Ana Sayfa Blog Sayfa 640

Yesil Science’tan yapay zeka destekli mobil sağlık uygulaması: FluAI

Yesil Science, nezle ve grip gibi üst yolunum yolu enfeksiyonlarında kişisel analiz ve öneriler sunan yeni yapay zeka destekli mobil sağlık uygulaması FluAI‘yı tanıttı. Görüntü işleme ile kişilerin boğaz görüntüsü ve şikayetleri üzerinden, detaylı analiz ve tedavi önerileri sağlayan ve ayrıca koronavirüs risk tespit özelliğine de sahip mobil uygulama ile gereksiz ilaç kullanımının önüne geçilmesi hedefleniyor.

Tıp ve teknolojiyi bir araya getirerek sağlık alanındaki problemlere yenilikçi çözümler geliştirmek amacıyla çalışan Yesil Science; nezle, grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarında kullanıcıya kişisel analiz ve öneriler veren mobil sağlık uygulaması FluAI’nın tanıtımını gerçekleştirdi.

Hastanelerde uzun bekleme süreleri, muayene ve ulaşım maliyetleri, hastaneden enfeksiyon bulaşma riski, hastanelerin yoğunluğu karşılayamaması gibi problemleri ortadan kaldıracak bir çözüm sunan FluAI; hastalık belirtisi gösteren kişilerde, hastaların ateş, öksürük ve benzeri şikayetleri ile boğazının fotoğrafı üzerinden yapay zeka analizi yaparak hastalık durumu hakkında bilgiler ve öneriler veriyor.

Gereksiz antibiyotik kullanımına son

2050 yılında antibiyotik direncinin 10 milyon ölüme sebep olması bekleniyor. Günümüzde kişilerin yüzde 95’i sağlık bilgisi aramasını internetten yapıyor ve bunun sonucunda üst solunum enfeksiyonu sebebiyle alınan antibiyotiklerin yüzde 50’si ise gereksiz yere kullanılıyor. FluAI uygulaması, gereksiz antibiyotik kullanımının da önüne geçmeyi hedefliyor.

“Türkiye’de pratiğe dönüşen en önemli uygulamalardan biri”

FluAI’nın dünyanın yapay zeka destekli ilk grip asistanı olduğunu söyleyen Yesil Science Kurucusu Yusuf Yeşil, “FluAI, sağlıkta yapay zeka konusunda Türkiye’de pratiğe dönüşen en önemli uygulamalardan biri. Konusunda deneyimli doktorlar ve mühendisler olmak üzere birçok farklı alandan kişinin bulunduğu deneyimli bir ekip tarafından geliştirildi. Birçok üniversiteden, akademisyenlerden destek ve danışmanlık aldık. Sağlık teknolojileri ve uzaktan sağlık-mobil sağlık alanlarında Türkiye için çok önemli, adeta devrim niteliğinde olan ürünümüz; NVIDIA, TÜSİAD, Teknopark İstanbul, İstanbul Sanayi Odası, AİFD gibi birçok kurumun programında yer alıyor. Halihazırda yürüyen bir klinik çalışmasının bulunuyor, yakında sonuçlarını da yayınlayacağız” dedi.

Eticaret entegrasyon ve operasyon yönetim platformu Pixa, 6.2 milyon TL değerleme ile TechOne’dan yatırım aldı

Bulut tabanlı ve modüler yapılı E-ticaret entegrasyon ve operasyon yönetim platformu ile sipariş süreçlerini kolaylıkla yönetebilme imkanı sunan Pixa, TechOne’dan yatırım aldı.

E-ticaret satıcıları için tedarik, satış, sipariş ve stok süreçlerinin tek bir platform üzerinden yönetilmesini analiz edilmesini sağlayan Pixa, 6.2 milyon TL değerleme ile TechOne’dan tohum yatırım aldı. Bilal Büyükdere ve Emre Bostan tarafından kurulan Pixa, bulut tabanlı ve modüler yapısı ile e-Ticaret sipariş ve depo yönetiminin daha akıllı, hızlı ve verimli yönetilmesine imkan sunuyor.

E-ticaret Operasyonlarınızı Yönetmenin En Kolay Yolu

Pixa, çok yönlü ve kullanışlı E-ticaret entegrasyonları ile e-ticaret site, muhasebe, pazaryeri, ERP ve kargo entegrasyonlarını gerçekleştirme ve tek panelden yönetme imkanı sunar. E-ticarete tam entegre ürünü ile stokları kolayca yönetmeye ve depo operasyonlarını verimli bir şekilde yönetmeyi sağlar. Sipariş yönetim kurguları ve otomasyonları ile siparişleri sorunsuz bir şekilde yönetim kabiliyetini firmalara kazandırır. Envanterinize tam hakim şekilde, raf sayım, depo sayım, ürün transfer, mal kabul , iade yönetimi ve diğer tüm özellikleriyle e-ticaret deponuzda 360 derece yönetim kabiliyetine sahiptir. ürünlerin depoda hangi rafta veya bölümde bulunduğu detaylıca görülebilir, bu sayede maliyetler düşerken karlılık artar. Pixa 360 derece entegrasyon platformu ile; Ürünler tüm satış kanallarında kolayca listelenebilir tüm siparişleri tek bir ekrandan yönetilebilir. Kargo ve muhasebe entegrasyonları ile siparişlerin tüm fatura ve lojistik süreçleri tam entegre bir şekilde yönetilebilir ve süreç verimliliği arttırılabilir.

Pixa modüler platform yapısı sayesinde; diğer satıcıların ürünleri hangi fiyatlarda sattığını tespit eder, e-ticaret operasyonu verilerini analiz eder, depo yönetimi ile verimliliği ve karlılığı artırır. Ayrıca; müşteri alışkanlıklarını ve davranışlarını analiz ederek satış ve pazarlama stratejisi verileri sunar.

“Global pazarda lider e-ticaret yönetim platformu olmak istiyoruz”

Online satış kanallarındaki sipariş ve depo yönetimi sürecinin geleneksel yöntemlerle doğru yönetilemediğini belirten Pixa Kurucu Ortağı Bilal Büyükdere; “Pazaryerlerinde satış yapan satıcılar için satış kanallarındaki süreç sorunsuz yönetilemiyor ve takip edilemiyor. Platformumuz sayesinde satıcılar, e-ticaret satış kanallarına kolayca entegre olup siparişlerini ve stoklarını kolaylıkla takip edebiliyor. Pixa olarak global pazarda sipariş ve depo yönetim süreçlerini kolaylaştırmayı ve global pazarda lider e-ticaret yönetim platformu olmak istiyoruz.” dedi.

San Francisco’da yaşayan Türk girişimci Şahin Boydaş, Silikon Vadisi’ndeki değişen düzeni anlattı

San Francisco’da yaşayan girişimci dostlarımızdan RemoteTeam kurucusu Şahin Boydaş, dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinin konumlandığı Silikon Vadisi bölgesindeki son durumla ilgili bilgi verdi.

2021’de yaşanan küresel krizle birlikte insanların tamamıyle eve çekilmesi ve toplantıların online olması, yüz yüze görüşmeyi ve etkinlikleri tamamıyle bitirdi. Bölgedeki yaşam zorluklarından ötürü girişimcilerin de farklı eyaletlere göç ettiğini dile getirdi.

Videoda çok fazla konuya değinen Şahin ile sizleri baş başa bırakıyoruz. Bakalım önümüzdeki aylarda San Francisco’da neler olacak birlikte göreceğiz.

Big Bang 2020 sahnesinde girişimlere 54 milyon TL’lik yatırım, nakit destek ve ödül verildi

Üniversitelerin girişimcilik kuluçka merkezleri arasında dünyada ilk 5’te yer alan İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi’nin her yıl girişimlerin en iyilerini belirlediği Big Bang Start-up Challenge’ta girişimcilere 54 milyon 154 bin TL’lik kaynağın ulaştırıldığı açıklandı.

Bu yıl ‘Rise Together’ mottosuyla yola çıkan ve 03 Aralık 2020, Perşembe günü online olarak gerçekleştirilerek binlerce kişi tarafından izlenen Big Bang’te sahneye çıkmaya hak kazanan ve fuayede yer alan 39 girişim ile ardıl yatırımlarını alan 6 İTÜ Çekirdek mezunu girişim toplamda 23 milyon 386 bin TL’lik ödül, nakit ve yatırım aldıklarını ilk kez Big Bang’te duyurdu. Bu rakamın yanı sıra 2020 yılı içerisinde yatırım alan 23 adet İTÜ Çekirdek girişimi ve mezununun 30 milyon 768 bin TL‘lik yatırımı da Big Bang’te kutlandı.

En çok destek alan girişim: Syntonym

TOP 20’de yer alan girişimler arasında aldıkları ödül, nakit ve yatırımla ilk üçte yer almaya hak kazanan girişimler; 1 milyon 940 bin TL ile Syntonym; 1 milyon 558 bin TL ile Bugbounter ve 688 bin TL ile Eyecheckup oldu.

Big Bang’te konuşan İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş, “Üniversitelere bağlı kuluçka merkezleri sıralamasında dünyada ilk 5’te yer alan İTÜ Çekirdek’i kurmuş ve bugünlere getirmiş İTÜ ARI Teknokent olarak, seneler içerisinde başardıklarımız bize çok daha fazla sorumluluk yükledi. Böylesine zorlu bir yılda, Big Bang’te 54 milyon TL’yi aşkın kaynağı girişimcilerimize ulaştırdığımızı duyurmanın mutluluğu içerisindeyiz” dedi.

İstanbul Sanayi Odası ile 5 yıldan beri süren iş birliğinin önümüzdeki dönem dikey tematik alanlarda artarak devam edeceğini belirten Dikbaş, “İTÜ Çekirdek’te önümüzdeki dönemin hedefleri arasında teknoloji tabanlı girişim ve girişimcilerin sayısını artırmak ve yeni dikey temaları küresel ölçekte duyurmak olacak” diye konuştu.

Sürdürülebilir kalkınma, dijital dönüşüm ve tasarım, yaşam bilimleri ve sağlık teknolojileri, gıda ve tarım teknolojileri gibi alanlara yeni dönemde yeni paydaşlar ekleyerek çağrı yapacaklarını belirten Dikbaş, yatırım rakamlarının da katlanarak artırılacağını söyledi.

Dikbaş ayrıca, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na, İstanbul Teknik Üniversitesi’ne, İstanbul Sanayi Odası’na, İTÜ Çekirdek paydaşlarına, yatırımcılara ve girişimcilere katkılarından dolayı teşekkür etti.

İstanbul Sanayi Odası, Elginkan Vakfı’nın Elmas Paydaş; Otomotiv Endüstrisi İhracatçılar Birliği (OİB), Petrol Ofisi, Teknoloji ile Üretelim Platformu ve EnerjiSA’nın Platin Paydaş; Agito, AKSigorta, Allianz, Anadolu Efes, AvivaSA, Commencis, Eksim, EPDK/Elder, Eureko Sigorta, HDI Sigorta, Migros, Teknasyon, Türkiye Sigorta, Türkiye Hayat Emeklilik ve Yapı Kredi Teknoloji’nin Altın Paydaş; DataMarket, Milliyet ve Yalçıner Patent’in Gümüş Paydaşları arasında yer aldığı etkinlikte, kurumlar geleceğin girişimlerine destek oldu.

Etkinlik hız kesmedi

Serdar Kuzuloğlu’nun ana sahne sunuculuğunu üstlendiği, Ceyhun Yılmaz’ın girişimlerle gün boyu röportajlar yaptığı Big Bang hız kesmedi. Big Bang’te izleyiciler birçok eğlenceli ana şahitlik etti.

Birbirinden başarılı 87 girişimin sanal standı ziyarete açıldı

Aralarında Hollanda, Singapur, Hindistan ve Rusya‘nın da bulunduğu 20 farklı ülkeden ve Türkiye’nin 81farklı şehrinden binlerce başvuru alan İTÜ Çekirdek’in 87 yarı finalistinin sanal stantları ziyaretçiler tarafından gezilirken; bu girişimler arasından sahneye çıkmaya hak kazanan 20 girişim ise görkemli sanal Big Bang sahnesinde sunumlarını gerçekleştirdi.

İki siber güvenlik şirketi Cyberwise ve Innovera, güçlerini birleştirdi

Biznet ve Securrent’in birleşmesinden doğan Türkiye’nin önde gelen siber güvenlik şirketlerinden Cyberwise, bölgesel liderlik hedefleri doğrultusunda, sektörün en önemli oyuncularından Innovera ile güç birliği yaptı.

Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki en büyük birleşmesini hayata geçirmek için anlaşmaya varan iki firma, anlaşma kapsamında Cyberwise bünyesinde bir araya gelerek müşterileri için uluslararası standartlarda uçtan uca siber güvenlik çözümleri sunmaya ve sektöre değer katmaya devam edecek. Türkiye siber güvenlik alanında gerçekleşen bu önemli gelişme ile bölgesel liderlik hedefine bir adım daha yaklaşan Cyberwise; müşteri tabanını büyütmeye ve yetenek yatırımlarını artırmaya devam edecek.

Hedef, bölgesel liderlik

Cyberwise Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Aret Kıllıoğlu anlaşma ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Cyberwise vizyonunu oluşturduğumuzda siber güvenlik sektöründe dinamikleri değiştireceğimizi ve bunu büyük bir hızla hayata geçirmek istediğimizi belirtmiştik. Bu çerçevede sektörün önemli oyuncularından Innovera ile yürüttüğümüz görüşmeler sonucunda hedeflerimizin örtüştüğünü gördük ve güçlerimizi birleştirmek üzere anlaşmaya vardık. Bu anlaşmaya göre iki firma Cyberwise bünyesinde bir araya gelecek. Innovera’nın da aramıza katılımı ile hem Türkiye’deki hem de bölgedeki konumumuzu daha da sağlamlaştırma ve genişletme yolunda büyük bir adım atmış olacağız. Cyberwise olarak ulaştığımız müşteri portföyümüzü, sunduğumuz çözümlerin çeşitliliğini ve ürün geliştirme kabiliyetlerimizi sürekli geliştirirken, hedeflerimiz doğrultusunda birleşme ve satın alma yatırımlarımız devam edecek.”

Bu anlaşmanın Türkiye siber güvenlik sektöründe bu ölçekte gerçekleşen en büyük birleşme olacağını ifade eden Innovera Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Murat Tora: “2019 yılı başında kendimize hedef olarak koyduğumuz ‘Bölgesel genişleme ve inorganik büyüme’ stratejimiz doğrultusunda uzun zamandır çalışmaktaydık. Atılan bu adım ile her iki firmanın tüm paydaşları; çalışanları, müşterileri ve iş ortakları açısından çok olumlu sonuçlar doğacağına inanıyoruz. Birbirini tamamlayan bu iki firmanın güçlerini birleştirmesi ile ilk hedefimiz, siber güvenlik alanında Türkiye’nin en geniş uzman kadrosuna, en geniş ürün ve hizmet ağına, en güçlü ekonomik yapısına sahip firmayı oluşturmak olacak. Hedef siber güvenlik alanında sadece Türkiye’nin değil bölgenin en büyük gücü olmak. Süreçte M&A danışmanımız olarak çalışan Core Finans ve emek veren herkese teşekkür ederiz” dedi.

İki şirket arasında 4 Aralık 2020 tarihinde imzalanan anlaşma ile süreç resmen başladı. Her iki şirkette de iş süreçleri mevcut haliyle 1 Ocak 2021 tarihine kadar devam edecek. Rekabet Kurumu onayının ardından süreç tamamlandığında Cyberwise çatısı altında harmonizasyon sürecine başlanacak.

Apple, AirPods’un kulak üstü modeli AirPods Max’i duyurdu

Apple bugün AirPods’un sihrini yüksek kaliteli ses özelliğine sahip kulak üstü bir tasarımla buluşturan AirPods Max’i duyurdu. AirPods Max; özel akustik tasarım, H1 çipler ve gelişmiş yazılımlarla bilişimsel ses özelliğine güç vererek Adaptif EQ, Aktif Gürültü Engelleme, Şeffaf mod ve uzamsal ses olanağı sunan çığır açıcı bir dinleme deneyimi yaratıyor. Uzay grisi, gümüş rengi, gök mavisi, yeşil ve pembe olmak üzere beş harika renk seçeneğiyle gelen AirPods Max, bugünden itibaren sipariş edilebiliyor.

AirPods Max, Apple’dan yapılan resmi açıklamaya göre 15 Aralık Salı gününden itibaren 5699 TL’den satışta olacak.

“Zahmetsiz kurulumu, inanılmaz ses kalitesi ve ikonik tasarımıyla çok sevilen AirPods, dünyanın en popüler kulaklığı. AirPods Max ile, sihirli AirPods deneyimini yüksek kaliteli ses sunan büyüleyici bir kulak üstü tasarıma getiriyoruz,” açıklamasını yapan Apple Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Joswiak sözlerini şöyle sürdürdü: “Özel akustik tasarımla bir araya gelen güçlü H1 çipler ve gelişmiş yazılımlar, AirPods Max’in bilişimsel ses özelliğinden yararlanarak kablosuz ve üstün bir kişisel dinleme deneyimi sunmasına imkan veriyor.”

Özel Akustik Tasarım

Başlıktan kulak yastıklarına kadar, AirPods Max’in her parçası her kullanıcı için olağanüstü bir akustik performans sunacak şekilde özenle geliştirildi. Kafa bandını kaplayan nefes alma özelliğine sahip örgü başlık, ağırlığı dağıtacak ve başın üzerindeki basıncı azaltacak biçimde üretildi. Paslanmaz çelik kafa bandı çerçevesi çok çeşitli baş şekilleri ve boyutları için dayanıklılık, esneklik ve konfor sunuyor. İç içe geçen kafa bandı kolları kusursuz şekilde genişleyip yerinde kalarak istenen uyumu sağlıyor.

Sağ ve sol kulaklıklar, kulaklık basıncını dengeleyip dağıtan ve kulaklığın kullanıcının başının benzersiz konturlarına uyması için bağımsız şekilde dönmesini sağlayan devrim niteliğindeki bir mekanizmayla kafa bandına bağlanıyor. Her bir kulaklıkta etkili ses yalıtımı sağlamak üzere akustik olarak geliştirilmiş hafızalı köpük kullanılıyor. Bu, etkileyici ses kalitesi sunmak açısından son derece önemli bir faktör. Apple Watch’tan ilham alan Digital Crown, hassas ses düzeyi denetiminin yanı sıra ses çalma veya duraklatma, sonraki parçaya geçme, telefon aramalarını cevaplama veya sonlandırma ve Siri’yi etkinleştirme olanağı sunuyor.

AirPods Max’te zengin, derin baslar, hassas orta aralıklar ve canlı, net yüksek frekans genişletme sağlayan Apple tasarımı 40 mm dinamik sürücü bulunuyor. Böylece her nota duyulabiliyor. Benzersiz ikili neodimyum halka mıknatıslı motor, maksimum ses düzeyinde bile AirPods Max’in duyulabilir aralığın tamamı genelinde yüzde 1’den az toplam harmonik bozulma seviyesini korumasına imkan veriyor.1 Sağ ve sol kulaklıkta bulunan Apple tasarımı H1 çip, özel akustik tasarım ve gelişmiş yazılımlar sayesinde AirPods Max, bilişimsel ses teknolojisinden yararlanarak olabilecek en yüksek kaliteli dinleme deneyimini sunuyor. Saniyede 9 milyar işlem yapabilen çiplerin 10 ses çekirdeğinin her birinden yararlanan bilişimsel ses teknolojisi, Adaptif EQ, Aktif Gürültü Engelleme, Şeffaf mod ve uzamsal ses olanağı sağlayan çığır açıcı bir dinleme deneyimine güç veriyor.

  • Adaptif EQ: AirPods Max, kullanıcıya iletilen ses sinyalini ölçüp düşük ve orta frekansları gerçek zamanlı biçimde düzenleyerek sesi kulak yastıklarının uyumuna ve yalıtımına göre ayarlıyor. Böylece her detayın yakalanmasını sağlayan zengin bir ses yaratılıyor.
  • Aktif Gürültü Engelleme: AirPods Max, kullanıcıların dinledikleri içeriğe odaklanabilmeleri için Aktif Gürültü Engelleme özelliğiyle etkileyici bir ses kalitesi sunuyor. Sağ ve sol kulaklıkta bulunan dışa dönük üç mikrofon çevredeki gürültüyü algılarken, kulaklığın içindeki bir mikrofon da dinleyicinin kulağına ulaşan sesi izliyor. Gürültü engelleme, bilişimsel ses teknolojisini kullanarak kulaklık uyumuna ve hareketine gerçek zamanlı biçimde uyum sağlıyor.
  • Şeffaf Mod: AirPods Max ile kullanıcılar, müzik dinlerken bir yandan da çevredeki sesleri duymak için Şeffaf moda geçiş yapabiliyorlar. Böylece kullanıcının kendi sesi dahil her şey doğal bir şekilde duyulurken ses de kusursuz biçimde çalmaya devam ediyor. Aktif Gürültü Engelleme ile Şeffaf mod arasında geçiş yapmak için gürültü denetimi düğmesine bir kez basmak yeterli.
  • Uzamsal Ses: AirPods Max, sesleri bir mekan içinde hemen hemen her yere yerleştirmek için dinamik baş izleme özelliğine sahip uzamsal ses özelliğinden yararlanıyor. Böylece 5.1, 7.1 ve Dolby Atmos kalitesinde kaydedilmiş içeriklerde sinema salonlarındakine benzeyen büyüleyici bir deneyim yaşatıyor. AirPods Max ve iPhone veya iPad’deki jiroskop ve ivmeölçeri kullanan uzamsal ses, kullanıcının başının ve aygıtın hareketini izliyor, hareket verilerini karşılaştırıyor, ardından ses alanını, kullanıcının başı hareket ederken bile aygıta bağlı kalacak şekilde yeniden eşliyor.

EGİAD ile İzQ, İzmir’de girişimcilik ekosistemini geliştirmek için iş birliği yaptı

Yüksek ve hızlı tempolu girişimcilik ortamı yaratarak ekonomik refahı ve istihdamı arttırmak aynı zamanda girişimciler için de uygun ekosistemi yaratmak bölgesel rekabette en önemli konulardan biri haline geldi. İzmir’de başta kentsel ve sonrasında bölgesel kalkınmanın sağlanması için çeşitli stratejiler doğrultusunda çalışan EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği, girişimcilik konusundaki çalışmalarına bölgedeki kurum ve kuruluşlarla iş birliği içinde hızla devam etmekte. Girişimcilik ekosisteminin gelişmesi için 2015’ten bu yana EGİAD Melekleri ile faaliyette bulunan Ege Genç İş İnsanları Derneği, son olarak İzmir Ticaret Odası’nın İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi ile iş birliği gerçekleştirerek bu alandaki çalışmalarını hızlandırdı. İzQ’nun faaliyetlerini ve çalışma aralığını genç iş insanları ile buluşturan EGİAD, online toplantı ile İzmir’deki girişimcilik ekosistemini masaya yatırdı.

İzmir son yıllardaki gelişimi, dinamik ve yeniliklere açık yapısıyla hızlı bir ivme yakaladı. Kentin en son teknolojilere adaptasyon yeteneği genç nüfusla bir araya geldiğinde girişimcilik açısından son derece elverişli bir iklim ortaya çıkardı. Girişimcilik ekosistemini yakından takip eden EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği’ne bağlı EGİAD Melekleri, 1500’den fazla girişimci ile temas, 23 girişimci-melek yatırımcı toplantısı organizasyonu ve 14 girişim projesine yatırım ile bu alanda önemli başarılar gerçekleştirdi. Geçtiğimiz günlerde Macaristan Melek Yatırım Ağı ile bir araya gelerek potansiyel işbirliklerini planlayan EGİAD, son olarak İzmir Ticaret Odası – İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi’nin paydaşı ve hissedarı olarak da önemli bir adım attı. EGİAD üyelerini İzQ ve yatırım imkanlarıyla buluşturan online toplantı Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aslan’ın açılış konuşmasıyla başladı.

Melek Yatırımcılık ve Girişimcilik Alanında İzmir Hızla Yol Alıyor

İzmir’in kendileri için en önemli başlıklar arasında yer aldığını kaydeden Aslan, “EGİAD’da önem verdiğimiz konuların başında İzmir’in gelişimi gelmektedir. İzmir’in iç ve dış hedef kitlelere tanıtımı ve rekabetçiliğinin artırılması önceliğimizdir. İçerisinde olduğumuz inovasyon çağında, İzmir’in, global sermaye, şirketler, yetenek ve yeni fikirleri kendine çekmesi, girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması adına neler yapılması gerektiğini düşünmeliyiz ve harekete geçmeliyiz. Bir diğer amacımız ise yaşanacak şehir olarak öne çıkan İzmir’in ‘çalışılacak, iş yapılacak ve yatırım yapılacak şehir’ imajını da güçlendirmektir. Bu noktada her ay İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer ile bir araya gelerek “Marka Şehir İzmir” mottosuyla çalışıyoruz. İzmir’de girişimcilik eko-sisteminin son yıllarda kaydettiği gelişme bu alandaki potansiyeli de göstermektedir. İstanbul’un dışında Melek Yatırımcılık ve Girişimcilik alanında en hızlı yol alan kent İzmir olmuştur. İzmir Ticaret Odası’nın girişimcilik alanındaki çalışmaları ve Girişimcilik Merkezi İZQ; İzmir ekosistemi açısından çok kıymetlidir ve bizleri heyecanlandırmaktadır. İzmir, yenilik ekosistemi paydaşları ve elde edilen sonuçları ile son 10 yılda kayda değer gelişme ve çeşitlenme göstermektedir” dedi.

İzmir Akdeniz Girişimcilik Havzasına Aday Şehirdir

İzmir’de girişimcilik ekosisteminin gelişmesi için STK’ların, üniversitelerin ve diğer ekosistem paydaşlarının atması gereken adımlar olduğunu ifade eden Aslan, “Özel sektörün girişimcileri desteklemesi, girişimciler ile işbirlikleri kurması, okulların öğrencilere girişimcilik bilincini yerleştirmesi, iş insanları arasında melek yatırımcılık farkındalığının arttırılması, girişimcilik ile ilgili etkinliklerin çoğalması, Devlet destekleri ile ilgili olarak fayda analizi yapılması ve varsa eksikliklerin tespit edilip nasıl giderilebileceği üzerine görüşülmesi, yurtdışında bulunan diğer ağlar ve paydaşlar ile ilişkilerin sürekli olarak geliştirilmesi ve kesintisiz bilgi paylaşımının sağlanması önemli başlıklardır. EGİAD olarak bizler bu maddelerin her biri için detaylı olarak çalışıyoruz. Hatta Diamond Challenge etkinliğini Türkiye’ye getirerek girişimcilik bilincinin lise çağından itibaren verilmesine de EGİAD Melekleri vasıtasıyla katkı koymaya çalıştık. Doğru stratejiler ile ekosistem paydaşlarının hedef ve eylem birliği sayesinde İzmir’in girişimcilik alanında ivme kazanacağına ve çok daha başarılı bir profil ortaya koyacağına olan inancımız tamdır. Günümüzde artık ülkeler değil, kentler birbiriyle yarışmaktadır. Girişimcilik ve inovasyon alanında da İzmir’in yarışa dahil olması gerekmektedir çünkü; Türkiye’nin bütün şehirlerinden farklı olarak İzmir’de girişimcilik ve inovasyon ikliminin yaratılması için çok uygun bir ortam vardır” dedi. Aslan’dan sonra söz alan İZQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi Direktörü

Tuba Kesen Umar ise, kurumun faaliyet alanı ve online hizmetleri hakkında bilgi verdi. Sekretarya, kargo, toplantı odası, ofis hizmetlerinin girişimci adaylarının hizmetine sunulacağı belirtildi. İzQ’nun Akdeniz havzasında girişimcilik merkezi olarak İzmir’i aday gösterme hedefinde olduğunu kaydeden Tuba Kesen Umar, tüm Dünya’da STK’ların işbirliğiyle kurulmuş böyle bir girişimcilik merkezinin bir ilk olduğunu belirterek, “Girişimcilik ve inovasyon ekosisteminin tüm aktörlerini biraraya getiren bir üs olarak, İzmir’i Akdeniz havzasında bir girişimcilik merkezi yapma hedefindeyiz” dedi.

Zeynep Bodur Okyay: “Yarınlar için bugünden ekosistem yatırımı yapıyoruz”

Kale Grubu’nun, 2016 yılında vefat eden kurucusu İbrahim Bodur’un anısını ve değerlerini yaşatmak amacıyla bu yıl dördüncüsünü düzenlediği İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü Programı’nın kazananları açıklandı.

Dünyanın ilk ve en geniş sosyal girişimcilik ağı Ashoka Türkiye’nin ortaklığında ‘Hayata Değer’ temasıyla gerçekleştirilen programın ödül töreni, 4 Aralık Cuma günü dijital ortamda yapıldı.

Üç kategoride toplam 282 girişimin değerlendirildiği sürecin sonunda; ‘Erken Aşama’ kategorisinde özellikle mülteci kadınlarla el yapımı tasarım ürünler üreten ve bu ürünlerin satışı için bir platform sağlayan Joon ödüle değer bulundu. ‘İleri Aşama’ kategorisinde ödül, özel eğitim alan çocukların öğrenme sürecini hızlandırarak, evde de özel eğitim imkanına sahip olmalarını sağlayan Tolkido’ya verildi. ‘İş Birliği’ kategorisinde ise görme engelliye sesli yönlendirmelerle lokasyon ya da restoran ismi araması yaparak etrafındaki görme engelsiz restoranları özgürce keşfetmesini sağlayan BlindLook ödül kazandı. Bu yıl ilk kez verilen Pandemi Özel Ödülü’ne ise Türkiye’de pandeminin başladığı ilk dönemde ihtiyaç duyulan sağlık malzemelerini üç boyutlu yazıcılarla üreterek hastanelere ulaştıran 3 Boyutlu Destek projesi değer bulundu.

Zeynep Bodur Okyay: “Proje bazlı değil, etki odaklı hareket ediyoruz”

Kale Grubu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay, ödül töreninden önce düzenlediği basın toplantısında, herkesin pandemi sürecini ‘uyanma’ ve ‘harekete geçme’ çağrısı olarak görmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Şimdi özümüze dönme, ancak önümüze bakma zamanı. Konfor alanından çıkarak kendimizle yüzleşmeli, amacımızı ve değerlerimizi yeniden hatırlamalı, işimize değer katmak için sorundan değil, sorumluluktan beslenmeliyiz. Eleştiren değil, sahada mücadele veren olmalıyız. Bize tüm bu gerçekleri hatırlatan ve ürettikleri yenilikçi fikirlerle geleceğe dair umutlarımızı yeşerten sosyal girişimcileri destekleyerek, yarınlar için bugünden ekosistem yatırımı yapıyoruz” dedi.

Kale Grubu’nun, küresel sorunların büyüklüğü karşısında kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için yeni iş modellerine, sosyal faydaya odaklanan ve sorunlara alternatif çözümler sunabilen girişimlere ihtiyaç duyulacağının ayrımına bundan yıllar önce vardığını belirten Zeynep Bodur Okyay, sözlerine şöyle devam etti: “Kurulduğumuz günden bu yana yalnızca üretimi ve ekonomik kalkınmayı değil; ürettiğimiz değerleri toplumla paylaşarak gelişmeyi hedefledik. Amaç odaklı liderlik yaklaşımımız ve değerlerimiz doğrultusunda işimizi en iyi şekilde yaparken, ülkemizi ve dünyayı daha yaşanır bir hale nasıl getirebileceğimize sürekli kafa yoruyoruz. Proje bazlı değil, etki odaklı hareket ediyoruz. İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı da bu yaklaşımın çok değerli bir parçası. Ashoka Türkiye ortaklığında gerçekleştirdiğimiz program, ülkemizde yürütülen en uzun soluklu 2 programdan biri ve ayrıca, iş birliği kategorisinde ödül veren tek program olma özelliğine sahip.”

Başvuruların yarıya yakını üç büyük şehir dışından…

Bu yıl ödül programına gelen başvuruların yüzde 54’ünde kadınların imzası olduğunu, yine başvuruların yüzde 41’inin İstanbul, Ankara, İzmir dışındaki diğer şehirlerden geldiğini belirten Zeynep Bodur Okyay, “Bugün Türkiye’nin dört bir yanında okuyan, yazan, düşünen, toplumsal sorunlara çözüm araştıran gencecik insanlar olduğunu bilmek bana umut veriyor” dedi.

Zeynep Bodur Okyay, İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülleri ile ekosisteme sürdürülebilir destek sağlamayı ve toplumsal farkındalığı artırmayı önemsediklerini söyledi.

Kale Grubu, İstanbul Karaköy’deki ilk genel merkez binasını dönüştürerek hayata geçirdiği Kale Tasarım ve Sanat Merkezi’nin de sosyal girişimciler için fiziksel ve dijital bir buluşma merkezi olmasını hedefliyor.

Sosyal girişimcilere ‘can suyu’

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nda Erken Aşama, İleri Aşama ve İş birliği kategorilerinde birinci olan girişimcilere 50 bin TL, Pandemi Özel Ödülü’nü kazanan girişimciye ise 30 bin liralık para ödülü takdim edildi. Girişimcilere ayrıca Türkiye’nin ilk çağdaş seramik sanatçısı Füreya Koral’ın öğrencilerinden seramik sanatçısı M. Tüzüm Kızılcan’ın imzasını taşıyan seramik tohum heykeli hediye edildi.

Paris merkezli ev sigortacılığı hizmeti sağlayan Luko, 50 milyon Euro yatırım aldı

Son dönemdeki sağlık krizinin ekonomik etkilerine rağmen, son 6 ayda Avrupa’nın en hızlı büyüme oranına sahip ev sigortacılığı girişimi Luko, Seri B yatırım turunda 50 milyon Euro topladığını açıkladı.

Hizmetlerini ev sigortacılığı sektöründe geliştirmiş olan Luko, EQT Ventures‘ın liderliğinde toplanan yatırım turunda sağlanan parayı teknolojik donanımlara ve şeffaf bir politikanın yürütülmesi için harcayacağını dile getirdi.Tura aynı zamanda mevcut yatırımcılardan olan Accel, Founders Fund, Speedinvest ve Orange Ventures’ta katıldı.

Müşterilerinin evlerinde karşılaşma potansiyeli oldukları su sızıntısı, elektrik ölçümü gibi temel sorunlara uygun çözüm ve önleyici hizmetler sunan Luko, bu süreçte yapay zeka, çeşitli teknolojik donanımlar ve sensörlerden yardım alıyor.Ev sahibinin veya kiracının evine nasıl bakılması gerektiğinden evin yıpranmasının geciktirilmesi ölçütlerine kadar yapılması gerekenler konusunda şirket bir plan ve hizmet sunuyor. Bahsedilen bu son inovasyon ayrıca dünyada ilk video danışmanlık hizmeti sunmasıyla farklı Luko’nun sektöründe farklı ve öncü bir yere sahip olduğunu gösteriyor.

Emlak sigortası hizmetini sunan Luko’nun temelinde büyük bir kullanıcı tabanına sahip olması ilerigeliyor.Hem kiracılara hem de ev sahiplerinin ev sigortasından olabildiğince yarar sağlamaya çalışmak için kurulan girişim, birçok firma ile işbirliği içerisinde.Bunlar arasında Swiss Re ve Munich Re gibi firmalar yer alıyor.Aynı zamanda Luko, yeni sigorta modeli olmasını sağlayan Giveback programı ile işlerini yürütmektedir.Bir havuz oluşturan şirket primlerin %70’ini müşterilerle birleştirdikten sonra geri kalan %30’u yönetim masraflarına harcıyor.Dönem sonunda geriye kalan kullanılmayan primler ise sigortalıların seçmiş oldukları hayır kurumlarına bağışlanmaktadır.

Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su olan Raphaël Vullierme, Luko’nun sürdürülebilir bir sigorta hizmeti sağlayabilmek ve toplumdaki bireylerin gönül rahatlığı hissettikleri bir deneyime sahip olabilmeleri  adına ortaya çıktığını vurguluyor.

Seri B Finansman turunu liderlikle yöneten EQT Ventures‘ın anlaşma ortağı Rania Belkahia, insanların sigortacılık üzerindeki algılarının Luko ile değişebileceğini vurguluyor.Zorlu bir süreç olan sigortacılığı, sosyal ve olumlu bir şekilde lanse etmeye  çalışan Luko’nun Avrupa’da güçlü bir pazara sahip olacağını da vurguluyor.

Elektrikli araçlar için şarj istasyonu hizmeti veren yerli teknoloji şirketi Eşarj, İsveç’e yeni merkez kuruyor

Enerjisa Enerji‘nin 2018 yılından beri çoğunluk hisselerine sahip olduğu Türkiye’nin lider elektrikli şarj istasyonu ağı olan Eşarj, Türkiye’den sonra İsveç’te de şarj istasyonu kuruyor. Temsa’nın ürettiği elektrikli otobüslerin İsveç’e ihraç edilmesiyle birlikte trafiğe çıkan otobüslerin şarjlanmaları Eşarj istasyonları sayesinde olacak. Böylece Eşarj bölgesel bir oyuncu olma yolunda ilk adımını attı.

Temsa mühendisleri tarafından geliştirilen ve şirketin Adana’daki tesislerinde üreterek İsveç’e ihraç ettiği 6 adet MD9 electriCITY elektrikli otobüsün şarjlanmaları Eşarj istasyonları sayesinde gerçekleşecek. İsveç’te de Eşarj istasyonlarının kurulumu ile birlikte Türkiye’nin lider elektrikli araç şarj istasyonu olmasının yanı sıra bölgesel bir oyuncu olmaya yönelik de büyük adımlar atılmış olacak. Kurulacak istasyonlar ile birlikte bir Türk elektrikli araç şarj istasyonu firmasının da ilk yurtdışı adımı gerçekleşmiş olacak.

Ekosistem İçin Dönüm Noktası

Dünyada toplu taşımanın geleceği elektrikli araçlar odağında şekillenmesinin yanı sıra, ekosistem için büyük bir adım olduğunu belirten Eşarj Yönetim Kurulu Başkanı ve Enerjisa Enerji CEO’su Murat Pınar, “ Sürdürülebilirlik ve teknolojiyi odağına alan tüm yatırımları önemsiyoruz ve bu noktada Eşarj ile sorumluluk alıyoruz. Küresel enerji trendlerinin merkezinde yer alan konulardan biri olan emobilite çözümlerinin temsilcisi ve Türkiye’deki lider şirketi olan Eşarj ile İsveç’e kurulacak olan şarj istasyonları sayesinde, bölgesel oyuncu olmak adına önemli bir adım atıyoruz. Eşarj olarak 2030 yılına geldiğimizde trafiğe çıkması öngörülen elektrikli araç sayısına da bağlı olarak karbon salınımına 2,5 milyon tonluk katkı verme hedefimiz var. Bu doğrultuda sadece Türk ekosistemi için değil dünya ekosistemine yarar sağlayacak adımların öncüsü olmak ve bu ekosistem içerisinde oyun kurucu şirketler arasında yer almak istiyoruz ’’ dedi.

Sürdürülebilirliğe Ortak Katkı

Sürdürülebilirliği odak noktası haline getirerek enerji ve doğal kaynak kullanımı konusunda doğa dostu teknolojilerin uygulanması ve tasarruf önlemleri ile ilgili çalışmalar yürüten Eşarj ve Temsa, bu proje ile karbon salınımının azaltılmasına uluslararası ölçekte katkı sağlamış olacak.

Otobüslerin trafiğe çıkmasıyla beraber istasyonlar da devreye alınacak ve İsveç’te iki Türk şirketinin organizasyonunda bir proje başlatılmış olacak. Temsa’nın yurtdışına verilen ilk elektrikli otobüslerinin şarjlanma ihtiyacı 6 adet AC 22kVA gücünde çıkışı olan istasyonlar sayesinde gerçekleşecek.