Ana Sayfa Blog Sayfa 338

2022’nin ilk 8 ayında cirosunu 10’a katlayan BiSU, 100’üncü deposunu hizmete açtı

Türkiye’nin online indirim marketi BiSU, hızlı büyümesini sürdürüyor. Damacana suyun yanı sıra temel ihtiyaç ürünlerinin de çoklu paketlerde ve ekonomik boylarda evlere teslimatını gerçekleştiren BiSU, yılın ilk 8 ayında 10 katlık bir ciro büyümesi elde ederken, depo sayısını da 100’ün üzerine çıkardı.

2015 yılında Ergin Üner ve Ozan Alptekin ortaklığında kurulan BiSU, İstanbul’daki 100’üncü deposunu Kasımpaşa bölgesinde hizmete açtı. Yeni açılan depo üzerinden, 15’e yakın mahalleye damacana su, içecek grubu ve temel tüketim ürünlerinin evlere teslimatını gerçekleştirecek BiSU, söz konusu depoyla birlikte İstanbul’un yüzde 90’dan fazlasına hizmet verir duruma geldi.

Hedef 1000 depo

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan BiSU Kurucu Ortağı ve CEO’su Ergin Üner, 100’üncü depoyla birlikte büyüme hikayelerinde yeni bir sayfa açtıklarını belirtirken, “Tüketicilere gerçek anlamda değer yaratan ve tasarruf imkânı sunan bir iş modelimiz var. Onlara, evlerin en sık tüketilen stoklanabilen ürünlerini market fiyatlarının dahi altında sunarken, aldıkları ürünleri de çevreci araçlarımızla evlerine kadar götürüyoruz. 100 depoya ulaşmak tabii ki anlamlı. Ama bizim asıl hedefimiz önümüzdeki birkaç yıl içerisinde, farklı illerde toplam 1.000 depoya, istihdamda ise 10 binden fazla çalışana ulaşmak” dedi.

  • 2015 yılında, aynı zamanda çocukluk arkadaşı olan Ergin Üner ve Ozan Alptekin tarafından hayata geçirilen BiSU, ilk günlerde sadece bayilere su siparişi yönlendiren bir pazar yeri uygulamasıydı.
  • Bugün geldiği noktada bir online indirim marketine dönüşen BiSU; sudan, maden suyuna temizlik malzemelerinden temel gıda ürünlerine uzanan bir portföyde tüketicilere hizmet veriyor.
  • Bu hizmeti İstanbul’un yüzde 90’ından fazla bölgesinde tüketiciye sunan BiSU, bunun yanında, bayilere yönlendirdiği siparişlerle de 65 farklı şehirde 50’den fazla damacana su markasının online teslimat süreçlerini yönetiyor.
  • Pandemiyle birlikte yıldızı parlayan online alışverişi ucuza getirmenin formülünü bulan BiSU, temel ihtiyaç ürünlerini çoklu paketlerde ve ekonomik boylarda, 30 dakika gibi kısa bir sürede tüketiciye ulaştırıyor. Böylece tüketicilerin, taşınması zor ürünlere çok uygun fiyatlarla ulaşmasını sağlıyor.
  • UNICEF ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında, verilen her siparişte, 1 çocuğun 1 günlük su ihtiyacını karşılayan BiSU’nun 340 araçlık filosunun yüzde 25’ini de elektrikli araçlar oluşturuyor.

Param, ParamTech markasıyla tüm teknoloji çalışmalarını tek bir çatı altında topluyor

Finansal teknoloji sektörüne öncülük eden Param, sektöre kazandırdığı yeniliklere bir yenisini daha ekledi. İlk elektronik para lisansını alan, Kredim girişimiyle Türkiye’deki ilk “Şimdi Al, Sonra Öde” modelini hayata geçiren, Eçözüm ile Netahsilat, NetEkstre gibi ürünleri sektörle buluşturan Param, son olarak ParamTech markasıyla tüm teknoloji çalışmalarını tek bir çatı altında topluyor.

Haziran 2022’de, Londra Merkezli Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Lüksemburg merkezli CEECAT Capital, Zürih merkezli Alpha Associates ve Amsterdam merkezli Revo Capital’in katıldığı ilk turda 200 milyon USD değerleme üzerinden yatırım ile finansal teknoloji sektörünün en önemli yatırımlarından birini alan Param, yeni hamlesiyle fark yaratmaya hazırlanıyor. Param, yeni yapılanmasıyla 250 kişilik teknoloji ekibi tarafından farklı ihtiyaçlar için geliştirdiği, içinde “E-Para”, “Cüzdan”, “Şimdi Al, Sonra Öde”, “Açık Bankacılık” ve “Processing”’in de bulunduğu 30’dan fazla ürününü, finansal teknoloji alanında bütünleşik hizmet veren ParamTech çatısı altında buluşturarak bir ilke daha imza atıyor.

Param’ın köklü deneyimlerinin ve sunduğu avantajların birleşme noktası olan ParamTech, finansal teknoloji sektörünün gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor.

ParamTech ile fintech markalarının hayatı kolaylaşıyor

Kapsayıcı bir vizyona sahip olan ParamTech, sektördeki tüm şirketleri kucaklayan bir yaklaşımla hareket ediyor. Özellikle fintech girişimleri, ihtiyaç duydukları ürün ve hizmetleri ayrı ayrı yerlerden temin etmek zorunda kalmıyor, tek bir noktadan anahtar teslim alabiliyor. ParamTech, bir bütün olarak sunduğu ürünlerle firmaların teknoloji geliştirme ve tecrübe maliyetlerini hızlı, sorunsuz bir şekilde azaltmasına destek oluyor. ParamTech’in hizmetlerinden yararlanmak isteyen fintech markaları; “hesap”, “kart verme”, “kart işleme”, “BNPL”, “Ödeme”, “API entegrasyonu” gibi ürünlere aynı yerden ulaşabilmenin avantajlarını yaşıyor.

ParamTech markası, Param CTO’su Bahadır Aktan’ın liderliğinde sektörle buluşuyor

Param UK ve Kredim (Şimdi Al, Sonra Öde) gibi yenilikçi ürünlerin hayata geçirilmesinde; ParamKart, ParamPOS, Processing, OpenBanking, Wallet gibi birçok finansal teknoloji ürününün de gelişiminde ve operasyonunda önemli bir rol alan Bahadır Aktan, Param’ın kendi markaları için geliştirdiği teknolojilerin, ParamTech çatısı altında fintech sektörünün hizmetine sunulmasına da liderlik ediyor.

“Bir fintech kuruluşu olmanın ötesinde büyük bir teknoloji markası haline geldik”

ParamTech ile finansal teknolojide altyapı hizmetine ihtiyaç duyan her markanın destekçisi olacaklarını ifade eden Bahadır Aktan, şunları söyledi: “Yazılım şirketiyken, kendi yazılımlarını ürünleştirmiş ve bu ürünleri de bütün finansal teknoloji sahnesinin oyuncularına açmış ilk teknoloji şirketiyiz. Param’ın bünyesinde yer alan markalarımızla 30’dan fazla ürüne sahibiz. Finansal teknoloji hizmetlerini tek tek sunan markalardan farklı olarak, ihtiyaç duyulan çözümleri bir bütünlük içerisinde sektörün oyuncularıyla paylaşıyoruz. Finansal teknoloji alanında bütünleşik hizmet veren ilk teknoloji şirketi olduğumuzu da söyleyebiliriz. Bir fintech kuruluşu olmanın ötesinde, büyük bir teknoloji markası haline geldik.” dedi.

İtalyan rakibi ProntoPro ile birleşen yerli girişim Armut, 15 milyon Euro yatırım aldı

Türkiye’nin en büyük hizmet platformu Armut.com, İtalyan rakibi ProntoPro ile birleşmesi sonrasında; dört farklı markayla, Türkiye ve İtalya’nın yanı sıra faaliyet gösterdiği ülke sayısını aralarında Almanya, Avusturya, İspanya ve Fransa’nın da olduğu toplam 14 ülkeye çıkaracak.

Çoğunluk hissesi ve yönetimi Armut’ta olacak yeni şirket, EMEA bölgesindeki lider yerel hizmet pazaryeri olmayı hedefliyor. Bugüne kadar Armut ve ProntoPro toplam 12 milyondan fazla müşteriye hizmet verirken, iki şirketin toplam hizmet veren sayısı da 1,4 milyona ulaşmış olacak.

Birleşen şirketin co-CEO’luğunu Başak Taşpınar Değim ve Erol Değim üstlenirken; 22 farklı milletten toplam 206 çalışana ulaşacak yeni şirket, İstanbul ve Milano merkezlerinde işe alımlarla hızla büyümeye devam edecek.

“15 Milyon Euro Yatırım Büyümeyi Hızlandıracak”

Avrupa liderliği hedefini hızlı büyümeyle perçinlemeyi amaçlayan Armut, bu birleşmeyle beraber 15 milyon Euro yeni yatırım aldı. Hızlı büyümenin devam edeceğini ve ilerleyen dönemlerde yeni stratejik satın almaların olabileceğini belirten Armut Kurucu Ortağı Başak Taşpınar Değim, birleşmeyle ilgili şunları söyledi: “Yıllardır bu sektörde Avrupa liderliğine oynayan ve en hızlı büyüyen şirketlerden biriyiz. Bunu birçok farklı yatırımcıdan duyuyoruz. Sektördeki önemli oyunculardan biri olarak uzun süredir uluslararası piyasadaki rakiplerimizle de iletişim halindeydik. Avrupa’da olası satın alma ya da birleşmeleri de uzun süredir değerlendiriyorduk. ProntoPro’yla doğru zamanda ve doğru şartlar altında yollarımız kesişti. Bu sektörde konsolidasyon adımlarını görmeye devam edeceğimizi düşünüyorum, birleşen şirketimizle yeni satın alımlara bundan sonra da devam edebiliriz.”

“Avrupa’nın hizmet üssü, Türkiye’nin gururu”

ProntoPro’yla güçlerini birleştirme kararını doğru bir noktada aldıklarını ifade eden Erol Değim ise; “Ürünümüze ve ekibimize güvenimiz her zaman çok yüksek oldu. Başarımızın bizi böyle bir noktaya taşıyacağını biliyor, Avrupa’nın hizmet üssü olmayı arzuluyorduk. Türkiye’de Ar-Ge merkezi olarak geliştirdiğimiz teknoloji sayesinde böyle bir başarıya ulaşmamız bizi ayrıca gururlandırıyor. Amacımız daha önce de olduğu gibi iyi müşteri deneyimini en ön planda tutmak ve teknolojimizi daima geliştirerek oluşturduğumuz ürünle hizmet alışkanlıklarını değiştirmek. Bu şekilde hem kullanıcılara hem de hizmet verenlere en büyük faydayı sunan ürün haline gelmek istiyoruz.”

EMEA bölgesinde açık ara liderlik için daha da emin adımlarla ilerlediklerini belirten Değim; “Ekibimiz İstanbul ve Milano ofislerinde de hızla büyüyecek. Yeni ülkelerdeki faaliyetlerimizi artıracağız. Avrupa lideri bir şirketin Türk yöneticiler önderliğinde yönetilecek olması da bizi mutlu ediyor. Armut, güzel ve heyecan verici gelişmelerin devam edeceği bir dönemde” dedi.

Geleceğini tasarlamak isteyen gençler için Oyun ve Uygulama Akademisi’nin 2. yıl başvuruları açıldı

Google Türkiye, Girişimcilik Vakfı ve T3 Girişim Merkezi iş birliğinde, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi destekleriyle Teknofest 2021’de hayata geçirilen Oyun ve Uygulama Akademisi dijital ekonominin büyümesine, 18-29 yaş arası üniversite öğrencisi veya mezunu gençlerin dijital becerilerinin gelişmesine, teknoloji sektöründe istihdamın artmasına ve teknoloji odaklı girişimlerin çoğalmasına katkı sağlama hedefiyle ikinci dönemine 1 Aralık 2022’de başlıyor.

İlk yılında Türkiye’nin 76 şehrinden katılan 2000 bursiyerle yola çıkan Akademi’de, 260’tan fazla oyun ve uygulama geliştirildi. Akademi yeni döneminde de tamamen ücretsiz ve online olarak 2000 genç bursiyere yeni bir kariyer yolculuğuna başlamaları için ilham, bilgi ve geniş bir topluluğa katılma imkanı sunacak. Başvuru süreci, bu yıl 30 Ağustos’ta Samsun’da gerçekleşecek olan Teknofest ile başladı ve 16 Ekim tarihine kadar devam edecek.

Akademi ikinci yılında da, %50’si kadın adaylardan belirlenecek 2000 bursiyeriyle yeni eğitim dönemine 1 Aralık’ta başlayacak. Bursiyerler, alanlarında uzman eğitmen kadrosu ile Flutter, Unity ve Oyun Sanatı (Game Art) gibi oyun ve uygulama geliştirme eğitimlerine ücretsiz erişim imkanının yanı sıra, Coursera’da yer alan tamamen Türkçe Google Proje Yönetimi Sertifika Programı’na tam burslu dahil olabilecek ve yazılımcılar için İngilizce; temel girişimcilik, hukuk, finans ve insan kaynakları eğitimlerinden oluşan teknoloji girişimciliği eğitimlerine ve kariyer hızlandırma etkinliklerine katılabilecek.

Kariyer Hızlandırma Etkinlikleri ile teknoloji ve yazılım sektöründen isimlerle bir araya gelme fırsatı yakalayacak olan bursiyerler, Akademi boyunca geniş bir profesyonel ve girişimci ağına erişmenin yanı sıra, sektörel ihtiyaçları, trendleri ve iş alım süreçlerini uzmanlardan öğrenecekler. Akademi sonunda tüm öğrenimlerini uygulayacakları Mezuniyet Bootcamp’inde ise takımlar halinde oyun veya uygulama geliştiren bursiyerlerden jürinin oylarıyla seçilen ilk 3 takım San Francisco’da girişimcilik ekosistemiyle tanışacakları geziye katılmaya ve özel girişimcilik destek ödüllerini almaya hak kazanacaklar.

Meta, içerik üreticileri için Türkiye’de Creators of Tomorrow programını başlattı

Meta, platformlarındaki içerik hareketlerine ilham veren içerik üreticilerin ön plana çıkartıldığı ve Türkiye’nin de dahil olduğu global bir program olan Creators of Tomorrow’un lansmanını gerçekleştirdi.

Program kapsamında seçilmiş olan içerik üreticileriyle önümüzdeki sene boyunca yakın bir şekilde çalışacağını duyuran Meta, bu içerik üreticilerinin hedef kitlelerini büyütmelerine, markalarını oluşturmalarına ve Meta teknolojilerini kullanarak yeni fikirlere ilham vermelerine yardımcı olacak.

Creators of Tomorrow, Meta ürünlerini kullanarak tutkularını başarılı bir şekilde mesleğe dönüştüren ve kitlelerine ilham veren yerel yetenekleri ön plana çıkarmayı hedefliyor. Meta, bunu yaparken aynı zamanda içerik üreticilerine Metaverse’e giden yolda yeni teknolojileri benimsemeleri konusunda da destek olmak istiyor. Meta, hayata geçen program çerçevesinde önümüzdeki aylarda seçilmiş olan içerik üreticilerinin yeteneklerini ön plana çıkaracak ve kariyerlerini geliştirmelerini sağlayacak yeni programlar ve deneyimler sunacak.

Meta, Creators of Tomorrow programı için seçtiği içerik üreticilerini belirlerken çevrimiçi toplulukları arasında kullandıkları video ve Reels formatları, AR filtreleri, teknoloji ve etkileşimli eğlence konusundaki ilham verici çalışmalarını göz önünde bulundurduğunu açıkladı. Bu özelliklerin Metaverse evrimine giden yolda vazgeçilmez nitelikler olduğuna inanan Meta, bu doğrultuda Türkiye’den günümüzün öne çıkan içerik üreticileri olan Ecem Dilan Köse, Ahmet Rüstem Ekici, Emre Yusufi, Hakkı Alkan, Bünyamin Aydın, Berk Keklik, Meltem Şahin ve Öykü Yalçın ile birlikte çalışacak.

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı 6. dönem başvuruları devam ediyor

Yaşadığı dünyaya karşı kendini sorumlu hisseden ve toplumdaki sorunlara çözüm üretmek için harekete geçme cesaretini gösteren sosyal girişimcilere destek olmak ve onların yarattığı pozitif etkiyi çoğaltmak amacıyla hayata geçirilen İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nın başvuruları açıldı.

Altıncısı düzenlenen İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı’nın başvuruları, Impact Hub’ın da desteğiyle dört ayrı kategori üzerinden değerlendirilecek. Erken Aşama, İleri Aşama, İş Birliği ve Gençlik kategorileri kapsamında yapılacak olan başvurular, 14 Eylül tarihine kadar internet sitesi üzerinden alınacak.

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı, bu yıl ikinci kez Erken ve İleri Aşama kategorilerine başvuru yapan sosyal girişimciler arasından 18-25 yaş aralığındaki değişim öncüsü bir genci de “Gençlik” kategorisinde değerlendirip ödüllendirecek.
Ödül başvuruları Kale Grubu ve Impact Hub İstanbul ekiplerinden oluşan bir ön değerlendirme kurulu tarafından ele alınacak, final aşamasına kalan adaylar ise Türkiye’nin önde gelen sosyal girişimci, sivil toplum kuruluşu ve iş dünyası liderlerinden oluşan bir

Seçici Kurul Üyelerinin karşısına çıkacak.

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödül Programı kategorileri:

  • Erken Aşama: Pilot uygulaması ve yarattığı sosyal etkinin yaygınlaşma potansiyeli bulunan, sosyal Ödül miktarı 120.000 TL’dir.
  • İleri Aşama: Faaliyet gösterdiği alanda sosyal sorunun çözümü için geniş çaplı bir değer önerisi Ödül miktarı 120.000 TL’dir.
  • İş Birliği Kategorisi: Bir sosyal girişimin; sosyal veya çevresel faydayı/etkiyi çoğaltmak amacıyla Ödül miktarı 120.000 TL’dir.
  • Gençlik Kategorisi: Erken ve İleri Aşama için başvuru yapan 18-25 yaş aralığındaki kurucu veya Ödül miktarı 120.000 TL’dir.

Peki İbrahim Bodur kimdir?

2016 yılında aramızdan ayrılan Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur, henüz 27 yaşındayken 900 nüfuslu Çan’da adım attığı iş hayatı boyunca pek çok ilki gerçekleştirdi. 88 yıllık ömrü boyunca, kurmuş olduğu 17 şirketin çatısı altındaki 5 binden fazla çalışanın geleceği için soluk almaksızın çalıştı; “Sizi siz yapan öz değerlerinize sahip çıkın; çünkü onlar sizi bir ağacın kökleri gibi ayakta tutacaktır” inancıyla doğduğu topraklara hizmet etmeyi bir gün bile bırakmadı. İbrahim Bodur, yalnızca ekonomiyi değil, sosyal ve kültürel hayatı da renklendirmeyi, sosyal refah ve eğitim seviyesini yükseltmeyi görev bildi.
Sanayiyi iş gücünün ayağına götüren İbrahim Bodur, Çanakkale’den Mardin’e; Erzurum’dan Isparta’ya Anadolu’nun birçok kentine yatırım yaparak yerel kalkınmanın öncülerinden biri oldu.

Yapılan sayısız yatırımı, eğitime verilen sürekli desteği sürdürülebilir kılmak adına Dr. (h.c.) İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfını kurdu. Millî Eğitim Bakanlığı desteği ile geliştirilen projeler, mesleki eğitim kursları ve yenilenen yüzlerce köy okulunun yanı sıra üniversite öğrencilerine verilen burslar sayesinde pek çok parlak genç başarıyla mezun oldu.

Yaşadığı toprakların ve birlikte çalıştığı insanların değerini bilmekle yetinmeyen; onlara değer katmayı düstur edinen İbrahim Bodur, Çekoslovakya Devlet Nişanı’ndan ‘Cavaliere del Lavoro’ İtalyan Devlet Nişanı’na, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Üstün Hizmet Madalyası’ndan Uluslararası Aldo Villa ödülüne kadar dünyanın dört bir yanında pek çok ödüle layık görüldü.
İbrahim Bodur, yarım yüzyıldan fazla süren sanayi yolculuğunda, attığı her adımda sosyal fayda sağlamayı ve ürettiği değerleri toplumla paylaşmayı önemsedi. Vefatının ardından hayata geçirilen İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü de bu inanç doğrultusunda toplumsal sorunları çözmek için harekete geçen sosyal girişimcilere destek olmayı amaçlıyor.

Merhum İbrahim Bodur, küresel vizyonu, cesareti ve hayırseverliğiyle bugün bile binlerce tohumun filizlenmesi için ilham kaynağı olmayı sürdürüyor.

Yerli girişim Midas ile artık Borsa İstanbul’daki şirketlere de yatırım yapabileceksiniz

Amerikan borsalarına düşük işlem ücreti ile yatırım yapma imkânı sunan modern yatırım uygulaması Midas’ta hesap işletim ve saklama gibi ücretler ödemeden Borsa İstanbul (BIST) işlemleri yapabileceksiniz.

Türk ve Amerikan borsalarına yatırımı tek platformda birleştiren Midas, Borsa İstanbul yatırım işlemlerinde hesap işletim ücreti, saklama ücreti, hesap açılış ücreti, canlı veri ücreti, takas payı, rüçhan kullanımı gibi masrafların hiçbirini almayacak.

Türkiye’nin ilk masrafsız yatırım uygulaması olan Midas, düşük komisyonları ve modern yapısı ile öne çıkıyor.

Midas CEO’su Egem Eraslan, “Kaldırdığımız masraflar ve düşük komisyonlar sayesinde yatırımcılara binlerce lira tasarruf sağlayacağız. Amacımız Midas kullanıcılarının yaptıkları yatırımlarda kazançlarını yükseltebilmek.” ifadelerini kullandı.

Midas yatırım hesaplarında Borsa İstanbul işlemleri yıl sonuna kadar komisyonsuz olacak.

5 dakikada yatırım hesabı açılışı

Mobil uygulama üzerinden dijital olarak yatırım hesabı açma kolaylığı sunan uygulama, Midas’ı ilk defa kullanan yatırımcıların 10 dakikadan kısa bir sürede hesap açılışı, para transferi ve ilk yatırım işlemini kolayca gerçekleştirmesini sağlıyor.

Midas yatırım hesapları ile kullanıcılar, anlaşmalı bankalardan ücretsiz ve anında hem Türk Lirası hem de Amerikan Doları göndererek yatırıma başlayabiliyor. Kullanıcılar uygulama içinde dolar alım satım işlemi de yaparak iki borsa arasında anında geçiş sağlayabiliyor.
Borsa İstanbul ve Amerikan borsalarını ilk defa aynı platformda buluşturan Midas, tüm yatırım ihtiyaçlarını karşılayan tek platform olmayı hedefliyor.

Sabah 10.00’dan gece 23.00’e kadar gün boyu yatırım

200 binden fazla kullanıcıyı Amerikan borsaları ile buluşturan Midas’ın yenilikçi yatırım deneyimi artık sabah 10.00’da BIST ile başlayıp ABD borsalarının kapanış saati olan 23.00’e kadar devam edecek.

Borsa İstanbul işlemleri ile birlikte portföylerini Midas yatırım hesaplarına taşımak isteyen yatırımcıların virman işlemleri de uygulama içerisinde hiç olmadığı kadar hızlı ve kolay hale geliyor. Ayrıca ilk defa tamamen dijital olarak gerçekleştirilen rüçhan işlemleri de Midas’ın dikkat çekici özelliklerinden biri olarak ön plana çıkıyor.

BIST, Midas’ın büyüme yolculuğu için önemli bir kilometre taşı

Midas CEO’su Egem Eraslan, “Kullanıcılarımızın tüm yatırım ihtiyaçları için tek platform olma yolunda ilerliyoruz. Midas’ın büyüme yolculuğunda en heyecan verici kilometre taşlarından birini hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Amacımız Midas kullanıcılarına en şeffaf ve modern yatırım deneyimini sunabilmek.

Yalnızca bu yıl 4 milyon doların üzerinde mühendislik yatırımı yaparak tüm SPK lisanslı kuruluşların ARGE’ye harcadığı tutarın yarısından fazlasını tek başımıza harcamış olduk. Kullanıcılarımız Midas’a güveniyor ve farklı yatırım ihtiyaçlarını da Midas güvencesi ile gerçekleştirmek istiyor. Bu sebeple önümüzdeki dönemde hedefimiz kripto para yatırımlarında da en güvenilir tercih olmak.” dedi.

Kişiden kişiye eşya kiralama platformu Varsapp, 1.2 milyon TL yatırım aldı

Zeynep Eliçin ve Hande Sevinç tarafından kurulan, kişiden kişiye eşya kiralama platformu Varsapp, 1.2 milyon TL’lik ilk yatırımını aldı.

Eylül 2021 yılında canlıya alınan Varsapp‘in yatırım turu ŞirketOrtağım Melek Yatırımcı Ağı liderliğinde ve 9 melek yatırımcının katılımıyla tamamlandı. Varsapp, kişilerin ve markaların günlük eşyalarını güvenli bir şekilde kiraya vererek para kazanabileceği ve ihtiyaç duyulan eşyaların kiralanabileceği bir pazar yeri girişimidir.

Yurt dışında başarılı örnekleri bulunan kiralama modelini Türkiye’de ilk kez güvenli bir şekilde kişiden kişiye ve markadan kişiye eşya kiralama imkanı sunarak gerçekleştiren Varsapp’te, şu an 10.000’den fazla kullanıcı ve 1.500’den fazla ürün bulunuyor. Varsapp, kiralanan ürünleri eşya kiralama sigortası ile koruyor, ücretsiz bir şekilde özel kurye ile kullanıcılara ulaştırıyor. Kiralama süresi bittiğinde ise adresten geri alıyor. Girişimin en önemli özelliklerinden biri de karbon ayak izi, su tüketimi ve atık oranını azalttığı için dünyanın sürdürülebilirliğine fayda sağlıyor. Geçtiğimiz dönemde kişiden kişiye başarılı kiralamalar gerçekleştiren Varsapp, şimdi de önemli kurumsal markalarla anlaşıp markalardan kullanıcılara ürün kiralamanın yolunu açtı. Bu sayede kullanıcılara, markalarda merak ettikleri ürünleri kiralayarak deneme imkanı sunmuş oluyor. Varsapp, markalara kiralama yolu ile yeni bir pazarlama modeli yaratıyor.

Artan ürün fiyatlarından dolayı yoğun bir kiralama talebi gördüklerini belirten Varsapp Kurucusu Zeynep Eliçin, “Kullanıcılarımızın para kazanabilecekleri ve ihtiyaçları olan ürünlere uygun fiyatlara erişebilecekleri bir platform sunuyoruz. Varsapp’te bulunan ürünlerin uygun ve erişilebilir fiyatlarda olması, kullanıcılarımızın kısa dönemlik ihtiyaçlarına daha fazla para ödememesini sağlıyor” dedi. Eliçin gelecek dönemde yeni markalarla işbirliklerini de açıklayacaklarını belirtti.

Sürdürülebilirliğin önemli olduğunun altını çizen girişimin Kurucu Ortağı Hande Sevinç, “Günümüzün en büyük problemlerinden olan tüketim çılgınlığı konusunda bir farkındalık oluşturuyoruz. Tüm süreçlerimizde karbon sıfır yaklaşımı benimsiyoruz ve karbon ayak izimizi sıfırlayabilmek için faaliyetlerde bulunuyoruz. Markalarla yaptığımız iş birlikleri sayesinde onlara da sürdürülebilir bir iş modeli oluşturuyoruz” diye konuştu.

Lider yatırımcı Murat Aksöz ise çevreye duyarlı ve iklim değişikliği ile ilgili bir fikri olan girişimlerin dünyanın geleceğine yön vereceğini söyleyerek, “Hem ekonomik baskı altındaki ev ekonomileri, hem de tüketim çılgınlığının önüne geçecek bu girişimi sonuna kadar destekleyeceğiz. Bu sadece ticari bir anlaşma değil, birey olarak da dünyanın geleceğine yönelik sorumluluğumuzdur.” dedi.

Yerli girişim Massive Bio kurucu ortağı Selin Kurnaz “Klinik çalışmalara katılmak neden önemlidir?”

Kanser, yaş ayrımı gözetmeksizin gencinden yaşlısına tüm insanları hedef alan, dünya çapında en yaygın hastalıklardan biridir. Klinik çalışmalar ise kanser tedavisinde yeni nesil tedavilerin geliştirilmesi ve kanser ilaçlarının yan etkilerinin azaltılması açıdan son derece önemlidir.

Biyoteknoloji endüstrisinde onkoloji odaklı yapay zeka programına sahip tek şirket olan, dünyanın neresinde ve hangi ekonomik koşullarla yaşıyor olursa olsun kanser hastalarını klinik çalışmalarla buluşturmayı amaçlayan Massive Bio’nun kurucu ortağı ve CEO’su Selin Kurnaz, klinik çalışmalara katılmanın önemi hakkında merak edilen soruları yanıtladı.

Klinik çalışmalara katılmak neden önemlidir?

Klinik araştırmalar, tıbbi ilerlemelerin merkezinde yer alır. Klinik çalışmalar, hastalıkları önlemenin, tespit veya tedavi etmenin yeni yollarını arar. Mevcut ve gelecek nesillerin sağlığını iyileştirmede önemli bir rol oynar. Klinik çalışmalar, yeni bulunan bir tedavi yönteminin işe yarayıp yaramadığını ve güvenli olup olmadığını belirler. Kronik hastalıkları olan kişilerin yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlar, umut verir. Araştırmacıların gelecekte başkaları için daha iyi tedaviler bulmasına yardımcı olma fırsatı sunar. Pek çok ilaç kombinasyonu içerdikleri için hastalara kişiselleştirilmiş tedavi seçenekleri sunarlar.

Klinik araştırma nedir ve neden buna ihtiyacımız var?

Klinik araştırma, gönüllü hastaların katılımıyla gerçekleştirilen ve tıbbi bilgi edinmeyi amaçlayan bilimsel bir çalışma olarak tanımlanabilir. Mevcut ilaçların yan etkilerini azaltmak için yeni nesil ilaçlarla güncel tedavilere alternatif arar. Klinik çalışmalar, ortaya çıkan ilaçların insanlarda etkili ve güvenli olduğunu göstermek için önemlidir. Ürün tipine ve geliştirme aşamasına bağlı olarak, araştırmacılar başlangıçta gönüllüleri veya hastaları küçük pilot çalışmalara kaydeder ve anket sonuçlarına dayalı olarak giderek daha büyük ölçekli karşılaştırmalı analizler yürütürler.

Klinik araştırmalar nerede yapılabilir?

Araştırmanın niteliğine uygun, araştırma yapılacak kişilerin güvenliğini sağlamaya uygun, araştırmayı sağlıklı bir şekilde yürüten, takip eden ve gerektiğinde acil müdahalelerde bulunan personel, ekipman ve laboratuvar olanaklarına sahip olan, Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (Food and Drug Administration-FDA) onaylı araştırma ve geliştirme merkezlerinde ve klinik çalışmalar yapmak için tasarlanmış yerlerde yapılabilir. Klinik araştırmaların boyutu ve maliyeti değişebilir. Tek bir araştırma merkezini veya yalnızca bir ülkede veya birden fazla ülkede birden fazla merkezi içerebilir.

Klinik araştırma benim için uygun mu?

Kanser hatsalığı ile mücadelede dünya çapında 13 binden fazla klinik araştırma yürütülüyor. Kanser hastasının ve birlikte çalıştığı sağlık ekibinin bu tedaviler arasında hasta için en uygun tedavi yöntemini bilmesi mümkün değil. Massive Bio’nun gelişmiş algoritmaları, hastalar verilerini sisteme girdikten sonra hasta verilerini mevcut klinik deneylerle en hızlı şekilde eşleştirir ve doğru bilgi sunar. Bir sağlık çalışanın bir kanser hastasının klinik çalışmaya uygun olup olmadığını eşleştirmesi yaklaşık 25 dakika, Massive Bio’nun geliştirdiği yapay zeka algoritması bu süreyi 67 saniyeye indiriyor ve hasta kendisi için en uygun klinik çalışmanın nerede olduğunu kısa süre içinde öğrenebiliyor. Bir klinik araştırmaya katılmadan önce, bir katılımcı olarak ne beklemeniz gerektiği ve olabilecek her şey size söylenecektir. Örneğin, araştırma ekibinden biri tedavinin olası yan etkilerini veya diğer risklerini açıklayacaktır. Tüm bu bilgilere sahip olduğunuzda, katılmak isteyip istemediğinizi değerlendirebilirsiniz.

Selin Kurnaz Kimdir?

Selin Kurnaz, Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdikten sonra eğitimini devam ettirmek için ABD’ye gitti. Türkiye’deki iki ana daldan sonra Michigan Üniversitesi’nde üç ayrı mühendislik derecesi alıp, Makina Mühendisliğinde doktora yaptı. Eğitiminin ardından ABD’de 10 yıl strateji, operasyon ve şirket alım satımı konusunda yönetici danışmanlığı yaptı. 2015 yılında Dr.Arturo Loaiza Bonilla ve Çağatay Çulcuoğlu ile birlikte Massive Bio’yu kurdu.

Kitle fonlama platformu fonbulucu üzerinden girişimlere 2022 yılında 110 milyon TL yatırım yapıldı

Girişimlerini kurmak veya büyütmek için finansman arayan girişimcilere kaynak sağlamak ve her seviyede yatırım fırsatı yaratmak adına 2016 yılında yola çıkan, Nisan 2021’de Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) lisan alarak Türkiye’yi paya dayalı kitle fonlama sistemiyle tanıştıran fonbulucu, bir yılı henüz geride bırakmışken 2022 yılı hedefini yakaladı.

Girişimcilerin banka kredilerine, yüksek finansman maliyetlerine ya da borçlanmalarına gerek kalmadan paya dayalı kitle fonlama modeliyle finansmana ulaşmalarını sağlayan fonbulucu, birikimlerini değerlendirmek isteyen her ölçekten yatırımcıya yenilikçi fikirler ve inovatif girişimlerden pay alarak yatırım yapma olanağı tanıyor. Geliştirdiği etkin yatırım sistemiyle bugüne dek platformda kampanya hakkı kazanan 46 girişimin 15 binden fazla yatırımcıyla bir araya gelmesini sağlayan, başarılı olan 40 girişimin 107 milyon TL’nin üzerinde fon toplamasına aracı olan fonbulucu, Türkiye girişimcilik ve yatırımcılık ekosisteminin gelişiminde katalizör görevi görüyor.

“Türkiye’nin potansiyeli son derece yüksek bir girişimcilik iklimine sahip”

Başarısını 3 Eylül Cumartesi günü Ankara’daki ofisinde #ne100milyonoldu etkinliğiyle kutlayan platform; girişimciler, yatırımcıları ve basın mensuplarıyla bir araya geldi. fonbulucu Kurucusu ve CEO’su Hakan Yıldız yaptığı konuşmada startup ekosistemin Türkiye’deki durumunu değerlendirerek şunları söyledi:

“Türkiye’de girişimcilik ekosistemi son 10 yılda hızlı bir gelişim gösterdi. Startup Blink tarafından geçtiğimiz haziran ayında yayınlanan ‘Küresel Startup Ekosistemi Endeksi 2021’ raporuna göre, Türkiye en iyi startup ekosistemine sahip 100 ülke arasında 44’üncü oldu ve bir önceki yıla göre beş basamak birden yükseldi. 2020 genelinde 179 startup melek yatırımcılar ve risk sermayedarlarından toplam 137 milyon dolarlık yatırım almıştı. 2021’in ilk çeyreğinde ise bir rekor kırılarak ilk üç ayda 61 Türk girişimin aldığı yatırım tutarı 509 milyon dolar oldu. Bu hızla yükselen grafik, Türkiye’nin potansiyeli son derece yüksek bir girişimcilik iklimine sahip olduğunu kanıtlıyor. Yine aynı şekilde büyük kurumsal firmaların ekosisteme dahil olması, çok daha fazla paydaşın aktif bir şekilde ekosistemi büyütmeye çalışması gelecek açısından umut veriyor.”

“Bu modelin çok daha aktif biçimde kullanılması gerekiyor”

Girişimcilerin kitlesel fonlamanın önde gelen modellerinden biri olan paya dayalı kitle fonlamasını kullanmasının global boyuttaki gelişimin en önemli faktörlerinden olduğunu söyleyen Hakan Yıldız, “Şirketlerin ya da sosyal girişimlerin büyümesi, istihdam yaratılması, ülke ekonomilerinin gelişmesi, inovatif iş modelleriyle dünya pazarlarında rekabet edebilen organizasyonların kurulması için bu modelin çok daha aktif biçimde kullanılması gerekiyor. Kitle fonlamasının genel yapısı ve dağılımı açısından işlerin nasıl değiştiğine özellikle dikkat edilmeli. 2016 yılında, kredi piyasası tüm sektörün yüzde 70’ini oluşturuyordu. Son dört yılın öz sermaye kitle fonlaması istatistikleri ise işlerin yavaş yavaş değiştiğini gösteriyor. Endüstri hala öncelikli olarak kredi verme segmenti etrafında dönse de, paya dayalı kitle fonlaması şu anda üç kattan daha hızlı büyüyor ve bundan 10 yıl sonra nerede olduğumuzu görmek ilginç olacak” dedi.

Ekosistemin ülkemizdeki değerini artırmak ve Türkiye’yi küresel pazarda söz sahibi bir konuma getirmek amacıyla elini taşın altına koymaktan çekinmeyen bir kitle fonlama platformu olarak şu ana dek alınan sonuçlardan ötürü büyük bir gurur duyduklarını ifade eden Yıldız, “100 milyonu aşan fonlama tutarıyla ilk eşiği atlatmış durumdayız. Kısa vadede önce 300 milyon, ardından 500 milyon TL’ye doğru ilerliyoruz. Yine kısa vadede 1 milyar TL’lik finansman hacmi yaratmak bizim için zor olmayacak” sözlerini kaydetti.

Sparga1 girişimi sürdürülebilir yerli tarıma can suyu olacak

#ne100milyonoldu etkinliğinde yapılan çekiliş sonucu bir yatırımcıya ailesiyle birlikte gideceği bir haftalık tatil hediye edilirken 10 yatırımcı fonbulucu’nun 255’erlik payına bedelsiz olarak sahip oldu. Etkinlik ayrıca sağlıklı ve potansiyeli yüksek kuşkonmaz üretimi yaparak yerel ve sürdürülebilir bir tarım modeli inşa etmek misyonuyla kurulmaya hazırlanan Sparga1 girişiminin törenle yatırıma açılışına da sahne oldu. Sparga1, tarımsal üretimin finansmanında kitle fonlama sisteminin kullanılacağı fonTar finansman ve yatırım modellemesinin ilk projesi.

Kurulacak şirketin ilk aşama kampanyası olarak 3 Eylül’de paya dayalı kitle fonlaması turuna çıkan Sparga1 girişimi, 4 milyon TL fon toplama hedefiyle 16 Eylül’e kadar yatırımcılarla bir araya gelecek. Kampanyanın başarıyla sonuçlanması halinde fonlama tutarı kadar sermaye ile kurulacak olan Sparga1 Tarım A.Ş., 60 ila 90 gün içerisinde üretim amaçlı ikinci yatırım turuna çıkacak ve bu kampanyada 16 milyon TL fon hedefleyecek. Yapılacak yeni kampanyada toplanan fon, mevcut şirkete bedelli sermaye artırımı yolu ile aktarılacak. Bu nedenle ilk kampanyada yatırım yapan yatırımcılar ikinci kampanyaya da katılarak sermayedeki pay oranlarını koruyabilecek. Yatırımcılardan hem birinci kampanyaya katılanlar hem de ikinci kampanyadaki bedelli sermaye artırımına oranlarını korumak amaçlı belirlenmiş tutarla katılanlar elde edilenden yüzde 7 daha fazla kâr alma imtiyazına da sahip olacak. Girişim şirketi, ayrıca üçüncü yıldan itibaren yatırımcılara düzenli temettü dağıtımı yapacak. Dördüncü yıldan itibaren hasat miktarını artırarak temettü oranını yükseltecek olan Sparga1; beşinci yıldan itibaren en yüksek üretim kapasitesine ulaşarak sonraki yedi yıllık dönemde temettü dağıtımını maksimize edecek. Şirket 12 yıllık yatırım, üretim ve satış sürecinin sonunda tasfiye edilecek.