Ana Sayfa Blog Sayfa 156

Blueground, eşyalı konut kiralama platformu Nestpick’i satın aldı

30+ günlük konaklamalar için en büyük küresel mobilyalı kiralama operatörü olan Blueground, bugün aylık eşyalı konut arayanlar için küresel bir platform olan Nestpick‘i satın aldığını duyurdu. Bu satın alma sayesinde Blueground yalnızca özel davetiye ile ağına kattığı, üçüncü parti mobilyalı daire sağlayıcılarını ve bunların portföylerinden oluşan Partner Network’ü başlatacak. Partner Network, Blueground’un dünya çapındaki yerleşik daire ağına başlangıçta 18.000’den fazla ilan ekleyerek, konuklara daha fazla seçenek ve küresel olarak kaliteli, mobilyalı dairelere erişim sağlayacak. 

Dünya genelinde 30+ gün boyunca mobilyalı kiralık ev arayanları, dünyanın dört bir yanındaki binlerce tesise bağlayan Nestpick, 15 milyondan fazla kullanıcısıyla, 2022’de 80 milyon dolarlık brüt rezervasyon değerine ulaşmıştır. Blueground, Nestpick’in teknolojisini, entegrasyon altyapısını ve uzmanlığını, Partner Network’ü kurmak ve Blueground’un yönetilen mülklerden oluşan çekirdek ağının ötesinde büyütmek için küresel bir platform olarak kullanacak. 

Blueground, hem bireyler hem de kurumsal müşteriler için 30+ günlük konaklamalar için en büyük, seçilmiş küresel mobilyalı kiralama ağını işletmektedir. Şirket, 10 yıl önce, uzun yıllar iş seyahati yaptıktan sonra, aylarca iş için otel dışında yaşamanın acı noktalarını ilk elden deneyimleyen CEO Alex Chatzieleftheriou tarafından kurulmuştur. 

Blueground CEO’su ve Kurucu Ortağı Alex Chatzieleftheriou:

“Blueground, yalnızca 30+ günlük konaklamalar için en büyük, seçilmiş küresel ağ olma hedefiyle değil, aynı zamanda dünyayı kolayca keşfetmek için yüksek kaliteli, mobilyalı kiralık evler bulma ve rezervasyon yapma yolculuklarında insanları desteklemek amacıyla son on yıldır yaşamın geleceğini inşa ediyor” diyor. “Nestpick ekibini Blueground’da görmekten büyük heyecan duyuyor, Partner Network’ü daha da geliştirmeyi ve 30+ gün sektörü için kiralama deneyimini iyileştirmeyi dört gözle bekliyoruz.” 

18.000 daire ile lansmanını yapan Blueground’un Partner Network’ü, 2024 yılı içinde 50.000 daire hedeine sahip.. Daireler hem mevcut Blueground pazarlarında hem de şirketin stratejik büyüme planını sürdürerek henüz girmediği pazarlarda yer alacak. Nestpick şu anda 30+ günlük sektördeki en iyi profesyonel operatörlerden 120’si ile çalışmakta ve dünya çapında yaklaşık 40.000 daireye bağlantı sağlamaktadır.

Blueground, mevcut ve gelecekteki Blueground misafirlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için belirlenmiş kriterlere dayanarak Kasa ve Placemakr gibi seçilmiş ortakları ve onların listeleme portföylerini Partner Network’e getirecek. Partner Network daireleri, Blueground’un web sitesinde listelenecek ve iş ortağı operatörü belirtilerek, gezginlerin aylık konaklamalar için güvenilir, yüksek kaliteli mobilyalı kiralık evler bulmaları için daha kolay bir yol yaratılacaktır. 

Partner Network sadece Blueground misafirlerini desteklemekle kalmayarak, aynı zamanda ağa katılan sağlayıcılar, hem bireysel gezginler hem de kurumsal müşteriler dahil olmak üzere Blueground’un küresel kitlesine daha fazla görünürlük ve erişim ile fayda sağlayacak. İş ortakları ayrıca cazip komisyonların yanı sıra şirket içi pazarlama ve fotoğrafçılık, temizlik hizmetleri, yer operasyon ekipleri, 7/24 müşteri hizmetleri ve sigorta dahil olmak üzere Blueground’un temel operasyon uzmanlığına erişimden de yararlanacak. 

2016 yılında kurulan Nestpick, Aycan Özcan liderliğinde bağımsız bir platform olarak faaliyet göstermeye devam ederken, mevcut CEO Ömer Küçükdere, Blueground’un Partner Networknı büyütmeye ve genişletmeye yardımcı

olmak için pazar yeri işindeki uzmanlığını getirerek Partner Network Başkan Yardımcısı olarak Blueground’a katılacak. 

Blueground Partner Network Başkan Yardımcısı Ömer Küçükdere:

“Nestpick son yedi yılda dünya çapında milyonlarca insanı mobilyalı kiralamayla buluşturdu ve kârlılık elde etti – bu bizim gurur duyduğumuz bir şey” diyor. “Şirkete ve iki şirketin 30+ gün sektörünü etkileyecek birleşik gücüne inandığımız için Blueground ekibine katılmayı dört gözle bekliyoruz.” 

Bu, Blueground’un son bir yıl içinde gerçekleştirdiği üçüncü satın alma; şirket daha önce Brezilyalı PropTech girişimi Tabas’ı ve isteğe bağlı mobilyalı kiralama şirketi Travelers Haven’ı satın aldığını duyurmuştu. 

Yapay zeka ile video oluşturma platformu Synthesia, 1 milyar dolar değerleme üzerinden 90 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka aracılığıyla videolar oluşturan Synthesia, düzenlenen Seri C turda 1 milyar dolar değerleme üzerinden 90 milyon dolar yatırım aldı. Tur, Accel Ventures ve NVIDIA‘nın yatırım kolu NVentures tarafından yönetilirken, mevcut yatırımcılar Kleiner Perkins, GV, Firstmark Capital, Alex Wang, Olivier Pomel ve Amjad Masad‘ın katılımıyla gerçekleşti.

Adını unicorn girişimler arasına yazdıran Synthesia, 2017 yılında Steffen Tjerrild, Prof. Lourdes Agapito, Prof. Matthias Niessner ve Victor Riparbelli tarafından kuruldu. Platform, İK yöneticilerinden pazarlamacılara kadar tüm kurumsal kullanıcıların, stok veya özel yapay zeka avatarları içeren yüksek kaliteli eğitim videolarını kolayca oluşturmalarına olanak tanıyor.

Synthesia, müşterilerinin üretim süresinde yüzde 95’e varan tasarruf bildirdiğini iddia ediyor. Bu, maliyetlerin düşmesi ve çalışanlarının ve müşterilerinin katılımının artmasıyla binlerce dolara tekabül ediyor. 50.000’den fazla işletme, eğitim, öğretim ve ürün pazarlama videolarını dakikalar içinde oluşturmak için Synthesia’nın teknolojisini kullanıyor. 

Synthesia kurucu ortağı ve CEO’su Victor Riparbelli:

“Videoyu herkes için kolaylaştırma vizyonumuza doğru büyük adımlar attık. Buna rağmen gidilecek daha çok yol var. Aktif olarak yeni yatırım aramıyor olsak da, Accel ve NVIDIA, geleneksel video prodüksiyonunu, içerik oluşturucuların eğitim videolarından Hollywood filmlerine kadar fikirlerini yalnızca bir Synthesia hesabıyla hayata geçirmelerini sağlayacak dijital bir iş akışına dönüştürme vizyonumuzu paylaşıyor.” dedi.

Y-Girişim, yeni yatırımı yapay zeka araştırmasını hızlandırmak ve iş birlikçi video düzenleme platformunu daha da geliştirmek için kullanacağını açıkladı. 

Google çalışanları, uzaktan çalışman sistemine devam etmek istiyor

Pandeminin hemen ardından uzaktan çalışma şekli hayatımıza giriş yaptı. Çalışanlar bu durumda memnun olsa da bazı şirketler tekrardan ofislere geri dönmek istiyor. Bu şirketler arasında Google da bulunuyor.

Google, evden çalışmayı caydırmak için çalışanların hayal kırıklığına uğramasına neden olacak bir dizi önlem üzerinde çalışıyor. Şirket, yüksek maaşlar, harika bir çalışma ortamı ve en son teknoloji üzerinde çalışma fırsatı sunuyor. Ancak Google çalışanları, son zamanlarda haftada en az üç gün ofiste olmalarını gerektiren yeni bir politikadan memnun değiller. Mart ayında açıklanan politika, gereksiz ve yıkıcı olduğunu söyleyen çalışanlar tarafından yaygın bir şekilde onaylanmadı.

Çalışanların sahip olduğu temel endişelerden biri, politikanın iş ve özel yaşamları arasında denge kurmalarını zorlaştıracağı oluyor. Pek çok çalışan, pandeminin başlangıcından bu yana farklı şehirlere veya eyaletlere taşındı ve haftada üç gün ofise gidip gelmelerinin zor veya imkansız olacağını söylüyor. Silikon Vadisi’ndeki kiralar baz alındığında bu düşüncenin oldukça makul olduğu görülüyor.

Diğer bir endişe ise politikanın şirket kültürüne zarar vereceği düşüncesinden geçiyor. Google, iş birlikçi ve yenilikçi kültürüyle tanınıyor. Çalışanlar, yeni politikanın birlikte çalışmalarını ve fikir paylaşmalarını zorlaştıracağını söylüyor. Tepkilere yanıt olarak Google, politikada bazı istisnalar yapmaya istekli olduğunu söyledi.

Örneğin sağlık sorunu olan veya ofisten uzakta yaşayan çalışanlar tam zamanlı olarak uzaktan çalışabilecek. Ancak şirket, çalışanlarının çoğunluğunu ofiste bulundurmaya kararlı olduğunu söyledi. Google’ın yeni politikasının başarılı olup olmayacağını zaman gösterecek.

Yapay zeka destekli müşteri deneyim platformu EdgeTier, 6 milyon euro yatırım aldı

Yapay zeka kullanarak müşteri iletişim merkezlerinin müşteri deneyimini iyileştirmesine yardımcı olan İrlanda merkezli EdgeTier, düzenlenen Seri A turda 6 milyon euro yatırım aldı. Smedvig Capital liderliğinde düzenlenen tura Episode 1 ve Act Venture Capital katıldı.

İletişim merkezlerinde otomasyona yönelik isteğin artması, yeni teknolojinin devreye girmesi için önemli bir talep yaratıyor. Yapay zeka ve makine öğreniminin her alanda ortaya çıkmasıyla birlikte, müşteri hizmetlerine entegre olması da an meselesiydi.

2015 yılında kurulan EdgeTier, yalnızca bir saatlik bir kurulumla ‘kutudan çıkar çıkmaz’ çalışıyor. Zendesk, Kustomer, Intercom, Salesforce, LivePerson ve diğerleri gibi bir iletişim merkezinin mevcut müşteri hizmetleri yazılımına kolayca bağlanabiliyor. Girişim, her müşteri görüşmesinden gerçek zamanlı olarak içgörüler çıkarmak için özel yapay zeka ve makine öğrenimi teknikleri uyguluyor.

EdgeTier’in yapay zeka platformu, müşteri deneyimi yönetiminde yeni bir çağ başlatıyor. Daha yüksek kaliteli bir müşteri deneyimini desteklemek için müşteri konuşma verilerine sınırsız erişim ve gerçek zamanlı içgörüler sağlıyor ve karşılığında müşteri kazanmayı ve elde tutmayı sağlıyor. 

Girişim ile iletişim merkezleri, müşteri tutumlarını derinlemesine anlıyor ve aksi takdirde tanınmayacak ve ele alınamayacak ince sorunları bile gerçek zamanlı olarak tespit edebiliyor. SaaS platformu, çok dilli ortamlarda tüm kanallardaki müşteri konuşmalarını 7/24 izlemek için doğal dil işlemeden yararlanıyor.

EdgeTier CEO’su ve Kurucu Ortağı Dr. Shane Lynn:

“Şirketler, müşterilerini anlama ve geniş ölçekte destekleme yeteneklerini artıran yapay zeka ve makine öğrenimi olmadan rekabet edemeyecek. Daha fazla iletişim merkezi ve müşteri deneyimi uzmanının görüşmelerinde kaçırdıkları içgörüleri kurtarmasına, değişikliklere daha hızlı tepki vermesine ve karar vermek için ihtiyaç duydukları verileri parmaklarının ucuna getirmesine yardımcı olmak istiyoruz. Yatırım sürecinde, Smedvig ekibinden gerçekten etkilendik. Şimdi önümüzdeki yolculukta onlarla ortak olacağımız için gerçekten heyecanlıyım.” dedi.

Yeni yatırım, EdgeTier’in şirketlerin konuşma verilerini kullanarak mükemmel müşteri deneyimi sunmalarına yardımcı olan gerçek zamanlı yapay zeka analitik platformuna yönelik artan talebi karşılamasını sağlayacak.

Workup Girişimcilik Programı, İş Kuleleri Çarşı’da yeni ofisine geçti

Türkiye İş Bankası’nın ana destekçisi olduğu, farklı dikeylerde 100 girişimi mezun eden ve bu yıl 6. yaşında olan Workup Girişimcilik Programı ile Workup çatısı altında devam eden programlar, İş Kuleleri’nde hayata geçirilen paylaşımlı ofis konseptine sahip Workup İş Kule’de yürütülecek.

İş Bankası ve iştiraklerinin genel müdürlüklerinin bulunduğu, çeşitli ölçekten startuplara ve girişimcilik ekosistemi temsilcilerinin yanı sıra Türkiye’nin ilk startup odaklı banka şubesine ev sahipliği yapan İş Kuleleri, artık Workup girişimcilik programlarının da merkezi olurken aynı zamanda bir girişimcilik üssü haline dönüşüyor.

İş Bankası ekosistemi ile çalışma imkânı

Modern mimariye sahip ve aynı anda 30 kişinin yararlanabileceği bir çalışma alanı bulunan Workup İş Kule; sınırsız ve yüksek hızda internet, kafe alanı, kişisel dolap, özel sunum ve toplantı odası gibi girişimcilerin ihtiyaç duyacağı imkânları sağlıyor.

İş Bankası girişimcilik ekosisteminin diğer unsurlarıyla aynı lokasyonda yer alan Workup İş Kule’de girişimler, aynı zamanda geniş networking ve iş geliştirme olanağından da yararlanabiliyor. Paylaşımlı ofis, aynı zamanda Workup programı altında düzenlenen eğitim ve etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.

Levent İş Kuleleri Çarşı alanında konumlandırılan ofis, her hafta Pazartesi – Cumartesi günleri arasında saat 08:00’den 20:00’ye kadar hizmet veriyor. Öncelikle Workup markası altında yürütülen programlara dâhil olan startuplar ve program mentorları ile paydaşlarının kullanımına sunulan alandan, kapasitenin uygun olması durumunda diğer girişimler de faydalanabiliyor.

Unilever Türkiye, sürdürülebilirlik için ürünlerini elektrikli çekicilerle taşıyacak

Japonya merkezli Marubeni Corporation’a bağlı olarak her biri alanının öncüsü olan birçok global markanın Türkiye distribütörlüğünü sürdüren Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş., satış ve satış sonrası hizmetlerini sunduğu Volvo Trucks ile lojistik sektörünün elektromobilite dönüşümüne öncülük edecek bir teslimatı gerçekleştirdi. Volvo FH elektrikli çekici, Unilever Türkiye ve Arıç Lojistik’e Santral İstanbul’da gerçekleşen bir törenle teslim edildi.

Elektromobilite Gelecek İçin Vazgeçilmez

Törenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş. Genel Müdürü Eşref Zeka, iş ortaklarıyla birlikte Türkiye yollarında çevreci ve sürdürülebilir bir dönüşümün ilk adımlarını atmak için bir arada olduklarını belirterek:

“Ekosistemimizin düzelmesi için paydaşların tamamının ortak hareket etmesi lazım. Bu değişim bir bireyin veya şirketin inisiyatifi ile olamaz. Bu transformasyon paydaşların aynı bilinçle hareket etmesi ile gerçekleşecek. Biz; Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş. olarak bunun farkındayız ve bunun için gerekli yatırımları yaparak yol almaya devam edeceğiz” diyerek sürdürülebilirlikle ilgili şirketlerinin hedef ve görüşlerini aktardı.

Eşref Zeka, Türkiye taşımacılık sektörünün şimdiye kadarki en büyük dönüşümüne öncülük etmenin gururunu yaşadıklarını belirterek;

“Elektriğin gücünü ve elektromobilitenin gelecek için vazgeçilmez olduğunu biliyoruz. Bugün gerçekleştireceğimiz teslimatın hem değerli iş ortaklarımıza hem de ülkemizin lojistik sektörüne yepyeni bir vizyon katacağına eminiz” diyerek sözlerini tamamladı.

Volvo Trucks’ın Hedefi 2050’ye Kadar Net “Sıfır Emisyon”

Törende söz alan bir diğer isim ise Volvo Trucks Ortadoğu ve Türkiye Direktörü Björn Andersson oldu. Björn Andersson Volvo Trucks’ın 130 ülkede sunduğu kaliteli, güvenilir ve çevreye duyarlı taşımacılık çözümlerinden bahsederek Volvo Trucks’ın 2050 yılına uzanan “Sıfır Emisyon” hedefine vurgu yaptı.

Björn Andersson:

“Elektromobiliteyi, fosil yakıtsız taşımacılığa ulaşmanın ana çözümü olarak görüyoruz. Farklı uygulamalar ve segmentler için çok geniş elektrikli kamyon seçeneğine sahibiz. Elektrikli kamyonlarımız tek bir şarjla yaklaşık 300 kilometrelik bir menzile sahip. Şarj süreleri ve pil teknolojileri ilerledikçe, gelecekte daha da uzun menzillere sahip olmayı planlıyoruz” diyerek Volvo Trucks’ın elektrikli taşımacılık vizyonundan ve sunduğu çözümlerinden bahsetti.

Bir İlke İmza Atmaktan Gurur Duyuyoruz

Unilever Türkiye’nin Türkiye, Kuzey Afrika ve Orta Doğu Tedarik Zinciri ve Müşteri Operasyonları Başkanı Graham Sommer de törende söz aldı. Graham Sommer;

“Bugün Unilever Türkiye olarak Volvo Trucks, Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş. ve Arıç Lojistik ile iş birliği içerisinde, Türkiye’nin ilk elektrikli çekicilerini lojistik operasyonlarımıza dahil ederek Türkiye’de bir ilke imza atmaktan gurur duyuyoruz. Unilever olarak 2039 yılına kadar değer zincirimiz boyunca net sıfır emisyon elde etmek için üretim ve lojistik operasyonlarımızda yenilenebilir enerji kullanımını her geçen gün artırıyoruz. %100 yeşil enerjiden elde edilen elektrik kullanan Besan fabrikamızda şarj olarak çalışacak bu elektrikli çekiciler, yılda 215 ton karbon emisyonunu azaltacak. Bu da 1287 ağacın karbon emilimine veya Dünyanın çevresini dört kez dönen bir çekicinin karbon emisyonunun azaltılması anlamına geliyor. İlerleyen dönemde de yeşil lojistik alanındaki ayak izimizi büyütmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Elektrikli Çözümlerimiz Hizmete Hazır

Törende konuşan bir diğer isim de Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş. Kamyon Satış ve Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Kıvanç Kızılkaya oldu. Türkiye’de taşımacılığın dönüşümüne katkıda bulunmaktan mutluluk duyduklarını belirten Kıvanç Kızılkaya, “Farklı ihtiyaçlara yönelik 5 farklı elektrikli kamyon modelimiz, yük taşımacılığı, lojistik, madencilik, inşaat ve benzeri sektörlerin hizmetine hazır durumda” diyerek sundukları elektrikli çözümlerden bahsetti.

Volvo Trucks – Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş. iş birliğiyle iş ortaklarına sürdürülebilirlik konusunda sadece elektrikli araç çözümleri değil finansal çözümleri de sunduklarını belirten Kıvanç Kızılkaya, teslimatı gerçekleşen araçların finansmanının Volvo Finansal Hizmetler Türkiye tarafından sağlandığını belirtti. Kıvanç Kızılkaya, Volvo Finansal Hizmetler’in Volvo Group’un ve Marubeni Corporation’ın “sürdürülebilirlik” stratejileri doğrultusunda, elektrikli araçlar için müşteri ihtiyaçlarına uygun esnek kredi çözümleri sunmaya devam edeceğini söyleyerek sözlerini tamamladı.

Değişimin Sembolü Olmasını Ümit Ediyoruz

Törende son olarak Arıç Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Arıç söz aldı. Bahattin Arıç:

“Lojistik sektörünün gelecekte sürdürülebilir ve verimli çözümlerle büyüyeceğini ön görüyoruz” diyerek bu doğrultuda ilk adımlarını Volvo Trucks ve Marubeni Dağıtım ve Servis A.Ş. gibi güvenilir ve güçlü iş ortaklarıyla atmaya karar verdiklerini söyledi. Elektrikli Volvo çekicilerinin sektördeki dönüşümün sembolü olacağını ümit ettiğini belirten Bahattin Arıç tüm iş ortaklarına teşekkür ederek sözlerini tamamladı.

Teslimat kutusu teknolojileri geliştiren yerli girişim MOBIQU, 3.5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Yeni nesil teslimat kutusu teknolojileri geliştiren girişim MOBIQU, Smart Box modeliyle teslimat hizmetlerini daha dijital ve akıllı bir hale getiriyor.

Çekirdek yatırım turunda 3.5 milyon dolarlık değerlemeyi başarıyla gerçekleştiren MOBIQU’in yatırımcıları arasında farklı ülkelerden melek yatırımcılar bulunuyor. Şu an için yatırımcıların isimleri gizli tutuluyor.

2021 yılında kurulan MOBIQU, Fark Labs Hızlandırma Programı’ndan mezun oldu ve TÜBİTAK 1512 programına katılma hakkı kazandı. Tohum öncesi yatırımını Fark Labs ve Mene Health Group gibi önemli yatırımcılardan alan şirket, 18 aylık süre zarfında iki farklı alanda ürün geliştirme sürecini başarıyla tamamladı.

MOBIQU’in kurucu ortağı Selçuk Koçhan, aldıkları yatırımı yurt dışına açılma ve ekip büyütme hedeflerine yönelik verdiği demeçte;

“Bu yatırımın gücüyle tamamen B2B çalışarak, hızlı bir şekilde büyüyerek pazardaki yerimizi sağlamlaştırmayı hedefliyoruz. Girişimimiz, tamamen B2B çalışma modeliyle, diğer firmalara teslimat süreçlerinde yardımcı olmayı, böylece kendi alanında büyümeyi ve sektöre yeni bir soluk getirmeyi planlıyor.”

MOBIQU, IoT platformu ile desteklenen sıcaklık kontrollü paketleme sistemleri ve yeni nesil akıllı kutular üretiyor. Girişim, son KM lojistiğinde yaşanan verimsizlik, belirsizlik ve kalite problemlerini çözmeyi amaçlıyor. Uçtan uca gerçek zamanlı izlenebilirlik avantajı sayesinde, teslimatın her adımı daha net ve anlık olarak aktarılabiliyor.

MOBIQU, bugüne kadar iki farklı kutu sistemi geliştirdi. İlk ürün olan MOBIQU Cold, aşı, ilaç, biyoteknolojik ürün veya herhangi bir sıcaklık hassasiyetli ürünü hiçbir enerji gerektirmeden 7 güne kadar soğuk zincir kırılmadan muhafaza edebiliyor. İkinci ürün olan MOBIQU Smart Box ise yiyecek-içecek teslimatı için IoT tabanlı aktif sıcaklık kontrollü akıllı kutu sistemleridir. Son kullanıcılar ve işletmeler arasında köprü görevi gören MOBIQU, talep odaklı teslimat sektöründe faaliyet gösteren firmaların optimizasyon ve maliyet iyileştirmelerini sağlıyor. Bu sayede daha çok müşteri kazanmayı ve sektördeki rekabeti artırmayı hedefliyor.

MOBIQU, aldığı yatırımla birlikte daha geniş bir ekiple, daha büyük bir pazar payına sahip olmayı planlıyor. Yurt dışına açılma ve ekip büyütme planları, bu yatırımla birlikte daha da güçlü bir şekilde ilerliyor. Bu yatırımın, MOBIQU’in son kilometre teslimatında sunduğu yenilikçi çözümleri daha geniş kitlelere ulaştıracağı ve sektördeki rekabeti daha da kızıştıracağı öngörülüyor.

WhatsApp Beta, Windows kullanıcıları için ekran paylaşımı özelliğini kullanıma sundu

Popüler mesajlaşma platformu WhatsApp, kullanıcılarına işlevsel özellikler sunmaya devam ediyor. Windows işletim sistemli bilgisayar sahipleri, WhatsApp Beta ile ekran paylaşımı özelliğini aktif olarak kullanabilecek.

Bu özellik, beta test kullanıcılarının görüntülü arama kontrol panelinde belirtilen seçeneği belirleyerek görüntülü aramalar sırasında ekran içeriklerini paylaşmalarına olanak tanıyor. Kullanıcılar, belirli bir pencereyi veya tüm ekranlarını görüntülü görüşmedeki tüm katılımcılarla paylaşmayı seçebiliyor. Ayrıca mobil cihaz kullanan katılımcılar da paylaşılan ekran içeriğini görüntüleyebiliyor.

Şu anda ekran paylaşımı özelliği, Windows için en son WhatsApp beta güncellemesini Microsoft Store aracılığıyla yüklemiş olan sınırlı sayıda beta test kullanıcısı tarafından kullanılabiliyor. Yeni özellikleri sızdıran WABetaInfo‘ya göre, bazı normal kullanıcılar da ekran paylaşımı güncellemesini alıyor. Bu bilgi dahilinde uygulamayı yüklemekle ilgileniyorsanız, Microsoft Store’a göz atabilirsiniz.

Ekran paylaşımına ek olarak WhatsApp, Windows beta sürümüne başka güncellemeleri de kullanıcılara sunuyor. Yakın zamanda uygulama, içindeki düzenleyiciye bir kırpma aracı entegre etti. Bu araç, kullanıcıların harici düzenleme araçlarını kullanma ihtiyacını ortadan kaldırarak görüntüleri doğrudan WhatsApp arayüzünden kolayca kırpmasına olanak tanıyor.

Ayrıca WhatsApp, Android platformunda seçilen beta test kullanıcılarına yeniden tasarlanmış bir emoji klavyesi sunuyor. Yeni klavye, daha geniş görünürlük ile gelişmiş bir kullanıcı deneyimi sağlıyor. Kullanıcılar, klavyeyi yukarı kaydırarak daha geniş bir emoji görünümüne erişebiliyor. 

Geleceğin bankacılık deneyimini vaat eden platform: MARS

Geleceğin bankacılık deneyimini bugünden bize getiren MARS ile Türkiye’de yepyeni bir premium finans deneyimi dönemi başladı. Emrah Kaya, Burcu Bekdaş ve Eray Yüksek ortaklığıyla hayata geçirilen ve herkes için her gün daha iyi bir yaşam vaadiyle tasarlanan MARS, şimdi kullanıcılarla buluşmaya hazır. Herhangi bir ön koşul aranmadan sadece birkaç adımda MARSlı olmak, ayrıcalıklarla ve fırsatlarla dolu yeni bir evrene adım atmak mümkün.

MARSlılar tüm kartlarını tek yerden yönetiyor, harcamalarını bölüşüyor, limitlerini birleştiriyor

MARSlılar harcamalarını, tasarruflarını, planlarını ve paralarını kendileri yönetiyor. Premium finans deneyimi sunan MARS, tanımlanan tüm kartların limitlerini birleştirip tek seferde ve tek yerden harcama seçeneği sunuyor. MARS, MasterCard Gümüş Logoya sahip olduğu için MARSlılar bu kapsamdaki tüm özelliklerden, yurt içi ve yurt dışı avantajlardan faydalanabiliyor.

Tek uygulama ve tek kartla paranın kontrolü MARSlılarda

“MARS ile yaratmak istediğimiz ekosistem uzun bir tasarım ve geliştirme sürecinin sonucudur. Amacımız kullanıcılarımızın hayatını her gün güzelleştirerek onlara finansal anlamda kontrolü kendi ellerinde tuttukları daha özgür bir deneyim yaşatmak” diyen MARS Kurucu Ortağı Emrah Kaya devam ediyor:

“MARS ile kullanıcılar tamamen kendilerine göre seçip, özelleştirdiği ve kendi ihtiyaçlarına göre tasarladıkları bir evrene sahip oluyorlar. MARS için özgür ruhlu, parasını akılcı yöneten, yeniliğe açık, kendine has zevkleri olan, premium yaşamak ve avantajlara sahip olmak isteyenlerin buluşma noktası diyebiliriz.”

MARS, finans dünyasında bir demokratikleşme hareketi olarak kurgulandı

“MARS, hayatımızı her gün daha iyiye götürmek için çalışan premium finans uygulamasıdır. Bizi farklı kılan tamamen kullanıcı odaklı olmamızdır. Ne beklediğini ve ne hizmet vermemiz gerektiğini çok iyi anlayarak yola çıktık ve geleceğin bankacılık deneyimini tasarladık diye konuşan MARS Kurucu Ortağı Burcu Bekdaş ekliyor:

“Hizmet modeli sebebiyle MARS’ın Türkiye’de rakibi yok. MARS’ı, bireylerin kendini ait hissettiği segmentlere erişebilmeleri için finans dünyasında şeffaf olarak yola çıkan bir demokratikleşme hareketi olarak tanımlayabiliriz.”

MARS Kurucu Ortağı Eray Yüksek ekliyor: 

“Akıllı algoritmalarla, kullanıcıların finansal ihtiyaçlarını tüm bankalarla tek tek uğraşmadan çözümleyen premium bir neobank olarak MARS, kullanıcılara lükse erişim imkanları veren bir finans deneyimi sunuyor. MARS, kullanıcılara tek bir mobil şube ve kartla tüm finansal yaşamlarını tek yerden yönetebilme imkânı tanıyor. MARS, çığır açıcı bir yaklaşımla bankacılık dünyasını yeniden yapılandırıp dönüştürmeyi hedefliyor.”

Yüzlerce markada indirimler, üyelik ücretinin çok ötesinde avantajlar MARSlıların cebinde

MARS deneyiminin içerisinde lezzet, moda, kahve, teknoloji, seyahat, gurme, abonelik ve keyif olarak sekiz farklı koloni ve kategorize edilmiş kampanyalar yer alıyor. MARS’ta bulunan bu farklı kategoriler, ayrıcalıklı avantajlarla kullanıcılara her zaman kazandırıyor. MARSlılar yüzlerce markada indirimleri ve MARS Miles avantajları ile üyelik ücretlerinden çok daha fazlasına sahip oluyor.

Ayrıcalıklı yaşam için sınırlı sayıda üretilen MARS Titanium Metal kart

MARS’ı farklı kılan, MARSlı olmak için herhangi bir ön koşul aranmıyor olması. Prime, Platinum veya Titanium Metal kartlardan birini seçerek özel avantajlar dünyasına adım atmak mümkün.

MARS’ı benzersiz kılan en önemli özelliklerinden biri ise Titanium Metal üyeliği. MARS Titanium Metal üyeleri 16 gram saf metalden üretilen kartlarıyla her ay değişen prestijli restoran indirimleri, ücretsiz park ve özel şoför gibi benzersiz avantajlara sahip oluyorlar. MARS Titanium Metal kart sahipleri sekiz koloninin tamamını seçebiliyor.

MARSlılar 300’den fazla markada hatta bankacılık işlemlerinde bile MARS Miles kazanıyor

MARS, mil programında da çığır açıyor. MARSlılar alışverişlerinde olduğu gibi bankacılık işlemlerinde de mil kazanabiliyor. MARS Miles cüzdanlardaki miller istenildiği zaman dönüştürüp TL cüzdanlarına ve hesaplara aktarılabiliyor. MARS millerde zaman aşımı da bulunmuyor.

MARSlılar ATM aramadan istedikleri bankanın kartından istedikleri yerde ücretsiz para çekiyor

MARSlılar kendi aralarında 7/24 ücretsiz bir şekilde dünyanın herhangi bir yerinden para transferi yapabiliyor, Otomatik Para Yatırma fonksiyonuyla hesaplarına düzenli para yatırabiliyorlar.

Ayrıca MARSlılar istediği hesabından ve dilediği ATM’den MARS fiziksel kartı ya da QR kodla ücretsiz, komisyon alınmadan para çekebiliyor ve QR kod ile ödeme yapabiliyorlar. MARSlıların sahip olduğu avantajlar bununla da sınırlı değil. MARSlılar harcamalarını sevdikleriyle anında bölüşebiliyor, fatura ödeme talimatı verebiliyor ve tüm finansal işlemlerini tek bir kart ve uygulamadan yönetebiliyorlar.

MasterCard Gümüş logosuna sahip MARS kartlarıyla kullanıcılar 20’den fazla ülkede yüzlerce avantajlardan faydalanabiliyorlar, tüm dünyada alışveriş yapabiliyor ve ATM’lerden para çekebiliyorlar.

MARSlılar teknolojiye güveniyor, tüm kişisel bilgilerini sertifikalarıyla güvence altına alıyor

Digital First Card özelliği sayesinde MARS kartların üzerinde numara yer almadığı için dolandırıcılık riski neredeyse hiç bulunmuyor. Alışveriş yapıldığında fiziksel kartla eşlenmiş versiyon MARS uygulaması içinde yer aldığından, kolayca iptal edilebiliyor. MARSlılar tüm varlıklarını Merkez Bankası güvencesiyle koruyor.

Emre Atalay’ın kurucuları arasında olduğu BCNMonetize, ABD merkezli Entravision tarafından satın alındı

Barselona’da 2016´da kurulan ve Emre Atalay, kurucu ortağı olduğu mobil performans reklam ajansı BCNMonetize, global ad-tech ve medya şirketi Entravision tarafından satın alındı.

Yıllık 1 milyar dolara yakın gelir elde eden, 1500’e yakın kişinin çalıştığı Entravision, ABD, Latin Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika’da 41 ülkede eksiksiz bir marka bilinci oluşturma ve performans reklamcılık çözümleri paketiyle dijital bir güç merkezine dönüştü.

Entravision, merkezi Santa Monica, California, ABD’de bulunan halka açık bir şirkettir.

Entravision, sahip olduğu reklam teknolojileri ve sunduğu özgün çözüm yollarıyla markalara, hedefledikleri müşterilere bağlantı kurma konusunda yardimci olan, global reklam, medya ve ticaret çözümleri şirketidir. Ayrica Meta, TikTok, Twitter ve Spotify gibi önde gelen platformlarla stratejik ortaklıkları vardır.

100’den fazla reklam veren ile çalışan BCNMonetize yıllık 20 milyon dolara yakın gelir elde etmektedir. BCNMonetize, ADJUST’ın en son yayınlanan performans index’in de EMEA’da META, Twitter ve Snap gibi devlerin olduğu en iyi 20 network arasına girmişti. Bu satın alma ile birlikte Amerika, Latin Amerika ve Asya pazarlarında da daha güçlü hale geleceği düşünülüyor.

BCNMonetize´in kurucusu ve CEO’su Emre Atalay, satın almadan sonraki verdiği demeçte;

“Kurulduğumuz günden bu yana, markalara hep daha iyi hizmet vermek icin çözümler üzerine çalıştık. Ekibimiz kendilerini markaların pazarlama ekipleri gibi görüp, en iyi hizmeti vermeye çalıştı. Son 2 senede, BCNMonetize’i satın almak icin birçok firma bizimle bağlantıya geçti. Entravision’ın global ölçekteki büyüklüğü, teknolojik çözümleri ve kaliteli ekibi bizim stratejik ortak olarak düşündüğümüz firma düşüncesini karsiliyordu. Ek olarak, bizimle direktör olarak calisan Çiğdem Fındık, da eski bir Entravision’lı olarak benzer yorumlarda bulundu ve bu satın almayı gerçekleştirmiş olduk. Geçen sene de Creativepool ile yaptığımız söyleşide de Entravision’ın şirket olarak bana ilham verdiginden de bahsetmiştim🙂

 

Bu satın alma ile güçlü oldugumuz e-commerce, entertainment, finance gibi dikeylere, son zamanlarda çok güzel sonuclar aldigimiz gaming dikeyini de katmayı planlıyoruz. Bu satin almada çok büyük payı alan ekibimiz ile birlikte çok daha büyük isler yapacagimizdan hiç şüphem yok.”