Ana Sayfa Blog Sayfa 680

Şirketlere iş süreçlerinde her ay 300 bin dakika kazandıran girişim: Kronnika

Yerli Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) girişimi Kronnika, her ay şirketlere 300 bin dakika kazandırıyor. 2018 yılında Albaraka Garaj girişimleri arasına katılan Kronnika, 2019 yılında Albaraka Portföy AŞ.’nin ana yatırımı ve melek yatırımların da katkısı, pazarda farklılaşan özellikleri, sunduğu avantajlar ve deneyimli ekibi ile birlikte güçlü büyüme gösterdi.

Girişim, 2020’de ekip ve iş hacmini kısa sürede genişletti. Şu anda gıda sektöründen çağrı merkezlerine kadar pek çok farklı sektöre hizmet veren Kronnika, başarı kalitesini kazandırdığı zaman ile ölçümlüyor.

Kronnika, kişi ve kurumlara zaman kazandırmak için e-posta otomasyonundan masaüstü otomasyonlarına, OCR’dan API otomasyonlarına kadar birçok farklı teknoloji üretiyor. Kronnika’nın hizmet verdiği ve iş ortaklığı yaptığı şirketler arasında McDonalds ve Tempo Çağrı Merkezi gibi farklı sektörlerden markalar yer alıyor.

Şu anda 100’den fazla robot ile müşterilerine hizmet veren şirket, Kronnika Platform 2.0’ı yayınlayarak 6 ay içinde robot sayısını 1500’ün üzerine taşımayı hedefliyor. Ayrıca Kronnika, robot çiftiliği projesini de hayata geçirmeye başladı.

Şirketler, Kronnika Dijital İş Gücünden Nasıl Faydalanıyor?

Dünyanın en fazla zaman kazandıran RPA şirketi olmayı amaçlayan Kronnika 7/24 dijital iş gücü ile şirketlerin verimliliğini arttırmaya kararlı. Örnek vermek gerekirse; bir sigorta şirketinde her ay 2 kişinin 10’ar gününü alan acente işlemlerinin muhasebeleştirilmesi ve ödeme emirlerinin bankalara gönderilmesi süreci; Kronnika dijital iş gücü ile sadece 8 saat içerisinde tamamlanabiliyor.

Bu durumda şirketler, dijital iş gücünün desteğiyle büyürken, çalışanlarını farklı alanlarda değerlendirme imkanına da kavuşuyor. Üstelik dijital iş gücü görevleri hızlı ve hatasız yaparak; işlerin eksiksiz olarak tamamlanmasını sağlıyor.
Dijital iş gücü kullanan firmaların dijital dönüşümü de hız kazanıyor. Kronnika, hazır gıda zincirlerinden hukuk firmalarına, telekomünikasyon şirketlerinden enerji firmalarına; pek çok farklı sektörlere birbirinden farklı süreç otomasyonlarıyla destek oluyor.

Telekomünikasyondan Enerji şirketlerine Dijital İş Gücü

Bir hızlı tüketim gıda zinciri çalışanı geçmiş dönemde her ay mesaisinin 24 saatini üzerinde çalıştığı bir rapor için harcarken, artık bunun yerine kendi ekibine daha fazla değer katacak işlere vakit ayırabiliyor.

Kronnika’nın çağrı merkezi müşterisi, iş süreçlerinde dijital iş gücünün yardımını aldığı noktada; günlük işlediği veri miktarını büyük ölçüde arttırabiliyor. Farklı bir telekomünikasyon şirketi ise, Kronnika ile tanışmadan önce elde edemediği çağrı doğrulama verisine dijital iş gücü yardımıyla ulaşabiliyor.

Kronnika’nın hukuk firmasına sunduğu dijital iş gücü; farklı avukatların ve asistanlarının çalıştıkları dosyalarda web siteleri, excel programı vb üzerindeki işlemlerini yaparak, işlerin ve raporlamaların yükünü üzerlerine alıyor. Bir enerji firması; 60’dan fazla iş sahasında çalışan, 2500 personelinin sağlık raporu ve iş kazası bildirimlerini Kronnika Dijital İş Gücü ile anında alarak, oluşabilecek mağduriyetlerin önüne geçiyor.

Lojistik/araç kiralama firması için ise dijital iş gücü ile müşterilerinde bulunan araçların anlık kilometre bilgisi kontrol edilip, bakımı yaklaşmış araçlar için uyarı üretiliyor. Böylece bakımı yapılmadığı için oluşabilecek zararların önüne geçiliyor.

Kronnika’nın Platformu güçlü ve esnek yapısıyla öne çıkıyor

Kronnika platform olarak kullanıldığında, ilgili ekipler için iş akışlarının tanımlayabileceği, bu akışları planlayabileceği ve planlanan işlere ait kaynakların belirlenip yönetileceği bir yapı sunuyor.

Kullanıcılar platform altına diğer otomasyon ürünlerini veya çözümleri de bağlayarak tek bir kaynaktan tüm otomasyon ihtiyaçlarını kolayca karşılayabiliyor. Platformdaki gösterge paneli ve istatistik ekranları ile kullanıcıların, robotların ve süreçlerin anlık durumlarını kontrol etmesi, geçmişe yönelik raporlar oluşturması, istatistiksel verilere ulaşabilmesi sağlanıyor. Aynı şekilde platform üzerinden robotların sağladığı zaman kazanımını da anlık olarak takip edilebiliyor. Kullanıcılar, platformdaki farklı bileşenleri kullanarak RPA süreç geliştirmelerini ve testlerini yapabiliyor. Tasarlanmış senaryoların süreç akışlarını ise rahat bir şekilde kontrol edebiliyor.

Kronnika robotlarıyla uçtan uca işe alım süreci

Kurumlar Kronnika robotlarıyla işe alım süreçlerini uçtan uca otomatize ediyor. SGK girişinden özel sağlık sigortası başvurusuna, SAP personel veri girişinden personel kart basımına kadar tüm süreçleri Kronnika Robotları üstleniyor. İşe alım süreçlerinin yanı sıra rekabet takibi, müşteri yönetimi, fatura ve ödeme takibi robotları da müşterilerin dijital iş gücü olarak en çok tercih ettikleri arasında yer alıyor. Kronnika robotları çalıştıkça kurumlar zaman kazanıyor!

RPA’da lisans ücreti yok

Üstelik Kronnika ile işletmenizde RPA kullanımına başlamak düşündüğünüzden çok daha kolay. Robotlar için herhangi bir lisans maliyeti ödemeden, Kronnika’nın deneyimli ve müşteri odaklı ekibiyle otomatize etmek istediğiniz süreçleri hızlıca hayata geçirebilirsiniz.

Kronnika, senaryonuzu belirlerken, tekrarlanan ve vakit alan işlerinizi önceliklendirmenizi tavsiye ediyor. Böylece ilk etapta işletmenize daha fazla zaman kazandırmış oluyorsunuz. Aynı şekilde fiziksel olarak iş yerine gitmenizi gerektiren işleri de Kronnika Dijital İş Gücü‘ne devretmek isteyebilirsiniz. Böylece uzaktan çalışma gerektiren dönemlerde iş gücü kaybını önüne geçmeniz mümkün.

Kronnika’ya RPA senaryonuzu gönderdikten sonra Kronnika ekibi ile beraber değerlendirebilir ve işletmenize en uygun çözümlerle ilerleyebilirsiniz. Deneyimli ve müşteri odaklı Kronnika ekibi, RPA deneyiminin her adımında size destek oluyor. RPA senaryonuzu hazırlarken aklınıza takılan tüm soruları [email protected]’dan Kronnika’ya iletebilirsiniz.

Yerli girişim Vidyou, 500 Startups Miami Growth Program’a seçilen 10 girişimden biri oldu

Yerli girişim Vidyou, 500 Startups Miami’nin her yıl düzenlediği ve dünya üzerinden binlerce başvurunun alındığı bu dönemki 500 Startups Miami Growth Program’a kabul edilen 10 girişimden biri oldu.

Özellikle e-ticaret dikeyinde video otomasyon alanında öncü olmayı hedefleyen Vidyou, şuan 52 ülkeden 1800’den fazla kullanıcıya ulaştı. eBay, Jeep gibi dünya devi markalarına ve alanında lider markalarında yer aldığı Gratis, Flo ve Zingat gibi enterprise SaaS alanında birçok şirkete ve ülkeye teknoloji servisi sunuyor.

Ekim ayında başlayacak olan bu programda girişimler alacakları eğitimle Amerika pazarına açılım stratejileri üzerine çalışmış olacaklar. Program sonunda 500 Startups yatırımcılarına yapılacak demo day sonrasında bir Vidyou, kuzey ve Latin Amerikadaki müşterilerini daha da arttırmayı planlıyor.

Vidyou özellikle e-ticaret, pazar yerleri gibi dijital ürün kataloglarında binlerce ürünü, ilanı veya destinasyon veya içerikleri olan şirketlerin video üretim süreçlerini baştan sona otomatize etmekle beraber kullanıcılarına saniyeler içerisinde tüm ürünlerine ölçeklenebilir bir video servisi sunuyor. Fiyatların çok hızlı değiştiği eticaret dikeyinde Vidyou’nun sağladığı avantaj ile üretilen otomatik video reklamları bu sayede her zaman güncel oluyor

Pandemi döneminde e-ticaretin yoğunlaşmasıyla beraber Vidyou platformunda 100 binden fazla kampanya ve 500 binden fazla video üretildi. Vidyou, özellikle e-ticaret dinamiklerine uygun ve tüm platformlara entegre çalışan ve globalde bu alanda öncü ve lider bir ürün şirketi olmayı hedefliyor.

Shopify gibi 1 milyondan fazla satıcının olduğu platform entegrasyonunu da önümüzdeki günlerde duyurmuş olacak.

Yeni gelişmeleri sizlere aktarmaya devam edeceğiz.

Türkiye’deki erken aşama oyun girişimlerine yatırım yapmak amacıyla WePlay Ventures kuruldu

Türkiye’den çıkarak global başarı hikayeleri yaratabilecek erken aşama oyun girişimlerine yatırım yapmayı hedefleyen WePlay Ventures kuruldu. Bu fon ile 3 yıl içerisinde farklı platformlar için oyun geliştiren Türkiye merkezli 30’dan fazla girişime yatırım yapılacak.

WePlay Ventures mobil oyunlar, bilgisayar oyunları ve konsol oyunları alanlarında global pazarlarda büyüme potansiyeli olan 30’dan fazla oyun girişimine yatırım yapmayı planlıyor. Yatırım yapılan girişimlere sermayenin yanında bilgi, tecrübe ve bağlantıları da sunacak olan WePlay Ventures, oyun sektörü özelindeki tecrübesi ve geniş bağlantıları ile Türkiye’den çıkan oyun girişimlerinin globaldeki başarı şansını arttırmayı hedefliyor.

Girişimlere hem finansal hem stratejik destek!

Dünyada oyun sektörü her geçen gün katlanarak büyüyor. Türkiye’deki oyun girişimleri de özellikle mobil oyun alanındaki başarılarıyla dikkat çekmeye başladı. Türkiye’deki oyun girişimlerinin önemli bir potansiyele sahip olduğunu ancak global çaplı başarılar yaratabilmeleri için hem finansal hem de stratejik desteğe ihtiyacı olduklarını belirten WePlay ekibi, yatırım stratejisini bu duruma uygun şekilde planlıyor. Sadece oyun geliştirici ekiplere erken aşamada yatırım yapacak olan WePlay, akıllı sermaye modeli ile sermayenin yanında bilgi, tecrübe ve bağlantıları da girişimlere sunarak potansiyellerini ortaya çıkarmayı amaçlıyor.

Tecrübeli yatırım ekibi ile dikkat çekiyor

WePlay Ventures sunmuş olduğu akıllı sermayenin yanı sıra tecrübeli yatırım ekibi ile de dikkat çekiyor. WePlay ekibindeki fon yönetimi ve yatırım konusunda tecrübeli isimlere ek olarak League of Legends, Teamfight ve Valorant gibi milyonlarca kullanıcısı olan Riot Games’in eski Türkiye Genel Müdürü Bora Koçyiğit de bulunuyor. Türkiye E-Spor Federasyonu yönetim kurulu üyesi ve Blaze Esports kurucusu olan Bora Koçyiğit’in oyun sektörünün farklı alanlarında birçok yatırımı mevcut. Özellikle son yıllarda gerçekleşen oyun sektöründeki gelişmelere dikkat çeken WePlay Ventures yönetici ortağı Bora Koçyiğit, “Türkiye oyun sektörü geçtiğimiz her yıl hızla artan bir ivme ile gelişiyor. Son yıllarda gerçekleşen şirket satışları da bu durumu kanıtlar nitelikte. Türkiye oyun sektöründeki gelişim hızı, sektörün dünyadaki gelişim hızının çok önünde. Ülkemizde, potansiyeli olan oyun geliştirici ekiplerin doğru finansal ve stratejik destekler ile çok başarılı olabileceğine eminiz. WePlay Ventures ile kısa sürede birçok farklı başarı hikayesi yaratabileceğimize inanıyoruz.” dedi.

Techstars London’a kabul edilen yerli girişim Price&Me, yeni adı PandMe ile yoluna devam edecek

Türkiye’de ‘Kişisel Alışveriş Asistanı‘ hizmeti ile kullanıcılarına ihtiyaç duyduğu en uygun ürünleri yine en uygun fiyat ile sunan Price&Me, dünyanın en ünlü girişim hızlandırma programlarından Techstars’a kabul edildi. Temmuz 2019’da 1 milyon TL yatırım almıştı.

Girişimin yeni ismi artık “PandMe”

Yerli girişim, daha önce QNB Finansbank’ın QNBeyond Programı ve Visa İnovasyon Programına seçilmişti. Şimdilerde ise İngiltere ve Amerika’da PandMe adı ile beta sürümünü başlattı ve Techstars tarafından desteklenen girişimler arasında yerini aldı. Konu ile ilgili konuşan kurucu Metin Serhat Atayeter; “İngiltere, e-ticarette normal ticarete oranla karşılaştırıldığında oldukça cazip ve büyük bir pazar. Bu sebeple İngiltere pazarına girme kararı aldık. Bu noktada girişimi hızlandıracak bir partner arayışımız oldu. Techstars ise bu anlamdaki en iyi partnerdi. PandMe’nin İngiltere’de yayına alınmasının ardından karşılaştığımız büyüme eğrisi, Türkiye’dekine benzer şekilde ilerledi.

Techstars’a 1200’den fazla başvuru yapıldı. Biz de Türkiye’den başvurduk, başvuru sırasında İngiltere’de çalışan bir ürünümüz yoktu. Zor bir başvuru ve mülakat sürecinden geçtik ve karşılığını aldık. Techstars yanında diğer yatırımcılar ile de görüşmelerimiz sürüyor. Bu süreçte başka yatırımlar almamız da olası.”

Ayrıca bu gelişmenin Price&Me’ye olan etkilerinden de bahseden Atayeter; “Techstars programı bu hafta başlamış olmasına rağmen olumlu etkilerini daha program başlamadan gördük. Erişimimiz olmayan çok büyük gruplara tanıtıldık ve görüşmeler organize edildi. Bu anlamda somut adımlar atıldı. Bu bize ciddi bir network ve global ağ getirdi. Biz de bundan olabildiğince yararlanmayı ve PandMe’yi tüm dünyada alışveriş asistanı yapmayı planlıyoruz.” dedi.

Price&Me şu an Türkiye, İngiltere ve Amerika’da ürün önerme servisi veriyor, bunun yanında çok yakın zamanda hediye tavsiye etme hizmetini de kullanıma sunmayı planlıyor. Hediye alınacak kişinin yaşı, cinsiyeti, yakınlık derecesi, ilgi alanları gibi kriterleri göze alarak belirlenen ürünleri yine en iyi fiyatı bularak ürün önerisi yapılmaya başlanacak.

Fintech girişimlerin yatırımcılarla buluşacağı Fintech Demo Günü başvuruları 15 Eylül’de sona eriyor

FinTech İstanbul ve Türkiye girişim ekosistemine yönelik analitik veriler hazırlayan Startups.watch iş birliği ile özel bir online etkinlik düzenleniyor. Bu etkinlik kapsamında Fintech girişimler ile bu odaklanan potansiyel yatırımcılar bir araya geliyor.

Son başvuru: 15 Eylül 2020

Fintech Demo Günü‘ 22 Eylül 2020 Salı günü Startups.watch’un YouTube hesabı üzerinden canlı olarak gerçekleştirilecek. Bu alanda çalışmalarını sürdüren girişimler, yatırımcıların karşısına çıkmak için bu bağlantıdan etkinliğe başvuru yapabilirsiniz.

Hangi girişimler başvurmalı?

  • Tohum ve Seri A yatırım arayan FINTECH girişimler başvurabilir.

Bu etkinliğe neden başvurmalısınız?

Demo gününe katılma hakkı kazanırsanız 40’dan fazla aktif yatırımcıya sunum yapma şansı yakalayacaksınız ve sizden ve yatırımcılardan herhangi bir finansal beklentimiz yok, sadece güzel bir sunum yapın bizim için yeterli.

Sunu dili Türkçe‘dir. Sunum formatı PDF‘tir. Sunum süresi; 5 dakika girişimcinin sunumu + 3 dakika soru cevap kısmıdır.

Bu etkinliği hangi yatırımcılar izleyecek?

  • 212, Bosphorist Teknoloji Fonu, Collective Spark, Galata Business Angels, Keiretsu Forum Türkiye, QNBEYOND Ventures, Revo Capital, Startup Wise Guys, Şirket Ortağım, Tarvenn, TechOne. Ayrıca liste güncellenmeye devam edecek.

FinTech Demo Günü’ne: Başvur

Arvato CRM Türkiye, Almanya merkezli yatırım fonu Delta Invest liderliğinde satın alındı

Arvato CRM Türkiye, Almanya merkezli yatırım fonu Delta Invest’in liderliğinde kurulan konsorsiyum tarafından satın alındı. Yeni yapısıyla birlikte ismi de değişen şirket, bundan böyle Mayen ismiyle yoluna devam edecek.

Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen kurumları için 3 bini aşkın çalışanıyla çağrı merkezi ve katma değerli müşteri ilişkileri hizmetleri sunan Arvato CRM Türkiye, Almanya merkezli yatırım fonu Delta Invest’in liderliğini yaptığı ve Arvato CRM Türkiye CEO’su Soner Cesur ve grubun eski CEO’larından Oktay Erciyaz’ın da diğer yatırımcıları olduğu konsorsiyum tarafından satın alındı. Şirket, bundan böyle Mayen ismiyle yoluna devam edecek.

Mayen CEO’su Soner Cesur satın almayla ilgili olarak; “Mayen’de Business Process Outsourcing (BPO) alanında küresel tecrübeye sahip çok güçlü bir yatırımcı ve liderlik ekibini bir araya getirmiş olduk. Delta Invest’in Kurucusu ve Başkanı olan Dr. Gunter Thielen, aynı zamanda Arvato’nun dünyadaki kurucusu ve Arvato’nun isim babası. Kendisi 1985-2001 yıllarında Arvato’nun CEO’luğunu yaptığı dönemde, yalnızca Avrupa’da faaliyet gösteren ve 3 bin çalışanı olan Arvato’yu, tüm dünyada faaliyet gösteren ve 30 binden fazla çalışanı olan bir dünya devi haline getirdi. Dr. Gunter Thielen yeni yapımızda Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlendi; ben CEO’luk görevimin yani sıra Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı rolünü de üstlendim. Küresel boyutta önemli bir BPO deneyimine sahip Oktay Erciyaz ise Yönetim Kurulu Üyemiz oldu. Yeni yapıda, yeni bir de marka ile yolumuza devam ediyoruz. Şirketimizin bundan sonraki markası Mayen olacak. Mayen isminin anlamı bizi çok heyecanlandırıyor; çünkü yaptığımız iş ile oldukça örtüşen bir markaya sahip olduk. Mayen; neşeli, konuşması keyifli, sizi anlayan ve sizi düşünen kişi demek. Bu bizim müşterilerimizde yaratmak istediğimiz deneyim için çok doğru bir tarif” şeklinde konuştu.

“Türkiye’ye daha fazla ihracat geliri kazandıracağız”

Bu dönemde yapılan yatırımın Türkiye için de çok önemli olduğunun altını çizen Cesur, “Son beş yıldır her yıl ortalama yüzde 35’lik büyümemizle, sektörün büyüme hızından iki kat daha hızlı büyüdük. Mayen’de hedefimiz, dünyanın en yüksek müşteri memnuniyetini sağlayan çağrı merkezi platformunu oluşturmak olacak. Ayrıca yenilikçi ve dijital çözümlerimizle müşterilerimize beklentilerinin çok ötesinde bir deneyim yaşatmayı hedefliyoruz.

Çağrı Merkezi alanında verdiğimiz yüksek kaliteli hizmetlerle, alanlarının lideri dünya devi şirketlere, Türkiye dışındaki pazarları için de hizmet vermeye yıllar önce başlamıştık. Türkiye’den yurt dışına verdiğimiz hizmetlerin ölçeği itibariyle son üç yıldır sektörümüzde Türkiye’nin hizmet ihracatı şampiyonu konumundayız. Yeni dönemde oluşturacağımız dünyanın en yüksek müşteri memnuniyetini sağlayacak platform ile yabancı dillerde hizmet verdiğimiz dünya markalarının sayısı artacak ve Türkiye’ye daha fazla ihracat geliri kazandıracağımız bir dönem başlayacak. Önümüzdeki dönem de, Türkiye’de istihdam yaratmaya ve ülkeye daha fazla döviz kazandırmaya devam edeceğiz. Sağlayacağımız yüksek müşteri memnuniyeti ile sadece Türkiye’nin değil, Doğu Avrupa ve Orta Doğu Bölgesinin en büyük hizmet ihracatçısı olma hedefindeyiz” dedi.

“Türkiye’ye inancımız tam”

Delta Invest’in Kurucusu ve Başkanı Dr. Gunter Thielen, “Delta Invest olarak çok farklı iş kollarında yatırımlarımız var. Ancak yaptığımız yatırımlarda daima firmanın küresel ölçekte bir potansiyel taşıyıp taşımadığına ve dijitalleşebilme yetkinliğine bakıyoruz. Mayen’in 12 farklı dilde sağladığı yüksek kaliteli hizmetlerle küresel bir oyuncu olmasının önünde hiçbir engel yok, ayrıca dijital hizmetler üretebilme konusunda çok güçlü kasları var, şirketin özellikle son beş yıldaki büyüme rakamları da şirketin yüksek potansiyelini ortaya koyuyor. Mayen, Türkiye’deki ilk yatırımımız değil. Türkiye’nin ekonomik potansiyeline ve sahip olduğu genç nüfusa hep güvendik. Daha önce Türkiye’de turizm alanında faaliyet gösteren bir market place yatırımı, lüks segmentte perakende yatırımları yaptık. Tamamının performansından çok mutluyuz. Türkiye şimdiye dek bizi hiç yanıltmadı. Çok iyi bildiğimiz business process outsourcing alanında, sektörün en kıymetli şirketlerinden birine yatırım yapmış olduğumuz için çok mutluyuz. Mayen’in, Doğu Avrupa ve Orta Doğu Bölgesinin en büyük hizmet ihracatçısı konumuna gelmesini hedefliyoruz” dedi.

Murat Lostar “Veri ihlaline karşı hazırlıklı olmayan şirketler büyük cezalarla karşılaşıyor”

Şirketlerin güvenlik açıklarını bulma ihtiyacını platforma kayıtlı bağımsız araştırmacı topluluğuyla hızlı ve etkin bir şekilde gideren yerli girişim BugBounter, şirketlerin veri ihlalinin ardından gelebilecek cezalara karşı sistemlerini sürekli olarak denetletmesi ve savunmalarını güçlendirmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Türkiye’de 7 Nisan 2016’da yürürlüğe giren Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında faaliyet gösteren Kişisel Verilerin Korunması Kurulu, 2019 sonu itibarıyla “veri güvenliğine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemek”, “ihlalleri belirlenen 72 saat içinde bildirmemek” gibi nedenlerden dolayı toplam 14 milyon 100 bin lira idari para cezası uyguladı.

İhlallerin ve cezaların tüm dünyada örneklerini görmek mümkün. 2019’da büyük bir veri ihlali yaşayan finansal kuruluş Capital One’a kritik BT sistemlerini genel buluta aktarmadan önce gerekli risk değerlendirme sistemlerini oluşturmadığı için yetkili kurum tarafından 80 milyon dolarlık ceza kesildi.

Konuyla ilgili görüşlerini belirten BugBounter Kurucu Ortağı Murat Lostar, şunları söyledi: “Yeni normalle birlikte artık şirketlerin sadece kendi ağlarını koruması değil, evlerinden bağlanan çalışanlarının da internetinin güvenliğinden emin olması gerekiyor. Aksi takdirde tüm şirketleri tehdit eden veri ihlalinin ardından yetkili kurumlar çok büyük cezalarla şirketlerin kapısını çalıyor. Büyük zararlar veren sebeplerin ve istenmeyen sonuçların önüne geçmek için şirketler sistemlerini etik hackerların hizmet verdiği denetlenen bir platformda test ettirerek zafiyetlerini görebiliyor ve bu sorunları gidermek için kötü niyetli hackerlardan önce davranarak kendisini koruma altına alabiliyor. Veri ihlali yaşanması olası alanları keşfetmekte etik hacker topluluğuyla yarışacak bir seçenek yakın vadede gözükmüyor.”

BugBounter platformunun sunduğu imkanlar arasında yer alan Açık Bildirim Programı (Vulnerability Disclosure Program), bu hizmeti almak için en uygun seçenek olarak öne çıkıyor.

Meyve ve sebzelerin raf ömrünü uzatan yerli girişim Nanomik, Rockstart’tan 100 bin Euro yatırım aldı

Sizlere Ekim 2017’den bu yana geçirdiği tüm süreçlerle ve önemli gelişmeleriyle ilgili yer verdiğimiz girişimlerden Nanomik, özel olarak aldığımız bilgi doğrultusunda, Avrupa’da faaliyet gösteren dikey hızlandırıcılardan Rockstart‘tan 100 bin Euro yatırım aldı ve programa dahil oldu.

Buse Berber Örçen ve Arda Örçen tarafından kurulan yerli girişim Nanomik, meyve-sebzelerin raf ömürünü uzatan ürünler geliştiren bir biyoteknoloji girişimidir.

Rockstart ise; yeni teknolojiler, enerji, tarımsal gıda ve sağlık alanlarındaki girişimlere hem yatırım yapıyor hem de bir hızlandırma programına dahil ederek onların tüm ihtiyaçlarını karşılayarak büyümesini sağlıyor.

Nanomik’in; Çiftçilere, HORECA sektörüne ve son kullanıcıya olmak üzere üç tüketici grubu için ürünleri bulunuyor. Bu noktada girişim, meyve-sebzelerin tarladan soframıza gelene kadar tüm süreçteki doğal korunmasını sağlıyor. Arda Örçen’den aldığımız bilgi bu ürünler meyve-sebze üzerinde kullanıldığında yüzde 99’a kadar bakterilerden arındığı söyleniyor.

Nanomik, bu yatırımla birlikte globale açılma noktasında ilk büyük atılımını yapacak ve Avrupa’daki faaliyetlerini hızlandıracak. Yeni gelişmeleri oldukça da sizlere aktarmaya devam edeceğiz.

Uzmanlarla doğrudan görüntülü görüşebileceğiniz platform: Edvays

Tüm dünyada hızla gelişen görüntülü görüşme platformlarına ülkemizden de yeni bir girişim daha eklendi. Edvays, alanında uzman kişilerin birebir görüntülü görüşmeler ile danışmanlık verebileceği bir platformdur.

Edvays, “Keşke sorularımı yanıtlayabilecek bir uzman ile görüşme fırsatım olsaydı…” mantığı ile yola çıkmış bir girişimdir. Pek çok farklı alandan uzman ile birebir görüntülü görüşme yapabilme imkanı sağlıyor. Görüntülü görüşme yapabilmek için uzmanlar öncesinde takvimlerinde müsait oldukları saatleri belirliyorlar. Danışanlar ise 25 yada 55 dakikalık görüntülü görüşme randevusu alabiliyorlar.

Dilerseniz bir psikolog ile görüşüp problemlerinizin çözümü için destek alabiliyorsunuz dilerseniz de bir girişimciye başarısının sırrını sorabiliyorsunuz.

Girişimin avantajlı olduğunu dile getirdiği taraflardan biri olarak, uzmanların çok detaylı bir profil oluşturabiliyor olmalarını gösteriyor. Uzmanlar kendilerini tanıtan bilgilerin yanı sıra makalelerini ekleyebiliyor ve fotoğraf galerisi oluşturabiliyorlar. Bu sayede danışanların uzmanları daha yakından tanıyabilmelerini sağlıyor.

Şafak Tozar tarafından kurulan girişim, çekirdek bir ekip ile yönetiliyor ve ekip en çok görüntülü görüşme alt yapısı üzerinde çalışmış. Görüşmeleri gerçekleştirebilmek için herhangi bir ek uygulamaya ihtiyaç duymuyorsunuz. Randevu aldıktan sonra telefon, tablet ya da bilgisayarınız aracılığı ile görüşmelere katılabiliyorsunuz.

Girişimin görüşme ücretleri üzerinden yüzde 20 komisyon ile gelir elde ettiğini de ekleyelim.

Şuanda açık beta olarak faaliyette olan girişimin 100’e yakın uzmanı bulunuyor ve yeni uzmanlar eklenmeye devam ediyor.

Yerli girişim Trexo İnovasyon’dan fotoğraf üzerinden rota planlaması yapabilen masaüstü dolly: Trexo Wheels

Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren Trexo İnovasyon, fotoğraf üzerinden rota planlaması yapabilen dünyanın görüntü işleme teknolojisine sahip ilk masaüstü dollysi Trexo Wheels’i ABD’de başlatılan Kickstarter kampanyası ile duyurdu.

Trexo Wheels düz zeminler üzerinde lineer, dairesel ve komplike görüntüler alınmasını sağlıyor. Hareketli çekimler ve video içerikleri için ideal olan ve sadece 1,1 kg ağırlığındaki cihaz; 2.7 kg’a kadar olan cep telefonları, DSLR kameralar ve aynasız kameralarla da kullanılabiliyor. Trexo Wheels aynı zamanda 4 saate kadar kullanıma imkan sağlayan pil ömrüne sahip.

Entegre edilen görüntü işleme teknolojisiyle birbirine bağlı kamera hareketleri

Sınırsız ve özgürce rota çizilmesini sağlayan Trexo Wheels ile komplike kamera hareketlerinin kontrolü sezgisel tasarıma sahip iOS ve Android uygulamaları üzerinden gerçekleştirebiliyor. Trexo Wheels ile çizilen lineer, dairesel ya da komplike kamera hareketlerini tek bir tuşla TimeLapse videolara dönüştürmek ve üzerinde bulunan port sayesinde kamerayı istediğiniz şekilde tetiklemek mümkün. Kullanıcılar mobil bir cihaza ihtiyaç duymadan lineer ve dairesel hareketleri Trexo Wheels’e öğreterek çok pratik ve hızlı bir şekilde etkileyici çekimler yapabiliyor.

Trexo Wheels’in ortaya çıkmasını sağlayan ekip aynı zamanda RedDot Tasarım ödüllü dünyanın en hızlı kurulan gimbalinin ve hareket kontrolü ile donatılmış dünyanın üç eksende rota kaydı yapabilen ilk gimbal aracı MoCoCar’ın da yaratıcısı.

Trexo İnovasyon CEO’su Serdar Kılıçbay: “Trexo İnovasyon olarak kurulduğumuz günden bu yana sinema ve televizyon ekosisteminde çekimlerin daha kolay ve kaliteli olması için dünyada olmayan nitelikleri sağlayan ürünler geliştiriyoruz. Kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda üretimini gerçekleştirdiğimiz ürünleri üretme yolculuğunda gerek Türkiye’de gerekse dünya çapında büyük bir ekosistem oluşturduk. Trexo Wheels’i video içerik üreticilerinin ihtiyaçlarını dinleyerek kullanıcılar ile birlikte geliştirdik. Ürünümüzü youtuberlar, bloggerlar, vloggerler gibi hareketli ve dinamik içerikler hazırlayan kullanıcıların yanı sıra ürettikleri ürünleri eşsiz bir şekilde sunmak isteyen son kullanıcılar da tercih ediyor. Trexo İnovasyon olarak bilgi birikimimizi Teknopark İstanbul’un içinde yer alan kendi alanlarında uzmanlaşmış firmalarımızın bilgileriyle birleştirmeye ve uluslararası pazarlarda katma değerli ürünler üreten bir marka olmaya devam edeceğiz.

Trexo inovasyon’ un her bir bireyi, gelecek nesillerin Türk mühendislerinin, Türk tasarımcılarının yaratıcılıklarını ortaya koyarak ürettikleri ürünleri dünya pazarlarına sunabilecekleri bir şirket olma hayalini gerçekleştirmek için büyük bir azim ve tutku ile çalışmaya devam ediyor. Diyen Kılıçbay: “ Bu amaç doğrultusunda birlikte yürüdüğümüz Teknopark İstanbul ailesine,nitelikli ve yüksek katma değerli ürün ekosistemine katkıda bulunmak için çalışan T3 Vakfı’ na , bilgisini, tecrübesini ve emeğini büyük bir fedakarlıkla paylaşan , fikirlerimizin somut ürünlere dönüşmesine ve dünya ile buluşturulmasına katkı sağlayan Türk sanayisine teşekkür ederiz.” diyor.