Ana Sayfa Blog Sayfa 997

Enerji sektöründe veri analizi yapan Reengen, Capria, idacapital ve Cem Tüfekçi’den yatırım aldı

Reengen, tesislerde ve elektrik şebekesinde dijital enerji dönüşümünü hızlandırmak için yola çıkmış bir yazılım şirketidir. Enerji ile IoT ve büyük veri analizi teknolojilerini buluşturarak enerji 4.0 olarak adlandırdığı geleceğin elektrik şebekesini oluşturmak için çalışmaktadır.

Geçtiğimiz yıl Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın Reengen’in “geleceği şekillendirecek yüksek teknoloji şirketlerinden biri” olarak göstermesinin ardından, Bill Gates ve IFC – International Finance Corporation gibi kurumlardan fonlanmış olan Seattle merkezli etki yatırım fonu Capria, karşılıklı görüşmeler sonucunda Reengen’in İstanbul’daki merkez ofisine geldi ve finansal yatırım anlaşması imzalandı. Bu yatırım, Reengen’in EMEA bölgesinin en hızlı büyüyen teknoloji şirketlerinden biri olması yolunda sağlam bir stratejik partnerliğin ilk adımı oldu. Capria ile birlikte Türkiye’deki yatırımcısı ve ortağı olduğu idacapital ve Soyak Holding A.Ş.’den Cem Tüfekçi de Reengen yatırımcıları arasına girdi.

Bulut tabanlı bir Enerji IoT Platformu sunan Reengen, gerçek zamanlı sensör verilerine göre şirketlere ortalama yüzde 10 enerji tasarrufu, yıllık 600 adam/saat operasyonel verimlilik sunuyor. Türkiye’nin dışında Hindistan, Brezilya, Meksika, İspanya ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde de partner ağı üzerinden faaliyet gösteriyor.

Reengen’in sunduğu Enerji IoT Platformu, konutlar, ticari binalar, endüstriyel tesisler ve yenilenebilir enerji santralleri için bulut tabanlı enerji iş zekası çözümüdür. Veri bilimi odaklı IoT Platformu, hali hazırda 5 farklı ülkedeki binlerce binadan veri toplarken, tesisler için enerji tasarrufu, operasyonel verimlilik, enerji satın alma optimizasyonu ve kestirimci bakım katma değerlerini sağlar. Platform ve platforma entegre çalışan IoT haberleşme ünitesi ile protokolden bağımsız her sensör/cihaza bağlantı kütüphanesini oluşturabilme, karar destek mekanizması, büyük veri analizi ve uzaktan izleme/kontrol uygulamalarını içerir. Evrensel bağlantı kurabilme yetkinliği sayesinde, kritik güç sistemlerinin operasyonunu güçlendirir, talep tarafı yönetimini sağlar ve anormal enerji operasyonlarını teşhis ederek önüne geçer.

Gelişmiş kural motoru, web arayüzleri ve mobil uygulaması, sensör ve sayaçlardan gerçek zamanlı olarak toplanan enerji ve operasyonel verileri, tasarruf sağlayan ve çalışan verimliliğini artıran performans geliştirmelerine dönüştürmek için anlaşılır ve aksiyona dönüştürülebilir hale getirir. Farklı kaynaklardan aldığı veriyi sahip olduğu gelişmiş analitik kütüphaneleriyle değerlendirerek, müşteri özelinde modifiye edilebilen, anlaşılır arayüz ve raporlarla kullanıcısına sunar. Böylece doğru zamanda doğru aksiyonu kestirimci olarak almak için karar destek mekanizması görevi görür.

Reengen CEO’su Şahin Çağlayan, EMEA bölgesinde enerji odaklı veri analitiği alanında çok hızlı bir büyüme yakaladıklarını ve yeni pazarlara açılmayı hedeflediklerini paylaşıyor. Yeni yatırımcılarının katkısıyla da bu büyümeyi daha ileri bir seviyeye ulaştırmak istediklerini ekliyor. Reengen Kurucu Ortağı ve COO’su Burak Sefer, lisans parası almak yerine enerji yönetimine dönük bir SaaS ürünü sunduklarını ve genel olarak müşterilerinin üçüncü aydan itibaren yatırımlarının geri dönüşünü büyük ölçüde aldıklarını paylaşıyor. Reengen’in ürün ve servislerden sorumlu kurucu ortağı Utku Simitli ise önümüzdeki dönemde yazılım ve veri analitiği ekiplerini güçlendireceklerini söylüyor ve bu alanda çalışmak isteyen yeteneklere mesaj gönderiyor.

Girişimle ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Disleksi çocukların eğitimi için uygulama geliştiren HMS, Diffusion’dan yatırım aldı

Sabancı Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Doktora öğrencisi Günet Eroğlu tarafından kurulan HMS – Health Mobile Software, TÜBİTAK fon desteği ile disleksik çocuklara yönelik nörogeribeslemeye dayalı mobil uygulaması Auto Train Brain‘i geliştirdi. Akademik çalışmalar sonucu ortaya çıkan bu uygulama Diffusion Capital Partners‘tan da yatırım aldı. Bu yatırımla HMS, Türkiye’nin ilk teknoloji transfer ve risk sermayesi fon yöneticisi Diffusion Capital Partners’ın Türkiye’de gerçekleştirdiği teknoloji yatırımları arasına girmiş oldu.

Auto Train Brain, özgül öğrenme güçlüğünün bir alt grubu olan ve ilaçla tedavisi henüz mümkün olmayan disleksinin etkilerini azaltıyor ve çocukların okul başarısının artmasında yardımcı oluyor. Avrupa Disleksi Derneğine göre; okuma, heceleme ve yazma becerilerini edinmede nörolojik kökenli bir farklılık olarak tanımlanan disleksi, normal ve üstün zekalı bireylerde görülüyor. Einstein, Mozart, Leonardo da Vinci gibi dâhilerde de gözlemlenen disleksi, okuma becerisini etkilediği için ilköğretimin ilk yıllarında fark ediliyor.

Disleksinin tek ilacı eğitim

Disleksi okul çağı çocuklarının %10-15’inde görülüyor. Yapılan araştırmalara göre ilkokul 1., 2. ve 3. sınıflarda tanı ve tespiti yapılmış ve özel eğitim müdahalesinde bulunulmuş çocukların % 83’ü eğitim yaşantılarına sorunsuz olarak devam edebiliyor.

Uygulama disleksik çocukların okuma hızını artırıyor ve hata oranları düşüyor.

“Auto Train Brain” adlı mobil uygulama, çocukları görsel ve işitsel oyunlarla destekliyor ve kendi beyin sinyallerini kendilerine geri besleyerek (nörogeribesleme) iyileştiriyor. 100 denek üzerinde test edilen mobil uygulamada elde edilen bulgulara göre, 20’nin üzerinde kullanımdan itibaren disleksik çocukların okuma hızı artıyor ve hata oranları düşüyor.

Günet Eroğlu, kendi yaşam tecrübesinden yola çıkarak tasarladığı ve geliştirdiği yazılım konusundaki doktora çalışmasını Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri Doç Dr. Müjdat Çetin ve Doç Dr. Selim Balcısoy danışmanlığında yürütüyor. Alınan fonlarla AR-GE çalışmaları yürütülecek ve uygulamanın geliştirilmesi sağlanacak.

Auto Train Brain, Aralık 2017’de Google Play’de, Şubat 2018’de ise Apps Store’dan indirilebilecek.

Evde Mimar: Evinizin veya ofisinizin boya işlerini yaptırabileceğiniz platform

Evde Mimar, evinizin veya ofisiniz boya badana işlerini güvenli ve hızlı bir şekilde yaptırabileceğiniz bir platformdur. Dekorasyon önerilerini ücretsiz bir şekilde alabileceğiniz Evde Mimar, hizmet almak isteyenlere evlerine en güzel tasarımlarda öneriler sunuyor.

Ağustos 2017’de İTÜ Çekirdek‘e kabul alan girişim, Barış Korkmaz tarafından yine bu yılın Mayıs ayında kuruldu. 5 kişilik bir ekibe sahip. Big Bang 2017 ödüllerinde yarı finale yükseldi.

Kurucu Barış Korkmaz, girişimi kısaca “bayilik veren boya badana merkezli dekorasyon platformu” olarak tanımlıyor. Bugüne kadar 75’ten fazla ev ve ofise hizmet verdi. Web sitesini aylık 15.000’den fazla kişi ziyaret ediyor.

Barış Korkmaz Barış Korkmaz – Kurucu, Evde Mimar (Fotoğraf: egirişim)[/caption]

Girişim, içerisinde ilginç bir oluşuma da ev sahipliği yapıyor. Kurucunun dijital bayilik adını verdiği bu sistem ile alışılagelmişin dışında bir büyüme, gelişme vizyonu söz konusu. Bünyesinde 5 boya badana girişimi; Boyacım Gelsin, Boyalina, Boyalistan, Olur Yaparım ve Boyanın Ustası’nı barındıran Evde Mimar, kendi kurduğu yapısı ile bu girişimlere de destek veriyor.

Boya Badana İsteyenlere Dekorasyon Önerileri

Sektörün üç büyük ihtiyacına cevap verme hedefinde olan Evde Mimar, boya badana için keşif istendiğinde bayiliklerin bölgesel avantajı sebebi ile Türkiye’nin en hızlı keşif imkanını sunabiliyor. Aynı zamanda bir pazar yeri olmadığından müşteri ile direkt iletişim kurabilen ve sorunlara direkt olarak cevap veren bir yapıya sahip konumda bulunuyor. Hizmet sonrasında sözleşme dahilinde 1 yıllık da garanti veriyor.

2018 Yılında 4.500 Evi Güzelleştirmek İstiyor

Evde Mimar, 2018 yılında agresif bir biçimde büyümeyi hedeflemekle beraber 2018 yılı içerisinde 4.500 evi güzelleştirmek istiyor. Türkiye’de 60 bayiye ulaşmayı kendine hedef edinmiş durumda. 2019 yılı hedefi olarak ise boya badana dikeyinden farklı olarak iki dekorasyon dikeyine de aynı iş modeli ile geçiş yapmak istiyor. 2020 yılındaki ana hedef ise yurt dışında hizmet ihracatı yapan bir startup olabilmek.

 

Arıkovanı’nda Türkiye’nin İnternet Girişimleri – I kitap projesi, 20 günde hedefini tamamladı

İnternet yazarlarından Fırat Demirel‘in kaleme aldığı “Türkiye’nin İnternet Girişimleri – I” kitap projesi kitlesel fonlama platformu Arıkovanı‘ndaki 40.000 TL‘lik hedefini 20 günde tamamladı. Proje süresinin platformda tamamlanmasına 40 günlük bir süre kaldı.

Türkiye’de internet ve teknoloji girişimleri üzerine en tecrübeli yazarlardan biri olan Fırat, İnternet girişimciliğinin tarihine ışık tutacak bir projeya imza atıyor.

Türkiye’nin ilk yerli İnternet girişimlerinin kuruluş ve büyüme hikayelerini ele alacak kitap projesi, Yemeksepeti, Mynet, Ebebek, Groups gibi Türkiye’nin en köklü önemli girişimlerini bir araya getirecek.

Kitabın Mayıs 2018’de tamamlanması ve dağıtıma başlanması bekleniyor.

Geleceğin Patronları yarışmasında finale kalan 7 girişim açıklandı

Geleceğin patronları yarışmasında finale kalan 7 girişim belli oldu. 5350 başvuru arasından, 200 girişim ön elemeyi geçmişti. Bu girişimler arasından 40 tanesi çeyrek finale, 10 tanesi de yarı finale kaldı. Bugün yapılan resmi açıklamaya göre 7 girişim finale kaldı.

8 Kasım’da QNB Finansbank Kristal Kule’de düzenlenecek final günü ile birinciye 50 bin TL ödül verilecek.

Geleceğin Patronları yarışmasında finale kalan 7 girişim:

Bead: Ticari binaların otomasyon sistemini insan davranışları, kullanım alışkanlıkları ve insan yoğunluk oranları ve alanlarına göre yöneten bir yapay zeka teknolojisidir.

Salesmot: Firmaların satış süreç yönetimini kolaylaştıran oyunlaştırma temelli bir bulut yazılımdır.

Others: Bireysel ve kurumsal geçici işlerini yaptırmak isteyenlerle, bu işleri yaparak ek gelir elde etmek isteyen yetenekli üniversite öğrencilerini bir araya getiren bir pazar yeridir.

Uservision: Firmaların hızlı ve doğru bir şekilde hedef kullanıcılara ulaşmasını ve onlardan uzaktan iç görü alınmasını sağlayan markaların ve ajansların niteliksel geri bildirim alabileceği en etkili platformdur.

Viravira: Farklı kaynaklardan topladığı binlerce tekneyi son kullanıcıların ve tur operatörlerinin erişimine sunan Türkiye’nin ilk online tekne kiralama platformudur.

Tiny miny: Bebekleri ile seyahat eden ailelerin hayatlarını kolaylaştırmak için, seyahat sırasında kullanabilecekleri bebek ürünleri kiralama hizmetidir.

Bir yudum kitap: İnsanların okuma ihtiyacını karşılamak üzere, her yıl internet üzerinden en az 1 kitap satın almış 8.000.000 kişiyi hedefleyen, kitapları pasajlara bölerek ya da her gün yeni bir kitap pasajı paylaşarak, kısa süreli fakat düzenli okumalar yapmaya imkân vermesiyle farklılaşan, 216.000 aboneye sahip yenilikçi bir kitap okuma platformudur.

Oracle, yeni nesil bulut uygulamaları ile Türkiye’nin Dijital Ekonomisini destekliyor

İstanbul’da düzenlenen Modern İş Forumu’nda Türk işletmelerinin rekabetçi bir ortamda başarıya ulaşabilmelerine yardımcı olacak akıllı uygulamalar tanıtıldı.

Oracle, 26 Ekim 2017 Perşembe günü, Türkiye’de hızlı büyüyen işletmeler ve kurumsal firmaların dijital dönüşümlerini hızlandırmalarına ve artık gömülü bir Yapay Zeka (AI) ile sunulan Oracle’ın yeni nesil Yazılım Hizmetleri (SaaS) bulut uygulamaları ile işlerini büyütmelerine yardımcı olmak amacıyla İstanbul’daki ilk Modern İş Forumu’na ev sahipliği yaptı.

Önde gelen Türk kuruluşlarının yöneticilerinin katıldığı, gün boyu süren etkinlikte Oracle uzmanları, finans, insan kaynakları, operasyonlar, satın alma, pazarlama, satış, hizmet, tedarik zinciri ve BT fonksiyonlarını kapsayan ileri düzey bulut uygulamaları ile dijital çalışmaların gerçek hayata nasıl uygulanacağına dair ilham verici konuşmalar yaptı.

“Dönüşümü gerçekleştirebilecek ve teknolojik yetkinliğe sahip işletmeler, dönüşüm kadar dönüşümün temposununun da ne kadar önemli olduğunun farkındalar.” diyor Feyza Narlı Oracle Türkiye İş Uygulamaları Ülke Müdürü. “Modern İş Forumu etkinliği, işletmelere 21. yüzyılda daha verimli faaliyetler, farklılaşmış ürünler ve hizmetler, yeni pazarlara açılma, küresel talebe hızlıca yanıt verebilme ve müşteri deneyimlerini yeniden şekillendirerek liderlik etme konusunda yardımcı olmayı hedeflemekte. Oracle, tüm bu hedeflere odaklanırken aynı zamanda daha düşük BT yatırım maliyetleri ve karmaşıklığı ile uyarlanabilir, çevik ve standartlaştırılmış dijital iş süreçlerine sahip olma imkanını sunuyor.”

Oracle, Doğu ve Orta Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinde 20’den fazla Modern İş Forumu etkinliğine ev sahipliği yapacak.

Çiçek Sepeti, girişimi Mizu.com’u kapatarak kendi bünyesine dahil etti

Kapanan Girişimler listesine bugün Mizu.com da dahil oldu. Çiçek Sepeti’nin kardeş girişimi olarak adlandırılan Mizu, faaliyetlerine son verildi ve Çiçek Sepeti’nin içerisine dahil oldu.

Aslında bu noktada tam olarak kapanmadan söz edilemez. Sadece Mizu.com üzerinden satışlar durduruldu. Yine ürünler ciceksepeti.com/mizu üzerinden devam edecek. Mizu’nun son zamanlarda trafik ve sıralamalarda düşüşte olduğu söyleniyor. Çiçek Sepeti tarafı ise bölünen bu gücü birleştirmek ve odağı ana siteye kaydırmak amacıyla bu kararı almış olabilir.

Konuyla ilgili Çiçek Sepeti kurucusu Emre Aydın’dan detaylı bilgi aldığımızda sizlerle paylaşacağız.

Girişimcilik Vakfı 4’üncü yılında 94 bin kişi arasından seçtiği 80 Fellow’la yoluna devam ediyor

Türkiye’de girişimcilik ekosistemini geliştirmek ve genç girişimcilere ilham vermek amacıyla kurulan Girişimcilik Vakfı, 4’üncü yılında girişimcilik ruhuna ve potansiyeline sahip 80 Fellow’la yoluna devam ediyor. Başladığı günden bu yana yaklaşık 150.000 gencin başvurduğu Fellow Programı’na bu yıl da toplam 94 bin kişi başvurdu. Seçilen öğrenciler, ilham veren rol modellerle tanışma, girişim elçileri olarak farklı etkinlik ve projelerde yer alma ve uluslararası girişim ağına dahil olma şansı yakaladı.

Girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak, üniversite gençlerine ilham vermek ve gençlerin kendi yollarından giderek iz bırakmalarını sağlamak amacıyla Girişimcilik Vakfı tarafından her yıl düzenlenen Fellow Programı bu yıl bir rekora imza atarak toplam 94 bin başvuru aldı. Eleme süreçlerinde başarılı olan 42 öğrencinin de katılmasıyla birlikte 2017 Fellow Programı, 40 kadın 40 erkek olmak üzere toplam 80 öğrenciyle güçlenerek yoluna devam ediyor. 12 şehir, 32 farklı üniversiteden gelen gençler, girişimşiciliğin heyecan verici dünyasına ilk adımlarını atıyor.

Geçen yılın rakamlarıyla karşılaştığında bu yıl kadın başvuruların artış gösterdiği görülüyor. 41.002 kadın öğrencinin ve 52.998 erkek öğrencinin başvurduğu program, bu yıl da ağırlıklı olarak devlet üniversitelerinde öğrenim gören gençlerden ilgi gördü.

Bu yıl da en çok başvuru İstanbul Üniversitesi’nden geldi

En çok başvuru yapan ilk altı üniversite İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve 9 Eylül Üniversitesi oldu.  Sınıf bazında ise en çok başvuru yüzde 29 katılım oranı ile 2. sınıflardan geldi. 2. sınıfları yüzde 25 ile 4. sınıflar, yüzde 23 ile 3. sınıflar, yüzde 21 ile 1. sınıflar takip etti.

2017 Fellow Programı’na en fazla başvuru yapan iller ise sırasıyla İstanbul, Ankara, Bursa, Antalya, Adana ve Eskişehir oldu.

Kendini pek çok alanda geliştiren adaylar öne çıktı

Fellow Programı’na başvuran gençler, altı adımdan oluşan seçim sürecinde motivasyon ve girişimcilik potansiyelini ölçen özel kişilik testlerine ve seçim komitesiyle yapılan online ve yüz yüze mülakatlara dahil oldular. Başvuru yapanlar arasında 9.936 kişi okullarındaki kulüplerde aktif rol alıyor, 2.740 öğrenci düzenli olarak spor yapıyor, 3.094’ü STK üyesi ve 6.585’i de sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak çalışıyor.

Fellow olmak ne kazandırıyor? 

Girişimcilik potansiyellerini uzun soluklu Fellow Programı sayesinde açığa çıkarma fırsatı yakalayan gençler, program dâhilinde ulusal ve uluslararası bir ağın parçası oluyorlar. Bu heyecan verici yolculukta profesyonellerin desteğiyle ayrıcalıklı bir konuma gelen Fellow’lar, girişimcilik ekosistemini deneyimleme şansı yakalıyorlar. Her iki ayda bir rol model alabilecekleri başarılı girişimcilerle bir araya gelerek onların hikâyelerinden ilham alma şansını elde eden başarılı gençler, üniversitelerinde de girişim elçileri olarak görev yapıyor. Girişimcilik Vakfı Fellow’larının en önemli misyonlarından biri ise Girişimcilik Vakfı’nın “giveback” felsefesi doğrultusunda toplumdan aldıkları ile kazandıkları başarıyı yine toplumla paylaşarak başarıyı çoğaltmak oluyor. Fellow’lar aynı zamanda program kapsamında 12 ay boyunca aylık 500 TL burs alıyorlar.

Berlin en startup dostu şehirler arasında Avrupa’da ikinci dünyada ise dördüncü sırada

Startup şirketlerine yönelik şehirler sıralamasında Berlin Avrupa’da ikinci dünya çapında ise dördüncü sırada yer alıyor.

Avrupa’da yer alan genç şirketlerin çalışanlarına göre en cazip üç şehri şöyle sıralanmaktadır: Helsinki, Berlin ve Stockholm.

Almanya’nın başkenti Berlin dünya çapında yapılan değerlendirmede de çok iyi bir sıralama elde etti.

Uluslarararası düzeyde Almanya’nın başkenti Berlin’in önünde sadece Singapur (1.) ve San Francisco (3.) şehirleri bulunuyor. 2017 yılında G20 zirvesinin gerçekleştirildiği şehir olan Hamburg ise uluslararası sıralamada dokuzuncu sırada yer aldı. Bu sonuçlara göre Almanya ilk onda iki şehri bulunan tek ülke oldu. Araştırmalar Nestpick adlı konut ağı platformu tarafından yapıldı.

Testlerin kriterleri neler?

Araştırmalar dünya çapında 85 şehir arasında gerçekleştirildi. Kriterler ise şu şekildedir:

Startup Ekosistem hacmi, maaşlar, vergiler ve sosyal hayat, geçim giderleri ve yaşam kalitesi.

Tüm istatistiklere de bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de neden yeni fikir çıkma oranı çok düşük?

Türkiye’de son yıllarda çıkan yeni girişimlere baktığımızda, içerisinde inovasyon ve yeni teknoloji kullanım oranının çok düşük olduğunu görüyoruz. Bugün en değerli olarak tanımlanan girişim şirketlerinin de yurt dışından örnek alınarak yapıldığını biliyoruz. Bunları kendileri de söylüyor. Başarılı olmalarını takdir ediyoruz. Çünkü bir fikir herkesin aklına gelir, herkes hayata geçirebilir, ancak birileri sadece başarılı olur.

Ancak teknoloji üretme tarafına baktığımızda bu alanda düşük olduğumuzun farkındayız. Bu noktada sizin yorumlarınızı merak ediyoruz. Sizce bu sorunun en temel kaynağı nedir? Belki ailelerimizden yetiştirilme tarzımızdan ötürü sorgulamayan bir birey olarak yetişiyoruz, ve bu da yeni fikirler bulmamızı engelliyor. Bugün bir çok kurumda, yeni bir şey üretmeye çalıştığınızda büyük oranda “sen bunları bırak da işine odaklan” tepkisini alıyoruz.

Sorumuz şu: Üretkenliğimizi kısıtlayan etken ne? Aile, İş, Arkadaşlar, Yöneticiler, Eğitim, Kendimiz, Sistem…

Bu gönderiye detaylı yorumlarınızı bekliyoruz.