Ana Sayfa Blog Sayfa 1037

GCIP, temiz teknolojiler girişimcilik hızlandırma programı başvuruları başladı

GCIP; Türkiye’de, TÜBİTAK‘ın ev sahipliğinde Birleşmiş Milletler Sınai ve Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) tarafından 2014 yılından beri temiz teknolojiler alanında yürütülmekte olan bir girişimcilik hızlandırma programıdır. Program ulusal ve uluslararası iki aşamadan oluşmaktadır. Ulusal aşamada iş fikri ön değerlendirmeden geçen girişimci takım mentorluk ve eğitim destekleriyle projesini geliştirir. Kamu ve özel sektörden çok sayıda paydaşı ve destekçisi olan program katılımcılara program süresince ve sonrasında çeşitli tanıtım ve sermayeye ulaşım destekleri de sağlar.

Son Başvuru: 10 Mayıs 2017

Başvuruların 10 Mayıs 2017’ye kadar devam ettiği programa ‘Yenilenebilir Enerji’, ‘Enerji Verimliliği’, ‘Atık Yönetimi’, ‘Su Verimliliği’, ‘Yeşil Binalar’, ‘Ulaşım’ ve ‘İleri Malzemeler’ kategorilerinde fikri olan herkes www.turkey.cleantechopen.org adresinden başvuru yapabilir.

GCIP 2017 Başvuru Kategorileri

Programın ulusal aşaması sonunda düzenlenen yarışmada birinci seçilen takım 50.000 TL olan Ulusal Birincilik Ödülü’nü, ikinci seçilen takım 25.000 TL İkincilik Ödülü’nü ve üçüncü seçilen takım 15.000 TL Üçüncülük Ödülü’nü almaya ve aynı zamanda Silikon Vadisi’nde gerçekleşen Global Forum’da ülkemizi projeleri ile temsil etmeye hak kazanırlar. Burada Global Forum’un sunduğu küresel yatırımcılar, iş çevreleri ve uluslararası mentorlar ile tanışma ve küresel platformda diğer ülke ekipleri ile yarışma fırsatı da yakalarlar.

New York merkezli Makaron üreticisi Woops, franchising ile büyümeye devam ediyor

Woops CEO’su Raj Bhatt 2012’de New York’un Bryant Parkında bir dükkan açtı ve sadece dokuz haftada 200 bin dolarlık satış yaptı. 2015 yılında bayilik yapmaya başlayan marka Austin, Boston ve Tucson da dahil olmak üzere ülkenin 33 noktasına kadar yayılmayı başardı. Woops bu yıl alışveriş merkezi franchisingleri ile büyümeye devam ediyor.

Makaron, dünyanın birçok ülkesinde yapılan tatlıdır. Acıbadem kurabiyesi, Fındıklı makaron, Cevizli makaron gibi birçok çeşitleri vardır. İsteğe göre fındık, ceviz, badem eklenerek şeker ve yumurta beyazı ile yapılır. (Vikipedi)

Entrepreneur.com’un Woops ile gerçekleştirdiği röportaj.

Alışveriş merkezleri risk altında bu sizi etkilemiyor mu?

Alışveriş merkezi endüstrisi zor bir vakit geçiriyor.Ancak en lüks alışveriş merkezleri halen mükemmel bir müşteri trafiği yaşamakta.Alışverişe gelen müşteriler alışılagelmiş mağazalar dışında özel bir hizmet istiyorlar. Bizi seçmelerinde ki en büyük etken de büfemizin güzel görünmesi ve müşterilerimizi özel hissettirecek bir hizmet sunmamızdır. Büfe işimiz büyüdükçe kafe işine de girmeye karar verdik. Taze hamur işleri, kahve, makaron ve küçük Avrupa tarzı sandviçlerle bir kafeye ihtiyacımız olduğunu düşündük. Kafe konseptini de denedik ve çok iyi bir sonuç aldık.Woops Bakeshop olarak kafe sektörüne de girmeye başladık.

Makaron trendinin sona ermesinden korkuyor musunuz?

Trendlerden hep endişe duyarım. Her şeyin raf ömrü vardır. Ancak, makaronların çok uzun zamandır trend olduğu New York’ta bile satışlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Büyük şehirlerin dışında, insanların hala makaronların ne olduğunu bilmediklerini görüyoruz. Birçok kişi görüntüsü sebebi ile sabun olduğunu düşünüyor. Bizim hedefimiz önümüzdeki 10 yıl içerisinde temel ürün olarak makaron satmak değil, Amerikan kitleye dünyanın en iyi şekerlemelerini de sunabilmektir. Kafelerimizde, Belçika gofretleri, geleneksel rugelach, Arjantin alfajores gibi birçok ürün bulunmaktadır.

Makaron yapmak zor. Bayilikleriniz bunu nasıl başarıyor?

Fırınımız Bronx’ta kurulu haldedir. Nakliye işlemleri için özel bir sistem kullanıyoruz. Makaronların iki bisküvisi ve ganajını bir araya getirdikten sonra, onları dondurulmuş olarak naklediyoruz. Ürünün taze kalmasını sağlamak için yaptığımız birçok formülümüz bulunmakta. Diğer hamur işlerini ise nakliye işleminden önce hazırlayıp, nakliye sonrasında taze olarak pişiriyoruz. İş akışını düzenleyici birçok sistemimiz bulunmakta ve ürünlerin en taze halini müşterilere sunmak için gece gündüz çalışma halindeyiz.

Fransızlara bir gün yenileceğinizi düşünüyor musunuz?

Makaronlarımızın hem yapım hem de satış aşamasında diğer yerlere göre daha titiz davrandığımızı düşünüyorum. Ürünlerimizi elimizden geldiğince Amerikanlaştırmıyoruz. Her yıl yaptığımız gibi Bryant Park’ta standımızı açıp uluslararası bir müşteri trafiği yakalıyoruz. Ve müşterilerimizden her zaman makaronlarımızın Paris’teki makaronlar kadar iyi olduğunu duyuyor ve gururlanıyoruz.

BiTaksi, son yaşanan güvenlik olayından sonra uygulamada bazı güncellemeler yaptı

BiTaksi, geçtiğimiz haftalarda bir sürücü ile yolcu arasında yaşanan ve güvenlik açığından kaynaklanan bir sorundan dolayı önemli derecede sıkıntı yaşadı. Sosyal medyada ve uygulama marketlerinde ciddi derecede tepki ve eksi puan aldı.

BiTaksi ise, daha iyi hizmet vermek, kaybettiği kullanıcıları geri kazanmak ve güvenlik açıklarını kapatmak amacıyla bazı önemli geliştirmeler yaptı.

Bu geliştirmeler;

  • Yolculara memnun kalmadığı sürücülerle bir daha eşleşmeme imkanı tanındı.
  • Yolculuğun sonunda, yolcu “Sürücüyle bir daha eşleştirme” seçeneğini tıkladığında, süresiz olarak bir daha o sürücüyle eşleşmeyecek.
  • Yolcu “Sürücüyle bir daha eşleştirme” seçeneğini tıklamasa bile, sürücüye 1 veya 2 yıldız vermesi halinde sürücüyle 1 yıl süreyle eşleşmeyecek.
  • 1 ve 2 yıldız verilen yorumlar sürücüler tarafından görüntülenmeyecek. Bu yorumları sadece BiTaksi değerlendirecek, sürücüye belli bir zaman sonra toplu ve anonim halde geri bildirimde bulunulacak.
  • Yolculuğun sonuna “Müşteri Hizmetleri Beni Arasın” seçeneği eklendi. Bu sayede, yolcuların müşteri hizmetlerindeki muhtemel yoğunluktan etkilenmeden BiTaksi ile iletişime geçebilmesi kolaylaştırıldı.
  • BiTaksi sürücüsü olarak sistemde kalmak için gereken yıldız ortalamasını 5 üzerinden 4 yerine 4,5’e çıkarıldı ve ortalaması 4 ile 4,5 arasında olan sürücülere ortalamalarını yükseltmeleri için 1 aylık geçiş süresi tanındı.

Bu geliştirmelerin BiTaksi’ye etkisini, zamanla yapılacak olan resmi açıklamada göreceğiz.

Tapu.com, mevcut yatırımcılarından 1.2 milyon dolarlık yeni tur yatırım aldı

Değerleme raporlu tapuların, açık artırmayla alıcılarını ve fiyat seviyesini bulduğu pazar yeri Tapu.com, 1.2 Milyon dolarlık yeni tur yatırımını aldı.

Şirketin mevcut yatırımcılarından Earlybird, Can Yücaoğlu ve Banu Küçükel tarafından gerçekleştirilen yatırımla birlikte, Tapu.com’un kuruluşundan itibaren aldığı toplam yatırım miktarı yaklaşık 3 milyon dolara yükseldi.

Tapu.com; Hasan Aslanoba‘dan 500 bin dolar ve sonrasında da aynı yatırımcılardan yaklaşık 1.3 milyon dolar yatırım almıştı.

Türkiye’de 57 şehirde satış tamamlayan ve ayda ortalama 50 tapu (gayrimenkul) satışı gerçekleştiren Tapu.com, bu yatırım turundan sonra 12-15 ay içinde yeni yatırım beklendiği söyleniyor.

1 Milyon TL’lik yeni yatırım alan Kolay Randevu, Ankara’ya açıldı

2015 yılı başında kurulan ve kısa sürede güzellik sektörüne online randevu sistemini getirmesiyle devrim yaparak ezberleri bozan Kolay Randevu, Kasım 2016’da yatırım aldığı mevcut yatırımcıları Altay Tınar, Joachim Behrendt, Ömer Erkmen, BIC Angels, Enern, Miton ve Protos‘tan 2. yatırım turunun devamı niteliğinde, 1 milyon TL’lik yeni yatırım aldı. Bu yatırımla birlikte Ankara’da da hizmet vermeye başladı.

Uğur Çivi “İlk hedefimiz İstanbul’daki başarımızı Ankara’da da göstermek”

Kolay Randevu kurucu ortağı Uğur Çivi, İstanbul’da faaliyete başlamalarından bu yana geçen yaklaşık 2 senelik sürede aylık 30.000 randevu barajını aştıklarını belirterek, sıradaki hedefin bu başarıyı Ankara ve İzmir başta olmak üzere Türkiye’nin diğer büyük illerine de taşımak olduğunu da söylerek cümlelerine şöyle devam etti; “İstanbul’lu güzellik işletmeleri ve son kullanıcılar bizi çok sevdi. Bir süredir diğer şehirlerde de hizmet vermeye başlamamız konusunda üzerimizde tatlı bir baskı vardı. Aldığımız yeni yatırımla birlikte açılımımıza Ankara ile başladık. Sırada ise İzmir var.” dedi.

Kolay Randevu üzerinden randevu alınabilen salonların arasında Mehmet Tatlı, MOS, Ali Gür, Bayram Bal gibi zincir güzellik işletmelerinin yanı sıra ünlülerin uğrak noktası olan Muammer Yaprakgül, Sabit Akkaya, Adem Terzi gibi bir çok marka salon da bulunuyor.

Restoranların, Çiçekçilerin, Doktorların ardından Güzellik İşletmeleri de İnternette!

Uğur Çivi, Türkiye’de sayıları 100.000’i aşan kuaför, berber, güzellik salonu, manikür salonu vb. güzellik işletmesi bulunduğunu belirterek, şimdiye kadar farklı girişimlerin başarılı çabalarıyla restoranlar, doktorlar, çiçekçiler, taksiciler gibi farklı sektörlerden işletmelerin işlerini internete taşıyarak yeni çağa ayak uydurmak konusunda öncü olduklarını belirterek, güzellik sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin de bu yola girmesinde geç bile kalındığını belirtti.

Güzellik işletmeleri dijitalleşme sürecinde her ne kadar yarışa geç başlamış da olsalar, Kolay Randevu sayesinde güzellik sektörünün bayrağı kısa sürede eline alacağı konusunda emin olduklarını belirten Çivi, henüz birkaç yıl öncesine kadar neredeyse tamamen geleneksel yöntemlerle işlerin yürüdüğü sektörde önümüzdeki yıllarda köklü ve büyük bir değişime önayak olmayı misyon edindiklerini iletti.

Yerli ve yabancı yatırımcıların güveni artarak devam ediyor

Daha önce Türkiye’den Altay Tınar, Ömer Erkmen ve Joachim Behrendt öncülüğünde BIC Angels yatırımcılarından ve Çek Cumhuriyeti merkezli VC (Yatırım Fonu)’ler Enern ve Miton ile Polonya merkezli Protos’tan toplamda 2 milyon Türk Lirası yatırım alan Kolay Randevu, son yatırım ile birlikte aldığı toplam yatırım tutarını 3 milyon Türk Lirası’na çıkarttı.

Çivi, Türkiye’nin özellikle 2016 yılında içinden geçtiği zorlu dönemde yerli yatırımcılar dahi daha dikkatli davranmaya çalışırken, yerli yatırımcılarına ek olarak 2 farklı ülkeden 3 VC’yi Kolay Randevu’ya, dolayısıyla da Türkiye’ye yatırım yapmaya ikna ederken gösterdikleri başarıyı, geçen sürede ortaya koydukları hızlı büyüme ile birlikte taçlandırdıklarını ve mevcut yatırımcıların Kolay Randevu’ya olan inancının son yatırımla birlikte daha da perçinlendiğinin göründüğünü belirtti.

Doğu Avrupa pazarındaki liderliğini sağlamlaştırıyor

2016 yılında Polonya’nın en büyük online güzellik randevu platformu Lavito ile aynı çatı altında birleşerek bu alanda Doğu Avrupa’nın en büyük oyuncusu haline geldiklerini hatırlatan Uğur Çivi, hem Kolay Randevu’nun hem de Lavito’nun ülkelerinde gösterdiği hızlı büyümeyle birlikte Doğu Avrupa pazarındaki liderliklerini daha da sağlamlaştırdıklarını belirtti.

Kolay Randevu ile daha önce gerçekleştirdiğimiz röportaj

Ünlü tasarımcıların ürünlerini kapınıza getiren Londra merkezli uygulama: Farfetch

Londra merkezli moda teknolojileri girişimi Farfetch, yeni kurduğu partnerlik sayesinde Gucci markalı giyim ürünleri ve aksesuarlarını 90 dakikada kapınıza getiriyor. Geleceğin mağazası olarak adlandırılan girişim, geçtiğimiz çarşamba günü Gucci ile yaptığı ortaklığı duyurdu.

Farfetch, müşterilerin; lüks markaların mağazadaki ürünleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalarını amaçlayan bir yazılım olarak ortaya çıktı. Müşteriler Farfetch uygulaması ve web sitesi aracılığıyla seçkin Gucci ürünlerinden alışveriş yapabilecek. Londra, New York, Dubai, Los Angeles, Madrid, Miami, Milano, Sao Paulo, Tokyo ve Paris’teki mağazalardan yapılabilecek olan alışverişlerde, ürünlerin kapınıza gelme süresi ise 90 dakika. Girişimin gönderim yaptığı ülkeler arasında Türkiye de var.

2008 yılında lüks butikler için bir eticaret firması olan Farfetch, şu an tasarımcılar için teknoloji sağlayıcısı konumunda. Ayrıca web sitesinde Yves Saint Laurent ve Armani ürünlere de ulaşmak mümkün.

Farfetch’in sunduğu hizmetler ise çok çeşitli. Mesela bir müşteri mağazaya girdiğinde akıllı telefonu ile daha önceden giriş yapmış olduğu uygulama sayesinde, o mağazadan geçmişte hangi ürünleri aldığını görebiliyor. Böylece uygulama karşısına beğenebileceği ürünleri de öneri şeklinde sunuyor.

Girişim ayrıca, müşterilerin ünlü ayakkabı tasarımcısı Nicholas Kirkwood’dan farklı deriler renkler deneyerek özelleştirilmiş ayakkabılar tasarlamasını ve sipariş etmesini sağlayacak bir ‘holografik ekran’ sergiliyor. Farfetch’in bu teknolojisi de ilerleyen zamanlarda, daha önce NewYork’ta satın almış olduğu bir butikte sergilenecek.

Dünyadaki girişimlerde neler olduğunu egirişim’den artık takip edebileceksiniz.

Avustralya merkezli Fleet Space, geleceğin İnterneti için Nano Uydu Filosu inşa etmek istiyor

Her şeyin İnternete bağlanabileceği bir geleceğe doğru ilerliyoruz. Peki bunu kaldıracak alt yapımız var mı? Avustralya merkezli bir girişim olan Fleet Space Technologies, nano uyduların, İnternet alt yapısının omurgasını oluşturmasını istiyor. Bu amaçla şirket, geçtiğimiz hafta 5 milyon dolarlık bir bütçe açıkladı.

Şirketin CEO’su ve kurucu ortağı Flavia Tata Nardini, 2025 yılına kadar 75 milyon cihazın, doğru araçlar olmadığı için İnternete bağlanamayacağını farkettiklerini belirtti ve şu sözleri ekledi. ”Bizim amacımız bu devrimi gerçekleştirmek. Çünkü bu durum gelecekte yaşanacak ve çözüm sanıldığı kadar kolay olmayacak.” dedi.

Nano uydular geçmişte ve günümüzde gözlem ve haritalama gibi bir çok ticari faaliyette kullanıldı. Avustralyalı Chris Boshuizen tarafından kurulan California şirketi Plant Labs, bu alanda oldukça iyi bir şirket. Ancak Nardini, kuracakları filonun sanayi genelindeki akıllı cihazların ve sensörlerin ağa bağlamasına da yardımcı olmasını istiyor.

Şu an için şirket, 2018’de ilk uyduları fırlatmadan önce, tarım, nakliye, petrol ve doğalgaz gibi farklı pazarlarda pilot programlar yapmayı planlıyor. Eğer planlar tutarsa önümüzdeki 4 yıl boyunca 100 nano uydu çevirimiçi olacak.

Birçok ülkede aktif olacaklarını söyleyen şirket, Avrupa genelinde özel bir uzay ajansı kurulması gerektiğini de düşünüyor. Hükümetlerin de gelecek yıllar için, bu alanda önemli yatırımlar yapmasının gerekli ve önemli olduğunu düşünüyor.

Hürriyet, İnternet girişimlerini desteklemek için yatırım şirketi ‘Hürriyet Ventures’ kuruyor

Hürriyet CEO’su Çağlar Göğüş, Hürriyet ile Doğan Holding çatısı altında bulunan Öncü Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile birlikte hareket ederek dijital girişimlere yatırımlar yapacakları Hürriyet Ventures’ın kurulacağını duyurdu.

Hürriyet’in yatırım yapmayı hedeflediği sektörlere değinen Çağlar Göğüş, şunları söyledi: “Yatırım yapacağımız ana sektörlerin başında içerik, reklam, yayıncılık ve iletişim teknolojileri, seri ilanlar ve ilgili pazaryerleri geliyor.” Yatırım yapacakları girişimlerin bulundukları seviyeyi anlatan Göğüş, “Fikir ve tasarım aşamasını tamamlamış ve bir ürün veya servisi hayata geçirmiş dijital girişimlere odaklanıyoruz. Kullanıcıya minimum özelliklerle değer katabilen (MVP) ürünleri hazır olan ve büyümeye başlamış olan dijital girişimlerle ilgileneceğiz” diye konuştu.

Göğüş, bu kapsama giren firmaları değerlendirmeye çok kısa bir zaman içinde başlayacaklarını da sözlerine ekledi.

Hürriyet Ventures‘la ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

The Pitcher 2017, EMEA’nın en iyilerini bir araya getirdi

Insprad tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen The Pitcher etkinliği, EMEA bölgesinden 1000’i aşkın girişimci, yatırımcı ve katılımcıyı bir araya getirdi.

The Pitcher 2017 kazananları Türkiye’de çevrimiçi e-spor eğitimleri sunan E-Sport Akademi, Dubai merkezli sağlık girişimi HeyDoc! ve gayrimenkul sahipleriyle kiracıları bir araya getiren Kiraplus oldu.

The Pitcher’ın bu yılki ayağı Workinton Levent 199 ev sahipliğinde, Turkcell Arıkovanı, TEB Özel Melek Yatırım Platformu, Etkin Proje ve İTÜ ARI Teknokent sponsorluğunda gerçekleştirildi. Öte yandan etkinlik, Hürriyet, Linkry Events, Pazarlama Türkiye, Girişimci Kafası, tivu.co ve ICMS tarafından desteklendi.

14 ülkeden gelen 521 başvurudan titizlikle seçilen 20 girişim, ana salonda gün boyunca yatırımcı sunumları gerçekleştirirken, isteyenler eş zamanlı olarak gerçekleştirilen birçok konferans ve tartışmaya katıldılar. Aralarında Trivago CEO’su Rolf Schrömgens’in de bulunduğu yüzlerce katılımcı ise birbirleriyle tanıştı ve yeni fikirlere şahit oldu.

Moderatörlüğünü Peter Hopwood’un üstlendiği The Pitcher 2017’nin kazananı, girişimci sunumlarını takip eden 72 yatırımcının oylamalarıyla belirlendi. Problem-ihtiyaç dengesi, takım, iş modeli, finansal öngörüler, çıkış stratejisi ve sunum kabiliyeti kriterlerine göre değerlendirilen 20 girişimden en yüksek puanları toplayanlar ise E-Sport Akademi, Kiraplus ve HeyDoc! şeklinde sıralandı ve kazanan ilk üç girişim TEB Özel Melek Yatırım Platformu ödülüne layık görüldü.

The Pitcher 2017 kazananları

17 yaşındaki genç girişimci Galip Sina Berik tarafından kurulan E-Sport Akademi, Türkiye’de çevrimiçi e-spor eğitimleri sunan tek girişim ve sporcuların bir sonraki mücadeleye hazır olmaları için yeteneklerini geliştirmesini sağlıyor. Girişim e-sporculara oyun koçluğu, çevrimiçi dersler, eğitici videolar ve özel ipuçları sunuyor.

The Pitcher 2017’nin ikincisi Dubai merkezli sağlık girişimi HeyDoc! oldu. HeyDoc!, hastaları doğru sağlık danışmanlarına yönlendiren ödüllü bir küresel teletıp platformu. Ayrıca fiziksel muayene gerektirmeyen sağlık sorunları için uygulama içi danışmanlık servisi de sunuyor.

Yatırımcı oylarıyla üçüncülüğe layık görülen girişim ise Kiraplus oldu. Gayrimenkul sahipleriyle kiracıları bir araya getiren girişim, tüm kiralama işlemlerini basit, hızlı, güvenilir ve avantajlı hale getiren bir akıllı kira platformu.

İlk üç girişim ayrıca Dorabase’den altyapı ve Etkin Proje’den Ar-Ge danışmanlığı ödülleriyle desteklendi.

Girişimlere özel ödüller dağıtıldı

The Pitcher 2017 finalistlerinden Bisou, 50.000 TL değerindeki Arıkovanı Özel Ödülü’ne layık görüldü. Dünyanın ilk dijital olarak özelleştirilebilir kolyelerini geliştiren Bisou, teknolojiyle sanatı bir araya getiren özel girişimlerden birisi ve Arıkovanı’nda kitlesel fonlama kampanyası başlatması bekleniyor.

Etkinliğin ev sahibi Workinton ise yatırımcıların oylarıyla en yüksek puanları toplayan beş girişim E-Sport Akademi, HeyDoc!, Kiraplus, Sweaters App ve Quanode’a yeni kurduğu hızlandırma programı Workincubation’a katılma hakkı tanıdı. Öte yandan, The Pitcher 2017’de sahneye çıkan 20 finalist, Workinton ortak çalışma alanlarından ücretsiz faydalanabilecek.

Hürriyet Ventures kuruluyor

The Pitcher 2017’de birçok yan oturum gerçekleştirildi. Bunlardan Hürriyet Ventures başlıklı konferansta sahneye çıkan Hürriyet CEO’su Çağlar Göğüş, Hürriyet ile Doğan Holding çatısı altında bulunan Öncü Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. ile birlikte hareket ederek dijital girişimlere yatırımlar yapacakları Hürriyet Ventueres’ın kurulacağını duyurdu.

Hürriyet’in yatırım yapmayı hedeflediği sektörlere değinen Göğüş, şunları söyledi: “Yatırım yapacağımız ana sektörlerin başında içerik, reklam, yayıncılık ve iletişim teknolojileri, seri ilanlar ve ilgili pazaryerleri geliyor.” Yatırım yapacakları girişimlerin bulundukları seviyeyi anlatan Göğüş, “Fikir ve tasarım aşamasını tamamlamış ve bir ürün veya servisi hayata geçirmiş dijital girişimlere odaklanıyoruz. Kullanıcıya minimum özelliklerle değer katabilen (MVP) ürünleri hazır olan ve büyümeye başlamış olan dijital girişimlerle ilgileneceğiz” diye konuştu. Göğüş, bu kapsama giren firmaları değerlendirmeye çok kısa bir zaman içinde başlayacaklarını da sözlerine ekledi.

Ekosistemin nabzı tutuldu

The Pitcher 2017’de gün boyunca beş farklı yan etkinlik düzenlendi.

Madalyonun İki Yüzü isimli oturumda, girişimciler ve yatırımcılar kendi gözlüklerinden ekosistemin sorunlarına mercek tuttu. İTÜ ARI Teknokent’in erken aşama kuluçka merkezi İTÜ Çekirdek’te yetiştikten sonra yatırım alan girişimciler ve Türkiye’nin en aktif yatırımcılarından bazıları, İTÜ ARI Teknokent Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Deniz Tunçalp moderatörlüğünde Workinton Levent 199’da bir araya geldi.

Stand & Deliver: Pitching 101 başlıklı seansta ise Peter Hopwood, girişimci ve girişimci adaylarıyla iyi bir sunumun inceliklerini paylaştı. Katılımcılar, bir topluluk veya kamera karşısında konuşurken etkileyici olabilmenin gerekliliklerini öğrendiler.

Günümüzde dev bütçeli direkt pazarlama tekniklerinin yerini, görece düşük bütçeli ve potansiyel müşteriler ile uzun soluklu dostane ilişkiler inşa etmeye odaklanan akılcı muadilleri aldı. İçerik pazarlaması bu muadillerin en iddialılarından bir tanesi. Bir kitleyi anlamak, etkilemek ve kâr edilebilir müşteriler yaratmak için sürekli fakat bilgilendirici içerikler üretimine ve dağıtıma odaklanıyor. CEOtudent’ın kurucusu Yağmur Avvurur ile Pazarlama Türkiye’nin kurucusu Ender Satıcı, The Pitcher 2017 kapsamında düzenledikleri Girişimler İçin İçerik Pazarlaması panelinde, Mehmet Duru moderatörlüğünde yeni oyunun kurallarını anlattı.

Yerel ve küresel girişimcilik ekosisteminin nabzını tutan araştırma şirketi startups.watch’un kurucusu Serkan Ünsal ise Türkiye’de Girişimcilik Ekosisteminin Kısa Tarihi başlıklı konferansında, Türkiye girişimcilik ekosisteminin ilk çeyrek bilançosunu önceki yıllar ile karşılaştırdı, yaşanan gelişmeler ve küresel pazarda etkisini hissettiren trendleri katılımcılar ile paylaştı.

The Pitcher kapsamında duyurulan yeni programlardan bir tanesi de London Bridge Project (LBP) oldu. Etkin Proje ve Sunumo ortaklığıyla hayata geçirilen LBP, tarihi iki köklü ülkeyi teknoloji, inovasyon ve yatırım konularında sıkı sıkıya bağlamak için yola çıkıyor. İngiltere ve Türkiye’de faaliyet gösteren teknoloji tabanlı şirketleri, teknoloji transfer ofisleri ve teknokentleri, üniversiteleri, fon kuruluşlarını (AC, VC vb.), inkübasyon merkezlerini, hızlandırıcıları, dernekleri bir araya getirerek; networking, pazar araştırması, teknoloji araştırması, sunum hizmetleri fonlama, ön satış, satış, lokalizasyon, uluslararası teşvikler, fikri mülkiyet hakları konularında hizmetler vermeye başlıyor.

Vergi giderlerini azaltmak için yasal olarak ‘daha az vergi ödeme’ yolları

Özellikle son çeyrekte, gerek bireysel girişimlerin gerekse ortaklaşa kurulan tüzel girişimlerin sayısında, geçmiş dönemlere nazaran artışların olduğunu gözlemlemekteyiz. Bu artış beraberinde bazı temel sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu sorunların başındaysa işletmeler açısından ‘vergi yükü‘ gelmektedir. Yasal olarak daha az vergi ödemenin yolları vardır.

Altını kalın çizgilerle çizmek gerekirse vergi kaçırmak ile vergiden kaçınmak kesinlikle farklı sonuçları doğurmaktadır. Vergi kaçırmak, kanunların tamamına veya bir kısmına uymamak anlamına gelirken cezası ise ağır para cezalarından başlayıp hapis cezasına uzanan bir süreci içermektedir. Vergiden kaçınmak ise, tamamen hukuk kuralları vergi kanunları içerisinde kalıp, kanunun uygun maddelerini, ticari işletmemizin lehine çevirmektir. Bu yöntem daha çok ‘verginin planlanması’ veya ‘verginin ertelenmesi’ tabirleriyle anlatılabilmektedir.

Bu yazımızda detaya çok girmeden, işletmelerin kanuni çerçeveler içerisinde nasıl daha az vergi ödeyebileceklerini anlatmak ile alakalı olacaktır.

Kanunlarca uygulanan muafiyet ve istisnalardan faydalanmak:

Örnek 1: Son dönemlerde en çok bilinen istisna 29 yaş altı genç girişimci istisnasıdır. Girişimci 75.000 TL’ye kadar olan kazancını gelir vergisinden istisna tutabilmektedir.

Örnek 2: Türkiye’de faaliyeti olmayan şirketlere yapılacak olan yazılım, tasarım, mimarlık hizmetleri kanunda belirtilen şartları taşımak kaydıyla %50 kurumlar vergisi istisnasıdır.

İndirilecek giderlerin tespitini çok iyi yapmak ve ‘kanunen kabul edilmeyen’ giderlerin neler olduğunu belirlemek:

Örnek: Vergiye tabi matrahı bulurken indirilebilecek olan giderler gerek kurumlar vergisi kanununda gerekse gelir vergisi kanununda açıkça belirtilmiştir. Kanunlar nispetinde işin devam ettirilebilmesi için yapılacak giderlerin tespitini doğru yapmak, herhangi bir inceleme esnasında defter ve belgelerde hatalı indirimlerden kaçınmak işletme için önem arz etmektedir.

Duran varlıkların yani; işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve maddi olmayan duran varlıklar şeklindeki vb. iktisadi değerlerin amortismanlarını azalan bakiyeler (hızlandırılmış amortisman) yöntemine göre ayırmak:

Örnek: 10.000 TL’ye satın alınmış bir elektronik cihazın Amortisman süresinin 5 yıl olduğunu varsayalım.

Azalan bakiyeler (1) yöntemine göre amortisman ayırırsak;
100/5= Yıllık %20 oranına göre
1.Yıl: 4.000 TL (%20*2)
2.Yıl: 2.400 TL
3.Yıl: 1.440 TL
4.Yıl: 864 TL
5.Yıl: 1.296 TL (Son kalan bedel)

Normal amortisman (2) yöntemine göre amortisman ayırırsak;
100/5= Yıllık %20 oranına göre
1.Yıl: 2.000 TL
2.Yıl: 2.000 TL
3.Yıl: 2.000 TL
4.Yıl: 2.000 TL
5.Yıl: 2.000 TL

Görüldüğü üzere azalan bakiyeler (1) yönteminde ilk yılda ayırdığımız tutarla normal amortisman (2) yöntemine göre ayırdığımız tutar arasında iki katı bir fark oluşmaktadır. Bu fark ödeyeceğimiz vergiyi doğal olarak azaltacaktır.

Stok maliyeti, fire vb. kalemleri doğru tespit etmek:

Fiyatlar genel düzeyi, kar hesaplamaları, yönetim stratejileri vb. politikalara göre işletmeler ilk giren ilk çıkar veya ortalama maliyet yöntemlerini seçebilir, firelerini tam hesaplayarak doğru maliyeti bulabilir. Doğru maliyeti bulmaksa fazladan ödenecek vergiyi dengeleyecektir.

Serbest Bölge, Teknokent vb. gibi alanlarda şirket kurmak

Türkiyenin özellikle yazılım, kodlama, bilişim, robot ve teknoloji alanlarında ivmelenmesi yeni üretim alanlarının yeni toplanma bölgelerinin doğmasına neden olmuştur. Bunların başında Teknokentler gelmektedir. Teknokentlerde (kanuna ve uygulama alanlarına göre) gelir vergisi, kurumlar vergisi ve kdv’den bir takım istisnalar olduğunu biliyoruz. Keza serbest bölgelerde de aynı istisnalar yine kanunları uyarınca bulunmaktadır.

Kar/Zarar hesaplamalarının yapılacağı dönemlerde satışların bekletilmesini sağlamak

Bu yöntem her ne kadar özellikle perakende satış yapanlar, seri toptan satış yapanlar veya sürekli hizmet veren işletmeler için mümkün olmasa da dönemsel olarak uygulayabilecek işletmeler için güzel bir erteleme yöntemi olabilir.

Gelir vergisi ve kurumlar vergisi mükellefleri için, elde ettikleri kar üzerinden alınan verginin beyannamesi;

  • Mayıs ayı (Ocak-Şubat-Mart) dönemi,
  • Ağustos ayı (Nisan-Mayıs-Haziran) dönemi,
  • Kasım ayı (Temmuz-Ağustos-Eylül) dönemi,
  • Şubat ayı (Ekim-Kasım-Aralık) dönemi şeklinde verilmektedir.

Örnek: Bir internet sitesi yapım işinin 1 günde yapılabildiğini ve bedelininde 20.000 TL olduğunu varsayalım. 30 Mart günü işi yapacağımız müşteriyle görüştüğümüzü ve 31 Martta işi teslim edeceğimizi ve faturasını keseceğimizi varsayarsak;

31 Mart (Ocak-Şubat-Mart) dönemine denk geleceğinden 14 Mayısta verilecek geçici vergi beyannamesiyle vergisi ödenecektir.

  • 20.000 TL’nin %15 vergisi = 3.000 Gelir Vergisi
  • 20.000 TL’nin %20 vergisi = 4.000 Kurumlar Vergisi

Ancak bu işin 1 gün geciktirilebilir olması ve dolayısıyla faturanında 1 gün sonra kesilmesi durumunda;

1 Nisan (Nisan-Mayıs-Haziran) dönemine denk geleceğinden 14 Ağustosta verilecek geçici vergi beyannamesiyle vergisi ödenecektir.

Sonuç olarak 1 gün farkla ödenecek verginin vadesi 3 ay uzayacaktır.

Önemli not: Bu maddede ‘vergiyi doğuran olay’, ‘tahakkuk’, ‘tahsilat’ gibi kanunda özellikle geçen maddeler önem arz etmektedir. Mal veya hizmetin teslim edilmesinden sonra yasal süresinde fatura kesilmelidir.

Nakit sermaye artırımı yapmak

İşletmelerin güçlü sermaye yapısına kavuşmaları, borç almak veya 3. kişilerden kaynak kullanımı yapmak yerine özkaynak kullanımını hedefleyen bu teşvik neticesinde işletmeler vergi yüklerini azaltabilirler.

Örnek: 1 Ocak tarihi itibariyle 1.000.000 TL (Bir Milyon) nakit sermaye artırımı yapan işletme aşağıdaki formülü uygulamak suretiyle kurumlar vergisinden indirim yapabilir.

Art.Serm. X TCMB Faiz Or. X Süre X İndirim Oranı
1.000.000 X 0,16 (yaklaşık) X 1 X %50 = 80.000 TL

80.000 TL Kurumlar vergisinden indirim yapıldığında %20 kurumlar vergisi oranına göre işletmeye 16.000 TL gibi hatırı sayılı bir katkı yapacaktır.

Demirbaş Satış Karlarının Fona Aktarılması

Son olarak bahsedeceğimiz vergi avantajı ise işletmelerin genel olarak büyük sıkıntılar yaşadığı duran varlıklarının satışından elde ettikleri kar ile ilgili olacaktır. İşletmeler kullandıkları cihaz, makine, otomobil vb. duran varlıklarını amortisman süreleri bitişinde yapacakları satışlarda çok fazla kar ediyor gözükmektedirler. Bu yöntemle elde edilecek kar fon hesabında tutulacağından o yılın kazancına eklenmeyecek ve işletmeye nefes aldıracaktır.

Örnek: 250.000 TL bedelle satın alınmış bir cihazın 5 yıl sonra satıldığını ve faydalı ömrünü bitirmiş olmasına rağmen 2.el satışında bir tutar elde edileceğini bununda yaklaşık 75.000 TL olacağını düşünelim. Bu tutar normal şartlarda kurum kazancına ilave edilseydi %20 vergi hesaplamak suretiyle 15.000 TL vergi ödenmek durumunda kalınacaktı.

Ancak 15.000 TL yeni alınacak Demirbaşın amortismanından düşülmesi suretiyle işletme bu vergi yükünden de kurtulmuş olacaktır.

Diğer vergi avantajlarınında neler olduğundan kısaca bahsedecek olursak; Aktife kayıtlı gayrimenkulun 2 yıl sonraki satışları %75 istisnaya tabi tutulabilir, şüpheli hale gelmiş ticari alacaklar için karşılık ayrılabilir, Leasing, kiralama vb. anlaşmalar yapılabilir veya sat-geri kirala yöntemleri kullanılabilir. İmalatçı şirketlerin birleşmeleriyle ortaya çıkacak kazançlarıda %75 oranında 3 yıl boyunca kurumlar vergisinden istisna tutulabilir.

Vergi ve Muhasebe kategorisindeki diğer içeriklerimizi de okuyabilir, vergi avantajlarını takip edebilirsiniz.