Ana Sayfa Blog Sayfa 371

Boğaziçi Üniversitesi ve fonbulucu iş birliği ile sağlık teknolojileri alanındaki girişimler fonlanacak

Türkiye’de paya dayalı kitle fonlama sistemini hayata geçiren ilk şirket olan fonbulucu ve iştirakleri, Boğaziçi Üniversitesi ile erken aşamadaki teknoloji girişimlerine destek vermek üzere katma değeri yüksek bir iş birliğine gitti.

İmzalanan protokol çerçevesinde; Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi’nin koordinasyonunda öncelikle İstanbul Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi (İSEK) ile Kandilli Yerleşkesi Bilim Teknoloji Binası bünyesine yürütülmekte olan Derin Teknoloji Üssünde ön kuluçka, kuluçka, hızlandırıcı programlarında yer alacak erken aşama ve derin teknoloji tabanlı girişimlerin finansmana kolay ve hızlı erişimleri, ticarileştirilmeleri ve bu alanlarda verilecek eğitimler fonbulucu tarafından yürütülecek.

Prokol; birlikte yatırım (co-invest) prensibi doğrultudunda üçüncü taraf yatırım kuruluşlarıyla yapılacak görüşmelerle bir yatırımcı havuzunun oluşturulması ve yönetilmesinin yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisinin kendi bünyesinde bir girişim sermayesi yatırım fonu kurmak istemesi durumunda tarafların gerekli destekleri vermesini de içeriyor. Protokol hükümleri; teknoloji girişimlerinin geliştirilmesine yönelik tecrübe ve bilgi birikiminin sağlanması amacıyla Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi ile fonbulucu ve iştirakleri Reinves Danışmanlık A.Ş., Maqasid Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş., Fonbulucu Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, Dijital Girişimcilik Eğitim ve Danışmanlık A.Ş.’nin mevcut olanakların ve sahip oldukları tüm araçların kullanılmasını kapsıyor.

“Sağlık ve biyoteknoloji alanlarında yeni unicornlar çıkaracağımıza inanıyoruz”

İmza töreninde yapılan iş birliğinin önemine değinen fonbulucu Kurucusu ve CEO’su Hakan Yıldız, “Boğaziçi Üniversitesi ile çok önemli bir iş birliğine imza attık. Zor ölçeklenebilen ve finansmana erişimde zorlanan biyoteknoloji ve sağlık teknolojisi alanlarındaki girişimcilerin ticarileşmesi ve finansmana kolaylıkla ulaşması için sahip olduğumuz tüm araçları seferber edeceğiz. Geldiğimiz noktada girişimlerimizin finansmanı hem kurumsal/bireysel yatırımcılarla, hem de halkımızın katıldığı pay arzlarla mümkün hale geldi. Son bir yılda 60 Milyon liraya yakın bir fonlama yaptık. Bu tutar hızla artıyor. Bu iş birliğimiz ile sağlık ve biyoteknoloji gibi girişimlerin zor ölçeklendiği bir alan için binlerce yatırımcının katıldığı bir yatırımcı havuzu oluşturacağız. Bu sayede yatırımcılar için birçok yatırım fırsatı da sunulacak. Ülkemiz girişimcilik ve yatırımcılık açısından önemli kaynaklara sahip. Bizim yaptığımız aslında geliştirdiğimiz bu yeni nesil araçlar ile girişimci ve yatırımcılar doğru, kolay, hızlı ve güvenli şekilde bir araya getirmek. Bu işte başarılıyız ve bu başarımızın Boğaziçi Üniversitesi girişimlerine çok büyük bir katkı sağlayacağına ve sağlık ve biyoteknoloji alanlarında yeni unicornlar çıkaracağımıza inanıyoruz.” dedi.

Biyoteknoloji, sağlık teknolojisi alanlarındaki girişimcileri yeni nesil araçlar ile buluşturuyoruz

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Naci İnci ise yaptığı açıklamada, “Boğaziçi Üniversitesi yine bir ilke imza atarak, fonbulucu ile birlikte öğrenci, öğretim üyesi ile mezunlarının ve özellikle biyoteknoloji, sağlık teknolojisi alanlarındaki girişimcilerin önünü açarak, girişimlerini geliştirmelerini sağlayacak yeni nesil araçlar ile onları buluşturuyoruz. Üniversitemiz bünyesinde Teknoloji Transfer Ofisi ve Derin Teknoloji Üssü gibi yapılar yoluyla, girişimcilerin desteklenmesi için oluşturduğumuz bu özgün yöntem ile hem yatırım sağlanacak hem de mentorluk desteği verilecek. Gelişen girişimlerden hem üniversitemiz hem de yatırımcılar faydalanacak” dedi.

Kolektif House, yazılım ve dijital dönüşüm şirketi Thinkerfox ve UX tasarım stüdyosu Spectailor’u satın aldı

Paylaşımlı ortak çalışma alanı Kolektif House, kısa süre önce yazılım ve dijital dönüşüm şirketi Thinkerfox ve UX tasarım stüdyosu Spectailor’u bünyesine katarak, artık yazılım üretiyor ve data odaklı çözümler sunuyor. Kolektif House bu satın almalarla kullanıcı deneyimini en üst seviyeye taşımayı hedefliyor.

“İşin geleceğini tasarlayan teknolojiler üretiyoruz.”

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Kolektif House Kurucu Ortağı ve CEO’su Ahmet Onur, bu yeni yatırımla birlikte Kolektif House’un sadece ofis çözüm ortağı olmaktan çıkıp, çalışmanın her alanında var olma hedefi doğrultusunda teknoloji üreten bir şirket olarak konumlanacağını vurguladı. Alanında uzman yazılım, data ve deneyim tasarımı uzmanlarını da ekibe eklediklerini belirten Ahmet Onur, kullanıcıları merkeze alarak dijital servis ağını genişleteceklerini, bu kapsamda iş kuran ve işini büyütmek isteyenlerin önünü açacak teknolojiler geliştireceklerini söyledi.

Ofis deneyimini uçtan uca dijitalleştirmek ve daha iyi bir kullanıcı deneyimi sunmak için ilk adım olarak operasyon sistemlerini üye platformlarını yeniden yazdıklarını ifade eden Ahmet Onur, şöyle konuştu: “Bunun yanı sıra web sitemizi güncelledik ve otonom, baştan sona dijital bir deneyim sunan e-ticaret altyapısı oluşturduk. Esnek çalışma çözümlerimiz artık herhangi bir e-ticaret platformunda olduğu gibi online olarak satın alınabilecek. Buna ek olarak online satın alım yapan kullanıcılar üyeliklerini de online olarak yönetebilecek ve ek günlük girişler ya da toplantı odası kullanımı satın alabilecek. Kısa bir süre sonra kullanıcılarımıza teknoloji altyapısıyla dünyada örneği olmayan bir ofis deneyimi de sunmaya başlayacağız. “Kullandığın kadar öde” sistemi üzerine inşa ettiğimiz yeni modelde kullanıcılar ihtiyacı olan her şeyi mobil telefonlarındaki uygulama sayesinde yönetebilecek. Kısacası, merkeze teknolojiyi aldığımız inovatif çözümlerimizle iş hayatının geleceğini tasarlamaya devam edeceğiz.” dedi.

Öte yandan araştırma şirketi CBRE’nin kısa süre önce açıkladığı “Türkiye’de Hazır Ofis Sektörü” raporuna göre Kolektif House’un kiralanabilir alan büyüklüğü açısından sektör lideri olduğuna vurgu yapan Ahmet Onur, “Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’deki hazır ofislerin yüzde 17’sine, İstanbul’daki hazır ofislerin ise yüzde 20’sine sahibiz. Kısa süre içinde Pazar payımızı yüzde 30’a taşımayı hedefliyoruz” dedi.

Heaventures’ın girişim geliştirme şirketi Heavendev, faaliyetlerine başladı

Dünyaya açılmak isteyen alanında uzman ve oyunu değiştirmek isteyen startup’lara maddi ve ayni akıllı yatırım desteği veren yerli yatırımcılık girişimi Heaventures‘in bir iştiraki olarak kurulan Heavendev, Heaventures kurucu ortakları Nurettin Şendoğan ve Utkan Şanda‘ın stratejik danışmanlığında; erken aşama girişimleri, kendi alanlarında dünyanın en iyi şirketleri haline getirmek üzere kurucuları Barbaros Bayram ve Kerem Kuralay liderliğinde yapılandı ve faaliyet gösteriyor.

Türkiye girişimcilik ekosisteminde başarıya ulaşma potansiyeli çok yüksek ve benzersiz fikirleri üreten girişimcilerin bir çoğunun teknoloji temelli ya da teknolojiye bağımlı ürünlerin tasarım, planlama ve geliştirme ihtiyacını karşılayacak bir kurucu ortağa sahip olmadığından fikri hayata geçirememiş olduğunu tespit olarak ele alan Utkan Şanda ve Nurettin Şendoğan’ın danışmanlığında ve yol göstericiliğinde kurulan Heavendev Girişim Geliştirme ekibi bu kapsamda desteğe ihtiyacı olan girişimleri ve girişimcileri başarıya götürmek üzere bir araya geldi.

“Dijital Know-How yatırımı yapıyoruz”

Kerem Kuralay ve Barbaros Bayram

Heavendev, yazılım üreten veya sunduğu deneyimin herhangi bir noktası yazılıma dokunan fikir, MVP, pre-growth aşamasındaki girişimlere dijital know-how yatırımı yapıyor. Aynı zamanda startupların büyüme için gerekli ölçeklenebilirlik ve sürdürülebilirlik gibi en önemli ihtiyaçlarına cevap verecek 360 derece ürün yönetimi ve etkin teknoloji mimari tasarımlarına sahip olabilmesine liderlik ediyor. Teknoloji ve Ürün Yönetimi Ekiplerinin kurulmasından, ürün stratejisinin belirlenmesine, geliştirme planından, ürün tasarım süreçlerinin yönetilmesine, uygulama geliştirme mimarisine kadar karar ve yapılandırma gereken konularda sorumluluk alıyor.

“Ürünün pazardaki müşteri ihtiyaçlarını anlayıp ona göre deneyim tasarlıyor ve hayata geçmesini sağlıyoruz”

Barbaros Bayram, ürün yönetimi ve ürün tasarımı konusunda bir çok ürün yönetimi ekibine liderlik ediyor. Kerem Kuralay ise teknolojilerin hayata geçmesindeki en önemli unsurlardan alt yapı mimarisi ve geliştirme standartları ile teknoloji tercihlerinin yapılması ve geliştirme ekiplerinin liderliğini üstleniyor. Şu ana kadar Uçtan Uca Tesis Yönetimi Platformu, Mobil ekipler için İş Yönetimi, on-line şirket kurma ve temsil hizmetleri yürüten global bir Registered Agent girişimi ve Organik Ürünler pazarında bir Online Satış ve Tedarik Zinciri uygulaması olmak üzere ürünlere çeşitli alanlarda girişimlere teknoloji kurucu ortağı olarak dahil olduklarını anlatan Barbaros Bayram;

“Ürünün pazardaki müşteri ihtiyaçlarını anlayıp ona göre deneyim tasarlıyor ve en doğru mimaride geliştirecek ekipleri kuruyor ve onlara liderlik ediyoruz.” diye konuştu. Fikirlerin doğru deneyim kurgusuna dönüştürecek doğru teknolojik kurguyu hayata geçirdiklerini söyleyen Kerem Kuralay ise “Agile geliştirme prensiplerini startup’a adapte edip Heavendev modelini Girişimlerin Teknoloji ve Ürün kurucu ortağı olarak uyguluyoruz.” dedi.

Lityum iyon pillerin geri dönüştürücüsü Li-Cycle, 200 milyon dolar yatırım aldı

Lityum iyon pillerin geri dönüşümünü sağlayan Kanada merkezli Li-Cycle, elektrikli araç endüstrisi için pil metalleri tedarik eden Glencore‘dan 200 milyon dolar yatırım aldığını açıkladı. Li-Cycle ayrıca, Glencore ile stratejik ortalık kurduğunu paylaştı. Bu ortaklık kapsamında iki şirket, müşterilerine geri dönüştürülmüş metal ihtiyaçları için daha iyi bir yaklaşım sağlayarak EV pil tedarik zincirine daha iyi hizmet etmeyi planlıyor.

Şarj edilebilir lityum iyon pilleri, otomotiv sektörünün yanı sıra, enerji depolama, tüketici elektroniği ve diğer endüstriyel ve ev uygulamalarında önemli ölçüde enerji sağlıyor. Ulaşım sektörünün elektrifikasyonu benimsemesi, insan kaynaklı iklim değişikliği baskılarını azaltmak için önemli bir yere sahip. Özellikle ABD sera gazı emisyonlarına en büyük katkıda bulunan ülkelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz hafta Biden yönetimi, elektrikli araçlar için yerli pil üretimini artırmak ve pil geri dönüşüm tesisleri kurmak için 3 milyar dolarlık bir fon sunduğunu açıklamıştı.

2016 yılında, Kanada’da Ajay Kochhar ve Tim Johnston tarafından kurulan Li-Cycle, bir yandan da lityum iyon pillerin geri dönüştürülmesini sağlayarak pillerin kullanım ömrü için bir çözüm sunar. Ayrıca, kritik pil malzemeleri için ikincil bir tedarik hizmeti sunar.

Li-Cycle ve Glencore arasındaki stratejik ortaklık kapsamında Glencore, her türlü üretim ömrünü tamamlamış lityum iyon pilleri Li-Cycle’a tedarik edecek. Li-Cycle Kurucu Ortağı ve CEO’su Ajay Kochhar, “Bu anlaşma, lityum iyon pil tedarik hizmetimizi ve hammadde kaynaklarımızı daha da güvence altına alıyor, çeşitlendiriyor ve ağ genişletmemizi Kuzey Amerika ve Avrupa’da rekabetçi bir şekilde konumlandırıyor” sözlerine yer verdiği bir açıklama yaptı.

Talep üzerine üretim çözümlerine odaklanan Fictiv, 100 milyon dolar yatırım aldı

Talep üzerine üretim çözümlerine odaklanan Fictiv, E Serisi finansman turunda 100 milyon dolar yatırım aldığını duyuran bir açıklama yaptı. Activate Capital liderliğindeki finansman turu, yeni yatırımcılar Angeleno Group, Cross Creek ve The Westly Group ile Accel, Bill Gates, G2 Venture Partners ve Standard Investments gibi mevcut kurumsal yatırımcıları içeriyor.

Tedarik zincirindeki sorunlar tüm dünyada devam ediyor ve ve dünya genelinde fabrikaların kapanmasına neden oluyor. Bulut tabanlı ve dijitalleştirilmiş üretime yönelik talep hızla artmaya devam ediyor. 2013 yılında kurulan Fictiv, bugüne kadar Honeywell, RBC Bearings ve Gecko Robotics dahil 3.000’den fazla ürün şirketine 19 milyondan fazla mekanik parça sağladığını söylüyor. Fictiv, kuruluşundan bu yana katlanarak büyüdü. 2021’de Fictiv, ana gelirinde yıldan yıla %100 büyüme ve çalışan sayısında ise %81 büyüme gördü.

Instant Pricing thumbnail

Üretim şirketlerindeki mühendisler için sipariş vermeyi kolaylaştıran girişim, yalnızca tedarik sürecini kolaylaştırmakla kalmaz. Aynı zamanda diğer uçta kullanılmayan üretim kapasitesini doldurmaya yardımcı olur. Şirket, mühendislerin teklif verip, sipariş edebildikleri ve yüzlerce üretim tesisi arasında dağıtılan işin ilerlemesini takip edebilecekleri tek bir arayüz sağlıyor.

Fictiv, proje sunan mühendisler için müşteri deneyimini geliştirmenin yanı sıra, ABD, Çin ve Hindistan’da genişlemeyi hedefliyor. Kuruluşundan bu yana büyümesini sürdüren şirketin şu anda ABD, Çin ve Hindistan’da yaklaşık 250 çalışanı var. Mevcut E Serisi finansman turu, kurulduğu 2013 yılından bu yana Fictiv’e yapılan toplam yatırımı 192 milyon dolar seviyesine getirdi.

Super App olma yolunda ilerleyen getir, yeni GetirAraç hizmetini duyurdu

Yemek, çarşı, su, market alışverişi, taksi ve son olarak da sunduğu hizmetler arasına kategorisini ekleyen getir, bugün bir yenisini daha duyurdu.

Araç kiralama hizmeti: GetirAraç

Biliyorsunuz aldığı yatırımlar ve sunduğu yenilikler ile sık sık gündeme gelen getir‘in geçtiğimiz yılın ikinci yarısında MOOV‘un yüzde 75 hissesini yaklaşık 23 milyon dolar satın alacağı dile getirilmişti ve bununla ilgili de bazı kaynakları sizlere aktarmıştık.

Şimdi bugün görüyoruz ki şirket, bu satın almanın ilk tohumlarını vermeye başladı ve uygulama içerisine GetirAraç hizmetini kullanıcılara açtı. Daha geçtiğimiz Nisan ayı içerisinde bölgedeki işverenlere ile iş arayanları buluşturan Getirİş‘i duyurmuştu.

Görüyoruzki getir, yaptığı şirket satın almalarıyla birlikte, o şirketlerin bilgi birikimi ve teknolojisini kullanarak kendi uygulaması içerisine ekliyor. Yeni satın almalarla da artık ne hizmet ekleneceğini bilmek zor olmayacak. Şu an ise N11.com konusunda ne tür bir hizmet vereceğini bekliyoruz. Muhtemelen N11’deki mağazalardan verilen siparişleri aynı gün veya ertesi gün teslim edecek.

GetirAraç hizmeti ile uygulama üzerinden müsait olan bulunduğu noktadan kiralamaya başlayabiliyor ve yine uygulamadaki haritadan görebileceğiniz hizmet bölgesinde istediğiniz noktaya bırakabiliyorsunuz. Anahtarlar aracın içinde bulunuyor, siz aracın yanına geldiğinizde uygulama içerisinde kapıları açabiliyorsunuz.

Şu an için dakikalık ücret 2,95 TL olarak belirlenmiş. Araçları günlük olarak da ortalama 1770 TL‘den 250 km dahil bir şekilde kiralayabiliyorsunuz.

Yeniliklerini duyurmaya devam eden getir‘den beklentimiz, C2C iş modeli ile kişiden kişiye kurye teslimat hizmetidir. Bundan sonraki olmasa da, bu da yakındır.

Sağlık sektöründe şimdi al sonra öde modeli sunan Walnut, 110 milyon dolar yatırım aldı

“Şimdi al, sonra öde” modelini sağlık sektörüne getirmek için faaliyet gösteren ABD merkezli Walnut, A Serisi finansman turunda 110 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Tur, 10 milyon dolarlık öz sermaye finansmanı ve 100 milyon dolarlık borç finansmanından oluşuyor. Yatırım turu, Gradient Ventures tarafından yönetildi. Newark Ventures, Afore Capital ve 2048 Ventures dahil mevcut yatırımcıların yanı sıra, AngelList, Weekend Fund, Company Ventures, Banana Capital, Goodwater Capital ve Muse Capital gibi yeni yatırımcılar da katılım sağladı.

2020 yılında Roshan Patel ve Yash Joshi tarafından kurulan Walnut, ABD’de sağlık hizmetleri için ödeme yapmanın zorluklarını ele almaya odaklanıyor. Hastaların ihtiyaç duydukları anda hizmet alabilmeleri için binlerce dolar ödeme yapmaları gerekiyor. Walnut’ın paylaştığı verilere göre ülkenin yarısından fazlasının sağlık hizmetine borcu var ve 60 milyondan fazla Amerikalı, maliyet endişeleri nedeniyle her yıl sağlık bakımını aksatıyor. Bu sorunlara odaklanan Walnut, uygun fiyatlı sağlık hizmetlerine erişimi artırmak istiyor.

Şirket, hastaların masraflarını zamana yaymalarını sağlayarak bakım almalarına yardımcı olan basit bir fintech ürünü sunuyor. “Şimdi al, sonra öde” modeli olarak bilinen bu ödeme modelinde hastaların aylık taksitler halinde ödeme yapmaları sağlanır. Walnut, şu anda sağlık bakımında birçok farklı uzmanlık alanına hizmet verdiğini söylüyor. Hastalar doğrudan sağlık merkezlerine gidebiliyor. Ödeme zamanı geldiğinde Walnut, çevrimiçi veya çevrimdışı olsun, ödeme sürecine sorunsuz bir şekilde entegre oluyor.

50’den fazla sağlık hizmeti sağlayıcısına hizmet veren Walnut, 15 kişiden oluşan ekibini 2022’nin sonuna kadar üç katına çıkarmayı planlıyor.

Shopify, e-ticaret teslimat şirketi Deliverr’ı 2.1 milyar dolara satın aldı

E-ticaret şirketi Shopify, San Francisco merkezli e-ticaret teslimat şirketi olan Deliverr‘ı 2.1 milyar dolar nakit ve hisse senedi karşılığında satın aldığını duyuran bir açıklama yaptı.

Nisan ayında söylenti olarak karşımıza çıkan satın alma iddiaları, Shopify’ın kurucusu ve CEO’su Tobi Lütke tarafından yapılan açıklama ile doğrulandı. Deliverr’ın satın alınması, Shopify tarihinin en büyük satın alımını işaret ediyor. Lütke, şirketin milyonlarca satıcısı için uçtan uca bir lojistik platformu oluşturmasını sağlayacağını söylüyor. Shopify bünyesindeki milyonlarca satıcı, Shopify Fulfillment Network (SFN) ve Deliverr’ın birleşmesinin ardından hızlı ve kolay sipariş karşılamanın yollarına erişebilecek.

Geçtiğimiz kasım ayında 250 milyon dolar yatırım alarak 2 milyar dolar değerlemeye ulaşan Deliverr, halihazırda Shopify, Walmart, Amazon, eBay ve Target gibi platformlarda sipariş karşılama hizmetleri sağlıyor. Birden fazla kanalda satış yapan şirketlerden küçük işletmelere kadar çok sayıda markanın e-ticaret teslimatlarını gerçekleştiriyor. 2017 yılında Harish Abbott ve Michael Krakaris tarafından ortaklaşa kurulan Deliverr, Shopify tarafından satın alımından önce toplam 490,9 milyon dolar yatırım aldı.

Aynı gün veya ertesi gün teslimat yapan Deliverr, her satıcı için tedarik zinciri sorunlarını ortadan kaldırmada önemli bir rol oynayacak. Shopify Fulfillment Network (SFN) ve Deliverr, ertesi gün teslimat seçenekleri sunan yeni bir hizmet olan Shop Promise’ı güçlendirecek.

Deliverr ve SFN ile satıcılar, Shopify kullansın ya da kullanmasın lojistik maliyetlerini azaltabilecek. Birden fazla kanaldan satış yapan satıcılar, basitleştirilmiş bir yönetim platformuna erişim sağlayabilecek. Amazon, eBay, Etsy ve Walmart dahil pazar yerlerinin yanı sıra, Google, Facebook, Instagram ve TikTok gibi platformlar dahil olacak.

TikTok, reklam gelirlerini içerik üreticilerle paylaşmaya başlayacağı yeni bir program tanıttı

Dünyanın en popüler sosyal medya platformlarından olan TikTok, içerik üreticileri için yeni para kazanma yolları sunmaya hazırlanıyor. YouTube’un içerik üreticilere ödeme yapma modelini yansıtan TikTok’un yeni adımı, TikTok Pulse adında yeni bir program ile karşımıza çıkıyor.

Şirket, bir blog gönderisinde yaptığı açıklamada TikTok Pulse adında yeni bir programı tanıttı. Bu program, markaların “TikTok’ta eğlence ve kültürün nabzını tutmasına yardımcı olmak için” reklam verenlerin markalarını en iyi videoların yanına iliştirmesine olanak tanıyacak. Yani TikTok, Sizin İçin akışında yer alan trend içeriklere markaların reklamlarını yerleştirecek. TikTok Pulse, videoları belirli reklamlarla birlikte yayınlandığında en iyi ve başarılı içerik üreticilerle reklam gelirinin bir kısmının paylaşılmasını sağlayacak.

Şirket, yaptığı açıklamada, reklamların “TikTok’taki tüm videoların en iyi %4’ünün” arasına özel olarak yerleştireceğini ve markaların görünürlüğünü artıracağını belirtti. Ancak, her içerik üreticisi TikTok Pulse adlı program kapsamında ödeme almaya yetkin olmayacak. TikTok’a göre programın ilk aşamasında en az 100.000 takipçisi olan içerik üreticileri ve yayıncılar, videoları eklendiğinde bir gelir kesintisi almaya hak kazanacak.

TikTok’un bugüne kadar içerik üreticileri teşvik etmesinin en önemli ve ana yolu belirli kullanıcılara videolarının popülaritesine göre ödeme yapan Creator Fund programıydı. Creator Fund ile şirket, görüntüleme sayısı, bu görünümlerin gerçekliği ve izleyenlerin içeriğe katılımı gibi birçok faktörü göz önünde bulundurarak üreticilere ödeme yapıyor. Tüm içerik üreticilerinin sevdikleri şeyi yaparak para kazanma ve tutkularını geçim kaynağına dönüştürme fırsatına sahip olmalarını istediğini söyleyen şirket, TikTok Pulse adlı program ile yeni bir döneme girdiğinin sinyallerini vermiş oldu.

Starbucks, dijital bir topluluk oluşturmak için NFT koleksiyonu sunmaya hazırlanıyor

Dünyanın en büyük kahve zinciri Starbucks, dijital koleksiyon sahiplerine özel içerik deneyimlerine ve diğer avantajlara erişim sağladığı NFT koleksiyonunun lansmanı ile web3 alanına girme planlarını açıkladı. Starbucks, NFT ile dijital bir topluluk oluşturmak ve özel avantajlar sunmak istiyor.

Starbucks CEO’su Howard Schultz, çarşamba günü yatırımcılara 2022 mali yılının ikinci çeyreğine ilişkin kazanç raporunu sunduğu bir açıklama yaptı. Bu açıklamada planlarından bahseden Schultz, web3 ve NFT’lere ilişkin gelişen teknoloji ve talebin öneminden bahsetti. Şirket, NFT topluluğunu “çevresel olarak sürdürülebilir” bir web3 platformu üzerine kuracağını belirtti. Böylece Starbucks, bu kararın mevcut sürdürülebilirlik taahhütleriyle daha da uyumlu olmasını sağlamak istediğinin altını çizdi.

Şirket, ilk NFT koleksiyonunun nasıl görüneceğine veya kimler tarafından tasarlanacaklarına dair bir açıklama yapmadı. Konuyla ilgili olarak Starbucks, bir blog gönderisinde, dijital koleksiyon ürünlerinin özel avantajlar sunacağı bir plan üzerinde çalıştığının sinyallerini verdi.

Şirket, blog gönderisinde yaptığı açıklamada, “Bu yıl kahve sanatına ve hikaye anlatımına dayalı ilk NFT koleksiyonumuz, üyeliğimiz ve topluluğumuzla başlamayı planlıyoruz” sözlerine yer verdi. Yatırımcılara sunulan kazanç raporunda yatırımcılar, Starbucks’ın yeni NFT girişimiyle ilgili çok fazla soru sormadı. Yatırımcılar, sendikalaşma çabaları, hisse geri alımlarının askıya alınması ve Çin’deki kayıplar gibi daha önemli gördükleri sorunlara odaklandılar.

Kahve devi, yeni COVID karantinaları nedeniyle Çin’deki kayıplara rağmen, ikinci çeyrek gelir beklentilerini karşıladı. 2022 ikinci çeyrek net geliri, 674,5 milyon dolar seviyesine geldi.