Ana Sayfa Blog Sayfa 983

Emin Çapa ve Serdar Kuzuloğlu 19 Kasım’da MZV Gençlik Zirvesi’nde!

Hayal eden, kendine inanan ve güvenen nesiller yetişmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulan Mehmet Zorlu Vakfı (MZV), ikinci MZV Gençlik Zirvesi‘ni düzenliyor.

Etkinliğe bu yıl da güzel isimler katılıyor.

  • CNNTÜRK Ekonomi Müdürü Emin Çapa,
  • Gazeteci, Yazar, TV Programcısı Serdar Kuzuloğlu,
  • İskele 47 Ortak Yaratıcısı, Sanatçı, Eğitmen Bager Akbay,
  • Riot Games Türkiye Ülke Müdürü Bora Koçyiğit,
  • Core Strateji Kurucusu, Startups.Watch ve FinTech Kurucu Ortağı İhsan Elgin,
  • Flank Esports Kurucu Ortağı Mert Arman,
  • Insider Kurucu Ortağı ve CEO Hande Çilingir,
  • Vestel Ticaret Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Tunç Berkman,
  • Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı, Universum Ortadoğu Direktörü Evrim Kuran,
  • Fütürist, Ekonomist, Dijital Ajans Başkanı Ufuk Tarhan,

gibi katılımcılar gün boyu devam edecek konuşmalarıyla öğrencilerle buluşmaya hazırlanıyor.

Hayatla ilgili ilham, gelecek için heyecan ve ileri dönük ipucu verecek konuşmacıları dinlemek için herkesi 19 Kasım Pazar günü, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ne bekliyoruz.

Saat 09:00-19:00 arasında gerçekleşecek etkinliğe katılım ücretsizdir. Ayrıntılı bilgi ve kayıt için bu bağlantıyı ziyaret edebilirsiniz.

Emin Çapa ile geçen yıl düzenlenen MZV Gençlik Zirvesi’nde yaptığımız özel röportaj

Yaşlıların denge sorunlarına çözüm üreten Nymbl, GBA’dan 126.5 bin dolar yatırım aldı

İngiltere merkezli mobil sağlık teknolojisi girişimi Nymbl, Galata Business Angels’tan Melih Ödemiş ve Birol Yücel liderliğinde 126.5 bin dolar yatırım aldı.

Dünyada her 17 saniyede, 65 yaş üstü bir insan dengesizlikten kaynaklanan anlık yere düşmesinden dolayı acile kaldırılıyor. Dengesizliğin doğurduğu bu düşüşler 65+ yaş grubundaki ani ölümlerin bir numaralı nedeni olarak gösteriliyor.

Nymbl’ın yaratıcısı, Fransız doktor Jean-Pierre Farcy, NYU Üniversitesi hastanesinde çalıştığı dönemde kendisine gelen fıtık hastalarını denge egzersizleriyle tedavi edebiliyordu. Farcy, denge problemi, sakatlık ve yaşlılıktan kaynaklanan ani yere düşme sorunu yaşayan insanlara çözüm olabilmek amacıyla oluşturduğu bu tedavi yöntemini dünyaya öğretmesi gerektiği kanısına vardı. Ekibini oluşturarak Nymbl’ı kurdu. Nymbl’ın ekibinde daha önce Apple’da görev almış Jim Cook ve bir Türk danışman olan Ekin Çağlar da var.

GBA Yatırımcıları, Nymbl’ı henüz yeteri kadar dijitalleşmemiş olan sağlık sektörüne bir yenilik getireceğini, bu alana bir katkı sağlayacağını ve başka sağlık sorunlarına yönelik girişimlerin önünü açacağına inanıyorlar.

Akıllı Telefon uygulaması da faaliyete geçen Nymbl’ın hizmetlerinden yararlanmak için uygulamayı telefona indirip veya web sitesini ziyaret ederek bu egzersizleri deneyimleyebiliyorsunuz.

Anneler startup’larda neden daha iyidir?

Eğitim ve girişimcilik çalışmalarıyla bilinen Kauffman Foundation’ın araştırmalarına göre,  kadın liderliğindeki girişim destekli şirketler yüzde 12 daha fazla gelir elde ediyor. Ayrıca, kadın liderliğindeki şirketlerin finansal ve piyasa krizlerine karşı daha dirençli oldukları sonucuna ulaşılmış.

Peki neden?

Anne girişimcilerin nasıl temsilci seçileceğini öğrenmeleri gerekir.

Birçok sorumluluk sahibi olan anneler ailelerinin CEO’ları ve COO’larıdır. Temsilci seçmek, çalışan anneler ve girişimciler​​ için en önemli hayatta kalma becerilerinden biridir. Bir tek kurucu, çılgınca çalışma saatleri koyarak bir takım olmadan devam edebiliyor olsa da, anne girişimciler daha önce nasıl görev yapacaklarını öğrenmelidirler. Bakkal listesini bir aile üyesine devretmek, çoğu insanın düşüncesine göre bir logo tasarımını bir serbest çalışana devretmeye benzeyebilir.

Bir aileye sahip olmak sizi pratikte düşünmeye ve doğru şeyleri öncelik vermeye zorlar. Kısa zaman içinde birçok şey yapabiliyorlar.

Daha güçlü bir görüş sahibi

Çocuk sahibi olmak hayatta tamamen yeni öncelikleri belirler. “Neden” in aniden netleşip güçlendiğini görürsün: Ailen için mümkün olan en iyi yaşamı yaratmak istersin. Yan tarafta bir şirket kurmak son derece zor. Kendinize ve ailenize karşı büyük zaman ve gayreti sürekli olarak haklı kılmanız gerekir.

Bir takıma inasıl lham vereceklerini ve motive edeceklerini biliyorlar.

Anneler ve CEO’ların ortak bir başka özelliği daha var. Satış modları her zaman vardır. Her ikisi de ekibine, yatırımcılarına ve müşterilerine ilham vermek, onları motive edecek ve eğlendirmek için sürekli baskı altında hissederler.

Son olarak hatırlamak isteriz ki Startup Istanbul‘da Momy Helper isimli girişim de en iyi üç girişim arasına girmişti.

Şirketlere çağrı: ‘Kendin yapamıyorsan, bir startup satın al’

Yeni teknolojiler sadece üretimin, Ar-Ge’nin yapılma biçimini değil, politika tasarım süreçlerinden idari yapılara, şirket davranış biçimlerinden iş modellerine çok şeyi değiştirdi. Türkiye’de biz bunu kabul etsek de, etmesek de bu böyle. Eskiyi aynı şekilde sürdürmeye göre, yeni olan hep bir daha zordur ya, içinde öğrenmek var, adapte olmak var, sanıyorum o yüzden bu eski ısrarımız. Bu notta amacım, bir kez daha değişen dünyaya işaret etmek, bunu bu kez geleneksel şirketlerdeki değişim ile örneklemek ve sonra da Türkiye’ye dönüp eskide kalma ısrarımızın yersizliğine vurgu yapmak.

Fortune 500 listesine bakınca, son 15 yılda listedeki şirketlerin yüzde 52’sinin kaybolduğunu görüyoruz. [1]

Ayrıca eskiden, 1955’te, bu listedeki şirketlerin ömürleri ortalama 61 yılken, 2015’te ortalama ömürleri 17 yıla düşmüş. Son yıllarda listedeki şirketlerde hızlı bir değişim söz konusu. Yeniye uyum sağlayamayan ortadan kayboluyor ya da şekil değiştiriyor. Yani yeniye adaptasyon, uzun yıllardır işlerine devam eden geleneksel şirketler söz konusu olduğunda bile, hayatta kalmak için son derece kritik bir husus artık.

Son yıllarda geleneksel şirketler tarafından yapılan teknoloji yatırımları hızla arttı. Fortune 500’deki geleneksel şirketlerin, 2012’den bugüne teknoloji start-upları ile yaptığı anlaşmaların sayısı üç katına çıktı. 2017’nin ilk yarısında listedeki geleneksel şirketler, teknoloji start-upları ile 270 anlaşma yaptı (Şekil 1). Geleneksel şirketler arasında en aktif yatırımcı ise, Goldman Sachs.

Şekil 1. Fortune 500’deki geleneksel şirketlerin teknoloji start-upları ile anlaşma sayısı (2012-2017 ilk 6 ay)

Kaynak: CBInsights verileri

Fortune 500’deki şirketler tarafından teknoloji start-uplarına yapılan yatırımlarda, yatırım yapan geleneksel şirketlerin payı, 2017’nin ilk yarısında yüzde 51’e ulaştı (Şekil 2)

İlk kez, Fortune 500’deki geleneksel şirketlerin, teknoloji start-uplarına ilgisi, listede yer alan teknoloji şirketlerinin üzerine çıkmış oldu. Teknoloji start-uplarına yatırım yapan geleneksel şirketlerin neredeyse üçte biri finans şirketi. Finans şirketlerini, medya, imalat ve sağlık sektörlerindeki şirketler izliyor. Fakat sektörler bunlarla sınırlı değil. Start-up yatırımı yapan ve/veya start-up satın alan şirketler arasında UPS’ten, Ford’a, Coca-Cola’ya kadar birçok farklı geleneksel şirket yer alıyor. Bu şirketler artık teknoloji start-upları ile anlaşmalar söz konusu olduğunda Google ile yarışır hale geldiler.

Şekil 2. Fortune 500’deki geleneksel şirketlerin toplam start-up anlaşmalarından aldığı pay (%), 2012-2017 ilk 6 ay

Kaynak: CBInsights verileri

Fortune 500’deki geleneksel şirketler, daha çok teknolojik doğrulamayı geçmiş, prototipi olan, ilk yatırımını almış teknoloji start-uplarına yatırım yapmayı tercih ediyorlar. Geleneksel şirketlerin tohum yatırımı yaptığı teknoloji start-uplarının, toplam yatırımlar içindeki payı yüzde 10’larda (Şekil 3). Bunda her ne kadar tohum yatırımlarının ortalama büyüklüğünün genellikle daha düşük olması da etkili olsa da, tüm kurumsal girişim sermayesi yatırımcıları için benzer oranlar geçerli. Kurumsal girişim sermayesi fonları, daha büyük tutarlarda gerçekleşen Seri A, B ve C yatırımları için önemli bir kaynak oluşturuyor. Geleneksel şirketlerin teknoloji start-uplarına yaptıkları yatırım aşamalarında da bu benzer eğilim söz konusu.

Şekil 3. Fortune 500’deki Geleneksel Şirketlerin Teknoloji Start-uplarına Yatırımlarının Aşamaları (Toplam içindeki pay, %)

Kaynak: CBInsights verileri

Şirketler tarafından kurulan kurumsal girişim sermayesi fonları, teknoloji start-upları için önemli bir kaynak oluşturuyor.

Özellikle tohum, melek yatırım aşamalarını geçmiş, daha büyük tutarda kaynağa ihtiyaç duyan start-uplar için büyük önem taşıyor. Yatırımın yanı sıra, ticarileşme, pazara erişim, pazarlama gibi konularda yetersiz kalan start-uplar için büyük şirketlerle işbirliği yapmak önemli bir fırsat kapısı açmış oluyor. Son yıllarda şirketler tarafından açılan kurumsal girişim sermayesi fonlarının sayısı hızla arttı (Şekil 4). Dünyadaki toplam aktif kurumsal girişim sermayesi fonu sayısı 900’ü bulurken, 2017’de yeni açılan fon sayısı şimdiden 2016 yılının tamamı kadar oldu. Artık bu alana geleneksel şirketler de girdi. Eskiden bu şirketler yatırım yapsalar da daha çok kurulu diğer girişim sermayesi fonları ve inkübasyon merkezleri üzerinden yatırım yapmayı tercih ederken artık onlar da kendi kurumsal girişim sermayesi fonlarını açmaya ve odaklı ilerlemeye başladılar. Hala son yılların en aktif kurumsal girişim sermayesi fonlarında ilk sıralarda Google, Intel, J&J yer alsa da, geleneksel şirketlerin kurumsal girişim sermayesi fonlarına her gün yenileri ekleniyor. Kellogg ve Tyson Food tarafından kurulan fonlar da göze çarpan yenilerden.

Şekil 4. Yıllara Göre Yeni Açılan Kurumsal Girişim Sermayesi Fonu Sayısı (2012-2017 ilk 6 ay)

Kaynak: CBInsights verileri

Morgan Stanley’nin üst düzey yöneticilerinden birinin söylediği gibi, geleneksel şirketler için, yıkıcı teknolojileri geliştiren start-upları satın almak, bu teknolojiler tarafından yıkılmaktan çok daha iyi.

Dünya değişti. Geleneksel şirketler de hayatta kalmak için, rekabet güçlerini koruyabilmek için, bu değişime uyum sağlamaya çalışıyorlar. Uyum sürecinde de birçok büyük şirketin yaptığı gibi, inovasyona, yeni teknolojilere, start-uplar aracılığıyla erişme çabasındalar. Bu aynı zamanda, şirket içinde Ar-Ge, inovasyon, proje birimlerini büyütmek yerine çok daha maliyet etkin ve verimli bir yol.

Türkiye’ye gelince, geçenlerde Abdi İbrahim’in Amerikalı bir biyoteknoloji start-upına yaptığı yatırımı büyük bir sevinçle yazmıştım. [2]

Bunun yanı sıra, son günlerde Türkiye’deki bankaların blockchain teknolojilerine artan ilgisi de umut verici. Bunlar dışında da birkaç örnek daha saymak tabii ki mümkün. Türkiye ekosisteminde start-uplar tarafına bakınca ise, finansal teknolojiler, yapay zeka, biyoteknoloji gibi birçok farklı alanda çok güzel gelişmeler var. Bu güzel gelişmeleri değerlendirebilmek için ise, Türkiye’deki büyük şirketlerin ilgisine, bu teknolojilere talebine ihtiyaç var. Türkiye’deki geleneksel şirketler için de geçerli Amerika’da söylenen: kendi kendine yapamıyorsan, yapabilen bir start-up satın al ya da start-uplarla işbirliği yap. Buradaki “yapamamak” da her zaman yetersizlik ile ilgili de değil, daha akıllıca, daha maliyet etkin, daha verimli, daha hızlı ve kolay bir yol seçmek aslında.

Daha önce de bahsettiğim gibi, aslında Türkiye’de start-up kurmak ile ilgili büyük bir problemimiz yok, problem onları yaşatabilmek ve büyütebilmekte. [3]

Bizim sorunumuz, teknoloji start-uplarının taşıdığı potansiyelin farkında olup onları ekonomik değere dönüştürebilmek, değerlerini büyütebilmek, exit sayılarını artırabilmek, onları dünyaya açabilmek ile ilgili. Bunların çözümünde de, dünya örneklerinden de gördüğümüz gibi, büyük şirketlerin çok önemli bir yeri var, hem yerli hem de yabancı şirketlerin. Yerli büyük şirketlerin ilgisini çekebilmek, dönüşüm için start-upları fırsat aracı olarak görmelerini sağlamak ve talep yaratmak son derece kritik. Yabancı şirketler söz konusu olduğunda ise, Türkiye’deki start-upların farkında olmalarını sağlamak ve start-uplar üzerinden Türkiye’de değer yaratmaya teşvik etmek büyük önem taşıyor.

Her ikisi için de öncelikle Türkiye’de artık 21. yüzyılda yaşadığımızın farkına varmamız gerekiyor.

Değişen dünyanın, değişen iş modellerinin ve teknoloji start-uplarının sunduğunu ekonomik değerin farkında olan bir avuç insanın sayısının hızla artması gerekiyor. Bunun ayrıca, Ankara’ya da erişebilmesi, karar alıcılar, politika yapıcılar arasında da yayılabilmesi ve artık 20.yüzyıl tartışmalarının bitmesi en önemli ihtiyaçlardan birisi. Önümüzde çok büyük bir fırsat duruyor. Bunu kullanabilmek için önce farkına varmak, yerelleşmeyi ve yerel değeri 21.yüzyılın ekosisteminde yeniden tanımlamak gerekiyor. Teknoloji start-upları, Türkiye ekonomisinin dönüşebilmesi için yegane fırsat. Girişimcilik ekosistemindeki mevcut sorunları çözmek ve start-upları ekonomik değere dönüştürmek için yerli-yabancı şirketleri kullanacak ortamı yaratmak, teşvik araçlarını ve arayüzleri tasarlamak bugünün en önemli işlerinden. Nasıl geleneksel şirketlerin hayatta kalabilmesi, rekabet gücünü koruyabilmesi için teknolojik dönüşüm fırsatlarını kullanabilmeleri önemli bir ihtiyaçsa, ülkeler için de aynı şey söz konusu: Kendin yapamıyorsan, bir start-up satın al. 


Açıklamalar

[1] CBInsights

[2] http://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/5947

[3] http://www.tepav.org.tr/tr/haberler/s/4239

Uber yeni nesil bir kredi kartı çıkarmaya hazırlanıyor

Uber, geçtiğimiz günlerde yeni bir kredi kartı üzerinde çalıştığını açıklamıştı. Önceki hafta ProductHunt üzerinden lansmanı yapılan Uber’in yeni kredi kartı kendi dikeyi başta olmak üzere diğer markalara meydan okuyor.

İlk duyduğunuzda sadece Uber hizmetlerinde kullanılabilecek bir kart olduğunu düşünmüş olabilirsiniz ancak şirket, yeni kredi kartıyla birlikte birçok markada 50 $’a kadar varan indirimler ve hediyelerle ön plana çıkıyor.

Türkiye’de de önümüzdeki günlerde yayına çıkmasını beklediğimiz ve herhangi bir ön ödemeye gerek kalmadan alıp kullanmaya başlayabileceğiniz kartın en önemli özellikleri arasında Uber ile yaptığınız yolculuklarda size birçok indirim ve ekstra puan kazandırmasını sayabiliriz.

Biraz daha detaylandırmak gerekirse Uber, yeni kredi kartı ile yaptığınız tüm yolculuklarda %2 geri ödeme, tüm konaklama ve hava yolu harcamalarında %3 geri ödeme, tüm restoran harcamalarınızda %4 geri ödeme ve kalan harcamalarda ise %1 geri ödeme ile kullanıcıların gönlünü fethetmeyi hedefliyor. Gördüğünüz gibi Uber’in bu konuya ciddi bir önem verdiği ve pastada kendine de bir yer hedeflediği oldukça açık.

Kartı aldığınız ilk 90 gün içerisinde 500 $’lık bir harcama yapmayı başarırsanız Uber size anında 100 $ değerindeki 10,000 puan hediye ediyor. Şu anda Amerika üzerinden faaliyetlerine başlayan yeni kredi kartının birkaç ay içerisinde Türkiye’ye gelmesini öngörüyor ve heyecanla bekliyoruz.

Betapitch İstanbul sahnesine çıkan 10 girişim ve global finali kazanan: Compocket

Kazananın Almanya’da gerçekleştirilecek Betapitch Global biletini alacağı Betapitch İstanbul etkinliği Workinton ev sahipliğinde gerçekleştirildi. 10 girişimin sahne aldığı yarışmada, birbirinden güzel projeler birinci olmak için yarıştı. Elektronik laboratuvarlarında kullanılan ölçüm cihazlarını bilgisayar tabanlı ve mobil uyumlu hale getiren Compocket, Betapitch İstanbul’u kazanarak Almanya’daki global bileti kaptı. Yarışmanın ikinci seçilen girişimi Pulp, üçüncü girişimi ise Heystyleit oldu.

Betapitch İstanbul’da sahne alan 10 girişim:

1. seçilen girişim: Compocket: Elektronik laboratuvarlarında kullanılan ölçüm cihazlarını bilgisayar tabanlı ve mobil uyumlu hale getirerek çok daha etkili bir ölçüm deneyimi sunmayı hedefleyen bir donanım-yazılım projesidir.

2. seçilen girişim: Pulp: Videoları paylaşan sosyal tabanlı medya platformudur. Kullanıcıların videoları birleştirmesine olanak tanıyarak mevcut sosyal medya servislerinin sağlayamadığı sağlıklı sosyalleşme ve iletişimi sağlamaktadır.

3. seçilen girişim: Heystyleit: Kombin Yarat, Akşam Ne Giysem?, Bu mu Bu mu?, Kişisel Stil Analizi kategorilerinde kullanıcılarına moda konusunda danışmanlık veren uygulamadır.

Subcon: İnternet erişimi olmaksızın internetin işlevlerini gerçekleştirebilen bir teknolojidir.

Visar: İnsanların kodlama ya da tasarım bilmeden kendi artırılmış gerçeklik uygulamalarını yapabilecekleri bir platformdur.

Bonobo: Sosyal amaçlar için kullanılan bir tür sanal paradır. Arkadaşlarınıza veya çevrenizdeki herhangi birine bir şeyler ısmarlamanızı sağlar.

Fosefi: Televizyon, Video On Demand ve IpTv içeriklerinin (Dizi, Film, Belgesel, Çizgi Film, Reality Tv Showlari vb) yayın hakları ticaretinin, online ve global olarak yapılmasına imkan sağlayan, B2B bir pazar yeridir.

Catchman: Alışveriş merkezlerindeki mağazaların ürünlerini tüketicilere yüksek indirimlerle sunan ve artırılmış gerçeklik özelliğiyle kullanıcıların avmlerde gezerken hediyeler kazanabildiği oyunlaştırma temelli mobil uygulamadır.

Uservision: Türkiye’nin ilk kitlesel kullanıcı araştırmaları platformudur. Ürün geliştirme, kullanılabilirlik sorunları, rakip analizi, case study sağlayan bir kullanıcı deneyimi projesidir.

Fenico: Mobil cihazlar için yeni nesil sosyal medya uygulamasıdır. Haritada oluşturulan konuşma balonlarıyla iletişim kuran yolcular, hızlı kararlar verir ve daha fazla seyahat eder.

Ocak ayında yatırım alan EvdekiBakıcım, ‘Özel Ders’ dikeyinde hizmet vermeye başladı

Ülkemizde sürekli değişen sınav sistemi düşünürsek özel ders pazarının büyüklüğü oldukça büyük. Bunun yanında aileler, çocuklarının bilim, sanat, spor, dil alanında kendilerini geliştirmesi için özel ders kategorisini tercih ediyorlar.

Son bir yılda saatlik oyun ablası hizmeti ile ön plana çıkan EvdekiBakıcım, artık özel ders dikeyinde de hizmet vermeye başkadı. Bu yılın Ocak ayında yatırım aldığını da duyurmuştuk.

Konu ile ilgili EvdekiBakıcım Kurucu Ortak ve CEO’su olan Miraç Bal “EvdekiBakıcım’dan hizmet alan ailelerden gelen yoğun talep üzerine özel ders kategorimizi açtık. EvdekiBakıcım bünyesinde bulunan birbirinden yetenekli kişiler şimdiye kadar 1m TL gelir elde etti. Birçok öğrenci alanında uzman olduğu konuda ailelere destek vererek sağladıkları kazançla hayat standartlarını yükseltti. Güvenli ve kolay bir şekilde aileler ile randevu oluşturan hizmet verenler artık özel ders kategorisi sayesinde çocukların farklı alanlarda gelişimlerine destek verecekler. açıklamasında bulundu.

Türkiye’deki güven sorununu geliştirdiği özel sistemi ile çözen EvdekiBakıcım’da, özel ders kategorisinde İngilizce, Fransızca, Matematik, Fen Bilgisi, Resim, Dans, Müzik gibi alanların ön plana çıktığı gözlemleniyor. Platformda “ana dili İngilizce olan öğretmenler” de yer alıyor.

Aileler, siteye ücretsiz üye olduktan sonra almak istedikleri eğitim hizmetini birkaç kelime ile aratarak en hızlı ve uygun eşleşme ile adaya erişebiliyorlar. Platform üzerinden özel ders verecek kişilerin videolarını izleyerek ve yetkinlik seviyesini inceleyerek doğru adaya en kısa sürede ulaşabilirsiniz.

Tim Ferriss’in, her girişimcinin okumasını tavsiye ettiği 10 kitap

Ünlü yazar ve ilham veren konuşmalarıyla bildiğimiz Tim Ferriss‘i, hayata özgü sırları ve haftada 4 saat çalışarak ayda 40 bin dolar kazanmasıyla tanımıştık. Ferriss, bu sırlarını okuduğu kitaplara ve yaşama şekline bağlıyor. Herkes aynı hayatı yaşıyor ama bazıları birşeyleri farklı yapıyor.

Tim Ferriss‘in önerdiği 10 kitap:

1. Anything You Want by Derek Sivers

Hayatta yapmaya değer nedir? Efsanevi girişimci Derek Sivers’ın bu sesli kitapta cevapladığı soru, 10 yıllık tecrübenin 90 dakikalık bir süreç içerisinde paketlenmesidir.

2. Radical Acceptance by Tara Brach

Budist bir öğrenci ve terapist olan Tara Brach, dünyaya, insanlığın doğal iyiliğine nasıl güvenileceğini göstermek istiyor.

3. How to Fail at Almost Everything and Still Win Big by Scott Adams

Bu kitapta Dilbert size başarılı olmak için yardım etmek istiyor, ancak başarısızlıklarını hepimize anlatarak.

4. The Art of Asking by Amanda Palmer

Müzisyen ve TED’in konuşmacılarından olan Amanda Palmer, bir sanatçının hayatını biliyor, fakat en önemlisi, nasıl ve ne zaman yardım isteyeceğini.

5. Creativity, Inc. by Ed Catmull

Pixar kurucu ortağı Ed Catmull, yaratıcılığın başarı için gerekli bir bileşen olduğunu hepimize en güzel şekilde aktarıyor.

6. “Surely You’re Joking, Mr. Feynman!” by Richard P. Feynman

Nobel ödüllü fizikçi Richard Feynman’ın bu otobiyografisinde kendimizi bulabilceğimiz birçok macera içine girebiliriz.

7. Dune by Frank Herbert

Soylu aileler, uyuşturucular ve savaş, gücü ve prestiji analiz eden çekici ve karmaşık bir anlatı oluşturmak üzere bir araya gelir, bize gerçek bir destanın nasıl oluştuğunu gösterir.

8. Ender’s Game by Orson Scott Card

Andrew “Ender” Wiggin, düşmanca bir uzaylı ırkından gelen bir saldırıyı düşünmek için, uzay savaşında tren yapmak üzere özel olarak seçilmiş, okulun tüm alanlarında mükemmelleşmiştir. Ancak baskıyla mücadele etmek ve beklentileri yönetmek, üste zor ve yalnız bir çıkış yapar.

9. Musashi by Eiji Yoshikawa

Harry Potter kitabı kadar kalın ve hızlı tempolu olan bu, bir samurayın epik bir hikayesi.

10. Zorba the Greek by Nikos Kazantzakis

Bu klasik roman, iki erkeğin öyküsünü ve olağanüstü dostluğunu anlatıyor.

Workup birinci dönem girişimleri 24 Kasım’da Demo Day sahnesine çıkıyor

İş Bankası’nin ana destekçisi olduğu Workup girişimcilik programına seçilen 9 girişim, 24 Kasım’da Kolektif House Levent‘te gerçekleştirilecek olan Demo Day sahnesine çıkıyor. Mart ayında başlayan birinci dönem programı, 6 aylık sürecini bu etkinlik ile tamamlıyor.

Demo Day sonrasında bazı girişimler programa devam edecek. İkinci dönem ise 6 Kasım 2017’de başlayacak.

Workup Demo Day birinci dönem sahnesine çıkacak 9 girişim;

  • Boostfy: Hedefleme odaklı instagram takipçi artırımı.
  • Mangr: Arkadaşlar arasında kolay para alışverişi.
  • Little Sleeper: Çocukların uyku düzenini iyileştirmeyi amaçlıyor.
  • Octovan: Nakliyeciler ile taşıma ihtiyacı olanları buluşturuyor.
  • Banamama: Evcil hayvanlar için aylık mama gönderimi.
  • Overstruct: Mimari tasarım projelerini sanal gerçekliğe dönüştürüyor.
  • E-Kira: Online kira ödeme platformu.
  • Scode: Kurgulanmış senaryolarla kod öğreten mobil uygulama.
  • Stubridge: Üniversite öğrencileri için sosyal ağ.

Sosyal faydanın iletişim platformu SosyalUp tanıtıldı

Sosyal girişimciliği ve sosyal sorumluluk faaliyetlerini kurumsal kimliğinin bir parçası haline getirip 250’den fazla STK için toplamda 3,5 milyon TL bağış yapılmasını sağlayan Bankalararası Kart Merkezi (BKM), SosyalUp‘ı tanıttı. Türkiye’nin sosyal fayda alanındaki en etkili kurumlarından biri olan BKM, SosyalUp ile sosyal fayda ekosisteminin aktörlerini bir araya getiriyor.

E-bağış kavramını Türkiye ile tanıştıran BKM, dijital cüzdanı BKM Express aracılığıyla toplamda 176.000 dijital bağış işlemi sonucunda elde edilen 3,5 milyon TL tutarı çeşitli STK’lara ve vakıflara aktarmıştı. Sosyal faydayı hedefleyen tüm aktörlerin yanında olan BKM, SosyalUp iletişim platformu ile gelecek günlere ışık tutup toplumu ileriye taşıyacak bir bilgi havuzu oluşturmayı hedefliyor.

Soner Canko “BKM Express ile yarattığımız e-bağış etkisinin bir benzerini sosyal fayda alanında yaratıp bu alanda çalışan herkese destek olmak istiyoruz.

Yuvarla, Givin, Açık Açık ve Askıdanevar gibi sosyal girişim ve Sivil Toplum Kuruluşları’nın da katıldığı SosyalUp lansmanı, sosyal ihtiyaçlara cevap verip sorunlara çözüm bulmayı hedefleyen her kesimden insanı ve kuruluşu bir araya getirdi.

Öte yandan katılımcılar arasında yer alan ve sosyal fayda odaklı çalışmalara yönelik duyarlı yaklaşımı ve girişimcilere verdiği destekle dikkat çeken Ayşe Arman, girişimcilerle sohbet etti ve sosyal faydayı amaçlayan çalışmaların daha fazla yayılması gerektiğini vurguladı.

Geçtiğimiz nisan ayından bu yana geçen kısa sürede şimdiden 10 bin kullanıcıya ulaşıp bireysel bağışı 4 katına çıkaran Givin öylece duran eşyaların ve deneyimlerin bağışa dönüşmesini sağlayarak 130 bin TL bağış potansiyeli ortaya çıkardı. Givin’le kullanıcılar sağladıkları sosyal faydayı da uygulamadan canlı olarak takip edebiliyorlar.

BKM Genel Müdürü Dr. Soner Canko, SosyalUp’ın sosyal girişimler, STK’lar, sivil girişimler için yaratacağı etkiyi şöyle açıkladı: “BKM olarak, bağış yapmanın, paylaşmanın daha adil ve farkında bir toplumun anahtarlarından bir tanesi olduğuna inanıyoruz. SosyalUp ile kurumsal ve bireysel anlamda doğru kaynağa hızlı erişilebilirliği sağlayan, nitelikli içerikleri kamuoyuyla paylaşan ve sosyal fayda amacıyla çalışan her kesimi destekleyecek bir iletişim platformunu hayata geçirdik. BKM Express ile yarattığımız e-bağış etkisinin bir benzerini sosyal fayda alanında yaratıp bu alanda çalışan herkese destek olmak istiyoruz.”