Ana Sayfa Blog Sayfa 276

TOY Gamification Decards tarafından hazırlanan oyunlaştırma tasarımı kartları yayınlandı

TOY Gamification Decards, Latincede 10 anlamına gelen “DECA” kelimesinden esinlenilmiş ve 183 adet karttan oluşan Türkiye’nin ilk ve tek oyunlaştırma tasarımı olarak karşımıza çıkıyor. GamFed Türkiye Kurucusu ve Akademisyen Ercan Altuğ Yılmaz tarafından  oluşturulan teknik sayesinde 10 adımda oyunlaştırma tasarımı yapılabiliyor ve oyunlaştırma süreci yönetebilmeyi sağlıyor.

Alışkanlığın ve bağlılığın oluşması için oyun tasarımını oluşturan ögelerin oyun dışı bir ortamda kullanılmasına oyunlaştırma deniyor. Oyunlaştırma ortamları günümüzde çok çeşitli amaçlarla kullanılıyor. Çevresel davranışı etkilemek, fiziksel egzersiz için motive etmek, teşvik etmek, güvenli sürüş davranışı veya okullarda ve eğitimde öğrenmeyi geliştirmek gibi alanlarda uygulanıyor. Oyunlaştırma, istenen davranışın ortaya çıkması için kişiyi motive etmesine dayanıyor.

Oyunlaştırma tasarımı kartları için öncelikle referans alacağınız bir model gerekiyor. Örnek olarak, 10 adımlık kısaca adına TOY denilen Türkiye ve Oyunlaştırma baş harflerinden oluşan bir model geliştiriliyor. Bu 10 adım altında tek tek kartlar tasarlanıyor. Bu 10 adım geliştirirken Kevin Werbach’ın 6 adımdan oluşan D6 modelini referans alarak genişletilip güncelleniyor.

Türkiye’nin ilk ve tek oyunlaştırma kartlarını geliştiren TOY Gamification Decards, fongogo üzerinden kitle fonlama yatırım turuna çıktı. 50 bin TL hedefleyen girişime, 28 Ocak 2023 tarihine kadar yatırım yapılabilecek.

Soth Park’ın yaratıcıları tarafından kurulan video girişimi Deep Voodoo, 20 milyon dolar yatırım aldı

Deep Voodoo

Deepfake teknolojisini kullanarak insanların yüzlerini başka ortamlara ve kişilere aktaran Deep Voodoo, düzenlenen turda 20 milyon dolar yatırım aldı. Yatırım turu, Connect Ventures liderliğinde düzenlendi.

2020 yılında South Park‘ın yaratıcıları Trey Parker ve Matt Stone tarafından kurulan girişim, videolarda yüz değiştirme ve deepfake sahneler oluşturmak için kuruldu. Covid-19 salgınının sonucunda askıya alınan bir film için bu teknoloji kullanılmaya başlanmıştı. İkili, bunun yerine sentetik medya teknolojisini daha da geliştirmeye karar verdi. O zamandan beri, Mark Zuckerberg ve Donald Trump gibi tanınmış iş insanlarının dijital olarak yeniden yaratmak ve parodisini yapmak için iki ortak, kendi çektikleri “Sassy Justice” internet dizileri için Deep Voodoo’nun teknolojisini kullandılar.

Deep Voodoo

Deep Voodoo, Kendrick Lamar‘ın Mayıs 2022’de yayınlanan ve Lamar’ın yüzünün OJ Simpson, Jussie Smollett, Nipsey Hussle, Kobe Bryant ve Kanye West’in yüzlerine dönüştüğü “The Heart Part 5” müzik videosu için de görsel efekt sağladı.

Girişimin kurucu ortağı Matt Stone, “Bu harika teknolojiye rastladık ve dünyanın en iyi deepfake sanatçılarını işe aldık.” dedi.

Connect Ventures’tan Michael Blank, “Deep Voodoo, geleneksel eğlenceyi zaten etkilemiş olan lider medya teknoloji platformu olarak kendini kanıtlıyor. Deep Voodoo, prodüksiyonları geleneksel VFX teknolojisinden daha hızlı ve daha uygun maliyetli yenilikçi yollarla desteklemek için yapay zekayı kullanıyor. Connect Ventures, CAA ve NEA’nın kaynaklarıyla beraber ilişkilerine benzersiz erişim sağlayan Deep Voodoo’daki yatırıma liderlik etmekten heyecan duyuyor.” dedi. 

Yatırımla beraber video girişimi, rakipsiz yüz değiştiren görsel efektlerini sektördeki sanatçılar, yapımcılar ve içerik üreticileriyle buluşturdu.

Yerli girişim YEO Teknoloji, Reap Battery ile batarya pazarına giriş yapıyor

YEO Teknoloji, enerji depolama çözümleri alanında ortağı olarak Reap Battery ile büyümeyi hedefliyor. İstanbul Tuzla’da yılda 5 GWh’lık enerji depolama sistemi üretecek tesisle birlikte Reap Battery, Türkiye’yi enerji teknolojileri alanında üst lige taşıyacak.

YEO Teknoloji’nin enerji depolama sistemlerine yönelik hedefleri ve Reap Battery’nin yatırım planları, YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız ve Reap Battery CEO’su Alper Baykut’un katıldığı bir toplantıyla tanıtıldı.

YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız, temiz ve dijital enerji dönüşümünü desteklemek ve Net Sıfır İklim hedeflerine ulaşılmasını sağlamak için çalıştıklarını vurguladı. Türkiye’de temiz enerjiye yönelik projelere öncülük ettiklerini belirten Yıldız, “YEO’nun 3 kıtada 30’un üzerinde ülkedeki enerji üretimi, iletimi ve dağıtımı tecrübesini batarya teknolojisinde de kullanacağız. Reap Battery, gelişmiş enerji depolama çözümleri ile elektrik şebekeleri, yenilenebilir enerji santralleri, endüstriyel, ticari tesisler ve hanelerin enerji dönüşümünü garanti altına alacak.” dedi.

Üretim 2023’te başlıyor

Toplantıda konuşan Alper Baykut ise dünyada enerjinin depolanması ile ilgili talebin her geçen gün arttığını belirterek şöyle konuştu:

“2020 yılı sonunda 10GWh’e ulaşan enerji depolama sistemlerinin dünyadaki kurulu kapasitesinin 2030’da 194GWh’ye çıkması bekleniyor. Her yıl %35 oranında büyümesi beklenen enerji depolama sistemi pazar büyüklüğünün 2030 yılında yaklaşık 45 milyar dolara çıkması bekleniyor. YEO olarak Reap Battery markasıyla ve üretim tesisiyle bu alandan pay almayı hedefliyoruz. 2023 yılının ikinci yarısında Reap Battery olarak ilk ürünlerin üretilmesi ve sertifikasyon süreçlerinin başlatılmasını planlıyoruz.” 

3 yıl içinde yıllık 5GWh üretim kapasitesine ulaşılacak

İstanbul, Tuzla’da inşa edilecek üretim üssünde, 2023 yılının sonunda ilk ürünlerin üretimine başlanması hedefleniyor. Aşamalı olarak 3 yıl içinde yıllık 5GWh enerji depolama sistemi üretim kapasitesine ulaşılacak. 2026 yılında enerji depolama sistemlerinde (ESS) kullanılması en uygun hücre tipine yönelik 5-10GWh kapasiteli pil hücresi üretimi tesisi de planlanıyor. Yatırımın son aşaması olarak 2028 yılında lityum yeniden kullanım ve geri dönüşüm tesisinin devreye alınması hedefleniyor.

Elektrikli araç istasyonları için de kullanılacak

YEO Ar-Ge Merkezi’nde üzerinde çalışılan enerji depolamalı şarj istasyonları konusunun elektrikli araçların kullanımının artmasıyla pazarda yer bulması bekleniyor. YEO, mobil şarj istasyonlarının ihtiyaç duyacağı enerji depolama sistemlerine uygun ürün geliştirme çalışmalarını da başlattı.

Yenilenebilir enerji sistemlerinin kullanımı ticarethane ve konutlarda da hızla yaygınlaşacak. Yenilenebilir enerjinin depolanması ve aboneler arası enerji ticaretinde kullanılırken bu sistemler şebeke ölçeğindeki enerji depolama sistemlerinden çok daha küçük ve akıllı olacak.

Reap Battery, enerji depolama sistemlerinde araştırma ve geliştirme, tasarım ve mühendislik, tedarik ve üretim, işletme ve bakım hizmetlerini tek noktadan sağlayacak. Gelişmiş elektronik ve mekanik tasarım teknikleri, tecrübeli batarya tasarım ekibi ile güvenilir enerji depolama sistemlerini müşteri ihtiyaca yönelik sunacak.

Avrupa ve Ortadoğu’ya açılacak

YEO Teknoloji, Reap Battery’nin çözümlerini 18 yıldan uzun uygulama tecrübesiyle yurtdışına da taşımayı hedefliyor. Enerji depolama çözümleri Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika’ya da ulaştırılacak. 3 kıtada 30’un üzerinde ülkede gerçekleştirdiği 225’ten fazla projeyle dünyanın her noktasına enerji ve endüstriyel çözümler ulaştıran YEO, enerji depolama sistemlerinde de global bir marka olacak.

Yerli lojistik girişimi Yolda, Endeavor girişimleri arasına seçildi

Yolda Endeavor

Sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da lider lojistik girişimi olma hedefiyle yola çıkan Yolda, başarısını farklı alanlarda kanıtlamaya devam ediyor. Yolda, üç gün boyunca yapılan paneller, toplantılar ve özel görüşmeler sonunda oy birliğiyle ilk turda yeni uluslararası Endeavor Girişimi seçilirken, Volkan Özkan ve C. Murad Özsert de Endeavor Girişimcisi unvanını kazandılar.

Bu yıl Almanya operasyonlarına başladığını paylaştığımız girişim, işletmelere parsiyel taşıma hizmeti sunan ve lojistik operasyon süreçlerini dijitalleştirerek, taşıma sürecinde otomasyon ile kaliteli bir deneyim yaşatıyor. Gerek ülkemizde gerekse dünyanın belli bölgelerinde çalışamalarına devam eden Yolda, yeni nesil teknolojiler geliştirerek otomasyon ve operasyonel verimliliği arttırmayı hedefliyor.

Kurucuları tarafından Dijital Lojistik Operatörü lanse edilen girişim, geliştirdiği teknolojilerle ve çözümlerle sektörde dijitalleşmeye öncülük etmeyi amaçlıyor. Yolda’nın geliştirdiği akıllı kapasite yönetimi sayesinde parsiyel taşımalar minimum aktarma ile yönetiliyor. Dolayısıyla hem hasar oranları ve maliyet düşüyor hem de teslimat süreleri optimize ediliyor. yolda’nın birçok yerel nakliyeci ve lojistik şirketi ile anlaşması olduğundan, KOBİ ve kurumsal işletmeler tek platform üzerinden birden fazla farklı taşıma talebine anlık cevap alabiliyor. Şirketler ayrıca kontrol paneli üzerinden taşımalarını takip edebiliyor ve yolda’nın sunduğu detaylı raporlama hizmetiyle lojistik operasyon performanslarını ölçebiliyorlar.

Türkiye’de en hızlı büyüyen, girişimcilik ekosistemine en fazla etkiyi yaratabilecek ve en fazla kişiye istihdam sağlayabilecek şirketler arasından yapılan seçimle aday olan Yolda, artık Endeavor’un dünya genelindeki geniş ağından faydalanacak ve kaynaklarını kullanmaya hak kazanacak.  

Lüks tüketime özel yerli e-ticaret platformu: Diffancy

Diffancy

Kaliteden ödün vermek istemeyen kişiler için hayata geçirilen yerli e-ticaret platformu Diffancy, işletmeleri müşterilerle buluşturuyor. Kısa sürede teslimat ilkesiyle beraber müşterilerin hızlı ve rahat bir şekilde istedikleri ürüne kolayca ulaşmaları sağlanıyor.

Emir Emad ve Onurhan Aydoğan tarafından 2021 yılında kurulan yerli girişim, piyasadaki iyi hizmet anlayışını kavramış işletmelerin müşterilerle ortak bir alanda buluşmasına öncülük ediyor. Uygulama üzerinden sunulan akıcı arayüzle beraber kullanıcılara kolay kullanım imkanı sunulurken işletmeler için de müşterilerin isteğine uygun siparişler hazırlayabileceği düzgün bir alan sunuluyor. Bu sayede hem işletmeler hem müşterilere eşit şekilde hizmet sunma anlayışı benimseniyor. Diffancy’nin hedefleri arasında kullanıcıya sipariş anından teslimat anına kadar tüm süreçlerde sorunsuz ve rahat bir platform sunmak bulunuyor. 

Be Different Live Fancy: Diffancy

“Be Different Live Fancy” sloganıyla faaliyetlerini sürdüren girişim, kullanıcılara “Farklı olduğunun farkında mısın?” mesajını veriyor. Diffancy’nin odak noktası, kaliteli işletmeler ile anlaşarak “lüks tüketim ağı” kurmak oluyor. Bu ağla beraber kullanıcılar, her yerde bulamayacakları ürünlere ve hizmetlere, kaliteden ödün vermeden ulaşabilecek ve kendilerini özel hissedebilecekler.

Diffancy, başlangıç olarak yemek kategorisi üzerine yoğunlaşsa da market, moda ve kozmetik, elektronik ürünler ve diğer kategoriler için de çalışamlar yaparak kullanıcıların her türlü ihtiyaçlarına cevap veren bir SuperApp olarak da kendini konumlandırıyor. Kullanıcılarına özel günlerde bildirimler, hatırlatmalar ve hediyeler tanımlayarak sadık müşteri oluşturmayı hedefliyor. Kullanıcılar nereye giderlerse gitsinler, yakındaki tüm kaliteli işletmeleri görüp, kolayca sipariş verebiliyorlar. 

Yerli girişim, harcadıkça kazan stratejisiyle kullanıcısına sunduğu indirimlerle sepet tutarlarına göre ister tek mağazadan ister farklı farklı mağazalardan yapılan alışverişlerde müşterisine hem kolaylıkla alışveriş yapma imkanı sağlıyor. Böylece siparişleri ayrı ayrı değil tek seferde verm daha kolay bir hal alıyor. 

50 çalışanıyla beraber pazara yeni bir soluk getirmek isteyen girişim, gelecek yıl için de oldukça iddialı görünüyor. Şu an için Beşiktaş, Şişli, Sarıyer ve Beyoğlu lokasyonlarında hizmet veren Diffancy’nin 2023 yılı itibariyle tüm İstanbul’da hizmet vermesi planlanıyor. Bununla beraber ABD, Dubai, Katar, Bahreyn ve Kuveyt olmak üzere belli başlı ülkeler ile yurt dışına açılma hazırlıkları yaptığı da açıklandı.

Uygulamaya gelecek Diffancy Market opsiyonu ve taksi çağıra gibi hizmetler birleştirildiğinde tam anlamıyla SuperApp özelliğine sahip olacak. Yeni dönemde kullanıcılar için bir çok yenilik ve kolaylık sağlanacak uygulamada hedeflenen kullanıcı sayısının ise 1 milyon kişi olduğu belirtildi. 

Milyar dolarlık yerli girişimlerin çıkması için yeni program: Turcorn 100

Bugün katıldığımız özel lansmanda T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, yeni milyar dolarlık yerli girişimlerin çıkması için Turcorn 100 programını duyurdu.

Girişiminin erken aşamasını başarıyla geçmiş, hızlı büyüme potansiyeli taşıyan teknoloji girişimlerinin, daha hızlı ölçeklenmesine ve küresel pazarlara açılmasına destek olunan Turcorn 100 programı ile Türkiye teknoloji girişimciliği ekosistemine yeni Turcornlar kazandırılması hedefleniyor.

Global ölçekte unicorn olarak adlandırılan milyar dolarlık girişim, Türkiye’de genel olarak Turcorn ifadesiyle söylenmesi hedeflenmektedir.

Turcorn 100 programına kimler başvurabilir?

2012 yılı ve sonrasında kurulmuş girişiminin son 3 (üç) yılın ortalama net satış hasılatı en az 15 (on beş) milyon TL ve son 3 (üç) yılın net satış hasılatı büyüme oranı ortalaması yüzde 30 (otuz)’un üzerinde ise veya son 3 (üç) yılda en az 2 (iki) Milyon Dolar değerleme ile en az 100.000 (yüz bin) Dolar yatırım almış ve son 3 (üç) yılın net satış hasılatı büyüme oranı ortalaması yüzde 30 (otuz)’un üzerinde olan teknoloji girişimin varsa başvuruda bulunabilirsiniz.

Turcorn 100 programına bu bağlantı üzerinden e-Devlet aracılığıyla giriş yaparak başvurabilirsiniz.

Ön değerlendirmeyi geçen girişimler en geç 60 iş günü içerisinde Jüri değerlendirmesine sunulur. Başvurun ön incelemeyi başarı ile geçerse jüri girişimini Ar-Ge kapasitesi, çıktıların yenilikçi ve özgün yönleri, ulusal ve küresel ölçekte teknolojik gelişime olan katkısı, yarattığı ekonomik ve toplumsal etki, girişimin büyüme performansı ve ölçeklenme potansiyeli kriterlerine göre değerlendirir.

Program paydaşları: AWS, Bilişim Vadisi, Cisco, Getir, Google, Hepsiburada, Insider, Maxitech, Meta, MEXT, Microsoft, Softtech, TEB, Trenyol, Turkcell, Turkish Airlines, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi.

Turcorn 100 içerisindeki alt programlar

Yurt içi hızlandırma programı: Turcorn 100 Programı’na seçilen girişimlerin ihtiyaçlarına göre terzi işi atölye çalışmaları sunulacaktır. Yurtiçi ayağında gerçekleşecek programda girişimlerin açılmak istedikleri hedef pazarlar belirnecek, büyüyen ekip yönetimi finans yönetimi gibi ölçeklenme aşamasında girişimlerin yaşadıkları problemlere yönelik atölye ve vaka çalışmaları gerçekleştirilecektir.

Yurt dışı hızlandırma programı: Yurt içi hızlandırma programlarında belirlenen hedef pazarlarında gerçekleşecek ölçeklenme aşaması hızlandırma programıdır. Yurtdışındaki mentorlarla, yatırımcılarla ve kurumsal firmalarla bire bir görüşmeleri ve pilot çalışmaları odağına alan program girişimlerin uluslararasılaştırmasını hedeflemektedir. Hızlandırma programının gerçekleşmesinde program partnerlerinin desteği alınacaktır.

Turcorn 100 başka neler sunuyor?

  • Devlet desteklerinde ayrıcalık: Türkiye’de girişimcilik ekosisteminde ar-ge ve inovasyon süreçlerinden, pazarlama ve ticarileştirme süreçlerine kadar her aşamada birçok kamu desteği bulunmaktadır. Bu kamu desteklerinde Turcorn 100 girişimlerine özel süreçler işletilecektir.
  • Turcorn 100’e özel girişim sermayesi yatırımlarıÖlçeklenme aşamasındaki girişimlerin ihtiyaçlarına uygun girişim sermayesi yatırım imkanları Turcorn 100 Programı üyelerine özel olarak sağlanacaktır.

Evde alerji testi hizmeti sunan Nectar, 16.5 milyon dolar yatırım aldı

nectar

Alerji testi geliştirip tedavi yöntemleri üzerinde çalışan Nectar, Seri A turunda 16.5 milyon dolar yatırım aldı. Harmony Partners liderliğinde düzenlenen tura Juxtapose ve Obvious Ventures katıldı. Yeni yatırımla beraber girişimin aldığı toplam yatırım 24 milyon dolar oldu.

Kenneth Chahine tarafından kurulan Nectar, geçtiğimiz Haziran ayında pazara giriş yaptı. Girişim, hazırladığı test kitleri sayesinde evde alerji olup olmadığını öğrenmeyi ve ekstra olarak tedavi tedavi yöntemleri geliştiriyor. Testi yapan bir kişi 38 iç veya dış mekan alerjisi için evde kendi kendine test yapabiliyor. Testlerin sonuçları için alınan numuneleri Nectar’a geri gönderiyor.

Testi yapan kişi daha sonra Nectar’ın sanal platformu aracılığıyla lisanslı bir doktorla iletişim kurabiliyor. Nectar’ın, alerjeni zaman içinde tolere etmesi için bağışıklık sistemini eğitmek ve güçlendirmek üzere bir tedavi planı bulunuyor. Girişim, kişilere alerji önleyici dil altı damlalarına sahip, patent bekleyen özel tedavi planını da sunabiliyor.

Mart ayında Nectar, sağlık hizmetleri odaklı ve tüketicilere yönelik markası Nectar Life Sciences‘ı hayata geçirmek için 8 milyon dolar tohum yatırım aldı. Amerika Astım ve Alerji Vakfı’na göre, her yıl 50 milyondan fazla Amerikalı çeşitli alerji türleri yaşıyor. Girişimin geliştirdiği çözümler de alerjileri önceden keşfetmek ve bunu çözüme kavuşturmayı amaçlıyor.

Girişim, aldığı yatırımı 2023’te sanal platformunu ülke çapında büyütmek, kapsamlı alerji tedavisi için fiziksel bir yer açmak ve klinik araştırmalara daha fazla yönelmek için kullanmayı planlıyor.

GYODER PropTech HUB YTÜ Startup House Girişimcilik Merkezi Maslak’ta kapılarını açıyor

Gayrimenkul sektöründe fark yaratan yeniliklerin ve çağın ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap veren teknolojik çözümlerin hayata geçmesi için projeler geliştiren GYODER, üyesi olan yeni nesil girişimcileri aynı çatı altında toplamak amacıyla GYODER PropTech HUB YTÜ Startup House Girişimcilik Merkezi Maslak’ta açılıyor. Merkez; yatırım fonları, bireysel yatırımcılar, Proptech girişimcileri ve Proptech’lere ihtiyaç duyan müşterilerin bir araya gelebildiği bir girişimcilik merkezi olacak. 

Proptech, insanların bir mülkü araştırma, kiralama, satın alma, satma ve yönetme şeklinin teknoloji ile optimize edildiği yenilikçi bir gayrimenkul yaklaşımı olarak son zamanların en çok konuşulan konuları arasında.

GYODER ve YTÜ Yıldız Teknopark iş birliği ile Maslak 1453 yerleşkesinde kurulacak olan PropTech HUB, gayrimenkul sektöründe GYODER üyesi olan yeni nesil girişimcileri aynı çatı altında toplayarak sektörün yurt dışına açılan penceresi olacak. Start-Up House ise; gayrimenkul sektöründe yerel, bölgesel ve küresel ağı oluşturan liderler ve öncüler ile iş birliği yapma fırsatı konusunda destek sağlarken, GYODER üyeleri arasında bir sinerji ortamı yaratmak adına yeni nesil Co-Working imkanı sağlayacak.

GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, Proptech’in dünyanın en büyük pazar büyüklüğüne sahip gayrimenkul dikeyinin teknoloji açılımı olduğunu belirterek, “Dönüşmekte olan bu dev sektör, büyüklüğü ve hacmi ile en büyük teknoloji fırsatlarını içerisinde barındırıyor. İşlerin yapılış şeklini değiştirmenin ne kadar zorlu olduğunun bilincindeyiz. Bu zorlukları, daha iyi çözümleri daha hızlı geliştirmek, Türkiye’de ve dünyada daha kapsayıcı, güçlü ve sürdürülebilir topluluklar oluşturmak için bir araya gelme fırsatı olarak görüyoruz. Sektörümüzün öncü isimlerinden olan ekibimiz, kurumları ve yatırımcıları gelecek vadeden startup’larla buluşturarak teknolojik ilerlemeyi hızlandıran toplantı ve etkinlikler düzenlemek için ekosistemini ve sahip olduğu deneyimi bu projeyle bir araya getirecek.” şeklinde konuştu.

Proptech alanında faaliyet gösteren teknoloji şirketler bu merkezde yer alabilirken, katılım ve Teknopark’ın sunduğu avantajlara sahip olmak için başvuru yapılması gerekiyor.

OpenAI, 3D modeller için yapay zeka kullanan Point-E platformunu duyurdu

OpenAI Point-E

Oluşturduğu yapay zeka API’ları ile adından sıkça söz ettiren OpenAI, doğrudan metin tanımlamalarıyla 3D modeller oluşturan yapay zeka destekli Point-E platformunu tanıttı. Point-E’nin modelleme yapabilmesi için yalnızca bir GPU’ya ve sadece 1-2 dakikaya ihtiyacı oluyor.

3D modelleme, çeşitli endüstrilerde ve uygulamalarda oldukça fazla kullanılıyor. Gişe rekorları kıran modern filmlerin, video oyunlarının, VR ve AR teknolojilerinin, CGI efektlerinin, NASA’nın ay krateri haritalama görevlerinin, Google’ın projelerinin ve Meta’nın geliştirdiği Metaverse evrenin temelinde 3D modelleme yatıyor.

OpenAI’ın DALL-E 2 ve Craiyon, DeepAI, Prisma Lab’in Lensa’si ya da HuggingFace’in Stable Diffusion’ı gibi birçok yapay zeka destekli uygulama, metinden görüntüye işleme sürecini herkes için erişilebilir hale getiriyor. Text-to-3D mantığıyla çalışan Point-E, benzer sistemlerin aksine, “Görüntüden 3B’ye modellemeyi daha küçük bir veri kümesi üzerinde çalışıyor.” Platform, çeşitli ve karmaşık istemleri takip etmesine olanak tanıyan geniş bir (metin, görüntü) topluluğundan yararlanıyor. 

OpenAI araştırma ekibine liderlik eden Alex Nichol, “Bir metin üzerinden 3B nesne üretmek için, önce metinden görüntüye modelini kullanarak bir görüntüyü örnekliyoruz. Hemen ardından örneklenen görüntüye koşullanmış bir 3B nesneyi örnekliyoruz. Bu adımların her ikisi de birkaç saniye içinde gerçekleştirilebiliyor. Süreç, pahalı optimizasyon prosedürlerini gerektirmiyor.” dedi.

Alex Nichol, “Bir modelleme yapacaksanız ilk olarak metni girmeniz gerekiyor. Örneğin, “Burrito yiyen bir kedi” deyin. Point-E önce söz konusu burrito yiyen kedinin sentetik bir 3B görüntüsünü oluşturacaktır. Ardından ilk görüntünün 3B, RGB nokta bulutunu oluşturmak için oluşturulan görüntüyü bir dizi difüzyon modelinden geçirecek – önce kaba bir 1.024 noktalı bulut modeli, ardından daha ince bir 4.096 noktalı bulut modeli üretecek. Uygulamada, görüntünün metinden ilgili bilgileri içerdiğini varsayıyoruz ve nokta bulutlarını metin üzerinde açıkça şartlandırmıyoruz.” sözlerini kullandı.

Bu difüzyon modellerinin her biri, tümü standartlaştırılmış bir formata dönüştürülen milyonlarca 3B model üzerinde eğitildi. İsteyen herkes gerekli terimleri kullanarak istediği 3B modeli kolayca oluşturabiliyor.

Elon Musk, Twitter CEO’luğundan istifa edeceğini açıkladı

Elon Musk Twitter

İş insanı Elon Musk, Twitter CEO’luğu görevini bırakacağını ve başka birinin bu göreve geleceğini açıkladı. Her ne CEO olmayı bıraksa da şirketin sahibi Elon Musk olacak.

Twitter, Elon Musk yönetimine geçtiğinden itibaren çalkantılı bir süreçten geçiyor. Gerek yönetim kısmında gerekse çalışanlar kısmında oldukça revizyona giden şirket, aldığı kararlarla adından oldukça söz ettiriyor. Kullanıcılar tarafından da olumsuz yorumlara maruz kalan platform hakkında yeni bilgiler gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Elon Musk, CEO’luk görevinden istifa edip etmemesi gerektiğini kullanıcılara sordu. Anket sonucuna baktığımızda kullanıcıların %57.5’i iş insanının görevden ayrılmasını istedi.

Anket sonuçları doğrultusunda Elon Musk, kullanıcıların kararına saygı duyup istifa edeceğini açıkladı. Twitter patronu, “İşi alacak kadar aptal birini bulur bulmaz CEO’luktan istifa edeceğim! Bundan sonra sadece yazılım ve sunucu ekiplerini çalıştıracağım.” dedi.

Elbette Musk’ın dizginleri teslim etmesi için henüz bir zaman çizelgesi bulunmuyor. Yeni CEO’nun kim olacağı da oldukça merak ediliyor. Gelecek kişi her ne kadar CEO’luk yapacak olsa da platformun sahibi Elon Musk olduğu için o koltuğa baskın ve istediğini rahatça yapacak birinin gelmesi beklenmiyor. Elon Musk ile düşen beklentiler, yeni gelecek kişi için bir avantaj olacak ve Twitter’ın imajını iyileştirmek için büyük bir avantajı olacak.

Sonunda CEO olarak kim devralırsa devralsın, sadece birkaç ay öncesine kıyasla neredeyse tanınmaz hale gelen bir şirketi devralacak. Çalışanların neredeyse %70‘i ya işten çıkarıldı ya da istifa etti. Nefret söylemi ve troller çoğaldıkça reklamverenler platformdan kaçtı. Yeni gelecek kişinin yapacağı çalışmalar şimdiden oldukça merak ediliyor.