Ana Sayfa Blog Sayfa 818

Huawei Mate 30 ailesi 19 Eylül’de tanıtılacak

Son dönemlerde Amerika Birleşik Devletleri’nin uyguladığı ticari ambargo haberleriyle gündemden düşmeyen teknoloji devi Huawei‘nin yeni akıllı telefonları Mate 30 ailesinin tanıtım tarihi belli oldu. Huawei’nin yeni amiral gemisi modelleri Huawei Mate 30 ve Huawei Mate 30 Pro, 19 Eylül 2019 tarihinde Münih‘te gerçekleştirilecek uluslarası basın lansmanıyla duyurulacak.

Mate ailesinin yeni üyelerine sahne olacak lansman ‘Olasılıkları yeniden düşün’ mottosuyla gerçekleşecek.

Mate 30 ailesinde Google servisleri olmayacak

Huawei Mate 30 modelleri Amerika Birleşik Devletleri’nin ambargo kararından sonra Google servislerinin olmayacağı ilk cihazlar olarak karşımıza çıkıyor. Şu ana kadar görünen o ki, aksi gerçekleşmezse Huawei Mate 30 ve Huawei Mate 30 Pro modellerinde Google Play Store başta olmak üzere birçok uygulaması yer almayacak. Kullanıcılar, uygulamalarını Huawei App Gallery isimli uygulama mağazası üzerinden edinecek.

İlginizi Çekebilir: Huawei’nin yeni işletim sistemi HarmonyOS nedir?

Google servisleri yüklü olmasa da telefonun ticari olmayan tüm geliştiricilere açık kaynak Android sürümüyle birlikte geleceği tahmin ediliyor. Huawei’nin kendi geliştirdiği HarmonyOS işletim sistemine sahip Mate 30 modellerinin ise ilk kez Çin’de kullanıma sunulacağı ihtimali üzerinde duruluyor.

Huawei’nin merakla beklenen yeni telefonlarıyla ilgili detayları resmi lansmanın hemen ardından egirişim’de sizlerle paylaşacağız.

Peak’in geliştirdiği mobil oyun Toon Blast, Japonya pazarında en çok indirilen oyun oldu

Mobil uygulama pazarının dünyadaki en büyük oyuncuları arasında bulunan Peak, büyüklüğü 100 milyar doları aşan pazardaki başarılarına bir yenisini daha ekledi. Şirketin imzasını taşıyan mobil oyunlardan Toon Blast, Amerika ve Avrupa’dan sonra şimdi de dünyanın en büyük üçüncü mobil uygulama pazarı Japonya’nın en çok indirilen oyunu oldu.

Ömer İnönü

Japonya’nın Çin ve ABD’nin ardından dünyanın en büyük üçüncü mobil uygulama pazarı konumunda bulunduğunu söyleyen Peak Strateji Direktörü Ömer İnönü, Peak’in mobil uygulamalardan en çok gelir elde eden şirketler sıralamasında dünyada 26’ncı sırada yer aldığını anımsattı.

Yapay öğrenme kullanan nöroprotezler Boğaziçi Üniversitesi’nde geliştiriliyor

Nörobilimin önemli uygulama alanlarından biri de hareket ve duyu işlevini kaybetmiş kişiler için tasarlanan nöroprotezler. Geliştirilen son teknolojiler sayesinde hastaların beyinlerine veya sinirlere yerleştirilen implantlar yardımıyla nöronlarda oluşan hareket komutları algılanıyor ve bir robot kol hareket ettirilerek cisimlere erişmek, onları kavrayarak kullanmak mümkün olabiliyor. Ayrıca sinir sistemine duyusal bilgi de verilebiliyor. Nöroprotez teknolojisinin her geçen gün hızla geliştiği günümüzde Boğaziçi Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı Avrupa’dan araştırmacıların yer aldığı konsorsiyum bünyesinde, bu alanda yeni teknolojiler üzerine araştırmalar yapıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde öğretim üyesi olan Prof. Dr. Burak Güçlü’nün kurucusu olduğu Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü Dokunma Duyusu Araştırma Laboratuvarı’nda yürütülen projede, nöroprotez alanında en yeni teknolojilerden biri olan “Grafen Teknolojisi” kullanılıyor.

İsveç, İspanya, Fransa ve Türkiye’den araştırmacıların yer aldığı bir konsorsiyum bünyesinde yürütülmekte olan bu proje sayesinde yakın bir gelecekte nöroprotezler için yeni nesil biyo-uyumlu elektrodların hayatımıza girmesi bekleniyor.

Nöroprotezlere duyu özelliği kazandırılması yönünde çalışmalar yapan Burak Güçlü, İspanya ve İsveç’ten araştırma merkezilerinin yanı sıra TÜBİTAK desteğiyle Boğaziçi Üniversitesi’nin Türkiye’den tek ortak olarak yer aldığı yeni projede nöroprotezlerde yeni nesil Grafen teknolojisini denendiğini belirtti. Grafen vücut içinde iyonik sıvılarda yapısı bozulmadan kalabiliyor, hücrelere zarar vermeden temas sağlayabiliyor ve esnek yapılarda üretilebiliyor. Bu özellikleri sayesinde elektriksel, mekanik ve biyokimyasal açıdan üstün elektrodlar yapılabildiği gibi doku-organ iskeleleri, biyoalgılama ve ilaç salım sistemlerinin geliştirilmesinde önemli rol oynaması bekleniyor.

Prof. Dr. Güçlü, Avrupa Birliği’nin günümüzde bilimsel araştırmalar açısından en önemli yatırım alanı olarak kabul ettiği Grafen teknolojisi hakkında şu bilgileri verdi: ‘’Grafen, karbon atomunun bal peteği örgülü tek tabaka halinde düzlemsel yapısına verilen bir isim. Karbonun bir tür hali diyebiliriz. Boyutlarına göre çelikten 100 kat daha kuvvetli ve bugüne dek elde edilebilen en ince madde olması açısından dikkat çekiyor. Özellikle grafen oksit türevlerinin teknolojide sayısız kullanım alanı var. Örneğin şeffaf bükülebilir elektronik devrelerden tutun, minyatür biyosensörler ve ilaç salınım sistemleri yapmak, doku yenilenmesinde yardımcı malzeme olarak kullanmak mümkün. Bizim projede özellikle beyin ve sinirlerle iletişim kuracak arayüzlerde elektrod olarak kullanımıyla ilgileniyoruz.”

Geleceğin yatırım alanı: Grafen

Prof. Dr. Burak Güçlü, grafen teknolojisinin nöroprotez alanındaki önemini şu sözlerle ifade ediyor: “Avrupa Birliği’nin günümüzde beyin araştırmaları ile birlikte en fazla yatırım yaptığı alanların başında Grafen’in kullanıldığı alanlar geliyor. Biz de ortaklarından biri olduğumuz ERA-NET çağrısı kapsamındaki AB projesinde yeni nesil grafen elektrodlarla çalışıyoruz. Bunlar hali hazırda piyasada ticari olarak bulunmuyor. Bu nedenle bundan önceki deneylerde hep metal elektrodlar kullandık. Metal elektrodların elektriksel iletkenlik özellikleri çok iyi ama biyolojik uyumlulukları zayıf. Bu sert cisimler mikro düzeyde hareketli olan biyolojik yapılarla uyumlu olmuyor. Kimyasal açıdan sıkıntı yaratmayan metaller olsa bile mekanik sürtünme dokuda bağışıklık tepkisinin yüksek olmasına neden oluyor ve elektrod uzun ömürlü kullanılamıyor. Metallerden ziyade daha esnek ve yumuşak malzemeler geliştiriliyor. Grafenin türevleri ve iletken polimer malzemelere şu sıra çok yoğun ilgi var. Gelecekte cihazlarla bedenimizin temas kurduğu arayüzler bu malzemelerden oluşacak. Şu anda grafen teknolojisi hayvanlarda denenecek düzeye geldi. GRAFIN adlı projemizdeki Katalan Nanobilim ve Nanoteknoloji Enstitüsü bu teknolojiyi elektrodlara uygulayabilen uzman merkezlerden biri. Ürettikleri elektrodlar diğer İspanyol ortak Universitat Autonoma de Barcelona’da sinirler üzerinde, Boğaziçi Üniversitesi’nde ise beyin üzerinde test ediliyor. İsveç’te Chalmers Teknoloji Üniversitesi elektrodları kemiğe entegre nöroprotezler için kullanıyor. Fransız ortak Axonic firması da elektrodlara nörostimulasyon cihazları açısından kullanım alanı açmaya çalışıyor.”

Tümüyle yerli kaynaklar kullanılarak geliştirilen protez elden ilham alındı

Boğaziçi Üniversitesi’nde ayrıca Türkiye’de ilk defa tümüyle yerli kaynaklar kullanılarak insan anotomisinden esinlenen bir Protez El (Antropomorfik Hibrit Protez El) geliştirme yönünde de çalışmaların sürdüğünü aktaran Prof. Dr. Güçlü, “Biz Dokunma Duyusu Araştırma Laboratuvarı’nda bu elin biraz daha alt bir versiyonunu alarak üzerini kuvvet ve bükülme sensörleriyle kapladık. Bu sensörler kalibre edildi ve aynı anda birçok sensörden veri toplandı. Bu elin yapabildiği hareketler biraz kısıtlı fakat silindirik objeleri kavrarken sensör verisi toplanabiliyor. O veriyi bazı matematiksel işlemlerden geçirerek işledik ve yapay öğrenme algoritmalarının çıktılarına göre el artık kavradığı objenin yumuşak mı sert mi olduğunu algılayabilir hale geldi. Aynı zamanda sadece duyusal bilgiye dayanan sınıflandırmayla parmakların hareketi de takip edilebiliyor. Duyusal bilgi nöroprotezlerde sinirsel işlevleri olmayan kişiler için çok önemli. Laboratuvarımızda literatürde ilk defa olarak bu amaçla yapay öğrenme yöntemi kullanılmıştır. Bu çalışmaların sonunda obje ve hareket bilgisi kişiye duyusal geribesleme olarak aktarılacaktır.” diye ekledi.

Projede kullanılan sensörlerin deri içinde ve kas ve eklemlerdeki mekanik reseptörlerin işlevini gördüğünü belirten Güçlü, bu tip protezler çoğunlukla uzuvlarını kaybetmiş insanlarda kullanılacağı için hastalara eksik sinir uçlarındaki duyu hissini de sağlayacağını ifade ediyor. Geliştirilen nöroprotez objeyle kontağı, objenin şeklini, sertliğini ve elin pozisyonunu anlayabilecek.

BV Kripto Fonu yatırımcısına özel mobil uygulama: BV Crypto

BV Kripto Fonu yatırımcısına özel uygulama BV Crypto, AppStore ve Google Play’de!

Başarılı şirket satışları gerçekleştiren girişimcilerin teknoloji girişimlerini desteklemek, yerli ve milli teknoloji şirketlerine yatırımlar yapmak üzere kurduğu Boğaziçi Ventures, Kripto paralara yatırım ve saklama hizmeti veren BV Kripto Fonu’na ait BV Crypto uygulamasını App Store ve Google Play‘den indirebilirsiniz.

BV Crypto uygulaması, BV Kripto Fonu yatırımcılarına, Boğaziçi Ventures tarafından saklama ve kripto para alokasyonu yapılan portföylerinin anlık olarak durumunu, fon içindeki kripto paraların anlık fiyatlarını ve kripto dünyasına ait haberleri izleme imkanı sunuyor.

Boğaziçi Ventures

BV Crypto

Boğaziçi Ventures’ın, içerisinde başta siber güvenlik uzmanlarının bulunduğu çok uluslu bir ekip tarafından tasarlanan BV Crypto uygulamasına IOS ve Android marketlerden ulaşmak mümkün. BV Yatırımcı İlişkilerinden Sorumlu Partneri Tuna Ercilli uygulamanın Temmuz 2019 tarihinde hayata geçirildiğini belirterek “Bu metodoloji ve uygulama sadece Türkiye’de değil, tüm Ortadoğu coğrafyasında da bir ilki hayata geçirmiştir, özellikle uygulama içindeki yatırımcı aplikasyonunun da ülkemizde bir benzeri daha bulunmuyor. BV Crypto aracılığı ile kripto paralara yatırım yapmak isteyen fakat hangi kripto parayı nasıl alacağı ve nasıl güvenli şekilde saklayacağı konusunda çekinceleri olan tüm yatırımcıların sorunlarını çözdüğümüz gibi, aplikasyonlar üzerinden şeffaf bir şekilde anlık portföylerini takip etme imkanını da vermiş oluyoruz.” dedi.

Kripto para geleneksel sermaye portföyünde

Tuna Ercilli, geleneksel yatırım araçlarının yerini hızla yenilikçi alanlara bıraktığı günümüz Yatırım dünyasında, geleneksel sermayenin de yeni alanlara kaymaya başladığına dikkat çekerek, “BV Kripto Fonu, başta Bitcoin olmak üzere kripto para yatırımcıları ve geleneksel sermayenin içinde bulunduğu geniş bir yatırımcı çevresi için de yüksek getiri vaat eden kripto dünyasına maksimum güvenlikle giriş sağlayan bir kapı özelliğine sahip.” dedi.

Tuna Ercilli

Cepteki yatırım aracı

BV Crypto uygulaması yatırımcının fonuna ait; performans grafiği, giriş tarihi, pay adedi, giriş fiyatı, anlık fiyat, girilen günden itibaren yüzdesel getiri, fonun içindeki alokasyon, fonun içindeki kripto paraların fiyatları ve yüzdesel ağırlıkları gibi bilgilerle beraber, fondan çıkış için işlem ofisine aktarılmak üzere çıkış emri veren çıkış butonunu da içeriyor. Aplikasyonun haberler bölümünde ise kripto dünyasına ait gelişmelere yer veriliyor.

Agrovisio: Yapay zeka ile tarım alanlarını takip ederek verimliliğini arttıran girişim

Türkiye’deki girişimleri paylaştığımız serimizde gözümüze çarpan girişimlerden Agrovisio; Uydu görüntülerini ve Türkiye’de ilk olarak konumlandırdıkları toprak haritalarını, yapay zeka yardımı ile üreticinin verim potansiyelini daha tohumlar toprağa verilmeden tespit ederek yükseltiyor, tedarikçinin de fiyat ve verim sorularını daha ürünler hasat edilmeden yüksek isabetle cevapladığını iddia ediyor.

Sizlerle girişimleri paylaşırken olabildiğince anlaşılabilir olmaya dikkat ediyoruz. Agrovisio girişimini ilk etapta anlamak zor olabilir. Tarımı geliştirme ve topraklardan daha iyi verim elde edilmesini sağlayan bir girişim olarak da dile getirebiliriz.

Workup Girişimcilik Programı‘nın beşinci dönemine kabul edilen Agrovisio, Aralık 2017’de ODTÜ Teknokent’te ODTÜ’lü üç girişimci Osman Baytaroğlu, Emre Tunalı ve Caner Çalık tarafından kuruldu. Ekip yaklaşık 10 kişiden oluşuyor.

Agrovisio, her sezon tarla tarla hangi ürünlerden verim alınabileceğini söylüyor, ürünlerin gelişimleri sırasında oluşabilecek riskleri gün gün hesaplıyor, on binlerce dönüm tarlayı otomatik olarak tespit edip sınıflandırarak ekili alan, verim, rekolte ve hasat bilgilerini sunuyor.

Özetle; Ekimden hasata tarımın ihtiyacı olan sürdürülebilirlik, öngörü ve planlama ihtiyacını karşılıyor.

Girişimin hedefi, her yerden ve her zaman erişilebilen, gerçek zamanlı olarak güncellenen, tarla ölçeğinden ulusal ve uluslararası ölçeğe sonuçlar üretebilen, kişiye ve kuruma göre özelleştirilebilen, sonuç olarak da sunduğu veriler üzerinden aksiyon alarak çözüm üretebilen bir tarımsal karar destek platformu olmak. Bu konuda mühendislik çalışmalarını ODTÜ Teknokent’te sürdürüyor.

Dile getirdiğimiz gibi Türkiye’de çalışmalarına başlayan girişim, burada istediği sonuçları aldıktan sonra, komşu ülkelerdeki; buğday, arpa, pamuk, mısır, ayçiçeği gibi stratejik tarım ürünlerine odaklanarak ölçeklenebilir, sistemli ve hassas çözümler üretmek istiyor.

Tarım, ülkelerdeki dağınık yapısı, tarım alanlarının uzaklığı ve tarım pratiklerinin gelenekselliği sebebiyle teknolojiye en uzak kalmış sektörlerden biri. Bu durum tarımı, yenilikçi çözümler ile dönüşüm potansiyeli en büyük sektör haline getiriyor. Agrovisio ise tarımda doğru bilgiye dayalı güvenilir kararlar alması için paydaşlara yardımcı oluyor.

Agrovisio ile satışını Haziran 2019’da gerçekleştirdi. Aylık ortalama %200 olarak büyüyor. Bu büyümenin açık rakamlarını da ilerleyen dönemlerde ayrıca paylaşacağız.

2017 yılında ClimateLaunchpad’in düzenlediği yarışmada ulusal ayakta 1. ve uluslararası çapta ise “Sürdürülebilir Toprak Kullanımı” temasında finalist olan Agrovisio, bu süreçte kısa bir ön kuluçka programı ile hayata başladı. Sonrasında ODTÜ Teknokent’te kuluçka programına kabul edildi ve son olarak da yukarıda bahsettiğimiz gibi Workup’ın beşinci dönemine seçildi.

Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su Osman Baytaroğlu’na, girişimi büyütme sürecinde ne tür zorluklar yaşadığını sorduk. “Tarım gibi teknolojiden uzak kalmış ve geleneksel pratiklerini muhafaza etmeye meyilli bir sektörde yeni bir değer algısı yaratmanın ve yeni bir bilgi kaynağı sunmanın oldukça zor olduğunu tecrübe etmiş durumdayız. Bu süreçte ürün pazar uyumunu yakamak oldukça zorlu bir süreç olarak karşımıza çıktı. Öte yandan üreticiden tedarikçiye, perakendeciye ve hatta tüketiciye kadar önem arz eden bu bilgilerin yavaş yavaş tanıtımının yapılmasıyla birlikte ilgi ve talep hızlı bir şekilde artmaya başladı.” cevabını aldık.

Sosyal medya hesapları üzerinden ödeme almanızı sağlayan çözüm: ParamTIK

ParamPOS’un lansmanını yaptığı yeni ürünü ParamTIK, kullanıcılarına tek bir link ile Instagram, Facebook ve diğer sosyal medya hesaplarını bir online satış mağazasına çevirmelerini sağlıyor ve müşterilerine, tek bir TIK’la sosyal medya üzerinden kaliteli bir alışveriş deneyimi yaşatma imkanı sunuyor.

İnternet kullanan herkesin sosyal medya, e-posta ve tüm dijital platformlardan ticaret yapabilmesini sağlayan ParamTIK, alışverişte güvenliği üst düzeyde tutarken, kullanıcıların satış kanallarını genişleterek daha fazla potansiyel müşteriye ulaşabilmelerini sağlıyor.

ParamTIK’ı nasıl kullanabilirsiniz?

ParamTIK’ı kullanmaya başlamadan önce bireysel başvuru adımlarının izlenerek bazı detayların “Param” ile paylaşılması gerekiyor. Başvuru adımlarının tamamlanması ve üyeliğin kabul edilmesinin ardından, kişiye özel açılan panele ürün/hizmet fotoğrafları yüklenip, ürün açıklaması ve fiyat bilgisi girildikten sonra kısa sürede ürün linki oluşturulabiliyor. Oluşturulan ParamTIK linki istenilen mecrada paylaşılarak ödemeler rahatça alınabiliyor.

Havale/EFT, Mail Order yerine ParamTIK yöntemi

ParamTIK kullanıcıları, teknik geliştirmeye ihtiyaç duymadan ürün linklerini panel üzerinden kolayca oluşturabiliyorlar. Oluşturdukları linki müşterileri ile Instagram, Facebook ve diğer sosyal medya mecraları, kısa mesaj, WhatsApp ve eposta aracılığıyla paylaşarak güvenle ödeme alabiliyorlar. ParamTIK sayesinde mail order, havale/EFT gibi geleneksel süreçlerin yerini hızlı ve güvenli bir ödeme alma süreci alıyor. ParamTIK, kullanıcılarını kolayca sanal POS sahibi yaparak, hesaplarına yatacak olan tutarları daha iyi izleyebilmelerini ve satışlarını daha etkin bir şekilde yönetebilmelerini sağlıyor.

Komisyon Oranları

Yapılan satış bedeli üzerinden düşük komisyon oranlarıyla hizmet veren ParamTIK, satış yapılmadığı takdirde kullanıcılarından herhangi bir sabit ücret talep etmiyor. Ayrıca ParamTIK üzerinden satın alma işlemi gerçekleştiren müşterilerin, kullanmak için herhangi bir üyelik ücreti ödemeleri de gerekmiyor.

ParamTIK’ın Önceliği Müşteri Memnuniyeti

TURK Elektronik Para Satış ve Marka Ortaklıkları Direktörü Özlem Gürsoy, konuyla ilgili; “Sunduğumuz yenilikçi çözümler ve müşteri memnuniyeti odaklı yaklaşımımız sayesinde kullanıcı sayımız hızla artıyor. Önümüzdeki dönemlerde müşteri odaklı yaklaşımımızı daha da geliştirecek ve yeni ürünlerimizle kullanıcılarımızın hayatlar​ı​na değer katmaya devam edeceğiz.” dedi.

Teknolojik gelişmeler, yeni trendler ve değişen müşteri beklentilerine hızla ayak uydurabilen ParamPOS, yeni ürünü ParamTIK ile sosyal medya üzerinden tek linkle satış yapmaya olanak sağlıyor, hızlı ve güvenilir ödeme alma hizmeti sunarak müşterilere kolay bir alışveriş deneyimi yaşatıyor.

Türkiye İş Bankası genel müdürü Adnan Bali, Workup’la ilgili düşüncelerini anlattı

Türkiye İş Bankası genel müdürü sevgili Adnan Bali ile kısa bir video içerik ürettik. Workup Girişimcilik Programı’nın demo day gününde egirişim’e konuk olan Bali, programla ilgili düşüncelerini egirişim’e anlattı.

Market ürünlerini kapınıza getiren girişim istegelsin, sipariş verilerini paylaştı

Market alışverişinin zaman kaybetmeden, kolayca yapılmasını sağlamayı hedefleyen girişim istegelsin, platform üzerinden yapılan alışverişlerin istatistiklerini paylaştı.

2019 Ocak ayında kullanıcılarına hizmet vermeye başlayan online süpermarket istegelsin tarafından açıklanan veriler tüketicilerin market alışveriş tercihlerine dair ilginç detayları ortaya koydu. istegelsin’in kendi veri takibine göre; Anadolu Yakası’nda Kadıköy öne çıkıyor. Kadıköy’de en çok pratik yemek siparişi veriliyor. Onu sırasıyla kitap/dergi ve oyuncak/kırtasiye ürünleri takip ediyor. Ümraniye’de ise zeytin, ayçiçek yağı, anne-bebek ürünleri ve evcil hayvan ürünleri tercih ediliyor. Üçüncü ilçe olarak Maltepe geliyor. Maltepe’de en çok sipariş verilen ürün ise un ve unlu mamuller oluyor.

Avrupa Yakası’nda ise en çok sipariş Sarıyer’e ait. Sarıyer’deki istegelsin kullanıcıları en çok Türk kahvesi siparişi veriyor. Beşiktaş en çok taze meyve sebze siparişi veriyor; özellikle Çengelköy salatalığı çok seviliyor.

Hayatı kolaylaştırmayı hedefliyor

Toplamda 1000 ve üzeri siparişe bakıldığında ise dilim karpuz başı çekiyor. Kadıköy diğer ilçelere göre dilim karpuz siparişinde açık ara öndeyken, onu Üsküdar takip ediyor. Diğer ürünler; limon, kuru soğan ve pembe domates olarak sıralanıyor. Tüm ilçeler düzeyinde bakıldığında istegelsin kullanıcılarının, tuvalet/havlu kağıt ve ağır deterjanlar gibi taşımak istemedikleri ürünleri sipariş verdikleri görülüyor.

Etki alanı genişliyor

İstanbul’un yüzde 98’ine dağıtım yapan istegelsin, soğuk hava depolarında saklanan meyve, sebze ve etleri, soğuk zincir kırılmadan kullanıcısına ulaştırıyor. Bu noktada sahip oldukları güçlü altyapı ve dağıtım ağının önemini vurgulayan istegelsin CEO’su Sedat Yıldırım, “’çoksüpermarket’ sloganıyla hizmet vermeyi sürdürüyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz hizmetin en ayrıştırıcı özellikleri arasında; etlerde mahalle kasabı güvenini sunmamız, meyve, sebzeyi taze, temiz ve özel paketlerde göndermemiz ve soğuk zinciri bozmadan her türlü market ihtiyacını karşılamamız yer alıyor. İş modelimiz normal bir süpermarketten farklı olarak sadece fiziksel anlamda bir mağaza açmamak üzerine kurulu. Ürün portföyümüzde halihazırda 6 bin 500 çeşit ürün bulunuyor. Her geçen gün ürün çeşitliliğimiz artmaya devam edecek. Çeşitliliğimizi gıda ve gıda dışı tüm ev ihtiyaçlarının yüzde 90’ını karşılayacak hâle getirmek istiyoruz. İstanbul’da mevcutta yedi dağıtım merkezimiz bulunuyor. Önümüzdeki dönemde planlarımız arasında 10 büyükşehirde daha faaliyete geçmek var.” dedi.

Blockchain tabanlı ödeme sistemi MenaPay, MENA bölgesinin yüzde 80’ini hedefliyor

Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerini kapsayan MENA Bölgesinin ilk Blockchain tabanlı ödeme sistemi olan ve geçtiğimiz mayıs ayında Hande Enes‘ten yatırım aldığını paylaştığımız yerli girişim MenaPay, bölgesel güç olma hedefiyle çalışmalarına devam ediyor.

Bu kapsamda CRD Bank Tanzanya yetkililerini ağırlayan MenaPay iş birliği olanaklarının değerlendirildiği bir bilgi paylaşım toplantısı gerçekleştirdi.

MenaPay, 440 milyon nüfusa sahip bölgedeki yüzde 80’in üzerindeki banka kullanmayan kişiler tarafından kullanılmak üzere geliştirdiği Blockchain tabanlı yazılım ve uygulaması ile hizmet ağını genişletmeye devam ediyor. Farklı ülkelerden uzmanlar, fikir liderleri ve kuruluşlarla bir araya gelerek gerçekleştirilen toplantılara bir yenisini daha ekleyen MenaPay CRD Bank Tanzanya’dan üst düzey yöneticiler ve finansal danışmanların da olduğu 25 kişilik bir heyeti ağırladı.

CRD Bank Tanzanya lider ve yenilikçi yapısıyla ön planda

Menapay’in CRD Bank Tanzanya ile toplantısı

CRD Bank Tanzanya; Tanzanya, Brundi ve Doğu Afrika’da önde gelen bir Afrika Bankası ve finansal hizmetler sağlayıcısı olarak ön plana çıkıyor. 1996 yılında kurulan banka Haziran 2009’da Dar Es Salaam Borsasında (DSE) işlem gördü. Yıllar geçtikçe, CRDB Bank bölgedeki en yenilikçi ve tercih edilen finansal hizmetler ortağı haline geldi. Sağlam bir portföy ve özgün olarak uyarlanmış ürünlerle desteklenen CRDB Bank, bölgedeki en duyarlı banka olmaya devam ediyor.

Hedef bölge ülkelerinde akla ilk gelen marka olmak

MenaPay kurucuları içerisinde yer alan ve aynı zamanda MenaPay CEO’luğu görevini de üstlenen Çağla Gül Şenkardeş MenaPay olarak hem teknoloji hem de bilgi odaklı paylaşımlara ve iş birliklerine devam edeceklerinin altını çizdi. Şenkardeş CRD Bank yetkilileriyle yaptıkları toplantıda MenaPay’i ve Blockchain teknolojisini aktarma fırsatını bulduklarını paylaşarak iş birliği olanaklarını da masaya yatırdıklarını söyledi.

MenaPay olarak bölgesel bir güç olma yolunda ilerlerken bilgi paylaşım toplantılarına özel önem verdiklerini belirtti. Amaçlarının MenaPay’in hem ürün olarak hem de Blockchain konusunda hayatımıza giren yeniliklerden bahsedildiğinde bölge ülkelerde ilk akla gelen marka olmasını sağlamak olduğunu aktaran Şenkardeş bu kapsamda farklı coğrafyalardan konusunda uzman fikir liderleri ve iş insanları ile bir araya gelmeye ve ufuk açıcı toplantılara devam edeceklerini belirtti.

Commencis’in Yazılım Geliştirme Grup Yöneticiliği görevine Murat Özkan getirildi

15 yıllık teknoloji geçmişine sahip deneyimli bir ekiple, Türkiye’de ve globalde alanında önde gelen şirketlerin dijitalde büyümelerine öncülük eden Commencis‘in Yazılım Geliştirme Grup Yöneticiliği görevine Murat Özkan getirildi.

Şirkete Temmuz 2019 itibariyle katılan Özkan, yeni rolü çerçevesinde farklı projelerde ürün geliştirme ve ürün yönetimi alanlarında Commencis’e güç katacak. Özkan’ın bu görev dâhilinde aynı zamanda yurt dışı projelerde yer alacak Commencis yazılım mühendisliği ekibinin genişlemesine de katkıda bulunması planlanıyor.

Murat Özkan kimdir?

1995 yılında Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun olan ve profesyonel iş hayatına SFS Proje ve Takım Müdürü olarak başlayan Murat Özkan, bu görevinin ardından program direktörü olarak Tradesoft’ta çalıştı. 2000 yılında Tradesoft’tan ayrılarak yazılım şirketi Bizitek’in kurucu ortakları arasında yer aldı. Özkan, 2009 yılına kadar Bizitek’te Kurucu Ortak ve Genel Müdür Yardımcılığı rolünü üstlendi.

2009 yılında Ericsson’un Bizitek’i satın almasının ardından 2019 yılına kadar, Ericsson Türkiye’de sırasıyla CRM Ortadoğu Kuzey Doğu Afrika Bölge Müdürü ve Global Ürün Geliştirme Grubu Yöneticisi olarak görev yaptı. Bu görevlerinde İtalya, Slovenya, Sırbistan, Ürdün, Ukrayna, Kolombiya, Jamaika, Peru, Irak, Filistin, Yeni Kaledonya, Fransız Polinezyası ve Fildişi Sahilleri gibi farklı ülkelerde gerçekleştirilen projelerde geniş bir ekibe liderlik etti.