Ş. oldu.

Maximum Mobil kullanıcıları uygulama üzerinden kart bilgilerini ayrıca girmeye gerek olmadan, film, salon, seans ve koltuğunu seçerek hızlı ve kolay bir biçimde Cinemaximum bileti alabiliyor ve uygulama içerisindeki dijital bilet sayesinde gişeye uğramadan doğrudan salona ulaşmanın keyfini yaşıyor.

Petrol Ofisi Öde-Geç uygulaması ile İş Bankası ve diğer tüm banka kredi kartı kullanıcıları araçlarından inmeden akaryakıt alma konforunu yaşayor.

İlerleyen dönemde; Maximum Mobil ekosistemine dahil olacak yeni iş ortakları ile kullanıcıların günlük hayatlarını kolaylaştıracak dijitalde uçtan uca tasarlanmış satın alma deneyimi zenginleştirilmesi planlanıyor.

Maximum Mobil ile Anında Kampanya ve Kart Yönetimi:

Maximum Mobil ile kullanıcılar; zengin kampanyaları fırsatlarını anında görüp katılabiliyor, lokasyonlarına en yakın kampanyaları görüntüleyebiliyor.

Kart harcamalarını detayları olarak görüntüleyebiliyor, ,ihtiyaç duyduklarında anında limit artırımı yapabiliyor ve nakit avans kullanabiliyorlar. Kartlarını kaybettiklerinde kartı geçici olarak kullanıma kapatabiliyorlar,

Maximum Mobil ile Ödeme İşlemlerinde Büyük Rahatlık:

İş Bankası ve diğer tüm banka kredi kartı kullanıcıları Maximum Mobil ile ödeme işlemlerini de anında gerçekleştirebiliyorlar.

Maximum Mobil uygulamasıyla kullanıcılar gerek fiziki işyerlerinde gerekse mobil üzerinden yaptıkları alışveriş işlemlerinde ödemelerini cep telefonlarıyla hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde yapabiliyor. Android 4.4.2 ve üzeri işletim sistemine sahip NFC uyumlu cep telefonlarıyla temassız POS özelliği bulunan işyerlerinde cep telefonlarıyla temassız ödeme yapabiliyor. iOS kullanıcıları unutulmamış ve QR ile ödeme yapma kolaylığı da uygulamaya dahil edilmiş.

Maximum Mobil kullanıcıları, uygulamaya tanımladıkları kartlarıyla Türkiye genelinde 50’den fazla kurumun faturasını da mobilden anında ödeyebiliyor.

Dijitalde Anında Kart özelliği de Maximum Mobil’de:

İş Bankası müşterileri, talep ettikleri kredi kartlarının fiziken ulaşmasını beklemeden, bu kartlara Maximum Mobil’den tanımlanacak sanal kartları ile işyerlerinden mobil temassız işlem ya da internetten alışveriş yaparak ihtiyaçlarına anında çözüm bulabiliyorlar. Maximum Mobil’in bu özelliği sayesinde, İş Bankası müşterilerinin kayıp çalıntı nedeniyle kartlarının yenilenmesi durumunda, fiziki kartın teslimi beklenmeden alışveriş ihtiyaçları Maximum Mobil ile sanal kart üzerinden karşılanabiliyor.

Ne Dilersen Dile Maximum Mobil’de!     

Maximum Mobil lansman iletişimine TV reklam filmi ve saha etkinlikleriyle start verildi.

Cem Yılmaz, Mert Fırat ve Müge Boz üçlüsünün rol aldığı Maximum Mobil lansmanı reklam serisinin ana filminde Mert Fırat ve Müge Boz aileleriyle kahvaltı etmeye çıkan bir çifti canlandırırken, Cem Yılmaz da sihirli lambadan çıkan bir cini oynuyor. Medina Turgul DDB imzası taşıyan reklam serisinde, mucizeler yaratmaktan bıkan lamba cini mobil uygulamanın gelmesiyle rahata ererek, sürekli rahatsız edilmekten kurtuluyor. Yönetmenliğini Kıvanç Baruönü’nün yaptığı reklam filminin prodüksiyon sürecini Böcek Yapım üstlendi. 2 gün süren çekimlerde 130 kişilik bir ekip çalıştı.

Maximum Mobil’in sahadaki tanıtım etkinlikleri ise İş Bankası’nın Levent’teki genel merkezinden başladı. Dikkat çekici tasarıma sahip stantlara uğrayan İş Kuleler’deki çalışanlar ve ziyaretçiler büyük telefon ekranlarından uygulamayı birebir deneyimleme imkanına kavuştu.

Bir Türk, Apple ve Swatch’un istediği iWatch marka ismini tescilledi

Apple ve Swatch, Apple’ın yeni ürünü ‘iwatch’ın marka tescili konusunda dünya çapında mahkemelik. Ancak Türkiye’de ‘uyanık’ bir kişi söz konusu markayı şirketlerden önce tescil ettirmiş olmasından dolayı, Swatch ve Apple mahkemede bu kez ‘aynı tarafta’ buluştu.
Biri, 730 milyar dolarlık piyasa değeri ile dünyanın en büyük şirketi Apple, diğer ise dünyanın en büyük saat üreticisi İsviçreli Swatch… Bu iki şirket Türkiye’de yıllardır mahkemelerin kapılarını aşındırıyor. Gerekçe ‘kaptırdıkları’ markaları… Apple, akıllı kol saati ürünü için iwatch markasını tescil ettiremedi. Swatch ise kendi ismi ile benzer olan bir markanın iptali istiyor.

APPLE’DAN ÖNCE ALDI

Bu iki dev Türkiye’de ise karşı karşıya değil, aynı ‘cephe’de bulunuyor. Apple, iwatch markasını tescil etmek için Türk Patent Enstitüsü’ne 2013 yılında başvurdu. Kurum, 10 Ekim 2013’te Apple’ın Türkiye’deki avukatlarına verdikleri yanıtta yaptıkları başvurunun reddetti. Ret gerekçesini ise, başvurusu yapılan markaya benzer bir markanın tescilinin bulunduğu gösterildi.

BAŞVURUCULAR İYİ NİYETLİ DEĞİL

Apple tarafının yaşadığı ‘marka’ krizinden haberdar olan Swatch da Türkiye’deki avukatları aracılığı ile yargı süreci başlattı. Swatch, hem İstanbul’da hem Ankara’da çok sayıda dava açtı. Açılan davalarda Swatch markasının dünyaca tanınmış bir marka olduğu, davalı tarafların başvurularının kötü niyetli olduğu savunuldu. Açılan davalarda, alınan kararların iptali istendi. Dava başvuru dilekçelerinde, yapılan başvuruların kabul edilmesinin de marka hukukunun evrensel ilkelerine aykırı olduğu kaydedildi.

BENDEN İZİNSİZ GİREMEZLER

iWatch markası için Nisan 2008’de başvuru yapan ve bu başvuruyu Eylül 2009’de tescil ettiren Ahmet İhsan Aktuna, Apple’ın Türkiye’deki avukatlarının bir süre önce kendisi ile temasa geçtiklerini kaydetti.

Aktuna, yapılan görüşmede herhangi bir rakamın telafuz edilmediğini belirterek, “Benim daha önce ortak olduğum bir şirket vardı daha sonra bu şirketi kapattık. Şirketi kapatınca markayı üzerime aldım. Apple, bu marka bende olduğu sürece ‘iwatch’ ismi ile Türkiye’de ürün satamaz. Ki, Apple CEO’su Tim Cook’un bir süre önce yapığı bir açıklama vardı. Bu saatlerin üç boyutlusunu önümüzdeki süreçte piyasaya süreceklerini açıkladı. Dediğim gibi, marka, hem üretim hem satış hakkı ile bende. Benim kafamda geçen rakam ise 5 milyon dolar.”

Lokal not bırakma uygulaması Pomnote, globalde kullanılan platform olmayı hedefliyor

Lokal not bırakma uygulaması Pomnote, kullanıcıların bıraktığı notlarla takipçileri veya arkadaşları ile iletişim kurmalarını sağlayan sosyal bir platformdur. Bulunduğunuz yer ile ilgili haberleri, duygularınızı, deneyimlerinizi, düşüncelerinizi paylaşmanıza olanak sağlar. Notlar sadece bulunduğunuz lokasyona bırakılabilir. Lokal düşün, globale uygula mottosuyla tüm dünyada kullanılan bir platform olmayı hedefliyorlar.

2 yıllık geliştirme dönemi ve 7 aylık çalışma sonucu hayata geçen Pomnote, herhangi bir melek yatırım olmadan Mart 2017 itibariyle global olarak App Store’da yayınlanmaya başladı. Toplamda şu an 1500’ten kullanıcıları mevcut. Günlük ortalama 210 kullanıcı kayıt
yapıyor, 1220 not bırakıldı.

Uygulama içerisinde Pomnote ikonuna basarak bulunduğunuz lokasyona genel, özel ya da kendine not bırakabilir, bu notlara arkadaşlarını etiketleyebilirsin ve notlarında arkadaşlarından bahsedebilirsiniz.

POMNOTE NELER YAPACAK?

V.1 de en basit hali ile çıkarılan uygulamada, sesli not, fotoğraflı not, videolu not ve kullanıcıya özel gizli not özellikleri eklenecek.

Hedeflenen kullanıcıya ulaşıldığında, uygulama içerisinde markalara yönelik define avı tarzında, notların takibi sonucunda hediye, indirim gibi ödüller verilmesi planlanıyor. X markanın define avında ilk notun bulunduğu lokasyondan notu alan kullanıcı talimatları ve notları takip ederek ödülü kazanabilecek. Ör: İkinci sinema bileti, araç servisinde % 10 indirim, kahvenin yanına tatlı vb.

Sonraki versiyonlarda Yeme-içme, eğlence, cafe, restaurant gibi bölümler eklenecek ve kulanıcı notları takip ederek tavsiyelere ulaşılabilecek.

Yerli girişim Pomnote’a global pazarda başarılar dileriz.

Mercedes-Benz Türk, 50 girişime toplamda 500.000 TL destek verecek

Türkiye’deki 50. yılını kutlayan Mercedes-Benz Türk, “50. Yılda 50 Startup isimli projesiyle bu yıl ilk kez yerli girişimlere yatırım yapacak. Yarışmaya başvurular 14 Mart’ta başlıyor. Mercedes-Benz Türk bu yarılmayı Yaşama Dair Vakfı, Impact Hub İstanbul ve Startupboothcamp İstanbul işbirliği ile yapıyor.

50. Yılda 50 Startup yarışmasına teknolojiyle bağı olan, pazar değeri olan, fikir aşamasını geçmiş, iş planı çalışması yapmış ve prototip aşamasına gelmiş veya prototip üretmiş girişimler başvuru yapılabilecek. Yarışma ve başvuru hakkında detaylı bilgi startup50mbt.com adresinden alınabiliyor.

Yarışmaya dair tüm duyuruların bu site üzerinden yapılacağının altı çiziliyor.

Yarışmanın ayrıştırıcı özelliklerinin başında girişimlere tamamen karşılıksız hibe verecek olması. 50 girişim toplam 500.000 TL’lik ödül havuzundan pay alacakken, bunun yanı sıra eğitim kamplarına davet edilecek ve ihtiyaç duydukları eğitim ile yönlendirmelere ulaşacak.

Mercedes-Benz Türk Direktörler Kurulu Başkanı Süer Sülün “Mercedes-Benz Türk olarak 50 yıldır yenilikçi çözümlerle yalnızca kendi işimize değil, Türkiye’nin geleceğine ve potansiyeline yatırım yapıyoruz. Türkiye’ye inanıyoruz ve ülkemizle birlikte büyüyoruz. Bu ilkemiz doğrultusunda 50. yılımızda 50 startup’ı destekleme kararı aldık.” diyor

Mercedes-Benz Türk en doğru seçimleri yapabilmek için “50. Yılda 50 Startup” projesi kapsamında konusunda uzman jüri üyelerinin desteğini alıyor. Startuplar konusunda öncü basın temsilcileri Ahmet Can Şit ve Timur Sırt jüride yer alıyor. Ayrıca Jüride sivil toplum kuruluşlarını temsilen Yaşama Dair Vakıf, sosyal girişim destekleme ağlarını temsilen Startupboothcamp İstanbul ve Impact Hub İstanbul bulunuyor.

Girişimine güveniyorsan boks ringine davetlisin! Son Başvuru 17 Mart!

1 Nisan 2017’de Bilkent Cyberpak’ta gerçekleştirilecek olan Get in the Ring yarışmasının başvuruları 17 Mart Cuma günü sona eriyor. Siz de girişiminizle bu yarışmaya başvurabilir, ringde diğer yarışmacılar ile kıyasıya bir mücadele verebilirsiniz.

Konuşamayan otizm sendromlu çocuklara teknolojik destek Otsimo’dan

Otizm sendromlu çocuklara ücretsiz eğitsel oyunlar sunan mobil platform Otsimo, uygulama içindeki 18 oyunla çocukların gelişimine katkı sağlıyor. Otsimo’nun en etkili oyunu ise konuşma yetisi olmayan kişilerin semboller yardımıyla iletişim kurmasını sağlayan Otsimo AAC.

Otsimo, otizmli çocukların yoğun ve kaliteli bir eğitim almaları için çocuklara gereken ve eksik kalan eğitimin akıllı cihazlar aracılığıyla evde verilmesini amaçlıyor. Bu doğrultuda ortaya çıkan ve 4 binden fazla kişinin kullandığı uygulama, İngilizce ve Türkçe olmak üzere iki dilde mevcut.

Otsimo’da, otizmli çocukların temel kavramları öğrenebilmesi ve iletişim becerilerini geliştirebilmeleri için alanında uzman kişiler tarafından yaratılmış 18 oyun mevcut ve her ay iki yeni oyun daha ekleniyor. Türkiye’de sadece Otsimo tarafından hazırlanan, şirketin en önemli ve en etkili oyunu ise Otsimo AAC.

Otsimo AAC, konuşma yetisi olmayan kişilerin semboller yardımıyla iletişim kurmasını sağlıyor. Otsimo AAC sayesinde bugüne kadar toplam 266 bin kelime konuşulmuş durumda.

AAC Nedir?

Çeşitli sebeplerden dolayı konuşma zorluklarıyla karşı karşıya kalan bireyler, çevreleriyle iletişim kurabilmek için AAC (Augmentative Alternative Communication) tekniğinden yararlanıyor. ‘Augmentative’ pano üzerindeki görselleri ve şekilleri anlatırken, ‘alternative’ ise sisteme dahil olan sesli komutlar anlamına geliyor. Günlük hayatta sık kullanılan özneler, fiiller ve söz öbeklerinin kontrol edilebilir görsel kartlar içinde yer almasına AAC panosu veya tablosu adı veriliyor. Bu sayede kas sistemi gelişmezliği veya beyinde oluşan hasarlardan kaynaklı konuşma yeteneğine sahip olmayan veya sonradan kaybeden insanlar, AAC panosu üzerinden zorlanmadan karşılıklı hem sesli hem de yazılı iletişim kurabiliyor.

AAC Panoları, hazırlandıkları dilde en çok kullanılan 500 kelimeye yer verecek şekilde hazırlanıyor. AAC Panosu sayesinde kullanıcı, zorlanmadan karşısındakine isteklerini ve düşüncelerini anlatabiliyor.

Akıllı kilit sistemi Ottolock, Arıkovanı’nda desteklerinizi bekliyor

Tek bir tuş ile kapınızı kilitleyip açabileceğiniz, misafirleriniz için sanal anahtar oluşturup kimlerin gelip gideceğini takip edebileceğiniz Ottolock, kitlesel fonlama platformu Arıkovanı’nda desteklerinizi bekliyor.

İhtiyacın olduğu sayıda sanal anahtar oluşturabilir ve bunu evine giriş/çıkış yapan bireyler ile paylaşabilirsin.  İster eşin ve çocukların olsun, dilersen evin temizlikçisi, ya da AirBnb‘den misafirin; kişi bazlı süreler belirleyebilir, eve giriş ve çıkışları zaman bazlı kontrol altında tutabilirsin.

Canlı durum güncellemeleri ile eve girip çıkanları gerçek zamanlı takip edebilir, telefon ayarları ile dilediğiniz şekilde bilgilendirme alabilirsiniz.

Ayrıca çocuklarınızın okuldan ne zaman geldiğini veya temizlikçinin ne zaman eve giriş yaptığını takip edebilir, evine izinsiz girişlerden de anında haberdar olabilirsiniz.

Riskler ve Zorluklar

Dünyada fark yaratan ve hayatlarımızı kolaylaytıran hiç bir projenin tek bir kişi tarafından yapılamayacağını düşünüyoruz. Bu yüzden alanında gerçekten başarılı ve deneyimli olan insanlar veya şirketler ile ortaklık kurmamız gerekiyor. Otto öncesi girişimimiz olan YOYO Araç Paylaşım Sistemi (driveyoyo.com) ile aslında Otto’nun geliştirilmesinde ihtiyacımız olan birçok iş geliştirme aşamasını hali hazırda yapmış bulunuyoruz. YOYO ile hergün 22,000’in üzerinde abonemiz 250 aracımızın araç kapılarını self-servis olarak kendi cep telefonlarından veya üyelik kartları ile açıp kapayabilmekte, ister 1 saat, dilerlerse 1 gün boyunca otomobillerimizi self-servis kiralayabilmekte. 3 yılı aşan bir sürede otomobiller için geliştirdiğimiz bu güvenli uzaktan takip ve kapı açma/kapama sistemini, Otto ile evlere taşımayı hedefliyoruz. Otto’da bizi en çok meşgul edecek alan, kilitleri açıp kapamaya yarayacak ideal mekanik çözümü hayata geçirebilmek. Bunu en düşük maliyetli, en verimli çalışan, ve görseli en etkileyici şekilde tasarlanmış olarak tüketiciye sunabilmek adına, 20 yılı aşkın süredir Türkiye’nin en büyük ev aletleri üreticilerine farklı ürünler tasarlayıp üreten bir firma ile ortaklık yaparak onların engin tecrübesinden yararlanmayı seçtik. Tüm bu gelişim sürecini destekleyecek ve bizi idealimizdeki ürünün son halini yaptırmaya imkan sağlayacak kapital desteği de bir diğer önemli husus. Bu sebeptendir ki bugüne kadarki prototip geliştirme sürecinde kendi birikimlerimizi ürüne yatırdık ve çok daha bir ürünü hayata geçirebilmek için Arıkovanı’nda sizlerin desteğine gereksinim duyduk. Her destek, sizler için küçük, bizler için ise hayalini kurduğumuz ürünü sizlere ulaştırabilmek için büyük bir adım.

İş yerinde daha başarılı olmak isteyenler için 9 maddelik günlük yapılması gerekenler

Küçük gibi görünen günlük alışkanlıkları hayatınızda uygulamak, bir girişimci olarak başarınızın uzun sürmesine doğrudan katkıda bulunabilir.

Başarı kavramı büyük ve zorba görünebilir.Başarı her bir birey için farklı bir şey demektir. Günün sonunda ortaya çıkan şey, başarınızın yolunu nasıl görselleştirdiğinize bağlı. Genç Girişimciler Kurulu’ndan (YEC) dokuz girişimci, başarılarına ve bu uygulamaların bugünkü yerlerine nasıl kazandırdıklarını belirttikleri alışkanlıklarını açıklıyor.

1. Başarıyı kendiniz için sürekli tanımlayın.

Bu sorunun temelini, başarının ne anlama geldiğini tanımlamak ve kendi ölçümlerine karşı ne yaptığınızı düzenli olarak değerlendirmekte yatıyor. Benim için bu, zamanımın nasıl harcandığına bağlı. Ne zaman çalıştığım, nerede çalıştığım ve benim zamanımla ne yaptığımı anlatmak için çekimler yapmaya başlayınca anladım ki birşeyleri başarmış bulunuyordum. Darrah Brustein

2. Her zaman öğrenmeye devam edin.

Sürekli öğrenmek ve kişisel büyümeye olan bağlılık şirket kültürünün büyük bir katkısı. Ne kadar başarılı olursanız olun yeni şeyler öğrenmeye kayıtsız kalmayın. Her zaman yeni şeyler öğrenebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın ve o zihniyetinizi rutine dönüştüren alışkanlıklar (endüstri yayınları okumak gibi) edinin. – Chuck Cohn

3. Gözlerinizi açık tutun.

Halkla ilişkiler, hızlı hareket eden bir endüstridir . Taktik, uygulamalar ve platformlar neredeyse bir gecede değişir. Dolayısıyla gözlerimi ve kulaklarımı yalnızca bir ön ve merkez olan şeylere değil sahne arkasında popülerlik kazanan modeller ve fikirler için de tutmayı öğrendim. Trendler gerçekleşmeden önce görüyorum ve bu da benim endüstrideki başkalarına ön adım attığım ve müşterilerime rekabet avantajı kazandırdığım anlamına geliyor. – Rakia Reynolds

4. Kalıcı olun.

Çok basit!Ve bazıları bu özelliği ile doğuyor, bazıları da bunu öğrenmek istiyor. Riskli bir şey başlatmak genellikle sayısız “hayır” demektir. Doğal içgüdü denemekten vazgeçmeye ve daha kolay bir şeye gitmeye yöneliyor. Girişimciler, diğer yandan aldıkları her “hayır” dan öğrendiklerini, taktiklerini ve sebatlarını geliştiriyorlar. Bu özellik işime çok uzun ömürlülük sağlamıştır. – Robby Hill

5. Cömert olun.

Daha fazla verirsen, daha fazla alırsın. İnsanlar, ürünler ve hizmetler yönlendirme yoluyla keşfederler. İlişkiler benim için, İş’te olan tüm meselelerdir ve ilişkiler kurmanın anahtarı, hizmet etmek ve cömertlik içinde öncülük etmektir. Bir girişimci olarak başarabildiğim tek şey beklentileri olmadan değer katmaktır. – Rahul Varshneya

6. Otomatikleştirmek için yeni bir teknoloji kullanın.

Bazı iş zorluklarımıza teknolojik cevaplar bulma konusunda inanan biriyim.Daha fazla müşteriye otomatik olarak hizmet edebilirsiniz. Bu, yalnızca mükemmel bir büyümeye neden olmakla kalmaz, hizmetlerimi daha büyük bir potansiyel müşterilere ve müşterilere ölçeklendirmemi sağlar. Yeni teknoloji aramak, tekliflerinizi yenilemenize ve daha iyi bir müşteri deneyimi sunmanıza yardımcı olabilir. – Nicole Munoz

7. Kendinizi ciddiye almayın.

Başarımın anahtarı her zaman çalışmalarımın ciddiye alınmasını denkleştirirken, bunun hiçbir zaman kendimi ciddiye almadığından emin olmayı deniyordu. Bunu yapmak, çevrenizin dikkatini çekmeden, olası en iyi işi yapacağınızdan ve kazıkların tutkuyla ve taahhütle eşleştirildiğinden emin olmanız anlamına gelir. – Tomer Bar-Zeev

8. Müşterinizin ihtiyaçlarını kendi başınıza ön planda tutun.

Satmak istediklerinizi itmek yerine, insanların ne almak istediklerini öğrenin ve emin olun satarsınız. Sahip olduğunuz şey iyi olabilir, ancak farklı bir pazarlama taktiğine ihtiyaç duyabilir veya iş modelinizi değiştirmeniz gerekebilir. Bir ürün veya pazar hakkında belirli bir fikri bulunan kurucular için bu zor olabilir, ancak başarı, satın almayı düşündüğünüz gibi değil, insanların satın aldığı ürünleri sattığınızda gelir. – Dan Golden

9. Günlük bir “en iyi beş” oluşturun.

Her sabah, o gün gerçekleştirmek istediğim en iyi beş görevi planlıyorum ve bunları yüksekten alçağa kadar kategorilere ayırıyorum. Bir işletme sahibi olarak,günlük yapılacaklar listeleri asla bitmeyecek gibi hissedilebilir, bu nedenle en önemli şey listemi parçalayarak bu beş göreve odaklanabilmem ve yapılması gereken her şeyin sıkıntıya düşmemesine dikkat etmem olduğunu düşünüyorum. – Bryanne Lawless

Türkiye İş Bankası “Fikrine inanan Startup’ların yanındayız”

Türkiye İş Bankası, StartersHub XO girişim hızlandırma programının ana sponsorlarından biri oldu. Türkiye İş Bankası’nın genel müdür yardımcıları Yalçın Sezen ve Hakan Aran ile bu program üzerine özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Türkiye İş Bankası, girişimciliği desteklemek adına egirisim.com‘u desteklemektedir.