İstanbul Büyükşehir Belediyesi, şehir trafiğini etkin yönetmek amacıyla geliştirdiği uygulamalarına bir yenisi daha ekledi. Geliştirilen İBB Navi navigasyon uygulaması, İstanbul başta olmak üzere Marmara Bölgesi’nde, anlık trafik yoğunluk bilgilerine göre sizi hedefinize en kısa sürede ulaştıracak.
İBB Navi uygulaması ile Marmara Bölgesi’ndeki tüm şehirlerde anlık trafik yoğunluk bilgilerini görebilir, yol çalışmaları, trafik sıkışıklığı, kaza, bakım-onarım çalışmaları gibi trafik akışını olumsuz etkileyen durumlardan da haberdar olabilirsiniz.
İBB Navi ile hedefinize ve rotanıza ilişkin detayları görüntüleyebilir, sık kullandığınız hedeflerinizi favorilerinize ekleyerek, hızlı erişim sağlayabilirsiniz. Seçtiğiniz yerin ya da hedefinizin sokak görünümüne göz atarak, detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, Arapça ve İtalyanca dil seçenekleri sunan “İBB Navi”uygulaması ile Marmara Bölgesi’nde seyahat etmek artık herkes için çok kolay olacak.
Facebook’un, İnternet hızı ve cihaz özelliklerinin düşük olduğu kullanıcılar için geliştirdiği uygulaması Messenger Lite, 132 yeni ülkeye açılıyor. Bu ülkeler arasında Türkiye de var.
Messenger Lite, daha az veri tüketerek, facebook messenger’in daha hızlı kullanılmasını sağlıyor. Ancak telefon özellikleri ve İnternet hızı yüksek, kotası da iyi olan kullanıcılar için pek cazip bir uygulama olarak da görünmüyor. Facebook bu açılımı; kullanıcı sayısını artırmak ve messenger kullanımını yaygınlaştırmak istiyor.
Facebook Messenger, cihazlarda ortalama 150 mb’nin üzerinde bir alanı kullanmaktadır. Ancak Messenger Lite ile bu kullanım 10 mb’nin altına kadar düşebilmektedir. Düşük özellikte android kullanıcıları için bu uygulamayı kullanmak bir fırsat olarak görünüyor.
Bu uygulamanın aktif messenger kullanan facebook kullanıcı sayısına etkisini zamanla göreceğiz.
Geçtiğimiz ay haberini yaptığımız kitlesel fonlama platformu Turkcell Arıkovanı‘nda desteklenmeye başlayan Ottolock akıllı kilit sistemleri girişimi, bugün son gününe girmişken 135 bin TL’lik hedefini başarıyla tamamladı.
Ottolock’un ne olduğunu hatırlamak gerekirse; tek bir tuş ile kapınızı kilitleyip açabileceğiniz, misafirleriniz için sanal anahtar oluşturup kimlerin gelip gideceğini takip edebileceğiniz, kapınızın kilidiniz, telefon uygulamasından yönetebileceğiniz bir IOT sistem diyebiliriz.
Ottolock girişimiyle ilgili ve Arıkovanı‘nda olan gelişmeleri sizlere aktarmaya devam edeceğiz.
ABD pazarına açılmak istediğini açıklayan UrbanStat, Tarık Yıldırım’dan 500 bin Dolar tutarında yatırım aldı.
Yatırımla birlikte hemen ABD’de şirket kuran ve Chicago’da ekibi genişletmek için çalışmalara başlayan UrbanStat, bir yandan da satış odaklı müşteri görüşmelerini de sürdürüyor.
Anıl Çelik ve Nilgün Dağ Çelik tarafından 2013 yılında kurulan UrbanStat, piyasaya ilk Mekansal İşler olarak girdi, aradan geçen sürede hem markasını değiştirdi hem de emlak sektörüne hitap eden ürününü pivot ederek sigortacılık sektörüne yöneldi.
Sigorta sektörü için gerçek zamanlı risk analizi yapan girişim, bozuk adres bilgilerini bir standarta oturtuyor yani doğruluyor ve adresin lokasyon bazlı olarak iklim ve doğal afet riskini ölçümlüyor.
Türkiye’deki büyümesini sürdürmek isteyen UrbanStat, yatırım sonrası ABD pazarında müşteri aramaya koyuldu.
Kurucu Ortak ve CEO Anıl Çelik, önümüzdeki 12 ay içinde ABD pazarında referanslar elde etmek istediğini söylüyor. Sonrasında Seri A yatırım turu için görüşmelere başlamak istediğini de cümlelerine ekliyor. Diğer yandan girişim, Türkiye’deki operasyonlarına devam edecek ve büyümesini sürdürmeye yönelik çalışmalarda da bulunacak.
UrbanStat’ın mevcut ortaklarının Girişim Fabrikası’nın hisselerini geri almış ve bu hisseleri çalışanlara dağıtmak istiyormuş.
Girişimle ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.
Instagram’ın Snapchat’ten klonladığı Hikayeler halka arzından ber geçen sürede 161 Milyon kullanımlı Snapchat’i geçerek 200 Milyon kullanıma ulaştı. Ağustos ayında başlatılan Instagram hikayeleri hızla büyüdü ve IOS ve Android’de ilk sıralara yükseldi.
Bir yıl önce Snapchat, hikayelerde kullanılabilecek pinler geliştirdi ve görüntülerin zaman çizelgesini güncelledi. Instagram da bunun bir kopyasını çıkardı. Böylece Instagram kullanıcıları hayatlarını daha sık paylaşır hale geldiler.
Ayrıca Instagram’ın yeni sürümü, görüntünün bir bölümünü kırparak çıkartma gibi kullanabilme özelliği sunuyor, tıpkı Snapchat gibi. Yine tıpkı Snapchat gibi son kullanılan etiketler görünüyor ve kamera bir geri sayım aracı içeriyor.
Instagram hikayelerinin başlatılmasından sonra Snapchat’in büyümesi %82 azaldı. Önümüzdeki aylarda gözler Snapchat’in üzerinde olacak ve muhtemel Instagram ile arasındaki rekabet yukarılara taşınacak.
Tüm şirketler için veri, en değerli varlıklardan biri durumunda ve büyük verinin yönetimi maliyetler ve rekabet avantajı konusunda gün geçtikçe önem kazanıyor. Geliştirdiği büyük veri yöntemleriyle analiz, işleme ve raporlama konusunda şirketlere esnek bir platform sağlayan Stardust, yeni bir girişim olarak öne çıkıyor.
Ergem Peker‘in kurucusu olduğu ve StartersHub girişimlerinden Stardust, geliştirdiği büyük veri yöntemleriyle analiz, işleme ve raporlama konusunda şirketlere esnek bir platform sağlıyor.
Gelişmiş web teknolojileri, sosyal medya platformları ve zengin mobil uygulamalar sayesinde şirketler, müşterileri ve hedef kitleleriyle ilgili artık çok daha geniş çapta bilgiye erişebiliyor. Oluşan bu büyük verinin yönetimi de giderek daha fazla önem kazanıyor.
Şirketler için artık yeni müşteri deneyimleri yaratmak için büyük veri analizinin ne kadar hızlı yapıldığı ve aksiyon alındığı belirleyici durumda. Şirketlerin bu anlamda ihtiyaç duyduğu araçların ölçeklenebilir olması ve değişime ayak uydurabilmesi de öncelikli kriterler arasında yer alıyor.
Şirketlerin en değerli varlıklarından biri olan verinin daha değerli hale gelmesi için Stardust’ın son kullanıcı deneyimleri ve büyük veri mimarisi işletmelerin imdadına yetişiyor.
Yazılım maliyetlerini %30 düşürüyor
Son yılların en çok konuşulan iki kavramı büyük veri ve bulut bilişimi birleştiren hizmetleriyle Stardust, özellikle küçük ve orta büyüklükteki şirketler için, düşük maliyetli veri analitik platformu konusunda önemli bir boşluğu dolduruyor. Şirketin kurucusu olan Ergem Peker’e göre özellikle e-ticaret yapan ve uygulama üzerinden veri toplayan işletmeler için Stardust hayat kurtarıcı özelliğe sahip.
Kurulum maliyetlerini en aza düşüren, bulut üzerinde tanımlı büyük veri platformunun, kullanıcı tanımlı fonksiyonlarla yazılım maliyetlerini %30’lara kadar düşürdüğünü söyleyen Peker; “Müşterilerimizin topladığı veriler üzerinde kullanıcı tanımlı analitik fonksiyonlar yaratarak, yine kullanıcı tanımlı yönetici panelleri yardımıyla görüntülemelerini sağlıyoruz. Sunduğumuz pratik çözümler sayesinde işletmeler, yazılım maliyetlerinde önemli tasarruflar sağlayabiliyor.” şeklinde bilgi verdi.
Uygun fiyatlı ve hızlı çözüm
Bir ürün veya hizmetin kullanıcısını başarıya taşıyan anahtarlarından biri kolay kurulum ve yönetime sahip olması. Stardust’un öne çıkan özelliklerinden biri, tek tuşla oluşturulabilen bir büyük veri platformu olması. Kullanıcı tanımlı fonksiyonlarla birlikte Stardust, işlemesi normal şartlarda çok uzun zaman alan büyük veriyi, özel yöntemlerle sınıflandırıp dağıtarak müşterinin üzerinde kolayca çalışabileceği hale getiriyor. Bununla birlikte Stardust müşterileri, gerçekleşen tüm bu süreçlerin sonuçlarını kendilerine özel bir raporlama panelinde görebiliyor.
İngiliz tıp dergisi Lancet’ta yayımlanan bir çalışmaya göre yaşam süresi dünyanın birçok yerinde artmaktadır. Muhtemelen insanlar daha emeklilik yıllarında yalnız kalmaya başlıyor. ElliQ ise İsrail’de bulunan ‘Intuition Robotics’ startupı tarafından geliştirilmiş bir robottur. Bu robot yaşlanmayı çok daha kolay bir hala getirebilecek insan-robot etkileşimleri yaratmak üzere tasarlanmıştır.
Yaşlılara arkadaş olan bu robot iki parçadan oluşmaktadır: 1. parça tablet bilgisayar iken, 2. parça masa lambasına benzeyen küçük bir robottur. Şirket, cihazın tasarımını yaşlı nüfusu korkutmamak için bilerek basit tasarlamıştır. Hatta co-founder Skuler “Bir filmden çıkmış gibi görünen bir cihaz istemiyoruz.” demiştir.
ElliQ
ElliQ neler yapabiliyor?
ElliQ müzik çalabilir, ilaçlarını almanı hatırlatabilir, aileni ve arkadaşlarını arayabilir, size uygun etkinlikler önerebilir, sağlık durumunuzu ve evinizi izleyebilir, herhangi bir acil durumda sevdiklerinize ve sağlık uzmanlarına ulaşabilir.
Üstelik robot, ‘insana benzeyen’ bazı sevimli özellikler de sergiliyor. ElliQ size bir fotoğraf gösterdiğinde, fotoğrafı sizinle birlikte görmek için başını eğebilir, böylece bir etkileşim yaratır. Kurucularından Dor Skuler’e göre ElliQ size bakabilir, ekranın arkasına saklanabilir, farklı tonlarda ses efektleri üretebilir veya farkı ışıklar kullanabilir; tüm bunları doğal bir deneyim sonucu gerçekleştirir.
İzleme ise ElliQ’in sağladığı başka bir özelliktir: ElliQ uyandığınızda sizi, bir yabancının evinizde dolanıp dolanmadığını, evin sıcaklığını ve daha fazlasını izleyebilir ve bu bilgiler daha önceden belirlenmiş olan bir kişiyle paylaşılır.
Skuler “ ElliQ, ailelerin yaşlı üyelerine oldukça yardımcıdır. Örneğin onların görüntülü sohbet etmelerine yardımcı olabilir. ElliQ , yaşlıların gelişmiş teknolojiye uyum sağlamasını sağlayarak diğer nesiller ile teknolojinin ilerlemesinden kaynaklanan uyumsuzluğun ortadan kalkmasına olanak sağlıyor. Gerçek insan davranışları gösteriyor.” diyor.
Ödüllü İsveç tasarımcı Yves Behar ve Amerikan teknoloji uzmanı Dr. Don Norman ile çalışan şirket, ElliQ’in kendi kararlarını vermesini ve deneyim kazanmasını sağlamak için yapay zeka ve makine öğrenmede en son teknolojiyi kullanarak bu usta bir robotu yarattılar. Kimse filmlerdeki gibi robotların insanlara aşık olmasını beklemiyor fakat ElliQ, IDC Herzliya tarafından yürütülen bir çalışmada etkileşim hissi yaratabildiğini ve duygusal ihtiyaçları karşılayabildiğini göstermiştir.
Yüksek sosyal etki sağlar
Intution Robotics 2015 yılında Itai Mendelsohn, Dor Skuler ve Roy Amir tarafından kurulmuştur. Intution Robotics, insanları duygusal olarak cihazlara bağlayan teknolojileri geliştirip, cihazların otonom kararlar almalarını ve hizmet verdikleri kişilere uyum sağlamalarını sağlıyor.
Skuler “Hepimiz sosyal etkileri yüksek olan bir proje yapmak istedik ve hepimizin yaşlanan ebeveynleri vardı. Bunlar bir araya gelince de ortaya ElliQ çıktı. Yaşlı yetişkin nüfusunun yalnızlığı ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi startup ekosisteminde çok fazla ele alınmıyor. Bizi ElliQ fikrine yönlendirip onu geliştirmemizi sağlayan şey de buydu.” dedi.
Kullanıclara proaktif olarak öneride bulunur
Örneğin ElliQ, Apple’ın Siri’si gibi reaktif bir asistan olmak yerine, proaktif olmayı ve kullanıcılarına hedeflerine ulaşmalarında yardımcı olmak için önerilerde bulunmayı amaçlıyor. Sabahları biraz müzik dinlemenizi, belki yürüyüş yapmanızı önerdiğinden daha gerçek bir ilişki kurmanızı sağlıyor ve daha sağlıklı bir yaşam tarzı geliştirmenize yardımcı oluyor.
Henüz resmi bir lansman tarihi bulunmayan şirket, kısa süre önce Kudüs’teki OurCrowd Zirvesi’nde canlı bir gösteri gerçekleştirdi. Skuler “İnsanların ürünle etkileşim kurarken verdikleri tepkileri duymak çok alçak gönüllü bir deneyim oldu.” diyor.
Skuler’in maliyeti açıklamayı reddetmesiyle birlikte, robotun piyasadaki benzer ürün fiyatlarıyla eşleşmesi bekleniyor -popüler robot arkadaşlardan Amozon Echo ve Alexa’nın yaklaşık fiyatı 180$ dır-.
Skuler “Dünyanın dört bir yanından binlerce kişinin bekleme listesindeyiz. Bunu denemek isteyen yaşlı yetişkinler ve büyükbabalarına ve büyükannelerine bunu almak isteyen torunlar var. Yolun çok başında olsak da, toplumun büyük bir kısmının dikkatini çekmeyi başardık.” diyor.
BIC Angels, BIC101 Hızlandırma Programı kapsamında LETZ’e 1 milyon TL değerleme üzerinden yatırım gerçekleştirdi. BIC Angels nakdi yatırımın yanı sıra çalışma alanı, uzman desteği ve mentorluk alanlarında da Letz’in yanında olacak. BIC Angels melekleri içinde Letz’e yatırım yapanlar içerisinde şu isimler yer aldı; Mehmet Onarcan, Ali Çebi, Liora Nasi, Tuğra Gönden, Ayşe Topçu, Bahtiyar Yurtoğlu.
Letz’i kuran üç genç girişimcinin hedefi Türkiye’de altı ay içinde 100 bin kullanıcıya ulaşmak, bir yıl sonra yurtdışına açılıp üç yıl içinde de global marka haline gelebilmek.
İdil Mayzel ve Simge İçen tarafından Ağustos 2016’da kurulan Letz, Bünyamin Genel’i de aynı yılın Eylül ayında ortak alarak yola çıkan yeni bir mobil sosyal uygulaması. Kullanıcıların arkadaşları ile kolay ve hızlı bir şekilde buluşmanı sağlayan Letz, bir şeyler yapmak isteyen kullanıcıların, yapmak istediği aktiviteyi ya da etkinliği 30 karakter ile yer ve zaman belirterek anlatıp, müsait arkadaşlarına yollayabildiği bir mobil uygulama olarak ön plana çıkıyor.
Android platformlarda beta sürecinde olan Letz, Mayıs ayında son halini alarak kullanıcıların sosyal hayatlarını harekete geçirmede yepyeni bir soluk olma hedefinde. iOS’ta ise kapalı beta’da olan uygulamayı kullanmak isteyenler, websitesi üzerinden email adresini bırakıp, kapalı beta kullanıcısı olabilirler.
Sosyal hayatı canlandıracak yerli uygulama
Letz fikrinin geçtiğimiz Ağustos ayında, kurucu ortakların aynı problemi farklı zamanlarda yaşadıklarını tesadüfen fark etmeleri sonucunda doğduğunu belirten Simge İçen, İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık ve Sahne ve Görsel Sanatları Yönetimi mezunu. Ayrıca İçen, Letz’i şöyle anlatıyor: “Günlük hayatın akışı içinde kaybolduğumuzda program yapmak, sevdiğin insanlarla buluşmak hayli zor bir hal alıyor. Arkadaşlarımız müsait olmadığından o çok gitmek istediğimiz programı kaçırıyor, okuldaki değerli yarım saati yalnız geçiriyor ya da o saatte eve hiç dönmek istemezken, kendimizi evin yolunu tutmuş buluyoruz. İşte tam bu noktada devreye Letz giriyor.
Kuruculardan, Galatasaray Üniversitesi Felsefe mezunu İdil Mayzel, hedeflerinin Letz olarak 6 aylık süreçte 100.000 kullanıcıya ulaşmak olduğunu belirtiyor. Hedeflerinin, etkinlikler ve festivallerle kapsamlı anlaşmalar yaparak kullanıcılar nezdinde uygulamayı geliştirmek ve aktivite alanında akla gelen tek mobil uygulama olmak olduğunun altını çizdi.
Üç yıl içinde global marka olmak istiyoruz
Ege Üniversitesi Su Ürünlerinden mezun olan Bünyamin Genel ise şunları söyledi; “Letz şu an ki haliyle arkadaşlarınızla kolay ve hızlı bir şekilde buluşmanızı sağlayan bir mobil uygulama. Varmak istediğimiz nokta ise, aktivite alanını A’dan Z’ye sahiplenmek. Letz’i kullanıcılarımızın canları bir şey yapmak istediğinde girip bütün adımlarını oradan gerçekleştirebildikleri bir platform haline getirmek istiyoruz.
Z ve Y kuşağının yeni sosyal medya arayışlarını yakalamak istiyoruz
BIC Angels Kurucusu Joachim Behrendt yaptıkları yatırım ile ilgili görüşlerini paylaşarak “LETZ gerek ekibinin yüksek enerjisi ile gerek ürünün hitap ettiği kitlenin çok doğru bir ihtiyacına çözüm sunması ile ilk görüşmemizde dikkatimizi çeken bir girişim oldu. Güncel etkinliklerin takibi konusuna eğilen günümüzde birçok Startup var ancak LETZ, arkadaşlarınızla canınız bir şey yapmak istediğinizde anlık olarak topluca haberleşebileceğiniz ve etkinlik yaratabileceğiniz bir uygulama. Özellikle Z ve Y kuşağının yeni sosyal medya ürünlerine olan yatkınlığı ve haberleşmenin her geçen gün daha anlık bir ihtiyaç haline gelmesi ile LETZ için uygun pazarın da oluştuğuna inanıyoruz.” dedi.
Letz ayrıca bir KWORKS girişimidir. Girişimle ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.
Londra’da girişimci firmalarca hayata geçirilen iki yeni teknoloji, vatandaşları hava kirliliğinden koruyacak. Airlabs ve Flow.
Airlabs girişiminin ‘Temiz Hava Bankı‘ isimli ürünü, üzerine oturan kişilere temiz hava partikülleri püskürterek, sağlıklı bir ortam oluşturmayı hedefliyor.
Özel bir filtreleme sistemine sahip olan bank, beş hava temizleme ünitesine sahip. Airlabs CEO’su Sophie Power, bankın çevresindeki karbondioksidin yüzde 95 oranında da temizlendiğini özellikle belirtti.
“Son yıllardaki araştırmalar, mazotu yüzde 50’nin üzerine düşürdüğümüz halde, ki Londra’da bu oran sadece yüzde 10 olsa dahi Dünya Sağlık Örgütü (WHO) azot dioksit kurallarına ilişkin sıcak noktaların hala devam edeceği belirtiliyor. Bu teknoloji, sıcak noktalardaki anahtar pozlamayı, örneğin yol kenarı, okul, hastane ve bölgede azaltmada gerçekten iyi bir araç olabilir. Bu bölgeler insanların en fazla kirli hava soluduğu yerler.”
Londra’da bir başka yenilikçi proje ise Paris merkezli Plume Labs tarafından geliştirilen Flow‘dur. Taşınabilir boyutuyla akıllı telefonunuzdan mevcut hava kirliliği oranını size ileterek, bilgilenmenizi sağlıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, 2012’de sağlıksız bir ortamda yaşama veya çalışma sonucunda tahmini 12,6 milyon kişi ölmiş. Bu oran toplam küresel ölümlerin yaklaşık dörtte birine denk geliyormuş.
Londra belediye başkanı Sadiq Khan, geçtiğimiz ay soğuk ve rüzgarsız hava, İngiltere’nin güneydoğusunun tamamında oluşan emisyonlara izin verdiği için, ilk kez çok yüksek bir hava kirliliği alarmı yayınlamıştı.
Bu iki girişimin bir nebze de olsa, bu sorunlara çözüm olacağı hedefleniyor.