Ana Sayfa Blog Sayfa 7

Türk girişimciler tarafından Polonya’da kurulan Replenit, yatırım turunu tamamladı

Türk girişimciler tarafından Polonya’da kurulan Replenit, yapay zeka destekli platformu ile markaların müşterilerine doğru zamanda ve doğru kanallara ulaşmalarını sağlıyor.

Sadece üç ay içerisinde ABD, Latin Amerika, Avrupa ve Türkiye’de müşteriler kazanarak küresel pazarda hızla büyüyen Replenit, yatırım turunu tamamladı.

Girişim, bu turda aldığı yatırımı uluslararası büyümesini hızlandırmak için kullanacak. Logo Ventures liderliğinde gerçekleştirilen yatırım turuna; Caucasus Ventures, Galata Business Angels’tan Bülent Çelebi, Kaan Boyner, Görkem Güven, Varol Civil, Arif Akdağ, Ata Uzunhasan’ın yanı sıra Özgür Erdem ve Tunç Berkman katıldı.

E-ticaretin en büyük sorunlarından birine çözüm

E-ticaret markalarının en önemli zorluklarından biri, müşteri sadakatini artırmak ve tekrar satın almayı teşvik etmektir. Geleneksel pazarlama yöntemleri genellikle geniş kitlelere hitap ederken, Replenit’in yapay zeka destekli platformu, kullanıcı bazlı satın alma davranışlarını analiz ederek otomatik ve kişiselleştirilmiş hatırlatmalar sunuyor. Bu sayede markalar, müşteri bağlılığını artırarak gelirlerini yükseltiyor. Replenit, yapay zeka destekli analizleri ile markaların pazarlama otomasyonlarını tetikleyerek marka sadakatini güçlendirirken tekrar satın alma oranlarını da artırıyor.

Replenit’in kurucuları, aldıkları yatırıma ve vizyonlarına dair verdikleri demecinde;

“E-ticaret markalarının müşteri sadakatini artırmasına ve gelirlerini sürdürülebilir hale getirmesine yardımcı olan bir platform yaratmayı hedefledik. Bu yatırım sayesinde hem teknolojimizi geliştirecek hem de global pazarda daha güçlü temeller atacağız.”

Replenit, aldığı yatırımı iki temel alanda değerlendirmeyi planlıyor.

Öncelikli olarak, yapay zeka altyapısını güçlendirmeye odaklanarak analiz ve tahmin modellerini daha da ileriye taşımayı hedefliyor. Bu kapsamda, müşteri davranışlarını daha doğru analiz edebilen yenilikçi özellikler geliştirerek kullanıcı deneyimini optimize etmeyi amaçlıyor. Bununla birlikte, küresel büyüme stratejisini hızlandıran şirket, satış ve pazarlama faaliyetlerini genişleterek özellikle ABD ve İngiltere gibi büyük pazarlarda daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı planlıyor. Global e-ticaret ve perakende devleriyle stratejik iş ortaklıkları kurarak pazardaki konumunu güçlendirmeyi hedefleyen Replenit, uluslararası arenada etkisini artırmaya devam edecek.

Navlungo, Seri A öncesi turlarda 6.5 milyon dolar yatırım aldı

Türkiye’nin öncü e-ticaret dijital lojistik platformu Navlungo, 2021 yılı itibari ile başlattığı Seri A öncesi yatırım turlarını 6.5 milyon dolar ile başarıyla tamamladığını duyurdu.

Kurulduğu günden bugüne kadar Arz Portföy, idacapital, Akkök Holding ve Akiş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı gibi önde gelen kurumsal yatırımcılardan ve melek yatırımcılardan yatırım almıştı.

2024 yılı içinde tamamlanan son yatırım turuna ise mevcut yatırımcılarına ek olarak, son dönemde yatırımlarıyla dikkat çeken; Arya Women Investment Platform (Arya VC), OBSS Ventures ve Kazakistan merkezli MOST Ventures katıldı.

Bu geniş yatırımcı ağı, Navlungo’nun küresel lojistik sektöründeki dijital liderlik hedefini destekleyen önemli bir güven göstergesi oldu. Navlungo, son dört yılda toplamda 6.5 milyon dolar yatırım alarak inovasyona dayalı büyüme vizyonunu güçlendirdi.

Sırada ki hedefin Seri-A yatırım turu olduğunu belirten şirket özellikle AI ile desteklenmiş ürünlerimiz hızlı bir ölçek ekonomisi yaratması ile birlikte yerli ve yabancı yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ettiğini 2025 yılı sonuna kadar SeriA yatırım turunu da tamamlamış olmayı hedeflediğini belirtti.

“En Hızlı Büyüyen Teknoloji Şirketi”

2023-2024 yılında Navlungo, Hem Delloite hem de Inc. Türkiye dergisi tarafından Türkiye’nin en hızlı büyüyen teknoloji şirketi seçildi.

Bu başarıyla şirket, Turcorn Programı’na dahil edilerek global teknoloji liderleri arasında yerini güçlendirdi. İnovasyon odaklı yaklaşımı ve hızla büyüyen operasyonları sayesinde Navlungo, Parkpalet markası ile birlikte yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası pazarlarda da güçlü bir oyuncu olacağını kanıtladı.

Navlungo’nun çözümleri 100 bin kobiye ulaştı

Navlungo kurucu ortağı ve CEO’su İsa Korkmaz verdiği demeçte;

“Önceki yatırımcılarımızın bizlere güvenerek yatırıma devam etmesi, yeni yatırımcıların da eklenmesi ile verimli bir seria öncesi yatırım turu takvimini geride bıraktık. Navlungo, geliştirdiği yenilikçi çözümlerle, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ’lerin) lojistikteki sınırlarını ortadan kaldırırken dijitalleşme yolculuklarını hızlandırdı. Platform, Amazon, Etsy, eBay, Walmart, Ozon ve Shopify gibi global pazar yerleriyle tam entegrasyon sağlayarak sipariş yönetiminden kargo takibine, gümrük işlemlerinden iade yönetimine kadar uçtan uca çözümler sunuyor. KOBİ’lerin karmaşık lojistik süreçlerini şeffaf, hızlı ve kolay yönetilebilir hale getiriyor.

Örneğin, 15 kişilik bir atölyede kilim üreten bir girişimci kobi, Türkiye’de Ticimax, Tsoft, İkas ve PlatinMarket gibi yerel altyapıları; yurtdışında ise Etsy ve Amazon,Ebay,Ozon gibi platformları Navlungo’ya bağlayarak lojistik süreçlerini tek bir çatı altında toplayabilir. Ürünlerini 9 ülkede bulunan Parkpalet depolarında yönetebilir.Üretim dışındaki tüm operasyonları Navlungo’ya devrederek kargo, depolama ve stok yönetimini optimize eder. Ayrıca, Türkiye ve dünyadaki depolarımıza ürünlerini kolayca ulaştırabilir ve tüm lojistik süreçlerinde 7/24 yapay zeka destekli hizmetimizle kesintisiz destek alır. Böylece işletmeler, büyüme hedeflerine daha fazla odaklanabilir ve operasyonel yüklerden tamamen kurtulabilir.”

4 yılda iki önemli marka yarattık: Navlungo ile ParkPalet muhteşem ikilisi

İki güçlü marka, Navlungo & ParkPalet, lojistik dünyasında bir uyum içinde çalışarak e-ticarete yeni bir soluk getiriyor. Navlungo, sınır ötesi kargo ve lojistik çözümleriyle e-ticaret satıcılarına global pazarlara açılma fırsatı sunarken, ParkPalet ise akıllı depolama çözümleriyle lojistiğin en kritik halkasını tamamlıyor.

Navlungo kurucu ortağı Emrah Arslan ise demecinde;

“Bildiğiniz gibi Navlungo, 2022 yılında bünyesine ParkPalet’i katarak depolama ve elleçleme alanına giriş yaptı. O günden bu yana lojistiğin iki kritik ayağını – taşımacılığı ve depolamayı – tek bir çatı altında birleştiren güçlü bir ekosistem kurduk. Bizim için önemli olan, satıcıların tüm lojistik süreçlerini kolaylaştırmak. Navlungo’nun dijital altyapısı sayesinde kargoların yönetimini en verimli hale getirirken, ParkPalet ile depolama ve elleçleme süreçlerini de optimize ediyoruz. Artık satıcılar, siparişin alındığı andan müşteriye ulaşana kadar her aşamayı sorunsuz şekilde yönetebiliyor.”

Yatırımın ardındaki vizyon

2024 itibariyle Türkiye’de 100.000 KOBİ’ye hizmet vererek operasyonel kârlılığa ulaşan Navlungo, bu yeni yatırım turuyla birlikte:

  • Teknoloji altyapısını güçlendirmeyi,
  • Yapay zekâ destekli çözümlerle birçok yeni çözümü devreye almayı,
  • Yeni şirket satın alımları yapmayı ve stratejik ortaklıklarını genişletmeyi planlıyor.

Şirket, özellikle gelişmekte olan pazarlara odaklanarak Orta Doğu, Avrupa ve Afrika gibi bölgelerde operasyonlarını genişletmeyi hedefliyor. Navlungo, gelişmekte olan pazarlarla gelişmiş pazarlar arasında bir köprü kurarak, global ticarette sosyal ve ekonomik etki yaratmayı amaçlıyor.

Navlungo, yalnızca sınır ötesi lojistikte değil, artık yerel kargo yönetiminde de çözümler sunmaya başladı. Bu doğrultuda, önemli bir ekibi bünyesine dahil ederek, yerel operasyonlarını güçlendirdi ve Türkiye’deki KOBİ’lere aynı yüksek standartlı deneyimi sunmaya başladı. Yurtiçi teslimat süreçlerinde sunduğu hız ve kolaylık, KOBİ’ler arasında büyük memnuniyet yarattı. Bu yenilikle Navlungo, yerel lojistik süreçlerinde de lokomotif bir rol üstlenmeyi hedefliyor.

Bu turda en önemli kazanımlardan biri: OBSS Ventures’ın Navlungo’ya 1.5 milyon dolar yatırım yapması

Teknolojiden Sorumlu Kurucu Ortak Mutlu Boz yaptıkları yatırımla ilgili verdiği demeçte; “OBSS Ventures binlerce teknoloji çalışanı olan 3 ülkede en yeni teknolojileri üreten bir teknoloji üssü. Navlungo’nun 2025 yılında en önemli önceliği teknoloji dikeyinde e ticarete konu olan bir çok özelliği yapay zeka destekli zamanında devreye almak olacak , tam bu noktada Obss gibi bir teknoloji devinin Navlungo ya yatırım yapmış olması bizleri ileri noktaya taşıyacak.

OBSS kurucusu ve CEO’su Zafer Şen ise; “Navlungo, lojistik sektöründe teknolojiyi en etkin kullanan girişimlerden biri olarak öne çıkıyor. OBSS Ventures’ın mühendislik gücü ve sektörel deneyimiyle, Navlungo’nun teknoloji ve ürün geliştirme kabiliyetlerini daha da ileri taşıyacağına inanıyoruz. Bu yatırım, Navlungo’nun yapay zeka ve otomasyon destekli lojistik çözümlerini güçlendirmesine, küresel pazarlarda büyümesine ve operasyonlarını daha verimli hale getirmesine katkı sağlayacak.”

Daha iyi bir kitle fonlama ekosistemi için Kitle Fonlaması Derneği kuruldu

Kitle Fonlaması Derneği, Türkiye’de faaliyet gösteren kitle fonlama platformlarını bir araya getiren, sektörde işbirliği ve dayanışmayı teşvik eden bir sivil toplum kuruluşu olarak, 7 kurucu platform ile faaliyetlerine resmen başladı.

Türkiye’de Kitle Fonlaması Ekosistemi Güçleniyor: Kitle Fonlaması Derneği’nin Rolü

Türkiye’de girişimciliğin ve yenilikçi projelerin finansman bulmasını kolaylaştıran kitle fonlaması modeli, giderek daha fazla ilgi görüyor. Bu alanda önemli bir yapı taşı olarak konumlanan Kitle Fonlaması Derneği (KFS), kitle fonlama sektörünü bir araya getirerek iş birliğini teşvik eden ve ekosistemin sürdürülebilir büyümesini destekleyen bir sivil toplum kuruluşu olarak faaliyet gösteriyor.

Dernek, “rekaberlik” anlayışıyla sektörde hem rekabeti hem de iş birliğini ön planda tutarak, girişimcilik ekosisteminin daha sağlıklı bir şekilde büyümesine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Türkiye’de kitle fonlamasının gelişimini hızlandıran KFS, platformlar arasında ortak bir ağ oluşturarak girişimciler, yatırımcılar ve destekçiler arasında güvenilir bir köprü kuruyor.

Kurucu 7 platform:

  1. Fonangels
  2. Fongogo
  3. Startup Burada
  4. Birikim Fon
  5. Startupfon
  6. Basefunder
  7. Nar Fon

Expertera, yetenek açığı problemine çözüm sunan Workflex’i satın aldı

Geleneksel iş modellerinin yetersiz kaldığı günümüz iş dünyasında, şirketler rekabet avantajlarını koruyabilmek ve hızla değişen ihtiyaçlara uyum sağlamak için “Network organizasyon”lara dönüşerek esnek ve ihtiyaca özel yetenek ve uzmanlara proje bazlı erişimi önceliklendiriyor. Bu dönüşümün temel yapı taşlarından biri olan bağımsız profesyoneller ve fractional C-level yöneticiler, şirketlerin operasyonel verimliliğini artırırken, maliyetleri optimize etmelerine ve çeviklik kazanmalarına kritik katkılar sağlıyor.

Bu kapsamda, şirketlere “anında alanında uzman yetenek” hizmeti sunan (on-demand) uzmanlık platformu Expertera, iş dünyasında esnek çalışma modellerini güçlendirmek ve yetenek ihtiyacına yeni nesil çözümler sunmak amacıyla Workflex’i bünyesine kattı.

Bu stratejik birleşme, Expertera’nın yetenek havuzunu genişletirken, şirketlere uzman profesyonellerle doğru, hızlı ve ihtiyaca uygun şekilde eşleşme imkânı sunacak. Böylece şirketler iş gücü planlamalarında daha çevik ve verimli hale gelirken, bağımsız profesyoneller için de daha fazla fırsat yaratılması hedefleniyor.

Expertera ve Workflex, esnek çalışma ekosisteminde güçlerini birleştiriyor

Expertera Kurucusu ve CEO’su Alp Sezginsoy, bu birleşmeyle ilgili verdiği demeçte;

“Workflex’in Expertera ailesine katılması, yalnızca şirketlerimiz için değil, iş dünyasında esnek çalışma modellerinin geleceğini şekillendirmek adına da önemli bir adım. Zeynep Bilgiç ve ekibinin derin sektörel deneyimiyle, bağımsız profesyoneller ve fractional yöneticiler için daha güçlü fırsatlar yaratırken, şirketlerin de ihtiyaç duydukları yeteneklere daha hızlı ve doğru şekilde erişmelerini sağlayacağız. Bu stratejik birleşme, Expertera’yı saatlik ve günlük projelerin yanı sıra aylık, 3 aylık, 6-12 aylık orta ve uzun dönem projelerle daha kapsayıcı ve yenilikçi bir iş modeliyle geleceğe taşıyacak. Sektördeki liderliğimizi güçlendirerek, iş gücü piyasasında dönüşüm yaratacak çözümler geliştirmeye ve esnek çalışma kültürünü yaygınlaştırmaya devam edeceğiz.”

Workflex’in Kurucu Ortağı ve Independent Professionals Platform (IPP) Kurucu Başkanı olan Zeynep Bilgiç, birleşmenin ardından Expertera’da “Yönetici Ortak” ve “Danışma Kurulu Başkanı” görevlerini üstlenecek.

Bilgiç bu birleşme ile ilgili, “Workflex, bağımsız profesyonelleri ve kurumları esnek çalışma modelleriyle buluşturma misyonuyla beş yıl önce yola çıktı ve hızla büyüdü. Geçen sene Vanora Ventures’dan alınan teknoloji yatırımı ile inovasyon sürecimizi hızlandırarak büyümeye devam ettik. Şimdi, bu alanda on iki yıldır faaliyet gösteren ve networkü ile 80 ülkeden yaklaşık 200 bin bağımsız profesyonele erişimi olan, 14 farklı ülkeden büyük kurumlara hizmet veren Expertera ile güçlerimizi birleştiriyoruz. Bu sayede gerek Türkiye’de gerek globalde modern iş dünyasının dönüşümüne ve sürdürülebilirliğine uzun vadeli bir etki ve katma değer yaratma vizyonumuzu daha da ileriye taşıyoruz” dedi.

2025’in İş Gücü: Yapay Zeka, Uzmanlık ve Stratejik İş Birlikleri

Yetenek açığının küresel ölçekte yüzde 75 ile tarihi seviyelere ulaştığı günümüzde, şirketlerin doğru uzmanlarla hızlı ve etkin bir şekilde eşleşmesi kritik bir gereklilik haline geliyor. İş gücü piyasası, yapay zekâ destekli çözümler ve uzman bazlı iş birlikleriyle dönüşüm geçiriyor. Bu kapsamda Expertera, iş dünyasının geleceğini şekillendirmeye devam edecek. Yapay zekâ destekli eşleştirme modelleri ve stratejik iş birlikleri, hem şirketlerin ihtiyaç duyduğu uzmanlara erişimini hızlandıracak hem de geleceğin esnek iş gücü ekosisteminin gelişimine katkıda bulunacak.

Turan, Azerbaycan’da lisanslı dijital cüzdan hizmeti sunan ilk Türk girişimi oldu

Türkiye’nin dikkat çeken finansal teknoloji girişimlerinden Turan, Azerbaycan’da dijital cüzdan hizmetlerini başlatarak bölgesel finansal entegrasyona yönelik önemli bir adım attı. Türk dünyasını finansal anlamda birbirine daha da yakınlaştırmayı hedefleyen Turan, bu genişleme ile birlikte bölgesel bir Türk finans ekosistemi oluşturmayı amaçlıyor.

Türk dünyasının “dijital köprüsü”

Sadece bir finans uygulaması olmanın ötesinde, Türk devletleri arasında ekonomik ve finansal bağları güçlendiren dijital bir köprü olma misyonuyla hareket eden Turan, Azerbaycan pazarına giriş yaparak bu vizyonunu gerçeğe dönüştürme yolunda ilerliyor. Türkiye’de özellikle Türk soyluların yoğun ilgi gösterdiği platform, şimdi Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi ülkelerde de lisanslı dijital cüzdan hizmetleri sunmaya hazırlanıyor.

Hızlı para transferi

Türk devletleri arasında kesintisiz ve hızlı finansal işlem yapmayı kolaylaştıran Turan, Azerbaycan, Kazakistan, KKTC, Kırgızistan ve Özbekistan gibi ülkelerle saniyeler içinde para transferi yapma imkânı sunuyor. Günlük milyonlarca liralık işlem hacmine ulaşan platform, yalnızca sınır ötesi finansal işlemleri kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye içinde de dijital ve uygun maliyetli finans hizmetleri sağlıyor. Bu sayede, milyonlarca insanın finansal özgürlüğüne katkıda bulunarak uluslararası finansal işlemleri daha erişilebilir hale getiriyor.

“Türk dünyasında finansal sınırları kaldırıyoruz”

Turan’ın Azerbaycan’daki lisanslı faaliyetleri hakkında açıklama yapan Turan Kurucusu ve CEO’su Özgür Bayraktar, bu gelişmeyle ilgili verdiği demeçte;

“Azerbaycan’da lisanslı olarak faaliyet göstermeye başlamamız, Türk dünyasında finansal entegrasyonu güçlendirme yolunda önemli bir kilometre taşı. Turan, cüzdanlar arası para transferi altyapısını geliştirerek hedef ülkeler arasında finansal koridorları yeniden şekillendirecek. Geleneksel bankacılığa kıyasla daha hızlı ve düşük maliyetli çözümler sunarak milyonlarca insanın finansal işlemlerini daha erişilebilir hale getirmeyi amaçlıyoruz.”

Turan’ın Türk devletlerinde birlikte çalıştığı United Payment’ın Azerbaycan Ülke Müdürü Edgar Abdullayev ise, bu iş birliğiyle ilgili;

“United Payment olarak fintek sektöründe önemli çözümler sunan bir şirketiz ve Azerbaycan’daki tecrübemizle Turan’ın büyümesini desteklemekten mutluluk duyuyoruz. Yeni lisans süreciyle birlikte Turan’ın başarısını daha da ileriye taşıyacağına inanıyoruz. United Payment’ın güçlü altyapısı ve Turan’ın yenilikçi finansal hizmetleri sayesinde Azerbaycan’da finansal dijitalleşmeye değerli katkılar sunacağız.”

Turan Teknoloji, 2022 yılının Ekim ayında faaliyetlerine başlayan, Türk devletleri arasında finansal bağlantıları güçlendirmeyi amaçlayan bir finansal teknoloji girişimidir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından denetlenen ve BDDK lisansına sahip olan Birleşik Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş. tarafından ödeme işlemleri yürütülmektedir. Turan, 8253430111 koduyla Birleşik Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para A.Ş.’nin temsilcisi konumundadır.

“Sevdiğin oyunu yaparsın ama pazarı yoksa para kazanamazsın” İsmet Gökşen | Ludus Venture Capital

Ludus Venture Capital, 2021 yılında girişimcileri desteklemek amacıyla kuruldu. Oyun ve reklam teknolojileri sektörlerindeki başarılı girişimlerinin ardından, partnerleri yeni girişimcileri desteklemek üzere Ludus Ventures’ı kurdu. Global yetkisi bulunan 1. fonu ve Türkiye girişimcilik ekosistemini desteklemek amacıyla kurdukları 2. GSYF fonu ile oyun ve oyun teknolojileri alanlarına odaklanmaya devam ediyor.

Ludus Venture Capital‘ın Generel Partner’ı İsmet Gökşen ile oyun yatırımcılığı üzerine derinlemesine bir videocast içerik ürettik.

“Sevdiğin oyunu yaparsın ama sevdiğin oyunun pazarı yoksa para kazanamazsın.”

– Hangi girişimlere yatırım yapıyorlar?
– Kitle fonlamadan yatırım almış oyun girişimleri hakkında ne düşünüyorlar?
– Blockchain tabanlı oyun girişimleri ilgi alanlarına giriyor mu?
– ve dahası…

Yerli mikromobilite girişimi hop, 5 yılda 3 ülkede 2.5 milyon kullanıcıya ulaştı

Yerli girişimlerin başarı hikayelerine dair son örnek, sürdürülebilir mobilite sektöründen geldi.

2019’un sonlarında Bilkent Üniversitesi kampüsünde yalnızca 100 scooter ile yola çıkan mikromobilite girişimi hop, her yıl %50’den fazla büyüyerek Türkiye, Karadağ ve Yunanistan’da 2,5 milyonu aşkın kullanıcıya ulaştı.

Bilkent Üniversitesi’nde dört girişimci tarafından kurulan ve bugüne dek 20 milyonu aşkın sürüşe aracılık eden hop, Selanik’ten sonra geçtiğimiz yıl Yunanistan’ın Atina ve Patras kentlerine de açılarak 4 kat büyüdü. Sürdürülebilir mobilite vizyonu ve kullanıcılarına sunduğu ek faydalarla kısa sürede sektörde önemli bir oyuncu haline gelen hop, uluslararası büyüme stratejisi ışığında küresel partnerlerle ortaklıklar kurdu. Bu süreçte üç mikromobilite şirketini bünyesine katarak filosunu genişletti, operasyonel kabiliyetlerini de ileri taşıdı.

Türkiye’nin hizmet ağı en geniş, Doğu Avrupa’nın en hızlı ve sürdürülebilir büyüyen paylaşımlı mikromobilite platformu hop, küresel ölçekte sunduğu elektrikli scooter hizmetiyle kısa mesafe ulaşımı kolaylaştırmaya, çevre kirliliğini azaltmaya ve insan merkezli şehirlere katkıda bulunmaya devam etmeyi planlıyor.

“Türkiye’den dünyaya açılan bir mobilite platformu inşa ediyoruz”

Değerlendirmelerini paylaşan hop Kurucu Ortağı ve CMO’su Ahmet Batı verdiği demeçte;

“Açıldığımız uluslararası pazarlarda şehirlerin kendine özgü ulaşım alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını dikkate alarak şekillendirdiğimiz esnek operasyon modelimizle, Türkiye’den dünyaya açılan bir mobilite platformu inşa ediyoruz. Mikromobilite sektörünün küresel büyüme trendinden ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerine yönelik talep artışından da yararlanarak milyonlarca insanın ulaşım tercihi olabildiğimiz için gururluyuz. hop’u kullanıcı nezdinde tercih edilen bir uygulamaya dönüştüren en önemli özellik, uygulama deneyimimiz. Masterpass altyapısını kullanan hop, kullanıcılarına kart bilgilerini paylaşmadan, güvenli ve hızlı ödeme imkanı sunuyor. hop uygulamasını indiren bir kullanıcı, 1 dakikadan kısa bir sürede ilk sürüşünü gerçekleştirebiliyor. Bu altyapı sayesinde kullanıcı deneyimini bir üst seviyeye taşıyor, aynı zamanda Mastercard gibi küresel bir güçle yıllardır düzenlediğimiz kampanyalarla müşteri bağlılığını artırmayı başarıyoruz.”

Yerli eğitim teknolojileri girişimi Perculus, İsviçre merkezli Constructor Tech tarafından satın alındı

Boğaziçi Ventures’ın yatırımcıları arasında yer alan Perculus, global eğitim teknolojileri şirketi Constructor Tech tarafından satın alındı. Türkiye’nin önde gelen uzaktan eğitim platformlarından biri olan Perculus, bu satın alma ile yapay zeka tabanlı eğitim çözümlerini genişletmeyi ve küresel pazara açılmayı hedefliyor.

Perculus, uzaktan eğitim için kapsamlı çözümler sunan dijital bir eğitim platformudur. Eğitmenlerin ve öğrencilerin çevrimiçi öğrenme süreçlerini daha etkileşimli ve etkili hale getirmesine yardımcı olur.

Bu stratejik satın alma, Boğaziçi Ventures’ın teknoloji odaklı yatırımlarının değerini bir kez daha kanıtlıyor. Türkiye’nin büyüyen eğitim teknolojisi ekosistemine (edtech) ‘Perculus’a yaptığı yatırım ile katkı sağlayan Boğaziçi Ventures, fon portföyündeki şirketlerin küresel çapta rekabet edebilir hale gelmesi için desteklerini sürdürüyor. Özetle bu satın almayla birlikte Boğaziçi Ventures, exit etti.

Boğaziçi Ventures CEO’su Barış Özistek bu satın almayla ilgili verdiği demeçte;

“Perculus, global dev şirketlerle rekabet eden bir teknoloji geliştirmenin ne kadar önemli olduğunu kanıtladı. Başta kurucular Cem Atacık ve Zafer Gürel olmak üzere tüm ekibi kutluyorum. Constructor Tech ile birlikte isimlerini daha çok duyacağımız global bir yolculuğu hep birlikte takipte kalacağız. Boğaziçi Ventures Growth I fonunun henüz 4. yılında ikinci çıkışını (exit) yapıyor olmaktan da çok mutluyuz.” dedi.

200.000’den fazla eğitmen ve 350’den fazla yükseköğretim kurumu tarafından kullanılan Perculus, Constructor Tech’in yapay zeka ve büyük dil modelleri (LLM) uzmanlığı sayesinde daha akıllı ve verimli bir platform haline gelecek. Perculus Kurucusu Cem Atacık ise demecinde;

“Türkiye pazarında güçlü bir yer edindikten sonra, şimdi küresel çapta büyümeyi hedefliyoruz. Eğitimin evrensel bir ihtiyaç olduğu bilinciyle, Constructor Tech’in küresel ağı sayesinde, yükseköğretimin ötesinde, daha gelişmiş uygulamaları keşfetmeye hazırız. Bu işbirliği, Perculus’un Türkiye’deki müşterilerine aynı ekiple ve daha geniş ürün yelpazesiyle hizmete devam ederken, dünya genelinde eğitimin geleceğini şekillendirme yolculuğunda önemli bir adım.”

Boğaziçi Ventures, Türkiye’de ve globalde yüksek büyüme potansiyeline sahip teknoloji girişimlerine yatırım yapmaya devam ediyor. Yatırımlarında, yapay zeka, finansal teknolojiler, oyun, dijital sağlık ve eğitim teknolojileri gibi stratejik dikeylere odaklanarak, girişimlerin dünya çapında ölçeklenmesini destekliyor.

Perculus’un başarı hikayesi, Boğaziçi Ventures’ın girişimciler için sağladığı finansal ve stratejik desteğin bir örneği olarak öne çıkıyor.

PC, konsol ve XR girişimleri için Türkiye’den globale uzanan program: Lorien Accelerator

Oyun sektörü, yalnızca teknik bilgi birikimi ve yaratıcılıkla değil, aynı zamanda pazarı, oyuncuları ve endüstriyi şekillendiren trendleri kavrayarak ayakta kalır. Başarılı ve sürdürülebilir bir oyun stüdyosu ya da oyun teknolojisi girişimi kurmak, büyük bir vizyonu teknik bilgi birikimi ve ticari akılla harmanlamayı gerektiriyor. Ancak bu yolculuk, özellikle erken aşamadaki oyun geliştiriciler ve girişimciler için ciddi zorluklarla dolu. İşte tam bu noktada devreye giren Lorien Accelerator, İstanbul’dan yola çıkarak küresel oyun ekosistemine yön verecek bir hızlandırma programı sunuyor.

Lorien Accelerator, oyun geliştirmenin ötesine geçerek girişimcilerin sürdürülebilir iş modelleri inşa etmesine olanak tanıyor. 12 haftalık yoğun bir programla, yaratıcılık ve iş geliştirme arasındaki köprüyü güçlendirmeyi, oyun stüdyolarının ve gametech girişimlerinin hızla büyüyerek uluslararası pazarda rekabet avantajı kazanmasını sağlamayı hedefliyor. Sektörde deneyimli isimler ve tutkulu oyunculardan oluşan bir ekip tarafından tasarlanan Lorien, “oyun dünyasının Y Combinator’ı” olma vizyonuyla, yalnızca Türkiye’den değil, dünyanın dört bir yanından PC, konsol ve XR odaklı girişimleri programa kabul ediyor.

Türkiye’den globale: Oyun sektöründe yeni bir soluk

Türkiye, son yıllarda mobil oyun sektöründeki çarpıcı başarılarıyla dikkatleri üzerine çekti. Peak Games’in 2020’de 1,8 milyar dolarlık Zynga satışı, Dream Games’in 1 milyar dolar değerlemeye ulaşması ve Spyke Games’in ilk yılında 55 milyon dolar yatırım alması, bu potansiyelin kanıtı. Ancak oyun sektörü mobilin ötesine uzanıyor. Küresel pazar verilerine göre, 2023’te PC ve konsol segmenti %8,4’lük bir CAGR ile 94 milyar dolarlık bir hacme ulaştı; mobil oyun pazarı ise %2,1’lik bir küçülmeyle ivmesini yavaşlattı. Toplam oyun pazarının 2030’a kadar 534,93 milyar dolara ulaşması beklenirken, PC, konsol ve XR alanındaki fırsatlar her zamankinden daha kritik hale geliyor.

Lorien Accelerator, bu dönüşümü görerek Türkiye’de ve dünyada bir ilki gerçekleştiriyor: PC, konsol ve XR odaklı oyun girişimlerine özel bir hızlandırma programı sunuyor. Mobil oyunların ötesine geçerek bu alanlardaki yatırımcı ve hızlandırıcı eksikliğini gidermeyi amaçlayan Lorien, tek bir oyun geliştirmekten öte, ölçeklenebilir ve küresel çapta rekabet edebilen stüdyolar ve gametech girişimleri yaratmaya odaklanıyor. İstanbul’un yükselen oyun yetenek merkezlerinden biri olma avantajını kullanarak, dünya genelinden başvuru kabul eden program, girişimcileri uluslararası ekosisteme entegre ediyor.

Lorien Accelerator oyun girişimlerine neler sunuyor?

Lorien’ın 12 haftalık programı, erken aşama (seed stage) oyun stüdyoları ve gametech girişimlerine özel tasarlanmış bir yol haritası sunuyor. Katılımcılar, sektörün en parlak zihinlerinden birebir mentorluk alıyor, globalde publisher ve yatırımcılarla buluşuyor ve oyun dünyasının geleceğini şekillendirecek araçlara erişiyor.

  • Sektör Liderleriyle Birebir Mentorluk: Disney, Blizzard, Riot Games, Ubisoft, Crytek gibi dünya oyun sektörü devlerinden gelen mentorlar girişimcilere program boyunca
    rehberlik ediyor. Diablo 2’nin efsane karakterlerden Tyrael’in yaratıcısı olan ve World of Warcraft, Startcraft gibi oyunların hikaye ve tasarım süreçlerinde lider pozisyonlarda görev alan Paul Limon, Crytek kökenli deneyimli narrative designer Dr. Fasih Sayın, Bahçeşehir Üniversitesi Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Güven Çatak ve FRP Net kurucusu Kayra Keri Küpçü gibi isimler, Lorien’ın lider mentor kadrosunda öne çıkıyor. Ayrıca Peak Games’in eski CTO’su Safa Sofuoğlu ve eski Operasyon Lideri Alper Mat da Lorien’in deneyimli mentor kadrosunda yer alıyor.
  • Kapsamlı Eğitimler: Oyun tasarımı ve geliştirmesi, gelir modelleri, oyun yayıncılığı, oyun ekonomisi, global startup ve oyun hukuku, finansal yönetim ve yatırım süreçleri gibi konularda derinlemesine masterclass’lar ve mentor session’lar veriliyor.
  • Yatırımcı ve Yayıncı Ağı: Program süresince ve Demo Day’de girişimciler Silikon Vadisi’nden, Avrupa’dan ve Türkiye’den VC’ler, melek yatırımcılar ve yayıncılarla doğrudan bağlantı kuruyor.
  • Uçtan Uca Destek: Lorien, global mentorlar eşliğinde teknik destekten AWS Cloud Credits’e, hukuki danışmanlıktan Bilişim Vadisi’nde şirketleşme ve ofis imkanına kadar geniş bir yelpazede girişimcilerin yanında. Teknik, hukuki ve operasyonel ihtiyaçları karşılayan bu kapsamlı destek paketi, ekiplerin fikirlerini sağlam bir temele oturtarak büyümelerine olanak tanıyor.
  • Global Partner Ağı: Türkiye’den ve dünyadan güçlü ortaklarıyla kapsayıcı bir oyun girişimcilik ekosistemi yaratan Lorien; Amazon, Microsoft, APY Tekmer ve Digiage gibi stratejik partnerlerle iş birliği yapıyor. Bu ağ, girişimcilere uluslararası bir sıçrama tahtası sunarak yerel ve global fırsatları bir araya getiriyor.
  • Kişiselleştirilmiş Deneyim: Küçük ve odaklı gruplarla çalışan Lorien, her dönemde en fazla 10 oyun girişimini kabul ederek her ekibe özel bir yolculuk tasarlıyor. Bu yaklaşım, ekiplerin ihtiyaçlarına göre şekillenen, derinlemesine ve etkili bir destek vadediyor.

Lorien’ın farkı: “Oyun sektörüne özel bir vizyon”

Lorien Accelerator, geleneksel hızlandırma programlarının ötesine geçerek oyun sektörüne özgü bir model sunuyor. Türkiye’de girişimcilerin erişmekte zorlandığı mentorlar, yatırımcılar ve yayıncılarla hızlı bir köprü kurarken, beş temel farkla öne çıkıyor:

  1. PC, Konsol ve XR’a Odaklı: Mobil oyunların aksine, bu segmentlerde uzmanlaşmış ekiplere özel bir yaklaşım.
  2. Ölçeklenebilir Stüdyolar: Tek oyun değil, küresel çapta büyüyen şirketler yaratma hedefi.
  3. Deneyimli Mentor Kadrosu: Akademik bilgiyle sektörel tecrübeyi birleştiren liderler. 4.
  4. Küresel Erişim: Türkiye’yi aşarak uluslararası pazarlara açılma desteği. 5. Stratejik
  5. Ortaklıklar: Teknoloji devleri, yatırımcılar ve yayıncılarla iş birliği yaparak girişimcilere eşsiz kaynaklar sunuyor.

“Lorien Neden Var?” yazısında ekip şu mesajı veriyor:

“Harika oyunlar, sadece yaratıcılık ya da teknik beceriyi bir araya getirerek değil; pazarı, oyuncuları ve toplumsal trendleri anlamakla şekillenir. Biz, girişimcilere bu büyük resmi gösteriyor ve hayallerini gerçeğe dönüştürmeleri için yanlarında duruyoruz.”

Kurucu ekip kimler?

Lorien’ın kurucu ekibi, kendileri de uzun yıllardır PC, konsol ve XR oyunlarını severek oynayan, analiz eden, geliştiren, ve bu alanlara yatırım yapmış, oyunculuk tutkusunu girişimcilik ve sektörel uzmanlıkla birleştiren profesyonellerden oluşuyor:

Dilara Keçeci (Kurucu Ortak & CEO): Teleporter VR’ın kurucusu ve eski CEO’su olarak 10 yılı aşkın süredir oyun ve teknoloji dünyasında yer alan bir girişimci. Fortune 40 Under 40 listesine giren Keçeci, Teleporter VR liderliği döneminde XR teknolojilerinin erken aşamalarında Silikon Vadisi ve Türkiye’den önemli yatırımcıların desteğini alarak dikkat çekti. Ekip kurma, oyun tasarımı, global yatırım süreçleri, büyüme, operasyon yönetimi ve finansal optimizasyon gibi alanlarda derin bir uzmanlığa sahip olan Keçeci, aynı zamanda yenilikçi projeler geliştiren girişimcilere danışmanlık ve mentorluk yaparak sektöre katkı sunmaya devam ediyor.

Can Akpınar (Kurucu Ortak & COO): Startup hukuku, oyun hukuku ve oyun girişimciliği alanlarında uzman bir isim. Oyun geliştirme, iş ortaklıkları ve operasyonel süreçler konusundaki derin bilgi birikimiyle, girişimlerin daha ilk günden sağlam bir temel üzerine inşa edilmesine öncülük ediyor. Oyun sektörüne duyduğu tutku ve geliştirme süreçlerindeki deneyimiyle, stüdyoların ölçeklenebilir ve sürdürülebilir iş modelleri kurmasına rehberlik ediyor.

Dr. Cüneyt Devrim (Kurucu Ortak): Reklamcılık, web3 ve veri analitiği alanlarında uzman bir stratejist ve melek yatırımcı. Büyük markaların ve oyun şirketlerinin yerel ve küresel pazarlara açılmasında kilit roller üstlenmiş, sektöre yön veren birçok girişimciye yol göstermiş bir lider. Girişimlerin güçlü iş ortaklıkları kurmasına ve küresel rekabette öne çıkmasına yönelik kapsamlı destek sunarak, Lorien’ın vizyonunu hayata geçiriyor.

Dr. Serhat Akkılıç (Danışman Ortak): Global ekipleri ve projeleri yönetme konusundaki geniş deneyimiyle tanınan bir iletişim ve teknoloji lideri, aynı zamanda melek yatırımcı. Onlarca yıllık sektörel birikimiyle, oyun girişimlerinin pazarlama, iş geliştirme ve yatırım süreçlerinde başarıya ulaşmasını sağlıyor. Özellikle yapay zeka alanındaki uzmanlığıyla, teknoloji, pazarlama ve iş dünyasını birleştiren yenilikçi bakış açısını programa taşıyor; girişimlerin tüm paydaşlar için değer yaratan sürdürülebilir modeller geliştirmesine katkı sunuyor.

IFC, Revo Capital’in fonuna 20 milyon dolar yatırım yapıyor

Uluslararası Finans Kurumu (IFC), Türkiye ve Orta ve Doğu Avrupa’daki erken aşama teknoloji şirketlerini desteklemeye odaklanan bir girişim sermayesi fonu olan Revo Capital Fund III‘e 20 milyon dolar yatırım yapacağını duyurdu. Bu yatırım, bölgede inovasyonu artırmayı ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamayı amaçlıyor.

IFC’nin yatırımının en az %70’i Türkiye’ye ayrılacak ve fonun dörtte biri kadınlar tarafından kurulan girişimlere tahsis edilecek. Bu, IFC’nin Revo Capital ile gerçekleştirdiği üçüncü yatırım olma özelliğini taşıyor; daha önce COVID-19 pandemisi sırasında Revo Fund I ve Revo Fund II’ye yatırımlar yapılmıştı.

Revo Capital Fund III, 2030 yılına kadar fintech, B2B SaaS, siber güvenlik, sağlık teknolojisi, enerji ve oyun gibi sektörlerde yapay zeka odaklı inovasyona yatırım yaparak 25 erken aşama girişime destek olmayı planlıyor.

Revo Capital’in Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Cenk Bayrakdar, IFC’nin üçüncü fonlarında da ana yatırımcı olarak desteğini sürdürmesinden büyük memnuniyet duyduklarını belirtti ve Türkiye’den teknoloji ihraç etmeye ve Türkiye’yi bu girişimlerin Ar-Ge merkezi olarak konumlandırmaya odaklandıklarını vurguladı. IFC’nin yatırımı, kadınları ekonomik olarak güçlendirme taahhüdü doğrultusunda Revo Capital’in kapsayıcı yatırım uygulamalarını benimsemesine destek sağladı.

IFC Türkiye ve Orta Asya Direktörü Wiebke Schloemer, bölgenin girişim ekosistemine olan bağlılıklarının her zamankinden daha kuvvetli olduğunu belirtti ve artan yatırımlarla Türkiye ve Orta ve Doğu Avrupa ülkelerindeki teknoloji girişimciliğinin büyüme potansiyeline olan güvenlerini yeniden teyit ettiklerini söyledi.