Ana Sayfa Blog Sayfa 847

İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü üçüncü yılında başvuruları bekliyor

Kale Grubu’nun yeni nesil sosyal girişimcileri teşvik etmek amacıyla Ashoka Türkiye ortaklığında düzenlediği İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü için başvuru süreci başladı.

Ödül programına 29 Temmuz 2019’a kadar www.ibrahimbodurodulleri.com adresinden başvuru yapabilirsiniz.

Her kategorinin kazananı 50’şer bin TL nakit ödül alacak

Geçen sene olduğu gibi İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nün üçüncü yılında da programa üç kategoride başvurmak mümkün. Herhangi bir konu sınırlaması olmaksızın, Erken ve İleri aşamalarda tüm projeleri kapsamına alan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülleri, aynı zamanda İş Birliği Ödülü vererek alanında bir ilke imza atıyor. Her birinin ödül miktarı 50.000 TL olan kategorilerin içeriği ise şu şekilde:

Ödül Kategorileri

  • Erken Aşama: Belirli bir bölgede pilot uygulaması bulunan ve yarattığı sosyal etkinin yaygınlaşma potansiyeli bulunan sosyal girişimciler başvurabilir.
  • İleri Aşama: Geniş̧ bir bölgede uygulaması bulunan ve faaliyet gösterdiği alanda sosyal sorunun çözümü için geniş çaplı bir değer önerisi sunan sosyal girişimcilerin başvuruları bekleniyor.
  • İş Birliği Ödülü: Sosyal etkiyi artırmak amacıyla iki kurum arasında geliştirilen iş birliği projelerine ilişkin başvurular alınıyor.

16 Eylül’e kadar sürecek olan ön değerlendirme sürecini takiben 5 Erken Aşama, 3 İleri Aşama ve 3 İş Birliği Ödülü adayları jüri değerlendirmesine sunulacak. Jüri değerlendirme sürecinin 30 Kasım’da tamamlanmasının ardından, kazananlar 3 Aralık’ta düzenlenecek ödül gecesinde açıklanacak.

2018 yılı İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nün kazananları

İlk iki yılında Türkiye’nin dört bir yanından başvuru alarak birçok sosyal girişimciye ulaşan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Ödülü’nü geçen sene, Erken Aşama kategorisinde, sosyal medya ve diğer online araçları kullanarak işitme engelli ve sağır bireylere Türk İşaret Dili (TİD) destekli eğitim veren “Anlatan Eller” ile Pelin Baykan; İleri Aşama kategorisinde, bugüne kadar 250 bin öğrenciye 15 milyon TL burs dağıtılmasını sağlayan “E-Bursum” ile Mesut Keskin; İş Birliği kategorisinde, Türkiye’deki tüm balıkçı kooperatiflerini bir araya getiren ve tüm ortakları erkek olan Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği (Sür-Koop)’nin destek verdiği “Türkiye’nin Kadın Balıkçıları” projesi ile Huriye Göncüoğlu ve Ramazan Özkaya kazandı.

Seyahat edenleri ve şehirde yaşayanları hedefleyen Urbansurf, Urbaner özelliğini yayına aldı

Sosyalleşirken kişisel ilişkiler kurmaya hak ettiği değeri veren bir mobil uygulama hedefiyle olan 2016 yılında kurulan Urbansurf yeni güncellemeleriyle kapsama alanını arttırmaya hazır görünüyor.

İnsanların belli konseptlerle bir araya gelerek sosyalleşmesini sağlayan Urbansurf, yeni özelliği Urbaner ile yereli iyi bilenleri yeni gelenlerle buluşturuyor. Yeni bir şehirde ilk görülecek yerlerin ötesinde bir deneyim için kişisel tavsiye almak isteyenler, iOS ve Android uyumlu uygulamayı indirerek civardaki Urbaner’larla bir araya gelebilir.

Kendisi de bir gezgin olan Serkan Pulat’ın şahsi deneyimine, tanıştığı diğer gezginlerin ihtiyaçlarını katarak geliştirdiği fikir; bugüne kadar dünyanın pek çok yerinden gezgini buluşturmayı başardı. İletişimi maksimuma taşıyan buluşmalar için bir sosyalleşme ağı görevi üstlenen Urbansurf, bugün yaklaşık 7000 kullanıcı ile yoluna devam ediyor.

Serkan Pulat, Urbaner özelliğini şöyle anlatıyor: “Yeni eklediğimiz Urbaner özelliğini yaşadığı şehirde doğmuş ya da daha sonra bu deneyimi kazanmış kişilerin şehre bir nevi elçilik etmeleri için oluşturduk. Şehir elçileriyle yani Urbaner’larla doğru buluşmanın sağlanması için 200 den fazla etiket kullanıyoruz. Böylece kişilerin doğru Urbaner’la buluşması kolaylaşacak. Urbansurf olarak hedefimizde dünyanın her yerinde güvenle ve hızlıca insanları ilgi alanlarına göre bir araya getirmek var.”

Milyonlarca insanın ziyaret ettiği yerlerdense gerçek anlamda yeni yerler keşfetmek ve ilgi alanlarını paylaşan insanlarla tanışmak isteyenleri hedefleyen uygulama, dünyanın her yerinde aktif olarak kullanılabilir. Kullanıcılar istedikleri yerde aktivite oluşturabilir ve diğer kullanıcıların oluşturduğu aktivitelere katılabilir.

Profil fotoğrafında kullanıcının yüzünün tamamen görünür olmasıyla daha güvenilir bir ortam yaratmayı hedefleyen Urbansurf, kullanıcıların birbirine referans vermesini ve Instagram hesaplarını profillerine eklemesini sağlayarak güvenilirliği arttırıyor.

Urbansurf nasıl ortaya çıktı?

Dünyanın en bilinen fikirlerinin kuluçka dönemine tanık olan Silikon Vadisi, Urbansurf için de bir dönüm noktası oldu. Serkan, San Francisco’da bulunduğu süreyi dilini geliştirmenin yanı sıra gezgin olma deneyiminden gelen bu harika fikri de geliştirerek geri döndü.

Bu fikir ve bilgiler, İTÜ Çekirdek Girişimi desteği ve dünyanın farklı yerlerinde yaşayan ve uzaktan çalışan 10 kişilik ekibin katkılarıyla yaklaşık bir yılda Urbansurf’ın ortaya çıkmasını sağladı. 2018 yılında kullanıcı ihtiyaçlarından yola çıkarak pivot etti ve son olarak Urbaner özelliğiyle güçlendi. Bugüne kadar İTÜ Çekirdek, StartupIstanbul, Etohum 2017, StartupTurkey ve UberPitch etkinliklerine resmi olarak davet edildi.

Growth Circuit’in 2019 yılı üçüncü dönemine kabul ettiği 7 girişim

Global odaklı girişim hızlandırma programı Growth Circuit‘in 2019 yılı üçüncü dönemine kabul ettiği 7 girişim açıklandı. Bu girişimleri Amerika’da iyi bir mentorluk süreci bekliyor.

Girişimlerle ilgili detaylı bilgiler aldıkça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

  • HolderTrip
  • Printlee
  • Ollang
  • Bluedot
  • Albert Health
  • Tuvis
  • Lmwatt

83 ülkede faaliyet gösteren pazarlama ajansı Ogilvy, Wanda Digital’i satın aldı

Markalarını yeni ekonominin gereklerine göre dönüştürebilmek için geçtiğimiz yıl Ogilvy ağının 83 ülkedeki 132 ofisi ile eş zamanlı olarak “Next Chapter-Yeni Dönem”e taşıyan Ogilvy İstanbul şimdi de Wanda Digital’i satın aldı.

Tüketicilerin ihtiyaç ve beklentilerinin sürekli değiştiği; markaların hedef kitleleriyle kurdukları bağı daha da güçlendirmeyi amaçladığı pazarlama dünyası, gelişen teknoloji ve dijitalleşme ile çeşitlenen ve sayıları giderek artan mecralardan daha da etkin yararlanmak üzere entegre iletişim çözümlerine ihtiyaç duyuyor. Ogilvy İstanbul, Wanda Digital’i bünyesine katarak, müşterilerine bütünleşik, daha da zenginleşmiş bir marka deneyimi yaratmak üzere gücüne güç katıyor.

“Müşteri Etkileşimi ve Satış” ile ölçülebilir iş sonuçları

Müşterileri için yenilikçi, yaratıcı, ölçeklendirilebilir ve sürdürülebilir marka deneyimleri tasarlamayı hedefleyen Ogilvy İstanbul, Wanda Digital’in ajans bünyesine katılmasıyla, Ogilvy Global’in gelişmiş pazarlardaki en etkin yetkinlik alanlarından “Müşteri Etkileşimi ve Satış” (Customer Engagement and Commerce) hizmetini de Türkiye’ye getiriyor. Markaların kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi inşa etmelerine destek sağlayan bu alan, yaratıcılık ile teknoloji ve verinin harmanlandığı, tüm kanallar üzerinden satış üzerinde ölçülebilir sonuçlara ulaşmak için birebir ilişkiler yaratmayı amaçlayan faaliyetleri içeriyor. Yeni dönemde, Ogilvy İstanbul’un iletişim çözüm ortağı olduğu markaların iş sonuçlarına ölçülebilir bir değer daha eklemek üzere Burçak Günsev, Müşteri Etkileşimi ve Satış yetkinlik alanını yönetecek. Burak Günsev ise “Teknoloji ve İnovasyondan Sorumlu Yönetici” olarak hem Ogilvy İstanbul’un hem de müşterilerinin en yeni trend ve teknolojik gelişmelerle uyumlu bir şekilde yenilenmesini sağlayacak.

İkiler: “Ajansların öncü yetenekleri daha etkili çözümler sunmak için sinerji yaratacak”
Ogilvy Global’in de bağlı olduğu dünyanın en büyük reklam ve iletişim holdinglerinden WPP’nin Türkiye Ülke Başkanı Demet İkiler, WPP’nin yeni stratejisi doğrultusunda önceliklerinin sayıca daha az ancak verdiği hizmetler itibarıyla daha kapsayıcı ve daha güçlü yapılar kurmak olduğunu belirterek, “Üstelik bu hizmete müşterilerimiz tarafından kolayca erişilebiliyor olması lazım. Wanda’nın Ogilvy İstanbul bünyesine katılması WPP’nin yeni vizyonu doğrultusunda atılmış çok önemli bir lokal adım. Böylelikle ‘reklam-pazarlama ve dijital’ üçlüsü birleştiriliyor. Bu birleşme ile ajansların öncü yetenekleri daha etkili çözümler sunmak için ‘sinerji’ yaratacak. Oluşacak sinerji modern tüketiciye avantajlı fırsatlar yaratarak, markaların değerini artıracak” dedi.

Çubukçu: Çağımız “müşteri çağı”

Dijitalleşmenin yükselmesiyle birlikte artan şeffaflığın markaların hedef kitlelerine daha fazla seçenek, daha fazla bilgi ve daha fazla güç verdiğini belirten Ogilvy İstanbul CEO’su Emine Çubukçu, “müşteri çağı” olarak tanımlanan bu dönemde markalar için hedef kitlesinin nabzını tutmak ve bu ritme göre çözümler üretmenin daha da önem kazandığını vurguladı. Çubukçu, “Bileşenleri her gün değişen bir ekosistem ile karşı karşıyayız. Bizim de markaların hedef kitleleriyle her temas noktasında deneyimi zenginleştirecek bir iletişim yaklaşımıyla iş ortaklarımıza hizmet sunacağımız bir yapıya evrilmemiz ve bu yapıyı her geçen gün daha da güçlendirmemiz gerekiyor,” dedi.
Emine Çubukçu, teknoloji ve dijitalleşmenin sadece yeni ekonomiyi değil, aynı zamanda yaratıcı endüstrilerde değer yaratma süreçlerini de yeniden biçimlendirdiğini; gücünü yenilikçilik ve yaratıcılıktan alan markalar ve ajanslar için her dönemde büyük fırsatlar bulunduğunu belirtti. Çubukçu, “Yenilikçi, yaratıcı ve başarılı pek çok işiyle kendini kanıtlamış Wanda Digital’in Ogilvy İstanbul’un parçası olmasıyla, yeni ekonominin iletişim dünyasına sunduğu fırsatları önümüzdeki dönemde daha da verimli bir şekilde markalarımıza taşıyacağız.” şeklinde konuştu.

Sabancı Vakfı’nın 1.4 milyon TL hibe vereceği 8 sivil toplum kuruluşu belli oldu

Sabancı Vakfı’nın çağrısı üzerine başvuru yaparak bu yıl Hibe Programları kapsamında destek almaya hak kazanan sivil toplum kuruluşları belli oldu. Kadın, genç ve engelli bireylerin sorunlarına çözüm üreten sivil toplum kuruluşlarını destekleyen Sabancı Vakfı, bu yıl 8 projeye toplam 1.4 milyon TL hibe verecek.

Sabancı Vakfı Hibe Programları kapsamında destek alan projeler ile kadınların toplumsal ve ekonomik hayatta güçlenmesi, gençlerin desteklenmesi, ve engellilere yönelik eşitsizliklerin ortadan kaldırılması hedefleniyor.

Hibe desteği almaya hak kazanan sivil toplum kuruluşları ve projeleri:

Genç İşi Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Eğitim Kooperatifi’nin “Güçlü Kadın Güçlü Kooperatif” projesi ile kendi ekonomisini yaratmak ve dayanışmak için bir araya gelen kadınların kurdukları kooperatiflerin kapasitelerinin artırılması amaçlanıyor. Proje, Antalya, Hatay, İstanbul, Karabük ve Konya illerinde hayata geçirilecek.

Madenci Kadınlar Dayanışma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği’nin “Kadınlar Işığıyla Madeni Aydınlatıyor” projesi ile Eskişehir’de madencilik gibi erkek egemen sektörlerdeki kadın çalışanlar hakkında farkındalığın artırılması, ihtiyaç ve sorunların toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımıyla ele alınması amaçlanıyor. Proje kapsamında, dernek üyesi madenci kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği, haklar ve meslek hastalıkları konularında eğitim almaları planlanıyor.

Yüksekova Kadınları Toplumsal Destekleme ve Kültür Derneği’nin, “Yüksekova’da Kadın Olmak” projesi ile Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde dernek çalışanı genç kadınların toplumsal cinsiyet açısından güçlenmesi, bölgede bilinirliğin artması ve hedef kitlenin ihtiyaçlarına yönelik strateji geliştirilmesi hedefleniyor.

Nirengi Derneği’nin, “Çok Geç Olmadan İstanbul!” projesi ile ergen istismarı, akran zorbalığı ve flört şiddetine karşı etkin bir önleme ve/veya müdahale mekanizmasının Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde sürdürülebilir bir yapıya kavuşması amaçlanıyor. İstanbul’da gerçekleştirilecek proje kapsamında öğretmenlere bu konularda eğitimler verilecek.

Toy Gençlik Derneği’nin, “Gençlik Çalışmaları Akademisi” projesi ile gençlik alanında çalışmak isteyen gençlerin; bütüncül bir eğitim ve mentorluk ile desteklenmelerihedefleniyor. Projenin Türkiye genelinde hayata geçirilmesi amaçlanıyor.

Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nin, “Görme Engelli Öğrenciler için Engelsiz Fen Öğretimi” projesi ile görme engelli öğrencilerin fen derslerinde etkili kazanımlar elde edebilmeleri için gereken yenilikçi metot ve materyallerin geliştirilmesi amaçlanıyor.

Türkiye İşitme Engelliler Derneği’nin, “Türk İşaret Dili Kullanan Sağır Çocuklar İçin İkidilli Okuma Gelişimi Uygulamaları” projesi ile 4 yaş üstü sağır çocukların ikidilli, etkileşimli, elektronik öykü kitabı uygulaması ile desteklenmesi, okuma becerilerinin, dil ve bilişsel gelişmelerinin yaşıtları olan duyan çocuklarla aynı düzeye erişmesi amaçlanıyor.

Alerji ile Yaşam Derneği’nin, “Alerji ile Yaşam Akademisi” projesi ile alerjik hastalıkların erken teşhisi, tedavinin kolaylaştırılması, uzun vadede alerjik çocukların sağlık, eğitim ve sosyal alanda karşılaştıkları sorunların çözümü için alerji konusunda farkındalığın artırılması ve ailelere doğru kaynakların sunulması amaçlanıyor.

Sabancı Vakfı’nın Hibe Programlarına bu yıl 59 ilden 256 proje başvurdu. Hibe Programı kapsamında “Kaliteli Eğitimin Desteklenmesi”, “Eğitime Erişimin ve Devamın Sağlanması” ve “Hak Temelli Yaygın Eğitim Çalışmalarının Desteklenmesi” alanlarında kadın, genç ve engelli bireylerin sorunlarına çözüm üreten projelere 50 bin TL ile 200 bin TL arasında destek sağlanıyor. Destek verilecek projeler, sivil toplum alanında deneyimli kişilerden oluşan bağımsız Değerlendirme Kurulu’nun önerisi üzerine Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti’nin yaptığı değerlendirmeyle belirlendi.

SalonAppy markasıyla yurt dışına açılan Kolay Randevu, 100 bin Euro yatırım aldı

Daha önce 2016’da Türkiye’de Altay Tınar ve Ömer Erkmen öncülüğünde BIC Angels’tan aldığı melek yatırımla ve 2017’de Çek Cumhuriyeti’nden Enern ve Miton ile Polonya’dan Protos’tan aldığı VC yatırımıyla adından söz ettiren Kolay Randevu, Türkiye’deki başarısını yurt dışına da taşımak adına, mevcut yatırımcılarından aldığı 100 bin Euro ek yatırımla SalonAppy ismiyle markalaşarak yurt dışına açıldı.

Türkiye’de güzellik işletmeleriyle müşterileri buluşturan bir pazaryeri olarak hizmet vermenin yanında, güzellik işletmelerinin salonlarını A’dan Z’ye yönetmelerine yardımcı olan bir SaaS yazılım çözümü sunan Kolay Randevu, globalde SaaS-enabled-marketplace olarak bilinen bu iş modeliyle Türkiye güzellik sektöründe gerek son kullanıcılar, gerekse işletme sahipleri tarafından aradan geçen 4 yılda çok sevilen bir marka haline geldi. Son geldiği noktada Türkiye’de aylık 150 binin üzerinde randevunun girildiği platform, Türkiye’nin 43 şehrinde faaliyet gösteriyor.

Kolay Randevu, Türkiye’deki güzellik işletmelerinin ihtiyaçlarına yönelik mobil öncelikli olarak geliştirdiği SaaS ürününün globaldeki rakiplerinin ürünleriyle rekabet edebilir olgunluğa erişmesinin ardından ismini SalonAppy olarak değiştirerek, pazar yerinden bağımsız, kendi başına hizmet verebilir hale getirdi ve 19 dilde çevirilerini ekleyerek tüm dünyadaki güzellik işletmelerinin kullanımına açtı.

Mobil öncelikli ve geniş coğrafik yayılımlı stratejisiyle rakiplerinden farklılaşarak hızlı büyüme gösteren SalonAppy, kısa sürede Türkiye dışında 26 ülkede 200’ü aşkın aktif kullanıcıya ulaştı. Yurtdışı gelirlerinin çok büyük kısmını Play Store ve App Store in-app-subscription’larından elde eden SalonAppy, büyümesini ağırlıklı olarak İspanyolca dilinde ve Latin Amerika ülkelerinden sağlamakta. Kullanıcılarının mobil uygulama marketlerinde 5 üzerinden 4.6 gibi yüksek bir puanla değerlendirdiği SalonAppy uygulamalarına son durumda Türkiye dışından aylık 10.000’in üzerinde randevu girilmekte.

Turkcell’in yerli dijital servisleri dünyaya ulaşıyor

Turkcell, bugün İstanbul’da Türkiye’de geliştirdiği BiP, Fizy, TV+ ve Yaani gibi dijital servislerinin Türkiye’de ve dünyada gösterdiği başarıyı vurgulayan bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Dijital sevislerini “Türkiye’nin Uygulamaları” çatısı altında toplama kararı alan Turkcell, aynı zamanda Türkiye’de geliştirilen yazılımların değerine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Dijital dünyanın verileri petrol kadar önemli

Türkiye’nin Uygulamaları çatısı altında toplanan Turkcell’in vurgu yaptığı en önemli konulardan biri de verilerin güvenliği oldu. Ülkelerin verilerinin farklı ülkelerde tutulmasının bir dezavantaj olduğunu belirten Turkcell, günümüzde verinin petrol kadar önemli olduğunu belirterek Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalmasının taşıdığı değeri vurguladı. Turkcell, kendi dijital servislerinin verilerini Türkiye’de barındırarak Türkiye’nin verisine sahip çıkıyor.

Turkcell’in dijital servisleri farklı özelliklerle kullanıcıları cezbediyor

Aynı zamanda basın toplantısında Turkcell’in uluslararası muadillerine rakip olarak duyurduğu dijital servislerinin sunduğu ek özelliklere vurgu yapan Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ataç Tansuğ, “Kullanıcılara daha iyi bir deneyim sunmak amacıyla Dergilik uygulaması geliştirilmeye devam ediyor. Önümüzdeki dönemde Dergilik uygulaması içinde sesli kitap ve e-kitap özelliklerinin yer almasını planlıyoruz. Müzik platformu fizy; dünyada gittikçe daha çok ilgi gören yaygınlaşmaya başlayan podcast’lere yer verecek. Yaani’nin bir sonraki yeniliği ise YaaniMail, ardından da YaaniAsistan gelecek. TV+ ise yıl sonuna kadar kullanıcılarına farklı dil ve operatör seçenekleri sağlayacak.” dedi.

Turkcell dijital servislerle istihdam yaratıyor ve ihracat sağlıyor

Turkcell’in Türkiye’nin Uygulamaları çatısı altında topladığı dijital servislerin sağladığı istihdama da dikkat çeken şirket, uygulamaların ihracatına da vurgu yaptı. Digicell ile yapılan ortaklıkla birlikte Türkiye’de geliştirilen Turkcell’in dijital servisleri dünyanın yüzlerce ülkesinde aktif bir şekilde kullanılabiliyor. Bu uygulamalar Türkiye’nin yazılım ihracatına da büyük katkı sağlıyor.

Turkcell servislerinin dünyanın birçok ülkesinde kullanılmasına ilişkin açıklama yapan Ataç Tansuğ, “Bu ürünlerin vergilendirilmesi ve ülke ekonomisine doğrudan katkısıyla birlikte istihdamı artırdıklarının altını çizen Tansuğ, dijital servislerle ilgili rakamlar paylaşarak “Şu ana kadar toplam uygulama indirme sayımız 200 milyona yaklaştı. İletişim ve yaşam platformumuz BiP şu anda Türkiye’nin en çok indirilen yerli uygulaması oldu. 38 milyondan fazla indirildi ve 192 ülkede kullanıcısı var. Günlük 450 milyon mesaj gönderimi gerçekleşiyor, Antarktika’da bile BiP kullanıcımız var. Bireysel bulut platformumuz lifebox’ta toplam depolanan dosya sayısı 8 milyon akıllı telefonun hafızasını dolduracak büyüklüğe erişti. Müzik platformumuz fizy’de yıllık şarkı dinleme sayısı 3 milyar, Dergilik’te bugüne kadar indirilen yayın sayısı 211 milyon, TV+’ta günlük mobil TV izleme süresi de 85 dakikaya ulaştı. En fazla 4K kanal bugün TV+’ta. Arama motorumuz Yaani’nin indirilme sayısı 9 milyona ulaştı. Tüm dijital servislerimizle milyonlarca kullanıcının hayatına dokunuyoruz. Kullanıcılarımızın gününün 24 saatini yani 1440 dakikasını dolduracak servislerle varız.” ifadelerini kullandı.

Turkcell’in tüm dijital servislerine www.turkiyeninuygulamalari.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Muhasebecisi tarafından fikri kopyalanan Türk girişimciler konuyu yargıya taşıyor

İTÜ Çekirdek’in mezun girişimlerinden Rimuut‘un kurucu ortağı Esen Bulut ile iletişime geçerek, Estonya merkezli girişimleri Rimuut’un; yine Estonya’da girişimin tüm muhasebesini, operasyonlarını yürüten ve tüm hesaplarına da erişim yetkisi olan LeapIN isimli şirket ile yaşadığı sorunla ilgili bilgi aldık.

Esen’den aldığımız bilgiye göre LeapIN, tüm bilgilerine erişim izni olduğu Türk girişim Rimuut ile bir anda ilişiğini kesiyor ve Xolo isimli Rimuut’un birebir aynısı ürünü çıkarıyor. Ayrıca erişim yetkisinden ötürü tüm müşteri veritabanını kopyalama ihtimallerinin bulunduğunu ve tüm mahrem bilgileri de sahip olduklarını söylüyor.

Esen, sesini daha fazla duyurmak için “BIGGEST TECH SCANDAL OF 2019” başlığı ile İngilizce olarak LinkedIn‘de de paylaştı. Avukatlar ile görüşmesi süren Rimuut, yakında Estonya‘da yargıya gidiyor.

Esen Bulut’un açıklaması:

“Nisan 2017’de, iş modelimizi LeapIN’e (e-residency başvurusu sonrası şirket kurmanıza yardımcı olan bir servis sağlayıcı) tanıttık ve onları Rimuut’u bir müşteri olarak almaya ikna ettik. Şirketimizi onlar aracılığıyla kurduk ve 2 yıldan fazla bir süredir de muhasebe ve bürokrası ile ilgili hizmetler aldık. Tabii bu arada iş modelimiz, müşterilerimiz, bizimle çalışan freelancerlar, ödeme sağlayıcılarımız ve finansallarımızla, yani yenilikçi ve eşsiz iş modelimizle ilgili tüm hassas bilgilerimizi paylaştık işlerini yapabilmeleri adına.

Bir anda Haziranın sonuna doğru LeapIN artık bize hizmet veremeyeceğini belirterek bizi çeşitli sebeplerle başka bir hizmet sağlayıcıya geçmeye zorladı. 15 Temmuz’da, “yeni” ürünleri olan Xolo’nun lansmanını duyurdukları e-posta bize ulaştığında şoka uğradık çünkü Xolo, Rimuut‘un “bire bir” kopyalanmış haliydi.

XOLO
XOLO

LeapIN, Rimuut’un ürününün kopyasını çıkarmak için ivedi bir şekilde Rimuut ile bağları kesmek zorunda olduklarını biliyorlardı diye düşünüyoruz, zira bu düşünce bizi apar topar göndermelerini açıklıyor. LeapIN, Rimuut’un iş modelini arka planda tüm hassas bilgileriyle birlikte kopyalarken Rimuut’a hizmet veriyordu.

Bir müşteri ile bir servis sağlayıcı arasındaki ilişkinin özel doğası düşünüldüğünde, LeapIN’in müşterisinin iş modelini kopyalayarak yaptığı şey, kendilerine muhasebemizi yapsınlar diye verdiğimiz şirket bilgilerini kullanarak haksız rekabet amaçlı bilgi hırsızlığı ve güven açısından büyük bir ihlaldir.

Muhasebe ve tüm evrak hizmetlerimizi yöneten servis sağlayıcısı olarak, LeapIN, iş modelimizi hiçbir şekilde kopyalamaması gereken, güveni kötüye kullanmaması ve hizmet sözleşmelerini ihlal etmemesi gereken, Rimuut’un iş modelini birebir almaması gereken Dünya üzerindeki tek şirket.

LeapIN, bu modelin çalıştığını doğrulamak adına finansal kaynaklarımıza ve yine gizli veri olan, sürekli artan kullanıcı sayılarına bakmış olmalı ki bu modeli hızla kopyalayarak yatırım alma noktasına kadar getirmiştir. Hassas verilerimize bu şekilde erişip kopyalaması, LeapIN’in haksız rekabet avantajı elde etmesine olanak sağlayacak seviyededir.

Daha da kötü olan şey ise, ürünü bu iş modeline katılan ilk şirketmiş gibi duyurmalarıdır.

Bir servis sağlayıcı, müşterisinin sıfırdan oluşturduğu iş modelini kopyalarsa, bunun yasal bir karşılığı ve cezai yaptırımı olması gerekir. Bu korkunç eylemi çevrimiçi ve çevrimdışı platformlarda yayınlamaktan kaçınmayacağız ve herkesin, Leapin’in hizmetlerini sunarken müşterisinin iş modelini nasıl kopyaladığını öğrenmesi için elimizden geleni yapacağız.

Bu aynı zamanda, Estonya’nın e-Residency programının meşruiyeti ve güvenilirliğine de gölge düşürmektedir; zira internet sitelerinde sundukları hizmet sağlayıcılarından biri, bir e-resident şirket sahibinin iş modelini kopyalamıştır. LeapIN bu ticari casusluk derecesindeki suçlarından bir şekilde kurtulursa, bu programa girmeyi düşünenler için birçok güven bazlı soru ortaya çıkacaktır; fikirlerinin kopyalanmayacağının garantisi yoktur.

Rimuut ekibi olarak e-residency programı üst düzey yöneticilerini çoktan bilgilendirdik ve onlara LeapIN’in yaptığı bu durumu ayrıntılı olarak anlattık.

Ayrıca Xolo’ya 7 milyon dolar yatırım yapan son VC’lerle de bu olay hakkında onları uyarmak ve daha da önemlisi fonlarının adının bu tatsız durumla anılmaması için yapacaklarını öğrenmek adına bağlantıya geçtik.

Estonya’da konunun yargıya intikal etmesi için gereken adımları attık. Bununla beraber ilerleyen günlerde kamu görevlileri ve e-Residency programı yöneticileri ile de konuyla ilgili aksiyon almaları konusunda istişare edeceğiz.” Esen Bulut, Rimuut Kurucu Ortağı

Fikirlerimiz, hizmet verenlere karşı ne kadar güvende?

egirişim olarak şu açıklamayı yapmak isteriz ki, bir ürünün kopyalanabilir olmasının yanı sıra, doğrudan şirket bilgilerine erişebilen bir kurumun, önce ilişiğini kesmesi ve sonrasında kısa sürede aynı ürünü çıkarması, girişimlerin fikirlerini mahrem bilgilerine erişebilen bir kuruma karşı koruması noktasında akıllarda ciddi bir soru işareti doğuruyor.

Elbette rakipleriniz çıkabilir ve ürününüzü “eğer patentli bir model” değil ise daha iyi yapabiliyorlarsa da kopyalayabilir, başarılı veya başarısız olur, (Bugüne kadar Yemeksepeti denendiği gibi) ancak bir şirketin tüm mahrem bilgilerine ve veritabanına erişebilen bir hizmet verenin; müşterisinin ürününün aynısını çıkarması önemli sorunları da beraberinde getiriyor.

Konuyu yakından takip ediyoruz, yeni gelişmeleri paylaşacağız.

Netaş’ın ana hissedarı ZTE, Avrupa’nın ilk 5G bankacılık uygulamasını başlattı

Netaş’ın ana hissedarı dünya telekomünikasyon teknolojileri devi ZTE, Avrupa’da bankacılık sektörünü 5G’ye taşıyacak ilk adımı attı. Telefonica ve Bank of Santander işbirliği ile Avrupa’nın ilk 5G bankacılık uygulamalarını pilot olarak başlattı.

Netaş’ın ana hissedarı, yeni nesil telekomünikasyon teknolojilerinde dünyaya liderlik eden şirketlerden ZTE, Telefonica ve Bank of Santander işbirliği ile Avrupa’nın ilk 5G bankacılık hizmetlerini sunacaklarını açıkladı. İspanya Madrid yakınlarındaki Alcobendas şehrinde iki şubede müşteriler, 5G’yi deneyimleme fırsatı yakalayacak. Sözkonusu proje tüm bankacılık sektörü için örnek uygulama olacak.

Netaş CEO’su C. Müjdat Altay; “Ana hissedarımız ZTE, dünyada yeni nesil telekomünikasyon teknolojilerine yön veren şirketlerin başında geliyor. Dünyada en fazla 5G standart esasların patentine sahip olan teknoloji şirketlerinden. ZTE’nin teknoloji dünyasını şekillendiren yeni nesil teknolojilerdeki bu gücünü, Netaş’ın telekom sektöründeki 52 yıllık bilgi birikimi ve ArGe deneyimiyle birleştirerek ülkemize kazandıracağız” diye konuştu.

Zuuks Games’in otobüs simülasyon oyunu 10 milyon kullanıcı tarafından indirildi

Yerli mobil oyun üreticisi Zuuks Games tarafından Haziran’da yayınlanan “Bus Simulator: Ultimate” isimli mobil oyun, kısa sürede dünya genelinde 10 milyon kullanıcı tarafından indirildi.

Bus Simulator: Ultimate

Şehirlerarası otobüs simülasyon oyunu “Bus Simulator: Ultimate”, Türkiye’de en popüler oyunlar listesinde App Store’da birinci sırada görünürken, Google Play’de ise ikinci sırada kendini gösterdi. 15 farklı dil seçeceğine sahip olan ve birçok ülkenin güncel indirme sıralamasında ilk 20 arasında yer alan oyun, dünyaca ünlü birçok oyundan çok daha kısa sürede bu rakamlara ulaştı.

Otobüs sürüş simülasyonu olarak kurgulanan “Bus Simulator: Ultimate” oyunu gerçek bir otobüs şirketi yönetir gibi pek çok detayı içinde barındırıyor. İkram servisinden, radyo ve mola zamanına kadar her şey en ince ayrıntısına kadar oyunda yer alıyor. Tek bir otobüsle başlanan oyunda zamanla kendi filonuzu ve otobüs şirketinizi kurabiliyorsunuz. Türkiye, Avrupa ülkeleri, ABD ve Brezilya gibi birçok ülke haritasında yolculuk yapmaya imkan sağlayan ve Türkçe seslendirme özelliğine de sahip olan “Bus Simulator: Ultimate”, yakın zamanda PC versiyonuyla da oyunseverlerin karşısına çıkacak.

Aylık 60 milyon aktif kullanıcı

Zuuks Games, Türkiye’de mobil oyunları en çok yüklenen geliştirici şirketleri arasında yer alıyor. 2014 yılında kurulan şirketin ilk oyunu City Driving 50 milyondan fazla kullanıcı tarafından indirildi. Yayında 30’dan fazla oyunu olan Zuuks Games, toplamda 200 milyondan fazla yüklenme sayısına ulaşmış durumda. Zuuks Games’in aylık 60 milyon aktif kullanıcı sayısı bulunuyor. Kullanıcılarının %25’i Türkiye’den, %25’i Almanya’dan, geriye kalan %50’si ise dünyanın farklı bölgelerindeki oyunseverlerden oluşuyor.