Ana Sayfa Blog Sayfa 968

Yeni nesil sağlık sigortası için Girişimcilik Vakfı ve Allianz Türkiye bir araya geldi

Girişimcilik Vakfı (Girvak) ve Allianz Türkiye’nin işbirliğiyle düzenlenen çalıştayda yeni nesilin sağlık sigortası alanındaki ihtiyaç ve beklentileri masaya yatırıldı.

Girişimcilik Vakfı ve Allianz Türkiye’nin 22 Aralık tarihinde Kolektif House’ta gerçekleştirdiği çalıştayda sağlık sigortasının geleceği masaya yatırıldı. Türkiye’nin her yerinden 94.000 kişi arasından seçilen 20 gencin ve Allianz yöneticilerinin katıldığı etkinlikte açık inovasyon metodu kullanılarak sağlık sigortası sektörü için yeni yaklaşımlar tasarlandı.

Değişen müşteri profili ve ihtiyaçları karşısında sigorta şirketlerinin izlemesi gereken yolların ele alındığı çalıştayda hedef müşteri segmentinin belirlenmesi, değer teklifi çalışması, değer teklifi inovasyonu soruları gibi maddeler üzerinde tartışıldı.

Girişimcilik Vakfı Fellow Programı’na dahil olan gençler, takımlara ayrılarak Allianz çalışanlarının tecrübe ve uzmanlıklarından yararlanarak ilgili konularda çözüm önerileri geliştirdi ve yeni ürün, hizmet ve iş modelleri tasarladı. Takım liderleri arasında; Allianz Türkiye’den Melike Demirel, Şahika Özcan, Erkan Işıksal, Mustafa Humanızlı, Özlem Ateş, Müge İrfanoğlu, Ayşe Seda Düğmeli, , Meral Tüken ve Cemal Çırpılar yer aldı. Allianz Türkiye İnovasyon Ofisi’nin organize ettiği çalıştayın akış sahipliğini Core Strateji yaparken, kolaylaştırıcılık görevini ise Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Fabrikası Direktörü İhsan Elgin yürüttü

Girvak Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra, “İçinde bulunduğumuz dönemde hızla yaşanan dönüşüm en çok finans ve sigorta şirketlerini etkiliyor. Değişen müşteri talepleri bu dönüşümü zorunlu kılıyor. Bu çalıştayı da Girişimcilik Vakfı Fellow Programı’na dahil olan gençlerin farklı bakış açılarıyla sağlık sigortasının geleceğine fayda sağlayacaklarına inandığımız için düzenledik. 2015’ten bu yana destekçimiz Allianz ile değer yaratan projeler üretmeye devam ediyoruz. İşbirliğimizin 2018 yılında da büyüyerek devam edeceğini umuyoruz” dedi.

Allianz olarak kurumların varlıklarını sürdürmelerinin finansal veya teknik altyapıdan çok değişen trendlere uyum sağlamalarına dayandığını belirten Allianz Türkiye CEOsu Aylin Somersan-Coqui “Sektörümüzün lideri olarak öncülük etmemiz gereken alanlardan birisi de sürdürülebilirlik modelimizin merkezine oturan inovasyon ve girişimcilik. Kurum kültürümüzü dönüştürme odaklı çabalarımızla genç bir yaş ortalamasına sahip çalışanlarımızın teknoloji ve müşteri odaklı inovasyon kaslarını güçlendirirken bir yandan da ekosistemde öne çıkan girişimciler ve oyuncular ile işbirliği yapıyoruz.” şeklinde konuştu.

Bi’ekran: Perakende mağazaların satış performansını artıran iş zekası platformu

Bi’ekran, her gün yüklü miktarda veri üreten perakende mağazalarının net karlılığa etki eden performanslarını izlemesi için oluşturulmuş, görsel veri bazlı bir iş zekası uygulamasıdır. Sektördeki en güncel analizler ile hızlı ve veribazlı aksiyon almanızı sağlar. Mağaza personeliniz için akıllı koçluk uygulamaları ile iş zekanıza katkıda bulunacak metrikleri ve analizleri günlük olarak web üzerinden takip etmenizi sağlar.

19 yıllık perakende ve ürün yönetimi tecrübesi olan kurucu Selin Sarıkaya, 7 yılını mağazacı olarak geçirdi. Gördüğü en kritik problemden biri, mağaza personelinin veri okur–yazarlığının kısıtlı olması ve bu sebeple de cironun haricinde diğer metriklere hakim olamamasıydı.

Bu problemi çözmek için StoreCard ve MyRegion uygulamalarını çalıştığı organizasyonlar için 2011 yılında hazırlamaya başladı. Böylelikle mağaza personeline perakende matematiği öğrenmelerine gerek kalmadan, sonuç odaklı hareket edebilecekleri raporlar teslim etmeye başladı. Bölge müdürlerini mağaza ziyaretlerinde görsel tetkik, etiket kontrolü, teknik destek gibi kontrollerin bir adım ötesine geçirdi, satış-karlılık-dönüşüm ve kategori bazlı öngörülerle mağazalarını yönetmelerini, net karlılığa etki eden kritik bilgilere haftalık bazda erişmelerini sağladı.

2015-2016 yıllarında farklı markalar için danışmanlık hizmetleri veren girişimci, 2017 yılında bu çalışmayı danışmanlık olarak verdiği hizmetlerin sürdürülebilir olması ve en önemlisi perakendenin bel kemiği olan orta küçük boy mağaza yatırımcıları için SaaS’a taşımaya ve bu raporları günlük olarak verebilecek bir altyapı oluşturmaya karar vererek Bi’ekran‘ı Şubat 2017‘de hayata geçirdi.

Yerelde bi’ekran ürünleri ile organize perakende sektörünün küçük ve orta boy oyuncuları için ilk akla gelen mağaza ekranı olmak istiyor. Kullanıcı bazlı tasarlanan, mağazalarda görev alan tüm seviyeler için okunaklı, kolay, rafine ve hafif mağaza IQ’su sağlayan ürün gamıyla Anadolu’daki yatırımcılar başta olmak üzere, orta ve büyük perakendecilere ulaşmayı hedefliyor. Global pazara çıkış için, başta Türk markalarının yurtdışındaki mağazalarında bi’ekran ürünlerini yerleştirme hedefleri var. Uzun vadede, yakın coğrafyalardaki franchise yatırımcılarına ulaşmayı ve çok uluslu perakende zincirlerine hizmet vermek de hedefleri arasında. Hali hazırda 36 farklı dilde hizmet verebiliyor.

Gelir modelimiz kiralanabilir SaaS modelidir. Şu anda 5 başka markanın StoreCard’larını hazırlıyor. Mart 2018’de iki markayı daha portföylerine almak için çalışmalara başladı.

Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Kolay Restoran: Restoranların sipariş, adisyon ve satışlarını takip edebilecekleri uygulama

Kolay Restoran, restoran, cafe, bar v.b. işletmelerin masa başında sipariş alma, adisyon takip ve raporlama süerçlerini kolaylaştıran ve hızlandıran bulut tabanlı bir yazılım servisidir. İşletmelere giriş bariyeri düşük, donanım bağımsız, kurulumu kolay / tak çalıştır bir yazılım servisi sağlıyor. Böylece işletmelerin, sipariş süresini azaltarak, adisyon kağıdı derdinden kurtarıyor ve satış rakamlarını anlık olarak takip edebilmerini ve raporlamalarını sağlıyor.

Restoranlar için kolay yönetim

Kafe işleten bir arkadaşlarının lisans ücretlerinin pahalı olmasından ve el terminali pilinin 3 ayda bir bozulmasından şikayet etmesi ile “Bir sürü para vereceğim, ben emin olamadım, sen anlarsın hangi yazılımı alayım?” demesiyle ortaya çıkan Kolay Restoran, bir kaç hafta içerisinde ürünlerini MVP olarak sorunu yaşayan kafeci arkadaşlarına sundu. Restoranların süreçlerini hızlandırma ve kolaylaştırma fikri böylece ortaya çıkmış oldu.

Ocak 2017‘de Boğaziçi’li iki kurucu ortak Lütfi Altın ve Temuçin Som tarafından kuruldu.

Kolay Restoran, işletmelerin rakamlarını bilmesini, servis kalitesini arttırmayı ve satışları üzerinden analiz yapabilmesini sağlamak hedefliyor. Bu uygulamayı kullanan restoran işletmelerinin verimini arttıran bir yazılım servisi olarak ilk akla gelmek istiyor. Girişimin mevcutta 50 aktif restoran kullanıcısı bulunuyor.

Henüz yatırım almayan girişim, 2017 yılının 1. Dönem Sabancı Üniversitesi’nin SUCool girişim hızlandırma programına katıldı. 2017 Eylül ayında TÜBİTAK 1512 BİGG kapsamında başlayan bir ARGE proje ile 150 bin TL’lik hibe destek süreci içerisinde çalışmalarını sürdürüyor.

Kolay Restoran’nın Türkiye ekonomisine katkısı

İşletmelerin servis kalitesini arttırmak istiyoruz. Küçük işletmelerin de veri bazlı düşünerek plan yapmasını için altyapılar sağlayarak, verimliliklerini arttırmak istiyoruz.

Lüleburgaz Belediyesi, 2018 yılında girişimcilik faaliyetlerine başlıyor

Lüleburgaz Belediyesi, 2017-2021 Stratejik Planı çerçevesinde ‘’Her yerde her şeyde herkes için inovasyon ve tasarım” sloganıyla 2018 yılını ‘İnovasyon ve Tasarım Yılı’ ilan etti. Lüleburgaz Belediyesi, tüm birimlerinden yöneticilerin katıldığı iç paydaşlar ve Trakya Kalkınma Ajansı ile Kırklareli Üniversitesi Lüleburgaz Meslek Yüksek Okulu akademisyenlerinin de dahil olduğu dış paydaşlarla Temalı Yıl’a özel çalıştaylar ile hazırlıklarını tamamlamıştır.

Peki neden İnovasyon ve Tasarım yılı ilan etti?

Dünyada ve Türkiye’de ekonomiye değer katan ve halkın yaşam kalitesini arttıran en değerli kavramlar inovasyon ve tasarımdır. İnovasyon değer yaratan bir yeniliğin herkes tarafından kullanılması ve yayılması anlamını taşır. Tasarım ise bu kullanımın herkes tarafından hissedilecek ve kolaylıkla anlaşılacak şekilde yapılmasını sağlar. Trakya bölgesinde girişimciliğin desteklenmesi, girişimcilik ekosisteminin kurulması, inovasyon, tasarım ve girişimcilik kültürünün Lüleburgaz’a yerleştirilmesi için Belediye meclisimiz tarafından 2018 yılı İnovasyon ve Tasarım Yılı ilan edildi.

Bu yıl için nasıl hazırlandı?

Temalı yıl için yapılan çalışmalar; Belediye çalışanları, inovasyon ve girişimcilikle alakalı eğitim vermek için gerekli yetkinliklerle donatıldı. 5 gün süren özel bir kampta girişimcilik ekosisteminin nasıl işlediğinden, iyi ve faydalı girişimlerin nasıl oluşturulması gerektiğine kadar pek çok önemli yöntemleri öğrendiler.

İlk kampın ardından yapılan iki kampta da çalışanlar, Lüleburgaz’a büyük değer katacak temalı yılda birlikte çalışılacak bütün paydaşları çıkarıp analiz ettiler. Paydaşların vatandaşa nasıl katkı vereceğini tartıştılar. Temalı yılla ilgili yapılacak yenilikçi, değer yaratan, vatandaşların katılımını en üst düzeyde sağlayacak her türlü faaliyeti planladılar.

2018 yılı İnovasyon ve Tasarım Yılı’nda çalıştaylar, yarışmalar, eğitimler, paneller, sergiler vb. inovasyon, tasarım ve girişimcilik konularında yıla özel birçok etkinlik planlandı. Temalı yıl boyunca hem öğrenecek, hem uygulayacak hem de birlikte tartışıp yeni kavramları öğrenerek ilham alacak. Kentin her noktasında bu hissedilecek. Temalı yıl boyunca baktığınız her yerde şaşırtıcı ve ilham verici tasarımlar, eğlenceli yarışmalar, yenilikçi girişimler, katılımcı kadınlar ve çocuklar göreceksiniz.

Lüleburgaz’ın iklimi neden ‘Girişimcilik Ekosistemi’nin kurulması için uygun?

Lüleburgaz Trakya’nın coğrafi merkezinde, sosyal ve kültürel iklimi, ekonomik parametreleri, gelecek öngörüleri, strateji geliştirebilme ve uygulama kabiliyetleri, teknolojik alt yapısı, bu gelişimi destekleyebilecek güçlü yerel yönetimin varlığı ile bölgede girişimcilik ekosistemin kurulması için önemli “fırsatlar” sunmaktadır.

2018 İnovasyon ve Tasarım Yılı Lansmanı 25 Aralık 2017‘de yapılacak ve gelecekte alev topuna dönüşecek ateşin ilk kıvılcımı yakılacaktır.

Detaylı bilgi için: İnovasyonvetasarim.com

Girişimcilerin ringe çıkacağı Get in the Ring yarışması, Bilkent CYBERPARK’ta düzenlenecek

Uluslararası bir organizasyon olan Get in the Ring, geride bıraktığımız 1 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşmişken, heyecanla beklenen yeni tarih 17 Şubat 2018 olarak belirlendi.

2017 yılında ilk defa Ankara’da düzenlenen organizasyona, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da CYBERPARK, Connected2me, Cybersoft ve Pegasus ana sponsorluğu, Miron altın sponsorluğu ve Datateam gümüş sponsorluğu ile ev sahipliği yapacak.

Girişimciler ringe çıkacak!

Ülkemiz genelinde inovatif, ölçeklenebilir iş fikirlerinin katılımını kabul edecek olan Get in the Ring Ankara CYBERPARK etkinliğinde seçilen girişimciler ringe çıkacarak iş fikirleri ile mücadele edecekler.

15 yılı aşkın tecrübesi ile girişimcilik alanında ulusal ve uluslararası ödüllü birçok program yürüten Bilkent CYBERPARK, gençlerin girişimcilik becerilerini geliştirmeleri ve uluslararası sahada boy gösterebilmeleri için onlara bir kez daha büyük fırsat sunacak.
Bu sene yerel yarışmada iş fikirlerini birbiri ile yarıştıran girişimciler arasından finalistler belirlenecek ve jüri tarafından ödüle layık görülecek finalist, Lizbon’da düzenlenecek global yarışmada ülkemizi temsil edecek.

Ekonomik ve teknolojik gelişmeler beraberinde zorlaşan rekabet koşullarından dolayı yerel boyutla sınırlı kalan girişimciler, Get in the Ring’de CYBERPARK desteği ile global pazara açılacak!

Global finalde diğer ülkelerin finalistlerine havlu attıracak girişimci başvurularını sadece Ankara’dan değil, tüm Türkiye’ye açık.

Başvuru ve detaylı bilgi için Get in the Ring – Ankara adresini ziyaret edebilirsiniz.

Sabancı SUCool Demo Day 2017 ikinci döneminden mezun olan 6 girişim

Sabancı SUCool girişim hızlandırma programına 2017 yılı ikinci dönemine seçilen 9 girişimden 6 tanesi bugün gerçekleştirilen Demo Day ile mezun oldu.

SUCool Demo Day 2017 yılı ikinci dönem sahnesine çıkan ve mezun olan 6 girişim:

Bakkaldan: Tek tuşla mahalle bakkalınıza sipariş vermenizi sağlayan mobil uygulama.

Expertneed: Butik danışmanlık firmaları ile ilgili danışmanlık hizmetine ihtiyaç duyan potansiyel müşterilerin buluştukları pazar yeri.

Luxury Insider: Gelişmiş kullanıcı analiz araçları sayesinde lüks markalar ile doğru kullanıcıları eşleştirerek, kullanıcılara eşsiz deneyimler sunan dijital ayrıcalık platformu.

Reminis: Zamanda ve mekandan bağımsız olarak, başkaları tarafından çekilmiş fotoğraflarınızı yüz tanıma teknolojisi ile bulup size getiren uygulama.

Spechy: Kurumsal işletmeler için chat, video araması, mail, sosyal medya gibi farklı kanallardan yönetilen müşteri ilişkilerini tek platformda birleştiren omni-channel sistemler.

Workinlot: Kullanıcıların girişimciliği deneyerek öğrenebileceği, dijital, sosyal, oyunlaştırılmış bir hızlandırma platformu.

Türkiye’de İnternet’in babası olarak anılan merhum Doç. Dr. Mustafa Akgül’ün ardından

Geçtiğimiz hafta, Türkiye’de internetin babası olarak anılan Doç. Dr. Mustafa Akgül‘ü kaybettik. Akgül, yaşamı boyunca ülkemizde özgür bir internet ortamı oluşturulması adına varını yoğunu ortaya koymuş bir internet gönüllüsüdür. Sadece internet değil özgür yazılım için de pek çok önemli atılımlarda bulunmuş, farkındalık yaratmaya yönelik organizasyonlar düzenlemiş ve insanları bu akımın içine dahil edebilmek için çabalamıştır. Açık kaynak yazılımların kullanılmasını yaygınlaştırmak adına şehir, üniversite demeden ulaşabileceği her yere gitmekle kalmamış, karşısına çıkan herkesle bilgi paylaşımında bulunmuştur.

İnternette sansüre, kimselerin yapamadığı kadar yüksek sesle karşı çıkan, akademisyenlik yaptığı İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi‘nde yetiştirdiği her öğrenciye bu farkındalıkları kazandırmak için hiç durmadan çalışmış gerçek bir kahramandan bahsediyoruz.

Alternatif Bilişim Derneği’nin 2013’te hoca ile yaptığı söyleşi, kendisine atfen yazılan “Hack Kültürü ve Hacktivizm – Mustafa Akgül’e Armağan” isimli derleme kitap çalışmasında yayınlanmıştır:

“İnternet’i özgürlükler ve demokrasi bağlamında düşünmek lazım ve ülkenin kalkınması, rekabet etmesi ve kişisel gelişim açısından olmazsa olmaz olduğunun altını çizmek lazım. İnternet’i her şeyin merkezine koymak gerekiyor. İnternet ve demokrasi bağlantısı çok önemli.Ülke bir yere gidecekse, bu demokrasiyle olacak. İnternet’in sadece demokratik anlamda değil her açıdan önemli bir araç olduğunu ve kalkınmamız, bireylerimizin gelişiminde çok kritik bir rolü olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla İnternet’I demokrasiyle iç içe bir şekilde değerlendirmek lazım zira demokrasi olmadan da İnternet bir işe yaramıyor.”

Mustafa Akgül ismi ülkemizin bilişim çağında bir yerlere gelmesinde önemli bir kilometre taşıdır. Doç. Dr. Mustafa Akgül 1970 yılında ODTÜ İnşaat Mühendisliği, 1974 yılında ODTÜ Matematik / Yöneylem Araştırması bölümünden mezun oldu. 1981 yılında Kanada’daki Waterloo Universitesi’nden Combinatorics and Optimization üzerine doktora derecesini aldı. University of Delaware ve North Carolina State University’de misafir hocalık yapmış olan Akgül, 1987’den beri Bilkent Üniversitesi CTIS bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktaydı.

İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri ve Bilişim Sistemleri(CTIS) bölümünün saygıdeğer hocası Füsun Yürüten kendisini şu güzel sözlerle anıyor;

“Bölümümüzün babacan hocası, İnternetin babası, özgür yazılımın hamisi…. Türkiye ve demokrasi sevdasıyla en hasta günlerinde bile adanmışlıkla ufku ve ötesini görüp gösterdiği hizmetler sundu… Türkiye için çok büyük bir değerdi. Çok alçak gönüllü ve hep güler yüzlüydü… Yaktığı meşalenin onu takip eden gençlerce sürdürülmesi, onu da gittiği yerde huzur içinde tutacaktır. Işıklar içinde, güzel mekanlarda ol.. ”

CTIS Bölüm Başkanı sayın Dr. Erkan Uçar ise Dr. Mustafa Akgül’ü anma töreninde yaptığı konuşmada “İnternetin Babasını” bu eşsiz yazıyla anlattı;

“Birinci sınıf birinci dönem öğrencilerimize Bilişim Sistemleri’nin Temelleri diye bir ders veriyorum. Bu dersin başında da “Pillars of IT” yani Bilgi Teknolojilerinin Sütunları veya Temel Direkleri de denilebilecek ana yapılardan bahsediyorum. Kurumların bütün iş süreçleri ve teknoloji altyapıları; veri tabanı yönetim sistemleri, bilgisayar şebekeleri ve programlamanın aralarında bulunduğu bu temel direkler sayesinde ayakta duruyor ve hayat buluyor. Bunlar sağlam olmazsa altyapı bir noktada çöküyor. Mustafa Akgül hocamız da Türk Bilişimi’nin temel direğiydi. Hem de çok sağlam bir direkti.

O dolu dolu yaşamının son 6-7 senesini tedaviyle geçiren kaç idealist, bu zaman diliminde, hayatını adadığı idealler uğruna en verimli dönemini yaşayabilir?

Bitmek bilmeyen enerjisiyle ve başını çektiği, organize ettiği organizasyonlarla bilgiyi ve bilişimi Anadolu başta olmak üzere Türkiye’nin her yerine hem de ücretsiz götürdü. Yıllar içinde onlar yüzleri, yüzler binleri buldu ve örneğin her yıl Şubat ayında düzenlediği Akademik Bilişim’de eğitim sınıflarında oturacak boş sandalye bulunamaz oldu.

87 veya 88 yılıydı: ben Bilgisayar Mühendisliği’nde okurken aynı dönemde Endüstri Mühendisliği’nde devam eden arkadaşlarımız aracılığıyla birkaç kez Mustafa hocamızın odasını soru sormak için ziyaret etmiştik. O artık bütün bloglarda efsane haline gelen: “üzerinde bulunan kağıt yığınları nedeniyle yerdeki halının gözükmediği ancak sorduğumuz bir makaleyi o yığınların arasından birkaç saniye içinde bulduğu” anekdotu ben de bizzat yaşadım. Kendisinden ders almamış olsam da birlikte yüksek lisans ve doktora tezi yazan çok arkadaşım oldu. O yıllarda Mustafa hocayla ilgili paylaşımları hep şu şekildeydi: “odası biraz dağınıktır ama müthiş bir beyindir, en önemlisi öğrencileri ile vakit geçirmeyi, 2008 yılında ise Akgül hoca bizim bölümümüze transfer oldu. Odamda yaptığımız o ilk görüşmenin bütün detayları hafızamda taptaze yaşıyor ve sonsuza kadar da yaşayacak. 15 dk. diye başladığımız ancak 2,5 saat süren ilk sohbetimize hoca şöyle başladı: “bana haftada kaç saat hangi konuda ders yüklersen yükle ancak benim her sene düzenlediğim ulusal toplantıları organize etmeme imkan yarat!”

Ben ve bütün bölüm hocalarımız, bölümümüze katılmasını büyük onur addettiğim hocamıza o ilk günden itibaren her konuda destek olmaya çalıştık. Tabi bölüm içi neler yapabiliriz diye başladığımız o toplantı daha üçüncü dakikasında internet ve özgür yazılım toplantısına dönüşüverdi. Hayatını adadığı bu konulardan bahsederken gözlerinde oluşan parıltıyı unutmam imkansız.

Bazen yorulur bölüm toplantılarımızda ara ara şekerleme yapardı, ya da biz öyle zannederdik. Zira konunun en hararetli yerinde gözünü açar ve bomba bir yorum yapıverirdi. Günlerdir sosyal medyada çıkan haberleri ve yorumları okuyorum, şu an ismini hatırlayamadığım bir arkadaşı onun için “kıpır kıpır bir beyindi” diye yazmış. Bu tabir beni çok etkiledi: günlerdir “hocam daha iyi tarif edilemezdi” diye düşünüyorum.

Koridorda her rastladığımda “nasılsınız?” diye sorduğumda hep “iyiyim” derdi ve ardından eklerdi: “yapacak çok iş var!” İnterneti ve özgür yazılımı demokrasiyle birlikte hatta demokrasiye eş değer görürdü. Demokrasi için yapmayacağı hiç bir şey yoktu.

CTIS’deki haftalık seminerlere en erken gelir, en öne oturur ve konuşmacıyı da en çok o terletirdi. Sabah ofisini ilk o açar, gece yarısı en son o çıkardı. Ters giden bir toplumsal olay karşısında sesini ilk ve en yüksekten o haykırırdı. İlk o sorgular, o tartışır, peşini hep ve sürekli o kovalardı. Buna mukabil en sevecenimiz, en uzlaşmacımız, kendinden en çok veren, en güçlümüz hep o oldu.

Mustafa hocanın başından bu yana ve uzun bir süre taşıdığı bayrağı hep dalgalandırmalı, farkındalık yaratmaya çabalamalı ve bilgilerini aktararak eyleme dönüştürmeliyiz. Aklı ve etik değerleri merkeze koyduğu bütün çalışmalarını paylaşmalı onlardan feyz almalıyız.

Başta çok sevgili ailesine, ardından tüm sevenlerine, çalışma arkadaşlarına ve tüm camiaya başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Işıklar içinde uyusun.” dedi.

Öğrencileri ise Mustafa Akgül’ü şu cümlelerle anlatıyor;

“Çocuklar, elinizi kirletmeden olmaz.” GNU/Linux kullanımının öğretildiği 1. Sınıf dersinde arkadaşlarımızın bir çoğu için terminal ekranında bir şeyler yapmak sıkıcı gelebiliyordu. Zorlanan arkadaşlarımızı gördükçe de “Çocuklar elinizi kirletmeniz gerek. Elinizi kirletmeden olmaz.” derdi Mustafa hocam. Ülkemizde bilişim ve onu ilgilendiren sosyal konularda elini taşın altına koyanların başında olup elini herkesten önce kirletmiş, büyük uğraşlar vermiş çok önemli bir değerimizi kaybettik. Hâlâ kabuğunuza çekilmiş, bir şeylerin kendiliğinden olmasını bekleyenlerdenseniz artık elinizi kirletin, daha özgür bir internet, daha özgür bir dünya için, Mustafa Akgül için… Evren Küçük – Öğrencisi (Ağ Teknolojileri Uzmanı)

“Mustafa hoca’nın değerini ve önemini özellikle mezun olduktan sonra çok daha iyi anladım. Onun öğrencisi olmak bir ayrıcalıkmış. Her ne kadar derslerinden geçememiş olsamda onun bilgi ve birikimi tartışılmaz. Bugün bu yazıları okuyabiliyorsak onun emeği çok büyük, yaptıkları ve değeri her zaman akıllarda kalacaktır.” Ömer Kavlakoğlu – Öğrencisi (GFDS – Satış ve Pazarlama Uzmanı)

“Milletlerin medeniyete dönüşmesinde her zaman birileri elini taşın altına sokmuş ve diğerlerine örnek olmuştur. Mustafa Akgül Türkiye’de özgür internet ve özgür yazılım kavramlarının hayatımızda yer etmesinde en çok çaba sarf eden kişidir. Çıkar ilişkisi olmadan sadece gelecek nesilleri düşünerek yıllarını vermesi ve bu adanmışlık onun neden “İnternetin Babası” ismiyle anıldığını kanıtlar nitelikte. Bize düşen ise onun kazandırdığı farkındalıkları gelecek nesillere aktarabilmek. Herkes için internet ve herkes için özgür yazılım” Emin Can Kargı – Öğrencisi (egirişim Yazarı)

İnternet Kurulu, Kamunet Teknik Kurulu, 8. Plan Bilişim Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı, 2. Bilişim Şurası Hukuk Komisyonu Başkanlığı ve TOBB Sektör Kurulu Üyeliği’nin yanı sıra Türkiye Bilişim Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği ve Linux Kullanıcıları Derneği Kurucu Başkanlığı’nı yapan Doç. Dr. Mustafa Akgül 2013 yılında Türkiye Bilişim Derneği tarafından Bilişimde Yaşam Boyu Hizmet Ödülüyle şereflendirilmiştir.

İnternet Teknolojileri Derneği başkanlığını yürütmekte olan Akgül, INET-TR “ Türkiye’de İnternet ”, Akademik Bilişim Konferansları, Kamunet Konferansı, Linux Şenliği/Linux Kampı ve İnternet Haftası’nı düzenleyen ekibin başında yer almaktaydı. Mustafa hocamız aynı zamanda ilk basılı Türkçe İnternet kitabı olan “İnternet: Bilgiye Erişimin Yeni Araç ve Olanakları”nın yazarıdır. TÜBİTAK Teşvik Ödülü almıştır.

Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk bilişimine başsağlığı diliyoruz.

Konuk Yazar: Can Kargı

İTO’nun yeni yönetim kurulu başkanı Öztürk Oran oldu

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu, Başkan İbrahim Çağlar’ın vefatının ardından yaptığı ilk toplantıda, Öztürk Oran’ı İTO’nun yeni Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçti. Oran, yaptığı açıklamada yönetimin devam eden projelerini tamamlayacaklarını ve merhum Başkan İbrahim Çağlar’dan aldıkları bayrağı daha ileri taşıyacaklarını söyledi.

Arya Kadın Yatırım Platformu ağındaki girişimciler, ürünlerini yılbaşı hediyesi olarak sundu

Arya Kadın Yatırım Platformu’nun ‘Yeni Yıl Hediyelerinizi Kadın Girişimcilerden Alın‘ diyerek düzenlediği Arya Alışveriş Festivali’nde kendi ağında yer alan 25 girişimci, Kolektif House’ta stand açarak ürünlerini birbirinden harika yeni yıl hediyelerine dönüştürdü.

Katılımcılar, yeni yıl alışverişini kadın girişimcilerden yaparak hem erkenden yılbaşı alışverişini tamamlayıp hem de kadın girişimcilere destek oldular. Kadın girişimciler 3 saatte toplam 20 bin TL üzerinde satış yaptı.

Arya Kadın Yatırım Platformu’nu girişimcileri desteklediği için tebrik ederiz.

Girişimcilere destek veren melek yatırım ağı İstanbul Startup Angels yatırım aldı

Yüksek etki yaratacak yeni girişimcileri başlangıç aşamasında keşfetmek, girişimcilere mentorluk desteği vermek ve Türkiye’deki potansiyel yatırımcıları geliştirmek amacıyla kurulan ve Hazine Müsteşarlığı tarafından akredite edilen melek yatırımcı ağı İstanbul Startup Angels, Nexus Ventures ve Hande Enes‘den yatırım aldı. Yatırım tutarı ve değerlemenin açıklanmadığı yatırım süreci Moroğlu Arseven avukatlık ortaklığı ve Arıkan hukuk danışmanlığı tarafından yürütüldü.

Yatırımcılardan Nexus Ventures CEO’su Burak Örücü; “İstanbul Startup Angels’ın, hızlandırma programları, melek yatırım ağı ve kitlesel fonlama platformu sayesinde yatırımcılar için tek platformda farklı alternatifler sunabilmesi ve bununla birlikte girişimciler için tek platformda bütünleşik çözüm önerisi geliştirebiliyor olması yatırım kararımızda etkili olmuştur” şeklinde görüş bildirirken diğer yatırımcı Hande Enes ise; “Türkiye’de gelişen girişimcilik ekosisteminde yaptığı yatırımlar ve çalışmalarıyla önemli bir oyuncu olan İstanbul Startup Angels’in kitlesel fonlama mevzuatı ile birlikte bu konuda da öncü rol olacağına inandığını” belirtti.

2016 Ocak ayından beri aktif yatırım yapan İstanbul Startup Angels bu güne kadar 24 yatırım yaparak Türkiye’nin son yıllarda en çok yatırım yapan melek yatırımcı ağı konumuna gelmiştir. Türkiye’nin ilk dikey hızlandırma programı olan IOT Telco Labs ile tohum aşamasında da yatırım yaparak ekosistemde uçtan uca hizmet verebilen tek melek yatırımcı ağı olma özelliğini taşımaktadır.

İstanbul Startup Angels’in yatırımları arasında; Sinemia, Pubinno, Bagaj, Olev, Voscreen, Mobilmed, Loki, Buy buddy, Park Kolay, 11sight, ACL Teslim, Mobiroller, Anatolian Teknoloji, Most, İyi sahne, Datapare, Smarttaxi, jetract, Instapio, TDS maker, Scoutuium ve Sports and Merits bulunmaktadır.

İstanbul Startup Angels Kurucu ortağı Gülsüm Çıracı; alınan bu yatırımla öncelikli olarak ekiplerine yatırım yapacaklarını, stratejik ortaklıklarla yeni dikey hızlandırma programları açmayı hedeflediklerini ve yatırımcı ile girişimci hizmetlerini daha da çeşitlendirmeyi planladıklarını belirtirken geçtiğimiz ay kanunlaşan sermaye bazlı kitlesel fonlama konusundaki startupfon.com oluşumu ile bölgesel olarak yaygınlaşmayı hedeflediklerini belirtmiştir.

Sermaye bazlı kitlesel fonlama platformu olan Startupfon.com ile küçük yatırımcılar da düşük riskle beraber deneyimli yatırımcılarla yatırım yapma imkanı sağlamaktadır. Girişimciler ise kitlelere ulaşarak kısa sürede fon toplayabilir ve kitleleye kendilerini tanıtabilmektedirler. Şu anda Startupfon.com’da yatırımcılar ilgilerini çeken startuplar ile tanışıp ve takip edebilmektedir. Regülasyonun tamamlanması ardından yatırımcılar online olarak bu startuplara yatırım imkanı bulabilecekler.