Ana Sayfa Blog Sayfa 811

Insider ve Akinon küresel pazarda eticaret girişimlerini birlikte büyütecek

Türkiye’nin önde gelen teknoloji girişimlerinden Insider ve Akinon, son dönemin en önemli stratejik işbirliklerinden birine imza attı. Geliştirdiği güçlü eticaret platformuyla tanınan Akinon, artık Insider’ın Growth Management Platform’uyla (GMP) tam uyumlu şekilde çalışacak. Böylece Akinon altyapısını kullanan markalar ilk günden itibaren Insider GMP’in yeteneklerinden faydalanmaya başlayabilecek.

Perakende sektörü için güçlü yazılımlar geliştirme hedefiyle kurulan Akinon, kısa sürede çok kanallı bir platform ortaya çıkarmış ve popüler birçok eticaret markasını kendine çekmeyi başarmıştı. Kendi etki alanındaki tüm ihtiyaçları karşılayan girişim, müşteri segmentasyonu ve hedeflemesinde ise e-postadan SMS’e, Whatsapp’tan mobil uygulamalara kadar her alanda etkin olan Insider’ın GMP platformuna güvendiğini açıkladı.

Ocak ayı içinde imzalanan anlaşma, Akinon platformundaki tüm markaların Insider GMP’i hem anında hem de kolaylıkla kullanabilmesini sağlayacak. Bu sayede Akinon müşterileri daha etkileşimli ve kişiselleştirilebilir bir deneyim yaşarken geri dönüşü yüksek pazarlama kampanyaları tasarlayabilecek.

Ortak müşterilerin varlığı iki şirketin teknolojik ortaklığını desteklerken Insider, 2012’den bu yana geliştirdiği GMP teknolojisini teknolojik bir sıçrama tahtası olarak görüyor. Müşteri kazanımından müşteri sadakatine (Acquisition to Retention) uzanan maceraya eşlik eden Insider GMP, makine öğrenmesini ve yapay zeka teknolojilerini kullanarak oluşturduğu özel veri katmanıyla müşteri sadakatinin artmasını sağlıyor. Bu da büyüme hızı ve kârlılığın artması anlamına geliyor.

2020 Hedeflerine Uygun Stratejik İşbirliği

Akinon’un Kurucu Ortağı ve CEO’su Tolga Tatari, 2019’u yüzde 800 büyümeyle kapattıklarını paylaştı ve 2020 hedefinin önemini şu cümlelerle dile getirdi;

‘2020’de markaların bizim platform ile kazandıkları cironun 2 milyar TL’yi geçmesini hedefliyoruz. Bu hedefe koşarken de en büyük yardımcılarımızdan biri hiç şüphesiz Insider GMP olacak. Çünkü Insider’ın gerçek zamanlı öngörüsel segmentlemesi mevcut platformumuz için çok iyi bir tamamlayıcı. Ayrıca Insider’ın başarılı küresel adımları bize hem ilham hem de tecrübe kazandıracak.’

21 ülke ofisinde 400’den fazla müşteriye hizmet veren Insider’ın Global Ticari Kanallar ve Mobil Platform Direktörü Ali Can Kamiloğlu ise iki platformun tam uyum halinde çalışacağını belirterek şunları ekledi;

“Insider GMP’in Akinon platformunda yüzde 100 performansla koşabilmesi için uzun süren titiz bir çalışma yaptık ve sonuçta üst seviye iki teknolojik altyapı güçlerini birleştirmiş oldu. Artık Akinon’un hem mevcut hem de yeni müşterilerini hassasiyetle ve merakla izliyoruz. Çünkü markaların büyüme projeksiyonlarını daha hızlı hayata geçirmeleri bize büyük bir mutluluk veriyor. Bu işbirliğiyle yurtdışı pazarında da müşteri sayımızı arttırmayı umut ediyoruz.”

Insider, 2018’de Sequoia Capital’dan 11 milyon dolarlık yatırım aldıktan sonra kişiye özel arama sonuçları sunan yapay zeka destekli ürünü Eureka’yı ve mobil web sitelerinde dönüşüm oranını arttıran InStory’yi pazara sundu. İstanbul merkezli girişim 2020’de bu ürünlerini Türkiye’de ve tüm dünyada daha fazla markaya ulaştırmak ve bulunduğu pazarlara teknolojik bir sıçrama yaşatmak istiyor.

2016 yılında kurulan Akinon ise Türkiye’de başlattığı çok kanallı eticaret dönüşümünü aynı hızla yurtdışına taşıyarak Türkiye’nin en değerli teknoloji şirketlerinden biri olmayı hedefliyor.

Türk teknoloji şirketi Medianova’nın yazılım ekibinin ilk SaaS Projesi: Wezone.io

Türk teknoloji şirketi Medianova’nın, İzmir 9 Eylül Üniversitesi Teknopark’ta kurduğu yazılım ekibinin ilk SaaS projesi olan Wezone.io, hayata geçiyor. Medianova yazılım ekibi tarafından oluşturulan proje, internet üzerinden yapılan canlı yayınlara yeni özellikler sunuyor.

İnternet üzerinden yapılan canlı yayınların Türkiye’deki ilk sağlayıcısı konumunda olan Medianova, yurtdışı pazarına açılmaya yönelik attığı global adımların yanına bir de SaaS webinar platformu ekledi. Bu hedef doğrultusunda kurulan Wezone, freemium iş modelinde ücretsiz kullanım fırsatı da sunuyor.

Şirketlere büyük kolaylık sağlıyor

Sunum veya eğitim gibi konularda internet üzerinden canlı yayın yapmak isteyen herkesin kullanabileceği Wezone, ücretsiz olma ve anlık aktivasyon gibi özellikleriyle fark yaratıyor. Beta olarak hayatına başlayan Wezone, büyük kurumlarda şirket içi network altyapısına entegre edilerek özellikle telekom, finans ve sağlık gibi sektörlerde kurum içi canlı yayın yapma olanağı da sağlıyor. Wezone ile ilk yılın sonunda 10.000 kullanıcıya ulaşılması bekleniyor.

Serkan Sevim
Serkan Sevim, CEO, Medianova

Wezone.io ile global dünyada fark yaratmayı amaçlıyoruz

Medianova’nın CEO’su Serkan Sevim, şirketin global pazardaki hedeflerine yönelik önemli açıklamalar yaptı. “Medianova olarak yıllardır, global pazarda büyümek ve alanımızda birçok proje yürüterek iddialı bir noktaya gelmek için çalışıyoruz. Hem global alanda satış olarak, hem de yıllardır Ar-Ge merkezimizde gelişen CDN platformu ile Gartner ve Frost&Sullivan’ın global araştırma raporlarında yer aldıktan sonra ilerleyen dönemlere yönelik planlarımızıdaha da geliştirdik. Bu yöndeki çalışmalarımızın ilki, dünyada hızlı büyüyen web seminer (webinar) sektörüne yönelik platform oldu. www.wezone.io adresinden ulaşılan Wezone’nun BETA sürümü ile global dünyada fark yaratacağımız bir ürünün ilk adımını hayata geçirmiş olduk. Önümüzdeki dönemde de global ölçekte yeni projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Şirketle ilgili yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Elektrikli araçlar için paylaşımlı şarj ünitesi platformu Car4Future’ın hikayesi

İzmir Ekonomi Üniversitesi TTO’nun DesignX girişim hızlandırma programında ürünlerini geliştiren ve şu an çalışmalarını Almanya’nın Berlin şehrinde sürdüren Car4Future, elektrikli araç kullanıcılarının blok zinciri teknolojisi ile hazırlanan ağ içerisinde şarj istasyonlarını bulma, şarj ünitesi sahiplerinin de gelir elde etmek için istasyonlarını paylaşıma açmasına ve rezervasyon yapmasına imkan tanıyan bir platformdur.

Biz girişimin hikayesini İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde gerçekleştirmiştik. Dile getirdiğimiz gibi kurucular çalışmalarına Berlin’den devam ediyorlar. Bakalım girişimciler yurt dışına fiilen gittikten sonra neler yaşamış, bu detayları da önümüzdeki dönemde kendilerinden öğreneceğiz.

Car4Future’ı yakından takip ediyoruz. Yeni gelişmeler oldukça da paylaşmaya devam edeceğiz.

50 bin TL hedefle kitlesel fonlamaya açılan akıllı radyatör vanası Evana, desteğinizi bekliyor

Kitlesel fonlama platformu Arıkovanı‘nda 50.000 TL hedefle yeni fonlamaya açılan Evana, evlerin daha düzenli ısınması, doğalgaz faturasından tasarruf etme ve düzenli ısınmanın sonucunda konforlu bir hava oluşmasına katkı sağlayan bir akıllı radyatör vanasıdır.

Şimdi destekleyin »

Ne tür sorunlar yaşanıyor?

  • Isınma için kalorifer kullanan insanların %75’i kullanmadıkları zaman kaloriferi kısmayı unutuyor.
  • Termostatik vanalar sıcaklığı hassas olarak kontrol edemiyor.
  • Sıcaklık ayarı yapabilmek için vanaları sürekli kapatıp açmak gerekiyor.
  • Termostatik vanalar sağlık bakanlığı tarafından önerilen konfor sıcaklığını odalarda sağlayamıyor.
  • Oda termostatları tüm odaların sıcaklığını ayrı ayrı ayarlayamıyor.

Neden Evana?

  • Doğalgazda %45’e varan tasarruf sağlıyor.
  • Tüm odak sıcaklıklarının ayrı ayrı kontrol edilebilmesini sağlıyor.
  • Odalar için ayrı ayrı sıcaklık takvimi oluşturulmasını sağlıyor.
  • Mobil telefonunuz üzerinden cihaza bağlanıp, tüm işlemlerinizi mobil ortamda halledebiliyorsunuz.

Evana ile bütün odalarınız için ayrı ayrı sıcaklık takvimi yapabilirsiniz. Evana bu saatlerde odayı istenilen sıcaklığa getirmek için yarım saat önce çalışmaya başlar. Böylelikle her zaman konforlu oda sıcaklığına sahip olursunuz ve fazla enerji tüketiminin önüne geçersiniz.

Cihazın kurulumu nasıl yapılıyor?

Kullanımı ve kurulumu çok basit olan üzerindeki tuşlarla programlayabilir veya telefonuz ile kontrol edebilirsiniz. 2 seneye kadar pil ömrü olan Evana cihazları bakım gerektirmeden çalışmasına devam eder.

2 adımda kurulum

Kurulum için hiçbir alete ihtiyacınız yoktur. Yalnızca eski vananızın bileziğini sol tarafa doğru döndürerek vanayı yerinden çıkartın. Ardından Evana’yı aynı şekilde bileziği sağa döndürerek yerine takın.

Ürünün testleri İTÜ Makine Fakültesi Duscio Labaratuvarında EN 442 standartlarındaki test odasında gerçekleşti ve bu testler yaklaşık 2 hafta sürmüş. Test sırasında yazılım, vana hareketinin azaltılması ve sensör hassasiyeti konularında optimizasyonlar yapılmış. Testte aynı koşullar altında termostatik vanalar ile verimlilik testi yapılmış ve Evana’nın normal termostatik vanalara göre %30 daha az enerji tüketerek istenilen sıcaklığı sağladığı görülmüş. Bu verimlilik farkının en büyük nedeni termostatik vanaların odada istenilen sıcaklığı tam olarak sağlayamaması, istenilen sıcaklığın her zaman üstünde olması ve radyatörü hiçbir zaman tam olarak kapatıp vanaya su akışını engellememesi olarak tespit edilmiş.

Arıkovanı’nda fonlamada olan bu projeye siz de destekleyebilir, bir girişimin seri üretime geçmesinde önemli bir katkı sağlayabilirsiniz.

McKinsey Küresel Bankacılık Raporu: Kritik dönemeçteki sektör yeni ve cesur adımlar atmalı

Önde gelen şirketlere, kamu kurumlarına, sivil toplum kuruluşlarına hizmet veren global yönetim danışmanlığı firması McKinsey & Company, bankacılık sektörünü ele aldığı yıllık raporu “McKinsey Küresel Bankacılık Değerlendirmesi 2019”’u yayınladı.

2007’deki küresel finansal krizin ardından, bankacılık sektörünün mevcut ekonomik döngünün sonuna yaklaştığına dikkat çeken rapor, bankaların %60’ından fazlasının sermaye maliyetlerini karşılayamadıklarını ve üçte birinden fazlasının da kırılgan bir yapıda ve risklere açık olduklarını belirtiyor. Rapor aynı zamanda teknoloji ve fintech şirketlerinin güçlü yatırımlarla pay almaya odaklandığı sektörde, bankaların mevcut konumlarını değerlendirmeleri ve buna göre aksiyon almaları gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu kapsamda McKinsey, dört farklı kategoriye ayırdığı bankalara özel aksiyon önerileri paylaşıyor.

Küresel bankacılık sektörü 2018 yılında kredi gelirlerinde sadece %4 büyüme sağladı

McKinsey raporuna göre, küresel bankacılık sektörü 2018 yılında, kredi gelirlerinde sadece %4 büyüme sağladı, bu, son 5 yılın en düşük oranı. Aynı zamanda nominal GSYİH’nin altında kalarak 150 baz puan elde etti ve getiri eğrisi terse dönüyor. Küresel maddi özkaynak kârlılığı da 2018’de küçük bir yükselme ile birlikte, %10,5 seviyesinde ilerliyor. Gelişmekte olan pazarlarda bankalar, dijital yıkımın da etkileri ile maddi özkaynak kârlılığında önemli bir düşüş yaşıyor. 2013’te %20 olan bu oran 2018’de %14,1’e geriledi. Gelişmiş ekonomilerde bankacılık sektörü, üretkenliğini artırıp risk maliyetlerini azaltarak bu anlamda daha iyi bir performans gösterdi ve aynı dönemde maddi özkaynak kârlılığını %6,8’den 8,9’a çıkardı. Ancak genel olarak küresel bankacılık sektörü, ekonomik döngünün sonlarına yaklaşırken ideal ve sağlıklı bir tablo yaratabilmiş değil. Bu koşullarda yatırımcıların bankalara olan güveni de düşüşe geçiyor.

McKinsey danışmanları, bankaların başarısında rol oynayan 3 temel kriteri ise faaliyet gösterdiği ülke, şirket ölçeği ve iş modeli olarak sıralıyor. Örneğin; Amerika’da faaliyet gösteren bir banka, geri ödemelerde Avrupa’daki bankalara göre %10 daha fazla puan elde ediyor. Öte yandan ister ülke ya da bölge ister segment bazında olsun büyük ölçekli banka yatırımlarının geri dönüşü daha yüksek oranlarda oluyor. Son olarak iş modelleri şirketlerin başarısında kritik bir role sahip, düşük marjlı ve hacimli bir iş modelinde bir banka faaliyet gösterdiği ülke ve ölçeğinden bağımsız olarak kâr elde etmekte zorlanabiliyor.
McKinsey aynı zamanda bankaları, işletme gücü ve piyasa istikrarlılığına göre 4 temel kategoriye ayırıyor ve finans dünyasında yaşanan kritik süreci başarıyla aşabilmeleri için her bir kategoriye özel aksiyon önerilerinde bulunuyor:

Sektör liderleri

Hem elverişli pazar şartları hem de büyük ölçekleri sayesinde bu şirketler, maddi özkaynak kârlılığında en yüksek oranlara sahip. Son 3 yılda bu oran ortalama %17 olarak gerçekleşti. Aynı zamanda ortalama 220 baz puan olan varlık maliyeti oranlarından anlaşıldığı üzere bu liderliklerini üretkenliğe çok fazla odaklanmadan elde ettiler.
Sektör liderlerinin büyük bir kısmı Kuzey Amerika’da yer alırken, %46’sı da Çin başta olmak üzere Asya ve Orta Doğu’daki gelişmekte olan ekonomilerde faaliyet gösteriyor.

Aksiyon Önerileri: Rakiplerinden farklılaştıkları temel değerleri belirlemeli ve ekonomik güçlerinden yararlanarak inovasyona odaklanmalılar. Bu, rakiplerinin zorlu koşullar nedeniyle bu alana yatırımlarını azalttıkları bu dönemde özellikle etkili bir aksiyon olacaktır. Aynı zamanda bankaların geleneksel ürünlerine ilgi azalırken, sektör liderleri, inovasyon yatırımları ve şirket satın alma ve birleşme stratejileri ile finansal teknolojiler alanında kendilerini geliştirebilir ve müşterilerine yenilikçi ürünler sunarak mevcut konumlarını daha da güçlendirebilirler. Geçmiş ekonomik döngüler incelendiğinde, benzer kritik dönemlerin sonunda lider bankaların %43’ünün ayakta kalamadığı görülüyor. Dolayısıyla bu yatırımlar yeni ekonomik döngüde bu bankaların liderliklerini koruyabilmelerinde belirleyici rol oynayacak.

Direnç Gösterenler

Makroekonomik koşullar ve yıkıcı piyasa şartlarında güçlü bir performans ve risk yönetimi başarısı sağlayan bu kategorideki bankalar, maddi özkaynak kârlılığını sınırda da olsa sağlıyorlar. Son 3 yılda bu oran ortalama olarak %10,7 olarak gerçekleşti. Öte yandan gelir ve maliyet yönetiminde zorlu bir süreci başarıyla atlatan bu bankalar, 170 baz puan ile varlık maliyeti oranında sektör liderlerini geride bıraktı.
Bu kategorideki bankalar genel olarak Batı Avrupa’da ve Japonya gibi gelişmiş Asya ekonomilerde faaliyet gösteriyor.

Aksiyon Önerileri: Sektör liderlerine benzer şekilde zorlu piyasalarda direnç gösteren bankaların, inovasyona odaklanmaları ve sundukları ürünleri zenginleştirmeleri gerekiyor. Ancak sektör liderlerinden farklı olarak bu çalışmaları daha sıkı bir maliyet yönetimi ile gerçekleştirmeli ve çok daha hızlı olmalılar. Bu kapsamda şirket satın alma ya da birleşme yerine finansal teknolojiler ve inovasyon alanında stratejik ortaklıkları değerlendirebilirler. Aynı zamanda rakiplerinden farklılaşacakları ürünleri hızlı ve esnek bir şekilde hayata geçirmeye odaklanmalılar.

Takipçiler

Bu kategori, iyi piyasa koşullarında faaliyet gösteren orta ölçekli bankalardan oluşuyor. Bu bankalar, aynı piyasa koşullarında rekabet eden sektör liderlerinin yarısından daha fazla maddi özkaynak kârlılığı elde edebilmiş durumdalar, son 3 yılda ortalama %9,6. Daha düşük performans göstermelerindeki temel etken ise gelir kazançlarından neredeyse 100 baz puan daha az elde etmiş olmaları. Bununla birlikte verimliliklerinde önemli gelişmeler sağlamış bulunuyorlar ve varlık maliyeti oranında sektör liderlerinin 20 baz puan altında, daha zorlu piyasa koşullarında faaliyet gösteren rakiplerinden ise 70 baz puan daha fazla bir performans gösteriyorlar.

Aksiyon Önerileri: Orta ölçekli operasyonları ve uygun piyasa koşulları ile bu kategorideki bankaların, ölçeklerini büyütmeye ve temel pazar ve müşteri segmentlerindeki gelirlerini artırmaya odaklanmaları gerekiyor. Bu kapsamda ürün ve hizmet portföylerini gözden geçirmeli ve stratejik değer taşımayan varlıklarını elden çıkarmalılar. Aynı zamanda inovasyon stratejilerini, devrim yaratacak nitelikte ürünler yerine, faaliyet gösterdikleri pazardaki müşteri ihtiyaçlarına göre şekillendirmeliler. Bu grubun üretkenliklerini artırma potansiyelleri de oldukça yüksek dolayısıyla maliyet yönetimi de rekabette farklılaşmak üzere odaklanmaları gereken bir diğer konu. Bu kapsamda 3. partilerden destek alamayacakları maliyet kalemleri için Sıfır Temelli Bütçeleme modeli oldukça etkin bir çözüm sunabilir.

Zorluk Yaşayanlar

Küresel çapta bankaların %36’sının son 3 yıldaki maddi özkaynak kârlılık oranları ortalama olarak %1,6. Bu, maliyetlerinin çok altında bir gelir elde ettiklerine işaret ediyor. 130 baz puan ile tüm kategorilerde en iyi maliyet yönetimi yapan bankalar olsalar da gelirlerinden oldukça düşük bir geri dönüş alıyorlar. Bu kategoride gelir geri dönüşlerinden elde edilen baz puan 180, bu sektör liderlerinde 420. Aynı zamanda bu bankalar tek haneli oranlarda pazar payına sahip ve onları farklılaştıran ürün ve hizmetler de sunmuyorlar.Bu kategorideki bankalar genellikle Batı Avrupa’da yer alıyor ve düşük kredi gelirleri ve faiz oranları gibi makroekonomik zorluklarla mücadele ediyorlar.

Aksiyon Önerileri: Bu kategorideki bankaların hızlı hareket etmeleri ve iş modellerini radikal bir şekilde ele alıp yeniden tasarlamaları hayati önem taşıyor. Bu kritik dönemi aşabilmeleri için faal oldukları pazarlardaki paylarını ve şirket ölçeklerini artırmaları gerekiyor. Bu doğrultuda en hızlı yol başka bir banka ile birleşmeye gitmek olabilir. Bunu da iki yolla gerçekleştirmek mümkün: Benzer ölçekte ve deneyime sahip başka bir banka ile birleşerek maliyetleri düşürmek ya da teknoloji altyapısı, müşteri portföyü gibi alanlarda daha güçlü bir banka ile birleşmek. Bir diğer yol ise zaten çok iyi oldukları maliyet yönetimini daha da güçlendirmek. Bunu gelir verimliliğini artıracak ürün ve hizmet yönetimi ile desteklemeleri performanslarını sağlamlaştırmalarında etkili olacaktır.

Türkiye bankacılık sektörü, finansal teknolojiler ile geleceğe hazırlanıyor

Türkiye’de bankacılık sektörünün sermaye yapısı, insan kaynağı ve teknoloji yatırımları ile yeni döneme güçlü bir şekilde hazırlandığını belirten McKinsey ortağı Gökhan Sarı; “Küresel bankacılık sektörünü değerlendiren raporumuz, ekonomik döngünün sonuna gelindiğini ve bankaların yeni dönemdeki konumlarını bugün aldıkları aksiyonların belirleyeceğini ortaya koyuyor. Ülkemiz için stratejik önem taşıyan Türkiye bankacılık sektörü de bu anlamda önemli bir sınavdan geçiyor. Son 5 yıldır Türk bankaları, uluslararası sektörün büyük bir bölümünde yaşandığı üzere, risk maliyetlerinin üzerinde getiri sağlamada zorlanıyor. Ekonomik daralma ile birlikte banka borçlarının geri ödenmesinde zorlukların yaşandığı gözlemleniyor. Ancak hane halkı borcunun milli gelire oranının %14’lere gerilediği ve bu sayede G20 ülkeleri başta olmak üzere uluslararası çapta güçlü bir konuma sahip Türkiye bankacılık sektörünün bu zorlukları aşacağına inanıyoruz. BDDK’nın açıklamış olduğu veriler de bu inancımızı destekliyor; 2018 yılsonu itibarıyla sektörün aktif büyüklüğü GSYİH’ye göre %1,04 olarak gerçekleşti. Haziran 2019 dönemi itibariyle ise sermaye yeterliliği rasyosu %17,73 gibi güçlü bir orana ulaştı. Aynı zamanda ağustos ayında sektörün elde ettiği kârlılık oranı, zorlu koşullarda dahi başarının mümkün olduğunu gözler önüne seriyor. Bankaların bu başarıyı sürdürülebilir kılmaları, kırılganlıkları aşmaları yapılarını güçlendirmeleri ve riskleri aşmaları ise raporumuzda vurguladığımız üzere inovasyon, verimlilik ve ortak çalışma platformları odaklı bir yaklaşımla mümkün. Sektörün güçlü sermaye yapısı, tecrübeli insan kaynağı ve finansal teknolojiler alanlarına yapılan yatırımlarla ülkemizin bu kritik dönemeçten güç kazanarak geçeceğine inanıyoruz” dedi.

Turkcell, 2015’te aldığı 1 milyar dolarlık kredisini vadesinden önce kapatacağını açıkladı

Turkcell, 2015’te beş yabancı bankadan aldığı toplam 1 milyar ABD doları tutarındaki sendikasyon kredisini 23 Mart’ta, vadesinden altı ay önce kapatacağını açıkladı.
Turkcell, BNP Paribas, Citibank, HSBC, ING ve Intesa Sanpaolo bankalarıyla 2015 yılında imzaladığı anlaşma uyarınca altyapı yatırımlarında ve oluşabilecek yatırım fırsatlarının finansmanında kullanmak üzere aldığı toplam 1 milyar dolar tutarındaki sendikasyon kredisini 23 Mart’ta, nihai vadesinden altı ay önce kapatacak. Yabancı yatırımcılar ve kredi kuruluşlarından başarılı likidite ve risk yönetimi sayesinde yoğun ilgi gören Turkcell, beş yıl vadeli krediyi, 2018 Haziran’dan bu yana yılda iki defa eşit taksitler halinde ödüyordu. İlk dört taksiti ödenen kredinin, son iki ödemesi bulunuyordu.

Turkcell Finanstan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Osman Yılmaz konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Sağlam bilanço yapımız ve güçlü likidite pozisyonumuz sayesinde 330 milyon ABD doları bakiyesi kalan kredimizi vadesinden yaklaşık altı ay önce kapatıyoruz. Bu işlem sayesinde maliyet optimizasyonu yaparken, aynı zamanda yıl içinde anlaşmaları tamamlanmak üzere olan uzun vadeli kredi kullanımlarıyla da borç vademizi uzatacağız. Turkcell olarak mevcutta yaklaşık dört yıl olan ortalama borçlanma vademizi, işlemden sonra ortalama beş yıla taşımış olacağız. Turkcell Grubu finansman stratejimizde, kaynaklarımızı çeşitlendirmeyi ve likidite pozisyonumuzu güçlendirmeyi önceliklendirirken, ortalama borçlanma vademizi de beş yıl civarında tutmayı hedefliyoruz. Turkcell olarak uluslararası kabul görmüş bir gösterge olan Net Borç/FAVÖK oranında 2019 Eylül sonu itibarı ile açıklanan bilançomuzda 1,0x seviyesi ile sektörün en iyisi, dünyadaki en iyi oranlardan birine sahibiz. Kredi kapamasından sonra elimizde kalan nakit 2022 sonuna kadar finansman yatırım ihtiyacımızı karşılayacak yeterliliktedir. Bu işlemle, güçlü bilanço pozisyonumuzu ve etkin bilanço yönetimimizi bir kez daha kanıtlamış olduk” ifadelerini kullandı.

Duckt: Mikro mobilite araçların tek noktada şarj olmasını sağlayan yerli girişim

Ahmet Çağrı Selçuklu, Ender Gökşen Atalay ve Evren Yazıcı tarafından Mayıs 2019’da kurulan Duckt, geliştirmiş olduğu adaptör sayesinde marka ve modelden bağımsız şekilde tüm mikro mobilite araçların tek bir noktada şarj olabilmesini sağlıyor.

Şarj istasyonlarının IoT yapısı sayesinde işletmelerin paylaşımlı araçlarının nerede olduğunu takip edebilmesinin yanı sıra araçları kilitli ve güvenli bir şekilde tutuyor ve şarj operasyonunu kolaylaştırıyor.

Duckt, son kullanıcıya hiçbir ekstra yük yüklemez. Kullanıcı sadece aracı panele yerleştiriyor ve akıllı sistem aracı tanıyıp kilitler daha sonra şarj etmeye başlar. Kullanıcının telefonuna müdahale etmesine gerek kalmadan sürüşü sonlandırır. Duckt bu işlevselliği ile en kolay UX olduğunu da öne sürüyor. Dünyadaki rakiplerinden farklı olarak açıkta kablo bulundurmaması sayesinde dışardan gelecek zararlara karşı önlem oluşturuyor. Şu anda tüm mikro mobilite araçlarının şarj olabilmesini sağlayan Duckt, yakın gelecekte otonom teslimat araçlarının da tek noktada şarj olabilmesini sağlayacak olan, geleceğin urban mobilite altyapısı hedefiyle geliştirilmiş bir tasarım.

Yazılım ve donanım olarak tamamen Türkiye’de geliştirilip üretilen Duckt, yerel pazarda belediyeler ve operatörler ile dünyanın ilk mikro mobilite regülasyonunun tanımlanmasını hedeflerken global pazarda ise 3 ana hedefe odaklanıyor:

  • Gittikçe artan network sayesinde Avrupa ve ABD pazarında önemli bir konuma sahip olmak.
  • Scooter üreticileri ile uluslararası patentini paylaşmak ve adaptörünü doğrudan araçlara ilk tasarımda entegre etmek. Bu sayede araçları altyapı sahibi ve tercih edilen araçlara dönüştürmek.
  • Yeterli sayıda network’e ulaştığını öngördüğünde B2C ile marketini genişletmek ve kolay ulaşılabilir şekilde kişisel scooter’ların da aynı network ağında paylaşılabilmesini sağlamak.

Fark Labs Mobilite İnkübasyon Merkezine kabul almış olan Duckt, geçtiğimiz dönemde Startup Estonya yarışmasını ve Tallin Belediyesinin (Estonya) mobilite yarışmasını birincilikle tamamlamıştı.

Girişimle ilgili yeni gelişmeler oldukça paylaşmaya devam edeceğiz.

Facebook, çocukların internette güvende kalmasını sağlamak için 10 ipucu paylaştı

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) Ankara’daki ofisinde düzenlenen Güvenli İnternet Günü etkinliklerinde yer alan Facebook, bir kez daha kullanıcıları platformlarında güvende kalmaları için bilgilendirmeye verdiği önemi gösterdi.

Tüm kullanıcılar için güvenli bir interneti destekleyen Güvenli İnternet Günü, internette olumlu değişiklikler yaratmak ve çocukların ve gençlerin çevrimiçi güvenliğiyle ilgili farkındalık oluşturmak adına her yıl milyonlarca kişi tarafından kutlanıyor. Hem ülkemizde hem de dünya genelinde etkinliklere ve aktivitelere ev sahipliği yapan Güvenli İnternet Günü‘nün bu yılki teması ise, “Daha iyi bir internet için hep birlikte” oldu. Bunu desteklemek adına Facebook, çocuklarını platformlarında güvende tutmak isteyen ebeveynlere yönelik “on önemli ipucu” paylaşarak ebeveynlerin ve çocukların beraber izleyebilecekleri bir animasyon film çıkarttı.

Ebeveynler İçin 10 Önemli İpucu

Çocuğunuzla henüz sosyal medyaya adım atmamışken, erken dönemde konuşun

Araştırmalar, altı yaşındaki küçük çocukların bile akıllı telefonlara ya da tabletlere erişimi olduğunu gösteriyor. Çocuğunuzla 13 yaşına erişip sosyal medya kullanmaya başlamasından önce konuşmaya başlayın. Facebook ya da Instagram’da hesabı olan genç bir çocuğunuz varsa, onu arkadaş olarak eklemeyi ya da takip etmeyi düşünün.

Yaş kısıtlamalarına dikkat edin

Facebook ve Instagram, hesap oluşturacak herkesin 13 yaşında ya da üstünde olmasını şart koşar (bu yaş sınırı yerel yasalara bağlı olarak bazı ülkelerde daha yüksek olabilir).

Çocuğunuza gerçek hayatta geçerli olan kuralların internet ortamında da aynen geçerli olduğunu anlatın

Tıpkı çocuğunuzu karşıdan karşıya geçerken her iki yöne bakması ya da bisiklet sürerken kask kullanması hakkında uyarmanız gibi, ona internette paylaşım yapmadan ya da yabancı birinin arkadaşlık isteğini kabul etmeden önce düşünmeyi öğretin.

Çocuğunuzdan size öğretmesini isteyin

Facebook hesabınız yok mu? Ya da belki de bir müzik yayını servisini denemek ilginizi çekiyordur. Çocuğunuz sizin nasıl kullanacağınızı bilmediğiniz bir servis konusunda bilgi sahibiyse, size göstermesini isteyin. Bu konuşma ayrıca emniyet, gizlilik ve güvenlik konularını tartışmak için de bir fırsat olabilir. Böylece, ona size bir şeyin nasıl kullanıldığını gösterme gücü tanımış olursunuz ve kendisi de muhtemelen bu yenilikten çok hoşlanacaktır!

Önemli anları tespit edin ve kaçırmayın

Örneğin, çocuğunuzun ilk kez cep telefonu kullanmaya başladığı an temel kuralları belirlemek için iyi bir andır. Çocuğunuzun Facebook, Instagram ve diğer sosyal medya mecralarına katılacak yaşa geldiği an, kendisiyle güvenli paylaşım hakkında konuşmak için iyi bir zaman olabilir.

Çocuğunuzun internette geçirdiği zamanı ayarlamasına yardımcı olun

İyi bir rol modeli olmaya çalışın. Çocukların “dediğinizi değil yaptığınızı örnek aldıkları” gerçeği sadece gerçek hayat için değil, çevrimiçi dünya için de geçerli. Çocuğunuza sosyal medyayı kullanabileceği ya da çevrimiçi vakit geçirebileceği bir zaman aralığı belirlemişseniz (örneğin akşam 10’dan sonra mesajlaşmak yok gibi), siz de aynı kurallara uyum gösterin.

Çocuğunuzun gizlilik ayarlarını kontrol edip yönetmesine yardımcı olun

Çocuğunuz bir sosyal medya hesabı oluşturduğunda, bu hesabı yönetmesine yardımcı olacak araçları ve ayarları kullanabilir. Facebook’un gizlilik ayarları, çocuğunuzu kimin arkadaş olarak ekleyebileceğini, kimlerin gönderilerini görebileceğini ve lokasyon gibi bazı bilgileri varsayılan olarak paylaşıp paylaşmadığını kontrol etme fırsatı sunar. Instagram’ın sunduğu zorbalık filtresi, başlık uyarıları ve hassas içerikler gibi çok sayıda esnek araç ise, gençlerin internette güvende kalmalarına yardımcı olur. Gençler, aynı zamanda profillerinde istemedikleri etkileşimleri engelleme ve zorbalık yapan hesapları, yorumları ve gönderileri kolayca şikayet etme olanaklarına sahiptir.

Çocuğunuza, endişe duyduğu bir şey gördüğünde şikayet etmesini söyleyin

Tıpkı gerçek hayattaki gibi, sosyal medyada da birbirimize empati ve saygı ile yaklaşmalıyız. Bu nedenle, biz de platformlarımızda paylaşılabilecek ve paylaşılamayacak her şeyi tanımladığımız bir dizi politika (Topluluk Standartları) geliştirdik. Neredeyse tüm Facebook ve Instagram gönderilerinde, taciz, zorbalık ve diğer sorunların şikayet edilebileceği linkler mevcut. Küresel ekiplerimiz, şikayet ettiğiniz her şeyi incelemek ve Topluluk Standartlarımızı ihlal eden tüm içerikleri kaldırmak için 7/24 çalışıyor. Şikayetlerin büyük bir çoğunluğunu 24 saat içinde değerlendirmeyi hedefliyoruz.

Ortak bir deneyim yaratın

Ailece geçirdiğiniz anları video ya da fotoğraf olarak kaydedebilir ve beraber düzenlemeler yaparak, filtreler ekleyerek ve tavşan kulakları gibi artırılmış gerçeklik özelliklerini kullanarak eğlenebilirsiniz. Çocuğunuza internette yapmayı en çok sevdiği şeyi sorabilirsiniz. Bu oyun oynamak, arkadaşlarıyla sohbet etmek ya da beraber fotoğraf paylaşmak olabilir. Siz de kendinizin internette yapmayı en çok sevdiğiniz şeylerden bahsederek birlikte teknolojiyi paylaşabilirsiniz. İşte sohbeti başlatmanın mükemmel bir yolu!

Kendinize güvenin

Çocuğunuzun gerçek hayattaki aktivitelerine karşı uyguladığınız ebeveynlik tarzını internetteki aktiviteleri için de benimseyebilirsiniz. Çocuğunuzun müzakere usulü bir anlaşmaya daha sıcak baktığını fark ettiyseniz, ikinizin de imzalayacağı bir sözleşme hazırlayın. Ya da belki çocuğunuzun sadece temel kuralları öğrenmeye ihtiyacı vardır.

Enuygun CEO’su Çağlar Erol: “Dünyanın en büyük 5 seyahat sitesinden biri olmayı hedefliyoruz”

Uçak, otobüs ve otel bileti satış yapan Enuygun.com’un CEO’su Çağlar Erol yaptığı basın toplantısında 2028 yılında dünyanın en büyük 5 seyahat sitesinden biri olmayı hedeflediklerini söyledi.

Açıklamasında bu yıl otel ve otobüs kategorilerinde 10 kat büyüme, uçak bileti tarafında ise 7,5 milyon adetin üzerinde bir satış beklediklerini söyleyen Erol ayrıca, beş farklı dilde hizmet veren global markaları Wingie ile var oldukları pazarlarda ise gelecek yıl yüzde 400 büyüme planladıklarını belirtti.

Uçak ve otobüs bileti satışından otel rezervasyonu ve araç kiralamaya kadar birçok farklı yelpazede, seyahat sektörüne yönelik kapsamlı hizmetler sunan Türkiye’de dijital seyahatin lideri Enuygun.com’un CEO’su Çağlar Erol, 2019 yılını değerlendirdiği ve gelecek hedeflerini paylaştığı basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu.

Kuruldukları günden bu yana Türkiye’de uçak bileti satın alım alışkanlıklarını değiştiren ve pazara yön veren bir hizmet sunduklarını söyleyen Erol, seyahate çıkacaklar için ihtiyaçlarını karşılayacak çok geniş bir hizmet portföyüne olduklarını ve kullanıcılarının diledikleri yerden, hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde tek bir noktadan seyahat planlamalarını sağladıklarına dikkat çekti.

“Yurt dışında yüzde 400 büyüme planlıyoruz”

“Türkiye pazarının en büyük uçak bileti satış sitesi olmamızın verdiği tecrübeyle seyahat sektöründeki farklı alanlara da girerek 2028 yılında dünyanın en büyük 5 seyahat sitesinden biri olma yolunda ilerliyoruz. Kısa vadede ise uçak bileti, otobüs bileti, otel rezervasyonu, araç kiralama ve yeni seyahat hizmetleriyle birlikte “Seyahat Süper Uygulaması” olmayı hedefliyoruz” dedi. Wingie ile ilgili de açıklamalarda bulunan Erol “Geçtiğimiz senelerde Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Arap Emirlikleri, Arapça konuşulan diğer ülkeler ve Rusya’da hizmet vermeye başladığımız Wingie markamızla yurt dışı pazarlardaki varlığımızı güçlendirmeyi ve geliştirdiğimiz stratejilerle yeni ülkelerde yeni kullanıcılarla buluşmayı hedefliyoruz. Yine 2020 içerisinde mevcutta hizmet vermekte olduğumuz pazarlara ek olarak; Kanada, Avusturya, Yeni Zelanda ve Avusturalya’daki pazarlara girmek hedeflerimiz arasında. Gelişmekte olan pazarlar her zaman kadrajımızda yer alıyor. Wingie markamız şu an İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça ve İspanyolca dillerinde, yepyeni pazarlardaki kullanıcılara hizmet veriyor. Yatırım planlarımız arasında yurt dışındaki faaliyetlerimizi daha fazla büyütmek var. Wingie ile var olduğumuz pazarlarda bu yıl yüzde 400 büyüme planlıyoruz ve bunu gerçekleştirmek için çalışmalarımızı hızlandırdık. Hedefimiz sadece Türkiye ile sınırlı kalmayıp tecrübe ve bilgi birikimimizle beraber bir dünya oyuncusu olmak.” dedi.

Vahaa: Dikey tarıma odaklanan ve yılın her günü üretim yapabilen yerli girişim

Vahaa, dikey tarım çözümleri ile dünyanın her yerinde, iklimden bağımsız olarak yılın 365 günü üretim yapılabilmesini hedefleyen bir akıllı tarım girişimidir.

Nehir Gülşen ve Yunus Emre Boyacıoğlu tarafından 2019 yılının başında İstanbul’da kurulan yerli girişim Vahaa, hidroponik yetiştirme yöntemi ve IoT teknolojisini birleştiren iklimlendirilmiş modüler üniteler, mobil uygulama aracılığıyla yönetilebiliyor ve taşınabilir özelliğiyle müşterilerimize marul, roka, çilek, domates gibi ürünleri yerinde üretim imkanı veriyor. Böylece taze ürüne erişimi kolaylaştırıyor ve kimyasal içermeyen üretimle besin değeri yüksek, temiz gıdaya erişim sağlıyor. Ekip şu an 8 kişiden oluşuyor.

MVP ve prototip aşamasını geçen girişim, ilk müşterisini de kazanmış durumda. Ayrıca geçtiğimiz ay içerisinde yeni dönemi başlayan Workup Girişimcilik Programı‘nın altıncı dönemine seçilen girişimler arasında da yerini aldı.

B2B iş modeliyle çalışmalarını sürdüren girişimin müşterileri özellikle; gıda perakendecileri, restoranlar, oteller ve ortak çalışma alanları gibi yerlerdir. Ünitenin kurulumu, kirası ve uygulamayı kapsayan bir aylık üyelik bedeli aldığı gelir modeli var. Müşteriler ve tedarikçiler arasındaki satış işlemlerinde de komisyon alıyor.

Kendi kendine yetebilen (self-sustainable), enerji bağımsız üniteler ile maksimum verimi elde ederek farklılaşmayı planlayan Vahaa’nın bitkileri yetiştirme yöntemi birçok rakibinin odaklandığı marul, yeşillik gibi ürünler dışında çilek, domates gibi ürünleri üretmesine de imkan veriyor. Ürün çeşitliliğini de bir diğer farklılaşma noktası olarak görüyor.

Türkiye pazarında yeteri kadar ticarileştikten sonra hedefi Avrupa’ya ve iklimsel olarak dezavantaja sahip, dışa bağlımlı Körfez ülkelerine açılmak istiyor.