Ana Sayfa Blog Sayfa 773

Netflix’ten Türk yapımlarını 190 ülkeye tanıtacak yeni özellik: Made in Turkey

Dünyanın lider eğlence servisi Netflix, Türkiye’nin hikayelerini dünyaya taşımak için bir adım daha attı. Orijinal ve lisanslı içerikleri tek bir içerik koleksiyonunda buluşturan Netflix, Made in Turkey özelliği ile 190 ülkedeki 167 milyonu aşkın üyesinin Türkiye’de üretilen yapımlara daha kolay ve hızlı bir şekilde ulaşmasını sağlayacak.

Türkiye’de üretilen yapımların dünyaya tanıtılmasını hedefleyen koleksiyona ulaşmak için dünyanın dört bir yanındaki Netflix üyelerinin netflix.com/MadeInTurkey adresini ziyaret etmesi yeterli olacak. Koleksiyon, Netflix üyesi olmadığı halde, üyelere hangi Türk yapımlarının sunulduğunu görmek isteyen kişiler tarafından da ziyaret edilebilecek.

Pek çok farklı dilde izlenebiliyor

Diğer yandan Netflix, yerli yapımları sıkça tercih eden Türkiye’deki üyelerine yönelik de adımlar attı. Servisin web arayüzündeki navigasyon menüsüne eklenen ‘Türk dizileri’ ve ‘Türk filmleri’ seçenekleri sayesinde, Türkiye’deki 1.5 milyonu aşkın Netflix üyesi yerli yapımlara daha çabuk ulaşabilecek. Netflix’i akıllı televizyonları üzerinden izleyen üyeler ise kategori seçenekleri arasına eklenen ‘Türk dizileri’ ve ‘Türk filmleri’ seçeneklerinden faydalanabilecek.

Netflix’in içerik kütüphanesinde dünya çapında ses getiren yabancı yapımların yanı sıra orijinal ve lisanslı çok sayıda Türkçe içerik yer alıyor. Bunların arasında Hakan: Muhafız, Atiye ve Rise of Empires: Ottoman gibi Netflix orijinal yapımlarına ek olarak Organize İşler: Sazan Sarmalı, Ezel, Leyla ile Mecnun, Ayla, Diriliş: Ertuğrul, Arif v 216, Masum gibi sayısız lisanslı yapım bulunuyor. Türkiye’de üretilen yapımlar, dünyanın dört bir yanındaki Netflix üyeleri tarafından farklı dillerdeki altyazı ve dublaj seçenekleriyle izlenebiliyor.

İş Dünyası Plastik Girişimi ilk atölye çalışmasını Koç Holding’de gerçekleştirdi

Global Compact Türkiye, SKD Türkiye ve TÜSİAD işbirliği ile oluşturulan İş Dünyası Plastik Girişimi (İPG), plastik ile ilgili taahhütlerini açıklayacak şirketlerin katılımıyla Kasım 2019 tarihinde çalışmalarına başlamıştı.

Yirmi altı şirketle faaliyete geçen girişime katılan şirket sayısı kırka ulaştı; sayı her geçen gün artıyor.

Girişim, plastik ile ilgili taahhütlerini açıklayacaklarını beyan eden şirketleri faaliyet dönemi boyunca düzenleyeceği çeşitli farkındalık, bilgilendirme, savunuculuk ve tecrübe paylaşımı programlarıyla destekleyecek.

Girişim, şirketler arasında iyi uygulamaları paylaşmak ve taahhütlerin belirlenmesi sürecini takip etmek amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Girişimin bu bağlamda ilk atölye çalışması, on farklı sektörden yaklaşık yüz kişinin katılımıyla 19 Şubat 2020’de Koç Holding Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Atölyede İş Dünyası Plastik Girişimi hakkında bilgi verilerek, çalışma takvimi açıklandı; küresel düzeydeki çalışmalar paylaşıldı; katılımcı şirketlerden plastik konusunda global taahhütleri bulunanların iyi uygulamaları hakkında bilgi verildi. Atölye kapsamında Girişimin çözüm ortağı olan “Hedefler için İş Dünyası” Platformu’nun kurucusu UNDP’nin moderasyonunda şirketlere taahhüt verme konusunda teknik destek verildi.

Huawei Türkiye, geliştiriciler için 50 milyon TL’lik destek primini duyurdu

Türkiye’de ilk kez düzenlenen Huawei Developer Day (HDD) etkinliğinde şirketler ve geliştiriciler ile biraraya gelen Huawei, Huawei Mobil Servisleri’nin (HMS) gelişimi için50 milyon TL yatırım yapacak.

HMS, tüketicileri, yazılım geliştiricileri ve içerik sağlayıcıları yakından ilgilendiren bir konu. Huawei Mobil Servisleri’nin yerli uygulama geliştiricileri arasında kullanımının artırılması, şirketin 2020 stratejik hedefleri arasında yer alıyor. Huawei Türkiye’nin,geliştiriciler ve tüketiciler arasında HMS’i yaygınlaştırması için ayırdığı bütçe de günün önemli konu başlıklarından biri oldu.

Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Müdürü Seth Wang yaptığı konuşmada, “Huawei Mobil Servisleri, yüksek performanslı Huawei akıllı telefonların verimli kullanımı için önemli bir platform olacaktır. Bu bağlamda, Huawei AppGallery’i en iyi şekilde geliştirmek için uygulama geliştiricilerle çalışma ağımızı her geçen gün genişletiyoruz. Tüm dünyadaki akıllı telefon kullanıcılarına daha kaliteli, ücretsiz ve zengin bir deneyim sunmayı amaçlıyoruz. Huawei Mobil Servisleri daha akıllı, daha hızlı ve daha sorunsuz bir uygulama deneyimi sunacak. Huawei Türkiye olarak şunu da paylaşmaktan gurur duyuyoruz ki, bu projede Huawei’nin ikinci en büyük Ar-Ge merkezinden yüzlerce Türk mühendis, sadece bu ülkede değil tüm dünyaya yönelik olarak HMS dağıtımının kodlanması ve teknik desteği için gece gündüz çalışıyorlar. Türkiye, HMS gelişimi için dünyanın merkez ülkelerinden biri oldu ve yine Türkiye denizaşırı ülkeler için Ar-Ge Merkezi üssü olacak. Ve size, Türkiye için hali hazırda 50 milyon TL destek primi ayırdığımızı söylemek istiyorum” dedi.

Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Mobil Eko Sistem İş Geliştirme Müdürü Kaan Arlı yaptığı sunumda, “1+8+N uzun dönem stratejisi, üçüncü parti şirketlerin de iştirakleri ile birlikte çok daha geniş ve kapsamlı bir hale gelecek” dedi. Huawei Mobile Servisleri’nin ülkemizde yaygınlaşması için yapılacak çalışmalardan bahseden Kaan Arlı, yazılım geliştirici şirketlerin, uygulamalarında yapması gereken teknik geliştirmeler ve çalışmalar hakkında da bilgiler verdi. Kaan Arlı, son olarak Huawei Mobil Servisleri ile hem tüketicilerin, hem şirketlerin hem de Huawei’nin yepyeni bir deneyime tanıklık edeceğini belirtti.

Visiomex ve Oo-Kuma, KT Portföy’ün yönettiği Teknogirişim GSYF’den yatırım aldı

Üretim sektöründe yapay görme temelli kalite kontrol ürünleri üreten Visiomex ve 3 boyutlu yazıcı ve sarf malzemeleri üreten Oo-Kuma, KT Portföy’ün yönettiği Teknogirişim Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’ndan yatırım aldı.

Visiomex ve Oo-Kuma aldığı yatırımı, ürün yelpazesinin artırılması ve yeni pazarlara açılmak için kullanacak.

Visiomex global pazarı hedefliyor

Teknogirişim GSYF’in devam eden yatırımlarının 2020 yılındaki ilk girişimlerinden olan Visiomex, üretim sektörüne yönelik yapay zekâ biliminin alt başlıklarından olan yapay görme temelli kalite kontrol ürünleri geliştiriyor. Visiomex’in yönetim ekibinde Hüseyin Alemdar, Adem Alemdar ve Kağan Tonyukuk Fikri yer alıyor. Visiomex’in özellikle otomotiv ve beyaz eşya pazarında ana sanayi ve yan sanayinin ürettiği parçaların görsel kontroller, varlık-yokluk kontrolü, geometrik ölçümler, renk ayırma ve konumlandırma gibi kontrolleri yüksek hassasiyetle yapabilen ürünleri bulunuyor. Ayrıca smart desk, smart kiosk, plastik enjeksiyon kalıp koruma sistemi ve serigrafi kontrol gibi ürünleriyle Visiomex, sektörün çözülmesi zor ve iddialı birçok projesinde hem yerel hem de global pazarlara hitap ediyor. Visiomex, Teknogirişim GSYF’den aldığı yatırımı, ürün yelpazesinin artırılması ve yeni pazarlara açılmak için değerlendirecek.

Oo-Kuma’nın hedefi sektörde ana oyuncu olmak

Teknogirişim GSYF’den yatırım alan Oo-Kuma ise 3 boyutlu yazıcı teknolojileri için dünya pazarına hizmet eden yüksek kaliteli, güvenilir ve geniş ürün yelpazesine sahip makina, malzeme ve yazılım üretiyor. Oo-Kuma, Arda Kocaman ve Gökhan Gönültaş tarafından yönetiliyor. İTÜ Teknokent bünyesinde araştırma geliştirme faaliyetlerini sürdüren ve nitelikli ekibiyle büyüyen Oo-Kuma, geliştirdiği çözümleri kendine ait üretim tesisinde seri şekilde imal ederek kullanıcılarına ulaştırıyor. Oo-Kuma, sektöründe ana oyuncu olmayı hedefleyerek kullanıcılarının 3 boyutlu yazıcı teknolojilerindeki her türlü ihtiyacını karşılamak için yatırımlarına ara vermeden devam ediyor. Oo-Kuma da Teknogirişim GSYF’den aldığı yatırımı, ürün yelpazesini geliştirmek ve yeni pazarlara açılmak için değerlendirecek.

Sinan Güler spor odaklı girişimler için Sports Startups Accelerator Program’ı başlattı

Profesyonel basketbol oyuncusu ve uluslararası girişimlere yatırım yapan melek yatırımcı Sinan Güler, spor odaklı girişimlerin geliştirilmesine destek sağlayabilmek ve spor ve girişimcilik ekosistemlerini güçlendirmek amacıyla “Sports Startups Accelerator Program “Spor Girişimleri Hızlandırıcı Programı”nı başlattı.

Spor Girişimleri Hızlandırıcı Programı, spor eksenli ürün ya da hizmeti olan yeni girişimlerin uluslararası platformda potansiyel partner, mentor ve yatırımcılarla buluşmalarını hedefleyen İstanbul merkezli ilk program.

Bu çerçevede, Spor Girişimleri Hızlandırıcı Programı farklı teknoloji alanlarında faaliyet gösteren ve spor eksenli sorunlara çözümler sunan girişimlerin büyümesine yardımcı olmak, yatırımcıyı potansiyeli olan ulusal ve global spor girişimlerle tanıştırmak ve seçilen girişimleri ülkemiz spor ekosistemi paydaşlarıyla buluşturabilmeyi hedeflemekte.

Spor Girişimleri Hızlandırıcı Programı’na Kimler Başvurabilir?

Çalışan bir prototip”i olan ve şirketlerinin aşağıdaki alanlardan birinde ürün ya da hizmet geliştiren;

  • Akıllı mekanlar, katılım ve eşleştirme platformları o Akıllı spor sistemleri ve cihazlar
  • Akıllı stadyumlar
  • Beslenme ve takviyeler
  • Büyük veri ve spor analitiği
  • Espor
  • Eğitim ve koçluk uygulamaları
  • Fantezi sporlar
  • Geliştirilmiş spor materyalleri
  • Giyilebilir spor teknolojileri
  • İzleme ve görüntü tanıma çözümleri o Performans analizi
  • Simülasyon
  • Spor için robotik
  • Spor oyunlaştırmaları
  • Sporda gelir fırsatı doğurabilecek yeni iş modelleri o Taraftar katılımı
  • Taraftar verileri ve analitiği
  • Veri güvenliği

Diğer spor ilintili alanlardaki tüm girişimler bu programa başvurabilirler.

Spor Girişimleri Hızlandırıcı Programı Süreci Nasıl İşleyecek?

[1. Aşama] Başvuru: Startup’lar açılan çağrıya başvuracaklar.

[2. Aşama] Ön Eleme & ÖnHızlandırıcı Girişimci Kampı: Öndeğerlendirmeyi geçen seçilmiş Startup web sitesinde anons edilecek ve potansiyel partnerler, mentorlar ve yatırımcılarla biraraya gelebilecekleri Girişimci Kampına davet edilecekler.

[3. Aşama] Mentorluk Süreci (Hızlandırıcı): Girişimci Kampı sonrasında seçilen Startuplar mentorlar ve eğitmenlerle çalışarak Yatırımcı Sunum Gününe hazırlanacaklar.

[4. Aşama] Yatırımcı Sunum Günü: Başarılı Startup’ların İstanbul’da yatırımcılarla biraraya gelecekler.

Spor Girişimleri Hızlandırıcı Programı‘na: Başvur

Kadıköy’de küçük bir dükkânda başlayan Monster Notebook, yeni merkezine taşındı

Monster Notebook, 20. yılında yeni genel merkez binasının açılışını yaptı. Yüksek performanslı dizüstü bilgisayarlar ve oyuncu ekipmanları alanında faaliyet gösteren şirket, Türkiye’den çıkan bir dünya markası olma yolunda hızla ilerliyor.

Monster Notebook kurucu ve CEO’su İlhan Yılmaz, şirketin yeni dönem yatırımlarına ve hedeflerine yönelik bilgi paylaştı. 2000 senesinde Türkiye’den çıkan bir dünya markası olma hedefi ile başlayan yolculukta Monster Notebook’un bugün Türkiye’nin müşteri memnuniyeti en yüksek bilgisayar markası olduğunu ifade eden Yılmaz, aynı başarıyı tüm dünyada elde etmeyi amaçladıklarını belirtti.

Monster Notebook Kurucu ve CEO’su İlhan Yılmaz: “Canavar yeni evinde yeni başarılara imza atacak”

Yüksek performanslı ve dayanıklı dizüstü bilgisayarları kullanıcılara koşulsuz müşteri memnuniyeti prensibi ile sunduklarını kaydeden Yılmaz, Monster Notebook’un bu sayede Türkiye’nin en çok bilinen oyun bilgisayarı markası olduğunu ifade etti. Yılmaz, “Yirmi sene önce çıktığımız bu yolculukta kullanıcılar ile ömür boyu dostluk kurmayı amaçladık, tüm çalışmalarımızı bu titizlikle sürdürdük. Bugün Türkiye’nin en çok bilinen markalarından biriyiz. Bilgisayar markaları arasında müşteri memnuniyeti en yüksek ve en çok teşekkür edilen markayız. Bununla yetinmedik, yurt dışındaki kullanıcılara yeni pazarlara açılmak için yeni yatırımlarda bulunduk. Yirmi yıl önceki heyecanla ve azimle faaliyetlerimize devam ediyoruz. Artık çalışmalarımızı yeni genel merkezimizde yöneteceğiz.

Kadıköy’de küçük bir dükkânda başlayan maceramız bundan böyle markamıza yakışır bu yeni merkezde devam edecek. Başta Monster Notebook ailesine olmak üzere, bugüne dek bize inanan ve destek veren herkese teşekkür ederim. Önümüzdeki dönemde canavar yeni evinde yeni başarılara imza atacak,” dedi.

“Monster Notebook, bilgisayar markaları arasında müşteri memnuniyeti en yüksek marka oldu”

İlhan Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “Monster Notebook olarak Türkiye’den çıkan bir dünya markası olma hedefimiz yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Kullanıcılarımıza sunduğumuz tüm ürün ve servislerde mükemmel müşteri deneyimini hedefliyoruz. Oynayamadığınız oyun olursa anında iade garantisi veriyoruz. Sadece oyun tutkunlarını değil, çalışırken yüksek performansa gereksinim duyan herkese hitap ediyoruz. Kullanıcılarımız ile ömür boyu birlikte olmayı önemsiyoruz, bu yüzden satış sonrası hizmetlerimizde çok iddialıyız. En fazla üç iş günü teslimat süresi ile sınırlandırdığımız teknik destek hizmeti ve her altı ayda bir ücretsiz bakım içeren ömür boyu bakım garantisi kullanıcılarımız ile aramızda uzun soluklu bir bağın kurulmasına sebep oluyor.”

Oyun endüstrisi 2019’da yüzde on büyüdü

Türkiye ve global oyun pazarında yaşanan gelişmeleri de yorumlayan Yılmaz, “Türkiye oyun pazarı globaldeki gelişmeye de bağlı olarak bu sene yaklaşık yüzde on büyüme gösterdi. 800 milyon dolarlık bir hacmi geride bırakan Türkiye oyun pazarının 2022’de bir milyar doları aşması bekleniyor. Oyun dünyasına yüksek performanslı ürünler sunan bir firma olarak 2019 yurtdışı çalışmalarımızı yoğun olarak sürdürdüğümüz bir sene oldu. 2020’de ise Avrupa pazarına yönelik yatırımlarımıza ağırlık vereceğiz. Çok yakında Berlin’de yaklaşık bin metrekare büyüklüğündeki bir alanda Avrupa’nın en büyük oyun ve deneyim mağazasını açıyoruz.” dedi.

PepsiCo 2019 yılı finansal sonuçlarına göre yüzde 4,5 büyüdü

Dünyanın en büyük yiyecek ve içecek şirketlerinden PepsiCo, 2019 yılı finansal sonuçlarını açıkladı. Başarılı performansını sürdüren şirket, yüzde 4.5 organik büyüme sağlayarak, son beş yılın en hızlı büyüme oranını gerçekleştirdi. Gelişmekte olan pazarlarda yüzde 8, gelişmiş pazarlarda yüzde 3 organik gelir artışı sağlayan şirket, 2019 yılı cirosunu 67 milyar dolar üzerine çıkardı.

2019 yılı finansal sonuçları hakkında değerlendirmede bulunan PepsiCo Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Ramon Laguarta, 2019 yılında oldukça başarılı bir performans sergilediklerini ama bundan daha da önemlisinin bunu nasıl başardıkları ve sürdürülebilir kıldıklarına dikkat çekti. Tüm alanlarda geniş tabanlı organik gelir artışı sağladıklarını belirten Ramon Laguarta, “Uzun vadeli büyüme için güçlü bir temel olması gerekiyor. Biz de “her yudumda ve her tadımda daha fazla gülümseme yaratma” misyonumuz doğrultusunda; sürdürülebilir, uzun vadeli büyüme için güçlü stratejiler uyguladık. Yıl boyunca 1 milyar doları aşan verimlilik tasarrufu sağladık. Tüketici analizleri, e-ticaret, analitik ve çok kanallı yeteneklerimizi geliştirmek başta olmak üzere birçok alanda yaptığımız yenilikçi uygulamalarla bu tasarrufu elde ettik. Bunun dışında kültürümüzü, değerlerimizi ve yeni davranışlar dizi olan PepsiCo Way ile çalışma yöntemlerimizi geliştirdik.

Özellikle sürdürülebilirlik stratejimizin bir parçası olarak “Daha İyi” bir şirket olma yolunda önemli adımlar attık. Ambalajımızdaki geri dönüştürülmüş içeriği artırma ve içecek portföyümüzde kullandığımız geri dönüştürülmemiş plastiği azaltma, yenilenebilir elektrik elde etme ve dünyadaki doğrudan operasyonlarımızda su verimliliğini artırma başta olmak üzere bu konuda birçok çalışma sürdürdük. Bu yıl sergilediğimiz bu performansı 2020’de de daha hızlı, daha güçlü ve daha iyi olarak geliştirmeye devam edeceğiz.” dedi.

İngiltere merkezli girişim Herotech8, Vinci’den yatırım aldı

Türkiye ve Almanya’da yaptığı üç yatırım ile 2019 yılında adını duyuran girişim sermayesi Vinci, portföyüne dördüncü şirketini de ekledi. Vinci’nin yeni yatırımı, otonom dronlarla endüstriyel alanlarda çevre güvenliği sağlayan Herotech8 girişimine gerçekleşti.

Endüstri 4.0, mobilite, enerji ve lojistik alanlarında geleceğin teknolojisini yakalamak için yatırımlarını sürdüren Vinci, İngiltere Cranfield merkezli Herotech8 şirketine tohum yatırımı yaptı. Geliştirdikleri yazılım ve donanım teknolojileri ile birlikte standart (“off-the-shelf”) dronları otonom hale getiren şirket, endüstriyel alanlarda, kritik altyapı tesislerinde, enerji santrallerinde, limanlarda ve madenlerde güvenlik görevlilerine tamamlayıcı hizmet sağlamayı amaçlıyor.

Şirket, pilot gerektirmeyen otonom dronlarla müşteri tarafından önceden belirlenen rotalarda güvenlik kontrolü yaparak insan gücüne duyulan ihtiyacı azaltırken hem operasyonel maliyetleri düşürüyor hem de büyük tesislerde incelenmesi zor olan kör noktaların güvenliğini sağlıyor. “Drone in-a-box” teknolojisi ile birlikte dronlar otomatik bir şekilde baz istasyonlarına geri dönerek sıradaki devriyesinden önce şarj olup 24 saat devriye işlemine devam edebiliyor. Halihazırda tesislerde bulunan güvenlik sistemleri ile entegre olabilen teknoloji, teknoloji adaptasyonu süresini de bir hayli azaltmış oluyor.

Herotech8 CEO’su Edward Anastassacos, “Dronlar, güvenlik hizmetlerinin ve kamu güvenliği kuruluşlarının operasyonlarını nasıl yürütebileceği konusunda gerçekten devrim yapma potansiyeline sahip. Ancak dağıtım ve maliyet zorlukları, bu hayati hizmetlerin yaygın olarak benimsenmesini kısıtlıyor. İnşa etmekte olduğumuz altyapının, bu pazarların vizyonu olan geleceğin erişilebilir ve pilotsuz operasyonları için anahtar olduğuna inanıyoruz. Vinci’nin ve İnci Holding’in sahip olduğu endüstriyel gücüyle bu misyonda bize destek olmasından memnuniyet duyuyoruz” dedi.

Vinci Yatırım Komitesi Başkanı Şelale Zaim Gorton da yatırımla ilgili “2019 yılındaki son, İngiltere’deki ilk yatırımımızı Herotech8’e yapmaktan dolayı çok mutluyuz. Bu yatırımla Vinci’nin hedef pazarlarının tümünde bir yatırımımız oldu ve 2019 için hedeflediğimiz dört yatırıma ulaştık. Daha önceki yatırımlarımızda olduğu gibi bizim için en önemli etmenlerden olan tecrübeli ve yetkin takım, müşteriye değer sağlayacak ürün odağı ve sağlam teknolojik inovasyonlar Vinci’nin bu kararı almasında büyük pay sahibi oldu. Ürünün potansiyel ilave kullanım alanları, Herotech8 ekibinin vizyoner bakışı ve Vinci’nin deneyimi ile birlikte büyüyeceğimize eminiz” diye konuştu.

Yandex Navigasyon ve Yandex Haritalar, afet toplanma alanlarını göstermeye başladı

Yandex, Türkiye’nin özellikle son dönemdeki en önemli sorunlarından biri olan deprem konusunda kullanıcılarına yardımcı olmak için harekete geçti.

Yandex Haritalar’a ve Yandex Navigasyon’a, afet toplanma yerlerinin verileri eklendi. Ayrıca Yandex Navigasyon’un arama ekranında yer alan kategoriler bölümüne kullanıcıların kolay erişimi için “Toplanma Alanları” özel kategorisi eklendi.

Deprem gibi doğal bir afet sonrasında ihtiyaç duyulacak toplanma yerleri, Yandex Navigasyon’un arama sayfasında özel bir kategori olarak yer alıyor. Kullanıcılar toplanma yerlerinin listesini görerek, en yakındakini görüntüleyebiliyor ve isterse bu noktaya rota oluşturabiliyor. Bunun dışında Yandex Haritalar uygulamasında veya web servisinde de “toplanma alanları” arama sorgusu ile tüm lokasyonların bilgisine erişim sağlanabiliyor. Yandex Navigasyon’un “çevrimdışı haritalar” özelliği sayesinde, internet erişiminin olmadığı anlarda da toplanma alanlarına erişim mümkün oluyor. Kullanıcılar internet erişiminin olduğu herhangi bir anda Yandex Navigasyon’un menüsünde yer alan “haritaları indir” özelliği ile “çevrimdışı haritaları” indirebiliyor ve istediklerinde çevrimdışı olarak da rota oluşturabiliyor.

Yandex, bu önemli proje ile olası bir afet durumunda kullanıcıların hızlı bir şekilde gerekli bilgilere ulaşmasını sağlıyor. AFAD tarafından toplanan ve yerel yönetimler ile belirlenen verilerden faydalanılarak oluşturulan bu çalışmada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile de çalışıldı.

Konu ile ilgili açıklama yapan Yandex Türkiye Genel Müdürü Onur Karahayıt şunları söyledi:

“Geçtiğimiz aylarda yaşanan İstanbul ve Elazığ depremlerinin ardından, güncel toplanma alanları bilgisine erişimde genel bir zorluk yaşandığı dikkatimizi çekti. Bu tarz afet durumlarında Harita ve Navigasyon uygulamalarımız ile kullanıcılarımızın bu bilgilere hızlıca ulaşabileceğini belirledik. İlgili kurumlarla başarılı bir iş birliği sonucunda bu verileri haritalarımıza işledik ve Yandex Navigasyon’un arama sayfasında da özel bir ‘Toplanma Alanları’ kategorisi açtık. Kullanıcılarımız önlem amaçlı olarak, kendilerine en yakın toplanma alanlarını görüntüleyebilir, dilerlerse ‘Yerlerim’ sekmesine kaydedebilir veya yakınları ile paylaşabilirler. Ayrıca kullanıcılarımız en yakındaki toplanma alanlarını internet erişimi problemi yaşansa bile ‘çevrimdışı haritalar’ özelliğimiz sayesinde görebiliyor olacak.”

Picus, 2020 yılında küresel oyuncu olmak yolunda daha güçlü adımlar atıyor

Sizlere geçtiğimiz yıl Ekim ayında yatırımını ilk kez duyurduğumuz, dünyada Siber Saldırı Simülasyonu teknolojileri alanında çözümler üreten Picus, 2019 yılında dünya çapında gerçekleştirdiği çıkışın ardından, 2020 için daha güçlü hedeflere odaklandı.

Picus kurucu ortağı ve CTO’su Volkan Ertürk, “Atak Simülasyonu alanına getirdiğimiz yeni yaklaşımla sektörümüzde fark yaratmayı başardık. Şimdi Picus Siber Güvenlik Araştırma ve Mühendislik Üssü yatırımlarımızla küresel bir oyuncu haline gelmeyi hedefliyoruz” dedi.

Türkiye’den başlayan küresel bir başarı hikayesi olarak tüm dünyanın dikkatini üzerine çekmeyi başaran Picus, 2020 yılında da büyümesini ve başarılarını sürdürerek, adından söz ettirmeyi amaçlıyor.

Earlybird yatırımıyla dünyada güçlenecek

Picus, Avrupa’nın önde gelen yatırım fonlarından Earlybird ile yeni tamamlanan Seri A yatırım turunda, toplam 6,25 milyon dolar tutarında stratejik yatırım aldı. Bu yatırımla Avrupa ve ABD pazarlarındaki çalışmalar ile ürünün mühendislik altyapısı için güç kazandıklarını söyleyen Volkan Ertürk, “2018 yılında başlattığımız yurt dışı açılımını, başta ABD olmak üzere halihazırda faaliyet gösterdiğimiz İngiltere, Almanya, İtalya ve Orta Doğu pazarlarında devam ettirmek için planlama yapıyoruz” diye konuştu.

Bünyesinde çeşitli dikey alanlada uzman güvenlik araştırmacılarının da yer aldığı Picus Labs ekibi, siber saldırganları ve kullandıkları teknikleri 1.300+ ‘den fazla farklı kaynaktan izliyor ve tehdit aktörlerinin kullandığı yeni teknik ve taktikleri günlük olarak atak örneklerini güvenlik simülasyonları için Picus müşterileriyle paylaşıyor. Volkan Ertürk, Picus Labs tarafından yapılmakta olan araştırma çalışmalarının katlanarak, dünyada siber güvenlik alanında bilinen ve sözü geçen Siber Güvenlik Araştırma Merkezi olmasını hedeflediklerini söyledi.

Halen Ankara ve İstanbul’da ofisleri bulunan Picus, şu anda 90 kişi olan kadrosunu sektördeki yetkin isimlerle geliştiriyor. Picus’un yurt dışında satış ofisleri ve 12 ülkede de aktif 60 bayisi bulunuyor.

Tehdit Temelli Yaklaşımla fark yarattı

Siber güvenlik alanında yaygın olarak kullanılan zafiyet tespiti ve varlık temelli güvenlik yaklaşımından farklı olarak, Picus tehdit temelli yaklaşımla, siber saldırganların kullandığı saldırı tekniklerine odaklanıyor. Picus platformu, siber saldırıların birçok safhasını simüle ederek, kurumların bu saldırılara karşı risk ve güvenlik efektifliği durumunu ortaya çıkarıyor. Picus, önde gelen uluslararası güvenlik firmalarıyla olan entegrasyonları sayesinde tespit edilen güvenlik kontrol açıklarının hızlıca giderilmesi için kolay uygulanabilir iyileştirme önerileri de sunuyor. Platform hem saldıran davranışlarını hem de gerçek saldırı araçlarını tamamen risksiz şekilde kurum altyapılarında sürekli simülasyon yaklaşımı ve beraberindeki iyileştirme önerilerini kurumun mevcut güvenlik yatırımlarına göre özelleştirmesiyle rakipleri arasında öne çıkıyor.

Kuruluşunun ardından sadece yedi yıl geçmesine rağmen, Gartner tarafından ‘Cool Vendor” olarak adlandırılan, PWC tarafından en yenilikçi 10 siber güvenlik şirketi arasında gösterilen, Endeavor tarafından da yüzlerce firma içinden küresel etki yapabilecek girişimcilerden biri olarak nitelendirilen Picus, son olarak geçtiğimiz aylarda Cyber Defense Magazine tarafından 2019 yılının ‘En inovatif startup’ı seçildi.