Ana Sayfa Blog Sayfa 209

Yapay zekanın öteki yüzü: Parola kırma sistemleri gün geçtikçe artıyor

Yapay zeka, günümüzde her zaman olumlu yönlerde kullanılmış olsa da kötü düşünceli insanların da vazgeçilmezi olacak gibi görünüyor. Siber güvenlik firması Home Security Heroes tarafından yapılan yeni bir çalışma, yapay zekanın şifreleri kırabileceği endişe verici hızını vurguluyor.

Home Security Heroes kısa bir süre önce, PassGAN (şifre üreten rakip ağ) adlı bir araca odaklanan, yapay zeka destekli şifre kırma dünyasını araştıran bir çalışma yayınladı. Araştırmacılar, 15 milyondan fazla şifrenin bir listesini analiz etmek için PassGAN’ı kullandı ve bazı şaşırtıcı bulguları ortaya çıkardı. Araştırmaya göre yaygın kullanılan şifrelerin %51‘i bir dakikadan kısa sürede, %65‘i bir saatten kısa sürede, %71‘i bir günden kısa sürede ve %81‘i bir aydan kısa sürede kırılabiliyor.

Araştırma, altı karakterli ve altındaki şifrelerin çoğunun neredeyse anında kırıldığını gösterdi. Çalışma, en az 18 karakterlik şifrelerin PassGAN gibi araçlara karşı güvenli kabul edildiğini ve sadece rakamlardan oluşan 18 karakterlik bir şifreyi kırmak için en az on ay gerektiğini gösteriyor.

Yapay zeka teknolojisi gelişmeye devam ettiği için bu güvenlik düzeyi uzun sürmeyebilir. Hesaplarınızı bu tür şifre kırma araçlarından korumak için Home Security Heroes, en az iki harf, rakam ve sembol içeren en az 15 karakterden oluşan şifreler kullanmayı öneriyor. Öngörülebilir kalıplardan (örneğin “1234”) kaçınmak ve parolalarınızı düzenli olarak değiştirmek çok önemli oluyor. Ayrıca, birden fazla hesapta aynı parolayı kullanmaktan kaçınmanız gerekiyor.

Güçlü parolaları korumak külfetli görünse de, verilerinizi korumak için ödenmesi gereken küçük bir bedel oluyor. Karmaşık şifreleri hatırlamanıza yardımcı olması için bir şifre yöneticisi kullanmayı düşünün. Yapay zeka teknolojisi ilerledikçe, olası tehditlere karşı bir adım önde olmak ve çevrimiçi hesaplarınızın güvenliğini sağlamak oldukça önemli bir hal alıyor. 

Yerli girişim Missafir, Seri A öncesi turda 26 milyon dolar değerleme üzerinden 1.1 milyon dolar yatırım aldı

Kasım 2018’de Türkiye’nin ilk profesyonel kısa/orta vadeli ev kiralama yönetim platformu olarak kurulan yerli girişim Missafir, geçen sene yüzde 1100, son 4 yıl ortalamasında yüzde 1200 büyümüştü.

Seri-A öncesi turda 26 milyon dolar değerleme üzerinden 1.1 milyon dolar yatırım alan Missafir’in bu yatırım turunda Ege Yapı Teknoloji Girişim, stratejik yatırımcı olarak yer aldı.

Missafir, hem Türkiye’de hem de Adriyatik bölgesinde hızlı büyümesine devam edecek. Ege Yapı, bu gayrimenkul ekosistemindeki stratejik iş birliğini artırarak devam ettireceğini açıklarken, aynı zamanda projelerindeki evlerden de Missafir’in portföyüne eklemeyi hedefliyor.

Türkiye’nin en büyük gayrimenkul geliştiricilerinden Ege Yapı’nın teknoloji yatırımları şirketinin bu turda Missafir’in yatırımcıları arasına katılması, Türkiye’de PropTech alanının geleceğine dair de önemli bir gelişme oldu. Sermayenin artık geleneksel yatırım modellerini geride bırakıp teknolojiye ve yenilikçi çözümlere yatırım yapmayı tercih etme eğilimini gösteren bu yatırım, hem Missafir’in, hem Ege Yapı’nın, hem de sektörün büyümesinde önemli bir kilometre taşı olacak.

Ege Yapı‘nın teknolojik yatırım şirketinden gayrimenkul ekosistemine stratejik yatırımı’
Geçtiğimiz yıl % 1100 büyüme başarısı gösteren Missafir’in kurucusu Mehmet Yüksel konuyla ilgili verdiği demeçte;

“Bu yatırımın bizim için ayrı bir önemi var. Ege Yapı gibi ülkenin en büyük gayrimenkul oyuncularından birinin PropTech alanında yatırım yapması hem ülkemiz için hem de sektör için güzel bir gelişme oldu. Ayrıca bu yatırımın sadece sermaye yatırımı değil aynı zamanda uzun vadede portföyümüzü hızla büyütecek stratejik bir yatırım olduğunu da söyleyebiliriz. Hızlı büyümemize ek olarak; 2022’de EBITDA pozitif olmayı başaran çok iyi bir takıma sahibiz. Bu yatırım, Missafir’in uluslararası bir oyuncu olma yolculuğunda önemli bir adım olacak ve yurt dışı açılımını hızlandırmamıza yardım edecek.” şeklinde konuştu. Missafir’in bugün itibariyle 2.300 evi olduğu bilgisini de veren Yüksel, “Türkiye dışında, Kuzey Kıbrıs, Karadağ ve Hırvatistan’da da hizmet veriyoruz. Türkiye’de 20’den fazla şehir, 50’den fazla lokasyondayız. 4.5 yılda hızla büyüyen ve şu anda 160 kişilik uzman ekiplerden oluşan bir şirketiz. Bu hızlı büyümemizin sonucunda, binlerce kişiye ulaşıp ülkemize katma değer yaratan bir şirket olmak en büyük önceliğimiz. Biz bu topraklardan bir Türk markası çıkarmak istiyoruz. En iyi bildiğimiz iş, ‘’Misafir ağırlamak ve ev sahiplerinin evlerini yönetmek’’. O yüzden Missafir’i bir gün bu alanda dünyanın en büyük markası yapmak için gururla çalışmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Gayrimenkul geliştirme sektöründe uzun yıllardır faaliyette bulunan Ege Yapı’yı gayrimenkulün her alanında hizmet veren bir şirkete dönüştürmeyi hedeflediklerini söyleyen İnanç Kabadayı,

“Yaklaşık 1 yıl önce, Ege Yapı Teknolojik Girişimler AŞ’yi kurduk. Bu şirketimizle globalleşme potansiyeli olan ve hem ekonomiye hem sektörümüze katkı sağlayacak gayrimenkul ve inşaat teknolojileri şirketlerine yatırım yapma kararı aldık. Önceliğimiz dünya markası olabilecek, katma değer sağlayacak ve Türkiye’den dünyaya bu bilgiyi ihraç edecek sektörümüzdeki girişimcilere yatırım yapmak. Bu doğrultuda ilk teknolojik yatırımımızı da Missafir ile imzaladık. Missafir ve Ege Yapı Teknolojik Yatırım’ın böyle bir yatırımda bir araya gelmesi çok önemli. Missafir’in, PropTech ekosisteminde ülkemizde çok değerli bir girişim olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdiler ve bugüne kadar yaptıklarıyla büyük değer üretip, ekosistemimize inovasyon kattılar. Missafir’in bundan sonraki yolculuğunda Ege Yapı olarak yanında olacağız ve ülkemizden dünyaya açılan bir marka olmasını destekleyeceğiz. Bu yatırım bizim için de önemli bir adım oldu. Teknoloji startup’larına yatırımlarımız devam edecek.”

1,9 milyon dolardan 26 milyon dolara

Missafir bugüne kadar 4 yatırım türü tamamladı. İlki tohum öncesi yatırım idi. İkincisi tohum yatırım dönemi idi. Akabinde köprü yatırım turu yapıldı. Missafir, SeriA öncesi yatırım döneminde de Ege Yapı Teknolojik Girişimle tanıştı. Ege Yapı Teknolojik Grişim ile birlikte toplam 30 yatırımcıya ulaştıkları bilgisini veren Mehmet Yüksel,

“28 tane melek yatırımcımız dışında Koç Üniversitesi’nin fonu ve Ege Yapı’nın katıldığı bir yatırım ortaklığımız oldu.” dedi. Hızlı büyüyen Missafir’in ilk yatırımdaki değerlemesi 1,9 milyon dolardı. Bu rakamı kısa sürede 26 milyon doların üzerine çıkardıklarına dikkat çeken Yüksel, “Ana hedefimiz profesyonel ev kiralama sektörü denildiğinde; Missafir’i insanların ilk aklına gelen marka olarak konumlandırmak ve dünyada alanında en büyük şirket olarak ülkemizi temsil etmek.” dedi. Önümüzdeki 2 yılda; önce Orta ve Doğu Avrupa’nın en büyüğü olmayı hedeflediklerine dikkat çeken Yüksel, “Önümüzdeki 5 yıl içerisinde dünyanın en büyüğü olmayı hedefliyoruz.” diye konuştu. İnanç Kabadayı ise; “Önümüzdeki dönemde şirketin yurt dışına açılmasıyla birlikte şirketin büyüme ivmesinin yukarı yönlü ilerleyeceğini biliyoruz. Bu büyümenin artmasını bekliyoruz.” dedi.

Google, tarayıcıların yüksek performans göstermesi için WebGPU teknolojisini etkinleştiriyor

Google, web uygulamalarına ekran kartınızın özelliklerine daha fazla erişim sağlamak için tasarlanmış bir API olan WebGPU‘nun Chrome 113‘te varsayılan olarak etkinleştirileceğini duyurdu. Sistemin yaklaşık üç hafta sonra hazır hale getirilmesi planlanıyor.

Google, WebGPU’nun geliştiricilerin makine öğrenimi modeli çıkarımlarında üç kattan fazla iyileştirme sağlarken önemli ölçüde daha az kodla aynı düzeyde grafikler elde etmelerine olanak tanıdığını açıkladı. Bu atılım, özellikle üretken yapay zekaların ve büyük dil modellerinin mevcut çağıyla ilgili oluyor. Yerel donanımdan yararlanan gelişmiş makine öğrenimi uygulamaları için olanaklar sağlıyor.

WebGPU teknolojisi, geliştiricilerin tarayıcınız için daha iyi görünen oyunlar üretmesine de yardımcı oluyor. Google, bu ayki yayınlanan sürümü daha gelişmiş grafik özellikleri ve gölgelendirici çekirdeklerine daha derin erişim beklenen “gelecekteki güncellemeler ve geliştirmeler için bir yapı taşı” olarak nitelendiriyor. Geliştiriciler ayrıca WebGPU’da çalışan içeriğin geliştirilmesindeki iyileştirmeleri dört gözle bekliyor.

API, 2017’deki konseptinden bu yana geliştiriliyor ve sadece Chrome’u baz almıyor. Gelecekte, Firefox ve Safari’de de mevcut olması bekleniyor. Google, Linux ve Android dahil olmak üzere daha fazla işletim sistemini desteklemek için uygulamasını genişletmeye çalışıyor.

Walmart, elektrikli araçlara güç verecek şarj ağı kuruyor

ABD’de elektrikli araç sayısının gün geçtikçe artması üzerine Walmart, elektrikli araçların şarj edilmesi için özel şarj ağları kuruyor. 2030 yılına kadar binlerce şarj istasyonu kullanıcılarla buluşturulacak.

Elektrikli araç sahiplerinin, şarj bitmesinden endişe etmeden uzun mesafeler kat etmesi en önemli düşünceleri arasında bulunuyor. Özellikle iş veya seyahat için araçlarına güvenen ve sık sık uzun yolculuklar yapması gereken kişiler için bu konu oldukça önemli oluyor. Bunlarla beraber şarj ünitelerinin artırılması, tüketicilerin elektrikli araçlara daha fazla yönelmesinde de önemli rol oynuyor. Walmart da tam burada devreye giriyor.

Şirketin bu büyük genişleme planının 2030 yılına kadar tam olarak uygulanması hedefleniyor ancak ağa eklenecek konumların kesin sayısı henüz şirket tarafından açıklanmadı. Walmart şu anda 280’den fazla perakende mağazasında ve bağlı tesislerde 1.300 elektrikli araç hızlı şarj istasyonu işletiyor Bu genişlemenin elektrikli araç sürücüleri için daha da fazla erişilebilirlik sağlaması bekleniyor.

Walmart’ta Enerji Dönüşümü Kıdemli Başkan Yardımcısı Vishal Kapadia tarafından yapılan açıklamada, kırsal alanlarda bile elektrikli araç sahipliğini artırmaya yardımcı olabilecek hareket halindeyken şarj etmeye kolay erişimin önemini vurguladı. Şirket hala enerji tedarikçileri ararken, her katılımcı mağazanın dört şarj cihazı alacağını ve enerji fiyatlarının düşük tutulacağını onayladı. Girişim, Walmart’ın teslimatlar için elektrikli araçlara geçiş ve 2040 yılına kadar tüm tedarik zinciri araçları için “sıfır emisyon” elde etmeyi de içeren çevresel etkisini azaltmaya yönelik daha geniş taahhüdünün bir parçası oluyor..

Ülkemizde Togg ve Tesla‘nın pazara giriş yapmasıyla beraber elektrikli araçlar için şarj ağlarının oluşturulması daha da hızlandırıldı.

Google, arama motoruna yapay zeka destekli chatbot eklemeye hazırlanıyor

Yapay zeka yarışına adapte almaya çalışan Google, arama motoruna kendi chatbot’unu eklemeye hazırlanıyor. Google CEO’su Sundar Pichai, Google Search için yapay zeka destekli chatbot’unun üzerinde çalışmalar olduğunu doğruladı.

Yakın zamanda açıklama yapan Pichai,  kullanıcıların “kesinlikle” soru sorabileceklerini ve arama bağlamında dil öğrenme modelleriyle etkileşim kurabileceklerini belirterek bir AI Arama sohbet robotunun geliştirildiğini doğruladı. CEO, kullanıma sunma için bir zaman çizelgesi veya bu yapay zekanın Mart ayında kullanıma sunulan Google Bard‘ı temel alıp almayacağı gibi daha fazla bilgi vermekten kaçındı.

Yapay zeka destekli chatbot’ları, arama motoru pazarında çekiş kazandıkça rekabet ortamı değişti. Microsoft‘un Bing’i zaten bir yapay zeka destekli chatbot’u içerirken, OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT, bu alanda önemli bir oyuncu haline gelmeyi başardı. Google’ın hakim konumunu korumak için hızlı hareket etmesi gerekiyor.

Google’ın birincil gelir akışı olan arama motoru, 2021’de 162 milyar dolar elde etti. Yapay zeka destekli chatbot’larının ve hatta çoğu zaman alay konusu olan Bing’in pazar payı kaybetmesi, şirket için ciddi mali sonuçlar doğurabilecek gibi duruyor. Google arama motoru tabanlı ve yapay zeka destekli chatbot’unun geliştirilmesi, bu zorluklarla mücadele etmek için çok önemli bir hale geliyor. Google’ın tarihinde karşılaştığı en önemli tehditlerden biri ChatGPT oluyor.

Sundar Pichai, şirketin bir arama motoru tabanlı ve yapay zeka desteğine sahip chatbot’u üzerinde çalıştığını doğrulasa da ayrıntıların olmaması birçok soruyu yanıtsız bırakıyor. Yapay zeka destekli chatbot’ları, arama motoru manzarasını yeniden şekillendirmeye devam ederken, Google’ın hakimiyetini sürdürmek ve gelirini korumak için hızlı hareket etmesi gerekiyor. Bing ve ChatGPT gibi rakiplerin şimdiden ilerleme kaydetmesiyle, Google’ın yapay zeka dünyasındaki bir sonraki hamlesi hem sektör çalışanları hem de kullanıcılar tarafından merakla izleniyor.

EA, FIFA’yı yeniden markalaştırdı: EA SPORTS FC

Electronic Arts, EA SPORTS FC™ markasıyla yepyeni bir futbol vizyonuna imza atmaya hazırlanıyor. Oyunun yeni kimliği ve logosu, EA Sports FC’nin futbolun geleceğinde çok önemli bir yeri olacağını gösteriyor.

EA SPORTS FC konsol, mobil, çevrimiçi oyunlar ve espor ürünleri aracılığıyla yüz milyonlarca taraftarı birbiriyle etkileşime sokmayı hedefliyor ve yeni bir futbol deneyimi yaratarak futbol heyecanını en iyi şekilde yaşatmak için EA SPORTS çatısı altında yer alan bir platforma dönüşüyor.

EA SPORTS FC™ markası, dünyanın en büyük liglerinde, 100’den fazla maçta ismini duyuracak. Futbolseverler yeni marka kimliğini, EA SPORTS ortakları olan; Premier League, La Liga, Bundesliga, Serie A, Ligue 1, WSL, NWSL, CONMEBOL ve daha fazlası aracılığıyla ilk kez duymuş olacaklar. Küresel futbol arenasındaki birçok isim EA SPORTS’a katılarak bu yepyeni futbol deneyiminin yeni bir çağ başlatmasına ortak olacak ve yüzlerce lig, takım, marka ve sporcu, bugün itibarıyla EA SPORTS FC logosunu kendi platformlarında yayınlamaya başlayacak.

EA SPORTS FC Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Nick Wlodyka:

“EA SPORTS FC’nin hikayesi burada başlıyor. Küresel futbol topluluğunu bir araya getiren 30 yıllık liderlik üzerine yepyeni bir futbol deneyimi ve futbolseverlerin öncelikli olduğu bir gelecek inşa ediyoruz. EA SPORTS FC, bu spor için yeniliğin ve değişimin bir sembolü olacak. Temmuz ayında tüm futbolseverlere bu deneyimin geleceği hakkında daha fazla bilgi vermek için sabırsızlanıyoruz!”

Tasarım konusunda futboldan ilham alan yeni EA SPORTS FC markası, futbolu çok boyutlu olarak temsil eden, futbol kültüründe yer alan üçgen şeklini temel alıyor. Pas tekniklerinden set oyunlarına kadar kullanılan üçgen şekli, EA SPORTS futbol deneyimlerinin köküne işleniyor.

30 yıldır interaktif futbol deneyiminin tanımını yapan EA SPORTS, tüm oyun platformlarındaki 150 milyon taraftardan oluşan küresel bir futbol topluluğunun oluşmasını sağlamış durumda. EA SPORTS FC’nin ortaklarıyla birlikte futbolseverleri ön plana koyduğu bu yepyeni futbol deneyimi ile birlikte var olan bu topluluk desteklenmeye ve büyümeye devam edecek.

EA SPORTS’un yıllardır sürdürdüğü ¨bir araya getirme¨ ve ¨yenilikçilik¨ ilkesiyle oluşan taraftar topluluğu; 19.000’den fazla tam lisanslı oyuncuya, 700 takıma ve 30 lige erişim sağlayacak ve 300’den fazla küresel futbol ortağının desteğiyle -kadın futbolu da dahil- özgün ve rakipsiz bir futbol deneyimi yaşayacak.

Aynı günde teslim siparişler için sürdürülebilir teslimat ağı kuran Bringly, 1.5 milyon euro yatırım aldı

E-ticaret markalarının sürdürülebilir teslimatlar sunmasını sağlayan Bringly, tohum turunda 1.5 milyon euro yatırım aldı. SpeedUp Energy Innovation tarafından yönetilen tura Eyos Capital, SpeedUp Venture Capital Group, Shamrock Ventures, Ponooc ve çeşitli melek yatırımcılar katıldı.

2019 yılında Rajiv Laigsingh ve Anton Liulichev tarafından kurulan girişim, perakendecilere ve web mağazalarına aynı gün ve sürdürülebilir teslimat için ölçeklenebilir bir çözüm sunuyor. Platform, şehir düzeyinde kuryelerin mevcut teslimat kapasitesini optimize ederek kolileri mağazalardan, merkezlerden, karanlık mağazalardan ve merkezi dağıtım merkezlerinden hızlı ve sürdürülebilir bir şekilde teslim ediyor.

Bunu başarmak için girişim, optimum yol ve mevcut kapasiteye dayalı olarak paket başına çevre dostu teslimatı derleyen bir yazılım programı yarattı. Bringly’nin algoritması, bağlantılı kuryelerin ve habercilerin mevcut kapasitelerini ve performanslarını izliyor. Ardından, hem çevrimiçi mağaza ödemesinde hem de haftalık raporlarda ilgili CO2 azaltımına ilişkin anında içgörüler sunuyor.

Girişimin yenilenen platformu, SLA izleme, sevkiyat standartları, destek, izleme ve markalama gibi standart özellikleri koruyor. Bringly’nin Avrupa çapında 100’den fazla farklı türde sağlayıcıyla ortaklığı bulunuyor. Geçtiğimiz sene yüzde 300’ün üzerinde büyüme kaydeden Bringly, CO2 emisyonlarını azaltmak için MediaMarkt, Dille & Kamille ve Dyson gibi yabancı müşterilerle çalışmaya başladığını belirtiyor. 

Bringly kurucu ortağı Rajiv Laigsingh:

“Her paketi mümkün olan en sürdürülebilir şekilde sevk edebileceğimizi iddia edebiliriz. Bu hem mağazalardan hem de merkezi dağıtım merkezlerinden yapılabilir. Bu ister bisikletle son bir kilometre, ister bir şehir merkezine birleştirilmiş teslimat anlamına gelsin, lojistik zincirindeki her CO2 tasarrufu daha iyi bir geleceğe yöneliktir. İnternet mağazalarındaki tüm müşteri deneyimini daha sürdürülebilir hale getirebiliyor ve geliştirebiliyoruz.” dedi.

Yeni yatırımla beraber girişim, personel sayısını artıracağını, Avrupa’daki (sürdürülebilir) taşıyıcı ağını ve platformunu büyüteceğini ve yazılım ve algoritmalarını geliştirmeye devam edeceğini açıkladı.

Hopi, 100 milyon dolar değerleme üzerinden Param’dan yatırım aldı

Stratejik büyüme alanı olarak belirlediği finansal teknolojilerde (Fintek) kararlı adımlar atmayı sürdüren Hopi, Param ile önemli bir ortaklığı hayata geçirdi. Bu ortaklık kapsamında Param, Hopi‘ye 100 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım yaptı.

Hopi’nin perakendedeki ‘icat çıkarma’ vizyonunu, Param’ın fintek alanındaki deneyimiyle bir araya getiren ortaklık sayesinde, Hopi’nin 15 milyonu aşkın kullanıcısı herhangi bir kredi kartına sahip olmadan da taksitli alışveriş yapabilecek. Uygulama üzerinden sunulacak ‘Kredi Kartsız Taksit’ ürünü yapay zeka algoritmaları sayesinde her kullanıcıya kişisel limit atayacak.

‘Bu İş Birliği Fintek Alanındaki Kararlılığımızın Göstergesi’

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Boyner Grup CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, bundan 34 yıl önce Boyner’in Türkiye’ye ‘Çarşı Kart’ ve ‘Advantage Kart’ ile ‘Şimdi Al, Sonra Öde’ modelini getirdiğini hatırlatırken,

“Devrim niteliği taşıyan uygulamaları sektöre kazandırmayı, yapılmayanı yapıp öncü olmayı her zaman kendimize ilke edindik. 2015 yılında hayata geçirdiğimiz Hopi de bu anlayışımızın bir sonucu oldu. Hopi ile perakendede bir icat yarattık. Ama geldiğimiz yerle hiçbir zaman yetinmedik. Teknolojiyi odağa alan yenilikçi bakış açısını Boyner Grup’un ve Hopi’nin en büyük gücü olarak gördük. Şimdi bu gücü, fintek ile bir araya getirerek, perakendede yeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz.” dedi.

Hopi ve Param arasındaki stratejik ortaklığın gerek kapsamı gerekse ortaya çıkaracağı sinerjiyle yeni bir döneme ışık tuttuğunu ifade eden Cem Boyner:

“Bu iş birliği sayesinde, yapay zeka ile kişiye özel olarak atanan limitler çerçevesinde, kredi kartsız taksitli alışveriş yaklaşımını Türkiye’de yaygınlaştırırken, bunu da Hopi’nin 15 milyon kullanıcısından başlayarak gerçekleştireceğiz. Bu yeni ürünümüzü, 2 ay içerisinde Hopi üyesi perakendecilerde, müşterilerimizin hizmetine sunacağız.” dedi.

“Hopi Hep Radarımızdaydı”

Türkiye’nin ilk elektronik para kuruluşu olan ve bu alanda pek çok ilke imza atan Param’ın Kurucu ve CEO’su Emin Can Yılmaz ise Cem Boyner’in ‘Alışverişin Yeni İcadı’ olarak tanımladığı Hopi’nin uzun zamandan bu yana radarlarında olduğunu söyledi. Hopi kullanıcılarına finansal hizmet sunabilmenin kendileri için önemli bir hedef olduğunun altını çizen Yılmaz, “Bizler için önemli bu kararı, 15 milyondan fazla kullanıcıya ulaşma ve onlara Param’ın fintek çözümlerini sunma motivasyonuyla aldık.” diye konuştu.

Emin Can Yılmaz, “Param sektörün öncüsü; zorlu yollardan geçerek ilkleri gerçekleştiren, rakiplerine de yol açan Türkiye’nin ilk elektronik para kuruluşu. Hopi ise Türkiye’nin ilk online sadakat platformu olarak kuruldu. Zaman içinde de ‘alışveriş deneyimini dönüştürme’ vizyonuyla bugün akıllı alışveriş platformu haline geldi. Bence Hopi, eşi benzeri olmayan bir uygulama. Şimdi iki öncü ve yenilikçi şirketin bu güç birliği sayesinde; milyonlarca Hopi kullanıcısının alışveriş yolculuğuna yepyeni deneyimler ekleyeceğiz.” dedi.

Günümüzde finansal servislere her kesimden insanın ihtiyacı olduğunu belirten Emin Can Yılmaz sözlerini şöyle sürdürdü:

“Param, Kredim ile son dönemde dünyada trend olan ’Şimdi Al Sonra Öde’ modelini Türkiye’ye taşıyan ilk marka oldu. Kredim; kullanıcılara esnek, kolay ve hızlı alışveriş kredisi imkânı yaratıyor. Kullanıcılar, özel kredi skoru ölçümü özelliğiyle alışveriş yapmak istedikleri sektörlerde kredi limitlerini öğrenerek işlem yapabiliyor, geri ödemeyi de kendilerine sunulan farklı yöntemlerden biriyle gerçekleştirebiliyor. Kullanıcıların ihtiyaçları doğrultusunda oluşturduğumuz bu yenilikçi finansman modeli, beklediğimizin de ötesinde bir ilgi gördü. Hopi ile yaptığımız bu stratejik iş birliği sayesinde ‘Şimdi Al, Sonra Öde’ seçeneği ve yapay zeka temelli kredi skorlama algoritması ile her kesime ihtiyacı olan finansal çözümleri sunma gücüne ulaşacağız.”

Alışverişin Her Anında Kullanıcılarımızın Yanındayız

Hopi’nin yol haritasındaki önemli büyüme alanlarından birinin fintek olduğuna değinen Hopi CEO’su Yalın Özcan:

“Kullanıcılarımızın alışveriş yolculuklarının her adımına değer katmak için yıllardır çalışıyor ve farklı çözümler sunuyoruz. Özellikle ödeme adımının da başka bir platforma ihtiyaç duymadan tamamlamasını sağlamak çok değerli. Param’la yaptığımız bu güç birliği ile kullanıcılarımızın bu ihtiyacına da yanıt vermiş olduk. Hopi’nin 15 milyonu aşkın kullanıcı dünyası ile Param’ın finansal hizmetler yetkinliğini bir araya getirerek sektör adına da güçlü bir iş ortaklığı ortaya koyduk.” ifadelerini kullandı.

Kullanıcıların hem avantajlı alışveriş hem de biriktirme motivasyonuna uzun zamandır en iyi cevap veren platformlardan biri olduklarını belirten Özcan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Son dönemde ekonomide yaşanan gelişmelerle birlikte dünyada olduğu gibi Türkiye’de de farklı ödeme seçenekleri sunmak gün geçtikçe önem kazanıyor. Bu yeni dönemde, kredi kartı olmayan ya da limit sorunu yaşayan müşterilere taksitli alışveriş imkanı sunmak ve bunu alışık oldukları, yıllardır kullandıkları Hopi uygulaması üzerinden kullandırmak çok büyük kolaylık sağlayacak. Kullanıcımıza, Param’ın yapay zeka destekli altyapısı ile kredi kartsız taksit limiti atayıp kredi kullandıracağız. Başta ev kadınları ve gençler olmak üzere bankada hesabı olmayan kesimlerin de bu hizmete ulaşmasını sağlayacağız. Yani bu finansal hizmetlere ulaşımda fırsat eşitliği getirmesi adına da önemli bir adım. Param iş birliği ile daha da güçlenen Hopi, yeni iş modelleri ve ürünlerle iş dünyasına ilham vermeyi sürdürecek.”

Microsoft Edge, yakında tarayıcı sekmelerini tek bir bağlantıyla paylaşmaya izin verecek

Microsoft, Edge Workspace özelliğinin yeni sınırlı bir genel önizlemesini yayınladı . Yeni Edge tarayıcı, temel olarak, tek bir bağlantıyla aynı anda bir grup tarayıcı sekmesini paylaşmaya izin veriyor.

Yeni Microsoft Edge Workspace özelliği, kullanıcıların tek bir bağlantı kullanarak bir dizi tarayıcı sekmesini kaydetmesine ve paylaşmasına olanak tanıyor. Bu, yalnızca tek tek bağlantıları paylaşmak için gereken süreyi azaltmakla kalmayıp aynı zamanda bu sekmelerden birkaçının birlikte paylaşılmasına da yardımcı oluyor. Hatta aynı konuyla ilgili bir grup sekme kaydedilebilir ve bunları Edge tarayıcısında etiketlenebiliyor. Basitçe söylemek gerekirse, kullanıcılar artık sekme gruplarını geçmişte tek bir sekmeye nasıl yer işareti koydukları gibi kaydedebiliyorlar.

Yayınlanan bu yeni özellik, Microsoft Edge’in web sitelerini kaydetmenize ve düzenlemenize izin veren mevcut ‘Koleksiyonlar’ özelliğine oldukça benzerlik gösteriyor. Bu nedenle, yeni Edge Workspace özellikleri, sekme gruplarını kendi cihazlarınız arasında veya arkadaşlarınız arasında kaydetme ve paylaşma yeteneği ile ek işlevsellik sağlıyor. Ayrıca, diğer tarafların sekmeleri gerçek zamanlı olarak eklemesine veya düzenlemesine bile izin verecektir.

Yeni Edge Workspace özelliği, tarayıcının sol üst köşesinde yer alıyor. Bu alana tıklamak, yeni Workspace oluşturma ve adlandırma seçeneği görmenizi sağlayacak. Toplu sekmeler, Edge’in adres çubuğunun sağındaki ‘Davet Et’ düğmesine tıklanmasının hemen ardından bağlantıyı kopyalayarak paylaşılabiliyor.

Bosch, Avrupa’nın ilk tam otomatik batarya boşaltma tesisini geliştiriyor

Giderek daha fazla sayıda elektrikli otomobil yollara çıkıyor. Bosch, 2030 yılına kadar Avrupa’da yeni tescil edilen tüm binek otomobillerin yaklaşık yüzde 70’ini elektrikli otomobillerin oluşturacağını tahmin ediyor. Bu, bataryalara ve içerdikleri lityum, kobalt ve nikel gibi hammaddelerin geri dönüşümüne olan talebi artırıyor.

Battery Lifecycle Company

Bosch bu amaçla özel makine, ekipman ve yazılımlar geliştirdi. Bosch Grubu şirketi Bosch Rexroth, REMONDIS’in Bosch Grubu TSR Recycling ile Rhenus Automotive‘in ortak girişimi olan Battery Lifecycle Company‘e batarya modüllerinin boşaltılması ve sökülmesi için Avrupa’nın ilk tam otomatik sistemini tedarik ediyor.

Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung,

“Elektromobilite, ancak batarya üretimi için yeterli ham madde mevcutsa uzun vadede kendini kabul ettirebilir. Geri dönüşüm burada önemli bir rol oynuyor ve çıktımızı sürdürülebilir bir temele oturtmaya yardımcı oluyor: kullandığımızı yeniden kullanıyoruz ve hammaddeleri geri kazanıyoruz.” dedi.

Uzmanlar, 2030 yılına kadar Avrupa’nın her yıl 420.000 tona kadar batarya malzemesi için geri dönüşüm kapasitesine ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor (Kaynak: Fraunhofer ISI, 2023). Hartung, “Avrupa’da döngüsel bir ekonomi inşa etmek istiyorsak, geri dönüşümü ürün yaşam döngüsüne sıkı bir şekilde entegre etmemiz ve bunu yapmak için gerekli altyapıyı oluşturmamız gerekiyor. Bosch, teknik uzmanlığıyla buna katkıda bulunuyor.” dedi. Bosch, batarya geri dönüşümüne ilişkin endüstriyel teknolojiyi Hannover Messe’de (17–21 Nisan 2023) sergileyecek.

Bosch Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Stefan Hartung,

“Elektromobilite, ancak batarya üretimi için yeterli ham madde mevcutsa uzun vadede kendini kabul ettirebilir. Geri dönüşüm burada önemli bir rol oynuyor ve çıktımızı sürdürülebilir bir temele oturtmaya yardımcı oluyor: kullandığımızı yeniden kullanıyoruz ve hammaddeleri geri kazanıyoruz.” dedi.

Döngüsel ekonominin yapı taşı olarak verimli geri dönüşüm

Zorluklar; sınırlı kaynaklar ve geri dönüşüm için artan yasal gereklilikler ile birlikte sayıları giderek artış gösteren elektrikli otomobillerle artıyor.

Bosch Rexroth CEO’su Steffen Haack,

“Bugün yaptıklarımız yarının rotasını belirliyor. Şu anda araçlarda takılı olan bataryalar 10-15 yıl sonra ömürlerinin sonuna gelmiş olacak. Gerekli geri dönüşüm kapasitesini oluşturmak için bu fırsat penceresini kullanmalıyız.” dedi.

Fraunhofer Sistem ve İnovasyon Araştırma Enstitüsü’ne göre, geri dönüşüm için gereken teknik sistemler 2040 yılına kadar yalnızca Avrupa’da 6 milyar Euro’dan fazla yatırımı gerekli kılacak (Kaynak: Fraunhofer, 2021). Geri dönüşüm bu zahmete değecek: optimum geri dönüşüm, bir bataryanın kimyasal elementlerinin yüzde 95’e kadarını geri kazanabilir ve bunları batarya üretim sürecine geri dönüştürebilir. Bosch tarafından geliştirilen otomatik boşaltma sistemi yalnızca geri dönüşümü basitleştirmekle kalmaz, aynı zamanda verimliliği ve güvenliği de artırır. Bir modülü tamamen boşaltmak sadece birkaç dakika sürer. Sistem farklı batarya tasarımlarını tanıyarak kısa devre ve yangın gibi riskleri en aza indirir.

Battery Lifecycle Company’de model proje

Battery Lifecycle Company, Magdeburg’daki tesisinde Avrupa’nın ilk tam otomatik fabrikasını kuruyor ve teknolojiyi Bosch Rexroth sağlıyor. Tesis, farklı üreticilerin kullanılmış bataryalarını test edecek, tamamen boşaltacak ve sonraki parçalama işlemi için hazırlayacak. Yeni fabrikanın iş parçası taşıyıcılarının her biri, saniyede 18 metre hızla 150 kilograma kadar olan batarya malzemelerini taşıyacak. Bu, sekiz lityum iyon bataryanın elektrikli otomobillerden otomatik olarak boşalmasının 15 dakikadan daha az süreceği anlamına geliyor. Bosch’un otomatik çözümü, geri dönüşüm hızını büyük ölçüde artıracak. Şu anda kullanılan manuel işlemle, bir bataryanın tamamen boşalması 24 saate kadar sürüyor. Magdeburg’daki model proje, bu patentli Bosch boşaltma çözümünü kullanan ilk proje. Batarya modülleri, güvenilir bir süreçte kimyasal olarak devre dışı bırakılarak, sonraki işlemlerin voltaj olmadan gerçekleştirilebilmesi sağlanıyor. Modüllerdeki artık enerji, geri dönüşüm sistemini çalıştırmak için kullanılabilir. Buna ek olarak tesis, esnek, modüler transfer sistemleri ve ctrlX AUTOMATION kontrol platformu da dahil olmak üzere yerinde batarya üretimi için kanıtlanmış Bosch endüstriyel teknolojisini kullanacak. Battery Lifecycle Company tesisi her yıl 15.000 tona kadar batarya malzemesini geri dönüştürecek. Fabrikanın 2023 yazında faaliyete geçmesi planlanıyor.

Geri dönüşüm için Bosch endüstriyel teknolojisi

Bosch, batarya üretimi için otomasyon ve üretim teknolojisi geliştirme konusunda uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip. Tüm saygın Alman otomobil üreticileri ve dünya genelindeki birçok batarya üretim tesisi, Bosch endüstriyel teknolojisini kullanıyor. Bosch, batarya üretimi değer zinciri boyunca portföyünü sürekli olarak genişletiyor. Şirket, çalışanlar ve sistem entegratörleri ile birlikte dünya genelinde pazarlanan batarya geri dönüşümü için özel olarak donanım ve yazılım geliştirdi. Tam otomatik batarya modülü boşaltma istasyonlarına ek olarak, bunlar arasında teknik analiz ve güvenli batarya sökme için ergonomik olarak esnek iş istasyonları, farklı ağırlık sınıflarındaki bataryaları taşımak için taşıma sistemleri ve çeşitli işlem adımlarında çalışanlara rehberlik eden yazılımlar yer alıyor. Bosch ayrıca bataryaların durumu, malzeme menşei ve işleme durumu için bir takip ve izleme çözümü sunuyor.