Ana Sayfa Blog Sayfa 340

Gana merkezli tarım girişimi Farmerline, Oikocredit’ten 1.5 milyon dolar yatırım aldı

2013 yılında Gana’da kurulan agtech girişimi Farmerline, Hollanda merkezli Oikocredit‘ten 1.5 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Nisan ayında 13 milyon dolar yatırım alan Farmerline’ın yeni yatırımla beraber müşterilerine daha iyi bir deneyim sunacak.

Girişim, yapay zeka teknolojisinin ve yerel altyapının konuşlandırılması yoluyla kıtadaki çiftçilerin ürünlerindeki verimini artırmak ve çiftçilik maliyetini azaltmak için tarım işletmelerine tedarik zincirini güçlendirmeyi planlıyor.

Alloysius Attah ve Emmanuel Owusu Addai ortaklığında kurulan Farmerline , gübre ve tohum dahil olmak üzere yüksek kaliteli kaynaklara erişim sağlamak için genellikle çiftçilerin ilk noktası olan tarımsal satıcılarla iş birliği yaparak çalışmalarını sürdürüyor. Girişimin ortaklık kurduğu satıcılar, müşterilerine dijitalleşmeyi öğretmek, arz-talep dengesini sağlamak ve stok yönetimini sorunsuz yürütebilmek için yapay zeka destekli Megdata‘yı kullanıyorlar. Tüm bu veriler sayesinde satıcılara verilecek kredi tutarı da hızlıca hesaplanabiliyor.

Kuruculardan Alloysius Attah, “Oikocredit’in desteğiyle dağıtım, lojistik ve finansman hizmetlerimiz sadece Gana’da değil, yakın zamanda genişletme sürecine başladığımız Fildişi Sahili’nde de devam edecek. Gübre fiyatları dört kattan fazla ve Ukrayna’daki çatışma küresel gıda güvenliği zorluklarını artırdığından, bu yatırım çok önemli.” dedi.

Farmerline, sistemiyle beraber çiftçiler ve uygulamadaki satıcılar vasıtasıyla şimdiye kadar yaklaşık 18 milyon dolar değerinde işlem yapıldığını belirtti. 2019 yılında 8.000 çiftçiye erişen girişim, 2019’da 36.00 çiftçiye erişirken geçtiğimiz sene iki katın üzerinde büyüme gerçekleştirerek toplamda 79.000 çiftçiye erişti. 2022 yılında Farmarline, yaklaşık %400 artışla 300.000 çiftçiye ulaşmayı hedeflediğini açıkladı.

Yapay zeka destekli inşaat girişimi Disperse, 16 milyon dolar yatırım aldı

İngiltere merkezli inşaat teknolojileri üzerinde çalışmalar yapan Disperse, 16 milyon dolar yatırım aldı. 2015 yılında kurulan girişim, müşterilerinin nerede olduğu fark etmeden işin ilerlemesini görsel anlık görüntüler de dahil olmak üzere tüm inşaat sahasının dijital bir versiyonunun sorunsuz bir şekilde oluşturulması sağlanıyor.

Disperse’in sunduğu yapay zeka destekli sistem sayesinde projede yer alan yetkililerin çalışmalara kolayca ulaşması ve şantiyelerden verilerin toplanması sağlanıyor. Sistem oldukça kolay bir şekilde çalışıyor. İnşaat sahasında çalışan herhangi bir görevlinin düzenli aralıklarla 360° kamera ile dolaşması yeterli oluyor. Ortaya çıkan görüntüler, görselleri işleyen ve anlamak için bilgisayarlı görme tekniklerini uygulayan Disperse platformuna doğrudan aktarılıyor. Bu sayede işin hangi aşamada olduğu sürecin nasıl ilerlediği ve bir sorun varsa nasıl düzelebileceği otomatik olarak ortaya çıkıyor.

Disperse, bir inşaat projesine yer alan tüm unsurları, çizimleri, planları, inşaat çizelgelerini ve projede yer alan birçok şeyin dijital olarak yer almasına, riski azaltmasına ve herkesin aynı anda bilgilere sahip olmasını sağlamaya yardımcı oluyor.

Disperse’in yatırım turunu 2150 yönetirken Northzone ve Kindred Capital gibi yatırımcılar da tura katılım sağladı. Girişimin ekibi Londra, New York, Saraybosna, Mostar ve İslamabad’da çalışmalar yapıyor.

 

Verve Ventures, Galata Business Angels iş birliği ile Türkiye yatırım ekosistemine açılıyor

Bugüne kadar 140 girişime 220 milyon Euro’dan fazla yatırım yapan İsviçre merkezli Verve Ventures, çeşitli kategorilerde Avrupa’nın en aktif on girişim sermayesi arasında yer alırken, girişimler için topladığı tur bazlı sendikasyonlar ile karşımıza çıkıyor.

2010 yılında kurulan Verve Ventures, sadece 2022’de de 70 milyon euro’dan fazla yatırım yapmayı ve portföyünü 150’ye çıkarmayı planlıyor.

Türkiye’nin önde gelen melek yatırım ağı Galata Business Angels ile varılan anlaşma neticesinde, Verve Ventures yatırım fırsatlarını, başta GBA üyeleri ve tüm Türk melek yatırımcılarla paylaşmaya başlayacak. Türk melek yatırımcıları, Verve Ventures’ın platformu üzerinden yatırımlarını çeşitlendirerek Avrupa’da farklı bölge, sektör ve aşamalarda olan girişimler arasından yatırım yapabilme olanağına erişiyor.

Hali hazırda; Finlandiya, Çekya, Estonya, Lüksemburg ve Belçika‘daki melek yatırımcı ağları ile iş birlikleri olan Verve Ventures, Zürih, Paris ve Berlin’de yerleşik toplam 50 kişilik uzmanlıkları fizik, bio-teknoloji, mühendislik ve yazılım kapsayan ekibiyle filtreden geçirdiği girişimleri yatırımcılarına sunuyor.

Verve Ventures’ın uluslararası büyümesinden sorumlu Chris Gay-Crosier, “Verve Ventures, Avrupa çapındaki girişimler için ve umarım yakında Türkiye’dekiler için de yalnızca sermayeye değil, aynı zamanda deneyimli eski girişimci ve yöneticilerden oluşan bir ağa da erişim sunuyor. Türkiye’nin startup ekosistemi, yakın geçmişte muhteşem bir büyüme kaydetti. En başarılı şirketleri dünyanın her yerinden yatırımcılar tarafından finanse edildi. Türkiye, büyük bir yetenek havuzuna sahip ve yeni fikirlerin yeşerdiği bir kozmopolit merkez. Bu son derece dinamik ortam ile portföy girişimlerimiz ve yatırımcı ağımız arasındaki bağı, katılan herkesin yararı için derinleştirmek istiyoruz” dedi.

GBA genel müdürü Ata Uzunhasan da iki kuruluş arasındaki iş birliğinin öneminin altını çizerken, “Melek yatırımcılar için portföy çeşitlendirmesi şart. Genellikle çeşitlendirme, farklı sektörlere yatırım yapılarak sağlanıyor. Verve Ventures sayesinde Türkiye’deki melek yatırımcılar, çeşitlendirme amacıyla portföylerine, Avrupa’daki farklı bölgelerdeki ya da ileri aşamalardaki girişimleri ekleyebilecekler. Güvenilir bir ortak olmadan, uluslararası yatırım yapmak çok riskli. Ayrıca, sınırlı sermayesi olan melek yatırımcı için B serisine ve daha fazlasına yatırım yapmak neredeyse imkansız. Bu iki sorun, Verve Ventures’ın değer önerisi ile kolayca çözülüyor. Böylece, Türk melek yatırımcılarının portföyü daha çeşitlenmiş, güvenli ve “yüksek getirili” olacak” dedi. Ayrıca GBA aracılığıyla Verve Ventures’a ulaşan Türk girişimlerinin görünürlüğünün artacağını vurguladı.

Verve Ventures’ın yatırım portföyü, insurtech unicorn’u Wefox, doğrudan hava yakalama teknolojisine sahip girişim Climeworks ve Kiva’yı Amazon’a 775 milyon dolara satan girişimci tarafından kurulmuş olan drone girişimi Verity gibi bazı iyi bilinen girişimleri içeriyor. Verve Ventures, yalnızca 2021’de, ikisi halka arz olan on başarılı exit gerçekleştirdi. Verve Ventures, özel ve kurumsal yatırımcılar için doğrudan yatırım fırsatları ve fonlar sunmaktadır.

Netflix, ikinci mobil oyun stüdyosunu Helsinki’de kurdu

Popüler içerik platformu Netflix, kullanıcılarını oyun oynamaya yönlendirmek için çalışmalarını sürdürüyor. Eğlence sektöründe varlığını iyiden iyiye hissettirmek isteyen içerik devi, Finlandiya’nın Helsinki kentinde ikinci bir mobil oyun stüdyosu açtı.

Netflix Oyun Stüdyoları Başkan Yardımcısı Amir Rahimi yaptığı açıklamada, yeni stüdyonun başına daha önce Zynga ve EA gibi pazarın öncü şirketlerinde yöneticilik yapmış olan Marko Lastikka‘nın geldiğini açıkladı. Netflix’in küresel çapta gerileme yaşamasına rağmen oyun pazarında varlığını sürdürmek istediği görülüyor.

Amir Rahimi, “Reklamsız ve uygulama içi satın alma olmadan çeşitli keyifli ve son derece ilgi çekici orijinal oyunları dünyanın dört bir yanındaki yüz milyonlarca üyemize sunacağız. Bu konuda birinci sınıf bir oyun stüdyosu oluşturmak, vizyonumuzdaki bir başka adım oluyor.” dedi.

Rahimi, Netflix’in satın aldığı Next Games ile beraber Supercell gibi dünyanın en iyi oyun stüdyolarının Helsinki’de çalışmalarını yürüttüğü için ikinci stüdyoyu burada açmaya karar verdiğini belirtti. Ayrıca Amir Rahimi, “Netflix’te harika bir oyun deneyimi sunmak için yapacak daha çok işimiz var. Bir oyun yaratmak yıllar alabilir, bu yüzden ilk yılımızda oyun stüdyolarımızın temellerini istikrarlı bir şekilde nasıl inşa ettiğimizi görmekten gurur duyuyorum ve önümüzdeki yıllarda ürettiklerimizi paylaşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.” dedi.

Afrika’daki restoranlar için gıda tedariki sağlayan Vendease, 30 milyon dolar yatırım aldı

Afrika’daki restoranların müşterilerine hitap edebilmek için malzeme satın almasına, finansal hizmetlere kolayca erişmesine ve işletme içi operasyonlarını güçlendirmesine yardımcı olan Vendease, 30 milyon dolar yatırım aldı. Girişim, yatırımla beraber Nijerya ve Gana’daki faaliyetlerini büyütmek ve operasyonlarını genişletecek.

YC destekli gıda tedarik platformu, Seri A yatırım turunda 20 milyon dolar sermaye ve 10 milyon dolar borç turu düzenlendi. Yatırım turu, TLcom ve Partech tarafından ortaklaşa düzenlendi. Tura VentureSouq, Hustle fund, Hack VC, GFR Fund, Kube VC, Magic Fund ve Kairos Angels da katıldı.

Afrika’nın restoranları ve gıda işletmeleri, kıtada her gün 700 milyon insana yemek çıkarıyor. Ancak işletmeler, pahalı ve güvenilmez tedarik zincirleri ve tedarik verilerine sınırlı erişim sebebiyle yılda 100 milyar dolar kaybediyor.

Vendease’in dijital tedarik uygulaması, Nijerya ve Gana’daki 8 şehirde bulunan restoranların ihtiyacı olan ürünlere kolayca ulaşmasına yardımcı oluyor. Uygulama sayesinde 12 saat garantili teslimat ile açık piyasa fiyatlarından çok daha ucuza gıda malzemeleri satın almalarını kolaylaşıyor. Şirket, çiftlikten restorana gıda akışını otomatikleştiren, doğru veri dağıtımı yoluyla değer zinciri boyunca iş operasyonlarını optimize eden, israfı azaltan ve kârlılığı artıran bir işletim sistemi kuruyor. Restoran sahiplerinin uygulamayı indirmeleri, birkaç tıklamayla kayıt işlemini tamamlamaları sonucunda Vendease platformunun tüm avantajlarına kolayca erişebiliyor.

Girişim, işletmelerin büyümesi için çeşitli avantajlar da sunuyor. Vendease’in Şimdi Al-Daha Sonra Öde teklifi aracılığıyla işletmeler bütçe yönetimini kendilerine en uygun hale getiriyor.

Devam eden enflasyon krizi ve gıda arzındaki küresel kıtlığa rağmen, Vendease’in çözümleri kullanıcılar için önemli tasarruflar ve stok seviyeleri için istikrar sağladı. Son 12 ayda Vendease, platformu aracılığıyla 400.000 metrik tondan fazla gıdayı taşıdı. Ayrıca kullanıcılarının uygulama içinde 2 milyon dolardan fazla ürün satımı gerçekleştirdiği de açıklandı. Girişim sayesinde fazladan stoklamadan kaynaklanan israf, 485.000 dolar azaldı.

Vendease, son 12 ayda platformundaki kullanıcı sayısında 3 kat, gelirinde 5 kat artış sağladı. Yeni yatırımla beraber girişimin sunduğu hizmetlerin Afrika genelinde daha fazla restoran ve gıda işletmesine ulaşması planlanıyor.

Yerli teknoloji şirketi OPLOG, Esas Private Equity’den 11 milyon Euro yatırım aldı

Günümüzde markaların büyümesinin ardında kusursuz omni-kanal fulfillment (B2B ve e-ticaret lojistiği) deneyimi yatıyor. Yazılım ve robotik destekli fulfillment hizmeti sağlayan yerli teknoloji şirketi OPLOG, akıllı depolarında ürünleri stoklayarak siparişlerinizi hazırlıyor ve teslimat süreçlerini yöneterek markalara “uçtan uca fulfillment” hizmeti sağlıyor.

Yazılım ve robotik destekli omni-kanal fulfillment (B2B ve e-ticaret lojistiği) hizmeti sayesinde firmaların operasyonlarını avantajlı maliyetler ile yönetmesini sağlayan teknoloji şirketi OPLOG, çıktığı ilk yatırım turunda, yerli girişimler arasında bu yılın en büyük yatırımlarından birini aldı.

Getir, Insider, Libra ve Appsilon gibi önde gelen Türk girişimlerine yatırım yapmış olan Esas Private Equity liderliğinde gerçekleşen 11 milyon Euro tutarındaki yeni yatırım, hizmet ağının ilk etapta Avrupa’ya yayılmasında ve Türk robotu “TARQAN”ın dünyaya açılmasında kullanılacak. OPLOG yıl sonuna kadar, Avrupa’daki ilk pazarı İngiltere’de, robotik destekli fulfillment hizmeti vereceği bir depo açacak. Bu sayede 2023’te Amazon dışında Avrupa’da fulfillment merkezlerinde kendi ürettiği patentli robotik teknolojileri kullanan tek fulfillment şirketi olacak. Aynı zamanda Türkiye’den İngiltere ve Avrupa pazarına açılmak isteyen markalara da hizmet vermeye başlayacak.

OPLOG, ölçeklenebilir iş modelini dünyaya taşıyor

2013 yılında kurulan OPLOG’un geliştirdiği yazılım ve robotu ile Rossmann, Tupperware, Sony, E-Çanta, Touché Privé gibi kendi sektörünün önde gelen markalarının fulfillment operasyonlarını yönettiklerini belirten OPLOG Kurucusu ve CEO’su Halit Develioğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Pandemi sonrası dönemde e-ticaretteki yavaşlamaya rağmen, yıllık bazda sipariş karşılama oranında %91 artış gözlemledik. 300’ün üzerinde çalışanımız, mühendislik gücümüz ve fulfillment alanındaki deneyimimizle geliştirdiğimiz teknolojimizi, Esas Private Equity gibi önemli bir özel sermaye şirketi ile birlikte dünyaya açacak olmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu dokuz yılda tamamen öz kaynaklarımızla ölçeklenebilir ve büyümeye açık bir yapıya kavuşturduğumuz iş modelimizi, aldığımız yatırımla başta Avrupa pazarı olmak üzere dünyaya taşıyacağız. İlk etapta Avrupa’daki 10 ülkede tamamen kendimize ait fulfillment depoları açmayı hedefliyoruz. Yeni açılacak depolar ile birlikte binin üzerinde kişiye istihdam sağlayacağız. Aramıza katılacak yeni ekip arkadaşlarımızın yüzde 30’undan fazlası ise teknoloji ve yazılım kadromuza dahil olacak” dedi.

“Türkiye’nin yüksek teknoloji ihracatı payını artırmaya katkı sunuyoruz”

Dünyada kendi robotunu üreten ilk ve tek fulfillment şirketi olduklarını ifade eden Develioğlu, “Kargo firmaları ve e-ticaret pazar yerleri ile entegre çalışan yazılımımız ile sipariş yönetiminin tek platform üzerinden yapılmasını sağlarken, kendi ürettiğimiz lojistik robotumuz TARQAN ile sipariş karşılama hızı ve doğruluğu alanlarında standartları yeniden belirliyoruz. Aldığımız yatırımla birlikte en önemli hedeflerimizden biri de TARQAN’ı dünyaya açmak olacak. Fulfillment alanında Türkiye’den dünyaya teknoloji ihraç ederken, ülkemizin yüksek teknoloji ihracatı payını artırmaya da katkı sunacağız” diye konuştu.

“OPLOG’un global e-ticaret sektöründe yaratacağı etkide pay sahibi olmaktan mutluluk duyuyoruz”

OPLOG’a olan yatırımları ile ilgili Esas Private Equity, şunları belirtti: “Türk teknoloji startup ekosisteminin her geçen gün güçlendiğinin önemli bir örneği olan OPLOG’a yatırım yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Halit Develioğlu’nun e-ticaretin geleceği hakkındaki vizyonu ve OPLOG’un yazılım ve robotik teknolojilerinin lojistik içerisinde yer alması için göstermiş olduğu gayretler, yaptığımız bu yatırımın değerini artırıyor. Lojistiğin geleceğini OPLOG ile birlikte şekillendirecek olmaktan heyecan duyuyoruz.”

Samsung, Hindistan için iki farklı kredi kartını kullanıma sundu

Güney Koreli teknoloji devi Samsung, dünyanın en büyük ikinci internet pazarı Hindistan için iki farklı kredi kartını kullanıma sundu. 50’den fazla şirketin yer aldığı Hindistan pazarında rekabetin daha da kızışacağı tahmin ediliyor.

Samsung Axis Bank adıyla gelen kredi kartları için şirket, Mumbai merkezli Axis Bank ve global ödeme işlemcisi Visa ile ortaklık kurduğunu açıkladı. Şirket yetkilileri, Yeni Delhi’de düzenlenen etkinlikte, Samsung ürünlerini ve hizmetlerini bu iki kartla birlikte satın alan tüketicilerin “yıl boyunca” %10’luk bir geri ödeme alacağını söyledi. Geri ödemenin Signature kart için yıllık 10.000 Hindistan rupisi (123$) ve Infinite kart için de 20.000 Hindistan rupisi (246$) ile sınırlı olduğu açıklandı.

Hindistan’ın en büyük ikinci akıllı telefon satıcısı olan Samsung, müşterilerine kredi kartlarıyla “heyecan verici” alışveriş ve ödeme seçenekleri de sunacağını söyledi. Yöneticilerin yaptığı açıklamalara göre kredi kartlarının özellikle daha küçük Hint şehir ve kasabalarındaki tüketicilere hizmet edecek.

Samsung’un Hindistan’da bankacılık sektörüne giriş yapması oldukça riskli görünse de pazardaki fırsatları en iyi şekilde değerlendireceği tahmin ediliyor. Müşteriler, kartları aracılığıyla yaptıkları harcamalar için ödüller kazanacak ve yemek dağıtım hizmeti Zomato, moda e-ticaret Myntra, çevrimiçi market Bigbasket ve Urban Company dahil olmak üzere birçok yerel firmalardan oluşan kampanyalardan kolayca yararlanabilecekler.

Bankalar ve markaların ortak markalı kartları genellikle banka, ortak marka ve müşteriler için kazan-kazan sistemini en iyi şekilde yansıtıyor. Çünkü bir markanın ileri düzey kullanıcıları, markanın daha fazla ürününü satın alıp para harcadıkça hediyeler kazanmasını da sağlıyor.

Samsung Güney-Batı Asya Başkanı ve CEO’su Ken Kang, “Samsung olarak, inovasyonun gücüyle tüketicilerimizin hayatlarını yeniliklere dönüştüreceğimize inanıyoruz. Visa tarafından desteklenen Samsung Axis Bank Kredi Kartı, sektör lideri özellikleriyle müşterilerimizin Samsung ürünlerini satın alma ve hizmetlere harcama şeklini değiştirecek olan Hindistan’a özgü bir yeniliğimiz oluyor. Bu konuda kontrolü tüketicilerimizin ellerine bırakabildiğimiz için heyecanlıyız.” dedi.

Şirket, kredi kartları için müşteri başvurularının çok yakında kabul edilmeye başlayacağını açıkladı.

Berlin merkezli SaaS girişimi Workist, 9 milyon euro yatırım aldı

Şirketlerin idari çalışma yüklerini azaltmak ve daha kolay hale getirmek isteyen Workist, yapay zeka destekli iş çözümlerini geliştirmek için 9 milyon euro yatırım aldı. Yatırımla beraber Berlin merkezli girişim, sunduğu çözümleri global B2B şirketleriyle buluşturarak daha büyük pazarlara genişlemeyi planlıyor.

Büyük ya da küçük ölçekli fark etmeksizin neredeyse tüm şirketlerin ortak noktası sıkıcı evrak işleri oluyor. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijital ortamda kolayca yapılan birçok iş hala fiziksel ortamda uzun sürerek yapılıyor. Workist’in amacı uzun süren bu işleri kısa sürede ve kolayca yapmayı sağlamak oluyor. Girişim, bu süreci otomatik hale getirmek ve dijital çağa uygun hale getirmek istiyor.

Berlin merkezli ekip, B2B işlemlerine ilişkin tüm belge işleme aşamalarını otomatikleştirmeyi sağlıyor. Workist’in yapay zeka yazılımı WorKL, satın alma siparişleri, faturalar ve teslimat faturaları gibi iş belgelerini analiz ederek ticari işlemleri tamamen otomatikleştirmek için ilgili tüm bilgileri otomatik olarak işliyor.

Workist, otomasyonu geliştirmek ve iş süreçlerini daha verimli ve uygun maliyetli hale getirmek için yapay zeka kullanarak bunu değiştirmeyi hedefliyor. Workist’in çözümü, özellikle orta ölçekli şirketler için uygulanması kolay ve diğer kurumsal BT yazılımlarının yanı sıra çok sayıda ERP ve CRM sistemiyle uyumlu olması sayesinde dikkatleri üzerine çekiyor. Workist sadece iki yılda 50’den fazla müşteriye ve yedi haneli gelire ulaştı.

Alexander Müller ve Dr. Fabian Brosig: “Workist’in çözümü ile gelen belgeler, formattan bağımsız olarak tamamen otomatik ve manuel yazma olmadan kolayca işlenebiliyor. Workist, mevcut süreçlere hızlı bir şekilde uyum sağlar ve farklı şirketlerdeki ERP sistemleri arasında bir tür akıllı bağlantı oluşturuyor.”  dedi.

Deutsche Bahn, PepsiCo, Zentis ve Brennenstuhl gibi şirketler, girişimin çözümüne şimdiden güveniyor. Düzenlenen Seri A yatırım turu, Earlybird Venture Capital tarafından yönetildi ve 468 Capital ve LEA Partners gibi önemli yatırımcılar yatırım turuna katıldı. Bu yatırım turuyla beraber Workist toplamda 12 milyon euro yatırım aldı. Yeni yatırımla beraber ürün ve teknoloji ekibininin güçlendirilip ve uygulamaların daha fazla genişletilmesi planlanıyor.

Yerli dalış bilgisayarı Mikrosub, 6 milyon TL hedefle kitle fonlama yatırım turuna çıktı

Su altı elektroniği konusunda üstün teknolojili ürünler tasarlayıp üretimini sağlamak amacıyla 2018 yılında kurulan Mikropix firmasının geliştirdiği Türkiye’nin ilk ve tek dalış bilgisayarı Mikrosub, fonbulucu platformunda yatırımcılarını arıyor.

Dalışı daha konforlu ve güvenli hale getirmek, av verimliliğini arttırmak, turistik dalış modları ile ilk defa dalış yapan turistlerin dalış sporunu sevmelerini sağlamak ve sualtı elektroniği ürünleriyle ülkemiz dalış ekonomisini canlandırmak misyonuyla ticarileşmeye hazırlanan Mikrosub, 6 milyon TL fon talebiyle şirket bedelsiz paylar dahil paylarının %16,2’sini arz edecek. Yatırım turu 25 Kasım’a kadar devam edecekken, turun başlama tarihi olan 26 Eylül Pazartesi saat 10.00 itibari ile 20 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %20 fazladan pay verilecek.

Girişimin kuruluş ve gelişim hikayesi hakkında bilgi veren Mikrosub Kurucu Ortağı Murat Ünal, “Mikrosub fikrini uzun yıllardır dalış sporu ile ilgilenen mühendislerden oluşan bir ekiple birlikte geliştirdik. Amacımız elektronik tasarım alanındaki bilgi birikimimizi, dalış hobimiz ile birleştirmek, bu alanda yeni bir iş modeli ortaya çıkarmak ve yerli bir üreticiyi pazara kazandırmaktı. Zira dalış için en önemli ekipmanlardan birisi olan dalış bilgisayarları konusunda ülkemiz maalesef yurt dışına bağımlı durumda. Bu kapsamda KOSGEB Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı ile Türkiye’nin ilk ve tek dalış bilgisayarını tasarlayarak, ülkemizin bağımlı olduğu bir alan için millileştirme çalışmasının da ön adımlarını atmış olduk. Yüksek çözünürlüklü Amoled ekranı, şık tasarımı, kolay değiştirilebilir renkli kordonları ile dalış ve günlük kullanım için ideal olan Mikrosub ürünümüz, konforlu ve güvenli bir dalış için gerekli olan tüm donanımı sağlayan patentli bir ürün” ifadelerini kullandı.

“Dünyada bizim gibi kiralama hizmeti veren dalış bilgisayarı üreticisi yok” 

Dünyada dalış sporlarıyla ilgilenen 27 milyon aktif dalgıç olduğunu belirten Murat Ünal, dünyada yılda 2,7 milyon dalış bilgisayarı üretildiğinin altını çizerek yıllık 1,6 milyar dolarlık hacim yaratan pazarın %1.2’sine ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Satış ve kiralama olmak üzere iki ayrı modelle çalışacaklarını aktaran Ünal, “Kiralama modelimizin hedef kitlesi olan turist dalışları, her yıl yaklaşık 20 milyon dalış anlamına geliyor. Sadece Antalya’nın Kemer ilçesinde pandemiden önce her yıl 100 bin adet turist dalışı yapılmaktaydı. Hedefimiz tüm dünyada, her yıl 2 milyon kişiye dalış bilgisayarımızı kiralamak yönünde. Dünyada bu şekilde kiralama hizmeti veren hiçbir dalış bilgisayarı üreticisi bulunmadığı için son derece proaktif davranarak hayata geçirdiğimiz modelimizle önemli bir katma değer üreteceğiz” dedi.

Canlı müzik performans ve eğlence uygulaması Musixen, Nijerya ve Meksika pazarına açıldı

Türkiye’nin adını YouTube, Instagram, Spotify, Facebook gibi devlerin arasına sokarak, dijital canlı müzik ve sahne sanatları performanslarının yer aldığı global bir içerik platformu olmak adına çalışan Musixen, Azerbaycan’dan sonra Nijerya ve Meksika pazarlarına da açıldı.

Geçtiğimiz yıl Azerbaycan’ın popüler sanatçılarının platformda yer almasını sağlayarak, bölgede etkin bir bilinirlik elde eden  Musixen, kısa bir süre önce Nijerya’daki müzisyenlerin deneme yayınlarına başladı ve 400’den fazla müzisyen başvurusu aldı. Sahra Altı Afrika bölgesi içerisinde Nijerya’nın nüfus yoğunluğu, baskın geleneksel kültürü, geniş etki alanı, ticari potansiyeli ve kıta dışında en büyük diasporası olan ülke konumunda olması  nedeniyle stratejik bir değeri olduğunu söyleyen Musixen Kurucusu Çağrı Bozay, “Nijerya’da başlattığımız bu genişleme faaliyeti bizim için son derece önemli.

Zira Nijerya özelinde başlattığımız Afrika açılımımızla yerel partnerimizle birlikte üç yıllık süreçte 2,5 milyon kullanıcı ve 17 bin müzisyene ulaşarak bölgeyi kucaklayacağımıza inanıyoruz” dedi. Yakın zamanda Meksika pazarına da girerek   operasyonlarını müzik ve eğlence kültürü gelişmiş düzeyde olup Türkiye ile benzer özellikleri bulunan Güney Amerika kıtasına taşıdıklarını belirten Çağrı Bozay, Meksika’da kısa vadede  13 bin müzisyen ile 2 milyon kullanıcının Musixen bünyesine  dahil olmasını hedeflediklerini ifade etti.

Musixen’i Türkiye haricindeki ülkelerde ön plana çıkaracak farklı özelliklerin başında, sunulan kültürel çeşitlilik ve uygulama içinde yerel unsurlara yer verilmesi olduğunun altını çizen Bozay,  “Uygulamayı kullanan ve canlı yayınlara katılan kullanıcılar, izlediği sanatçının mensup olduğu kültürel çeşitliliğe ait oyunlaştırılmış dijital hediyeleri sanatçıya gönderebiliyorlar. Örneğin Türkiye’de nasıl eğlence mekanlarında sanatçılara gül döktürebiliyorsak, Meksika’da mariachi şapkası, marakas, kaktüs, taco; Nijerya’da yerel kültürde önemli bir yeri olan Afrika maskları, yerel enstrümanlardan udu, dun dun, bata  ve yiyeceklerden  chow jollow rice kullanıyoruz.

Bu sayede hem kullanıcılar hem de müzisyenler özelinde kendi kültürlerinin önemli unsurlarını uygulama içinde sunuyoruz ve bu da belirli bir kapsayıcılık sağlayarak ortak bir dil oluşturuyor. Öte yandan farklı ülkelerden kullanıcı ve müzisyenleri aynı uygulama üzerinde bir araya getirerek,  yerel müzik türlerinin dünyanın apayrı coğrafyalarında yaşayan kişiler tarafından bilinmesi konusunda önemli bir rolümüz var. Bu kültürel misyonu koruyarak Musixen’i dünyanın dört bir yanına taşımak en büyük idealimiz” sözlerini kaydetti.