Ana Sayfa Blog Sayfa 9

Şehrini Geliştir programı, şehir odağında çözümü olan girişimlerin başvurularını bekliyor

Ford Otosan ve kurumsal girişim sermayesi şirketi Driventure’ın; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Kentim Bilişim A.Ş., Kocaeli Üniversitesi Teknopark, Bilişim Vadisi ve TÜBİTAK Marmara Teknokent iş birliği ile hayata geçirdiği “Şehrini Geliştir Kocaeli” programı, şehir içi ulaşım ve taşımacılık alanında çevreci, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirmeyi hedefliyor.

Program yerel yönetim ve paydaşlarla girişimcileri ile bir araya getirerek, yerel girişimciliği de güçlendirip ortak akıl çerçevesinde mobilite ekosistemine fayda yaratmaya imkan sağlıyor. İzmir ve Ankara’nın ardından bu kez Kocaeli’de uygulamaya alınan program, kentlerin ihtiyaçlarına cevap veren akıllı mobilite fikirlerini teşvik ederek, şehir yaşamını dönüştürmeye yönelik somut adımlar atmayı amaçlıyor. Şehrin gerçek sorunlarına odaklanan girişimciler, belirlenen 9 odak alanına yönelik fikirlerini geliştirerek uzman mentorlar eşliğinde sahaya dokunan çözümler üretecek.

Girişimcilikten sürdürülebilir hareketliliğe: Kocaeli için “Gelecek Tasarımı”

Program, kent yaşamının en temel unsurlarından biri olan ulaşım ve taşımacılık sistemlerini daha akıllı, çevreci ve verimli hale getirmeyi amaçlıyor.

Program çerçevesinde, akıllı ve sürdürülebilir hareketlilik yaklaşımıyla geliştirilecek çözüm önerileri için 9 farklı odak alanı belirlendi:

  • Mobilite ve ulaşımda veri tabanlı sistemler
  • Yolcu taşımacılığı, hizmet kalitesi ve güvenlik teknolojileri
  • Sürdürülebilirlik ve net sıfır emisyon çözümleri
  • Gelişmiş sürücü destek sistemleri (ADAS)
  • Engelsiz ve kapsayıcı ulaşım teknolojileri
  • Kentsel lojistik (Akıllı yük taşımacılığı) çözümleri
  • Aktif ulaşım ve Mikro mobilite çözümleri
  • Akıllı park yönetimi ve servis sistemleri
  • İş güvenliği ve koruyucu teknolojiler

Bu çözümler hem kamu hizmetlerinin kalitesini artıracak hem de şehirde yaşayanların günlük yaşamına doğrudan etki edecek nitelikte olacak.

Programa seçilecek girişimciler, alanında uzman mentorlar ve eğitmenler eşliğindegelişim sürecinden geçecek. Sürecin sonunda, katılımcılar projelerini sektör temsilcileri ve kamu yöneticilerinden oluşan jüriye sunacak. Program kapsamında öne çıkan fikirlerin Kocaeli’nin farklı bölgelerinde pilot uygulamalarla test edilmesi ve yaygınlaştırılması hedefleniyor.

Driventure, girişim ekosistemini destekliyor

Ford Otosan’ın inovasyon ve dönüşüm vizyonunun önemli bir uzantısı olan Driventure, bu programda stratejik bir rol üstleniyor. 2019 yılında kurulan ve mobilite teknolojileri başta olmak üzere sürdürülebilirlik, yapay zekâ, bağlantılı sistemler ve akıllı üretim gibi alanlarda erken aşama girişimlere yatırım yapan Driventure; sadece finansal destek sağlayan bir yatırımcı değil, aynı zamanda girişimlerin büyüme ve kurumsal iş birliği potansiyelini geliştiren bir stratejik ortak olarak konumlanıyor.

“Şehrini Geliştir Kocaeli” kapsamında Driventure, girişimcilere ürün geliştirme, yatırım süreçleri hakkında bilgilendirme ve Ford Otosan’ın teknik birikiminden faydalanma imkânı sunacak. Böylece girişimciler, yalnızca fikirlerini olgunlaştırmakla kalmayacak; aynı zamanda gerçek kullanıcılar, belediye birimleri ve şehir altyapısıyla entegre çözümler üretme şansı elde edecekler.

Programa seçilen girişimleri neler bekliyor?

Program kapsamında seçilecek girişimcilere çeşitli destek paketleri sunulacak. Bunlar arasında:

  • Ford Otosan ve Driventure iş birliğiyle iş modeli geliştirme desteği
  • Kocaeli’de belirlenen bölgelerde saha testi ve pilot uygulama fırsatı
  • Uzman mentorlar eşliğinde gelişim süreci
  • Seçkin bir jüri, ekosistem partnerleri ve yatırımcılar karşısında fikrini sunma fırsatı

Bu imkânlar sayesinde, girişimciler sadece teknik olarak değil; aynı zamanda iş geliştirme, yatırım ilişkileri ve kullanıcı deneyimi gibi alanlarda da kendilerini geliştirme fırsatı bulacaklar. İlk üçe giren projeler ise sırasıyla 500.000, 250.000 ve 100.000 TL ile ödüllendirilecek.

Son Başvuru: 30 Kasım 2025

30 Kasım 2025’e kadar devam eden başvuru süreci ile ilgili ayrıntılı bilgiye driventure.vc/basvuru adresinden erişilebiliyor. Yapılan başvuruların değerlendirilmesiyle uygun bulunanlar adaylar belirlenerek yarışmacılara çeşitli eğitimler ve mentorluk verilecek. Program; kamu, özel sektör ve ekosistem paydaşlarından katılımcılarla gerçekleştirilecek Demo Day ile sona erecek.

Gram Games’in eski çalışanları tarafından kurulan Iron Games, 4 milyon dolar yatırım aldı

Mobil oyun sektörünün yeni oyuncularından Iron Games, eski Gram Games çalışanları tarafından kuruldu ve erken aşama yatırım platformu Arcadia Gaming Partners’tan 4 milyon dolar yatırım aldı.

Iron Games, Gram Games’in efsanevi oyunu Merge Dragons!’ın lansmanında ve stüdyonun Zynga tarafından satın alınmasında kilit rol oynamış iki isim, eski Ürün Direktörü Eren Yanık ve eski COO & Genel Müdür Remzi Şenel tarafından kuruldu.

Oyun stüdyosunun hedefi, casual ve merge türlerinde oyuncuların beklentilerini yeniden tanımlayarak özgün ve yenilikçi oyun mekanikleri geliştirmek.

Bu yatırım, Tripledot Studios’un eski başkanı Akin Babayigit tarafından kurulan 100 milyon dolarlık Arcadia Gaming Partners fonunun kamuya açıklanan ilk yatırımlarından biri olma özelliğini taşıyor.

Iron Games, aldığı fon ile ekibini genişletmeyi, geliştirme süreçlerini hızlandırmayı ve tekrar kullanılabilir sistemlere yatırım yaparak daha hızlı lansmanlar ve öğrenme süreçleriyle kalıcı (“forever”) oyunlar portföyü oluşturmayı hedefliyor.

Şimdilik önemli detaylar bunlar. Yeni bilgiler aldıkça farklı içerikler üreteceğiz.

Mehmet Çelikol’un Sharks & Partners ile girişimcilikten yatırımcılığa uzanan hikayesi

15 milyon dolarlık ilk fonunu duyuran Sharks & Partners, teknoloji yatırımlarında başarı oranını artırmak amacıyla bir araya gelmiş sıra dışı girişimciler, yatırımcılar ve danışmanlardan oluşan bir topluluktur.

Sharks & Partners kurucu ortağı Mehmet Çelikol, egirişim YouTube kanalımıza konuk olarak, fondan ve yatırımcılıktan bahsetti. Oldukça bilgilendirici bir içerik oldu. Bu içeriğin özgün bir şekilde üretilmiştir, iş birliği değildir.

Sharks & Partners’ın hikayesi:

Sharks & Partners’ın faaliyet alanlarından kısaca bahsetmek gerekirse;

Deal Club (Erken Aşama Yatırımlar): Vizyon sahibi melek yatırımcıları geleceği şekillendiren girişimlerle buluşturan seçkin bir topluluktur. Mobil platformu aracılığıyla üyelerine, yüksek büyüme potansiyeli taşıyan sektörlerde titizlikle seçilmiş erken aşama yatırım fırsatlarına doğrudan erişim imkânı sunar. Yatırım sürecini sadeleştirirken, her fırsatın kalitesini ve yatırımcı deneyimini en üst düzeye çıkarır.

Danışmanlık ve Veri Analitiği Hizmetleri: Şirket, startup’lara ve yatırım kuruluşlarına; pazar stratejisi, organizasyonel yapılanma, ticari performans, finansal yönetim, teknoloji, hukuki süreçler ve yatırım analitiği alanlarında kapsamlı danışmanlık sağlar. Erken aşamadan (pre-seed) ileri turlara (Series B ve sonrası) kadar, girişimlerin net bir vizyonla büyümesine ve stratejilerini güçlü bir şekilde uygulamasına destek olur.

Capital (Girişim Sermayesi Fonları): Capital birimi, belirli sektör ve büyüme evrelerine odaklanarak özel fonlar kurar ve yönetir. Veri analitiği ve alan uzmanlığıyla desteklenen bu fonlar, uzun vadeli değer yaratmayı hedefleyen, dönüştürücü yatırım stratejileriyle öne çıkar.

Investment Bank (Birleşme, Satın Alma ve Finansman): Investment Bank ekibi, hisse finansmanı, birleşme & satın alma (M&A) danışmanlığı ve yatırım araştırmaları alanlarında stratejik finansal hizmetler sunar. Şirketlerin büyüme, yeniden yapılanma veya exit süreçlerinde; karmaşık finansal işlemlerin doğru analiz ve güvenli uygulamayla hayata geçirilmesini sağlar.

Eğitsel mobil oyunlar ve interaktif eğitim içerikleri geliştiren Bucked Games, 500 bin dolar yatırım aldı

Mobil oyunlar ve interaktif eğitim içerikleri geliştiren bağımsız oyun stüdyosu Bucked Games, Albaraka Portföy Yönetimi’nin Insha GSYF fonu liderliğinde gerçekleşen yatırım turunda 500 bin dolar yatırım aldı.

Aldığı yeni yatırımla birlikte Bucked Games, küresel pazarlara açılma ve ürün portföyünü genişletme hedefleri doğrultusunda önemli bir ivme kazandı. Şirket, önümüzdeki dönemde eğitimi oyunlaştırma vizyonunu uluslararası pazarlara taşıyarak, Türkiye’den çıkan global ölçekte tanınan bir oyun stüdyosu olmayı amaçlıyor.

Eğitimi oyunla birleştiren yenilikçi yaklaşım

2021 yılında Bahçeşehir Üniversitesi BUGLab TEKMER bünyesinde kurulan ve faaliyetlerini Startgate TEKMER çatısı altında sürdüren Bucked Games, eğlenceli mobil oyun deneyimini eğitimle buluşturarak, çocukların öğrenme süreçlerine katkı sağlayan interaktif çözümler üretiyor.

Bugüne kadar dünya genelinde milyonlarca kullanıcıya ulaşan Bucked Games, aralarında 2,5 milyon kullanıcıya ulaşan oyunların da bulunduğu 20’den fazla mobil oyunu hayata geçirdi. Bununla birlikte, eğitsel içerikli oyunlarıyla 300’den fazla okulda 100.000’in üzerinde öğrenciye ulaşan şirket, Türkiye’de eğitsel oyun alanında öncü bir konuma sahip.

Bucked Games, geliştirdiği tüm içeriklerde yalnızca eğlenceyi değil, pedagojik doğruluğu da merkezine alıyor. Bu yaklaşım, şirketin oyunları aracılığıyla çocukların bilişsel gelişimlerini, problem çözme becerilerini ve yaratıcılıklarını destekleyen sürdürülebilir bir öğrenme modeli oluşturmasına imkân tanıyor.

Bucked Games kurucusu Ahmet Can Yılmaz verdiği demeçte;

“Yeni yatırımla birlikte şirketimiz, her oyuncuya özel dinamik senaryolar, zorluk seviyeleri ve etkileşim modelleri geliştirmeyi hedefliyor. Bu sayede kullanıcı deneyimini daha etkileşimli, öğretici ve kişiselleştirilmiş bir hale getirmeyi planlıyoruz. Yatırım turumuza katılan Insha GSYF, Playgate Ventures, Kayacan Ventures, Nazan Demir ve Furkan Tanrıverdi’ye teşekkür ediyoruz.”

Robotik sistemler geliştiren yerli girişim Hyperever, 2.2 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zekâ destekli robot köpek Proteo V1 ile ileri robotik sistemler geliştiren Hyperever, gerçekleştirdiği yatırım turunda Doğan Holding kuruluşlarından Öncü Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı (Öncü GSYO)’ndan 2.2 milyon dolar yatırım aldı.

Ar-Ge faaliyetlerini İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Kampüsü’nde, İTÜ ARI Teknokent bünyesinde yürüten Hyperever ekibi, Türkiye’nin dört bacaklı yapay zekâ destekli robotu olan Proteo V1 üzerinde çalışmalarına devam ediyor. Zorlu arazi koşullarında hareket edebilen Proteo, 35 kilogram yük taşıma kapasitesiyle, 4 ila 6 saat arasında kesintisiz çalışma süresi ve düşük sıcaklıklarda yüksek performans kabiliyetine sahip.

Toz ve suya karşı yüksek dayanıklılık hedefiyle geliştirilen sistem, askeri standartlarda dayanıklılığa ulaşmayı amaçlıyor. Bu özellikleriyle Proteo, özel güvenlik ve savunma sanayii uygulamalarında yerli ve yenilikçi bir alternatif olma potansiyeli taşıyor. Hyperever, 2025 yılı sonuna kadar Proteo’nun lansmanını gerçekleştirip seri üretim sürecine geçmeyi planlıyor. Şirket, çalışmalarını hızlandıracak önemli bir yatırım turunu tamamladı.

Hyperever, Öncü GSYO’nun liderlik ettiği tohum yatırım turunda 2,2 milyon dolar yatırım aldı. Yatırım turuna ayrıca bireysel yatırımcı Murat Büyümez de katıldı. Hyperever, aldığı yatırımı Ar-Ge çalışmalarını hızlandırmak, üretim altyapısını güçlendirmek, tanıtım faaliyetlerini genişletmek ve uluslararası pazarlara açılmak için kullanacak.

Teknolojiye tutkulu bir mühendislik ekibi

Hyperever, 18 kişiden oluşan dinamik ve yüksek nitelikli bir mühendis ekibiyle faaliyet gösteriyor. Ekibin liderliğini şirketin üç kurucu ortağı üstleniyor: Genel Müdür ve Makine Mühendisi Çayan Baykal, Donanım Lideri ve İmalat Mühendisi Yunus Demir ile Yazılım Lideri ve Elektronik Haberleşme Mühendisi Ömer Demirci. Ekip üyelerinin büyük çoğunluğu İstanbul Teknik Üniversitesi’nin mühendislik fakültelerinden mezun olup, yerli teknoloji üretimi konusundaki bilgi birikimlerini Hyperever çatısı altında bir araya getiriyor.

Proteo’nun patent süreci devam ederken, ürünün IP67-68 ve MIL-STD sertifikasyonlarını alması hedefleniyor. Şirket, 2025 yılı sonuna kadar Proteo’nun lansmanını gerçekleştirip seri üretim sürecine geçmeyi planlıyor.

OpenAI, 38 milyar dolarlık anlaşma ile yapay zeka iş yüklerini AWS’in altyapısında çalıştıracak

Amazon Web Services (AWS) ve OpenAI, OpenAI’ın temel yapay zekâ iş yüklerini hemen AWS’in dünya standartlarındaki altyapısı üzerinde çalıştırıp ölçeklendirmesini sağlayacak çok yıllık bir stratejik iş birliğini duyurdu.

Yedi yıl boyunca büyüyerek devam edecek bu 38 milyar dolarlık anlaşma kapsamında OpenAI, aracı tabanlı iş yüklerini hızla ölçeklendirmek için on milyonlarca CPU’ya genişleyebilecek kapasiteye sahip, yüz binlerce son teknoloji NVIDIA GPU’dan oluşan AWS işlem gücüne erişiyor. AWS’in bulut altyapısındaki liderliği ile OpenAI’ın üretken yapay zekâ alanındaki öncü yenilikleri birleşerek, milyonlarca kullanıcının ChatGPT’den değer elde etmeye devam etmesini sağlayacak.

Yapay zekâ teknolojisinin hızla ilerlemesi, daha önce görülmemiş düzeyde bir işlem gücü talebi oluşturdu. Frontier modeller geliştiren şirketler, modellerini daha yüksek zekâ seviyelerine taşımak için AWS’in sunduğu performans, ölçek ve güvenlikten yararlanıyor. OpenAI, bu iş birliği kapsamında AWS işlem gücünü hemen kullanmaya başlayacak. Tüm kapasitenin 2026 sonuna kadar devreye alınması, 2027 ve sonrasında da genişlemeye devam etmesi planlanıyor.

AWS’in OpenAI için inşa ettiği altyapı, maksimum yapay zekâ işlem verimliliği ve performansı için optimize edilmiş gelişmiş bir mimariye sahip. NVIDIA GPU’ların (GB200 ve GB300) Amazon EC2 UltraServer’lar üzerinden aynı ağda kümelenmesi, sistemler arası düşük gecikmeli performans sağlayarak OpenAI’ın iş yüklerini en yüksek verimle yürütmesine imkân tanıyor. Bu kümeler ChatGPT için çıkarım (inference) sunmaktan, yeni nesil modellerin eğitimine kadar farklı iş yüklerini destekleyecek şekilde tasarlandı ve OpenAI’ın değişen ihtiyaçlarına göre de esneklik gösterebiliyor.

OpenAI Kurucu Ortağı ve CEO’su Sam Altman, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Yapay zekânın ölçeklenebilmesi için devasa ve güvenilir işlem gücü gerekiyor. AWS ile yaptığımız iş birliği, bu yeni dönemi güçlendirecek geniş işlem ekosistemini destekliyor ve ileri düzey yapay zekâyı herkesin erişimine sunuyor.”

AWS CEO’su Matt Garman ise şunları söyledi: “OpenAI mümkün olanın sınırlarını zorlamaya devam ederken, AWS’in birinci sınıf altyapısı onların yapay zekâ vizyonunun omurgasını oluşturacak. Optimize edilmiş işlem gücümüzün kapsamı ve anında kullanılabilirliği, AWS’in OpenAI’ın devasa yapay zekâ iş yüklerini desteklemede neden benzersiz konumda olduğunu açıkça gösteriyor.”

Bu gelişme, iki şirketin dünya genelindeki kuruluşlara en ileri yapay zekâ teknolojilerini sunma yönündeki ortak çalışmalarında önemli bir gelişme olarak dikkat çekiyor. Bu yılın başlarında, OpenAI’ın açık ağırlık temel modelleri Amazon Bedrock’ta kullanıma sunuldu ve AWS üzerindeki milyonlarca müşteriye ek model seçenekleri sağlandı. OpenAI, Amazon Bedrock üzerindeki en popüler açık model sağlayıcılarından biri hâline geldi. Bystreet, Comscore, Peloton, Thomson Reuters, Triomics ve Verana Health gibi binlerce müşteri, ajans tabanlı iş akışları, kodlama, bilimsel analiz, matematiksel problem çözme ve daha fazlası için bu modelleri kullanıyor.

Yerli yapay zeka girişimi Mindra, TQ Ventures’tan 1.2 milyon dolar yatırım aldı

Türkiye’nin genç girişim ekosisteminde dikkat çekici bir başarı hikayesi doğdu. Koç Üniversitesi’nden üç öğrenci tarafından kurulan yerli yapay zeka girişimi Mindra, TQ Ventures‘tan 1.2 milyon dolarlık tohum öncesi yatırım aldı pre-seed aşamasındayken 1,2 milyon dolar yatırım aldı.

Bu önemli yatırım, Türkiye’den çıkan yeni nesil teknoloji girişimlerinin küresel ölçekte rekabet edebileceğini bir kez daha gösteriyor.

Mindra, yapay zekâ alanında hızla yükselen “multi-agent” (çok ajanlı) sistemler üzerine odaklanıyor. Girişim, birbirleriyle iletişim kurabilen, veri paylaşabilen ve işlem gerçekleştirebilen otonom yapay zekâ ajanları için altyapı geliştiriyor. Mindra’nın teknolojisi, farklı yapay zekâ ajanlarının birlikte çalışmasını ve mikro ödemeleri kendi aralarında yönetebilmesini mümkün kılıyor.

Bu sayede bir yapay zekâ ajanı, örneğin bir harita veya ödeme API’sine erişerek bağımsız kararlar verebiliyor. Mindra ise bu süreçte bilgi akışını, işlem güvenliğini ve maliyeti yöneten merkezi bir katman oluşturuyor. Geliştirilen sistem, geleceğin “Agentic Economy” olarak tanımlanan otonom dijital ekonomisinin temel taşlarından biri olarak değerlendiriliyor.

Koç Üniversitesi’nde tanışarak yapay zekâ üzerine birlikte çalışmaya başlayan üç kurucu — Zeynep Yorulmaz, İlker Yörü ve Deniz Soylular — kısa sürede yatırımcıların ilgisini çekmeyi başardı. Ekip, önümüzdeki dönemde Türkiye’deki Ar-Ge faaliyetlerini sürdürürken, San Francisco merkezli bir operasyon kurarak uluslararası pazarda büyümeyi hedefliyor.

Mindra, aldığı bu stratejik pre-seed yatırımla ürün altyapısını olgunlaştırmayı, erken benimseyen (early adopter) şirketlerle pilot projeler yürütmeyi ve küresel pazarda güçlü bir konum elde etmeyi planlıyor.

Aleph Group çatısı altına katılan Genart Medya, yoluna Aleph adıyla devam edecek

Medya, eğitim ve ödeme sistemleri alanlarında çalışmalarını sürdüren Aleph; Türkiye’nin global operasyonlarındaki rolünü güçlendirmek için stratejik bir adım attı. Bu hamleyle birlikte sektörün yakından tanıdığı Genart Medya artık Aleph adıyla faaliyet gösterecek.

Bu yeni süreçte, Genart Medya Aleph’in dijital reklamcılık, ödeme ve eğitim çözümlerinin Türkiye gibi stratejik bir pazarda etkinliğini artırmasını sağlayarak Aleph’in pazardaki konumunu güçlendirmesinde kilit rol oynayacak.

Genart Medya’nın Aleph adı altında yeniden markalaşmasının öne çıkan faydaları:

Benzersiz global erişim: Aleph, 60’tan fazla global iş ortağıyla birlikte çalışıyor; 26.000’den fazla reklamveren aracılığıyla milyarlarca tüketiciye ulaşarak yerel işletmelere büyüme fırsatı sunuyor.

Güçlü yerel uzmanlık: 1.500’den fazla uzmanı bir araya getiren global ekibiyle Aleph, bölgesel operasyonların başarısını destekleyen kapsamlı yerel içgörüler ve yayıncı ilişkileri sağlıyor.

Sürekli büyüyen dijital ekosistem: Sektör lideri Aleph; Amazon, Criteo, Google, Microsoft, Pinterest, Reddit, Snap, Spotify, TikTok, Twitch, Uber, X gibi dev platformlarla ortaklık kurarak en güncel ve en etkili dijital çözümleri müşterilerine ulaştırıyor.

Aleph Türkiye Yönetici Ortağı Burak Yılmaz (eski adı ve unvanıyla, Genart Medya’nın Kurucu Ortağı) verdiği demeçte;

“Aleph olarak yeniden markalaşmamız, yalnızca bir isim değişikliğinden ibaret değil. Bu, yerel uzmanlığımızı global yeteneklerimizle birleştirme vizyonumuzu temsil ediyor. 2009 yılından beri Türkiye’de dijital medya alanında varız, bu alanda öncülük ediyor ve liderliğimizi sergiliyoruz. Portföyümüzde şu anda X, Pinterest, Spotify ve Criteo gibi markalar bulunuyor ve daha fazlası da eklenecek.”

Aleph’in Kurucusu ve CEO’su Gaston Taratuta ise demecinde;

“Genart Medya’yı resmi olarak Aleph çatısı altına dahil ederek, dünyanın önde gelen dijital platformlarıyla Türkiye’nin dinamik pazarı arasında doğrudan ve çok daha güçlü bir köprü kuruyoruz. Bu adım sayesinde birlikte daha etkili çalışacak, Türkiye’deki dijital dönüşümü hızlandırma hedefimizi daha kararlı biçimde hayata geçireceğiz.”

Aleph, 2023’te başlattığı Tek Marka girişimiyle eski isimleri Httpool, IMS Internet Media Services, Ad Dynamo veya Connect Ads olan yerel pazarlardaki markalarını tek çatı altında birleştirdi. 2025 yazının başında MediaDonuts, Aleph bünyesine katıldı ve şimdi Genart Medya, Aleph olarak yeniden markalaşıyor.

Uber, 5 yıl içinde Türkiye pazarına 200 milyon dolarlık teknoloji yatırım yapacak

Uber’in Türkiye’de önümüzdeki beş yıl içinde 200 milyon dolar yatırım yaparak teknoloji çalışanı sayısını iki kattan fazla artırmayı hedeflediği belirtildi.

Uber’in yakın zamanda gerçekleştirdiği Trendyol Go satın alımıyla ekibe katılan 180 mühendis, ürün yöneticisi, tasarımcı ve veri bilimcisinden oluşan ekip, merkezin çekirdek kadrosunu oluşturacak. Yeni merkez, Türkiye genelindeki en yetenekli teknoloji profesyonellerini bir araya getirerek Uber platformunda dünya genelindeki kullanıcılar, işletmeler, sürücüler ve kuryeler için yenilikçi ürünler geliştirecek.

Uber, teknoloji merkezine önümüzdeki beş yıl içinde 200 milyon dolar yatırım yapmayı ve aynı dönemde teknoloji çalışanı sayısını iki kattan fazla artırmayı hedefliyor.

Türk teknoloji ekosistemine güçlü katkı

Türkiye’deki teknoloji ekosisteminin gelişimine katkıda bulunmayı stratejik odağına alan Uber, ülkenin önde gelen üniversiteleri ve kurumlarıyla iş birliği yaparak geleceğin mühendislerini ve teknoloji liderlerini yetiştirmeyi amaçlıyor.

Uber, bu süreçte özellikle mühendislikte kadın temsilini arttırılmasını hedefliyor.

Türkiye, Uber için stratejik öneme sahip bir pazar konumunda. İstanbul’daki teknoloji merkezi, Uber’in Kuzey Amerika dışındaki sayılı teknoloji merkezlerinden biri olacak.

“Türkiye, küresel şirketlerin inovasyon projeleri için ideal bir ekosistem sunuyor”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Uber’in Türkiye’deki yatırım kararını değerlendirirken, bu adımın Türkiye’nin teknoloji alanındaki uluslararası konumunu daha da güçlendireceğini vurguladı:

“Gençlerimizin enerjisi ve girişimcilik ruhu sayesinde, Türkiye’nin dinamizmi; küresel şirketlerin yatırım ve inovasyon projeleri için ideal bir ekosistem oluşturuyor. Bugün 700’den fazla uluslararası firma, teknoparklarımızda ve Ar-Ge merkezlerimizde araştırma ve geliştirme faaliyetlerini sürdürüyor. Birçok küresel teknoloji şirketi, ileri Ar-Ge operasyonlarını ülkemizde konumlandırarak hem nitelikli iş gücümüzden hem de sunduğumuz cazip teşviklerden yararlanıyor. UBER’in ülkemizde kuracağı teknoloji merkezi, Türkiye’nin kabiliyetine, istikrarına ve genç insan kaynağına duyulan güvenin göstergesidir. Bu stratejik yatırım iradesi, ülkemize duyulan güven ve Türkiye’yi bir inovasyon üssü olarak konumlandırma vizyonu için Uber’i tebrik ediyorum. Gümrük Birliği ve ticaret anlaşmalarıyla 1 milyardan fazla nüfusa erişim imkânı, tedarik zincirlerinin kalbindeki konumu, katma değerli üretim anlayışı ve yetkin insan kaynağı havuzuyla Türkiye, cazibe merkezi olmayı sürdürecek.”

“Uber yatırımı, Türkiye’nin mühendislik yeteneğine duyulan güvenin göstergesi”

Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı A. Burak Dağlıoğlu, Uber’in Türkiye’ye yönelik yatırım kararını ülke için önemli bir adım olarak değerlendirerek şöyle dedi: “Uber’in İstanbul’da küresel bir teknoloji merkezi kurma kararı, Türkiye’nin dünya çapındaki mühendislik yeteneğine ve yenilikçilik kapasitesine duyulan güvenin güçlü bir göstergesi. Genç ve dinamik nüfusuyla Türkiye, geniş bir coğrafyadaki en büyük yetenek havuzlarından birine sahip ve bölgesindeki Ar-Ge ve inovasyonun bağlantı noktası konumunda. Uber’in Türkiye’nin yenilikçi ekosistemine yönelik bu uzun vadeli yatırımını memnuniyetle karşılıyor, bu adımı ülkemizin teknoloji ve Ar-Ge alanında küresel bir merkez olma konumunu daha da güçlendiren önemli bir katkı olarak görüyoruz.”

“Türk mühendislerin yaratıcılığına ve yeteneğine güveniyoruz”

Uber Global Teknoloji Birimi Üst Düzey Yöneticisi Praveen Neppalli Naga, konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi: “Bu yatırım, Uber’in Türkiye’ye olan uzun vadeli bağlılığını ve buradaki olağanüstü mühendislik yeteneğinin gücünü ortaya koyuyor. Türkiye’deki mühendislerin yaratıcılığına ve teknik yetkinliğine bizzat tanık olduk. Bu güçlü potansiyeli büyüterek, insanlara sorunsuz ulaşım deneyimi, etkileşim kurma ve fırsatlara kolayca erişme imkânı sunan teknoloji çözümleri geliştirmeye devam etmekten büyük heyecan duyuyoruz.”

Türkiye mühendislik ekibi, Uber’in küresel ürün ve platform geliştirme çalışmalarında öncü bir rol üstlenecek. Ekip; makine öğrenimi, büyük dil modellerinin entegrasyonu, gerçek zamanlı veri işleme, dağıtık sistemler ve mobil inovasyon gibi alanlarda küresel ölçekte çözümlerin gelişimini destekleyecek.

YouTube EMEA başkan yardımcısı Pedro Pina, Orkun Işıtmak’ın yapay zeka odaklı sorularını yanıtladı

YouTube Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Pedro Pina ve içerik üreticisi Orkun Işıtmak YouTube üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

Google Türkiye YouTube kanalında yayımlanan söyleşide Pedro Pina, yapay zekânın üretim süreçlerindeki rolünden Auto Dubbing teknolojisine kadar birçok başlıkta değerlendirmelerde bulundu. Pina, YouTube’un odağında her zaman içerik üreticisinin yaratıcılığını destekleyen teknolojiler olduğunu vurgularken, platformun dünya genelinde üç milyondan fazla kişinin gelir elde ettiği bir ekosistem haline geldiğini belirtti.

“Yapay zekâ, içerik üreticilere yaratıcılığa odaklanmaları için zaman kazandırıyor”

YouTube Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Pedro Pina, yapay zekâ destekli araçların içerik üreticilerine önemli kolaylıklar sunduğunu, özellikle kurgulama, başlık ve kapak görseli oluşturma gibi zaman alan adımlarda üretkenliği artırdığını ifade etti. Ayrıca, YouTube Studio’daki “İlham Kaynakları” sekmesi gibi özelliklerin yaratıcı fikir bulmada önemli bir rol üstlendiğini belirtti. Pina, yapay zekanın içerik üreticilerine sağladığı katkıları ise şöyle değerlendirdi: “YouTube içerik üreticileriyle her buluştuğumda en çok zaman alan kısmın kamera arkası olduğunu söylüyorlar. Kurgudan müzik senkronuna, başlıktan kapak görseline kadar birçok detay büyük emek istiyor. Özellikle küçük ekipler için bu daha da zorlayıcı. Bu yüzden YouTube Studio’da üreticilerin yaratıcılığa daha çok vakit ayırabilmeleri için yapay zekâ destekli araçlar geliştiriyoruz. Yapay zekâ, üreticilerin hayatını kolaylaştıran bir yardımcı pilot gibi düşünülebilir. Onlara fikir üretiminde, içerik planlamasında ve düzenleme süreçlerinde destek vererek yaratıcılık için alan açıyor. Bizim hedefimiz, teknolojiyi üreticinin yerine koymak değil; tam tersine, onların potansiyelini açığa çıkarmak.”

“Auto Dubbing” ile içerikler küresel izleyiciyle buluşuyor

Röportajın öne çıkan başlıklarından biri de Auto Dubbing özelliği oldu. Pina, bu özellikle birlikte üreticilerin içeriklerini farklı dillerde izlenebilir hale getirebildiğini belirterek, “Artık bir içerik üreticisinin küresel bir kitleye ulaşmasının önündeki en büyük engel dil olmaktan çıkıyor” dedi. YouTube’un geliştirdiği sistem, yalnızca çeviri yapmıyor; üreticinin ses rengi ve dudak senkronunu koruyarak çok dilli izleme deneyimini doğal hâle getiriyor. Böylece Türkçe içerikler, küresel ölçekte milyonlarca izleyiciyle buluşabiliyor.

YouTube’un geleceğe bakışı

Röportaj, YouTube’un yapay zekâ destekli araçlarla içerik üreticilerinin yaratıcılığını nasıl desteklediğini ve küresel izleyiciye erişim fırsatlarını nasıl genişlettiğini ortaya koydu. Pedro Pina’nın aktardığı vizyon, YouTube’un teknolojiyle yaratıcılığı buluşturan yaklaşımını ve üreticilerin hem yerel hem küresel ölçekte büyüyen bir topluluğun parçası olarak konumlandığını bir kez daha gözler önüne serdi.