Ana Sayfa Blog Sayfa 8

Ebeveyn ve çocuk platformu Yuva, Startans’tan yatırım aldı

Ebeveynlerin çocuklarıyla ilgili her alanda ihtiyaç duydukları uzman desteğine tek bir platformdan ulaşmalarını sağlayan Yuva, erken aşama girişimlere destek veren Startans‘tan yatırım aldı. Yatırımla ilgili finansal detaylar açıklanmadı.

Bu yatırım, platformun hem bireysel kullanıcılarına sunduğu hizmetleri genişletmesine hem de kurumsal iş birlikleriyle şirketlerin çalışan ebeveynlere yan hak olarak sunabileceği kapsamlı çözümler geliştirmesine olanak tanıyacak.

Ebeveynlere rehberlik eden uzman ekosistemi

Yuva, ebeveynlerin emzirme danışmanından çocuk psikoloğuna, eğitim danışmanından yurt dışı üniversite hazırlığına, diyetisyenden fizyoterapiste kadar geniş bir hizmet yelpazesine erişmesini sağlayan bir platform.

Dijitalleşen dünyada ebeveynlerin doğru rehberliğe kolayca ulaşmasını hedefleyen Yuva, birebir online danışmanlık, faydalı rehber içerikleri ve interaktif eğitim programları sunarak ailelerin doğru kararlar almasına yardımcı oluyor.

Startans yatırımıyla hedeflere doğru

Startans’tan aldığı yatırım ile Yuva, online verdiği hizmetleri ile Türkiye’nin her köşesindeki çocukların akademik ve pedagojik gelişimde ailelerin yanında olmayı hedefliyor. Ayrıca uzman ekosistemini genişleterek daha çok alanda danışmanlık vermeyi ve kurumsal iş birliklerini artırarak daha fazla ebeveyne ulaşmayı planlıyor.

Yuva Kurucu Ortağı Burhan Şengün yatırım hakkında verdiği demeçte;

“Dünya değişiyor ve bu değişim her şeyden önce çocuklarımızı etkiliyor. Okul ve aile olarak günümüz çocuklarının teknolojinin içinde bir nesil olduğu gerçeğini her ne kadar tüm yönleriyle kanıksamış olsak da bu teknolojinin hayata uydurulabilir yollarını bulmalı, onları 21. yüzyıl becerileri dediğimiz gelecek neslin ihtiyacı olan üst düzey davranış ve yaşayış modelleriyle tanıştırmalıyız. Yuva platformu olarak anaokulu seviyesi çocuklardan liseli gençlere bugünün yeni kuşağının hayata odaklanan, yaşamları değiştiren ve etkileyen teknoloji okuryazarı olmaları ve bu yöndeki ilgilerini belirlemeleri konusunda destek sunuyoruz. Teknolojik gelişmelerin hızına yetişme konusunda kaygı duyan çocuk, genç ve ebeveynlerin Yuva platformu aracılığıyla buna erişebiliyor olmasıyla teknoloji eğitimlerinde fırsat eşitliği sağlamayı hedefliyoruz.”

Yuva Kurucu Ortağı Oğuzhan Yılmaz yatırım hakkında verdiği demeçte;

“Çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesi, yalnızca akademik başarıyla değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik gelişimle de doğrudan bağlantılıdır. Günümüz dünyasında ebeveynler, çocuklarının ruh sağlığını destekleme konusunda daha bilinçli hareket etmek istiyor ancak doğru kaynağa ve uzman desteğine erişimde zorluk yaşayabiliyor. Yuva platformu olarak, bilimsel temellere dayanan pedagojik ve psikolojik rehberlikle ailelerin bu süreçte yanlarında olmayı amaçlıyoruz.”

Startans Yönetim Kurulu Üyesi Begim Başlıgil ise yatırım ile ilgili olarak demecinde;

“Yuva, ebeveynlerin çocuk gelişimi ve psikolojik destek konularında güvenilir bir rehber arayışına güçlü bir yanıt sunuyor. Dijitalleşmenin hız kazandığı bu dönemde, ailelerin ihtiyaç duyduğu doğru bilgilere kolayca erişebilmesi büyük önem taşıyor. Yuva Ebeveyn & Çocuk Platformu bu misyonuna katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu yatırımla, platformun daha geniş kitlelere ulaşmasını ve ebeveynlere sağladığı desteğin artırılmasını hedefliyoruz.”

Startans Yatırım Kurulu Başkanı Ufuk Kab ise yatırım ile ilgil olarak;

“Teknoloji ve inovasyon, günümüzde her sektörde olduğu gibi, ebeveynlerin ve çocukların yaşam kalitesini artıran hizmetlerde de kritik bir rol oynuyor. Yuva’nın, bu ihtiyacı bilimsel yaklaşımıyla birleştirerek güçlü bir ekosistem oluşturuyor. Startans olarak, yalnızca finansal destek sağlamakla kalmayıp, Yuva’nın stratejik büyüme yolculuğunda yanında olmayı ve dijital dünyada daha geniş kitlelere ulaşmasını desteklemeyi amaçlıyoruz. Bu yatırımın, ebeveynlerin hayatını kolaylaştıran çözümler sunmada yeni bir dönemin başlangıcı olacağına inanıyoruz.”

Ödeme sistemleri çözümleri sunan yerli girişim MagicPay, Hollanda pazarına açıldı

Ödeme sistemleri ekosistemine yenilikçi çözümler getiren yerli girişim MagicPay, artık çözümlerini fintech alanında en dinamik ülkelerden biri olan Hollanda’ya da sunacak.

MagicPay: Global bir ödeme marketi sunarak, ödeme gateway’leri ve POS çözümleri sağlıyor. Para transferi de bu hizmetler arasında.

MagicPay’in Hollanda Ülke Direktörü olarak atanan Erhan Dönmez şirketin bölgedeki büyümesine liderlik edecek. Konuyla ilgili bilgi veren MagicPay CEO’su Latif Vardar verdiği demeçte;

“Hollanda, Avrupa’nın fintech alanındaki en canlı ülkelerinden biri durumunda… MagicPay olarak, yapay zeka destekli ödeme çözümlerimizle burada da fark yaratacağız. Türkiye’den çıkan yerli bir girişim olarak sadece yazılım ve teknoloji ihracı değil bilgi birikimimizle oluşan katma değer ihraç etmiş oluyoruz. Ülke Direktörümüz Erhan Dönmez’in liderliğinde, Hollanda pazarında güçlü bir yer edinmeyi hedefliyoruz.”

Yurt dışına açılma hamlesi

Vardar şunları ekledi; “MagicPay, yalnızca Hollanda ile sınırlı kalmayarak Portekiz, İspanya, İngiltere, Singapur ve Azerbaycan pazarlarına da açılacağını duyurdu. 2025 yılı içinde bu ülkelerde operasyonlarını başlatmayı planlayan şirket, küresel ödeme sistemlerinde daha büyük bir rol oynamaya hazırlanıyor. Fintech dünyasında yapay zeka kullanımının öncüsü olmayı hedefliyoruz. MagicPay olarak, AI destekli işlem yönetimi ile ödemeleri daha hızlı, daha güvenli ve daha akıllı hale getiriyoruz. 2025 yılı içinde Portekiz, İspanya, İngiltere, Singapur ve Azerbaycan gibi stratejik pazarlara açılarak, AI destekli fintech çözümlerimizi dünya çapında yaygınlaştıracağız. AI destekli Ödeme Sistemleri ile geleceği şekillendiriyoruz. MagicPay, geleneksel ödeme sistemlerinden farklı olarak yapay zeka tabanlı işlem yönetimi sunuyor. Bu sayede: dolandırıcılık riskleri minimuma indiriliyor. Ödemeler daha hızlı ve verimli yönetiliyor. Kullanıcıların harcama alışkanlıkları analiz edilerek kişiselleştirilmiş ödeme çözümleri sunuluyor. “

Akbank Teknoloji’ye 2025 yılı içerisinde 315 milyon dolarlık yatırım gerçekleştirilecek

Son dönemde yapay zeka, servis bankacılığı ve bulut tabanlı dönüşüm çalışmalarına yoğunluk veren Akbank, 2025 yılında 315 milyon dolar teknoloji yatırımı gerçekleştirecek ve böylece bankanın son 5 yılda bu alana yaptığı toplam yatırım 1 milyar doları aşacak.

Akbank Teknoloji, inovasyon ve dijitalleşme yatırımlarıyla bugün büyük ölçekli bir teknoloji şirketi hacminde faaliyet gösteriyor. Böylece Akbank, müşterilerine sunduğu deneyimi zenginleştirirken bankacılığın sınırlarını da genişletiyor.

Çevik, inovatif ve üretken olma misyonu

Akbank’ın bu çalışmalarıyla yalnızca finans ekosistemi için değil, teknoloji ve inovasyon dünyası için de öncü bir rol üstlendiğini belirten Akbank Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Gökçay verdiği demeçte;

“Bugün Akbank Teknoloji olarak küresel ve yerel trendler ışığında, müşteri ihtiyaçları doğrultusunda yenilikçi finansal çözümler geliştiriyor, çalışmalarımızı çevik, inovatif ve üretken olma misyonuyla sürdürüyoruz. 2.500 teknoloji profesyonelimiz, 240’tan fazla çevik takımımız ve güçlü mühendislik kaslarımızla, bankacılığın geleceğini şekillendiriyoruz. Alanında öncü, yapay zekâ destekli çözümlerimizle müşterilerimize daha akıllı, hızlı ve güvenilir hizmet sunarken, bulut tabanlı mimarimiz ve güçlü veri merkezi altyapımızla güvenilir ve sürdürülebilir bir teknoloji altyapısı inşa ediyoruz. Benimsediğimiz mühendislik ve çalışma pratikleri, modern mimari yaklaşımlar ve dayanıklılık mühendisliği gibi küresel iyi uygulama örneklerinin bir sonucu olarak son 2 yılda müşterilerimize sunduğumuz çözümleri %60 oranında artırırken, proje tamamlama hızımızı ise %25 iyileştirdik.”

Bir önceki yıla göre yüzde 50’den fazla artışla 315 milyon dolar teknoloji yatırımı

Akbank, dijital bankacılık ve teknoloji altyapısına yaptığı yatırımları her geçen yıl artırarak sürdürüyor. 2025 yılında yatırımlarını bir önceki yıla göre yüzde 50’den fazla artışla 315 milyon dolar seviyesine yükseltmeyi planlayan Akbank’ın gündemindeki temel odak alanları çalışanlarının gelişimi, teknoloji üretim merkezi, bulut tabanlı dönüşüm ve yenilikçi ürün ve servisler olacak.

Akbank, yeni nesil hizmetleriyle dijital bankacılık alanında sağladığı büyümeyi sürdürüyor. Banka, 2021’den bu yana dijital müşteri sayısını %89’lik bir artışla 12,5 milyona yükseltti. Bu gelişimde önemli bir rol oynayan Akbank Mobil ise ayda 700 milyon etkileşimle müşterilerin dijital bankacılık deneyiminde yanlarında yer almaya devam ediyor.

Yüzlerce analitik ve bilişsel model ile akıllı bankacılık

Akbank, yapay zekâ yatırımlarını dört ana alanda yürütüyor: Görüntü işleme, ses işleme, doğal dil işleme ve ileri analitik. Banka bu alandaki çalışmalarla bugün 400’den fazla ileri analitik model ve 100’e yakın bilişsel yapay zekâ modeli ile ortaya koyduğu çözümlerle operasyonel süreçlerden müşteri hizmetlerine, nakit yönetiminden müşterilere sunulan kişiselleştirilmiş hizmetlere kadar birçok alanda fark yaratıyor. Aynı zamanda bankacılık hizmetlerinde yapay zekânın sunduğu avantajları en üst seviyeye taşımak için büyük dil modeli ve üretken yapay zekâ çözümleri geliştiriyor.

Bankacılıkta otonom dönem başlıyor: ‘Agentic AI’

Akbank, yapay zekâ ve üretken yapay zekâ teknolojileriyle bankacılık süreçlerini yeniden tanımlarken, 2025 itibarıyla devreye alacağı ‘Agentic AI’ çözümleriyle bu dönüşümü bir adım ileri taşımayı hedefliyor. Böylece müşteri hizmetleri ve operasyonel süreçlerde daha özerk ve proaktif yapay zekâ çözümleri devreye alınacak. Kullanıcı taleplerine gerçek zamanlı olarak yanıt veren, ihtiyaçları önceden tahmin ederek kişiselleştirilmiş öneriler sunan ve müşteri deneyimini daha akışkan hale getiren otonom bir sistem inşa edilecek.

Akbank dayanıklı altyapı ve güvenli bankacılık için veri merkezi yatırımlarını sürdürüyor

Akbank, güçlü teknoloji altyapısıyla kesintisiz hizmet sunabilmek adına veri merkezlerine önemli yatırımlar yapıyor. 250 milyon dolarlık yatırımla, 2019 yılında hizmete başlayan Akbank Veri Merkezi, dünyanın en ileri teknolojiye sahip finansal veri merkezlerinden biri olarak faaliyet gösteriyor. Yüksek güvenlikli ve ölçeklenebilir mimarisi sayesinde bankanın dijital işlem hacmini barındırırken, operasyonel verimliliği ve sürdürülebilirliği en üst düzeye çıkarıyor.

Bankanın ikincil veri merkezi ise olağanüstü durumlarda hizmet vermeye hazır bulunuyor. Tüm bankacılık sistemleri için %100 veri ve sistem yedeği sağlayan bu merkez, Akbank Veri Merkezi ile tam uyumlu çalışarak kesintisiz hizmet güvencesi sunuyor.

Akbank, artan işlem hacmine uyum sağlamak ve operasyonel sürekliliği daha da güçlendirmek amacıyla olağanüstü durum merkezini taşıyacağı yeni bir veri merkezi yatırımına da başladı. Ankara’da inşa edilen yeni veri merkezi, Akbank Veri Merkezi ile eşzamanlı çalışarak hız, esneklik ve verimlilik sağlayacak. Merkezin 2025 yılının ikinci çeyreğinde altyapısının tamamlanması ve yıl sonuna dek tam kapasiteyle faaliyete geçmesi planlanıyor.

Hyundai Motor Türkiye, İzmit fabrikasında elektrikli araç üretimine hazırlanıyor

Hyundai Motor Türkiye, ünvan değişikliğinden sonra şimdi de elektrikli araç üretimine hazırlandığını duyurdu.

Türkiye’de elektrikli araç üretme planlarıyla birlikte üretim kapasitesini ve sürdürülebilirlik çabalarını güçlendirmeye yönelik önemli bir adım atan Hyundai, aynı zamanda markanın karbon ayak izini azaltma hedefini de güçlendiriyor. Yerli elektrikli araç üretimi aynı zamanda ülke ekonomisini ve global yeşil mobiliteye geçişi de destekliyor.

Türkiye’deki İzmit fabrikasında üretilecek olan EV model, Hyundai’nin büyüyen elektrikli ürün gamına katkıda bulunacak ve Avrupa pazarının sürdürülebilir mobilite çözümlerine yönelik artan talebini destekleyecek. Hyundai Motor Türkiye, elektrikli modelin yanı sıra içten yanmalı motorlu modeller üretmeye de devam edecek.

Buna ek olarak; Hyundai Motor Türkiye, geçtiğimiz günlerde, global otomotiv dünyasındaki rolünü daha iyi vurgulamak için “Hyundai Assan Otomotiv Sanayi” olan ticari ünvanını da “Hyundai Motor Türkiye” olarak değiştirmişti.

Markanın yeniden yapılanma çabaları, Hyundai Motor Grubu’nun Kore dışındaki ilk ve en uzun süredir hizmet veren yurtdışı üretim merkezi konumunu da vurguluyor. 28 yılda üç milyondan fazla araç üreten Hyundai Motor Türkiye, istihdama, ihracata ve ulusal ekonomiye önemli ölçüde katkıda bulunmaya da devam ediyor. Hyundai Motor Türkiye, mevcut üretim genişlemesine ek olarak yerel tedariğe de öncelik veriyor. Bu sayede araç bileşenlerinin yüzde 55’inden fazlası 50’den fazla tedarikçiden oluşan bir ağ aracılığıyla yerli olarak üretiyor. İzmit’te üretilecek EV’ler de bu oranı sürdürme hedefinde olacak.

Hyundai Motor Türkiye, tüm bu gelişmelerin ışığında elektrikli araç üretimini hızlandırarak hem rekabetçi konumunu hem de çevre dostu mobiliteye olan bağlılığını güçlendiriyor. Bu stratejik hamle, markanın 2035 yılına kadar Avrupa’da yalnızca sıfır egzoz emisyonlu araçlar sunma planlarını sağlamlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’nin marka adına Avrupa’daki önemli rolünü de güçlendiriyor.

40’tan fazla girişim ile iş ortaklığı yapan Togg, yeni girişimlerin başvurularını bekliyor

Türkiye’nin mobilite alanında hizmet veren küresel teknoloji markası Togg, “ekosistem olarak birlikte büyüme” vizyonuyla, halihazırda 40’tan fazla startup ile yaptığı güç birliğini büyütmek için yeni bir adım attı.

Togg, startup iş birlikleri için özel olarak tasarladığı yeni web sayfası üzerinden bir çağrı yaparak, mobilite, yapay zeka, siber güvenlik, finansal teknolojiler, block zinciri, oyun & oyunlaştırma, akıllı servisler, sürdürülebilir materyaller ve enerji çözümleri alanında çalışan startup’ları ekosistemine dahil olmaya davet etti.

Togg, dijital deneyim platformu Trumore çatısı altında kullanıcıların günlük yaşamlarını kolaylaştıracak startup’lara atölye çalışmalarından mentörlüğe, birlikte ürün geliştirmeden global partnerlerle buluşturmaya pek çok konuda destek sunacak.

“Mobilite ekosistemini birlikte inşa ediyoruz”

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, konuya ilişkin verdiği demeçte;

“Günümüzde inovatif teknolojiler çoğunlukla küçük, çevik, yaratıcı girişimler yani startup’lar tarafından geliştiriliyor. Biz de kurulduğumuz günden bu yana mobilite ekosistemini startup’larla birlikte şekillendirmek için pek çok iş birliği gerçekleştiriyoruz. Halen 40’tan fazla startup’la birlikte çalışıyor, kullanıcılara değer katacak yeni ürün ve hizmetleri beraber geliştiriyoruz. Tüm iş ortaklarımızla aynı göz hizasındayız. Birlikte değer yaratıp, sürdürülebilir bir gelecek inşa edebileceğimiz yeni girişimleri aramızda görmeyi bekliyoruz.”

Şeffaf ve kolay başvuru

Trumore tarafından startup’lara özel olarak geliştirilen dijital sistem, yeni girişimlerin ekosisteme katılım süreçlerini kolaylaştırıyor. Şeffaf ve kolay bir biçimde başvuru yapabilen startup’lar, Togg’un sunduğu pek çok destekten faydalanarak, global ölçekte büyüme şansı yakalıyor.

Başvuru: togg.com.tr/trumore/startup

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin yeni genel müdürü Dr. Önder Kul oldu

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından girişimciliğin desteklenmesi amacıyla Kasım 2016’da kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde (BTM) görev değişimi yaşandı. Kurucu Genel Müdür Dr. İbrahim Elbaşı, BTM’nin Fulya’daki yerleşkesinde düzenlenen törenle yerini Dr. Önder Kul’a bıraktı.

Dr. İbrahim Elbaşı yönetimindeki BTM, kısa süre içinde dünyanın sayılı kuluçka merkezlerinden biri haline geldi. Kuluçka merkezlerini değerlendirme konusunda otorite olarak kabul edilen İsveç merkezli UBI Global, Silikon Vadisi de dahil dünya genelindeki tüm startup merkezleri arasında yaptığı değerlendirme sonunda henüz 3’üncü yılındayken BTM’yi “Dünyanın En Çok Gelecek Vaat Eden Merkezi” seçti. BTM iki yıl sonra yine UBI Global tarafından “Dünyanın En İyi 3’üncü Kuluçka Merkezi” ilan edildi.

10 binden fazla girişimciye evsahipliği yaptı

BTM, kuruluşundan bu yana geride bıraktığı 7 yıl boyunca 6 bin 416 girişimden 10 bin 335 girişimciye destek verdi. Bu süreç içinde 135 BTM girişimine, 8 milyar 818 milyon lira değerleme üzerinden yatırım yapıldı.

Dr. İbrahim Elbaşı’dan görevi devralan Dr. Önder Kul ise liseyi birincilikle bitirdikten sonra Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Yüksek Lisansını Politecnico di Milano’da, doktorasını da Kültür Üniversitesi’nde yaparak mühendislik ekonomisi alanında uzmanlık kazanan Kul’un hem inşaat hem de turizm alanında yatırımları bulunuyor. Kul aynı zamanda MÜSİAD YTK’da Afrika diplomasi sorumluluğu ve MÜSİAD Invest’te ise icra kurulunda görev yapıyor.

3 yılı geride bırakan ON Dijital Bankacılık, girişimlere yatırım yapmak için CVC kuruyor

Bankacılık sektöründe yenilikçi yaklaşımları ve dijitalleşmeye yaptığı yatırımlarla dikkat çeken kurumlardan Burgan Bank’ın dijital bankacılık markası ON Dijital Bankacılık, 3 yılı geride bıraktı.

Burgan Bank ON Dijital Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Halil Özcan, ON Dijital Bankacılık’ın başarılarını, yenilenen mobil uygulamasını, yeni ON Kredi Kartı’nı ve gelecek vizyonunu aktardı. Türkiye’de dijital bankacılık kullanımının hızla artarak kullanıcı sayısının 120 milyona ulaştığına dikkat çeken Halil Özcan, sektörün yılda ortalama %10 ila %20 arasında büyüdüğünü söyledi.

2025 yılında 2 milyon, 5 yıl içinde 5 milyon müşteri hedefi

ON Dijital Bankacılık’ın üç yıl gibi kısa bir sürede 1 milyon müşteriyi aşarak Türkiye’nin en hızlı büyüyen dijital bankacılık platformlarından biri olduğuna dikkat çeken Halil Özcan, yıl sonuna kadar bu rakamı 2 milyona çıkarmayı, 5 yıl içinde ise 5 milyon müşteriye ulaşmayı planladıklarını belirtti. Özcan;

“Türkiye Bankalar Birliği’nin Ocak 2025 Uzaktan Müşteri Edinimi Raporu’na göre, sektörde artık her iki yeni müşteriden biri bankacılık hizmetlerine uzaktan erişiyor. ON Dijital Bankacılık olarak biz de 2024 yılında uzaktan müşteri ediniminde sektör ortalamasının 3,7 katı büyüdük.”

ON’lular 3 yıllık karnesi: 53 milyon TL tasarruf

Dijitalleşmenin getirdiği maliyet avantajını müşterilerine fayda olarak yansıttıklarını paylaşan Halil Özcan;

“Müşterilerimize sunduğumuz ücretsiz Havale, EFT ve FAST imkanıyla ON’lular bugüne kadar para transferlerinde hiç ücret ödemeyerek 53 milyon TL’nin üzerinde tasarruf etti. Ayrıca ON müşterilerimize özel kredide düşük, mevduatta yüksek faiz oranları sunuyoruz. Çok yakında başlayacak olan yurtdışı para transferi ve kripto para borsalarında para transferi hizmetlerini de müşterilerimize ücretsiz olarak sunacağız.”

ON Mobil yenilendi

Halil Özcan; “Öncelikli amacımız müşterilerimizin günlük yoğun iş akışında da bankacılık işlemlerini hızlıca yapabilmeleri ve yatırımlarına birkaç tıkla yön verebilmeleri. Şu anda uygulamamız üzerinde müşterilerimiz günde ortalama sadece 3 dakika harcayarak bankacılık işlemlerini gerçekleştirebiliyor. Müşterilerimiz en sık kullandıkları fonksiyonlarla uygulama ekranını kolayca kişiselleştirebiliyor, işlemlerini daha hızlı ve pratik hale getirebiliyorlar.”

CVC kuruluyor

Burgan Bank’ın ON Dijital Bankacılık’tan sorumlu genel müdür yardımcısı Halil Özcan, önümüzdeki haftalarda bir CVC’nin resmen kurulacağının da bilgisini verdi. Buradan finansal teknoloji alanındaki girişimlere de yatırım yapacaklarmış. Kurulduğunda ve detaylar netleştiğinde sizinle ayrı bir özel içerik paylaşacağız.

Amazon Web Services’tan ilk kuantum bilgi işlem çipi: Ocelot

Amazon Web Services (AWS), kuantum hata düzeltme maliyetlerini yüzde 90’a kadar azaltabilen birinci nesil kuantum bilgi işlem çipi Ocelot‘u geliştirdiğini duyurdu. California Teknoloji Enstitüsü AWS Kuantum Bilgi İşlem Merkezi’ndeki ekip tarafından geliştirilen bu çip, herhangi bir geleneksel bilgisayarın çözemeyeceği ticari ve bilimsel sorunları çözebilen, hata toleranslı kuantum bilgisayarlar oluşturma yarışında önemli bir adımı temsil ediyor.

Kuantum bilgisayar ile klasik bilgisayar arasındaki fark nedir?

Kuantum bilgisayarlar, kriptografiden asal malzemelerin geliştirilmesine kadar geniş bir yelpazede toplumda ve teknolojide büyük ilerlemeler sağlama potansiyeline sahip. Bugün kullanılan geleneksel veya ‘klasik’ bilgisayarlar ile kuantum bilgisayarlar arasındaki temel fark, klasik bilgisayarların en temel dijital bilgi birimi olan ve genellikle 1 veya 0 değeri ile temsil edilen bitleri kullanması. Ancak kuantum bilgisayarlar hesaplama yapmak için kuantum bitlerini veya ‘kübitleri’ (genellikle elektronlar veya fotonlar gibi temel parçacıklar) kullanıyor. Bilim adamları, kübitin aynı anda hem 1 hem de 0 değerini taşıması anlamına gelen ‘kuantum durumunu’ manipüle etmek için hassas bir şekilde zamanlanmış ve ayarlanmış elektromanyetik darbeler uygulayabiliyor. Bu işlem birçok kübit üzerinde gerçekleştirildiğinde bir kuantum bilgisayarın bazı önemli sorunları klasik bir bilgisayarın yapabileceğinden çok daha hızlı bir şekilde çözmesine olanak tanıyor.

Neden hepimiz halihazırda kuantum bilgisayarları kullanmıyoruz?

Kuantum bilgisayarlarla ilgili en büyük zorluklardan biri, ortamlarındaki en küçük değişikliklere veya ‘gürültüye’ karşı inanılmaz derecede hassas olmaları. Titreşimler, ısı, cep telefonlarından ve WIFI ağlarından gelen elektromanyetik parazitler ve hatta uzaydan gelen kozmik ışınlar ve radyasyon, kübitleri kuantum durumlarından çıkararak gerçekleştirilen kuantum bilgi işleminde hatalara neden olabiliyor. Bu durum, yüksek karmaşıklıkta, güvenilir ve hatasız hesaplamalar yapabilen kuantum bilgisayarlar oluşturmayı son derece zorlaştırıyor.

Kuantum hata düzeltme nedir?

Kuantum hata düzeltme, kuantum bilgilerini çevreden korumak için ‘mantıksal kübitler’ olarak adlandırılan birden çok kübit üzerinde özel bir kuantum bilgisi kodlaması kullanıyor. Bu aynı zamanda hataların oluştukları anda tespit edilmesini ve düzeltilmesini de sağlıyor. Ne yazık ki kuantum hata düzeltme, gerekebilecek kübit sayısının fazlalığı nedeniyle potansiyel olarak büyük bir maliyeti de beraberinde getiriyor.

Son zamanlarda kuantum bilgi işlem ‘atılımları’ hakkında başka haberler de çıktı. Ocelot’u farklı kılan nedir?

AWS, kuantum hata düzeltmeyi verimli ve etkili bir şekilde uygulamak için Ocelot’un mimarisini sıfırdan tasarladı. Ocelot, kuantum hata düzeltme için gereken kaynakları geleneksel yaklaşımlara kıyasla 5-10 kat azaltma potansiyeline sahip. Adını ünlü Schrödinger’in kedisi deneyinden alan, kedi kübitleri adı verilen bir tür kübit teknolojisi kullanıyor. Kedi kübitleri, belirli hata türlerini bastırarak yapılması gereken kuantum hata düzeltmesini basitleştiriyor ve azaltıyor. AWS, Ocelot’u geliştirerek elektronik endüstrisi süreçleri ile üretilebilecek bir mikroçipe kedi kübiti teknolojisini ve kuantum hata düzeltme bileşenlerini entegre edebileceğini gösterdi.

Bu neden önemli?

AWS Kuantum Donanımı Başkanı Oskar Painter verdiği demeçte;

“Pratik kuantum bilgisayarlar yapacaksak, öncelikle kuantum hata düzeltmeden başlamamız gerektiğine inanıyoruz. Ocelot ile bunu yaptık. Mevcut bir mimariyi alarak buna hata düzeltmeyi dahil etmeye çalışmadık. Kübitimizi ve mimarimizi seçerken kuantum hata düzeltmeyi en önemli gereksinim olarak belirledik.”

Painter ve ekibi, Ocelot’u “dönüştürücü toplumsal etki yaratabilecek tam teşekküllü bir kuantum bilgisayara” ölçeklendirmek için, standart olarak kuantum hata düzeltme yaklaşımlarıyla ilişkilendirilen kaynakların onda birini kullanmanın yeterli olacağını tahmin ediyor.

Ocelot hakkında kısa bilgiler:

  • Ocelot, AWS’in kuantum hata düzeltme mimarisinin etkinliğini test etmek için tasarlanmış küçük ölçekli bir prototip çiptir.
  • İki entegre silikon mikroçipten oluşuyor. Her çip yaklaşık 1 cm²’lik bir alana sahip. Çipler, elektrikle bağlı bir çip yığınında üst üste yerleştirilmiş olarak bulunuyorlar.
  • Her silikon mikroçipin yüzeyinde, kuantum devresi elemanlarını oluşturan ince süper iletken malzeme katmanları bulunuyor.
  • Ocelot’un devreleri 14 temel bileşenden oluşuyor: 5 veri kübiti (kedi kübitleri), veri kübitlerini stabilize etmek için 5 ‘tampon devre’ ve veri kübitlerindeki hataları tespit etmek için 4 ek kübit.
  • Kedi kübitleri, bilgi işlem için kullanılan kuantum durumlarını depoluyor. Bunu yapmak için, sabit aralıklarla tekrarlayan bir elektrik sinyali üreten, osilatör adı verilen bileşenler kullanıyorlar.
  • Ocelot’un yüksek kaliteli osilatörleri, Tantal adı verilen süper iletken ince film bir malzemeden yapıldı. AWS malzeme bilimcileri, osilatörlerin performansını artırmak için
  • Tantal’ı silikon çip üzerinde işlemenin özel bir yöntemini geliştirdiler.

Ocelot ismi nereden geliyor?

Ocelot ismi aslında bir kelime oyunu. Hem ‘osilatör’ kelimesini çağrıştırıyor hem de oselo bir kedi cinsi, böylece çipin kedi kübitleri kullandığına atıfta bulunuluyor.

Ocelot’un işe yaradığını nereden biliyoruz?

AWS bilim insanları, Ocelot’un mantıksal kübit düzeyinde bilgiyi ne kadar iyi depolayabildiğini ve saklayabildiğini incelemek için deneyler yaptı. Bu deneyler hem hata oranını hem de yaklaşımın ölçeklenebilirliğini incelemek için hata düzeltme işleminin tekrar tekrar uygulanarak test edilmesini içeriyordu. Painter,

“Bu, algoritma çalıştırdığımız bir iş yükü değildi. Kuantum bilgisini ne kadar süre depolayabileceğini görmek için çipi tekrar tekrar ölçtük. Açıkçası, bu testleri yapmadan önce, bu mimarinin ve kedi kübiti yaklaşımının performansı koruyarak ölçeklenebilir olup olamayacağı konusunda şüphelerim vardı. Ocelot ile gördüklerimizden sonra bu yaklaşımın uygulanabilir olduğuna ikna oldum ve daha büyük, daha performanslı sistemler oluşturma aşamasında önemli teknik faydalar sağlayacağını düşünüyorum.”

Bilim insanları başka ne diyor?

Painter, “İlk klasik dijital bilgisayarlar devasa makinelerdi. Çok fazla yer kaplıyorlardı ve elektrik sinyallerini yükseltmek için güvenilir olmayan vakum tüplerinden yapılmışlardı. Ancak daha sonra transistör icat edildi, bu da zamanla daha güvenilir bileşenlerin kullanılmasını sağlayarak nihayetinde mikroelektroniğin büyük ölçekte üretilebilmesinin ve bugün gördüğümüz bilgisayarların yolunu açtı. Şu anda kuantum bilgi işlemde vakum tüpü günlerinde olduğumuzu söyleyebilirim; devasa makineler inşa ediyoruz ve bunları daha etkili bir şekilde ölçeklendirmek için daha iyi, daha küçük, daha verimli kaynaklara sahip bileşenleri nasıl elde edeceğimizi bulmaya çalışıyoruz.”

AWS Uygulamalı Bilimler Direktörü Fernando Brandao;

“Kuantum hata düzeltme, fiziksel kübitlerde sürekli iyileştirme yapılmasını gerektiriyor. Çipleri üretirken sadece geleneksel yaklaşımlara güvenemeyiz. Daha az kusurlu yeni malzemeleri birleştirmeli ve daha sağlam üretim süreçleri geliştirmeliyiz.”

Sırada ne var?

Ocelot, pratik kuantum bilgi işlem çağına düşündüğümüzden daha kısa sürede ulaşmamıza yardımcı olabilir. Ancak umut verici bir başlangıç olsa da, hâlâ sadece bir laboratuvar prototipi. AWS, bu alandaki yaklaşımını geliştirmeye devam edecek. Painter konuyla ilgili şunları söyledi:

“Birkaç ölçeklendirme aşamasını daha geçmemiz gerekiyor ve üstesinden gelmemiz gereken bir dizi mühendislik zorluğu bulunuyor. Bu, aşılması çok zor bir sorun ve bir yandan temel araştırmalara yatırım yapmaya devam ederken bir yandan da akademide yapılan önemli çalışmalarla bağlantıda kalmamızı ve onlardan öğrenmeyi sürdürmemizi gerektiriyor. Şu anda görevimiz, kuantum bilgi işlem yığınında inovasyon yapmaya devam etmek, doğru mimariyi kullanıp kullanmadığımızı incelemeyi sürdürmek ve bu öğrendiklerimizi mühendislik çalışmalarımıza dahil etmek. Buna sürekli bir iyileştirme ve ölçeklendirme döngüsü diyebiliriz.”

Yerli mobil oyun stüdyosu Surpass Games, Laton Ventures’tan 1.5 milyon dolar yatırım aldı

Yerli mobil oyun stüdyosu Surpass Games, Laton Ventures’tan 1.5 milyon dolarlık tohum öncesi yatırım aldığını duyurdu. Bu yatırım, şirketin ekibini genişletmesine ve oyun geliştirme süreçlerini hızlandırmasına katkı sağlayacak.

Hybridcasual alanında oyunlar geliştirmek üzere 2025 yılının Ocak ayında Ensar Kelez tarafından kurulan Surpass Games, almış olduğu yatırımın desteğiyle kısa süre zarfında iş planında bulunan birçok oyunu hayata geçirmeyi hedefliyor.

Surpass’ın CEO’su Ensar Kelez verdiği demeçte;

“Hybridcasual pazarında lider olma hedefimizi gerçekleştirebilmek için bu yatırımdan sonra ekibimizi hızla genişleteceğiz ve oyun geliştirme sürecimize ivme katacağız. Oyunlarımızı her açıdan optimize ederek, oyunculara daha kaliteli ve yenilikçi deneyimler sunacağız. Laton Ventures’ın desteğiyle, sektörde en hızlı büyüyen ve lider konuma ulaşan şirket olmayı hedefliyoruz” dedi.

Laton Ventures Kurucu Ortağı Görkem Türk ise demecinde;

“Ensar, daha önceden içinde yer aldığı başarılı hybrid-casual projeler sayesinde kuvvetli bir deneyime sahip. Surpass, oldukça kısa bir sürede güçlü bir ekip haline geldi. Laton olarak, Surpass gibi oyun sektörünün öncüsü olma potansiyelindeki ekipleri desteklemeye devam edeceğiz.” dedi.

NetSafe, 3 milyon dolarlık hisse karşılığında Angel Effect’i satın alıyor

Türkiye’nin önde gelen yatırımcıları tarafından kurulan Angel Effect için maksimum 3 milyon dolar değerleme üzerinden anlaşma sağlandı.

Böylece Türkiye’de kurulmuş bir şirket ilk defa tüm dünyada yatırım yapan bir melek yatırım şirketini satın almış olacak. Mart ayının ortalarında tamamlanması beklenen anlaşma için “NetSafe satın aldığı hisseler karşılığında kısmen nakit kısmen de hisse senedi ile ödeme yapacak.

NetSafe’in etkinliği artacak

Satın almayı değerlendiren ICU Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Başaran, şirketten herhangi bir nakit çıkışı olmadan gerçekleşecek bu satın alma ile birlikte NetSafe’in dijital platformlardaki etkinliğinin artması beklediklerini söyledi.

“Türkiye’nin önde gelen işadamları tarafından kurulan Angel Effect’in hali hazırda 19 start-up aşamasındaki girişime yatırımı var” diyen Başaran, “Bu şirketler yapay zekadan sağlığa kadar birçok alanda faaliyet gösteriyor. NetSafe de özellikle teknoloji sektöründeki büyüme fırsatlarını değerlendirmek adına bu satın almayı gerçekleştirdi. Angel Effect’in güçlü portföyü ve yenilikçi yapısının, NetSafe’in teknolojik yatırımlarına önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.”