Ana Sayfa Blog Sayfa 192

Koçfinans, Yancep ile fintech sektöründeki ilk yatırımını yaptı

Güçlü, çevik ve inovatif yapısıyla sektöre liderlik eden şirketlerden biri olan ve otomotiv başta olmak üzere birçok alanda finansman çözümleri sunan Türk şirketi Koçfinans, startup’ların inovatif fikirlerini desteklediği ve onları daha fazlası için teşvik ettiği Demo Day’in 2022 yılı kazananlarından biri olan Yancep’in yatırımcısı oldu.

Yancep, birikim ve yatırım yapmayı kolaylaştıran bir finans teknolojileri girişimidir. Geliştirdiği mikro birikim ve yatırım uygulaması, finansal okuryazarlığı yüksek olmayan ve küçük tutarlar ile yatırım yapabilecek bireylere yönelik modellenmiş portföyler hazırlayarak yatırım sürecini kolaylaştıran bir yeni nesil varlık yönetim platformu.

Sadece Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yetkilendirilen kurumlarla birlikte hizmet veren uygulama, ikinci yatırım turunda Koçfinans’ın da dâhil olduğu 5 farklı firmanın liderliğinde 5 milyon dolar değerinde yatırım aldı.

Start-up’ları ve yenilikçi proje fikirlerini desteklemeyi çok önemsediklerini belirten Koçfinans Genel Müdürü Yeşim Pınar Kitapçı konuyla ilgili şunları söyledi;

“Koçfinans olarak finansal teknoloji ve inovasyon dünyasında, öncü ve yenilikçi projelere imza atarken, gelişen start-up’lara destek olmak mutluluk verici. Doğru projelerle başlayan ve kendini geliştiren start-up’ları görmek bizi heyecanlandırıyor. Koçfinans olarak biz de bir start up gibi dinamik ve inovatif çalışma kültürünü benimsediğimiz için kendimizi bu dünyaya çok yakın görüyor, bu ekosistemin Fintechlerle çok daha fazla gelişeceğine inanıyoruz. Yancep gibi finansal erişimi artıran, geniş bir müşteri potansiyeli içinde gençlere hitap edebilen, yenilikçi çözümlerle sektör oyuncularına ilham kaynağı olacak girişimleri destekleyerek yanlarında olmayı ve geleceğe yönelik yatırımlarımızı bu vizyon ile yapmayı sürdüreceğiz”

Koçfinans, yapılan yatırımın yanı sıra ileride Yancep uygulamasında yer alacak kredi ön onay entegrasyonu gibi iş birliği çalışmalarıyla da Yancep’e desteğini sürdürmeyi ve yatırımını güçlendirmeyi planlıyor.

Türk girişimcilerin geliştirildiği Parky uygulaması, ABD’de Apple Watch’larda kullanılacak

Türk dijital sağlık şirketi h2o Therapeutics, Parkinson hastalarına özel geliştirdiği, FDA (Food and Drug Administration / Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç Dairesi) onaylı Parky uygulaması için, AmerisourceBergen şirketi ile güçlerini birleştirerek ABD pazarına giriş yaptı.

Ankara’da kurulan h2o Therapeutics, büyük bir başarıya imza attı. Şirket, Parkinson hastalarının semptomlarını takip etmelerine olanak sağlayan Parky isimli uygulamayı, Apple teknolojileri ile geliştirerek tıp alanında önemli bir ihtiyacı karşılamış oldu.

Geçtiğimiz Kasım ayında FDA onayını alan ve Apple tarafından geliştirilen Hareket Bozukluğu API ile uyumlu olan Parky, Apple Watch’u kullanarak Parkinson hastalığının titreme ve diskinezi gibi semptomlarını gerçek zamanlı olarak izliyor. Hastalığın seyri ile alakalı olarak hastalar ve sağlık profesyonelleri arasında anlamlı ve güvenilir verilerin paylaşılmasını sağlayan uygulama, hastaların güncel durumunu sağlıklı bir şekilde takip edilebiliyor.

h2o Therapeutics, dünya üzerinde 10 milyon Parkinson hastasına fayda sağlayabilecek ve hastalığın gelişimi noktasında tıp uzmanlarına önemli veriler aktaracak olan Parky uygulamasının ABD pazarına girişi için AmerisourceBergen şirketi ile el sıkıştı. Küresel bir sağlık şirketi olan AmerisourceBergen, hayata geçirdiği bulut tabanlı, tamamen entegre bir sipariş alım/dağıtım platformu olan DTx Connect ile Parky uygulamasının ticari gelişimini yönetecek.

h2o Therapeutics’in kurucusu Yağmur Selin Gülmüş konu ile ilgili yaptığı açıklamada:

“FDA onayı, Apple işbirliği ve AmerisourceBergen anlaşmaları bizim için çok büyük kilometre taşları. Parky’nin Parkinson Hastalığı topluluğuna büyük değer katacağına inanıyoruz. AmerisourceBergen ile yaptığımız bu anlaşma sayesinde amacımız, hastaların erişim sürecindeki engelleri azaltmak, erişimi geliştirmek ve ticari ulaşılabilirliğimizi genişletmektir. Hasta odaklı teknolojimizi, Parkinson hastalığı topluluğunu da destekleyerek Parkinson Farkındalık ayında piyasaya sürmekten gurur duyuyoruz.” şeklinde konuştu.

Uygulamanın önemi ile ilgili konuşan AmerisourceBergen Global Ürünler ve Çözümler Ürün Müdürü Alex Kilgore ise şunları söyledi:

“Dijital sağlık büyük bir potansiyel sunuyor; ancak ürün geliştirenler, pazara erişimi ve ürün potansiyelini etkileyebilecek sektöre özel zorluklarla karşılaşıyor. Reçetelenmesinin ardından hastalara yardımcı olacak ve dijital sağlık alanında kabiliyetimizi arttıracak Parky uygulamasını ve h2o Therapeutics’i desteklemek için sabırsızlanıyoruz.”

AmerisourceBergen Küresel Ürünler ve Çözümler Kıdemli Başkan Yardımcısı Jason Dinger,

“Parkinson Farkındalık Ayı boyunca hastaları, hasta yakınlarını ve sağlık hizmeti veren kurumları, h2o Therapeutics gibi dijital sağlık teknolojileri üreten inovatif firmalarla bir araya getirmenin, hastaların sağlığı için neler yapabileceğimizi konuşmanın gururunu yaşadık.” diyerek duygularını paylaştı.

Türkiye ve Avrupa’da da kullanılması için çalışmalar sürüyor 

Parky uygulamasının sınırlarını da genişletmek isteyen şirket, şu an sadece ABD’de kullanılabilen uygulamanın yakın bir zamanda Türkiye ve Avrupa’daki kullanıcılara da sunulması için çalışmalarını sürdürüyor.

Gmail, güvenilir mail adresleri için mavi tik getiriyor

Google tarafından geliştirilen mail sistemi Gmail, şirket çalışanlarının güvenliği için gerçek ve doğrulanan hesaplara mavi tik getiriyor. Doğrulanmış göndericiden bir e-posta alındığında, gelen kutusunda şirketin adının yanında mavi bir onay işareti görünüyor.

Google, ilk olarak 2020 yılında Gmail için Message Identification (BIMI) teknolojisini tanıttı. Bununla beraber kayıtlı markalar, e-postalarına kimliği doğrulanmış logolar ekleyebiliyor. Mavi onay işareti, mail’i gönderen kişinin meşru olduğunun daha belirgin bir göstergesi oluyor. Kullanıcılara e-posta dolandırıcılığına karşı ekstra bir koruma katmanı sağlıyor. Kısa bir süre önce Google, kullanıcılarına çok paraya mal olabilecek bir Gmail dolandırıcılığı hakkında farkındalık yarattı.

Google, Gmail’e yönelik ek güncellemelerle kullanıcı güvenliğine ve deneyimine öncelik vermeye devam etmeyi planlıyor. Olasılıklar arasında BIMI programının genişletilmesi, daha iyi spam filtreleme, geliştirilmiş gizlilik özellikleri ve diğer Google hizmetleriyle entegrasyon yer alıyor. Mavi tik işareti özelliği, hafta sonuna kadar tüm kullanıcılar için aktif hale gelecek. Workspace yöneticileri, şirketlerinin bu özellikten yararlanabilmesi için BIMI’yi ayarlayabiliyor.

Güçlü e-posta kimlik doğrulaması, kullanıcıların ve e-posta güvenlik sistemlerinin spam’ı belirleyip durdurmasına yardımcı oluyor. Gönderenlerin marka güveninden yararlanmalarını sağlıyor. Şirketler için mavi tik işareti, marka güvenini artırmanın ve kimlik avı ile diğer e-posta dolandırıcılıklarını önlemenin mükemmel bir yolu gibi görünüyor. Bu özellik, e-posta kaynaklarına olan güveni artırıp herkes için daha iyi bir e-posta ekosistemi oluşturuyor.

Mavi tik’in başarısıyla Google’ın e-posta güvenliğini ve kimlik doğrulamasını geliştirmek için BIMI teknolojisine yatırım yapmaya devam edeceği düşünülüyor. Ek olarak Gmail, zaten güçlü spam filtreleme özelliklerine sahip olsa da Google, spam iletileri daha iyi belirlemek ve filtrelemek için makine öğrenimi ve yapay zekadan yararlanarak sistemi daha da geliştirmeye çalışacak gibi duruyor. 

Yapay zekayla içerik operasyonlarını birleştiren Oppflow, Product Hunt’ta günün birincisi oldu

İçerik pazarlaması ihtiyaçlarını tek platforma toplayan Oppflow, Product Hunt platformunda lansman gününde birinci sıraya yerleşti ve yerini gün boyu başka bir ürüne bırakmadı. 

Oppflow’un yaratıcı ekibi, startuplara içerik pazarlaması konusunda destek olan OppZone‘un sektöründeki 4 yıllık tecrübesi sayesinde girişimlerin hangi zorluklarla karşılaştığını birinci elden deneyimledi. Bu deneyimlerden yola çıkılarak yaratılan ürünlerinin de kullanıcılarının içerik pazarlamasında karşılaştığı sorunlara birebir çözüm ürettiğini belirtiyorlar. 

Oppflow, içerik pazarlamasını basitleştirmek, maliyetleri azaltmak ve markaların tek bir araçla yeni zirvelere çıkmasını sağlamak için yapay zeka, analitik ve işbirliğini birleştiren özelliklere sahip. Oppflow’un sunduğu özellikler arasında özelleştirilebilir iş akışlarıyla içerik üretim sürecinin kolay takibi, isteğe bağlı olarak kullanılabilecek yapay zeka destekli içerik asistanı sayesinde markaya özel içerik üretimi ve içeriğin her platform için sunulan analizlerle performansının görüntülenebilmesi gibi birçok devrim niteliğinde fonksiyon yer almakta.

Oppflow’un kurucu ortaklarından Odin Enes Özlen:

“Product Hunt’ta başarıyı yakalamak ve Oppflow’u dünyaya tanıtmak için aylardır çalışıyoruz, çalışmalarımızın karşılığında da günü birinci tamamlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Şimdi hızla gelen geri bildirimlerle ve isteklerle Oppflow’u çok daha iyi bir ürün yapmak için durmadan çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

Oppflow’un bu başarısının arkasında globalde yaratmış olduğu geniş komünite ve takipçi kitlesinin de etkisi büyük.

LinkedIn, Premium aboneler için yapay zekanın oluşturduğu ön yazıları test ediyor

Beyaz yakalıların sosyal ağı LinkedIn, iş başvurusu yapan kişilerin şirketlere kişiselleştirilmiş mesajlar oluşturmasına yardımcı olmak için yapay zekadan yardım alıyor. Şu anda premium aboneler için mevcut olan yeni özellik, adayın profilinden, iş tanımından ve işe alım yöneticisinin profilinden alınan bilgilere dayalı olarak ön yazı benzeri kısa mesajlar oluşturuyor.

Bu özellikle iş arayanlar, becerilerini ve deneyimlerini sergileyen son derece kişiselleştirilmiş mesajları LinkedIn platformu aracılığıyla doğrudan işe alma yöneticilerine kolayca gönderebiliyor. Bunun adaylara önemli miktarda zaman ve emek tasarrufu sağlaması ve iş arama sürecini daha verimli ve düzenli hale getirmesi bekleniyor.

LinkedIn daha önce profiller için yapay zeka yazma önerileri ve ortak makaleler için yapay zeka tarafından yazılmış metin özelliklerini denedi. Ancak bu yeni özellik, adayların belirli iş fırsatlarına göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş mesajları hızlı ve kolay bir şekilde oluşturmasını sağladığından, işe alım sürecinde yapay zeka kullanımında ileriye doğru bir adım oluyor.

Yapay zeka tarafından oluşturulan mesajlar, bir ön yazının açılış cümleleri gibi okunur ve adayın profiline, iş tanımına ve işe alım müdürünün profiline göre kişiselleştirilebiliyor. Bu özellik, benzersiz becerilerini ve deneyimlerini sergileyen son derece kişiselleştirilmiş mesajlar göndererek diğer adaylardan sıyrılmalarına olanak tanıdığından, iş arayanlar için oyunun kurallarını değiştirecek gibi duruyor. 

Yapay zeka tarafından oluşturulan mesajlar son derece kişiselleştirilmiş olsa da LinkedIn, adayların güçlü yanlarını ve deneyimlerini doğru bir şekilde yansıtmasını sağlamak için metni yine de özelleştirmeleri ve düzenlemeleri gerektiğini vurguluyor. Bu, yapay zekanın içerik oluşturmasında yardımcı olabilse de nihai sonucun doğru ve etkili olmasını sağlamak için insan girdisinin hala gerekli olduğunu hatırlatıyor.

Üç Türk girişimcinin kurduğu HockeyStack, Y Combinator’a kabul edildi

B2B şirketleri, karmaşık ve uzun süren satış süreçleri nedeniyle verilerini 5’den fazla platformda saklamak zorunda kalıyorlar. Bu, şirketlerin en efektif müşteri edinim kanallarını anlamalarını imkansız hale getiriyor. HockeyStack tüm bu veri kaynaklarını birleştirip, kolayca analiz edilmesini sağlayarak B2B şirketlerin satış ve pazarlama aktivitelerini optimize etmesine yardımcı oluyor.

Kurucu ortaklar Buğra Gündüz, Emir Atlı ve Arda Bulut lise 2 öğrencisi iken, 2020 yılında hayata geçirilen HockeyStack, ilk yıllarında 275 bin dolar ciro elde etmeyi başarmıştı. Daha sonra ABD’nin prestijli üniversitelerinde okumaya hak kazanan kurucu ekip, HockeyStack’e tam zamanlı odaklanmak için eğitim hayatlarına ilk dönemde veda ederek San Francisco’ya yerleşti ve şu anda 8 kişilik global bir ekip ile Whatfix, Cognism, Oneflow ve Transfix gibi alanlarında lider şirketlere hizmet sunuyor.


Yıl sonunda pazarlama analitiği alanında en çok kullanılan ürün olma arzularını belirten HockeyStack kurucu ortağı ve CEO’su Buğra Gündüz:

“Uzun vadede dünya çapında tüm B2B şirketlerin veri altyapısını sağlayan bir platform olacağız. Bu büyük hedeflerimize birlikte koşacağımız yetenekli mühendisleri bulmak en öncelikli işim.” dedi.

HockeyStack ekibine katılmak isteyen mühendisler aktif iş ilanlarına buradan ulaşabilir.

Hatırlatmak gerekirse HockeyStack, QNBEYOND’un 4. Dönem mezunları arasında yer almıştı.

QNBEYOND Ventures yönetici ortağı Özge Öz;

“HockeyStack ekibini ilk kez gördüğüm andan beri çok büyük bir saygım var. Genç yaşlarına rağmen alanlarına olan hakimiyetleri, disiplinleri, iş yapış hızları ve hırsları bizi çok etkiliyor. Onların ilk yatırımcısı olmaktan dolayı çok mutlu ve gururluyuz.’’ diyerek görüşlerini belirtti.

Dünyanın en prestijli hızlandırma programı olan Y Combinator’ın Haziran ayında başlayacak yeni dönemine girerek yatırım alan HockeyStack, daha önce QNBEYOND Ventures dışında Mustafa Namoğlu ve Umur Çubukçu’dan yatırım aldı. Danışma kurulunda ise Mark Kosoglow ve Ross Pomerantz gibi satış ve pazarlama alanlarında dünyaca ünlü isimler yer alıyor.

İçerik pazarlamayı çok etkin kullandıklarını belirten HockeyStack ekibi, kendi hikayelerini anlatan kısa bir video da yayınladı.

Dyson, Singapur’da yeni nesil bataryalar için üretim tesisi açacak

Küresel teknoloji şirketi Dyson, Singapur’da yeni nesil bir batarya fabrikası inşaa etmeye hazırlanırken; Filipinler ve Birleşik Krallık’ta yeni Ar-Ge kampüslerini, uluslararası gelişmiş üretim kapasitesini ve küresel Ar-Ge ayak izini büyük ölçüde hızlandırdığını duyuruyor. Bu üç büyük yatırım, dünyanın sunduğu en iyi mühendislik yeteneklerinden yararlanarak Dyson’ın uluslararası alandaki hedeflerinin büyüklüğünü yansıtıyor.

Kurucu Sir James Dyson:

“Yazılım, bağlanabilirlik, yapay zeka ve tescilli son teknoloji bataryalar yeni nesil Dyson teknolojisine güç verecek. Tıpkı öncü dijital elektrikli motor teknolojisine yaptığımız uzun vadeli yatırımlar gibi, Dyson’ın yeni nesil batarya teknolojisi de Dyson ürünlerinin performansında ve sürdürülebilirliğinde büyük bir devrim yaratacak.” dedi.

Singapur

Dyson’ın küresel genel merkezinin bulunduğu Singapur, ilk tescilli yeni teknoloji batarya tesisine ev sahipliği yapmak üzere seçildi. Tesis bu yıl tamamlanacak ve 2025 yılına kadar tamamen faaliyete geçerek yeni geliştirilen Dyson ürünleri için tescilli teknolojiye sahip Dyson batarya hücreleri üretecek.

Singapur’un batısındaki Tuas’ta yer alan, Dyson tarihindeki en önemli gelişmiş üretim yatırımı olan fabrika 53 basketbol sahası büyüklüğünde.

Dyson daha küçük, hafif, sürdürülebilir ve enerji yoğun bataryalara öncülük etmek için on yıldan uzun bir süre önce şirket içi batarya programını başlattı. Araştırma ekipleri, yeni malzemeler ve süreçler kullanan, akıllı ve dijital olarak etkinleştirilmiş bir ortamda monte edilen tescilli yeni teknoloji batarya üzerinde küresel olarak çalışıyor.

Dyson Genel Müdürü Roland Krueger konuyla ilgili açıklamasında:

“Bilim ve öncü teknolojileri kullanarak kökten değmiş ve yenilikçi Dyson ürünleri geliştirmeye odaklanmış durumdayız. Singapur’daki gelişmiş üretim faaliyetlerimiz Dyson’ın tamamen yeni bir batarya teknolojisini pazara sunmasını sağlayacak. Singapur’un yetenekli mühendisleri ve bilim insanları ile Endüstri 4.0 üretimini benimseyen destekleyici hükümeti, burayı Dyson gibi yüksek teknolojiye sahip bir şirket için kusursuz bir yer haline getiriyor.” dedi.

Filipinler

Dyson’ın araştırma, geliştirme ve gelişmiş motor üretimi kapasitesini tek bir çatı altında toplayacak olan ve 166 milyon sterlinlik (yaklaşık 4.1 milyar TL) bir yatırımı temsil eden yeni Filipinler Teknoloji Merkezi, 92 basketbol sahasına eşdeğer bir alana yayılacak.

Tomas, Batangas’taki yeni kampüsün ülkedeki en büyük yatırımlardan ve en ileri teknoloji üretim merkezlerinden biri olacağı düşünülüyor. Bu da Dyson’ın küresel hedeflerinde Filipinler’in artan öneminin altını çiziyor. Yatırımın bir parçası olarak Dyson, başlangıçta 400 mühendis ve bu yılın ilerleyen dönemlerinde ekibe katılacak 50’den fazla mezun mühendisi işe almayı hedefliyor.

Filipinler’deki Ar-Ge ekipleri diğer alanların yanı sıra yazılım, yapay zeka, robotik, akışkanlar dinamiği ve donanım elektroniğine odaklanacak. Bu uzmanlık alanları, Dyson’ın robotik teknolojilerden hava iyileştirme teknolojilerine kadar yüksek performanslı ürünleri ve Dyson Supersonic saç kurutma makinesi gibi giderek daha fazla yazılım, sensör ve bağlanabilirlikle etkinleştirilen saç bakım ürünleri için kritik önem taşıyor.

MyDyson uygulaması halihazırda kullanıcılara hava kalitesi ve çevreleri hakkında canlı veriler sunuyor. Sensörler, yapay zeka ve bağlanabilirlik sayesinde Dyson mühendisleri, ürünlerin kullanım ömrü boyunca daha fazla işlevsellik ve fayda sağlayabiliyor. Ayrıca kişiye özel tavsiye ve destek de sunabiliyor.

2024’ün ilk yarısında faaliyete geçmesi planlanan kampüs, Dyson çalışanlarının refahına önem veren Dyson’ın dünya çapındaki diğer ilham verici tesislerinin izinden gidecek. Kampüsün mimarisi, iş birliğini ve yeni fikirlerin üretilmesini desteklemek için hava kalitesi, doğal ışık ve yeşilliğe öncelik verecek. Kampüste eğlence ve spor alanlarının yanı sıra laboratuvarlar ve ofisler de yer alacak. Son teknoloji ürünü yeni tesisler, Dyson için Filipinler’de türünün en önemli örneği olacak.

Birleşik Krallık

Dyson, İngiltere’nin Bristol kentinde, 10 yıl sonrasına uzanan bir ürün serisi üzerinde çalışan yüzlerce yazılım ve yapay zeka mühendisine ev sahipliği yapacağını açıkladı. Küresel teknoloji şirketinin Birleşik Krallık ve İrlanda’daki ticari ve e-ticaret ekiplerine de ev sahipliği yapacak olan yeni Teknoloji Merkezi’ne 100 milyon sterlinlik bir yatırım yapmayı planladığını da açıkladı.

Şehrin merkezindeki Castle Park’ın karşısında yer alan yeni merkez, geçen yıl Dyson’ın RAF hangarlarını restore ederek giyilebilir cihazlar ve robotik odaklı Ar-Ge laboratuvarlarına dönüştürdüğü Wiltshire’daki Hullavington Airfield Kampüsü’nde duyurulan Robotik Merkezi’nin ardından Dyson’ın Birleşik Krallık’taki bir diğer büyük yatırımını temsil ediyor. Bristol’e olan bağlılık, şehrin yazılım ve dijital beceriler için uluslararası bir merkez olarak konumunu yansıtırken; Birleşik Krallık’tan ve dünyanın dört bir yanından en yüksek nitelikli kişilerin işe alınmasını sağlayacak.

Dyson Baş Mühendisi Jake Dyson yeni binayla ilgili yaptığımı açıklamada:

“Bizim için sensörler, uygulamalar ve bağlanabilirlik, makineye sadece fonksiyon eklemenin çok daha ötesinde. Bu gelişmeler, kullanıcılarımızı destekleyiş biçimimizi dönüştürüyor ve bir ürünün performansını kullanım ömrü boyunca nasıl geliştirebileceğimizi otonom bir şekilde değerlendirerek en yüksek performansa ulaşmalarını sağlıyor. Önemli hedeflerimiz var ve büyüyen küresel ekibimizin bir parçası olarak artan sayıda yazılım, yapay zeka ve bağlantı mühendisini işe alacağız. Bristol’daki yeni Dyson Teknoloji Merkezi, Dyson’ın bağlantılı geleceğine katkıda bulunan hayati bir merkez olacak.” dedi.

Bristol Köprüsü yakınlarındaki bir binanın sürdürülebilir şekilde yeniden geliştirilmesinin devamı olarak inşa edilecek olan yeni Teknoloji Merkezi, Dyson’ın Malmesbury ve Hullavington kampüsleri ve Londra’daki ofisleri de dahil olmak üzere Birleşik Krallık’taki mevcut yapılanmalarının yanında yer alacak ve Birleşik Krallık’ta Ar-Ge’de yer alan 3.500’den fazla kişiye istihdam sağlayacak. Dyson son on yılda Ar-Ge’ye 1,4 milyar sterlin yatırım yaptı.

Malmesbury Kampüsü aynı zamanda 160 lisans öğrencisinin öğrenim ücreti ödemeden BEng mühendislik diploması aldığı, Dyson’dan maaş aldığı ve ilk günden itibaren gerçek projeler üzerinde çalıştığı Dyson Enstitüsü’ne de ev sahipliği yapıyor. Bristol’daki yeni Dyson Teknoloji Merkezi, Dyson teknolojilerinin uygulamalarını ve bağlantılı işlevlerini geliştirerek Dyson’ın bağlanabilirlik geleceğine de katkıda bulunacak.

True Global Ventures, TGV 4 Plus Opportunity Fund (OF) ile üretken yapay zekaya odaklanacak

“TGV 4 Plus Follow on Fund (FoF)” adlı fonunu TGV 4 Plus Opportunity Fund (OF)” olarak yeniden isimlendiren True Global Ventures (TGV), yeni fonuyla üretken yapay zeka taahhüdünün Web3’ün ötesinde güçlendiğini duyurdu. TGV, bu isim değişikliğiyle mevcut piyasa koşullarında en iyi büyüme aşamasındaki üretken yapay zeka ve Web3 yatırım fırsatlarından daha fazla yararlanılmasını hedefliyor.

Üretkenlik kazanımları, ek gelir akışları, hatta doğru kullanmasını bilen birçok kuruluş için haksız rekabet avantajları yaratmaya yönelik sunduğu temel kullanım alanlarıyla üretken yapay zeka, metin tabanlı sohbetlerin ötesine geçiyor. Üretken yapay zeka gibi sektörü dönüştüren teknolojiler artık mülk yönetimi, hukuk firmaları, danışmanlık, müşteri hizmetleri ve inşaat gibi birçok farklı sektörde kullanılıyor.

Üretken yapay zekada uzmanlaşan şirketlere yatırım yapacak

Kendi yaptığı araştırmalarda, birçok kuruluş ve yatırımcının henüz bu ezber bozan çözümlerden yararlanmaya öncelik vermediğini tespit eden TGV, bu üretken yapay zeka şirketlerinde hâlâ büyük bir değer yaratma fırsatı olduğuna inanıyor.

FoF’un ilk kapanışı Haziran 2022’de 146 milyon ABD doları olarak gerçekleşti. Mevcut fon toplamının %40’ından fazlası General Partners (GP) tarafından taahhüt edildi. OF ise üretken yapay zekayla yol alacak Web3 liderlerine yatırım yapmanın yanı sıra, üretken yapay zeka konusunda uzmanlaşmış büyüme aşamasındaki şirketlere de yatırım yapacak.

Etkinliklerini yapay zeka ile şekillendiriyor

2011 yılından bu yana yeni kurulan yapay zeka şirketlerine yatırım yapan TGV, bu yatırımları vizyonunun ayrılmaz bir parçası haline getirdi. Web3’e yatırım yapmaya 2016 yılında başlasa da, daha önce yatırım yaptığı veya takip ettiği yapay zeka şirketlerinin çoğu artık olgunlaşarak büyüme aşamasına ulaştı. Başta oyun ve açık Web3 Metaverse’leri sektörleri olmak üzere, portföy şirketlerinin birçoğu üretken yapay zeka çözümlerini iş faaliyetlerine entegre etti. Bu çözümlerle hızlı bir şekilde yeni ortamlar, sanal öğeler, avatarlar, oynatılamayan karakterler, müzik ve daha fazlasını üretmek mümkün oluyor.

True Global Ventures, fonun ve portföy şirketlerimizin satış, uyum, hukuk, pazarlama ve iletişim gibi alanlarda daha verimli olmasına yardımcı olacak araçların kullanımına yönelik üretken yapay zeka stratejini uygulamaya koydu. TGV’nin yaklaşık 500 katılımcının farklı görüşlerinin temsil edildiği küresel çevrimiçi konferanslarının içeriği ve konuları da üretken yapay zekayla şekilleniyor. Üretken yapay zeka, konuşmacıları çok daha iyi paylaşım içerikleri oluşturmaya zorluyor.

İki küresel pazar liderine yatırım

OF bugüne kadar iki küresel pazar liderine yatırım yaptı. Bunlardan ilki, şu ana kadar dünyadaki dijital varlıkların %20’sinden fazlasını ve dünyadaki NFT’lerin %30’unu sıfır saldırıyla güvence altına alan dijital varlık bireysel koruma alanında küresel bir lider olan Ledger oldu. Diğeri ise eğlence ve açık metaverse segmentlerinde gerçek dijital varlık sahipliğini savunan, Financial Times’ın Yüksek Büyüme Kaydeden Şirketler Asya-Pasifik 2023 sıralamasında ve Fortune’un Kripto 40 listesinde yer almak gibi çeşitli ödüllere layık görülen Web3’ün küresel lideri Animoca Brands oldu.

Konuyla ilgili açıklama yapan TGV 4 Plus Opportunity Fund Yönetici Ortağı Konrad Wawruch:

”Yeni ve iyi fırsatlar gördüğümüz bir dönemde, fonumuzu yeni adıyla piyasaya sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Alışıldık bekle ve gör yaklaşımının yerine, benimsediğimiz yatırım hattı düzeniyle, cazip değerlere ve iyi getiri sağlama potansiyeline sahip sektör liderlerini seçiyoruz. Küresel ortak ağımız aracılığıyla, hızla büyüyen bir pazarda gerçek kazananlara dönüşmelerine yardımcı oluyoruz” dedi.

TGV 4 Plus Opportunity Fund Yönetici Ortağı Fredrik Adolfsson ise:

“Büyüme sermayesi piyasasının, aile ofisleri gibi dönüştürücü teknolojilere erişim konusunda yatırımcılara önemli fırsatlar sunduğuna inanıyoruz. Üretken yapay zeka ve blokzinciri gibi teknolojiler, mevcut portföy şirketlerini çok daha verimli ve etkili hale getirerek onlara bir avantaj ve rekabet üstünlüğü sağlayabilir” diye ekledi.

Web3 ve blockchain alanındaki girişimlere yatırım yapacak yeni fon: Slash Ventures

Dijital dünyanın hiç olmadığı kadar hızlı gelişimi, Web3 teknolojilerinin benzersiz potansiyellerinin ortaya çıkışı ve blockchain’in hayatımıza girişi ile dijital bağlantı ağımız, oyun oynama biçimimiz dönüşüme uğradı.

Slash Ventures, dijital dünyanın ve Web3’ün potansiyelinden yararlanan vizyoner girişimleri güçlendirmeyi misyon edinirken; yeni nesil teknolojinin ve Web3 öncülerinin büyümesini hızlandırmak ve bir yenilik ekosistemini beslemek için iş birliğinin gücüne inanarak, kapsamlı destek hizmetleri de sunuyor.

Slash Ventures deneyimli yatırımcılar, sektör ve teknoloji uzmanlarından oluşan tutkulu ekibi ile en son yatırımları, sektör içgörülerini ve web3 teknolojisi dünyasındaki heyecan verici gelişmeleri paylaşarak geleceği şekillendiriyor. Aynı zamanda Slash Ventures, dijital deneyimlerin sınırlarını beraber keşfettiği ve web3 dünyasının olasılıklarının kilidini açtığı yolculuğunu da sürdürüyor.

Blockchain tabanlı projelere yatırım yapan Slash Ventures, fonun ilk yatırım yaptığı girişim ise Earnify oldu. Slash Ventures Managing Partner’ı Ali Erhan Tamer, Web3 ve blockchain ekosistemindeki yeni fon hakkında;

“Slash Ventures, Web3 girişimlerine yatırım yapmak isteyenlere sunduğumuz yeni nesil Web3 girişim sermayesi platformu… Bu dünyada yer almak isteyenlerin, projelerine merkeziyetsiz yatırım arayanların ve başarı hikayeleri yakalamak isteyenlerin peşindeyiz. Birçok kripto para borsasıyla da anlaşmamızın olması avantajıyla platformumuzda güçlerimizi birleştirerek, projeleri token ve NFT evreni ile buluşturmayı amaçlıyoruz. 2023 yılı bitimine kadar 10 yatırım gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Şu an için gerçekleştirdiğimiz ilk yatırımımızı da Earnify oldu. Earnify ile müşterilerimizin Web3 dönüşümünü sağlayacağız. Aynı zamanda Slash Ventures ile bu ekosistemin içinde yer alan gençleri de çok önemsiyoruz. Bunun için de Web3 dünyasında bulunmak isteyen üniversiteli gençlerimiz için “Slashers Internship” programını kurduk.

Fintech sektöründe 10. yılını kutlayan iyzico, gelecek 10 yılın stratejisini açıkladı

Finansal hizmetleri demokratikleştirmek ve tabana yaymak vizyonuyla 2013 yılında kurulan iyzico, 10. yıl dönümüyle birlikte geleceğin iyzico’sunu inşa ediyor. 100 bin üye iş yeri, 4 milyon kullanıcı ile 70 milyar TL işlem hacmine ulaşan iyzico, gelecek dönem için odağına KOBİ’lerin büyümesi ve dijital dönüşümlerine rehberlik etmeyi alıyor.

KOBİ’lerin büyümesine rehberlik edecek ve dijital dönüşüm süreçlerinde tamamlayıcı hizmetler sunacak olan iyzico, son kullanıcılar için de alışveriş deneyimini uçtan uca sahiplenip ödeme opsiyonlarını çeşitlendirecek.

iyzico, inovatif ürün ve hizmetlerle son 5 yıl boyunca her yılı ortalama yüzde 102 büyüme sağlayarak kapadı. Üye iş yeri sayısını son 1 yılda yüzde 20 arttıran iyzico, 2023 yılını 150 milyar TL hacimle kapatmayı, son kullanıcı sayısını 6 milyona, üye işyeri sayısını ise 130 bine çıkarmayı hedefliyor.

iyzico CEO’su Orkun Saitoğlu:

“Finansal hizmetleri üye işyerleri ve son kullanıcılar için demokratikleştirmeye devam ederken büyümelerine ve dijitalleşmelerine destek olacağız”

Türkiye’deki tüm işletmelerin yüzde 99.8’inin KOBİ’lerden oluştuğuna ve bu işletmelerin toplam istihdamın yüzde 76.7’sini sağladığına dikkat çeken iyzico CEO’su Orkun Saitoğlu, bu oranların ülke ekonomisinde KOBİ’lerin yeri ve öneminin büyüklüğünü çarpıcı olarak gösterdiğini belirtti. Orkun Saitoğlu:

“iyzico olarak, 10 yıl önce finansal hizmetleri demokratikleştirme vizyonuyla yola çıktık ve ödemeler alanında bunu gerçekleştirdik. İkinci 10 yılımızda ise finansal hizmetleri demokratikleştirmeye devam ederken KOBİ’lerin büyüme serüvenlerinde yol arkadaşı olmayı hedefliyoruz. Dijitalleşme yoluyla performans ve verimliliklerinde sağlanacak artışın ülkemizin ekonomik büyümesi açısından da öneminin farkındayız. Biz bu noktada iyzico olarak, alışverişin etrafında demokratik bir ekosistemin varlığını güçlendirmek için yeni dönemimizde finansal hizmetleri hem üye işyerleri için hem son kullanıcılar için dijitalleştireceğiz” dedi.

Saitoğlu, iyzico’nun ikinci 10 yılında da üye işyerleri için finansmandan raporlamaya, nakit yönetiminden pazarlama ve CRM araçlarına kadar pek çok çözüme kolay ve güvenilir şekilde ulaşmalarını sağlayacaklarının da altını çizdi.

Türkiye’de ödemeler pazarının öncüsü olduklarını belirten Saitoğlu, iyzico’nun alışverişin henüz fiziki ortamda, kasa önünde duran pek çok farklı bankaya ait POS cihazlarıyla yapıldığı dönemde kurulduğunu ve bir pazar yarattıklarını hatırlattı. 10 yıldır Türkiye’de hem son kullanıcı hem üye işyeri için güvenli alışveriş alt yapısı oluşturduklarını vurgulayan Orkun Saitoğlu:

“KOBİ’lerin hızlı gelişim gösteren e-ticaretten daha fazla pay alabilmesi için geliştirdiğimiz iyzico ile Öde üye işyerlerimizin müşterilerine yüzde 37 daha hızlı tamamlanan bir ödeme deneyimi sağladık. Bu avantajları sayesinde iyzico ile Öde, 2021-2022 döneminde işlem adedi bazında yüzde 155 büyüme kaydetti. Bugünse 35 binden fazla üye iş yerimiz tarafından kullanılıyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde iyzico ile Öde’yi kabul eden üye işyerlerinin e-ticaret işlemlerinin yüzde 20’si iyzico ile Öde üzerinden gerçekleşti” ifadelerini kullandı.

Rafta, reyonda ve kapıda ödeme için yeni çözümler

Online alışverişin yanı sıra iyzico Cep POS ürünüyle alıcı ve satıcıyı fiziksel ortamda da buluşturan iyzico’nun bu alandaki yatırımları da devam edecek. Perakende kanalında rafta, reyonda ve kapıda ödeme alma deneyimini iyileştirecek çözümler üzerinde çalıştıklarını söyleyen Orkun Saitoğlu:

“Üye işyerlerimizin hem fiziki hem de internet mağazalarındaki tüm ödeme alma işlemlerini tek panelden kontrol edebilmeleri için çalışıyoruz. Çoklu kanallardaki tüm finansal ihtiyaçlarını ve nakit akışlarını kolayca yönetebilecekleri uçtan uca servisler sağlayacağız” dedi.

 

iyzico alışveriş dünyasının avantajlarını kullanıcıları ile buluşturuyor

E-ticarette güvenli ödeme yolculuğunu sürdürülebilir kılmayı amaçlayan iyzico, KOBİ’lerin yanı sıra son kullanıcıları da merkezinde tutmaya devam ediyor. Yeni dönemde ödeme opsiyonlarını çeşitlendirerek, son kullanıcılarına hızlı, kolay ve güvenli alışveriş deneyimini daha da pürüzsüz sunmak için geliştirmeler yaptıklarını belirten Saitoğlu, “iyzico olarak alışveriş deneyimini uçtan uca sahiplenmeyi hedefliyoruz. Burada araştırma aşamasından ürünü bulduğu anda karar vermesine, satın almaya geçerken kampanyalardan faydalanmasına, satın alma aşamasında hızlı, güvenli ve kolay ödeme yapmasına ve sonrasında Korumalı Alışveriş, Kolay İade özelliklerimiz ile tüm alışveriş sürecinde kullanıcılarımızın yanında olmak için çalışmalarımıza başladık“ dedi. Kullanıcılar, iyzico cüzdan bakiyeleri ile alışveriş harcamalarında geri iade alabilecekleri kampanyalar ile alışveriş dünyasının avantajları ile buluşacak. Açık bankacılık servisleri, iyzico üye iş yerlerinde alışveriş ayrıcalıklıkları gibi özellikler de eklenecek.