Millennial’lar ile tanıştık. Ama ne kadar kaynaştık?
Bugünlerde pazarlama dünyasının gündemini meşgul eden bir konu:
Kuşak farklılıkları….
Yavaştan yavaştan öyle bir kuşak geliyor ki, bunlar artık yetişkin oldular. Bazıları çalışma hayatında yükseldi bile. Şirketlerde yöneticilik yapmaya, şirket kurup yönetmeye başladılar. Bazıları evlendi, Bazıları hala öğrenci.
Bu durumların karması olarak ele aldığımız kuşağın adı: Millennials (19-29)
Bu kişiler çok kalabalık, sadece 80 milyonu ABD’ de yaşıyor.
- Çeşitlilikten heyecan duyuyorlar.
- Markalara, kurumlara, medyaya, politikacılara güvenmiyorlar; ama birbirlerine güveniyorlar.
- Ailelerine güveniyorlar. Diğer nesillere göre, aileleriyle daha arkadaşlar.
- İlginç olan ise, hiç tanımadıklarına, yabancılara güvenebilmeleri.
- Her şeyi test-drive yöntemiyle deneyimliyorlar.
- İşlerine gelmezse diğer seçeneğe geçmeleri çok kolay ve çok doğal.
- İnternet mağazalarında ürün değerlendirme konusunda objektif bir yabancının
değerlendirmesi onlar için daha değerli.
Amerikan’ın önde gelen dergilerinden TIME diyor ki,
Bu insanlar Dünyayı dert ediyorlar, çevreyi dert ediyorlar, satın alma kararları ise tepkisel oluyor.
‘Bu jenerasyonun narsisizmini dert edinip bu konuda çalışan tüm psikologların bile anlaştığı bir nokta var:
Millennial’lar aslında “iyi insanlar.”
Dünya’nın önde gelen “fast food” zincirlerinden biri şirketin yüzünü Millennial’lara göre değiştirdi. Şirket ürünlerini daha sağlıklı olarak konumlandırdı.
90’lı yıllarda kuşağın istek ve beklentilerini yerinde ve zamanında anlayan rakipler ise kendilerine başka bir pazar yarattılar. Bu pazarın adı: Fast Casual Food pazarı.
Fast Casual Food şirketleri ise konumlandırmanın olmazsa olmaz 4 başlığına göre sistemlerini kurdular.
- Hedef Kitle
- Kategori
- Point of Difference
- Reason to Believe
Bu durumun sonuçlarını büyüme oranlarında çok açık bir şekilde görebiliyoruz. “Fast Food” pazarı 1 birim büyürken, “Fast Casual Food” pazarı 5 birim büyüyor.
Millennial’lar ile tanıştık. Ama ne kadar kaynaştık?
FitWell’in kurucusu Barış Özaydınlı “Londra ofisinin açılışıyla dünya çapında büyümemizi hızlandırarak, uluslararası yeteneklere daha kolay ulaşmayı hedefliyoruz.”
Kahvenin günlük hayatınızda ne kadar önemli bir yer tuttuğunu biliyoruz. Bizim için de aynısı geçerli. Okulda ve işte kötü kahve içmekten bıktık. 3. dalga kahvecilikle butik kafelerde kendimizi bulduk ve açıkçası şımardık. Her an iyi kahve içmek hakkımız olduğundan bu işe bir el atalım dedik.

MEB verilerine göre, Türkiye genelinde devlet okulları ve Otistik Çocuklar Eğitim Merkezlerinde (OÇEM) 0-18 yaş grubu arasında yaklaşık 352 bin otizmli çocuk içinden sadece %5’inin (21.131) otizmli çocuğun eğitim aldığını görülmektedir. İngiltere’de otizme, kansere harcanan paranın yaklaşık 3 katı kadar kaynak ayırılmaktadır. Eğitim alabilen otizmli çocuklarda görülen büyük sorun ise odak sürelerinin çok kısıtlı olması ve eğitime odaklanamamalarıdır. Bu soruna çözüm olarak ortaya çıkan Otsimo, global hedefleri doğrultusunda yoluna tam hız devam etmektedir.