Ana Sayfa Blog Sayfa 640

Medikal Kollajen üreticisi Bugamed, TRAngels liderliğinde 1 milyon TL yatırım aldı

Yerel ve global pazarlarda fayda sağlayabilecek potansiyele sahip, hizmet, teknoloji, bilim alanlarında yeni bir fikir, buluş ve uygulama içeren girişim projelerine yatırım ve danışmanlık yapan TRAngels, yatırım portföyünü genişletmeye devam ediyor.

Biyoteknoloji, İlaç ve Tıbbi Cihaz sektörünün altın standardı olan “medikal kollajeni”, patentli teknolojileri ile üreten biyoteknoloji girişimi Bugamed, çıktığı yatırım turunda 1 milyon TL yatırım aldı. TRAngels A.Ş. ve Yatırımcılar Grubu üyeleri önderliğinde gerçekleşen yatırım turuna Alesta da katıldı.

Türkiye’nin ilk “Medikal Kollajen” üreticisi Bugamed atıkları geleceğe dönüştürüyor!

BUGAMED Biyoteknoloji, dünyada stratejik bir öneme sahip olan biyoteknoloji sektörünün ülkemizde sürdürülebilir ve etkili bir yapıya kavuşması için gerekli yerli hammadde tedariğini sağlamak amacıyla, “Medikal Kollajen” üretiyor. On yılı aşkın deneyimi ile müşteri isteğine göre “özelleştirilebilir ürün portföyüne” hızlı erişim sağlanması hedefleniyor.

BUGAMED Biyoteknoloji’nin Kurucusu Gamze Kara Mağden yatırıma ilişkin yaptığı açıklamada, “Doğadan ilham, Bilimden gücümüzü aldık” sloganı ile 2017 yılından itibaren yüksek teknolojili ürünlerde kullanılan biyoteknolojik hammaddeleri, ekibimiz ile geliştirdiğimiz patentler doğrultusunda organik atıkları dönüştürerek üretmekte ve karbon ayak izini azaltarak gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmaya çalışmaktayız. TRAngels’ın bu hayalimize ortak olmasından dolayı çok mutluyuz. Bu amaçlarla önümüzdeki yıllarda biyoteknoloji sektöründe global bir oyuncu olmak için ekibimiz ile yoğun olarak çalışıyoruz.” dedi.

BUGAMED’den Sağlık Sektörüne Özel “Medikal Kollajen” Üretimi

Kollajen insan vücudundaki en önemli yapısal proteindir ve sağlık, gıda, kozmetik gibi sektörlerde, sektöre uygun formlarda kullanılmaktadır. Gıda ve kozmetik sektörlerinde düşük moleküler ağırlığa sahip hidrolize kollajen formu (2-3 kDa) kullanılırken, sağlık sektöründe vücudumuzdaki yapıya en yakın formu olan medikal kollajen (150 kDa ve üzeri) kullanılmaktadır.

İnsan yaşam süresinin uzamasıyla birlikte dünyanın yaşlı nüfusunun gittikçe artması, sağlık hizmetlerinin daha fazla kullanılmasına ve yüksek maliyetlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Doku mühendisliği ve rejeneratif tıp alanının gelişimiyle yaşlılığa bağlı hastalıkların tedavisinde kullanılan biyomalzemelerde, biyouyumluluk ve biyobozunurluluk özelliklerinden dolayı en çok tercih edilen ürün grubu, aralarında BUGA-CoL ürününün de yer aldığı medikal kalite Tip 1 kollajen ailesidir.

Sürdürülebilir bir dünya için değişim ve dönüşüm!

Yerli medikal kollajen üretimi sırasında atık geri dönüşümü yapılması, sera gazı emisyonlarının düşürülmesi ve sürdürülebilir ekonomi sağlaması yerli medikal kollajenin üretimini kolaylaştırmaktadır. BUGA-CoL, Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden 9 tanesine doğrudan veya dolaylı olarak katkı sağlamaktadır. Bu hedeflerin içerisinde bulunan genel sağlığın iyileştirilmesi, ekonomik refahın artması ve gelecek nesillerin yaşam kalitesini arttırılması ancak, ortak doğal kaynaklarımızın verimli yönetimi, atıkların azaltılması ve mevcut atıkların geri dönüştürülmesi ile mümkündür.

Online ön muhasebe programı KolayBi, 2020 yılı verilerini paylaştı

İlk olarak Aralık 2018’de karşımıza çıkan ön muhasebe girişimi KolayBi, bizimle 2020 yılı verilerini paylaştı.

KolayBi, Kuruluşundan yaklaşık 1 yıl sonra Haziran 2019’da eski adıyla Fincube şu anki yeni adıyla QNBEYOND’un ilk dönemine seçilen girişimler arasında yerini almıştı. Bu yılın temmuz ayında ise girişimlere yatırım yapmak için QNB Finansbank tarafından kurulan QNBEYOND Ventures’tan 13.7 milyon TL değerleme ile yatırım aldı.

Büyümesini hızla sürdüren KolayBi’nin 2020 yılı nasıl geçti?

Girişimin kendi dilinden bizim için yaptığı açıklamayı sizlerle paylaşıyoruz.

KolayBi’ ailesi olarak KOBİ’lerin dijital dönüşümünü hızlandırma vizyonuyla çıktığımız yolda, sizlerin sayesinde büyümeye devam ediyoruz! Web sitemizi yenileyerek başladığımız 2020 yılında; operasyonel yetkinlik ve teknolojimizi geliştirmek için yatırım aldık ve ekibimiz 25 kişiye ulaşırken, satışlarımızı da tam 10 kat arttırdık. Yaptığımız entegrasyon ve iş birlikleriyle KolayBi’yi geliştirmek ve tüm ön muhasebe ihtiyaçlarınızı karşılamak için çok çalıştık.

Gitgide artan çalışma tutkumuz, büyüyen ekibimiz ve sizlerin de desteğiyle 2021 daha da güzel olacak!

5 büyük geliştirme

Her gün KolayBi’yi geliştirmek ve sizlerin hayatlarını daha da kolaylaştırmak için çalıştık. Tahsilat makbuzu kesimi, çek bordrosu girişi, tekrarlanan fatura oluşturma, vergi borcu ödeme, toplu işlem yapabilme olmak üzere kullanıcılarımızın günlük ihtiyaçlarını karşılayacak 5 büyük geliştirme ve yüzlerce farklı iyileştirme yaptık.

5 entegrasyon

e-Fatura, e-Arşiv ve e-SMM uygulamalarına geçiş kolaylığı sağlayacak eFinans entegrasyonu ile 3000’den fazla kullanıcımızın dijitalleşme sürecinde yanında olduk ve e-Belge hacminde 35 Milyar TL’nin de üstünde bir noktaya ulaştık. Sanal POS uzaktan tahsilat ek özelliği için Paynet ve PayTR altyapı sağlayıcıları ile ortaklıklar kurduk. WooCommerce ve StockMount pazaryeri entegrasyonları ile online mağazalar üzerinden alınan milyonlarca siparişin takibinin yapılmasını sağladık.

2 yeni iletişim kanalı

Bizi en çok mutlu eden sizlerle konuşabilmekti! Uygulamaya eklediğimiz yeni iletişim modülü ile siz destek ihtiyaçlarınızı bize daha hızlı ve kolay iletirken, biz de duyuru modülü ile sizleri tüm gelişmelerden haberdar edebildik. 2020 içerisinde 6000 saatin üzerinde müşteri görüşmesi yaptık, 4200’ün üzerinde talebi mail yoluyla cevapladık.

Yepyeni bir ürün: KolayBi’Link

Mali müşavirleri unutmadık! Kullanıma sunduğumuz yeni ürünümüz KolayBi’Link ile mali müşavirler ve mükellefleri arasında güçlü bir bağlantı kurduk. Artık GİB, SGK, e-SMM ve Noterler Birliği entegrasyonu ile tüm bu uygulamalar tek bir ekranda kullanılabiliyor.

Ve durmuyoruz!

2021’in ilk gününden itibaren e-İrsaliye uygulaması, 5.000 / 30.000 TL ve üzeri e-Arşiv fatura oluşturma ve her an yanınızda olacak KolayBi’ mobil uygulamasıyla geliştirmelerimizi duyurmaya başlayacağız.

KolayBi’yi geliştirirken yanımızda olan ve her şeyi mümkün kılan sizlere çok teşekkür ederiz.

Biz de egirişim olarak KolayBi’ye önümüzdeki süreçte başarılar dileriz.

Borusan ve Microsoft’tan dijitalde sanat iş birliği: Borusan Sanat TV

Pandemiyle oluşan sosyal mesafe şartları nedeniyle bu sezon konserlerini çevrimiçi olarak bedelsiz erişime açan Borusan Sanat, sanatseverleri sevindirecek bir adım daha atıyor ve borusansanat.tv’yi hayata geçiriyor.

Sezon başından bu yana radyodan yayınlanan konserleri Microsoft Türkiye’nin altyapı desteğiyle çevrimiçi platforma taşıyan Borusan Sanat, konserlerin video kayıt versiyonlarını müzikseverlerin beğenisine 3 Ocak 2021 saat 11:30 itibarıyla sunacak. Bu sezon izleyiciye ulaştırılan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve Borusan Quartet konserlerinin yanı sıra, yalnızca bu platformda sunulmak üzere hazırlanan Borusan Müzik Evi’ndeki konserler de borusansanat.tv’de yer alacak.

Microsoft’un bulutundan bu sefer müzik yağacak

Konserlerin Microsoft altyapısıyla hazırlanan çevrimiçi platform üzerinden sunulabilmesi için Azure Media servisleri ve Azure native Content Delivery Network çözümleri kullanıldı. Azure native çözümleriyle, konser yoğunluklarına göre hızlıca büyüyebilen, stabil bir altyapı oluşturuldu. Borusan Oto İstinye 9.55 Salonu ve Borusan Müzik Evi’nde gerçekleştirilen konserler, uzman bir ekibin yönetiminde büyük bir özen ve titizlikle kaydedilerek çevrimiçi platformdan yayına hazırlandı. Microsoft Azure altyapısı sayesinde yüksek ses ve görüntü kalitesiyle müzikseverlerle buluşacak konserler, her ay düzenli olarak yayınlanacak.

İstanbul’dan Irak’a online yemek sipariş hizmeti veren yerli girişim: TipTop

İstanbul merkezli çalışmalarına başlayan TipTop, Irak’taki büyük restoranların daha yerel müşterilere lezzetli yemekler temin etmesini sağlayan yerli bir girişimdir.

Şu an beta sürecinde olan girişimin asıl lansmanı Ocak 2021’de yapılacak. TipTop uygulamasını beta sürecindeyken incelemek isterseniz; Google Play veya App Store‘dan indirebilirsiniz.

Hasan Alsoud ve Kerem Aksoy tarafından kurulan TipTop, gıda çeşitliliği ve geniş yelpazedeki tanıtımlar ve özellikler ile, TipTop sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar olmak üzere teslimat veya teslim alma için terchiler sunuyor. Kısacası üç ürün gamında; online yemek siparişi, gıda siparişi ve manav siparişi olarak kendini konumlandırıyor. Erbil’de operasyonu bulunan girişimin 30 kişilik bir ekibi olduğu söyleniyor.

İstanbul’dan Irak’a uzanan bir girişim

Ayrıca TipTop, internet sitesi ve mobil uygulamaları kullanmak suretiyle manav ürünleri siparişi de verilebiliyor. TipTop kurucuları; “müşterilerimizin zaman tasarrufu yapmalarını ve dakikalar içerisinde siparişleri yetiştirmek suretiyle torbaları taşıma zahmetinden kurtulmalarını amaçlamaktayız.” açıklamasını yaptılar.

Kurucu ortaklardan Kerem Aksoy: “TipTop, her türden ürün türlerinin yerel müşterileri için bir teslimat hizmeti de sağlıyor. Biz sürücülerimiz ile insanlarla ile bağlantı kuran TipTop internet sitesi ve mobil uygulamalarımız yoluyla kapıdan kapıya teslimat çözümleri temin etmekteyiz. Müşterilerimizin zaman tasarrufu ve enerji tasarrufu sağlamasını temin ederek teslimat hizmetlerini en hızlı ve kolay bir şekilde temin edebilmekteyiz.

Ayrıca: “Irak’ta bulunan çevrimiçi teslimat hizmetleri büyük bir büyüme potansiyeline sahip ve şimdiye kadar piyasada birkaç oyuncu görebilmekteyiz ve bu oyuncular hizmet kalitesi ve hızı dikkate almaksızın temel teslimat hizmetini de sunuyor. Yol haritamızın birinci aşamasında yaklaşık olarak 500 bin kullanıcıya ulaşmayı hedefliyoruz.” dedi.

Kuruculara değer öneriniz nedir? diye sorduğumuzda;

  • Kullanım kolaylığı,
  • Etkileşim ve değerleme,
  • Sürekli teklifler ve indirimler,
  • Çok sayıda yemek ve mutfak sunulması,
  • Çeşitli ödeme yöntemlerinin mevcut bulunması,
  • Gün boyunca teknik destek,
  • Favori restoranınızın araştırılma kolaylığı olarak maddelendirdiler.

Web, Android ve iOS uygulamalarını kullanmak suretiyle, kullanıcılar çoklu adresleri kayıt yapabilir ve ekleyebilirler ve sonrasında çok çeşitli seçenekler arasından bir restoran veya marketleri seçebilirler.

Bunun ardından sepetlerine ürünler eleyebilir ve düzenli bir restoran sürücüsü veya sürücülerimizi (TipTop Teslimat) kullanmak suretiyle malları teslim etmeyi isteyebilirler ve bu şekilde siparişi gönderebilirler ve bu şekilde işlem operasyon ekibimiz tarafından yapılmış olur.

Henüz yatırım almayan girişim, ilk aşamada tamamen kendi kendini finans ediyor. Ancak belli bir olgunluğa ulaştıktan sonra, büyüme noktasında bir yatırıma ihtiyaç duyacaklarını düşünüyoruz.

Yapay zeka tabanlı robo danışmanlık platformu Akıllıfon, Lima Ventures’tan 600 bin TL yatırım aldı

İlk olarak Haziran ayında karşımıza çıkan ve detaylarına yer yerdiğimiz, yapay zeka tabanlı bir portföy optimizasyon ve robo danışmanlık platformu Akıllıfon, 600 bin TL değerindeki ilk yatırımını Lima Ventures’den aldı.

Akıllıfon, Robo Danışman yatırımcıların risk profili ve beklentileri doğrultusunda kendi geliştirdiği algoritmalara dayalı olarak yatırımcıya özel optimal varlık dağılımı sunan, portföyleri anlık olarak izleyen ve yöneten bir robo danışmanlık teknolojisi çözümü sunuyor.

Finansal kurumlara API ve SDK çözümlerinin yanında web ve mobil tabanlı çözümler de sunan Akıllıfon, sadece yüksek gelir varlık grubundaki yatırımcıların yararlanabildiği profesyonel yatırım danışmanlığı hizmetini tüm yatırımcılara yayarak bu hizmetlerin ulaşılabilirliğini artırmayı amaçlıyor. Aldıkları yatırımla ilgili konuşan Akıllıfon Kurucu Ortaklarından Dr. Esra Ulaşan, “Lima Ventures’in özellikle finans alanındaki tecrübe ve know-how’ının Akıllıfon’a katılmasıyla birlikte global bir startup olma yolunda daha da hızlanacağımıza inanıyoruz” dedi. Lima Ventures Başkanı Ahmet Argun ise; Lima Ventures olarak pandemi ile birlikte bireysel yatırımcıların sayısının nerede ise ikiye katlandığı ülkemizde, önemli bilim insanları tarafından en gelişmiş teknolojiler kullanılarak geliştirilen Akıllıfon’un gerek aracı kurumlar, gerekse yatırımcılar için önemli bir fark yaratacağına inandığını belirtti.

Yatırımla ürün gamını genişletecek!

Finansal kurumlara portföy optimizasyonu ve fon oluşturma hizmeti veren Akıllıfon, menkul kıymet yatırım fonları ve emeklilik yatırım fonlarında fon sepeti oluşturma, yönetme ve geçmiş portföy simülasyonları da sunuyor. Girişim, aldığı yatırımla ürün gamını geliştirmeyi planlıyor. Prof. Mehmet Caner, Prof. Özlem Önder, Dr. Esra Ulaşan ve Ercan Gümüş’ün kurucu ortaklığında yazılım ekibiyle birlikte toplamda 8 kişiden oluşan bir takım tarafından yönetilen Akıllıfon, İTÜ Çekirdek’in InsurTech Programı’ndan aldıkları desteklerin yanı sıra Ege Teknopark, Lonca, YFYİ, KoçSistem, Insurtech HUB tarafından da destekleniyor. Akıllıfon gelir modeli farklı paket seçeneklerine göre kullanıcı başı lisans ücreti ve performans ücretine dayanıyor.

Fintech ekosistemini büyütmek için kurulan insha Ventures’ın 2020 verileri ve 2021 hedefleri

Fintech girişim kurucusu olarak faaliyetlerine başlayan ve Albaraka Türk tarafından hayata geçirilen Insha Ventures, 2020 yılı Ağustos ayında fintech ekosistemini büyütmek için yola çıktı. Insha Ventures çatısı altındaki bütün ürünler, banka şubesi ve ATM’ler üzerinde gerçekleşen yoğunluğu kaldırma ve dijital kolaylıklar sunma üzerine ilerliyor.

  • Insha Ventures bünyesinde bulunan ve Avrupa’nın ilk Etik Dijital Bankacılık Hizmeti olan insha, finansal teknoloji şirketi olan solarisBank AG’nin altyapısı üzerine inşa edildi.
  • Almanya’da hizmet veren bir dijital bankacılık uygulaması olan insha, 2020 yılı içerisinde çalışmalarına devam etti ve 40.000’nin üzerinde kullanıcı sayısına ulaştı.
  • Modüler bir yapı ile kıta Avrupa’sında katılım bankacılığı hizmetleri verecek bir ürün olarak hayata geçirilen insha, bu hizmetle Avrupa’daki Müslüman ve Türk vatandaşlar için sosyo-finansal bir çözüm getirmeyi hedefliyor.
  • 2021’de Avrupa’da 7 farklı ülkede daha hizmet verme çalışmalarına başlayan insha, bu doğrultuda 240 Milyon TL değerlemeyle 24 Milyon TL’lik bir yatırım aldı.

Insha Ventures bünyesinde bulunan bir diğer önemli marka Alneo, 21 farklı bankanın kredi kartıyla işlem yapılabilen, QR Kod, SMS, e-mail ve kredi kartı görüntüleme gibi çeşitli şekillerde ödeme alan bir uygulama. 2020 yılında 20.000’e yakın müşteriye ve 200 milyondan fazla işlem hacmine ulaşan Alneo, Türkiye’nin ilk yapay zeka destekli kolay ve hızlı ödeme platformlarından birisi oldu. Fintech’lerin bankacılık dünyasından en çok pay almaya çalıştığı alan olan POS dünyası için yenilikçi ve sorunsuz bir çözüm üreten Alneo, fiziki pos cihazı ve rulosu gibi materyalleri ortadan kaldırmanın yanı sıra tüm banka ve kredi kartlarına da taksit imkanı sunuyor. Bu teknoloji ile Alneo, hem yeni müşteri kazanımına olanak sağladı hem de Albaraka’nın POS yapısını daha özgür bir hale getirmiş oldu. Bugüne kadar 85.000 işlem gerçekleştirilirken toplamda 225 Milyon TL finansal hacme ulaşan uygulama, orta vadede ödeme alan tüm gerçek ve tüzel kişilerin kullanabileceği şekilde yaygınlaşmayı hedefliyor.

Insha Ventures, 2021 yılında faaliyetlerine devam edecek olan insha ve Alneo dışında açık bankacılık işlemleri servisleri olan APIConnect, uzaktan müşteri edinme platformu KimlikBasit, mağazaların finansal hizmet noktasına gelmesini sağlayan NakitBasit, dijital senet tahsilat platformu SEMOSİS, dijital tahsilat platformu Kozmos ve e-ticaret işletmeleri, bireysel kullanıcılar ve pazar yerleri için sanal pos ve yenilikçi ödeme çözümleri sunacak olan PosBasit ürünlerinin planlamalarını gerçekleştirdi ve altyapılarını kurmaya başladı. 2021 yılında da Insha Ventures, altyapısını tamamlamak üzere olduğu projelerinin iyi başlangıçlar yapması, iyi konumlara gelmesi için çaba gösterecek. Mevcutta faaliyet gösteren ürünleri için dijital dönüşüm alanında yenilikçi çözümler üretecek olan Insha Ventures, bu alanı destekleyecek olan Bayi Altyapı Tahsilat Yönetimi Platformu ve Varlık Yönetimi Platformu gibi projelerin de hazırlıklarını yapıyor.

Yakup Sezer, insha Ventures CEO’su

Insha Ventures CEO’su Yakup Sezer ise yaptığı açıklamada “2020 gibi zor ve sıkıntılı bir seneyi geride bırakıyoruz. Bu süreçte elimizden geldiğince özverili bir biçimde çalıştık ve sağlığımızı ön planda tutacak projelerin çalışmalarını gerçekleştirdik. 2021 yılında da Insha Ventures olarak, aynı azimle ve aynı kararlılıkla finansal teknolojiler geliştirmeye, insanların hayatlarına dokunmaya devam edeceğiz.” dedi. Türk Fintech Ekosistemine yapacakları katkıları vurgulayan Sezer, “Daha önce hiç girilmemiş fintech dikeylerine girerek yol açma fonksiyonumuzu yerine getireceğiz. İş birliğine olan inancımız sebebi ile çok sayıda yeni e-para, ödeme kuruluşu ve banka ile sürpriz işbirliklerine gideceğiz.” diyerek sözlerine devam etti.

PayCore, 2020 yılının ilk 11 ayında 1.9 milyar adet finansal ödeme işlemine aracılık etti

Ödeme sistemlerinde çözüm sağlayıcı PayCore, processing sektöründeki hızlı büyümesiyle dikkat çekiyor. 2020 yılı Kasım sonu itibariyle PayCore Processing, aylık ortalama 173 milyon, toplamda 1,9 milyar finansal ödeme işlemine aracılık etti. Bu rakamın 1,8 milyar adedini finansal işlem kabulü (acquiring), 78,5 milyon adedini ise kartlı işlemler (issuing) oluşturmaktadır.

PayCore Processing, in-house geliştirdiği ödeme sistemleri yazılımları ile hizmet verdiği finansal kuruluş sayısını yurt içinde 51, yurt dışında ise 16’ya yükseltirken bugün toplamda 600 adet dijital ödeme kabul eden kuruluşa, “ödeme kabul platformu” hizmeti vermektedir.

PayCore Processing bugün; bankalar, elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşları, devlet kurumları, telekom operatörleri ve perakendecileri içeren, 12 ülkedeki toplam 67 adetlik geniş bir müşteri tabanına, dijital ödeme, POS yönetimi, kredi kartı, banka kartı ve ön ödemeli kart yönetimi, ATM yönetimi, otomatik geçiş, ücret toplama ve kart saklama gibi operasyonel hizmetleri içeren dış hizmet sağlayıcılığı alanında hizmet veriyor.

PayCore Processing’in Türkiye ve yakın bölgede faaliyet gösteren, kendi geliştirdiği ödeme sistemleri yazılımları ile platform bağımsız, güvenli, kesintisiz, esnek ve değişen regülasyonlara tam uyumlu hizmet veren bir dış hizmet sağlayıcı kuruluş olduğunun altını çizen PayCore CEO’su Turgut Güney, özellikle son dönemde gerçekleştirdikleri satın almaların processing sektöründe Türkiye’nin ve bölgenin en büyük gücü olma hedeflerine yönelik bir sıçrama etkisi yarattığını dile getiriyor.

“Hedef bölgenin en başarılısı olmak”

Güney, son dönemde kendilerine büyüme getiren en önemli unsurları şöyle paylaşıyor: “Bu yılın başında yakın bölgenin lider processing firması olma hedefimizi destekleyecek çok kapsamlı bir yol haritası hazırladık. Yenilikçi, güvenli, hızlı, kolay uygulanabilir, kişiselleştirilebilir ve esnek yapımızla bugün müşterilerimizin processing alanındaki tüm ihtiyaçlarını çok hızlı bir şekilde karşılayabilir durumdayız.

Aynı zamanda bir ödeme yazılım şirketi olmamız, müşterilerimize en son teknolojileri sunmamızı sağlıyor. Kurum içinde geliştirdiğimiz ödeme çözümlerinin yanı sıra Visa ve Mastercard gibi lider kurumlarla ilişkilerimiz de bizi yenilikçilik konusunda öne çıkarıyor. Katma değerli hizmetler aracılığıyla uçtan uca processing hizmetleri sağlayabiliyoruz. Bölgede, processing yapabilmek için sahip olduğumuz sertifikalarımız ve yetkinliklerimizin yanı sıra özellikle dijital destekli ödeme sistemi çözümlerimizle rakiplerimizden farklılaşıyoruz. Hedefimiz, önümüzdeki süreçte bu alandaki hızlı büyümemizi sürdürmek, gelecek 5 yıllık dönemde ise Türkiye ve yakın bölgenin lider processing firması olmak.” dedi.

PayCore’la ilgili gelişmeleri paylaşmaya devam edeceğiz.

Fortinet, ağ görüntüleme ve iyileştirme alanında çözümler üreten Panopta’yı satın aldı

Kapsamlı, entegre ve otomatik siber güvenlik çözümlerinde dünya lideri Fortinet, şirket ağlarına yönelik eksiksiz görünürlük ve otonom yönetim imkanı sağlayan SaaS inovatörü Panopta‘yı satın aldığını duyurdu. Panopta’nın çözümleri sunucuları, ağ cihazlarını, konteynerleri, uygulamaları, veri tabanlarını, sanal cihazları ve bulut altyapısını kapsıyor.

Müşteriler dijital inovasyonlarını hızlandırırken bir uygulamanın başarısını da kullanıcı deneyimi belirliyor. Bu yüzden altyapının her an çalışıyor olması çok kritik. Panopta’nın bulut temelli çözümü, konteynerde, bulutta, şirket içinde veya hibrit bir ortamda kullanıma alınan her hizmetin, ağ cihazının ve uygulamanın eksiksiz bir görüntüsünü sunuyor. Panopta’nın ölçeklenebilir ağ görüntüleme ve teşhis platformu, Fortinet Security Fabric ile birlikte kullanıldığında Fortinet’in kurumlar ve hizmet sağlayıcıları için en kapsamlı ağ ve güvenlik operasyon yönetim çözümünü ulaştırmasını sağlıyor.

Müşterilerin hibrit ağ altyapı güvenliğini ve performansını yükseltmeye ek olarak bu birleştirilmiş çözümün Fortinet’in bulut temelli olanlar da dahil güvenlik hizmetlerine güç veren altyapısının gerçek zamanlı görüntülenmesini ve etkisini de iyileştirmesi bekleniyor. SASE hizmeti, e-posta, güvenlik analitiği ve web uygulama güvenlik duvarı Panopta’nın platformunun sunduğu devamlı görüntüleme ve teşhisten faydalanacak. Panopta’nın çözümüyle Fortinet’in FortiGate yeni nesil güvenlik duvarı ve Güvenli SD-WAN çözümüyle entegrasyonu, SD-WAN bağlantısını ve performansını iyileştirecek. EK olarak Panopta’nın otonom olay yönetimiyle Fortinet’in SOAR platformu, ağ sağlığını tehdit eden olaylara karşı proaktif olarak teşhis koyma ve ortadan kaldırma imkanı için BT ekiplerine tek bir platform sunacak.

İş ortaklarının kolayca kullanabileceği şekilde tasarlanan Panopta’nın platformu, birden fazla kişinin kullandığı çözümü kendi hizmetlerine kolayca entegre etmeleri ve son müşterilerine hızla değer katmaları için MSSP’leri (Yönetilen Güvenlik Hizmeti Sağlayıcıları) ve katma değerli iş ortaklarını güçlendiriyor. Panopta çözümünde yer alan rol temelli erişim kontrolü, müşteriler arasında ve ek olarak Ağ Operasyon Merkezi (NOC) ve Güvenlik Operasyon Merkezi (SOC) ekipleri içerisinde detaylı bir yönetim katmanı sunuyor.

Mevcut uzaktan çalışma ortamında kullanılabilirlik, performans, güvenlik ve bir uygulamanın bileşenleriyle birlikte kalitesi son kullanıcı deneyimini etkiliyor. Panopta’nın çözümü hem ağ metriklerini hem de uygulama performansını analiz ederek kullanıcıların erişimini etkileyebilecek potansiyel sorunlu alanları tespit ediyor ve hızlıca, otomatik olarak ortadan kaldırılmasını sağlıyor. Bu aynı zamanda Dijital Deneyim Gözetimi veya DEM olarak adlandırılıyor.

Fortinet, Panopta’yı satın almasıyla ağ görüntüleme, tespit etme ve olaya karşılık verme alanlarında yeni özellikler ekleyerek sektöre en kapsamlı Güvenlikten güç alan Ağ platformunu sunacak. Bu özellikler arasında aşağıdakiler yer alıyor:

  • NOC ekiplerinin karşılık verme ve sorunu ortadan kaldırma süresini kısaltan ve bu sayede hizmet seviyesi anlaşmalarının (SLA) üstüne çıkmalarına yardımcı olan Birleştirilmiş Görüntüleme ve otonom Olay Yönetimi.
  • Kullanıcı deneyimini etkileyebilecek uygulama performansını ve bekleme süresini test etmek için düşük maliyetli test imkanı sunan 50’den fazla küresel varlık noktası (PoPS). Bu aynı zamanda sentetik işlem görüntüleme olarak adlandırılıyor.
  • AWS ve Azure’daki Kubernetes ve PaaS iş yükleri için bulut yerlisi gözetim.
  • Üçüncü parti şirketler ve modern iletişim araçları için kullanıma hazır entegrasyonlara sahip tamamen yapılandırılabilir uyarma iş akışları.
  • Fortinet’in değerli iş ortaklarına sunduğu faydalarla uyumlu olan bir başka birinci sınıf iş ortağı dostu hizmet.

Fortinet Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Ken Xie, konuyla ilgili şunları söylüyor: “BT ortamlarının karmaşık ve dağıtık yapısı göz önünde bulundurulduğunda kurumlar, dijital kurumsal inisiyatiflerini başarılı bir şekilde gerçekleştirmek için yüksek performanslı ve güvenli bir ağa ihtiyaç duyuyor. Güvenliği ve ağı bir araya getiren güvenlikten güç alan ağ yaklaşımı sayesinde şirketler, hiper bağlantılı kurumlarını korumak için hayati öneme sahip bağlantıya ve performansa sahip olabiliyor. Panopta’yı satın alarak sınıfının en iyi güvenlik hizmetlerimizi sınır ve bulut ağları gibi hibrit ortamlar için ağda daha fazla görünürlük ve teşhis imkanı sunan SaaS platformuyla tamamlamış olduk. Böylece kurumsal verimliliği artırırken güvenliği de yukarıya taşıyoruz.”

2 milyon tekil kullanıcıya ulaşan Banabi’nin 17 maddede 2020 verileri

2020 yılı boyunca yaklaşık 2 milyon tekil kullanıcısına sipariş ulaştıran Yemeksepeti Banabi, Türkiye’nin online market alışveriş alışkanlıklarına ışık tutan araştırmasını yayınladı. Yemeksepeti Banabi, 2020 yılında kullanıcılarına ulaştırdığı 100 milyonu aşkın ürün üzerinden, kullanıcıların yıl boyunca öne çıkan tercihlerini açıkladı.

2020’den öne çıkanlar:

  1. 2019 yılında Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Trabzon olmak üzere 8 şehirde hizmet veren Yemeksepeti Banabi; 2020’de Adana, Aydın, Balıkesir, Bolu, Çanakkale, Denizli, Edirne, Isparta, Kayseri, Konya, Kütahya, Mersin, Muğla, Sakarya, Samsun ve Tekirdağ’ın katılmasıyla 24 ilde hizmet vermeye başladı.
  2. Yemeksepeti Banabi sipariş oranları 2019 yılına kıyasla 6,5 kat büyüdü.
  3. Yemeksepeti Banabi’nin kullanıcı sayısı 2 milyona ulaşarak, Kosova, Estonya ve İzlanda gibi birçok ülkenin nüfusunu aştı.
  4. Yemeksepeti Banabi kullanıcıları yıl boyunca 3 bin 970 adet farklı ürün siparişi verdi.
  5. 2020 yılında kullanıcılar Yemeksepeti Banabi’den en çok su, kola ve baget ekmek siparişi verdi.
  6. Yemeksepeti Banabi’den sipariş edilen en ilginç ürünler ise torf, japon yapıştırıcı ve lastik tamir spreyi oldu.
  7. En büyük ürün siparişi rekorunu İstanbul’dan bir kullanıcı tek seferde 310 adet ürünle kırarken; farklı bir kullanıcı tek seferde aynı dondurmadan 50 tane sipariş ederek tatlı bir rekora imza attı.
  8. Bir siparişteki en yüksek sepet tutarı 2.305 TL oldu.
  9. Yemeksepeti Banabi’nin en yoğun olduğu gün Pazar, en yoğun olduğu saat 19.00-20.00 arası oldu.
  10. Tüm şehirler içerisinde sipariş oranını en çok artıran il Kocaeli oldu. Kocaeli’yi ise sırasıyla Trabzon ve Ankara takip etti.
  11. Yıl boyunca en çok sipariş edilen ürünlerden olan baget ekmekler uç uca eklenseydi, dünyanın en büyük binası Burj Khalifa’nın 900 katı olurdu.
  12. Bir önceki yıla göre siparişini en çok artıran ürün ise damacana su oldu. Yıl boyunca Yemeksepeti Banabi’den 16 tane olimpik havuzu dolduracak kadar su siparişi verildi.
  13. Dondurma da bu sene siparişlerini en çok artıran ürünlerden biri oldu. Yemeksepeti Banabi kullanıcılarının bir yıl boyunca yedikleri dondurmaları üst üste koysaydık, yüksekliği dünyanın en yüksek dağı olan Everest’in yüksekliğinin 82 katı olurdu.
  14. Yemeksepeti Banabi’nin yıl boyunca yaptığı indirim kampanyaları sayesinde kullanıcılar 83 milyon TL tasarruf etti.
  15. Yemeksepeti Banabi’nin “60 TL üzeri her siparişe bir kitap hediye” kampanyası kapsamında, kullanıcılara 500 bin kitap dağıtıldı. Dağıtılan kitaplar yan yana dizilseydi İstanbul’dan Yalova’ya kadar uzanan bir yol olurdu.
  16. Yemeksepeti Banabi kuryeleri yıl boyunca 30 milyon km yol gittiler. Gidilen bu yol ile ekvatorun çevresini 750 kez dolaşmak mümkün olurdu.
  17. Yemeksepeti Banabi’den sipariş edilen meyve ve sebzelerin toplam ağırlığı dünyanın en ağır hayvanı mavi balinanın 20 katına denk geliyor.

Aret Kıllıoğlu: “Kartla yapılan her 4 TL’lik alışverişin 1 TL’si internetten yapılıyor”

Siber güvenlik firmaları Biznet ve Securrent’in güçlerini birleştirmesinden doğan Cyberwise, sektörün ilgiyle takip edilen ve PCI Day adıyla bilinen etkinliğini, bu yıl veri güvenliği konusunu da kapsayacak şekilde “Ödeme Sistemleri ve Veri Güvenliği Zirvesi” adı altında, dijital ortamda yapılan canlı yayınla gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını Cyberwise Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Aret Kıllıoğlu’nun yaptığı etkinlikte Cyberwise’ın uzman kadrosundan isimler ve global siber güvenlik danışmanlık ve çözüm firması Foregenix’ten bir konuşmacıyla yeni trendler, sürekli artan siber tehditler ve uygulanması gereken doğru pratikler ele alındı. Etkinlikte ağırlanan bir diğer önemli isim ise Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) eski Genel Müdürü ve Dijital CEO Dr. Soner Canko oldu.

Siber Güvenlik Kümelenmesi’nin, siber güvenlik sektörü ile ilgili vizyonunun ve ortaya koyduğu çabanın oldukça değerli olduğunu belirten Cyberwise Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Aret Kıllıoğlu, yaptığı açılış konuşmasında siber güvenlik alanında başarılı firmaların güç birliği yaparak sektörün gelişimine önemli katkılar sağlayacağına sonuna kadar inandığını ifade etti. Bu doğrultuda Securrent ve Biznet’i bir araya getirerek Cyberwise markasını ortaya çıkardıklarına değinen Kıllıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Düzenlediğimiz bu etkinlik, sektöre önemli katkılarda bulunmuş iki ekibin bir araya gelmesiyle daha da kapsamlı bir hale dönüştü. Amacımız bu tarz etkinlikleri artırarak sadece Türkiye’de değil bölgede de, uzmanlık seviyemizle önemli işlerde yer almayı sürdürmek. Bu kapsamda Türkiye’de başarıyla tamamladığımız projelerin yanı sıra geçtiğimiz yıl yurtdışında oldukça önem taşıyan bir dijital para projesinin güvenlik danışmanlığını yaptık. Bu da ekiplerimizin bir araya gelmesi sayesinde başarımıza başarı kattığımızın önemli bir göstergesi.

Yine çok yakın zamanda mevcut ISO 9001, ISO 27001 ve TSE sertifikasyonlarımızın arasına Kıta Avrupası’nın en prestijli sertifikasyonlarından CREST’i de ekleyerek, denetim hizmetlerimizin sahip olduğu teknik yetkinliği uluslararası çapta da belgeledik. Bu akreditasyon ile yurtdışındaki duruşumuzu güçlendirirken aynı zamanda Türkiye’de bir ilki başarmanın gururunu taşıyoruz. Ödeme sistemleri ve veri güvenliği konusunda bizzat uzun yıllar çalışmış biri olarak, ekibimizin geldiği seviyeyle gurur duyuyorum.”

Yeni trendlerin, sürekli artan siber tehditlerin ve uygulanması gereken doğru pratiklerin ele alındığı zirvede, uygulama erişim güvenliğinden key-block kavramına, bulut üzerinden sağlanan HSM (Donanım Güvenlik Modülü) hizmetlerinden tedarikçi güvenliğinde risk skorlamanın rolüne kadar güncel konularla ilgili sunumlar gerçekleştirildi.

“Kartla yapılan her 4 TL’lik alışverişin 1 TL’si internetten yapılıyor.”

Ödeme sistemleriyle ilgili konuşma yapan Cyberwise yöneticilerinden Sefa Karabulut, Covid-19 ile birlikte değişen ödeme alışkanlıklarıyla ilgili şu verileri paylaştı: “BKM’nin açıkladığı rakamlara göre; 2020 Haziran ayı itibariyle yapılan temassız işlem adedi, 2019 yılının tamamında yapılan temassız işlem adedini geçmiş durumda. 2019 yılında 502 milyon temassız işlem yapılmışken, 2020 yılının sadece ilk yarısında 563 milyon civarında temassız işlem yapıldı. Aynı şekilde internetten yapılan kartlı ödeme tutarı, Kasım ayı itibariyle geçen yılın bir buçuk katına ulaşmış durumda. Asıl çarpıcı olan ise internet üzerinden kartlı ödeme işlemi gerçekleştiren üye işyeri adedinin 60 bini geçmesi ki bu da, geçen yıla göre yüzde 40’lık bir artışı ifade ediyor ve fiziksel POS cihazlarından sanal POS’a doğru ciddi bir kayma olduğunu açıkça gösteriyor. Diğer bir çarpıcı veri ise internetten yapılan kartlı ödeme tutarının, toplam kartlı ödeme tutarı içindeki payı yüzde 20’den yüzde 26’ya çıkmış durumda. Diğer bir deyişle kartla yapılan her 4 TL’lik alışverişin 1 TL’si internetten yapılıyor. İnternetten yapılan alışveriş sayısının artmasıyla beraber mevcut üye işyerlerinin, işlem adedi artıyor. Bunun sonucu olarak, PCI seviyelerinin yükselerek yerinde denetime girecek firma sayısının da artacağını öngörüyoruz. 2021’in ilk çeyreğinde bu durumun etkilerini daha yoğun görmeye başlayacağız. Öte yandan ödeme dünyasında hızlı bir mobile kayma olduğu da hepimizin bildiği bir gerçek. Giderek daha fazla dijitalleşen ödeme sistemlerinde kullanıcılar ise, kolay erişim, hız ve kesintisizlik arıyor. “Hızlanan dijital dönüşümün etkisiyle öne çıkan en önemli yeniliklerden birinin de, şifreleri ve kart okuyucuları denklemden çıkararak ödemeyi hızlı ve kolay hale getiren, geleceğin ödeme yöntemi; görünmez ödeme (invisible payments) ile ilgili bilgiler veren Karabulut, ödeme sürecindeki siber risklere de değinerek, firmaların maruz kaldığı tehditlerin sadece kendi sistemlerinden kaynaklı olmadığını, tedarikçilerin zafiyetlerinden de kaynaklandığını belirtip; mevcut ve aday tedarikçilerin risk skorlamasının yapılmasının önemini vurgulayarak konuşmasını noktaladı.

“Veri güvenliği için şifreleme ve erişim kontrolü birlikte uygulanmalı.”

Veri Güvenliği konusunda konuşma yapan Cyberwise Veri Güvenliği Takım Lideri Onay Küçükesin ise konuyla ilgili şunları söyledi: “Verilerin güvenliğini sağlamak için en sık başvurulan yöntemlerden biri, şifreleme. Bu yöntem yıllar içinde değişiklik gösterse de, 4 ana prensibini her zaman korudu. Bunlar; güçlü bir algoritma kullanılması, anahtarların güvenli bir şekilde saklanması, farklı amaçlar için farklı anahtarların kullanılıyor olması ve anahtarların kullanım yetkilerinin kısıtlanması. Şifreleme, çalınan veriyi kullanılmaz hale getiriyor, böylece kaçınılmaz olan veri sızıntısını engelleyemesek de veriyi anlamsız hale getirerek kullanımını engelliyoruz. Diğer önemli prensip ise veriye erişim kontrolü. Son yıllarda yaşanan veri sızıntılarının birçoğu önlem alınmadan sağlanan erişim yöntemleri nedeniyle gerçekleşti. Her ikisinin de birlikte yapılması verinin güvenliği için oldukça kritik bir öneme sahip”

“İşbirliği içinde rekabet etmeyi başardığımızda ortak amaca ulaşabiliriz.”

Ödeme sistemleri ve veri güvenliğini, tüketici bakış açısıyla ele alan Dr. Soner Canko ise tüketicinin en temel beklentisinin güvenlik olduğunu vurguladı. Canko sözlerine şöyle devam etti: “Bir ürünü satın alırken esas amaç ihtiyacı gidermek, keyif almak ve kişisel beklentileri karşılamaktır. Kimse beğendiği bir ürünü satın alırken zaman kaybetmek, zorluklarla mücadele etmek veya herhangi bir konuda kaygı duymak istemez. Dolayısıyla tüketicinin en temel beklentisi hızlı, kolay ve güvenli alışveriştir. Hatta bugün çokça üstünde durulan konu ödemelerin görünmez olması, tüketicinin isteklerindendir. Bu doğrultuda baktığımızda bizlerden beklenenleri şöyle sıralayabilirim; tüketici odaklı olmak, rekaberlik içinde olmak yani rekabet ile birlikte ortak hareket edebilmek ve ekosistemin gelişimi için çaba harcamak. Çünkü ancak iş birliği içinde rekabet ettiğimizde ortak amaca ulaşabiliriz. Bu nedenle bugün bu etkinliği düzenleyen Cyberwise’a teşekkür ediyorum, çünkü Cyberwise, ekosistemin gelişimi için ve pastayı büyütmek için taşın altına elini koymuştur.” dedi.