Ana Sayfa Blog Sayfa 451

Şirketlerin uzaktan çalışma dönüşümüne rehber olan girişim OCTAPULL’un hikayesi

Uzaktan çalışma dönüşümünde öncü olma vizyonu ile kurulan OCTAPULL, 1 yıl süren geliştirme ve yazılım çalışmalarının ardından iki yeni ve teknolojik ürünle piyasaya girdi. Şirket, Octapull Pro ve OctaMeet ürünleriyle global pazarda yer sahibi olmaya hazırlanıyor.

Octapull Pro: Dünyanın ilk ve tek “Uzaktan Kanal Yönetimi” çözümü!

Octapull Pro, şirketlerin saha satış yönetimi ve ekipleri için hizmet veriyor. Uygulama ile saha görüşmelerini uzaktan yapmak, planlamak, takip etmek ve raporlamak kolaylaşırken Uzaktan Kanal Yönetimi (Distant Channel Management – DCM) kavramı da hayat bulmuş oluyor.

Günümüzde saha ziyaretleriyle kanal yönetimi yapan şirketlerdeki yeni trend, müşteriyi ziyaret etmek yerine uzaktan görüşmeler yapmak oldu. Müşteri ile şirket temsilcisinin gerçekleştirdiği görüşmelerin online görüşmelere evrilme sürecinde, kanal yönetimine nasıl adapte olunacağı ise en önemli soru haline geldi. Personel sayısı, filo giderleri ve zaman konusunda ciddi verimlilik artışı vaat eden ve personel giderlerini azaltmayı hedefleyen bu dönüşümün en etkin şekilde nasıl yönetileceği ise satış odaklı şirketlerin en önemli başarı faktörlerinden biri olacak. Bu global ihtiyaca odaklanan OCTAPULL, dünyada ilk olarak Uzaktan Kanal Yönetimi üzerine uzmanlaşan VCaaS (Video Conferencing as a Service) çözümü Octapull Pro ile şirketlerin dijital dönüşümünü eksiksiz olarak tek bir platformda gerçekleştirebilmelerini sağlıyor.

Kurumlar OCTAPULL Pro ile dijital görüşmelerinin planlaması, performans değerlendirmesi, etkinlik ölçümü ve sahadan geri bildirim gibi olmazsa olmaz satış yönetimi fonksiyonlarını video konferans uygulaması üzerinden gerçekleştirebiliyorlar. İngilizce ve Türkçe başta olmak üzere 6 dil desteğine sahip platform ile istendiğinde veriler şirketin kendi sunucusunda da saklanabiliyor. Octapull Pro ile dijital dönüşümün en önemli adımı, sahanın ekiplerin ayağına getirilmiş olması. Bu özellikleri ile OCTAPULL Pro, dünyanın ilk Uzaktan Kanal Yönetimi (Distant Channel Management – DCM) uygulaması olarak kullanıma sunuluyor.

Online görüşme ve video konferans platformu: OctaMeet

Bireyler ve şirketler arasındaki uzaktan çalışma ve iletişimi daha kolay hale getirmek amacıyla geliştirilen video konferans platformu OctaMeet, 6 dilde destek verirken isteyenler için Türkçe müşteri desteği de barındırıyor.

OctaMeet, kullanıcılarına 100 kişiye kadar çıkabilen toplantılarda kesintisiz 30 saatlik görüşme ve birebir toplantılarda ise sınırsız görüşme imkanı sağlıyor. Uygulamada toplantı kaydetme özelliğinin yanı sıra 1 GB’lık depolama alanıyla kullanıcı bilgileri bulut teknolojisi ile internet üzerinde saklanabiliyor. OctaMeet kullanıcıları uygulama üzerinden webinar düzenleyebiliyor, kaydettikleri webinarları daha geniş kitlelere ulaştırabiliyorlar. Piyasadaki diğer video konferans uygulamalarının avantajlı paketlerini yıllık taahhüt ile kullanıcılarına sunduğu pazarda, OCTAPULL tüm avantajlarını piyasaya göre rekabetçi fiyatlarla ve yıllık taahhüt olmadan sunuyor. Aylık ücretlendirme modeliyle hizmet veren OCTAPULL, kullanıcılarına diledikleri zaman herhangi bir cayma bedeli ödemeden abonelikten ayrılma özgürlüğü sunuyor.
OctaMeet’in rakiplerinden ayrıştığı bir başka nokta sınırsız toplantı odası oluşturabilme imkanı. OctaMeet kullanıcıları, belirli ekipleri ve kontakları ile yapacağı toplantıları organize etmek yerine bu ekipler için özel odalar yaratarak (örn: yönetim toplantıları; satış ekibi odası…) istedikleri zaman bu odalarda görüşmelerini gerçekleştirebiliyorlar.

Ford, F-150 Lightning elektrikli kamyonetin üretim kapasitesini iki katına çıkarmayı hedefliyor

Ford, hafta başında yaptığı açıklamada, F-150 Lightning elektrikli kamyonetin üretim kapasitesini yılda 150.000 adet ile iki katına çıkarmayı hedeflediğini açıkladı.

Şirket, Aralık 2021’de ön siparişleri 200.000 adetle sınırladığını duyurmuş ve CEO Jim Farley, elektrikli araçlara çok fazla ön sipariş geldiğini belirtmişti. Michigan, Dearborn’daki Rouge Elektrikli Araç Merkezi’nde F-150 Lightning elektrikli kamyonet üretimi yapan Ford, artan müşteri talebini karşılamak için kamyonetin üretim kapasitesini yılda 150.000 araca çıkarmayı planladığını açıkladı.

Ford, üretim potansiyelini artırmak için üretimi hızlandırmanın yollarını bulmaya çalışıyor. Şirket, üretim, satın alma, strateji, ürün geliştirme ve kapasite planlamasından oluşan küçük bir çalışan ekibi oluşturduğunu söyledi.

Ford ayrıca, 6 Ocak Perşembe günü, ilk rezervasyon sahiplerinin siparişlerini oluşturabileceğini söyledi. Diğer rezervasyon sahipleri de önümüzdeki birkaç ay içinde siparişlerini vermek üzere aşamalar halinde bilgilendirilecek.

F-150 Lightning teslimatları 2022 baharda başlıyor

Ford, F-150 Lightning’in şu anda perakende ve ticari müşteriler için seri üretime geçmeden önce son ön yapım aşamasında olduğunu ve teslimatların bu baharda başlayacağını bildirdi. 2022 F-150 Lightning kamyonet, mevcut herhangi bir vergi teşvikinden önce 39.974 dolar başlangıç liste fiyatıyla müşterilerle buluşacak.

Ford geçtiğimiz günlerde Mustang Mach-E’nin üretimini üç katına çıkararak 2023 yılına kadar yılda 200.000 adede ulaşacağını belirtmişti. 2021’in son günlerinde New York City İdari Hizmetler Departmanı (DCAS), kolluk kuvvetleri ve acil müdahale çalışanları tarafından kullanılmak üzere 184 adet tam elektrikli Ford Mustang Mach-E sipariş ettiğini duyurmuştu. Ford, önümüzdeki 24 ay içinde yılda 600.000 akülü elektrikli araç üretecek küresel kapasiteye sahip olacağını iddia ediyor.

Twitter, 1.05 milyar dolarlık mobil reklam platformu MoPub satışını tamamladı

Twitter, geçtiğimiz kim ayında mobil reklam platformu MoPub‘ı 1.05 milyar dolar nakit karşılığında AppLovin‘e sattığını açıklamıştı. Anlaşma ilk olarak Ekim 2021’de Twitter’ın 2023 yılına kadar gelirini ikiye katlayarak 7.5 milyar dolar gelire ulaşma planını açıklamasının ardından duyurulmuştu. Satın almanın 2022’nin başlarında tamamlanması bekleniyordu. İki şirket arasındaki anlaşma bugün kesin olarak tamamlandı.

AppLovin, son 10 yıldır, MAX ve AppDiscovery dahil olmak üzere mobil uygulama geliştiricilerinin işlerini büyütmelerine yardımcı olacak araçlar geliştiren mobil oyun ve pazarlama üreticisidir. MoPub’ın temel özellikleriyle birlikte MAX, büyümeyi daha da hızlandıracak ve uygulama yayıncıları için verimliliği artırırken reklamverenlere genişletilmiş erişim ve pazar açısından verimli fiyatlandırma sağlayacak. Birleşik platformun 2023 yılına kadar yıllık 15 milyar dolardan fazla reklamveren harcamasını işlemesi bekleniyor.

MoPub, Twitter’ın 2020’de yıllık yaklaşık 188 milyon dolar gelir elde etmesine yardımcı olmuştu. Ancak şirket, hızlandırılmış ürün geliştirme sayesinde işinin diğer alanlarını geliştirmede artık daha fazla potansiyel görüyor. Spesifik olarak kaynaklarını performansa dayalı reklamlara, KOBİ’lere ve ticarete yönlendirdiğini söyleyen Twitter, sahip olduğu ve işlettiği ürünlerin geliştirilmesini ilerletmeyi planlıyor.

Eski Twitter CEO’su Jack Dorsey, Ekim 2021’de yaptığı açıklamada, satın alma işleminin Twitter’ın uzun vadeli büyüme için konumlandıran ve kamuya açık sohbete en iyi şekilde hizmet eden temel ürünlere yatırım yapma yeteneğini hızlandırdığını söylemişti.

AppLovin’in Kurucu Ortağı ve CEO’su Adam Foroughi, bu birleşik platformun gücünün günümüz pazarında benzersiz olacağına inandığını söyledi.

Şirketlere dijital sıra yönetimi sunan yerli teknoloji: Queeme

Yeni nesil dijital müşteri deneyimi çözümleri sunan Queeme, geliştirdiği teknolojilerle müşteriyi uçtan uca tanıyacak veri değerlendirme setleri üzerinden şirketlere hizmet veriyor.

Öncelikli olarak finans, sağlık, ulaşım, etkinlik, organizasyon, gıda, perakende ve alışveriş sektörlerindeki müşterilerin deneyimi dijitalleştiren girişim, ürün ve hizmet alma sürecinde müşteriyi tanımada kayıplar yaşanmasının da önüne geçiyor.

Dijital sıra yönetimi

Geliştirdiği çözümlere, tüketicilerin ürün ve hizmet alırken kaybolan zamanlarını onlara geri kazandırarak sıra beklemeyi ortadan kaldıran teknolojilerle başlayan Queeme; dijital sıra yönetimini, müşteri tanıma algoritmaları ve deneyim performansı ölçümleriyle zenginleştirerek; normalde kayıp olabilecek her türlü deneyimden akıllı veri elde edilmesini sağlıyor. Bu sayede şirketler, dijital ürün satışı ve gel-al servisler de dahil olmak üzere hizmet/satış/mağaza deneyimi yaşayan tüketicilerinin yaşam döngüsünü de dijital arayüzler üzerinden takip etme imkanı elde ediyor.

Şirketler ve müşterilerine, temassız işlem deneyimi ve altyapısıyla zaman ve hız kazandıran Queeme’nin Kurucusu Ersoy Soyer, müşterisini tanıyan ve isteklerini doğru anlayan şirketlerin daima ayakta kalacağını iletirken, ‘Queeme ile şirketler ve müşterilerine entegre çözümler sağlamaya odaklandık. İlk çözümümüz dijital sıra yönetiminde, mağaza/şube deneyimi yaşayacak tüketicilerin hibrit hayatlarının alışveriş deneyimlerini yaşamalarını sağlayarak müşteri memnuniyet seviyesini bir üst noktaya taşırken; şirketlerin de müşterinin fizikseldeki deneyimini dijitalle birleştirerek olası problemleri önceden değerlendirerek çözebilme noktasında değerli bir alan yarattık’ görüşünü belirtiyor.

Şirketlerin müşteri deneyimi artık Queeme’de

Android veya IOS işletim sistemli mobil uygulama üzerinden kullanılabilen Queeme içerisinde ‘anlaşmalı kurumlar’ alanıyla, tüketicilerin en yakın lokasyondaki hizmet sağlayıcıya ulaşmasına olanak tanıyor. Kullanıcılar, hizmet almak istedikleri işletme/kurumu seçerek tek tuşla dijitalde sıra alabiliyor, sıraya girerek deneyimleyebilecek her türlü etkinlik, konser ve programı takip edebiliyor; ya da gitmek istedikleri restorandan daha gitmeden yemek siparişi verebiliyorlar. Tüketiciler Queeme üzerinden anlık bildirimlerle hizmetin ne zaman sunulacağını yönergelerle telefonlarından izleyebilirken, anlaşmalı kurumlar da hibrit servis deneyimini de verilerle takip etme imkanı buluyor.

Mobil uygulaması ile şirketleri kendi platformuna da taşıyan Queeme, ilk çözümü dijital sıra yönetiminden sonra tek bir platform üzerinden şirketlerin farklı dijital çözümlere dair hizmet almasını sağlamaya da hazırlanıyor.

Netgear, Meural adını verdiği akıllı çerçeve ile NFT parçalarınızı fiziksel olarak sergileme imkanı sunuyor

Gün geçtikçe artan ilgi nedeniyle NFT ürünleri için yeni alt ürünler de geliştirilmeye devam ediyor. NFT’lerin henüz yan ürünlere sahip olmayışı, bu pazarda da ciddi bir rekabet ortamı doğuruyor. Kullanıcıların fiziksel olarak sergilemek istemesi problemini ele alan Netgear markası, geliştirdiği akıllı çerçeveler ile bu problemi gidermeyi hedefliyor.

Bilişim sistemleri ile ilgilenen Netgear markası, Meural adını verdikleri çerçeve ile NFT’lerin duvarınızda bir tablo gibi durmasını amaçlıyor. Koleksiyonel parçaları sergilemek için en şık yol olarak karşımıza çıkan Meural, NFT’lerin sadece sosyal medya platformlarında paylaşılan dijital ürün olmaktan çıkarıyor.

İlk etapta sadece fotoğraf cinsinden NFT’leri sergilemenize olanak sağlayan Meural, yakın zamanda yeni bir iş birliğini de test etmeye başladı. Kripto para cüzdanı olarak pek çok insanın tercih ettiği MetaMask ile gerçekleşen iş birliğinde satın alınan NFT’ler güvenle saklanabilecek. Bu iş birliğinin meyveleri de yakında kullanıcılara beta olarak sunulacak.

NFT’yi henüz keşfedememiş ve anlayamamış kişiler için NFT’lerin fiziksel halini de sunan Meural, cep telefonları ile olan entegresi sayesinde orada yer almasını istediğiniz fotoğrafı doğrudan paylaşabilmenizi sağlıyor. Buna ek olarak Meural, dünyanın en büyük resim ve fotoğraf kütüphanesine de çerçeve üzerinden erişilebileceğini söylüyor. Bu kütüphane için detay belirtmeyen şirket, bu hizmet için kullanıcılardan aylık 8.95 dolar ücret istendiğini söylüyor.

Mobil uygulama veya microSD kart üzerinden aktarım gerçekleştirebilen akıllı çerçeve, 3 farklı versiyonu ile geliyor; masaüstü, dikey ve yatay duvar. Çerçevenin amacı oldukça hoş olsa da çözünürlüğünün 1080p olması kullanıcıların gerçek bir tablo beklentisini yaşatamayacak gibi duruyor.

300 dolarlık başlangıç fiyatı ile karşımıza çıkan akıllı çerçevenin bir çok renk seçeneğinin de bulunduğunu hatırlatalım. Duvar versiyonlarının da 400 ve 600 dolar olarak değiştiğini belirtelim.

eOfis kurumsal iletişim direktörü Melis Ataç: “Sanal ofisler, yeni girişimlerin önünü açıyor”

Sanal Ofis hizmeti kullanımını ülkemizde ilk yaygınlaştıran marka olan eOfis’in Kurumsal İletişim Direktörü Melis Ataç bu sistemin detaylarını anlattı.

Dijitalleşme ve gelişen teknoloji beraberinde yeni çalışma modellerini getirdi. Pandemi etkisiyle artık şirketler, çalışan ve ihtiyaç odaklı ofis sistemlerine geçiş sağlıyor. Bu yeni ofis sistemlerinin başında ise fiziksel kullanıma ihtiyaç duyulmayan sanal ofisler geliyor.
Özellikle yeni kurulan şirketlerin yasal adres zorunluluğundaki tercihi Sanal Ofis oluyor. Girişimcilere yasal adres sağlamanın yanı sıra çağrı hizmeti ve kargo takibi gibi imkanlar sunan sanal ofisler bu anlamda yeni girişimcilere önemli bir çözüm sağlıyor. Fiziksel ofise göre çok daha az maliyetle çözüm üreten bu model ülkemizde de son yıllarda oldukça fazla kullanılıyor.

Girişimcilerin en büyük gider kalemlerinden biri olan ofis kirasını ortadan kaldıran bu sistem mali anlamda önemli bir katkı sağlıyor. Merkezi lokasyonlardaki bilinen plaza ve çalışma alanlarında yasal adres olarak yer alma imkanı sağlayan Sanal Ofis sistemi bu açıdan girişimlerin marka değerini de yükseltiyor. Beraberinde birçok farklı hizmet sunan sanal ofisler ayrıca fiziksel kullanımlar da sunabiliyor.
Son yıllarda önemi artan “Network” kavramını da destekleyen sanal ofisler farklı sektörlerde çalışan girişimleri bir araya getirebiliyor. Yeni açılan 2 lokasyonuyla 46 lokasyonda Sanal Ofis hizmeti sunan eOfis bünyesinde bulunan 10.000 şirket gibi binlerce şirketin yer aldığı ağlar yeni iş imkanları doğuruyor. Bu anlamıyla sanaldan gerçeğe dönüşen bir iş kurgusu da gelişiyor.

Sanal Ofis kavramı yalnızca yasal adres göstermek değil

Sanal ofis sisteminin Türkiye’deki kullanımına değinen eOfis Kurumsal İletişim Direktörü Melis Ataç, “eOfis olarak sanal ofis sistemini Türkiye’de ilk yaygınlaştıran markayız. Bu sebeple sanal ofis tercihlerinin yıllar içerisindeki gelişimini yakından görme fırsatı bulduk. Özellikle yeni şirket ve girişimcilerin tercih ettiği bir model olması sanal ofislerin trendini hep yüksekte tuttu. Yeni girişimler için kira maliyeti çok büyük bir maliyet. Yıllık gider planlarından bu maliyeti çıkarmak yeni kurulmuş bir şirket için binlerce liralık tasarruf anlamına geliyor. Fiziksel bir alan oluşturmamak sadece kira maliyetini değil fatura ve mutfak giderlerini de ortadan kaldırıyor. Biz eOfis olarak hazır ofis hizmeti sunduğumuz markalarımızda fatura, stopaj ve mutfak giderlerini hizmet bütçelerinin içerisinde tutuyoruz. Fakat sanal ofis tercihinde bulunan şirketler bu süreçleri düşünmek zorunda kalmıyor. Sanal ofis tercihinde bulunan şirketler mekandan bağımsız olarak özgür bir çalışma alanı oluşturabiliyor. Yalnızca yasal adres gösterilmesi sanal ofis kavramı için yeterli değil. Sanal ofis hizmeti sağlayan kuruluşların beraberinde sekreterya hizmeti, kargo takip hizmeti, network imkanı gibi önemli detayları da girişimcilere sunması gerekiyor. Bu bağlamda şirketlerin sanal ofis hizmeti aldığı kurumlardan maksimum verim alması önem taşıyor. eOfis geçtiğimiz ay itibariyle açtığı 2 yeni lokasyon ile 46 lokasyona ulaştı. Yalnızca tercih edilen yasal adreste değil 46 lokasyonumuzun tamamında müşterilerimize çözüm üretiyoruz. Bu anlamda sanal ofis tercihinde bulunacak girişimlerin bunları göz önünde bulundurması önemli bir alan oluşturuyor.” dedi.

11 şehirde yer alan 46 lokasyonuyla hizmet veren eOfis, sanal ofis hizmetinin yanı sıra hazır ofis, ortak ofis, toplantı salonu hizmeti gibi çözümler sunuyor.

İletmen, KT Portföy liderliğinde 70 milyon TL değerleme üzerinden 4.4 milyon TL yatırım aldı

Yeni nesil mikro lojistik servis hizmeti sunan İletmen, Kuveyt Türk’ün yüzde 100 iştiraki KT Portföy’ün öncülüğünde gerçekleştirilen yatırım turunda, 70 milyon TL değerleme üzerinden 4.4 milyon TL tutarında yeni bir yatırım aldı.

2016’da kurulan ve yıllık 12 milyon TL ciroya ulaşan yeni nesil mikro lojistik girişimi İletmen, yeni yatırım turunda yatırımcılardan 70 milyon TL değerleme üzerinden 4.4 milyon TL tutarında yeni bir yatırım daha aldı. Bugüne kadar 2 milyona yakın iletim gerçekleştiren İletmen, aldığı yeni yatırımla büyümeye devam edecek. Kuveyt Türk’ün yüzde 100 iştiraki KT Portföy’ün kurucusu ve yöneticisi olduğu Lonca GSYF öncülüğünde gerçekleştirilen yeni köprü yatırım turuna, Hedef Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı, Halis Petrol, Keiretsu Forum Türkiye ve bireysel melek yatırımcılar katıldı.

Yeni sektörlerde akıllı teslimat yapacak

Restoran, market ve tüm esnafın teslimatını yapan İletmen, geliştirdiği iş modeliyle e-ticaret lojistik şirketlerin de son kullanıcıya teslimatlarını gerçekleştiriyor. Aldıkları yeni yatırımla ilgili değerlendirmede bulunan İletmen Kurucu Ortağı Özgür Duruöz, “Başta KT Portföy Lonca GSYF, Hedef Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı ve Keiretsu Forum Türkiye olmak üzere birçok melek yatırımcıdan aldığımız yeni köprü yatırımla işimizi yazılım odaklı büyütecek ve sistemimizi farklı sektörler için uygulanabilir hale getireceğiz.

Yaptığımız iletim işlerinin hayatı nasıl değiştirdiğini, hatta tedarik zincirini nasıl farklılaştırdığını hep birlikte göreceğiz. Türkiye’nin önde gelen şirketleriyle iş birliği içindeyiz. Danışma kurulumuzda yer alan ülkemizin kıymetli iş insanları, profesyonelleri ve akademisyenleriyle istişare ederek yeni kararlar alıyor ve bilinçli şekilde ilerliyoruz” dedi.

“İletmen’e katkı vermekten dolayı mutluyuz”

KT Portföy Yönetimi Genel Müdürü Hamit Kütük ise “İletmen’e, yönettiğimiz Teknogirişim GSYF ile daha önce yatırım yapmıştık. Yeni kurduğumuz Lonca GSYF ile teknoloji odaklı ölçeklenebilir şirketlere erken aşama ve sonrasında büyüme sermayesi yatırımları yapmayı planlıyoruz. İletmen’in yenilikçi iş modeli ve kullandığı teknolojilerle mikro lojistik sektöründe öncü bir rol üstleneceğine inanıyoruz. Yeni köprü yatırım turuna diğer eş yatırımcılarla birlikte katılarak, İletmen’in büyümesine destek vermekten ve bu sektörün gelişimine katkı sağlamaktan mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.

Kuveyt Türk’ün yüzde 100 iştiraki KT Portföy tarafından kurulan ve yönetilen Lonca Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, teknoloji odaklı ölçeklenebilir girişimlere erken ve büyüme aşaması yatırımları yapmaya devam ediyor. Lonca GSYF, Lonca Girişimcilik Merkezi ile ekosistemdeki diğer kuluçka merkezleri ve sektörün diğer katılımcılarıyla yakın iş birliği yaparak faaliyetlerini sürdürüyor.

Withings, Body Scan adını verdiği ve EKG çekebilmesiyle dikkat çeken akıllı tartı modelini CES 2022’de duyurdu

Uzun bir süredir beklenen ve pek çok teknoloji şirketinin yaptığı yenilikleri sergilediği CES etkinliği yeniden başladı. CES 2022’de de yine önceki senelerde olduğu gibi birçok yenilik göze çarpıyor. Bu göze çarpan ürünlerden birisi de Withings markasının Body Scan akıllı tartısı oldu.

Akıllı tartılar üzerine çalışmalar gerçekleştiren şirket, yeni ürünü ile oldukça önem çıkıyor. CES’de tanıtıldığı üzere Withings, Body Scan ile EKG çekebiliyor. Ayrıca vücudunuzu parça parça da ölçmenize yardımcı oluyor. Tüm bunlara ek olarak ayak sinirlerinin hareketliliği ile de genel durumunuzu değerlendirecek.

Toparlamak gerekirse Withings, Body Scan ile vücudun yağ dağılımını ve bunun getirdiği kalp rahatsızlıkları ölçümlerini yapıp takip edebilmenizi sağlayacak. Standart tartı görümüne sahip olan Body Scan, 3.2 inç LCD ekranı ile birlikte geliyor. 1 yıllık kullanım ömrü sunan pili ile sunulan akıllı tartı, Apple HealthKit veGoogle Fit gibi sağlık uygulamaları ile de entegre olabiliyor.

Akıllı saatler ile de entegre çalışabilen ürün, tüm bilgilendirmeleri Biyoelektrik Direnç Analizi yöntemi ile ölçüyor. Bu sistemin vücuda düşük seviyeli elektrik verilmesi ile çalıştığını hatırlatalım. Bu düşük enerjili elektrik, tüm vücutta dolaşarak akımın dolaşım hızına göre tepki vererek akıllı tartıyı bilgilendiriliyor ve böylece bilgilendirme yapılmış oluyor.

Withings, yaptığı açıklamaya göre ürününü 2022 yılının 2. yarısında satışa çıkaracak ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki fiyatı 279 dolar olacak. Ürünün ve markanın dünyaya açılma hedefinin olup olmadığı ise bilinmiyor.

Apple, 3 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşan ilk şirket oldu

Apple hisseleri son birkaç haftadır rekor seviyelerde işlem görüyor. Apple bugün, dört yıldan kısa bir sürede değerlemesini üçe katlayarak 3 trilyon dolarlık bir piyasa değeri ile yeni bir dönüm noktasına ulaştı.

Apple, 2 Ağustos 2018’de gün içi işlemler sırasında 1 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaşan ilk halka açık ABD şirketi olmuştu. İki yıl sonra, 19 Ağustos 2020’de 2 trilyon dolarlık bir değerlemeye ulaşmıştı. Apple, 2022’nin ilk pazartesi günündeki gün içi işlemlerde 3 trilyon dolarlık bir piyasa değerine ulaşarak yeni bir dönüm noktasına imza attı. Şirket için önemli bir seviyeyi ifade eden bu gelişme her ne kadar sembolik gibi gözükse de, yatırımcıların Apple hissesi ve büyüme kabiliyeti konusunda ne kadar emin olduklarını gösteriyor.

Apple, geçtiğimiz ekim ayında 2021 dördüncü çeyrek gelir verilerini açıklamıştı. Verilerde, şirketin tüm ürün kategorilerinde yıllık büyüme gösterdiği ve gelirini 2020 yılına göre %29 artırdığı görülmüştü. iPhone, şirketin hala en büyük satış ürünü olsa da, Apple’ın hizmetleri yıldan yıla %25,6 büyüdü ve dördüncü çeyrek boyunca şirkete 18 milyar dolardan fazla gelir sağladı.

25 Eylül 2021’de sona eren 2021 mali yılı dördüncü çeyreğine ilişkin mali sonuçlarına göre Apple, 83.4 milyar dolarlık bir gelir rekoru bildirmişti. 2021 yılında Apple, M1 destekli Mac serisi ve iPhone 13 serisi dahil olmak üzere şimdiye kadarki en güçlü ürünlerini piyasaya sürdü. 2022’ye 3 trilyon piyasa değeri ile güçlü adımlarla başlayan şirketin değerlemesi kısa bir süre sonra rekor seviyenin altına düştü.

Bundle, 2021’in iz bırakan olaylarını bir NFT koleksiyonu haline getirdi

Yılı benzersiz derlemelerle kapatmayı adet haline getiren popüler haber uygulaması Bundle, bu yıl da 2021’in önemli olaylarını paylaşılabilir yılbaşı kartı konseptli bir NFT koleksiyonu haline getirdi.

Biraz zorlu geçen 2021’e mümkün olduğunca gülümseyerek veda etmeyi amaçlayan proje, yılın iz bırakan olaylarını görselleştiriyor. Geleneksel yılbaşı tebrik kartı konseptinin ironik bir versiyonu diyebileceğimiz 2021 Hatıra Kartları, çoğunlukla 2021’in başımıza sardığı olumsuz olayları ve birkaç yüz güldüren anı ölümsüzleştiriyor.

2021’in iz bırakan olaylarını en çok okunan ve paylaşılan haberlerinden seçen proje aslında bir “Beğendiğini seç ve paylaş” mekanizması ile çalışıyor. Ancak 2021 Hatıra Kartları’nı güçlü içgörü ve stilize görseller dışında benzersiz kılan bir komponent daha var: Bir NFT projesi olması.

Bundle tarafından oluşturulan mikro siteye buradan ulaşabilirsiniz.

Proje kapsamında üretilen kartlar, 21 adetlik edisyonlar şeklinde NFT koleksiyonu haline getirildi ve OpenSea’de mint edildi. Tarihin ironik bir parçasına sahip olmak isteyenler, bu eserleri Bundle’ın OpenSea hesabında bulabilir.

2021 Hatıra Kartları, Bundle’ın deneyimsel çalışmalar ve değerli markalı içerikler hazırlayan kreatif stüdyosu Bundle Studio tarafından üretildi. Türkiye’nin en sevilen haber uygulaması Bundle, 20 ülkeden 22 farklı kategoride 13 binin üzerinde kaynak ile kullanıcılara kişisel haber akışlarını oluşturma imkanı sunuyor. Günün önemli gelişmelerini anlık bildirimlerle alan kullanıcılar, Bundle’da yılda 500 milyondan fazla içerik tüketiyor.