Ana Sayfa Blog Sayfa 875

Etkinliklerin tüm sürecini yöneten yerli çözüm: Holacon

Holacon, farklı ölçeklerde ve farklı kategorilerdeki etkinliklerin a’dan z’ye yönetilmesini ve katılımcıların etkinliklerde interaktif bir deneyim elde etmesini sağlayan yerli bir girişimdir.

Etkinlik yönetim sistemi olan Holacon içerisinde 20’den fazla içerik aracı bulunuyor. Kısaca araçları temel başlıklar halinde ele alırsak; Operasyon Yönetimi, Kayıt Yönetimi, Konaklama ve Transfer Yönetimi, Etkinlik İçerik Yönetimi ve Pazarlama, Web Site ve Mobil Uygulama, Entegrasyon ve Rapor Servisi olarak 6 başlıkta tanımlayabiliriz.

Eylül 2017’de Arzu Begüm Taştan, Mustafa Özkan Taştan, Kemal Taha Taştan ve Muhammed Fethullah Çaylı tarafından kurulan Holacon‘un ana şirketi İstanbul ve Londra merkezli Internative Yazılım ve Dijital Çözümler şirketidir. Yaklaşık 1 yıllık geliştirmelerinde ardından Aralık 2018‘de faaliyetlerine başladı.

Global pazara hazır ürün: Holacon

Holacon’un mobil uygulaması tarafında katılımcılar için bir çok deneyim bulunuyor. Uygulama üzerinden etkinlikler görüntülenebilir, kayıt yaptırılabilir, davetiye sistemi ile kendi eposta adresine gelen davetiyeleri uygulamada görebilir, etkinliklerde eğer kişiler kendi profil görüntülenmesine izin verdi ise diğer kişiler bu profilleri ziyaret edebilir, mesajlar gönderebilir, randevular oluşturabilirler, etkinlik öncesi ve sonrası kontak listesi oluşturup daimi bir şekilde diğer kişiler ile iletişim halinde kalabilirler.

Uygulama içerisinde; Duyurular, Etkinlik Anıları, İş Ağı, Kendini Tanıt, Organizatöre Sor, Kayıp Eşya kategorilerinde sosyal hub’lar da bulunuyor. Önümüzdeki 1 yıllık süreç içerisinde yeni özellikler eklemeyi planlayan ekip, ilk etapta kullanıcı deneyimini geliştirecek. Ayrıca Holacon’un alt yapısının global pazara uygun şekilde kodlandığı da aldığımız bilgiler arasında.

Kurucuların yaptığı açıklamada; “Holacon, globalde Türkiye’yi altyapısı, teknolojisi ve getirdiği çözüm ile temsil edebilecek bir girişim. Yurt dışındaki rakiplerinden çok daha kapsamlı ve çok daha esnek bir yazılım. Türkiye; Kongre ve etkinlik sektörünün önemli ülkelerinden biri. Her yıl çok farklı alanda, çok sayıda etkinlik gerçekleşiyor. Etkinlik sektörü çok fazla kalemi, maliyeti, manuel yönetilmesi gereken süreçleri içeriyor ve hata yapma olasılığı çok yüksek. Biz bu ürünle bu süreçlerdeki hata ve maliyetlerden doğan zararları sıfıra indirgemeyi hedefliyoruz.” dedi.

Girişimin değer önerisi

Kuruculara girişimin değer önerisini sorduğumuzda şu yanıtı verdiler: “Yurt dışında birkaç rakibimiz mevcut fakat bunlar Türkiye pazarında değiller ama Türkiye’den yapılan arama hacimleri ve ihtiyaç çok yüksek seviyelerde. İsimlerini sıralayacak olursak, Idloom, Meetinghands, Whova, cvent, socialtables ürünleridir. Holacon tüm bu ürünlerin birleşimi bir üründür ve Türkiye’deki etkinlik standartlarına çok uygun şekilde hazırlanıp karmaşık operasyon koşullarındaki sorunları çözebilecek kapasitededir. Yerelde ise benzer çözümler sunan ürünler mevcut fakat bunlar cloud yapıda değiller bir etkinlik için satın alıp kurulum yapılmasını istemeniz gerekir hepsi lokal çözümler, örneğin etkinlik kayıt için bir yazılım almanız gerekirken, etkinlik için bir de mobil uygulama almanız gerekiyor ve sürdürülebilir değiller. Holacon altyapı, teknoloji ve arayüz olarak çok önde olmanın yanı sıra a dan z ye çözümler sunuyor ve ekstra araçlara ihtiyacınız olmadan süregelen etkinliklerinizi sürekli bir şekilde yapmanızı ve bir önceki yıllarla karşılaştırabilmenizi sağlıyor. Holacon ile etkinlik süreçlerinin hafızasını da elde etmiş oluyorsunuz.”

Türkiye’deki yeni girişimleri paylaşmaya devam ediyoruz. Bizi düzenli takip ederek, teknoloji ve inovasyon odaklı girişimlerden haberdar olabilirsiniz. Ayrıca Holacon’la ilgili gelişmeleri de paylaşacağız.

iyzico’dan ikinci el eticaret satışları hakkında dikkat çeken veriler

Türkiye fintech sektörünün en büyük yerli şirketlerinden iyzico, son dönemlerin popüler trendlerinden ikinci el eticaret’le ilgili dikkat çeken veriler paylaştı.

En çok kadınlar alışveriş yapıyor, en fazla ayakkabı ve aksesuar; en az jean ve ceket satılıyor.

İkinci el satış pazarı, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de internet kullanımının artmasıyla beraber online platformlarda da popülerlik kazanmaya ve büyümeye başladı. Kullanıcıların daha uygun fiyatlarla tekstil ürünlerinden mobilyaya ve elektronik cihazlara kadar uzanan geniş bir yelpazede ihtiyaçlarını ulaşmasını sağlayan ikinci el eticaret, güvenli ödeme yöntemleri sayesinde kullanılmayan eşyaların yeniden değerlendirilerek satıcılara kazanç olarak dönmesini sağlıyor.

Türkiye’de 30 binden fazla online sitenin ödeme alt yapısını sağlayan yerli finansal teknolojiler pazarındaki en önemli oyunculardan iyzico, kendi üye işyerleri üzerinden gerçekleştirilen ikinci el e-ticaret satışlarına dair ilginç veriler paylaştı.

Ocak 2018 – Şubat 2019 arasındaki işlemlere dair verilerin öne çıkan başlıkları şöyle:

İkinci el alışverişte tutumluyuz: Ortalama sepet tutarı 49 TL

Ocak 2018 – Şubat 2019 arasında iyzico üzerinden gerçekleştirilen ikinci el eticaret işlemlerinde ortalama sepet tutarı 49 TL olarak karşımıza çıkarken, ödemelerin genelde tek çekim olarak gerçekleştirildiği görülüyor. 60 lira ve üzeri alışverişlerde taksit sayısının artması da sepet tutarı konusunda öne çıkan başlıklar arasında.

Kadınlar ikinci el alışverişlerde öncü

İkinci el satışlarda alıcı profilleri incelendiğinde alışveriş yapan kullanıcıların yüzde 70 oranında kadınlardan oluştuğu; erkek kullanıcıların ise yüzde 9 seviyesinde kaldığı görülüyor.

İkinci el alışverişlerde İstanbul ilk sırada

İkinci el e-ticaret alışverişinin en fazla yapıldığı il, yüzde 30 ile İstanbul olurken; Ankara (%10), İzmir (%8), Antalya (%4), Bursa (%4) ve Kocaeli (%3) diğer öne çıkan şehirler arasında yer alıyor. İkinci el satışların en düşük olduğu şehirler ise Gaziantep (%1,22), Manisa (%1,15), Denizli (%1,12), Hatay (%1,08) ve Sakarya (%1,03).

İkinci el alışverişlerde en popüler ürün ayakkabı

iyzico üzerinden gerçekleştirilen ikinci el satışlarda yüzde 12’lik oran ile en çok satılan ürün ayakkabı olurken, ilk üç sırada karşımıza çıkan diğer ürüner aksesuar (%9,46) ve elbise (%7,06) oluyor. Çanta satışları ise ortalama 87,09 TL ile en yüksek sepet tutarına sahip. En az satılan ürünler ise jean (%1,35) ve ceket/blazer (%1,32) olurken; sepet tutarı en düşük ürünler ise bluz (29,14 TL), gömlek (30,99 TL) ve tişört (31,20 TL) olarak karşımıza çıkıyor.

Kadınların doğurganlık analizini yapan SteadySense, 6 milyon Euro yatırım aldı

Graz merkezli SteadySense girişimi, doğurganlık çizelgesi oluşturan ve bu süreci takip eden bir uygulama geliştirdi. Uygulama kadınların doğurganlık için en verimli günlerini saptamak adına eşsiz bir yöntem kullanıyor. 2016 yılında kurulan girişim, eQventure’dan 6 milyon Euro yatırım aldı.

SteadySense’in yeni ürününün merkezinde, femSense uygulamasıyla birlikte çalışan ve kadınların daha hızlı gebe kalmasını sağlayan yapışkan yama içine yerleştirilmiş akıllı bir sıcaklık ölçüm sensörü bulunuyor. FemSense Kinderwunsch Conception Destek Yaması biyo uyumlu malzemelerden yapılmış, cilt renginde olan zarif yapılı bir yamadır.

Kurucu CEO Werner Koele, yamanın kolun altına yapıştırılmak suretiyle menstrüasyon döngüsü boyunca (beş ile yedi gün arasında) giyilerek kullanılması gerektiğini açıkladı. Yama vücut ısısını sürekli olarak ölçüyor ve verileri akıllı bir telefonla NFC üzerinden okunup yorumlanana kadar saklıyor. FemSense uygulaması, kendi kendine öğrenme algoritmasını kullanarak verileri yorumluyor ve işliyor daha sonra uygulama üzerinden kadınların doğurganlık için uygun günlerini görüntülüyor.

FemSense’in kuruluş aşamasından bu yana ürünün gelişimine eşlik eden Dr. Michael Schenk, gün içinde insan vücudunun sıcaklığının değiştiğini uyurken bu değerin daha sabit olduğunu söylüyor. Konvansiyonel yöntemler sadece ısınma sıcaklığını ölçerken, femSense yumurtlamayı güvenilir bir şekilde saptayarak birkaç gün boyunca sıcaklık eğrilerini ölçüyor ve karşılaştırıyor.

Döngü izleme uygulaması kadınların kendi bedenlerini daha iyi anlamasına ve yorumlamasına yardımcı oluyor çünkü menstrüasyon günlüğünü takvim biçiminde sunuyor. Takvim içinde doğurganlık için verimli günler ve o günlere ait semptomları görselleştirmek için kullanılan istatiksel veriler mevcut. Ayrıca uygulama çocuk sahibi olma yolunda olmayan kadınların da bu işlevden bağımsız olarak kullanabileceği bir platform.

Google bulut üzerinden çalışan yeni bir oyun konsolu hazırlıyor

Sony PlayStation ve Microsoft Xbox platformlarının baskınlığıyla ilerleyen oyun konsolları pazarı, önemli değişiklikler göstermediği için her geçen gün farklı teknoloji şirketlerine yeni bir kapı yaratıyor. Bu kapılardan birinden girmek isteyen son teknoloji devi ise Google oldu.

Google’ın kendi oyun yayın servisi için geliştirdiği oyun konsolu ortaya çıkan patentiyle birlikte görüntülendi. Patentte, Google’ın geliştirdiği oyun kumandasının standart kontrolcülere yakın bir tasarımla geldiği ancak birkaç farklılık gösterdiği anlaşılıyor. Standart kontrollerin dışında kumandanın üstünde Google Asistan’ı aktif etmenizi sağlayan bir butona da yer veriliyor.

Oyun platformu tamamen bulut odaklı ilerliyor

Ayrıca Google’ın yeni oyun servisi için geliştirdiği kumandanın sadece tarayıcı üzerinden veriler alacağına yönelik sızıntılar, şimdilik Project Stream adıyla gizlenen Google oyun konsolu projesinin üst seviye grafikli oyunları bulut sunuculardan oynatacağı anlamına geliyor. Bu da yüksek internet hızınız olduğu takdirde, oyunları indirme ihtiyacı duymadan bu oyun yayın servisi üzerinden oynayabileceğinizin en önemli işareti.

Google, yeni oyun yayın servisini geliştirirken şimdilik sadece Assassin’s Creed: Odyssey ile oyun testlerini gerçekleştiriyor. İlerleyen zamanlarda Google’ın bu servisle ilgili çeşitli duyurulara başlaması ve farklı oyunları da test programına dahil etmesi bekleniyor.

Kullanıcıların akıllı telefon alırken en çok dikkat ettiği özellikler

Akıllı telefon sektörünün artık doyum noktasına ulaşmak üzere olmasıyla birlikte telefon modellerini birbirinden ayıran en önemli kriterler en başarılı oldukları alanın farklılık göstermesi oluyor. Bunların başında ise telefonların tasarımı, teknik gücü, kamera yetenekleri ve batarya performansı gibi kriterler geliyor.

Akıllı telefon kullanıcıları için hangi kriterin daha önemli olduğuyla ilgili araştırmalar yürüten CyberMedia Research, yayınladığı raporda kullanıcıların öncelik verdiği kriterleri açıkladı.

Kullanıcılar en çok kameraya önem veriyor

CyberMedia Reserach tarafından paylaşılan bilgilere göre akıllı telefon kullanıcılarının %89’u bir telefon satın alırken öncelikle telefonun kamera yeteneklerine önem verdiğini gösteriyor. Kamera yeteneklerini %87 oranla batarya kapasitesi, %79 oranla bellek miktarı ve %72 oranla dahili hafıza boyutu takip ediyor.

Kullanıcıların %92’si satın aldıkları bir akıllı telefondan genel bir kalite sunmasını bekliyor. %90’lık bir kısım telefonun teknik performansının ve akıcılığının önemli olduğunu belirtirken %82 oranında kullanıcı telefonun tasarım detaylarına öncelik veriyor. Akıllı telefon kullanıcılarının bir akıllı telefondan %72 oranla beklentisi ise satış sonrasında iyi bir teknik destek almak.

PayU, çevrimiçi ödeme şirketi Wibmo’yu 60 milyon dolara satın almaya hazırlanıyor

Dünyanın en büyük dijital ödeme şirketlerinden PayU, büyüme hedefleri kapsamında çevrimiçi ödemelerde uzmanlaşmış Bengaluru ve Cupertino merkezli startup Wibmo‘yu satın almaya hazırlanıyor. Bu işlemin de tamamlanması için son aşamada olduğu belirtildi.

Topladığımız bilgilere göre; bu satın almanın yaklaşık 50-60 milyon dolar civarında olacağı söyleniyor. PayU’nun bu satın alma işlemi gerçekleşirse, Hindistan pazarında büyümek için ayırdığı 1 milyar dolardan fazla bütçe kapsamında da önemli bir adım olacak.

Erken aşamada girişim fonu Accel Partners tarafından desteklenen Wibmo, dijital ödeme işlemlerinde mobil ödemeden satıcı ödemelerine kadar, güvenli ödeme alanında uzmanlaşan bir şirkettir. Wibmo eskiden Enstage olarak biliniyordu.

Daha fazla bilgi aldıkça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Kemal Apaydın ile Blockfellow ve Blockchain konuştuk

2017 yılında sizlere “Google’ı reddettim girişimci oldum” başlığında paylaştığımız Viralking kurucusu Kemal Apaydın, bu kez yeni girişimi Türkiye’nin ilk blockchain hackathon’u Blockfellow ile karşınızda.

Benzer nitelikte eğitici röportajlarımız devam edecek. YouTube kanalımızı takip etmeyi unutmayın.

Jupiter Intelligence, 23 milyon dolarlık seri B yatırım turunu kapattı

Hava koşulları ve iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri tahmin eden Kaliforniya merkezli startup Jupiter Intelligence, Seri B yatırımını 23 milyon dolar ile kapattığını duyurdu.

Jupiter Intelligence, 2018 yılının başında 1,2 milyon dolarlık tohum yatırım almıştı. Energize Ventures liderliğinde gerçekleşen yatırım turuna Mitsui MS&AD, QBE, Nephila, SYSTEMIQ, Data Collective (DCVC) ve Ignition Partners katıldı.

2017 yılında kurulan Jupiter Intelligence, iklim değişikliliğinin neden olduğu riskleri tahmin etmek ve yönetmek için çeşitli analitik hizmetler sunuyor. Tüm hizmetlerin, Jupiter ClimateScore Intelligence Platformu‘na entegre edilmesiyle değişen iklim etkilerini tahmin etmek için dinamik, hiper-yerel ve 1 saatten 50 yıla kadar uzanan iklim odaklı analizleri yapabiliyor.

(Deniz Seviyelerinin Yükselmesi Senaryosu, 2030 yılı, Jupiter Intelligence )

Platformun içerisindeki, Jupiter FloodScore ile taşkınlara yönelik analizler yapılırken; Jupiter HeatScore ile de sıcaklık değişkenleriyle ilgili analizler de yapılabiliyor.

Gayrimenkul, sigorta, enerji, altyapı gibi alanlarda kamu ve özel şirketlerine; şiddetli hava olayları, yoğun fırtınalar, yükselen deniz seviyeleri ve sıcaklıklar hakkında hizmetler veriyor. Kullanıcılar bu hizmetleri, sermaye planlama, risk yönetimi, saha seçimi, şehir tasarım planlamaları, tedarik zinciri yönetimi, yatırım değerlemeleri ve hissedar açıklamalarını içeren geniş bir uygulama yelpazesi için kullanıyor.

Jupiter Intelligence şu anda; New York City, Güney Florida, Houston ve Avrupa’da çalışmalarını sürdürüyor.

Snapchat kurucusu Evan Spiegel’in hayatı dizi oluyor

İlk kez 2010 yılında beyaz perdede sergilenen The Social Network filmi, bir sosyal ağ olan Facebook’un nasıl ortaya çıktığını ve kurucusu Mark Zuckerberg’in başından geçen serüveni beyaz perdeye taşımıştı. Bu kez Facebook’un ardından bir sosyal medya ağının hikayesi daha izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.

Snapchat kurucusu Evan Spiegel‘in hayatının ve 13 – 24 yaş aralığındaki gençlerin favori sosyal ağı Snapchat’in kuruluş hikayesinin anlatılacağı Frat Boy Genius, The Social Network’ten farklı olarak film yerine dizi olarak yayınlanacak ve geleneksel mecralar yerine dijital yayın platformu Quibi’de izleyiciyle buluşacak.

Platform 1 milyar dolar yatırımla hayata geçti

Hollywood’taki önemli prodüksiyon şirketlerinin 1 milyar dolar yatırımıyla desteklenerek Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan ve Silikon Vadisi’nde geliştirilen Quibi’ye özel olacak Frat Boy Genius dizisi, kısa bölümlerden oluşacak ve her bir bölüm bir öncekinden bağımsız bir hikayeyi izleyiciye anlatacak.

Çekimlerine yakın zamanda başlanması planlanan dizinin, önümüzdeki yıl nisan ayında Quibi’de yayına başlaması bekleniyor.

Öte yandan Frat Boy Genius dizisi Quibi için de büyük önem taşıyor. Amazon Prime, Netflix ve YouTube gibi servislere rakip olarak hayata geçen Quibi’nin ilk ses getiren önemli özel içeriklerinden biri olacak Frat Boy Genius, aynı zamanda platformun rakipleri karşısında nasıl konumlanacağını da bizlere gösterecek.

Londra merkezli terapi girişimi Spill, 760 bin Euro tohum yatırım aldı

Akıl hastalığı, dünya çapında dört kişiden birini etkileyen ve giderek büyüyen global bir sorundur. Londra merkezli Spill, insanların duygusal zekalarını artırmalarına ve yaşamın zorluklarını aşma yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla mesaj tabanlı terapiler sunan bir uygulamadır.

2018’de kurulan girişim, Passion Capital, Seedcamp ve Made.com’un kurucusu Julian Callede ve Urban’ın kurucu ortağı Jack Tang dahil olmak üzere melek yatırımcılarından 760 bin Euro tohum yatırım aldığını açıkladı.

Spill, iş kurucu ve ortak olan bireylerin hem kamu hem de özel sektör seçeneklerinin önündeki mevcut engellerle ilgili hayal kırıklıklarını ele alarak kurulmuş bir girişim olup, zor dönemden geçen veya sadece yardım ve koçluk isteyen kişiler için hem maliyetli olan hem de sonucunda ‘sosyal leke’ olarak anılan terapilere alternatif olarak geliştirilmiştir.

Spill uygulamasında kullanıcılar, anonim yazılı terapötik iletişim kullanarak psikoterapi derneklerindeki kayıtlı danışmanlar ve psikoterapistlerle bağlantı kurabilir, böylece özel ve esnek bir refah desteği almış olurlar. Ayrıca Spill şirketlerle ve üniversitelerle birlikte çalışmakta olup, üniversite öğrencilerine ve çalışanlara ücretsiz hizmet vermektedir.

Spill’in kurucu ortağı olan Calvin Benton’a göre uygulama, zor zamanlarımızda yanımızda olacak bir kaynak niteliğinde ve tıbbi bir üründen ziyade bir tüketici uygulaması gibi kullanılmak üzere tasarlanmış olduğu için bireylerin utanmadan yardım alabilmelerine olanak sağlıyor. Mevcut Spill kullanıcılarının %84’ü daha önce herhangi bir zihinsel sağlık rehberliğine veya danışmanlığına başvurmamış. Bu istatistik, kullanımı kolay ve korkutucu olmayan bir hizmetin yararını ve potansiyel erişimini göstermektedir.

Uygulama zaten en az on çalışanı olan küçük girişimlerden, Monzo ve Rightmove gibi hızlı büyüyen şirketlere ve Hargreaves Lansdown’ı da içeren şirketlere kadar her boyutta kuruluşa dahil olmuş durumda. Spill’in vizyonu, dahil olduğu şirketlere terapi ve danışmanlık hizmeti vererek onlara fayda sağlayabilmektir.

Kullanıcılarından oldukça iyi geri dönüşler alan uygulamaya yapılan bu son sermaye enjeksiyonu, şirketin mühendislik ekibini büyütmek, kuruluşlara sunduğu temel teklifleri daha da geliştirmek ve üniversite gibi akademik kurumlara olan potansiyel genişlemeyi yönlendirmek için kullanılacak.