Ana Sayfa Blog Sayfa 1035

Yeni nesil çalışma modeli: Açık Ofis Alanları

Günümüzde bazı şirketler evden çalışma konusunda esnek davranmaya başladığı gibi, bazı şirketlerde açık ofis alanlarından yer kiralayarak iş gücünün bir kısmını buralara taşımaya başladı. Ülkemizde son yıllarda aktif olan açık ofis alanları ile freelancer iş yapanlar ya da daha ufak yapıda olan şirketler, bu noktalarda konumlanarak, yeni nesil çalışma alanlarından faydalanıyorlar.

eOfis Pazarlama Müdürü Onur Kenar ile gerçekleştirdiğimiz röportaj ile bu alanlarda çalışmanın faydalarından bahsetti. Özellikle açık bir ofiste çalışıyorsanız iş arkadaşlarınızla daha rahat iletişim kurabilir, problem çıkma ihtimalini azaltabilir ve performansınızı artırabilirsiniz.

Açık ofislerde çalışanlar, diğer şirket çalışanları ile sosyal bir ortam geliştirerek beraber iş yapabilirler ve yeni müşteriler kazanabilirler. Bu alanlardaki şirket çalışanları ofise gelmeye teşvik olacak ve kurumsallaşmış monoton yapılardan biraz daha uzaklaşıp, şirket içerisinde daha verimli olmaya başlayacaktır.

Özellikle girişimler için de sektöre yeni girdiklerinde karşılaşacakları klasik ofis maliyetlerinin fazla olmasının yarattığı dezavantajlardan kurtuluyorlar.

Açık ofisteki farklı disiplinlerden çalışanların bir arada olduğu atmosferi göz önünde bulundurduğumuzda, yeni insanlarla tanışarak, işimizi geliştirebilir ve işimizle ilgili yeni fikirler üretebilmenizi sağlıyor. Kısa dönem yapılabilecek sözleşmelerin getirdiği esneklik olduğu gibi, depozito gibi maliyetleriniz de olmuyor.

Hızlı internet, posta kargo takibi, resepsiyonist ve sekreterya hizmetinin işlerini oldukça kolaylaştırmanın yanı sıra ihtiyaç duydukları prestijin sağlaması. Çünkü yeni şirketlerde bütçenin henüz olmamasından dolayı, bu alanlarda bu eksikleri daha uygun fiyatlara yapabiliyorsunuz.

İş toplantıları için farklı lokasyonlardaki tam donanımlı toplantı odalarından da yararlanabilme olanağı bulunuyor. Müşterilerinizi birçok yerde ağırlayabiliyorsunuz. Ayrıca siz de açık ofis alanının diğer illerdeki şubelerinden yararlanarak, birçok ilde rahat rahat çalışabiliyorsunuz.

Onur Kenar yaptığı bir açıklamada; “Home Office konseptine kıyasla farklı şehirlerden, farklı kültürlerden yerli yabancı bir çok girişimci ile aynı ortamda bulunmanın kazandıracağı sosyalleşme duygusu ve motivasyon, global çağda bunun bir gereklilik oluşu, bu alanların tercih edilmesini sağlıyor.

Rezervasyonların ve sekreterya hizmetinin eOfisim mobil uygulama ile cepten yönetilmesi, ofis yönetiminin tek tuşla sağlanabilmesi.

Bu alanlarda yazılım ve bilişim sektörlerinden profesyonellerin düzenlediği seminerler sık sık gerçekleştiriliyor, böylelikle girişimcilik temalı seminerleri yakından takip edebiliyorsunuz.

eOfis kurucu Onur Kenar’a, açık çalışma alanları ile ilgil bilgi verdiği için teşekkür ederiz.

Girişimler için üç önemli sembol

Yer ve zaman kavramı olmadan yaşamayı öğrendiğimiz bir dönemdeyiz. Peki biz bu dönemin içerisinde neredeyiz? Girişimler için üç başlıkta toplamaya çalıştım. Deneyimde farklılaşmak için neler yapmamız gerek?

1) Müşteri ile Kesintisiz Diyalog Kur :

  • Anket
  • Bu üründen veya hizmetten memnun kaldınız mı?

Değil !! Sıkıcı. Sıkıldık bunlardan.

Önce müşteri konuşsun. Sen konuşma dinle ve anla.

Kesintisiz Diyalog Nedir?

Müşterilerin gerçekten süreçlerin içine dahil olduğu;

  • Yeni Ürün Geliştirmede,
  • Kampanya Tasarlanırken,
  • Fiyat Belirlerken,

müşteri tarafından fikir beyan edilmesidir.

2) Gücünü dengede tut :

Girişimimizi hayatta tutmak için spor yaptırıyoruz. Bu sporu dengeli ve yetenekleriyle doğru orantıda yaptırırsak sağlıklı bir girişim sahibi oluruz.

Bunun için var olan gücünüzü doğru mesaj ile doğru kanal üzerinden, doğru mecralara yatırmamız ve bunun ROI’sine bakmamız gerekiyor.

Biz ne kadar gücümüzü doğru kullanırsak o zaman hedeflediğimiz kitleye daha verimli ulaşmış olacağız.

3) Müşteri beklemez, beklenir :

İnsanlara soruyorlar en sevdiğiniz hayvan hangisi diye.

Sonuçlara baktığımızda çoğu hızlı hayvanları söylemiş.

Hızı seviyoruz. Hız ile yaşıyoruz.

Son yıllarda “HIZ” hayatımızın biçimlendiren bir argüman oldu.

Bugün bankaya gitmeden mobilden sıra alabiliyor, gideceğimiz yere mobil uygulama sayesinde ne kadar sürede gideceğimizi görebiliyoruz.

Müşteri beklemek istemiyor.

Müşteri kendisine İşletmelerin sunduğu ürün ve hizmetleri hıza göre değerlendiriyor.

Tüm bunlara kendimizi hazırlamalıyız.

Haftaya görüşmek üzere.

Yavuz Borazan

Lise öğrencisi Mert, bomba bulan casus drone projesi ile uluslararası ödül aldı

Muş’ta 11 yaşındaki ortaokul öğrencisi Mert Delibalta, toprağa gömülü patlayıcıların yerini tespit edebilen bomba bulan casus drone projesi geliştirdi. Mert, yaptığı bu projeyle Erciyes Üniversitesi’nin düzenlediği “2. Uluslararası Eru Mekatron Robot Yarışması”nda birinci oldu.

Bu drone, toprağın 1 metre altında kadar barutu tespit edebildiği söyleniyor. Projede; görüntü işleme cihazı, kontrolcü kartı, karbon fiber özel çizilmiş şase, kamera, motor, yazılım ve kumanda kullanılmış.

Mert, projesiyle ilgili yaptığı açıklamada;

“Drone üzerine görüntü işleme cihazını yerleştirdim. Bu cihaza barutun elementlerini bilgisayar ortamında java yazılımı desteğiyle kodladım. Kodlanmış görüntü işleme cihazına bağlı kamera, bu elementleri dedektör sistemi sayesinde gördüğünde hemen uyarı sinyali vermeye başlıyor. Barutun nerede olduğunu tespit ediyor. Drone bir metre derinliğindeki barutu bulabiliyor. Barutun elementlerini tanıtmak için bin 107 satır kod yazdım. Bu kodlama işlemi 3 ay sürdü.”

Projenin test aşamasında yaşadıklarını da şu şekilde anlatıyor;

“Bir metre derinliğe torpil patlayıcı bıraktık. O bölgede drone ile çalışma yaptık. Burada canlı kamera görüntüsü sayesinde patlayıcının nerede olduğunu gördük. Patlayıcı tespit edildiğinde kumanda üzerinde yeşil nokta yandı.”

Sina Afra’dan Markafoni’nin kapanmasıyla ilgili basın açıklaması

Markafoni’den 2014 yılında hisselerinin tamamının satışını gerçekleştirdikten sonra exit yapan Sina Afra, bugün Markafoni’nin kapanma kararıyla ilgili bir açıklama yaptı.

“Kurucuları arasında yer aldığım Markafoni’nin, faaliyetlerine son vereceğini duyurduğu andan itibaren başta basın sektöründen olmak üzerek pek çok dostumdan görüş talebi aldım. Bu konuda bir bilgi kirliliği bulunduğunu gördüğüm için kısa bir açıklama yapmak istedim.

Markafoni’yi 2008 yılında ortaklarım Tolga Tatari ve Ahmet Emre Sarı ile birlikte kurduk. Türkiye’de e-ticaret alanındaki standartları belirleyen ve bizler için halen çok büyük gurur vesilesi olan bir başarıya imza attık.

Dünyanın önde gelen internet ve medya şirketlerinden Naspers (MIH Allegro), 2011 yılında Markafoni Grubu’nun çoğunluk hissesini satın aldı. Anlaşma kapsamında, anlaşmanın üçüncü yılının sonunda kurucu ortaklar ve Naspers arasında hisse devrinin yapılması öngörülüyordu. 2011-2014 yılları arasında Markafoni’nin cirosu 4 kat büyüdü.

Markafoni’nin kurucu ortakları olarak, 2014 yılında geri kalan hisselerimizin tamamını Naspers’a sattık ve şirketten tamamen ayrıldık. Dolayısıyla 2014’ten bu yana Markafoni ve yönetimiyle ilgili herhangi bir görevim, yetkim ve tasarrufum olmadı.

Markafoni’nin faaliyetlerinin sona ermesinden üzüntü duymakla birlikte, bu kararın sebeplerine ilişkin soruların doğru adresi olmadığımı bu bağlamda hatırlatmak istedim.”

Melek yatırımcıların baktığı ilk şey, girişimcinin bu işi her yönüyle götürüp götüremeyeceğidir

Keiretsu Forum Türkiye melek yatırımcılarından Ali Özgenç, melek yatırımcıların girişimcilerde aradığı özelliklerini kaleme aldı. Keyifle okumanız dileğiyle.

Ali Özgenç, Melek Yatırımcı

“Melek yatırımcıların baktığı ilk şey, girişimcinin bu işi her yönüyle götürüp götüremeyeceği.”

Türkiye’de inovatif girişimlerin ancak kendi imkanlarıyla hayatta kalabildiği bir süreçten, hem devlet ve üniversiteler eliyle hem de yatırımcılar ve bazı şirketler tarafından desteklendiği bir döneme geldik. Bu da Türkiye’nin genel inovasyon düzeyini arttırmak açısından çok önemli.

Bu tabloda en önemli yeri tutan ise kuşkusuz melek yatırımcılar. Çünkü melek yatırım yalnızca paradan ibaret olan kuru bir yatırım değil. Aynı zamanda yatırımcının deneyimini, fikirlerini, ilişki ağını, pazar ve strateji bilgisini, kredibilitesini de işin içine getirdiği, çok daha zengin bir ortaklık.

Girişimcilerin melek yatırım alabilmelerine destek olmak için geçtiğimiz dönemde Keiretsu Forum tarafından, yatırımcı ve girişimci gözüyle, Melek Yatırım nasıl alınır başlıklı iki etkinlik yapıldı. Ben de Keiretsu Forum Kurucu Ortağı olarak bu etkinliklerden birinde yer aldım. Bugüne kadar yaptığımız çok sayıda değerlendirmeye de dayanarak doğru yaklaşım ile ilgili bu yazıda da yer alan görüşlerimi aktardım.

Sağlam bir girişimci

Melek yatırımcılara yaklaşmada ilk ve belki en kritik adım dikkati yakalayabilmek. Bir girişimci eğer çok kısa bir sürede ilgiyi çekebilmişse, arkasını getirmek ve kendini dinletebilmek için bir fırsat yakalayabilir. Bunun için de ortadaki fırsatı ve özgün çözümü bir-iki cümlede özetleyebiliyorsa bir “asansör konuşması”na hazır hale gelebilir. Bir hikayesi olan StartUp’lar daha fazla ilgi çekiyor. Bir girişimci hiçbir şey bilmiyorsa, girişim fikrinin kendisine nasıl geldiğini, problemi nasıl görüp fırsatı nasıl tanımladığını anlatmalı. Yatırımcı anlatılan hikayede kendisini bulursa daha da iyi.

Melek yatırımcıların baktığı şeylerden belki en önde geleni girişimcinin kendisi. Girişimcinin bu işi her yönüyle götürüp götüremeyeceği ve girişimci özelliklerini taşıyıp taşımadığı. Her parlak fikri olan iyi bir girişimci olmayabilir. Bu açıdan büyük şirketlerin de kendi içlerindeki kişilere bu isimlendirmeyi yapmadan dikkatli olmaları gerekir. Melek yatırımcılar, karşılarındaki kişinin bütünselliğine, yani tamam olup olmadığına da bakarlar. Çeşitli belirsizliklerin arasında girişimcinin güvenilir, dayanıklı, tutumlu, kararlı ve tutkulu biri olduğundan, çeşitli zorluklar ortaya çıktığında yılmayacağından emin olmak isterler. Bunun ötesinde yine girişimcinin gerçekçi olması ve işle ilgili riskler konusunda iyi bir anlayışının olması da aranan birşeydir.

Yatırımcıların karşısına çıkan StartUp’larda, işi başlatan kişinin dışında, konunun çeşitli yönlerine hakim sağlam bir ekip olması tabii ki çok daha fazla güven ve inandırıcılık sağlar. Özellikle bu ekipte geçmişte yaptıkları ile birşeyler ortaya koymuş, bilinen veya araştırılabilir kişiler varsa daha da iyi olur.

Gerçek İnovatif girişim

Samimi söylemek gerekirse, benzerleri olan birşeyden bir tane daha kimsenin ilgisini çekmiyor. Bu nedenle StartUp’ın getirdiği özgün, inovatif değer önermesinin net bir şekilde ortaya konulması, girişimcinin kendisinden sonra ikinci önemli şey. Ortada gerçekten açıkta duran bir müşteri problemi var mı? Daha da önemlisi, potansiyel müşteriler bunu gerçekten bir problem olarak görüyorlar mı? Getirilen çözüm, olmayan veya eskiden olanlardan ciddi şekilde farklılaşan bir şey mi? İlginç bir teknoloji veya fikrî mülkiyet içeriyor mu? Çözüm ile ilgili, yatırımcının gözünde canlandırmasına yarayan bir prototip, bir video veya çözümü içeren bir hikaye de elbette çok faydalı olacaktır.

Birçok melek yatırımcının baktığı üçüncü şey ise büyüme potansiyeli, yani ölçeklenebilirlik. İş hangi hızla büyüyebilir? Hiç satış yapılmış mı? Ne zaman para getirmeye başlayabilir? Angaje edilmiş müşteriler var mı? Pilot uygulamadan geniş ölçeğe ne hızla geçebilir? Uluslararası platforma çıkabilir mi?

Artık bireysel melek yatırımcılardan değil, melek yatırımcı ağlarından bahsediyoruz. Bunların lokal olanı da var, Keiretsu gibi uluslararası olanı da. Uluslararası olanlarda dünyaya açılmak ve başka ülkelerden de yatırım almak daha kolay. Bunun için de kaliteli bir Yatırımcı Sunumu gerekiyor. Yatırımcı sunumunda şu ana kadar söylediklerimin dışında pazar, rekabet, iş modeli, vizyonu gösteren bir plan, finansallar ve çıkış stratejisi gibi şeyler de olmalı. “İyi kurgulanmış bir plana gerek yok, duruma göre vaziyet alırsınız” diyenler varsa da inanmayın. Sunumun başında ayrıca, StartUp’ın işinin ne olduğunu 3-4 kelime ile tanımlayan bir konumlama cümlesi olmalı.

Melek yatırımcıların doğal olarak baktıkları birşey de şirket değeri için konan rakam. Bu rakamı abartıp da yatırımcının ilgisini kaybetmesine neden olan yeterince örnek de gördüm.

KWORKS hızlandırma programı girişimi Stajim.net, Station F’e kabul edildi

KWORKS hızlandırma programı girişimi Stajim.net, Dünya genelinden yapılan binlerce başvuru arasından seçilerek, Paris merkezli girişim kampüsü Station F kapsamındaki Founders Program’a katılmaya hak kazandı.

Facebook, Airbnb ve Zendesk gibi firmalarla da ortaklığını duyuran Station F, yakın zamanda 1000 girişimciye ev sahipliği yapmayı planlıyor.

Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Paraşüt ile Expertera, KOBİ’lerin gelişimlerine katkı sağlayacak bir iş birliğine imza attı

Küçük ve orta ölçekli işletmeler için geliştirilen online ön muhasebe programı Paraşüt ve şirketlerin ihtiyaç duydukları uzmanlığa hızlı şekilde erişimini sağlayan Expertera platformu, Türkiye’nin geleceğine yön veren KOBİ’lerin gelişimlerine katkıda bulunmak için çalışmalarına başladı. Expertera uzmanlarının Paraşüt Blog’da paylaşacağı yazılar sayesinde KOBİ’ler büyüme süreçlerinde ihtiyaç duyabilecekleri bilgilere tek bir kaynaktan ulaşma imkanına sahip olacak.

Sean Yu, Paraşüt kurucusu

Paraşüt Kurucu Ortağı Sean Yu, konuyla ilgili düşüncelerini şu şekilde aktardı:

Expertera ile yapmış olduğumuz iş birliğinden dolayı oldukça mutluyuz. Expertera uzmanlarının bilgi birikimi ve tecrübelerini Paraşüt Blog aracılığıyla KOBİ’lere ulaştırarak onlara önemli katkılar sağlayacağımızı düşünüyoruz. Türkiye’de işletmelerin çok büyük bir oranı KOBİ’lerden oluşuyor. Bundan dolayı KOBİ’lerin her konuda gelişmesi, ülke ekonomisi için oldukça önemli. Paraşüt olarak, KOBİ’lerin gelişimlerine katkı sağlamayı kendimize bir görev edindik. Expertera ile iş birliğimiz bu bağlamdaki hedefimize yönelik önemli bir adım oldu.

Hayal Koç, Expertera kurucusu

Expertera Şirket Ortağı ve Satış ve İş Geliştirmeden Sorumlu Hayal Koç ise, iş birliği hakkında şunları söyledi:

Paraşüt ile birkaç sene önce tanıştık ve kullanmaya başladık. Basit, kullanıcı dostu bir çözüm olması bizi etkiledi. Pazara yenilikçi çözümler sunan iki girişim olarak vizyonlarımızın örtüştüğünü gördük ve iş birliği yapmak istedik. Expertera olarak, her şirketin ihtiyaç duyduğu konulardaki uzmanlığa erişimini sağlıyoruz. Hedefimiz, markaların ulaşmak istediği noktayı daha doğru belirleyip, hedeflerine daha hızlı ulaşmasını sağlamak. Bu iş birliğimiz sayesinde hızla büyüyen küçük işletmelere de bu imkanı sağlamayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda uzmanlarımıza güzel bir deneyim ve uzmanlıklarını paylaşabilecekleri yeni bir ortam sağlıyoruz.

Markafoni, 30 Haziran’da kapanıyor!

Türkiye’nin en büyük alışveriş sitelerinden Markafoni.com‘un kapanacağının bilgisini üzüntüyle almış bulunmaktayız. Web sitelerinde resmi açıklamayı paylaştılar.

Markafoni’nin kapanması ile eticaret sektörü bu durumdan dolayı nasıl etkileniri zaman gösterecek. Kapanma nedeni henüz açıklanmadı. Markafoni yönetiminden bilgi aldıkça sizlerle paylaşacağız.

Markafoni’nin kapanma metni;

Liseli iki öğrenciden çocukların üretkenliğini geliştiren oyuncak kutusu: ThinkThing

ThinkThing, çocukların üretkenliğinin artırılması için hayata geçirilmiş bir oyuncak kutusu girişimidir.

Bu oyuncak kutularında çocukların ilgi alanları ve yaş gruplarına göre değişen malzemeler var. Bu malzemelerle çocuklar kalıplara ve kurallara bağlı kalmadan kendi tasarımlarını yapabiliyorlar. Her ay konseptlerin yenilenmesi onlara her ay yeni beceri, yeni fikir ve yeni bir bakış açısı katıyor. Burada önemli olan çocukların tek bir sonuca yönlendirilmeden hayal güçleri doğrultusunda istediğini yapabilmeleridir.

İki kadın girişimci Dila Mayda ve Sıla Tuluk tarafından kurulan ve Şubat 2017’de çalışmalarına başlayan girişim, şu an prototip aşamasında olup yakında üyelerine kutu gönderimlerine başlayacak. Kutular satışa çıktıktan sonra elde edilen gelirlerin bir kısmıyla, oyuncak kutusunu satın alamayan çocuklara gönderim yapmak istiyorlar. Bu noktada da sosyal girişim özelliğini taşıyorlar. Lösev, Bir Can Bir Umut gibi derneklerle de anlaşıp, atölye çalışması yapma hedefleri var.

Kurucuların yaptığı ortak açıklamada;

Oyuncakların çoğu üretkenliğe katkı ve hayal gücü gelişimi açısından yetersiz kalıyor. Ayrıca Sosyalliğe katkı sağlayacak özellikleri de bulunmuyor. Bu oyuncakların çoğu cinsiyetçi düşünce temelleri üzerine kurulu. Kızlara mutfak malzemeleri, erkeklere süper kahramanlar vb. hatta oyuncakların renkleri bile cinsiyetlere göre ayrılmış. Biz bu düşünceleri değiştirmek için Think&Thing‘i kurduk.

Kurucular: Sıla Tuluk ve Dila Mayda

Biz çocukların dünyayı değiştirebileceğine inanıyoruz. Umuyoruz ki Think&Thing kutuları sayesinde çocuklar kendilerini keşfederler ve onlara bu yolda bir basamak oluruz.

Rakipleri olarak; Pakolino, Bardabas ve Zuzubo markaları varmış. Onları farklı kılan özellik ise kullanıcılar arası etkileşim ve kutuların teoride kalmaması için yapacakları atölye çalışmaları olarak söyleniyor. İnternet sitesi üzerinden yapacakları kutu satışı ve düzenleyecekleri etkinliklerden gelir elde etmeyi planlıyorlar.

Liseli girişimcilerin projelerine de egirişim içerisinde yer vereceğiz. Girişimlerle ilgili gelişmeler için bizi takipte kalın.

Etkinlik: Microsoft Girişimcilik Buluşmaları: Yapay Zeka | 5 Haziran 2017

Microsoft Corporation Seattle’da Yapay Zeka konularından sorumlu Senior Developer Engineer Mustafa Kasap‘ın konuk olacağı etkinlikte, hem Microsoft’un dünyada bu alanda yaptığı yeni çalışmaları hem de dünyadan güzel örnekleri dinleme fırsatımız olacak.

Bu etkinlikte Microsoft’un yapay zeka alanında sunduğu çözümlerin yanı sıra, Açık Kaynak “Deep Learning“ çözüm geliştirme araçları, Cognitive servisler ve büyük veri analiz servislerini Python ve R programlama dillerindeki örnekleri ile görme şansımız da olacak.

Adres: İTÜ ARI Teknokent, ARI3 Binası, -1. Kat Seminer Salonu – Maslak, İstanbul

Tarih ve Saat: 5 Haziran 2017 Pazartesi / 13:30-16:30

Kayıt: Etkinliğe direkt olarak katılabilirsiniz.