Ana Sayfa Blog Sayfa 765

Mobiliteye yatırım yapan şirketler, nitelikli işgücü için cazibe merkezi haline geliyor

Esnek çalışma modellerinin son zamanlarda gündemde olması bu olgunun yeni olduğu anlamına gelmiyor. Mobil çalışmaya yönelik ilk toplumsal araştırmalar 1976 yılına dayanıyor. O dönemde Amerika’da mobil çalışma sisteminin doğmasının başlıca nedeni, işe gidiş gelişlerde trafikte harcanan uzun saatler olarak belirtiliyor. Günümüzde ise esnek çalışma sisteminin tüm dünyada gündeme taşınması, corona virüsü salgınından dolayı toplum sağlığı için alınan tedbirler nedeniyle evden çalışma gerekliliğinden kaynaklanıyor.

Kurum kültürü güçlü şirketler krizler daha az kayıpla atlatabiliyor

Esnek çalışma modelinin kurum kültürüne etkilerini değerlendiren Great Place to Work® Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak “Esnek çalışma modelleri hakkındaki tartışmalar uzun süredir var. Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde mobilitenin iş gücündeki varlığı belirginleşti. International Workplace Group tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, uzaktan çalışmak verimliliği yüzde 85 artırıyor. Çalışan odaklı yüksek güven kültürü yaklaşımını benimseyen şirketler, esnek çalışmaya ve mobiliteye kolaylıkla adapte olabiliyor. Yüksek güven kültürüne dayanan şirketler, kriz zamanlarını daha az kayıpla atlatabiliyor.” dedi.

Z kuşağı mobiliteyi önemsiyor

İş yaşamındaki dijital dönüşümün başarılı sonuç vermesinin teknolojik altyapıların ve uygulamaların yeterliliği kadar çalışan motivasyonu ile de bağlantılı olduğuna dikkat çeken Toprak, “Türkiye’nin En İyi İşverenleri Benchmark araştırmamız, nitelikli işgücüne sahip kişilerin, özellikle de Z kuşağının iş tercihlerinde esnek çalışma olanaklarını dikkate aldığını ortaya koyuyor. Bu durumda mobiliteyi maliyet unsuru olarak değerlendiren işletmeler, nitelikli işgücü için cazip birer seçenek olmaktan uzaklaşıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Amazon Türkiye, COVID-19’la mücadele için Türkiye’ye 3.5 milyon TL destek yaptı

Amazon Türkiye, müşteriler ve çalışanlar ile hem Türkiye hem de dünya genelindeki topluluklar için başlattığı COVID-19 mücadelesine destek çalışmaları kapsamında Türkiye’ye 3,5 milyon TL bağış yaptı.

Bağış kapsamında, kamu hastanelerinin acil olarak ihtiyaç duyduğu solunum sorunlarına karşı kullanılacak tıbbi alet ve cihazlar tedarik edilerek ihtiyaç duyan kurumlara dağıtılacak. Bağışlanan solunum cihazları, COVID-19 tedavisi gören hastaların akciğer kapasitesinin sürdürülmesinde önem taşıyor. Cihazların Kızılay aracılığı ile tedarik edilerek ilgili kuruma teslim edilmesini sağlayan bu bağış, Amazon’un dünya genelinde yürüttüğü çalışmaların bir parçası olarak hayata geçirildi.

Amazon, Avrupa genelindeki Amazon web sitelerine yerleştirilen bağış linki aracılığıyla tüketicilerin yardım kuruluşlarına bağış yapmasını sağlıyor. Türkiye’de de benzer uygulamayla Amazon Türkiye’nin web sitesine yerleştirdiği bağış linki aracılığıyla müşterileri IBAN üzerinden Kızılay’a bağışa yönlendiriyor. Amazon tarafından yapılan diğer çalışmalar arasında ayrıca; Amazon Web Services (AWS)’in AWS Teşhis Geliştirme Girişimi var. AWS’nin bu girişimi, COVID-19’un hızlı ve hatasız teşhis edilebilmesi, teşhis konulan hastaların hızlıca tedavilere yönlendirilebilmesi ve pandemi sürecinin global boyutta kısaltılması adına yapılan çalışmalara destek sağlıyor.

Program, teşhis sürecini daha etkili bir hale getirmek için çalışmalar yapan kişi ve kuruluşları, daha iyi ve doğru sonuçlar veren teşhis süreçlerini geliştirmeleri, bu programları pazara daha hızlı sürebilmeleri ve ortak çalışmalar yürütebilmeleri adına bir araya getiriyor. Bu noktada Amazon, araştırma, inovasyon, geliştirme çalışmalarının hızlandırılması, COVID-19 ve diğer bulaşıcı hastalıkların toplum nezdinde daha iyi anlaşılması ve ilerleyen dönemlerde bu bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engelleme amacıyla ortaya konulacak teşhis süreçlerinin geliştirilmesi amacıyla, program için ilk aşamada 20 milyon dolarlık bir bütçe ayırdı. Amazon’un krizden etkilenenler için yaptığı çalışmalarla ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşılabilir

Ortak konuda konuşmak isteyenleri eşleştiren uygulama Smopin’in kapanış hikayesi

Ortak konuda konuşmak isteyenleri bir araya getiren ve birbirleri arasında fikir alışverişinin yapıldığı mobil uygulama Smopin‘in faaliyetlerini sonlandırdığını bilgisini aldık.

Biz de deneyimlerini dinlemek üzere girişimin kurucusu Emir Emanetoğlu‘nu ziyaret edip, hikayesini dinledik. Bize girişiminin kapanış hikayesini anlatan Emir, nerede hata yaptıklarının detaylarını verdi. Özellikle, başarı; nasıl tanımladığınıza bağlı diyerek, istedikleri sonuçları elde edemeyince de daha fazla uzatmak istememişler. Yaklaşık 3 yıllık bir geçmişi olan Smopin’in aylık 500 bin aktif kullanıcısı varmış.

Şimdi Emir’in hikayesini dinleyelim. Yorumlarınız varsa, YouTube’da yayınlanan bu videoda paylaşabilirsiniz.

Online market servis uygulaması Cepte Şok, ücretsiz adrese teslimat hizmetine başladı

Şok Marketler’in online market servis uygulaması Cepte Şok, yenilenen tasarımı ve işlevleriyle tüm Türkiye’de adrese teslimat hizmetine başladı. Şok Marketler, Cepte Şok uygulaması ile bu zorlu günlerde evlerinde kalan müşterilerine tüm siparişlerini aynı gün içerisinde ücretsiz olarak teslim ediyor.

Kullanıcıların siparişleri artık Cepte Şok uygulaması üzerinden online ödeme ile aynı günde kapılarına ücretsiz teslim ediliyor. Ayrıca “Siparişini ver, istediğin saatte mağazadan al” seçeneği de devam ediyor.

Şok Market, bu yeni uygulamasıyla mağazalarının bulunduğu mahalledeki komşularına adrese teslimat hizmeti verecek. Kullanıcılar mahallelerindeki Şok Market’ten online alışveriş yapabilecek ve aynı gün içinde ek bir ücret ödemeden siparişleri evlerine gönderilecek. Üstelik Cepte Şok’tan sipariş verilen ürünlerin fiyatları Şok Market fiyatlarıyla aynı olacak.

Cepte Şok’ta süt ürünlerinden şarküteriye, kahvaltılıktan yemeklik malzemelere, kişisel bakımdan, ev ve yaşam kategorilerine kadar Şok Marketler’in mevcut tüm ürünleri sunuluyor. Bu sayede tüm müşteriler alışık oldukları geniş ve hesaplı ürün yelpazesine ve Şok Marketler’in kendi öz markaları olan Mis, Piyale, Evin, Mintax gibi ürünlere Cepte Şok uygulamasından da kolay ve hızlı bir şekilde ulaşma imkanı buluyor. Ayrıca kullanıcılar, “Haftanın Fırsatları” ve “Kampanyalar” bölümlerinden de mağazalardaki güncel fırsat ürünlerine ulaşabiliyor.

Şok Marketler 2020 yılında toplam 5.000 kişiyi istihdam etmeyi hedefliyor
Şok Marketler CEO’su Uğur Demirel, Cepte Şok uygulamasıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Toplum olarak içinde bulunduğumuz bu zor dönemde bu hizmeti başlatmanın bizim için anlamı büyük. İnsanların güvenilir gıdaya ulaşması için 30.000 çalışanımız ve iş ortaklarımızla birlikte var gücümüzle çalışıyoruz. Onlara da ayrıca teşekkürlerimi sunarım. Toplumumuzun kendisini rahat hissetmesi için üzerimize düşen görevleri yapmaya çalışıyoruz. Bu nedenle Şok Marketler olarak adrese teslimat hizmetini başlattık. Müşterilerimizin evden çıkmadan online olarak sipariş verdiği ürünleri marketlerimizle aynı fiyatlardan ücretsiz olarak adreslerine teslim ediyoruz. Cepte Şok için ek istihdam da sağlayacağız. Hem adrese teslimat hizmeti kapsamında hem de açmayı planladığımız yeni mağazalarla birlikte 2020 yılında toplam 5.000 kişiyi istihdam etmeyi hedefliyoruz” dedi.

Yerli şirket Panteon’un Home Restoration oyunu, dünya listelerini salladı

Fotoğraf: egirişim

2004 yılında kurulan ve faaliyetlerini ODTÜ Teknokent’te sürdüren Panteon’un “Home Restoration” oyunu Apple Store ve uygulama marketlerinde, Amerika, İngiltere, Kanada, Rusya ve İtalya başta olmak üzere 50’den fazla ülkede en çok indirilenler sıralamasında zirvede yer aldı.

COVID-19 salgını sebebiyle geçtiğimiz hafta evden çalışmaya geçen Panteon’un “Home Restoration” oyunu 50’den fazla ülkede en çok indirilenler arasına girdi ve sadece iki günde 1 milyondan fazla kişi tarafından indirildi.

Panteon’u yurt dışı pazarlara açmak stratejisi ile 2016 yılında ortak olduklarını belirten Panteon ve Teknasyon Yazılım’ın ortaklarından Burak Sağlık “Tüm ekip olarak COVID-19 salgını sebebiyle evden çalışmaya başladığımız bu dönemde yakaladığımız bu başarı bizleri çok sevindirdi. Yeni bir uygulamayı veya oyunu uygulama marketlerine sunduğumuzda evde miyiz, ofiste miyiz, gece mi gündüz mü gibi kavramlarımız kalmıyor.

Teknasyon ve Panteon’un tüm ilgili pazarlama ekipleri gecesini gündüzüne kattı ve bu başarıyı ortaya koydular. İnanılmaz hızlıydılar. Önümüzdeki dönemde Panteon’un daha fazla oyununu zirvede göreceğimize eminim. Dünyanın eve kapandığı bu zor günlerde insanların hayatlarına ufak da olsa bir eğlence katabilmek hepimize çok büyük bir motivasyon oldu.” diye konuştu.

İki günde bir milyon indirilmeyi geçti

Oyunun çok kısa sürede çok ciddi bir ivme yakaladığına vurgu yapan Panteon’un kurucusu Ufuk Şahin “Home Restoration ilk iki günde bir milyon indirilmeyi geçti. Bu başarının büyümeye devam edeceğine inanıyorum. Şu an itibariyle Amerika ve İngiltere başta olmak üzere 50’den fazla ülkede en çok indirilenler listesine girmiş durumdayız. Hedefimiz 1 ay içerisinde 10 milyon indirmeye ulaşmak” dedi. Türk oyun sektörünün başarısına da değinen Şahin, global bir sağlık sorunu yaşadığımız bugünlerde bile, Türk oyun stüdyolarının dünya mobil oyun pazarında çok önemli bir konuma sahip olduğunu vurguladı.

COVID-19’la ilgili tüm gelişmeleri takip edebileceğiniz yerli platform: Corona Reader

Panda şirketinin kurucusu ve yazılım geliştiricisi olan Ahmet Sülek, dünya üzerinde COVID-19’la ilgili üretilmiş tüm içerikleri tek bir yere toplayan Corona Reader isimli platformu yayına aldı.

Corona Reader üzerinden güncel tüm haberlere ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca konu hakkında yazılmış makaleler ve videolara da ayrı bir sekmeden erişebiliyorsunuz. Temiz bir arayüz ile üç başlıkta içeriklere keyifli bir şekilde ulaşabiliyorsunuz.

Twitter’dan resmi kuruluşların Corona Virüs içerikleriyle ilgili güncel akış: KOVİD-19

Dünyanın en popüler sosyal medya ağlarından biri olan Twitter, COVİD-19’la ilgili özel bir akış oluşturarak, kullanıcıların gündemi daha iyi takip etmesini istiyor.

Kontrol ettiğimizde akışta olan içeriklerin sadece resmi makamlara ait olduğunu görüyoruz. Twitter da bununla ilgili bir açıklama yapmış. “Bu sayfa Türk resmi makamlar ve medya kuruluşlarından koronavirüsüyle ilgili anlık güncellemeler sunuyor.

Twitter’ın en büyük amaçlarından biri kullanıcıyı platform içerisinde tutundurmak ve doğru bilgi vermek. Doğru bilgi konusunda savaşan Twitter, COVİD-19’la ilgili sadece resmi kuruluşların içeriklerine akışta yer vererek, bu konuyla ilgili güvenirlilik sağlamayı hedeflemiş.

Paylaşımlı araç girişimi MOOV, İstanbul’daki hizmet bölgesini genişletti

Eylül 2018’de Türkiye’de serbest dolaşımlı paylaşımlı araçları İstanbulluların hizmetine sunan MOOV, COVID-19 salgını sebebiyle hizmet bölgesini genişletme kararı aldı.

Salgından dolayı sosyal izolasyon kurallarını uygulamak isteyenlerin bireysel araçlarını kullanmaya başlamaları, aracı olmayanların ise kiralama alternatiflerini değerlendirdikleri biliniyor. Buradan hareketle, İstanbul’da 1.600 araçla kullanıcılarına araç kiralamada özgürlük sunan MOOV by Garenta İstanbul’daki hizmet bölgesini genişletti. MOOV by Garenta; Esenyurt, Sarıyer, Beykoz, Çekmeköy, Sultanbeyli ve Tuzla’daki birçok mahalleyi hizmet bölgesine dahil etti.

Tam Dijital MOOV

Şubat ayı itibarıyla İzmir’de de hizmet vermeye başlayan ve serbest dolaşımlı paylaşımlı araçlarla kullanıcılarına özgürlük sunan MOOV by Garenta’da, istenilen süre kadar kiralama ve kullanılan süre kadar ödeme yapılabiliyor. Ayrıca, daha önce 8 saat üzeri kullanımlarda geçerli olan günlük kiralama opsiyonu, 30 Nisan’a kadar geçerli kampanya kapsamında 5 saatten sonra 100 kilometrelik yakıt ve sigorta dahil olarak yapılmaya başlandı. MOOV by Garenta müşterileri, herhangi bir ek işleme gerek kalmadan 5 saat ve üzeri kullanımlarında aracı 24 saate kadar kiralayabiliyor, İstanbul ve İzmir’deki hizmet bölgesi içerisinde diledikleri noktada kiralama işlemini sonlandırabiliyor.

15 dakikası 9,5 TL’den başlayan fiyatlarla 5 km’lik yakıt ve sigorta dahil olarak kiralama yapılabilen MOOV by Garenta’da, sözleşmeden kiralamaya kadar tüm süreç dijital olarak çalışıyor. Akıllı telefonlara ücretsiz olarak indirilen MOOV by Garenta uygulamasıyla en az 1 senelik ehliyet sahibi herkes kredi kartını sisteme tanımlayıp, dijital sözleşme sürecini tamamlayarak bu hizmeti kullanabiliyor. MOOV by Garenta, İstanbul’da İSPARK ve İzmir’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle İzelman otoparklarını ücretsiz olarak kullanıcılarına sunuyor.

Boyner, evde kaldığımız dönemdeki online alışveriş verilerini açıkladı

COVID-19 salgını önlemleri kapsamında “evde kal” kampanyalarının yapıldığı bu dönemde, mağazaların kapanmasıyla tüketiciler dünyada olduğu gibi Türkiye’de de online alışverişe yöneldi. Tüketiciler, evde oldukları bu süreçte farklı ürün gruplarındaki ihtiyaçlarını e-ticaret sitelerinden karşılıyor.

En çok spor giyim ürünleri tercih ediliyor

Boyner’de kadın, erkek ve çocuklar için aktif spor, ayakkabı&çanta, kozmetik, aksesuar, ev ve yaşam kategorilerinde binlerce ürün yer alıyor. Son günlerde yapılan online alışverişlerde, evde spor yapma alışkanlığının da yaygınlaşmasıyla spor giyim ürünleri ve spor aksesuarları öne çıkıyor. Kullanıcılar en çok farklı markaların spor ayakkabılarını sipariş ederken, yine spor giyim kategorisi içinde yer alan t-shirt, sweatshirt ve eşofman seçenekleri de ilgi görüyor.

Yoga ve pilates severlere pek çok ürün sunuluyor

Spor yapmaya yardımcı olan aksesuarlar da bu dönemin popüler seçenekleri arasında yer alıyor. Yoga matından pilates setine, pilates bandından step platformuna, plastik dambıllardan mekik sehpalarına, atlama iplerinden şınav çekme aleti ve aerobik ekipmanına kadar pek çok ürün sunulurken, evde olunan bu süreçte spor yaparak hem bedensel olarak iyi hissetmek hem de moral ve motivasyonunu yüksek tutmak isteyenler bu kategorideki ürünlere yoğun ilgi gösteriyor.

Bakım ürünlerine ilgi arttı

Evde olduğumuz bu dönemde, Boyner’in farklı markalardan binlerce ürününü bir araya getiren kozmetik kategorisine olan ilgi de arttı. Nemlendirici ve bakım kremleri kategorideki en yoğun ilgi gören ürünler olarak öne çıkarken saç ve sakal şekillendirici gibi kişisel bakım ürünleri de erkekler tarafından tercih ediliyor.

Yüzde 30’un üzerinde yeni müşteri kaydı gerçekleşti, en çok online alışveriş İstanbul’dan yapıldı

Milyonlarca kullanıcı tarafından ziyaret edilen boyner.com.tr’de, son bir haftalık dönemde yüzde 30’un üzerinde yeni müşteri kaydının gerçekleşmesi dikkat çekiyor. Boyner.com.tr üzerinden en çok alışveriş yapan ilk beş şehir ise İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa olarak sıralanırken, kullanıcı profili yüzde 55 erkek, yüzde 45 kadınlardan oluşuyor. Akşam 22:00, 23:00 saatleri de alışverişin en yoğun olduğu saatler.

Çin, COVID-19 salgınıyla mücadelede Drone teknolojisini kullanmaya başladı

İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve daha sonra COVID-19 olarak adlandırılan virus; insanların hayatına, sağlığına ve küresel ekonomiye potansiyel bir tehdit olmayı sürdürüyor.

Çin’li yetkililer COVID-19 salgınıyla mücadelede yardımcı olabilecek yeni teknolojiler bulmak amacıyla özel sektörle iş birlikleri gerçekleştirdi. Bu süreçte, DJI ve Çin’li yetkililer kamu güvenliği uygulamaları için insansız hava araçlarından faydalandılar. Uzaktan kumandayla kontrol edilen drone’lar insan etkileşimlerini minimuma indirmesi açısından bu mücadeleye önemli katkı sağladı. Virüse karşı verilen savaşta insansız hava araçlarının kullanılabileceği yeni yollar keşfedildi.

DJI’ın yerel ortaklarıyla gerçekleştirdiği görüşmeler sonucu virüsle mücadelede drone’lar 4 şekilde konumlandırıldı:

  • iletişimi kolaylaştırmak,
  • alanları dezenfekte etmek,
  • gerekli malzemeleri teslim etmek,
  • vücut sıcaklıklarını ölçmek.

DJI bu uygulamalarla dronların COVID-19’la mücadelede kullanılabileceği alanlar hakkında herkese ilham vermeyi hedefleyerek salgınla savaşta aşağıdaki görevleri gerçekleştiriyor:

1. Kentleri denetliyor ve gerekli duyuruları yapıyor

Dünyanın dört bir yanındaki arama kurtarma çalışmalarında gördüğümüz üzere dronlar geniş alanları görüntülemek ve coğrafi olarak zor alanlarda iletişim kurulmasına yardımcı olan araçlar haline geldi.

Bu özellikler COVID-19 paniğini yaşayan yoğun kentleri denetlemek ve burada sağlıklı iletişim kurulmasına yardımcı olmak adına kritik önem taşıyor. Dronlar yardımıyla yetkililer bir alanı verimli bir şekilde denetlemenin yanı sıra maske takılması, içeride kalınması gibi duyuruları da yapabiliyor. Bütün bunlar yetkililerin enfekte olmuş insanlarla yakın temasta bulunmasını da engelliyor.

2. Kritik malzemeleri teslim ediyor

Pandemiyle birlikte insanların evlerinde kalması paket ve gıda dağıtım sistemlerine ciddi bir yük bindirdi. Bu noktada dronla paket teslimatları kritik tıbbi malzemeleri dağıtmanın etkili ve temassız bir yolu olarak ortaya çıktı.

Dronlarla her iki taraf için de riski bertaraf ederek 6 kg’ye kadar paketleri teslim edilebiliyor. Bu da özellikle virüs tedavisi yapılan hastaneler gibi virüsün varlığının doğrulandığı alanlarda hayati önem taşıyor.

3. Kamu alanlarını dezenfekte ediyor

Her geçen gün virüs hakkında yeni bilgiler elde edilmesiyle birlikte virüsün birkaç saatten birkaç güne kadar sert yüzeylerde (sandalyeler, masalar) yaşayabildiğine dair teoriler güçleniyor. Bu da enfekte olmuş kişilerin kamusal alanlardavirüsü başkalarına bulaşma riskini doğuruyor.

Kamusal alanları dezenfekte etmek ve COVID-19’un yayılmasını önlemek amacıyla, yerel sağlık yetkilileri, bu alanları verimli bir şekilde dezenfekte etmek amacıyla dronları test ettiler. Daha önce tarımsal ilaçlama için kullanılan püskürtme uçağı dezenfektanlarla doldurularak tüm kamusal alanların dezenfekte edilmesi sağlandı.

Yeni dezenfeksiyon işlem etkinliğinin detaylı ölçümü henüz tamamlanmamakla birlikte, hız ve alan bakımından oldukça etkili. Bir püskürtme uçağı, 16L’lik bir püskürtme tankı saatte 100.000 m2’lik alanı dezenfekte edebiliyor.

4. Vücut ısısını ölçüyor

Çin’de COVID-19’un yayılımını sınırlamak amacıyla alınan önlemlerden biri de apartmanda yaşayanlar. Dışarıdan gelen ziyaretçileri binaya kabul etmeden önce basit bir ateş ölçümü uyguladı. Uygulama genel olarak etkili olmakla birlikte bu kontrolleri yapan personeller için güvenli bir yol değil. Personel, her bir kişiyi geleneksel bir el tipi kızılötesi termometreyle ölçtüğünden, enfekte olma riski bulunuyor.

Bu riski ortadan kaldırmak amacıyla; bazı ekipler vücut ısılarını ölçmede kızılötesi kameralarla donatılmış dronları kullanıyor. DJI’ın mühendis ekibi uçan kızılötesi kameralarla insan vücut sıcaklığının ölçülebilmesi için bazı testler gerçekleştirdi. Bu testlerin sonucunda termal kameranın görüş alanına pamuklu bir çubuk takılarak kameranın doğru ölçüm yapabildiği görüldü. Ölçüm için kalibre edilmiş dron, personel güvenli bir mesafedeyken bu işlemi gerçekleştirebiliyor. Sonuçlar cesaret verici olsa da, dronların standart tıbbi veriler elde etmek için tasarlanmadığını belirtmek gerekiyor. Ölçüm işlemleri sırasında prosedürlere harfiyen uymak büyük önem taşıyor.

Sağlık Sektöründe Dronların Geleceği

Dronların sağlık sektöründe kullanılmasında COVID-19 salgını ilk örnek değil. Tanzanya ve Zanzibar’da sıtmayla savaşmak amacıyla püskürtme uçaklarından faydalanıyor. Bir grup araştırmacı, sıtma taşıyan sivrisineklerin çoğalmasını önlemek için DJI Agrasmarka zirai dronuyla pirinç tarlalarına kimyasal püskürtme uygulaması gerçekleştiriyor.£