Ana Sayfa Blog Sayfa 847

9 aydır PayU Türkiye ülke müdürü olan Emre Güzer, görevinden ayrıldı

9 aydır PayU Türkiye ülke müdürü olarak görev yapan Emre Güzer, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı açıklama ile görevinden ayrıldığını duyurdu.

Emre Güzer’in yaptığı açıklama:

“Kurucusu olduğum yaklaşık 9 aydır da geçici olarak Türkiye operasyonlarini yönettiğim sektörün ilk PSP’si PayU’dan ayrilik vakti geldi. Çok güzel bir ekiple ki haklarını ödemek mümkün değil. Sadece EMEA’nin en hızlı büyüyen ve Türkiye’nin en karlı PSP’sini değil, harika bir eko-sistemin de temellerini attık.

Öğrettik çokça da öğrendik, çok güzel işler yapan mezunlar verdik. Şimdi hizli bir şekilde uzun süredir arayışını sürdürdüğümüz Ülke Müdürü pozisyonunu doldurup yatırımlara devam edeceğiz. Ben de her beyaz yaka gibi kısa bir tatilin ardından eko-sistem içerisinde inşallah en az PayU kadar güzel işler yapmaya devam edeceğim.

Bu zaman zarfında sürcü lisan ettiysem affola 🖖 Bir müddet daha buralardayim. Psp’lerin tarihcesini içeren bir Special thanks medium post’u da gelecek elbet 😉”

Google geri adım attı! Huawei Mate 20 Pro tekrar Android Q beta listesinde

Hatırlayacağınız üzere dünyanın en büyük ikinci akıllı telefon üreticisi Huawei, ABD Ticaret Bakanlığı tarafından kara listeye eklendikten sonra ABD’li birçok şirketin yaptırımıyla karşılaşmıştı. Bu kararlardan en dikkat çekeni ise Google tarafından Huawei’nin Android lisansının askıya alınması olmuştu.

Qualcomm, Broadcom, ARM, Intel gibi şirketler ve SD Birliği, WiFi Birliği gibi kuruluşlar da ABD Ticaret Bakanlığı kararına uymak zorunda kalarak Huawei ile olan ticari ilişkilerini askıya alma kararı vermişti. Ticari ilişkilerin zedelendiğinin farkına varan ABD Ticaret Bakanlığı ise Huawei ile uzlaşabilmek için kararı 90 gün daha ertelemekte bulmuştu.

İlk büyük geri adım Google’dan geldi

ABD’li teknoloji devlerinin de Huawei gibi dev bir iş ortağını kaybetmek istememesi ve bu süreç içinde en az Huawei kadar maddi kayıp yaşamasıyla birlikte şirketler, Huawei ile ilişkilerini tekrar düzeltmek için adımlar atmaya başladı. İlk büyük adım ise Google’dan geldi. Google, Android Q Beta Programı‘ndan çıkardığı Huawei Mate 20 Pro modelini tekrar beta programına dahil olan telefonlar arasına ekledi.

Tek geri adım atan şirket Google olmadı. Google’ın attığı adım sonrasında daha önce Huawei’yi birlikten çıkardığını duyuran SD Birliği ve WiFi Birliği de Huawei kararında dönüş yaptı. Huawei, daha önce de olduğu üzere SD Birliği ve WiFi Birliği üzerinde söz sahibi olmaya devam edecek.

Diğer şirketler de Huawei ile olan ilişkilerini düzeltmek istiyor

Her ne kadar şimdilik Google, SD Birliği ve WiFi Birliği verilen Huawei kararından geri dönse de Intel, Qualcomm, Broadcom ve ARM gibi şirketlerin Huawei ile ilişkileri askıya aldıktan sonraki sessizliği sürüyor. Kulislere yansıyan bilgiler ise tüm şirketlerin Huawei ile ilişkileri askıya almaktan rahatsız olduğu ve bu karardan dönülmesi için Amerika Birleşik Devletleri hükümetiyle önemli istişareler gerçekleştirdiği yönünde.

Riot Games’in Türkiye ülke müdürü Onur Tamer oldu

Dünyanın en büyük oyun şirketleri arasında yer alan Riot Games’in Türkiye Ofisi’nin Ülke Müdürlüğü görevine Onur Tamer getirildi. 2012 yılından bu yana Riot Games’in global ofisinde yöneticilik yapan Tamer, Türkiye Ülke Müdürlüğü ile birlikte Riot Games’in MENA (Middle East – North Africa) bölgesi yönetimini de sürdürecek.

Onur Tamer, 2012 yılında Riot Games’in Amerika’daki merkez ofisinde International Publishing Manager olarak şirketteki yolculuğuna başladı. 2 yıl süreyle Türkiye ofisinin kurulum sürecinde aktif rol alan Tamer, sonrasında Rusya ve Avrupa ofislerinde yeni kurulum ve pazarlama projeleri üzerine çalışmış, bu görevlerinden sonra Japonya’da Kurucu Ülke Müdürü olarak atanmıştır. Daha sonra 1 yıl boyunca Ortadoğu ve Hindistan projelerinde Genel Müdür olarak çalışan Tamer, 1 Haziran itibariyle Riot Games Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini, bu görevi 2 yıldır başarı ile yürüten Bora Koçyiğit’ten devralacak.

Yeni görevinden dolayı büyük mutluluk duyduğunu belirten Onur Tamer, “Türkiye, Riot Games için en önemli ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da şirketin yatırımlar yapacağı bir ülke olacak. Türkiye’de büyümeye ve oyuncularımız için en iyi hizmeti sunmaya devam edeceğiz” dedi.

Yerli fintech iyzico, PayU tarafından satın alındı

Bugüne kadar 5 tur yatırım alarak Türkiye’de önemli işlere imza atan yerli fintech iyzico, global fintech şirket PayU tarafından satın alındı.

Barbaros Özbugutu ve Tahsin Işın tarafından 2013 yılında İstanbul’da kurulan iyzico‘nun Türkiye pazarında ödeme çözümlerinde çok başarılı işler yaptığını görüyoruz. Geçtiğimiz Ocak ayında iyzico’nun yeni ofisi iyziPark’ın ilk ofis turunu gerçekleştirmiştik. Şirketin vizyonu ve kültürü bizi oldukça etkilemişti. Ayrıca geçtiğimiz yıl Özbugutu ile şirketin hikayesini de konuşmuştuk.

PayU’nun da Türkiye’de henüz istediği noktaya gelemediği ve bu süreçte çok zorlandığını duyuyorduk. Satın alma bedelinin ise 165 milyon dolar olduğunu öğrendik.

Güncelleme: Haber doğrulandı: https://egirisim.com/2019/06/11/payu-yerli-fintech-iyzicoyu-165-milyon-dolara-satin-aldi/

Lime’dan sonra elektrikli scooter girişimi Flash’da mı Türkiye pazarına giriyor?

Sizlere bu ayın başında elektrikli scooter girişimi Lime’ın Türkiye pazarına girmek için çalışma başlattığına ve Linkedin üzerinden İstanbul operasyonu için iş ilanı açtığını ilk kez duyurmuştuk.

Şimdi ise 2018 yılında Berlin merkezli olarak kurulan ve yaklaşık 200 çalışanı olan elektrikli scooter girişimi Flash‘ın da Linkedin üzerinden İstanbul operasyonu için 1 hafta önce iş ilanı yayınladığını gördük.

Son zamanlarda exit eden girişimleri ve Türkiye pazarına giren girişimleri gördükçe, açıkçası umutlarımız artıyor.

Flash’la ilgili yeni gelişmeler aldıkça duyurmaya devam edeceğiz. Yukarıdaki bağlantıdan iş ilanının detaylarını da ayrıca inceleyebilirsiniz.

İki Türk girişimcinin San Francisco’da kurduğu Firefly, 30 milyon dolar yatırım aldı

Kaan Günay ve Onur Kardeşler tarafından 2018 yılında San Francisco’da kurulan Firefly, GV (eski adıyla Google Ventures) ve NFX‘ten liderliğinde 30 milyon dolar yatırım aldı.

Şu an için San Francisco ve Los Angeles’ta hizmet veren Firefly; Uber, lift, taksi vb. araçların üzerine reklam panosu koyup, aracın konumuna reklam reklam gösterimi yapan donanım ve yazılım odaklı bir B2B teknoloji girişimidir. Ayrıca bu reklam panolarının içerisinde bulunan sensörler aracılığıyla da araçlar şehirleri gezerken, şehirler hakkında veri topluyor. Alınan bu verileri, ihtiyacı olan startup’lara veya ilgili kurumlara sağlıyor.

İlk başlanan sensörler hava kirliliğini ölçüyordu. San Francisco, Los Angeles gibi yerlerde sokak sokak gezen araçlar, her sokaktaki karbondioksit oranını ölçüp bu verinin kullanılması için iş birliği içerisinde olduğu yerlere iletiyor.

Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su Kaan Günay: “Kısa zamanda ABD’nin en hızlı büyüyen akıllı medya platformuna dönüştük. Reklamcılık teknolojilerinin gelecek kuşağını temsil ediyoruz. İnovatif yazılımımızı New York’a taşıyacak olmanın heyecanını yaşıyoruz. Aralık 2018’de aldığımız yatırım sonrasında İstanbul’da ofis yatırımı yaparak 50 yazılımcıya istihdam yaratmıştık. Yatırımımız sürecek ve istihdam ettiğimiz yazılımcı sayısını kısa zamanda 100’e çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu. GV Genel Ortağı Adam Ghobarah ise “Firefly, önemli ölçekte yeni bir reklam formatı yaratıyor” dedi.

Hizmetleriyle ilgili gerçek bir örnek vermek gerekirse; Kaliforniya’daki son büyük yangından sonra, yetkililer gelip, sokaklardaki karbondioksit oranını ölçümlemelerini istemiş.

Firefly hizmetini araçlarına taktıran şoförler, bu hizmeti kullanmayanlara göre %10-15 ekstra gelir elde ediyormuş. Kısacası Firefly bu hizmet için araçlara kiralama bedeli ödüyor.

Alınan bu yatırım ile Firefly’ın New York’un geleneksel taksi pazarına girmesinde ve sarı kabinli reklamların dijital reklam panolarına dönüştürülmesinde kullanılacak. Yine aldığımız bilgide; yatırım turuna GV’nin katılması, Google’ın kaynaklarına erişmede kolaylık sağlayacağından, Google’ın reklam modelleri üzerinde kullanılması düşünülüyor.

Girişime aldığı yatırımla yeni sürecinde, gireceği yeni pazarlarda ve geliştireceği ürünlerde başarılar dileriz. Yeni bilgiler aldıkça paylaşmaya devam edeceğiz.

Yerli girişim Paraşüt’ün satın alınmasıyla ilgili detaylar

Küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansal operasyonlarını kolaylaştırmak amacıyla Sean Yu, Andaç Türkmen ve Fahri Özkaramanlı tarafından kurulan online ön muhasebe programı Paraşüt, Turkven ve Earlybird’ün danışmanlığını yaptığı fonların yatırımcısı olduğu ve içinde Mikro Yazılım ile Zirve Yazılım’ın yer aldığı DST Teknoloji Grubu tarafından satın alındığını dün sizinle ilk kez paylaşmıştık.

Bu kapsamda Paraşüt, aynı grup içerisinde bulunan Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım ile birlikte Türkiye’deki KOBİ’lere kuruldukları ilk günden globalleşme sürecine kadar her aşamada uçtan uca teknoloji çözümleri içeren ürün ve hizmetler sunabilecek.

Paraşüt, Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım aynı çatı altında; ama kendilerine ait farklı kurumsal kimlikleri, ürün ailesi ve iş modelleri ile yollarına devam edecekler. Öte yandan kendi alanlarında lider konumunda olan bu 3 firmanın buluşması inovasyon alanında da iş birliği yaparak, yeni ürün ve hizmetler sunacakları anlamına geliyor.

Paraşüt’ün yatırımcıları arasında; Revo Capital, DCP, 500 Startups ve Ribbit Capital bulunuyordu. İşlemlerin tamamlanması için Rekabet Kurumu’nun onayı bekleniyor.

Paraşüt Kurucu Ortağı ve CEO’su Sean Yu: “KOBİ’ler için dijitalleşmede yeni bir dönem başlıyor”

Paraşüt Kurucu Ortağı ve CEO’su Sean Yu konuyla ilgili açıklamasında; “Mikro ve Zirve’nin kendi alanlarındaki tecrübesini Paraşüt’ün dinamizmi ile birleştirerek, KOBİ’lere ön muhasebe ve e-servislerde bütüncül ve benzersiz teknoloji çözümleri sunacağız. Bulut teknolojisi ve hizmet olarak yazılım (SaaS) alanlarındaki tecrübemiz ve 11 bini aşkın müşterimiz ile Paraşüt’ün bu grup için yeni bir açılım yaratacağına inanıyoruz. Bu nedenle bu güç birliğini, Türkiye ekonomisinin kalbi KOBİ’lerin rekabet gücünü gerçek anlamda artıracak ve onları çok daha ileri bir konuma taşıyacak tarihi bir adım olarak görüyoruz. KOBİ’ler için dijitalleşmede yeni bir dönem başlıyor. Paraşüt olarak biz de önümüzdeki dönemde; iş ortaklarımız, çalışanlarımız ve müşterilerimiz ile birlikte büyümeye daha da güçlü bir şekilde devam edeceğiz” dedi.

Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı E. Göktekin Dinçerler: “KOBİ’lere rekabet güçlerini arttıracak yenilikçi ürün ve hizmetler sunacağız”

Paraşüt satın almasıyla birlikte üç öncü firmanın aynı çatı altında toplandığını vurgulayan Mikro Yazılım ve Zirve Yazılım Yönetim Kurulu Başkanı E. Göktekin Dinçerler, “Üç yenilikçi ve müşteri odaklı firmanın birlikte çalışmasıyla önümüzdeki dönemde Türkiye’de ilk olacak birçok yeniliği hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Tüm bu yenilikler KOBİ’lerimizin daha rekabetçi ve daha verimli çalışmalarına olanak sağlayacaktır. Bu süreçte eskiden olduğu gibi iş ortaklarımız ve müşterilerimizle yakın çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar: “Paraşüt Türkiye ve bölgede alanının önde gelen oyuncularından biri olacak”

Revo Capital Yönetici Ortağı Cenk Bayrakdar, “İlk B2B yatırımımız olan Paraşüt’ün portföy şirketlerimizden olmasından dolayı gurur duyuyoruz. Bütün Paraşüt ekibini gönülden kutluyorum. Paraşüt ile stratejik iş geliştirme, kurumsal işbirlikleri gibi birçok alanda çok yakın çalıştık. Bu başarının tesadüf olmayıp sonuna kadar hakedilmiş olduğunu biliyoruz. Kuruluşumuzda B2B alanını ana odak olarak belirleyen ilk fon olmuştuk. Bunun doğru bir tercih olduğunu aynı hafta içinde imzaladığımız iki satın alma ve yatırımlarımızın büyüme hızı göstermekte. Şu an kurmakta olduğumuz ikinci fonumuz ile uluslararası yatırımcılarla beraber bölgedeki yatırımlarımızı çoğaltmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

DCP Yönetici Ortağı Haluk Zontul ise şunları söyledi: “Paraşüt, Türkiye gibi dinamik bir ekonomide start-up’ların gerçekleştirebileceklerine ilham veren başarılı bir örnek. DCP olarak bu sıra dışı yolculuğun parçası olmaktan çok mutlu olduk. 2015 yılında kurulan fonumuzun ilk çıkışı olan Paraşüt’ün satın alınması, bizleri benzer başarı hikayeleri sağlayabilecek girişimlere yatırıma devam etmek konusunda cesaretlendiriyor. Kurmakta olduğumuz ve deep-tech yatırımları hedeflediğimiz fonumuz ile benzer başarı hikayelerinin artmasını amaçlıyoruz.”

2018 yılının En Başarılı 100 Startup’ı açıklandı

Türkiye Girişim Ekosistemi’nin önde gelen isimlerinin değerlendirilmesiyle oluşturulan listenin birincisi Insider, ikincisi Sinemia, üçüncüsü ise exit haberini duyurduğumuz Foriba oldu.

Ayrıca geçmiş yıllarda hangi startup’ın kaçıncı sırada yer aldığına bakmak için 2016 yılının listesine buradan, 2017 yılının listesine ise buradan erişebilirsiniz. Her yıl bir önceki yılın sonuçları açıklanıyor.

Her yıl düzenli olarak açıklanan En Başarılı 100 Startup listesinin 2018 sonuçları:

  1. Insider
  2. Sinemia
  3. Foriba
  4. Pisano
  5. Tarentum
  6. Fazla Gıda
  7. Iyzico
  8. Biolive
  9. Kolay İK
  10. Vispera
  11. Kimola
  12. V-Count
  13. Paraşüt
  14. BiTaksi
  15. Stratejik İşler
  16. Getir
  17. Mutlubiev
  18. Thread in Motion
  19. Buy Buddy
  20. Armut
  21. Osteoid Sağlık
  22. Denebunu
  23. TutumluAnne
  24. Proente
  25. Modanisa
  26. oBilet
  27. Vivense
  28. Nanortopedi
  29. Meditopia
  30. Vidyou
  31. Apsiyon
  32. English Ninjas
  33. Enwair
  34. Evreka
  35. OpsGenie
  36. Bir Bilene Sor
  37. Further Network
  38. Teleporter
  39. Zeplin
  40. Onedio
  41. Manibux
  42. Abone Sepeti
  43. Mage Tasarım
  44. Gram Games
  45. Bulutistan
  46. Volt Lines
  47. Neozeka
  48. Verisun
  49. App Samurai
  50. Seyisco
  51. Scorp App
  52. Octovan
  53. Bundle
  54. Pandora
  55. Peoplise
  56. Supplementler
  57. Moneymo
  58. Unite.ad
  59. Flank Esports
  60. FineDine
  61. BiSu
  62. Lojika TAG
  63. Falcon AI
  64. Modacruz
  65. Eyedius
  66. Cosa
  67. Rofoods
  68. Udentify
  69. Iconic
  70. Parkkolay
  71. ForFarming
  72. UserGuiding
  73. Faladdin
  74. Bilemezsin
  75. Lokalist
  76. Expertera
  77. RS Research
  78. AloTech
  79. SnapBuy
  80. Bead Teknoloji
  81. Optiyol
  82. KPay
  83. Blesh
  84. Sorun Kalmasın
  85. Smart Mimic
  86. Adgager
  87. InfoDif
  88. Paym.es
  89. Prisync
  90. Zebramo
  91. Segmentify
  92. Scoutium
  93. PlayZ
  94. Park Palet
  95. DigiForm
  96. Invidyo
  97. Otsimo
  98. Ulak
  99. Garaj Sepeti
  100. Dugun.com

WeWALK: Görme engelli bireyler için yerli ve akıllı baston

YGA (Young Guru Academy) ve Vestel mühendisleri tarafından tasarlanan dünyanın en akıllı bastonu WeWALK, engel algılama, telefon entegrasyonu gibi devrimsel özelliklere sahip WeWALK, Mayıs ayında görme engelli bireylerle buluştu.

Amerika’nın inovasyon alanındaki en prestijli ödüllerinden biri olan Edison Altın Ödülü’ne sahip olan WeWALK, estetik ve ergonomik tasarımıyla da öne çıkıyor. Google Haritalar ve Alexa sesli asistanla entegre çalışan akıllı baston WeWALK, birçok teknolojik yenilik sunuyor. USB girişinden şarj edilebilen batarya, engelleri algılayan ultrasonik sensor, titreşimli uyarı motorlarının yanında, dokunmatik yüzeyi ve bluetooth bağlantısı sayesinde görme engelli bireylerin telefonlarını ellerine almadan kullanabilmesini sağlıyor.

Ödüllü teknolojik tasarım: WeWALK

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 253 milyon görme engelli bulunuyor, geleneksel bastonlar görme engelli bireylerin günlük hayatta karşılaştığı birçok soruna artık cevap veremiyor. Akıllı teknolojiler, nesnelerin interneti gibi kavramların gündelik hayatta kapladıkları yer artmaya devam ederken, bu teknolojilerin cevap verdikleri ihtiyaçların alanı da genişliyor. YGA ve Vestel mühendislerinin geliştirdiği WeWALK, görme engellilerin günlük hayatta karşılaştıkları sorunlara çözüm yaratmak amacıyla geliştirilen bir ürün.

Amerika’nın inovasyon alanındaki en prestijli ödüllerinden olan 2018 Edison Altın Ödülü’ne sahip olan WeWALK, sahip olduğu birçok teknolojik özellikle dikkat çekiyor. WeWALK, Google Haritalar ve Alexa sesli asistanla uyumlu; engel algılama, akıllı telefon entegrasyonu ve açık kaynak platforma sahip yapısıyla gelişime açık bir ürün. Bluetooth ile cep telefonuna bağlanan ürün, touchpad üzerinden telefon kontrolü sağlayarak bir elin tamamen boşta kalmasına imkan veriyor. Bu sayede günlük hayatta görme engellilerin toplu taşıma araçlarına binerken, kalabalık bir caddede yürürken veya bir merdivende yaşadıkları denge problemlerini de en aza indirmiş oluyor.

WeWALK, göğüs ve baş hizasında kullanıcının önüne çıkabilecek engelleri ultrasonik sensörü ile algılayıp titreşim motorlarıyla kullanıcıyı uyarıyor. Kendine ait uygulamayla kolayca eşleştirilerek başta navigasyon gibi birçok işlemin telefon cepten çıkartılmadan WeWALK üzerinden gerçekleştirilebilmesini sağlıyor. Açık kaynak kodu sayesinde geliştiricilere açık bir platformda çalışan ürüne bu sayede yeni özellikler de eklenebiliyor. USB girişinden şarj edilebilen bataryaya sahip olan WeWALK, tüm el yapıları ve farklı tutuş şekillerine uyum sağlayan temiz ve doğal çizgiler sunan tasarımıyla dikkat çekiyor.

Huawei, haksız cezalandırma gerekçesiyle ABD’ye dava açıyor

ABD’li milletvekilleri geçen yaz HUAWEI‘yi hedef alan bir yargısız infaz yasası çıkardı. 2019 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, belirli HUAWEI ekipmanlarına geniş bir yasak koyuyor: Federal kurumlar bunları tedarik edemez, federal müteahhitler kullanamaz ve federal kredi ve hibe alıcıları, HUAWEI ekipmanlarını satın almak için devlet fonlarını kullanamaz.

Savunma sekreteri, “makul bir şekilde inanıyorsa”, Çin hükümetine ait olmaları, kontrol edilmeleri veya başka bir şekilde bağlı olmaları durumunda bu yargısız infaz diğer şirketler için de geçerli oluyor. Ancak bu ceza, doğrudan ve kalıcı olarak, temyiz veya itiraz hakkı olmadan yalnızca HUAWEI’ye uygulanıyor.

Dahası bu yargısız infaz, HUAWEI’ye suçlamaları reddetme, savunmasında delil sunma veya tarafsız hakemlerin gerçeği ortaya çıkartmak için diğer prosedürlerden faydalanma imkânını sağlamıyor. Aksine yasa, HUAWEI’i suçlu ilan ediyor ve HUAWEI’yi ABD pazarından çıkarmak amacıyla net kısıtlamalar getiriyor. Bu durum, ABD Anayasasının yasakladığı, “yasama organının yargılaması” dayatmasıdır.

Anayasal olsa bile bu durum, ulusal güvenliği geliştirmek ya da hükümet bilgi ağlarının güvenliğini güçlendirmek için çok az işe yarayacak. Bu yargısız infaz yasası, Çin bileşenlerini veya yazılımını kullanan ekipmanlardan kaynaklanan iddia edilen küresel tedarik zinciri risklerini ele almıyor; sadece HUAWEI’yi hedefliyor. Federal kurumların HUAWEI ekipmanını kullanmaya devam etmesini bile engellemiyor; yalnızca yeni alımları yasaklıyor. Ayrıca, Çin hükümetinin diğer büyük telekomünikasyon şirketleri ile ortak girişimleri tarafından üretilen ekipmanların kullanımına da herhangi bir kısıtlama getirmiyor.

2019 Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası, Amerika Birleşik Devletleri’nin teknolojik ve ekonomik çıkarlarını önemli biçimde baltalıyor. HUAWEI, 5G de dahil olmak üzere ağ anahtarlama ekipmanlarında dünyanın lider şirketi. HUAWEI’nin ABD’de ekipman satma kabiliyetinin kısıtlanması rekabeti azaltıyor, böylece HUAWEI’nin rakiplerinin iş yapmamayı tercih ettiği özellikle ABD’nin kırsal ve taşra bölgelerinde internet hizmetlerine erişim kısıtlanıyor.

Dünyanın dört bir yanındaki diğer hükümetler, HUAWEI’nin Çin hükümetinin bir aracı olmadığını, HUAWEI’nin siber güvenliği geliştirmek ve en iyi teknolojileri uygun fiyatlarla sağlamak için çalışmak istediğini biliyor. Bu diğer hükümetler, ABD’ye rağmen HUAWEI ile birlikte ilerliyorlar. Amerikan halkının en iyi umudu, ancak hukukun üstünlüğünün kabulüne dayanabilir.