Ana Sayfa Blog Sayfa 765

Yogaila: Canlı dersler ile yoga, fitness ve meditasyon eğitimleri alabileceğiniz platform [Özel Haber]

Yogaila, herkese evlerinden katılabilecekleri, eğitmenlerle etkileşime girebilecekleri, soru sorabilecekleri Yoga, Fitness ve Meditasyon başlıkları altında onlarca canlı ve gerçek zamanlı grup dersi sunan bir platformdur.

Sizlere daha öncesinde yatırımını ilk paylaştığımız yerli girişim Sport & Merits‘in kurucuları; Bülent Ozan, Murat Yavuz ve Türker Baloğlu tarafından hayata geçirilen Yogaila, 30 Mart Pazartesi’den itibaren yayınlarına başladı. Şu an için sadece web sitesi üzerinden hizmet veren girişimin, mobil uygulaması üzerinde çalışılıyor.

Girişimcilerden doğrudan aldığımız bilgi ile Yogaila fikri; kurucuların Sports & Merits girişimlerini yürütürken, bir ihtiyaç duyularak geliştirilmiş. Biraz daha uzun bir süreçte hayata geçirilmesi planlanırken, yeni COVID-19 virüsünün oluşturduğu ortam nedeniyle daha hızlı bir şekilde yayınlanması kararını almışlar.

Spor odaklı girişim Yogaila;

  • Kendi ortamlarında eğitmenlerin katkısını alarak spor yapmak isteyenlere,
  • Özellikle metropollerde stüdyo ya da spor merkezlerinde sunulan grup derslerine ya da özel derslere katılacak zamanı ayıramayanlara,
  • Sosyal konumları, fiziksel engel ya da sıkıntıları ya da maddi yetersizlikleri nedeniyle fiziksel stüdyo ya da spor merkezlerinde verilen grup derslerine katılamayanlara
    olağanüstü bir çözüm sağlıyor.

Yogaila: sağlık, iyi yaşam, spor ve eğlence sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Üyelik bazlı bir iş modeli var. Hizmetlerini hali hazırda üyelere ücretsiz olarak sunuyor ancak ticari yapıya geçildiğinde abonelik temelli bir yapı üzerinden ilerliyor olacaklarının bilgisini aldık. Eğitmenler de sistemin bir iş ortağı olarak para kazanma fırsatını yakalayacaklar.

Girişimi rakiplerinden ayıran özellik ve değer önerisi

Yogaila’nın kurucu ortağı ve CEO’su Bülent Ozan‘a rakiplerinden ayıran özelliği ve değer önerisini sorduğumuzda;

Yaşadığımız olağanüstü süreç, herkesi evlerine kapanmak zorunda bıraktı ve çok büyük bir belirsizlik var. O sebeple ücretsiz olarak sunduğumuz Yogaila.com ‘un ciddi bir sosyal sorumluluk projesi olduğuna da inanıyoruz. Eğitmenlerimiz de gönüllülük esasıyla devam ediyorlar. Dünya normalleşene kadar da, elimizden geldiğince bu şekilde devam etmeye çalışacağız. Uzaktan, canlı yoga ve spor dersleri anlamında bir anda birçok seçenek çıkmaya başladı gibi görünüyor. İnsanlar sosyal medya hesaplarında, Youtube’da bu şekilde birçok alternatifle karşılaşıyorlar. Ancak bizi bu söz konusu alternatiflerden ayıran çok ama çok önemli bir farkımız, avantajımız var; stüdyo ortamında gerçekleştirilen bir grup dersine en yakın deneyimi sunuyoruz. Derse katılanlar ve eğitmenler arasında 2 yönlü iletişim var. Katılımcılar eğitmenlerine ders esnasında sorularını yöneltebiliyorlar. Eğitmenler de katılımcıların önemli olabilecek bir eksikliklerini ya da düzeltme ihtiyaçlarını ekranlarından görüp hemen bir müdahale de bulunabiliyorlar.

İkinci önemli farkımız ise oldukça geniş bir yelpazede grup dersleri sunuyor olmamız. Yogaila.com da sadece yoga değil, Fitness ve Meditasyon derslerini de bulabiliyorsunuz. Üyelerimiz HİTT, Body Combat, Crossfit gibi birçok fitness dersi ve mindfulness, nefes egzersizleri gibi birçok Meditasyon dersinden yararlanabiliyorlar.” dedi.

Yogaila’nın hedefi; Türkiye’deki eğitmen ve üye sayısını çok hızlı bir şekilde büyütmek. Yeni COVID-19 virüsünün oluşturduğu ve insanları evlerine kapanmaya iten bu olağanüstü durumun ortadan kalkmasıyla birlikte ticari modellerini sunmak ve büyümeye devam etmek istiyor.

Sizlere Yogaila girişimini diğer girişimlerde olduğu gibi ilk kez ve detaylı bir şekilde sunmaya çalıştık. Bu zorlu dönemde girişimcilerimizi desteklemek oldukça önemli. Siz de şimdi bu girişimi kullanarak hem destek verebilirsiniz hem de geri bildirimleriniz ile geliştirilmesine en büyük katkıyı bir kullanıcı olarak sağlayabilirsiniz.

Yemeksepeti’nin içerik girişimi Yemek.com, EvdeKal günlerinin popüler tariflerini açıkladı

Yemeksepeti’nin içerik girişimi Yemek.com, Türkiye’nin bu zorlu günlerinde evinde kalma bilinciyle hareket ederek kendi ve toplumun sağlığını koruyan kullanıcıların en çok tercih ettiği tarifleri açıkladı.

Kullanıcılar, önceki dönemlerde en çok Cumartesi ve Pazar günleri tarifleri okurken; evde kaldığımız bu dönemde en çok Salı ve Çarşamba günleri tariflere ilgi gösterdiler.

Evde ekmek yapmak trend oldu

Korona virüs nedeniyle evde kalan kullanıcıların birçoğu ekmek ve hamur yapımına yöneldi ve tariflere olan ilgi oldukça arttı. Evde somun ekmek yapımı tarifinde %2.400, mayasız ekmek yapımı tarifinde %1.100 artış ve tavada mayalı ekmek yapımı tarifinde ise %530 artış yaşandı.

Bunun yanı sıra mutfakta yeni şeyler keşfetme motivasyonunun arttığı kullanıcılar pizza yapımına yöneldi. Pizza hamuru yapımı eskiye nazaran %875 daha fazla tıklandı.

Doğal dezenfektan yapımını merak ettik

Kullanıcıların yoğun ilgi gösterdiği içeriklerin başında dezenfektan yapımı geldi. Evde bulunabilecek doğal malzemelerle yapılabilecek dezenfektan tarifleri en çok okunan içeriklerden biri oldu.

Ayrıca, kullanıcılar ‘yiyeceklerin küflenmesi önleme yolları’ ve ‘ekşimiş yoğurttan peynir yapımı’ gibi yiyecekleri koruyacak ve dönüştürecek konulara ilgi gösterdiler.
Ayrıca yemek.com’un Korona virüsünün yemeklerle ve mutfakla olan ilgisini insanlara daha fazla öğretebilmek adına hazırladığı ‘corona virusü hakkında bilinmesi gerekenler’ içeriği en çok tıklanan içerikler arasında yer aldı.

En çok tatlı tarifleri merak edildi

Kullanıcılar, en çok tatlı tariflerine ilgi gösterdi ve en çok aranılan tarifler arasında tatlı çeşitleri ilk sırada yer aldı. Tatlı yapmak ve yemek, geçirdiğimiz bu süreçte herkesin mutfaktaki en büyük motivasyonu oldu. #EvdeKal günlerinde %190 artış ile en çok aratılan kategori tatlı oldu. Kullanıcılar, en çok Pancake tarifine ilgi gösterirken; irmik helvası tarifi ikinci en çok okunan tarif oldu. En çok aratılan diğer tarifler ise krep, kakaolu ıslak kek ve kısır oldu.

Ayrıca, anneler uzaktan eğitim sırasında hem evlerinde kalan çocuklarını mutlu etmek hem de onlarla birlikte kaliteli zaman geçirmek için pasta ve kek tariflerine yöneldi. Pasta tariflerinde %140 artış yaşanırken kek tariflerinde ise %106 artış yaşandı.

Kahvaltılık kategorisi de bir diğer gözde tercihlerden oldu. Sabahları sofralarında farklı lezzetler denemek isteyen kullanıcılar kahvaltılık kategorisi içeriklerine yöneldi. Kahvaltılık kategorisinde %94 artış yaşandı.

Mutfağı En Çok Seven Şehir Tekirdağ

Yemek.com’un tıklanma rakamlarına göre; bu süreçte, evde daha fazla vakit geçirirken eskiye nazaran mutfağa en çok giren şehir Tekirdağ oldu. Tekirdağlılar tam 6 kat artış ile eskisine göre mutfakta çok daha fazla vakit geçirdi. Bartın ise 5 kat artışla ikinci sırada yer aldı. Gölcük, Alanya, Çorum, Karaman, Kırşehir, Konya, Muğla, Osmaniye mutfağı en çok seven şehirlerden oldu.

Lukwise, COVID-19’un kurumsal eğitimlere olan etkisini ölçümleyen bir anket sonucunu yayınladı

11 Mart 2020’de ilk vakanın görüldüğü ülkemizde, bir çok kişinin hayatı, iş modeli, kanalları ve beklentileri değişti. Bu anket ile Lukwise, sektör paydaşlarına kurumsal eğitim sektöründeki pandemi etkilerini ve beklentilerini göstermeyi hedeflemektedir. Ankete, özel ve kamu sektör çalışanları, girişimler, kurumsal eğitmenler, danışmanlar ve koçlar katıldı.

Verilen cevaplara göre yapılan analizlerde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

“Önümüzdeki üç ay içinde eğitim almayı planlayan kişilerin en çok tercih ettikleri eğitim konuları başında kişisel gelişim, bilişim ve koçluk yer alıyor”

Kendi adına eğitim arayanlarda kişisel gelişim, koçluk ve bilişim başlıkları tercih edilmiştir. Bu durum kendi adına ve kurumlarda eğitim arayanların beklentilerinin genel anlamda örtüştüğünü göstermekte.

Öte yandan, kurumların yaklaşık %15 oranında kısa vadede planlamalarını revize etmedikleri ve/veya oluşturmadıkları görülmüştür.

Kendi adına eğitim arayanlar / Kurumu adına eğitim arayanlar

Pandemi’nin eğitim almaya yönelik bakış açısına etkisi

Anket katılımcıları, “COVID-19 pandemisi nedeniyle önümüzdeki 3 ay içinde bir eğitim etkinliğine kaydolma olasılığını azalttığını söyleyebilir misiniz?” sorusuna %34 pay ile eğitime daha istekli olduklarını iletti. Pandeminin Türkiye’de başlangıç döneminde yapılan ankete göre, kurumsal eğitim sektöründe stratejilerin henüz netleştirilmediği %26’lık paya sahip olan “emin olmayanlar” ile görülmektedir. Bu emin olmayanların payının nasıl dağılacağı ise daha ileriki değerlendirmelerde daha net ortaya çıkacaktır. Bu sürecin aynı zamanda, eğitim alma isteğini belirgin şekilde azalttığını %40’lık pay ile görmekteyiz.

Normal şartlarda hangi eğitim tipini tercih ederdiniz?

Kurumsal eğitim sektöründe her zaman sınıf eğitimleri en çok tercih edilen eğitim tipi oldu. Katılımcılar, normal şartlarda hangi eğitim tipini seçersiniz sorusuna %46 pay ile sınıf eğitimini seçti. Burada dikkat çeken önemli bir nokta, online eğitim tercihinin normal şartlar düşünülerek de %30’a yaklaşması olmuştur. Bu gelişim ile birlikte, sektörde hizmet sağlayıcıların da iş yapış şekillerinde yeni kanallar ve değişimler görülmektedir.

Kurumsal eğitimlerde pandemi ortamının eğitim alma konusunda belirgin bir şekilde isteksizlik ve belirsizlik yarattığı görülmekte. Online olarak gruplandırdığımız eğitimlere taleplerin bundan sonra artıracağı, ancak sınıf eğitimlerinden de kolay kolay vazgeçilmeyeceği anlaşılmakta. Her şeye rağmen mevcut evde oturma dönemi sonucu ortaya çıkan fazla zamanını kendini geliştirmek için kullanmak isteyen önemli bir %50’lik kesim olduğunu da göz ardı etmemek gerekli.

Kurumsal eğitim sektöründe eğitim arayan kurumları, bu hizmeti sunan firma ve profesyoneller ile buluşturan Lukwise, araştırma ve sonuçlarını ilerleyen süreçte de gerçekleştirmeye, paylaşmaya devam edecek. Bilgi için [email protected] eposta adresine başvurabilirsiniz.

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu görevine 3 ay ara veriyor

Bilişim teknolojileri sektöründe 30 yıllık çalışma hayatına sahip olan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, LinkedIn hesabı üzerinden yayınladığı bir yazıda mevcut görevine üç ay ara verme kararı verdiğini açıkladı.

17 yıldır Microsoft ailesinin bir parçası olan ve son 5 yıldır Microsoft Türkiye’de Genel Müdür olarak görev yapan Murat Kansu, üç ay boyunca şirketten uzaklaşacak. Bu zamanını ailesiyle geçirmek istediğini ve geleceğine dair planlar yapacağını belirten Kansu, görevini geçici olarak Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Murat Yılmaz‘a devrediyor.

Kansu, “Türkiye geleceği bulutla yakalayacak” vizyonuna dikkat çekti

Yayınladığı yazıda görevine üç ay süreyle ara vermesinin yanı sıra bugüne kadar ekibiyle yaptığı önemli çalışmalara da dikkat çeken Murat Kansu, 5 yıldır “Türkiye geleceği bulutla yakalayacak” vizyonuyla hareket ettiklerini ve çalışmalarıyla Türkiye’deki potansiyeli ortaya çıkarmak için teknolojilerini seferber ettiklerini belirtti.

Microsoft Teknoloji Merkezi’nin de Türkiye’ye kazandırıldığına vurgu yapan Kansu, yapay zeka ve arttırılmış gerçeklik gibi yeni teknolojilerin Türkiye’de yaygınlaşması için de Microsoft Türkiye olarak tüm güçlerini ortaya koyduklarını açıkladı.

Microsoft’un Türkiye’de yürüttüğü farklı programlarla 350 bin kişiye ücretsiz eğitim verdiğini söyleyen Murat Kansu, Teknolojinin Kadın Liderleri yarışmasıyla teknolojide toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için yaptıkları çalışmayı da hatırlattı.

Evlerimizde çalıştığımız şu günlerde nasıl daha verimli olabiliriz?

Yıllardır hayalini kurduğumuz home ofis sistemine zorunlu da olsa geçmiş  bulunmaktayız. Yanımızda çalışan ekip arkadaşlarımız yok. Belirlenen işe gidiş saatlerimiz ve çıkış saatlerimiz, yemek  saatlerimiz yok. Uymak zorunda olduğumuz onlara göre hareket ettiğimiz şirket politikalarımız yok. Tabi ki hala rapor vermek zorunda olduğumuz yöneticilerimiz var veya kendi kurmuş olduğumuz bir işimiz varsa kendimize ve ekibimize raporlamak zorundayız. Peki bizi bağlayan ve güdülenmemizi sağlayan bu şeyler yoksa nasıl kendi motivasyonumuzu koruyarak daha üretken olabiliriz?

1. Erken kalkın

Kabul ediyorum günün her saati bizim ve sabahın köründe kalkıp gitmemiz gereken bir yer yok. Fakat günün önemli bir kısmını uyayarak geçirmek bize yapmak istediğimiz şeyler için kısıtlı bir zaman bırakır. Daha önce yapmak istediğimiz fakat zamanın yokluğunu ve işleri bahane ederek başlayamadığımız hobilerimiz, kazanamadığımız alışkanlıklarımızın olduğunu biliyorum. Günün erken saatlerinde yapmak istediğimiz şeyleri hayata geçirerek günün geri kalan zamanını daha motive olmuş bir şekilde çalışarak geçirebiliriz.

2. En verimli zamanlarınızı belirleyin

Başarılı insanların çoğu sabah saatlerinde daha verimlidirler sizde onlar gibi sabah saatlerinde daha verimli olabilirsiniz fakat bu herkes için farklıdır.Kimimiz öğlen saatlerinde kimimiz akşam saatlerinde kendimizi daha verimli hissedebiliriz. En verimli olduğumuz saatleri belirleyerek o saatlerde yoğun ve odak isteyen işlerimizi halledebiliriz. Daha dağınık ve dinç hissetmediğimiz zamanlarda maillerinizi temizlemek gibi işleri halledebilir veya yeni hobiler edinebiliriz.

3. Gününüzü planlayın

 Artık en verimli olduğumuz zamanları biliyoruz ve buna göre günümüzü planlayabiliriz. Yapacağımız çok fazla şey varken beynimiz hepsi için aynı anda stres olabilir. Günü bir gün öncesinden planlamak ve yapacağımız şeyleri sıraya koymak beynimizin o an geldiğinde meşgul olmasını engeller bizde böylelikle yapacağımız şeye odaklanırız. Ayrıca yapacağımız şeyleri yazıya dökmek ve hangi işin ne kadar süreceğini realistik olarak belirlemek onları daha gerçekleştirilebilir kılar. Eğer 1 saatte bitebilecek bir işe 3 saat gibi bir vakit ayırırsanız emin olun 3 saatte biter bu da günü verimli geçirmenizi ve diğer işleri gerçekleştirmenizi engeller.

4. Molaları önemseyin

Molalarımızı belirlemek kalan işlerimizi daha verimli yapmak için bize yardım eder.  Dışarı çıkamadığımız için yürüyüş yapamasak da balkona çıkarak bir kahve içmek gibi kısa bir mola verebiliriz veya yemek yemek, evde spor yapmak gibi daha uzun molalar verebiliriz. İhtiyaçlarınızı karşılamak stresinizi ve gerginliğinizi azaltarak daha odaklı çalışmanızı sağlar; kendinize vakit ayırmak ise kalan işleriniz için daha motive hissetmenizi.

5. Masa başında olmadığınız zamanları da verimli hale getirin

 Genel olarak 5-9 saat aralığında uyuduğumuzu kabul edersek geri kalan 15-19 saatin hepsini masa başında geçirmiyoruz öyle değil mi? Yemek yapıyoruz, temizlikle uğraşıyoruz, ortalığı toparlıyoruz ve evde olduğumuz şu zamanlarda çocuğu olanlar çocuklarına vakit ayırabiliyor. İşte böyle zamanlarda vaktimizin boş geçtiğini düşünüyoruz çoğumuz. Size böyle zamanlar için sunacağım öneri sesli kitap dinlemek. Storytel uygulaması ile binlerce sesli kitabı telefonunuzdan dinleyebilirsiniz veya zamanın oldukça değerli olduğu günümüzde kitUP uygulamasıyla kitapların 15 dakikalık özetini dinleyerek dinlediğiniz kitabı okuyup okumayacağınıza karar vererek zamandan tasarruf edebilirsiniz.

6. Bi’ ödül yaratın

Kendi irademizle erken kalktık, bir sürü iş hallettik, yemek yaptık, çocuklara vakit ayırdık, temizliğin daha da önemli olduğu şu zamanlarda ciddi bir şekilde temizliğe vakit ayırdık. Artık bir ödülü hakettik. Biliyoruz ki işte geçirdiğimiz zamanlar uzadıkça izlemek istediğimiz film, belgesel, dizi listelerimiz uzadı. Trafikte geçen saatlerimiz arttı ve okunacak kitaplarımız da  birikti. İşimiz için kendimizi geliştirdik ama ilgimizin olduğu başka alanları geri planda bıraktık. Artık bolca zamanımız olduğuna göre kendimizi hep ertelediğimiz vakit ayıramadığımız bu şeylerle ödüllendirmenin tam zamanı.

Sertifier Akademi, eğitim alanında hizmet veren tüm paydaşları tek bir çatı altında topluyor

Dünya çapında pandemi olarak ilan edilen Covid-19 salgını ile mücadelenin en önemli kuralı uzmanların da belirttiği gibi evde kalmak. Ancak bu sürecin ortaya çıkardığı bireysel karantina döneminde, her seviyede eğitimin aksamaması gerektiği de herkes tarafından kabul görmüş bir gerçek. Bu konuda herkesin elinden geleni yapması gerektiğine ve girişimciliğin temelinin ortaya çıkan sorunlara hızlı ve efektif çözümler sunabilmek olduğuna inanan Sertifier ekibi de elini taşın altına koyarak, #bizimelimizde diyor.

Sertifier Akademi, Türkiye genelinde eğitim alanında bireyler veya kurumlara hizmet veren her türlü paydaşı bir platformda toplayarak, eğitim içeriği arayanların buna kolayca ulaşabilmesini sağlamayı amaçlıyor.

Sertifier Akademi’de projeye katılmış ücretsiz içerik sağlayan tüm eğitimciler ve ücretsiz diğer tüm kaynaklar listelenmiş olacak. Bu sayede eğitim içeriği arayanlar için canlı ve sürekli yenilenen bir katalog oluşmuş olurken içerik üreticileri de daha çok kişiye ulaşma imkanı yakalayacak. İçerik üreticilerinin bu projede yer edinmesi için tek yapması gereken Sertifier Akademi sitesinde yer alan kısa formu doldurmak.

Sertifier, aynı zamanda e-öğrenme platformlarında verilen eğitimlerdeki motivasyonu ve katılımı arttırmaya, şirketlerin e-öğrenmeye hızlı ve sorunsuz geçmelerine ve bireysel kullanıcıların bu dönemde aldıkları eğitimlerin de belgelenmesi gerekliliğine yardımcı olabilmek adına, sertifika hizmetlerinde bir aylık bir indirime gidiyor. Sistem aracılığıyla 1000 sertifika gönderimi sadece sembolik 1 dolar olacak.

Ayrıca Sertifier’ın Zoom, Google Hangouts, Google Forms, Canvas LMS sistemlerine entegrasyonları sayesinde eğitimciler bu platformlar üzerinden vermiş oldukları eğitim sonunda tek bir tıkla katılımcılarına sertifikalarını iletebiliyorlar. Kullancılar ise almış oldukları sertifikaları Sertifier’ın Verified uygulaması üzerinden görüntüleyebiliyor ve paylaşabiliyor.

Ekosistemi içerisindeki diğer bu tarz projeleri ve faaliyetleri desteklemeye hazır olan Sertifier ekibi, yardımcı olabileceği her noktada bulunabilmek adına diğer paydaşlardan çağrılara da açık olduğunu belirtiyor.

Maxi Digital’in yeni ürünü ParaGönder ile yurt dışından Türkiye’ye para gönderin

Softtech’in 2019 yılında Softtech’in Almanya’da kurduğu iştiraki Maxi Digital, yurt dışından Türkiye’deki İş Bankası hesabına para transferi yapma imkânı sunan ParaGönder isimli bir mobil uygulama geliştirdi.

“İlk etapta Almanya’da geçerli olan” uygulama ile Almanya’da yaşayanlar, müşterisi oldukları Almanya’daki herhangi bir bankada bulunan birikimlerini, şubeye gitmeden Türkiye’deki hesaplara aktarabilecek. İşbank AG altyapısını kullanarak güvenli ve anında para göndermeyi sağlayan ParaGönder uygulaması, Corona Virüs salgını sebebiyle evlerden çıkmadan Almanya’dan Türkiye’ye para gönderilebilmesi için 30 Nisan’a kadar ücretsiz transfer hizmetiyle sunulacak.

  • Softtech Genel Müdürü M. Murat Ertem: “Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız evlerinden çıkmadan kendi ülkelerine birikimlerini aktarabilecek.”
  • Maxi Digital Genel Müdürü Salih Zeki Çimen: “Almanya’dan başlattığımız uygulamayı dünyanın dört bir yanına ulaştıracağız.”

ParaGönder sistemi nasıl çalışıyor?

ParaGönder, Almanya’daki bankalardan veya İŞBANK hesabından, Türkiye’deki herhangi bir İş Bankası şubesine son derece hızlı ve pratik bir şekilde para transferi gerçekleştirme olanağı sunuyor.

İşte yalnızca üç adımda hızlı ve pratik “ParaGönder”menin yolu:

  1. ParaGönder uygulamasını telefonunuza indirin ve kaydolun.
  2. Para göndermek istediğiniz Alman bankası veya İŞBANK AG hesabını ekleyin.
  3. ParaGönder’de kayıtlı hesaplarınız arasından işlem yapmak istediğiniz hesabı seçin, para göndermek istediğiniz kişinin IBAN numarası ve göndermek istediğiniz tutarı yazın, tüm bilgileri kontrol edin ve onaylayın.

Yerli şirket Boni Global, COVID-19 şüphelilerini takip edebilecek bir mobil uygulama geliştirdi

Dünyanın birçok ülkesinde hızla yayılan COVID-19’un yayılım hızını yavaşlatmayı amaçlayan ve cep telefonu iletişimi üzerinden çalışan bir uygulama test edilmeye başlandı.

Türk şirketi Boni Global’in geliştirdiği Korona Takip uygulamasında, her kullanıcı için özel bir eşleşme kodu oluşturulup, kullanıcılar arasındaki etkileşimler yakınlık ve konum teknolojilerinin bir kombinasyonu kullanılarak izleniyor ve bu etkileşimlerin kaydı tutuluyor.

Bir kullanıcının virüse maruz kaldığı bildirildiğinde, onun özel eşleşme kodu “risk altında” olarak işaretleniyor ve uygulama, onunla iletişim kuran tüm eşleşme kodlarına bildirim gönderiyor. Ayrıca, başka bir kullanıcı “risk altında” olarak işaretlenen bir eşleşme kodu ile iletişim kurduğunda kendisine anında iletişim kurduğu kişinin risk altında işareti taşıdığı bilgisi yollanıyor. Bu bildirimler, kullanıcıların virüsü yayan bir vektör olmamalarına olanak tanıyarak bir sonraki adımda ne yapılacağıyla ilgili talimatları da içeriyor.

Korona Takip uygulaması ile, enfekte olan kişilerden hızla haberdar olunarak, yayılımın başa çıkılabilir bir seviyeye düşürülmesi ve hastanelerin dolup taşmaması bekleniyor. Böylece sağlık çalışanları da kendilerini güvende tutabilecek ve hastanelerin verimliliği de korunabilecek. Yayılmayı yavaşlatmak, enfekte olmuş kişilere iyileşmeleri için zaman vermek anlamına da geliyor.

Boni Global CEO’su Sarper Sılaoğu, geliştirdikleri aplikasyon ile ilgili olarak şunları söyledi;
“Çok hızla yayılan Covid-19 ile mücadelede bir çok ülkede sokağa çıkma yasakları ya da kısıtları uygulanıyor. Ancak iş veya sorumluluk nedeniyle evde kalmayı seçemeyenler var. Onları desteklemek için, bu küresel tehdide karşı mücadeleye yardımcı olacak bir uygulama geliştirdik.

Korona Takip uygulamamız COVID-19 virüsüne karşı insanları bilgilendirmeyi ve güvende tutmayı amaçlamaktadır. Bu uygulama sayesinde enfekte olan insanların daha hızlı bilgilendirildiğinden emin olarak, Korona virüsünün yayılmasını yavaşlatabiliriz, bu da onların başkalarını enfekte etmesini durduracaktır.

Sadece bu uygulamanın kullanımı ve risk altında olanların hızla uygun önlemleri almasıyla, bu virüsü bütün popülasyona bulaşmadan önce durdurabiliriz. Boni Global olarak, sevdiklerinizi korumayı ve bu salgın döneminden en iyi şekilde çıkmayı amaçlıyoruz.”

Türkiye’nin yerli otomobil üreticisi TOGG’un CMO’su Talin Yıldız oldu

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), otomotiv sektörünün deneyimli ismi Talin Yıldız’ı CMO (Pazarlamadan Sorumlu Üst Düzey Yönetici) olarak ekibine kattı.

Yirmi yılı aşkın global deneyimi, Türkiye ve Avrupa’daki pazarlama faaliyetlerinde aldığı önemli sorumluluklarla bilinen Yıldız, 1 Nisan itibarıyla TOGG’daki satış ve pazarlama alanlarına liderlik edecek. Ürün yönetimi, ürün planlama, fiyatlama, pazarlama, satış, marka yönetimi ve iletişimi gibi alanlardan da sorumlu olacak olan Talin Yıldız, müşteri ilişkileri yönetimi, pazar araştırmaları ve analizi ile müşteri bilgi yönetiminin de başında olacak.

Lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi’nde tamamlayan Talin Yıldız, yüksek lisans eğitimini ise Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Sorbonne Üniversitesi’nde gerçekleştirmiştir. Son olarak Paris’te Renault Global Pazarlama Direktörü olarak görev yapan Yıldız; müşteri ihtiyaçlarını anlama ve analiz etmeye yönelik kullandığı yapay zeka ve iş zekası araçlarıyla gerçekleştirdiği başarılarla yurtiçi ve yurt dışında adından söz ettirmiştir.

Global deneyimi olan bir ekip ve çevik bir organizasyon ile çalışmalarına devam eden TOGG’a katılan Yıldız’ın tecrübelerinde, çevik liderlik anlayışı ile kurup yönettiği başarılı ekipler ve belirsizlik yönetimi karşısında gösterdiği başarılar öne çıkmaktadır.

Çırak: Paket servis hizmeti olmayan işletmeler ile teslimat yapmak isteyenleri buluşturan uygulama

Çırak, paket servis hizmeti vermek isteyen ancak, motokurye, servis personeli olmayan işletmelerin ürünlerini müşterilere teslim eden bir girişimdir.

Çırak uygulamasını kullanan işletmeler, anlaştıkları çıraklar üzerinden ürünlerini müşterilere gönderebiliyorlar. Uygulama ayrıca işletmenin, bulut tabanlı yazılım ile stok, satış, giderler, sipariş yani kısacası tüm ön muhasebe sorunlarını da bir çözüm olmayı hedefliyor. İşletmeler bu hizmetten yararlanabilmek için web sitesi üzerinden talep iletebiliyor.

Son kullanıcılar ise yani işletmenin müşterileri; App Store veya Google Play‘den uygulamayı telefonuna indirip semtindeki bakkal veya marketten sipariş verebiliyor.

Uygulamadan gelen siparişleri herhangi bir semtte dağıtmak isteyip Çırak olmak isteyenler ise; 18 yaşından büyük, akıllı telefon, motosiklet ve ehliyeti olmalı. Bunlara sahip olanlar Çırak olmak İstiyorum sayfasından Çırak Kurye uygulamasını indirerek kayıt işlemini yapabilirler. Açıkçası gelir elde etmek isteyenler için bir çözüm sunuyor.

Bu sistemin farklı bir örneğini yolculuk paylaşım uygulaması Scotty‘de gördük. Bildiğiniz gibi Scotty, motosikleti olan ve hizmet vermeye uygun olan kişiler ile yolcuları bir araya getiren bir mobil uygulama yani bir yazılımdır. Kendilerine ait bir tane bile motosikleti olmayan girişim, bu noktada para kazanmak isteyen motosiklet sahibi sürücülerin gelir elde etmesini sağlıyor. Yolcular, mobil uygulama üzerinden motosiklet hizmeti talep edip, aynı BiTaksi‘de olduğu gibi, kapılarına gelen araç ile yolculuk yapabiliyor.

Çırak’ın da bu konseptin benzerini uygulamak için yola çıktığını düşünüyoruz. Girişimi yakından takip ediyoruz. Yeni bilgiler aldıkça paylaşmaya devam edeceğiz.